Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şiilik ve Alevilik Arasındaki Farklar

  • Konbuyu başlatan safinaz
  • Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
bekir abimiz söyle ifade etmektedir her toplumda sapık olan kısımlar vardır örnek alevilikte bir kısım hz. aliye inanır bir kısımda sapık fikirler üzerinedir sizdeki sapık fikir üzerinde olanları bize açıklarmısınız diye buyuruyor
 

nasrallah

New member
Katılım
14 Eki 2008
Mesajlar
11
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
36
Bizde sapıklık diye birşey yoktur. Şia Ali taraftarı demektir. Ali taraftarı olmk herşeyden önce mumin kardeşini sevmekten geçer. Şiiler hiçbir zaman mezhepçilik güdüp düşmanın safında yer alıp kardeşlerini satmamıştır. 1. Dünya savaşında suudilerin din kardeşlerini ingilizlere satması şiilerin ise ingilizlere karşı osmanlıların yanında yer alması gibi. Günümüzde bunu Seyyit Hasan Nasrallah İmam Humeyni İmam Hamaney Ayetullah Ali sistani Ayetullah Fadlallah dr Ahmedinejat İmam Musa sadr uygulamaktadır. Mumin kardeşinin yanında yer alıp düşmana karşı cephe almış durumdalar.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Sapık düşüncede olanlar zaten şia değildir.


Bu sözünüze iltifat olarak bakiyorum cünki her mezhep veya gurup kendine göre sapkin olani kendinden kabul etmez.Yani Velhasil basta söyledigim gibi aslinda hepsi ayni bütün guruplarin amac ve gayeleri kendi guruplari dogrultusunda hareket etmektir Asla birlige girmeyi düsünmemektedirler yani her kesimin kutsali ayri vesselam...
 

nasrallah

New member
Katılım
14 Eki 2008
Mesajlar
11
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
36
Bu sözünüze iltifat olarak bakiyorum cünki her mezhep veya gurup kendine göre sapkin olani kendinden kabul etmez.Yani Velhasil basta söyledigim gibi aslinda hepsi ayni bütün guruplarin amac ve gayeleri kendi guruplari dogrultusunda hareket etmektir Asla birlige girmeyi düsünmemektedirler yani her kesimin kutsali ayri vesselam...

kardeşşşşşş bi git işine tmm... :)

neyse kardeşler konuya dönelim ve alakasız konuşanlardan isteğim araya fitne sokmasınlar. Birliğimiz olmasaydı sayın mete şuan israil abd ortadoğuda istediği emellere ulaşırdı. Birliğimiz olmasaydı şii sünnü birliği olmasaydı Hasan Nasrallah niye 2006 da israil ile savaştı. Hafızanı zor bakayım israil hizbullana neden savaş açtı??? Biraz mantıklı konuşalım ümitsizliğe düşürecek konulardan kendimizi sakındıralım... Lütfen :)...

Şii sünnü kardeşdir ayrım yapan kalleştir

buda benden taraf vesselam
 

nasrallah

New member
Katılım
14 Eki 2008
Mesajlar
11
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
36
ve saygı çerçevesinde birşeyleri konuşuyorsak saygısızlık yapıpda aramızı bozmaya çalışma. Lütfen :)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
ve saygı çerçevesinde birşeyleri konuşuyorsak saygısızlık yapıpda aramızı bozmaya çalışma. Lütfen :)



Kimseye saygisizlik etmedim;Konu eger israildeki konu olsaydi anlardim ama bakiyorum IRAKi unutmussunuz.Yani konu bunlar degildir.Eger birgün gercekten birlesirsenizki temennimdir iste o zaman saygi duymayi birak cephenizde yer alirdim...Konu ise bugünki degildir yani Israil veya Irak degildir Siia ve Alevi konusudur benim tesbitinde bu konudaydi...
 

nasrallah

New member
Katılım
14 Eki 2008
Mesajlar
11
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
36
[sıze=3][ı]kimseye saygisizlik etmedim;konu eger israildeki konu olsaydi anlardim ama bakiyorum ıraki unutmussunuz.yani konu bunlar degildir.eger birgün gercekten birlesirsenizki temennimdir iste o zaman saygi duymayi birak cephenizde yer alirdim...konu ise bugünki degildir yani ısrail veya ırak degildir siia ve alevi konusudur benim tesbitinde bu konudaydi...[/ı][/sıze]​

birleşirseniz diye bi söz yok kardeş birleşirsek. Ben filistini sadece bir örnek verdim. Zamanında bazı insanlar adam olsaydı bu durumda olmazdık. şimdi keşke deme zamanı DEĞİL artık olan olmuş dünyanın bütün bölgelerinde zor durumda olan müslümanlara yapacağımız en büyük yardımlardan birisi birliğimizi göstermektir. şuanda bu yapılırken senin bu şekilde bi yorum yazman şaşırttı beni.

herşey şiada alevide bitmiyor sayın mete. Kudüs gününü ilan eden israili dize getiren hamasa en çok yardımda bulunan islam düşmanlarına en büyük darbeleri indiren ve islam dünyasının bi nevi koruyuculuğunu üstlenen kim? Iş şiada bitmiyor. ırakta şii sünnü kavgası neden çıkmıyor. Elh kafirlerin oyunu tutmuyor çünkü orda ayetullah ali sistani var.

şiada sünnüde alevide kardeşdir. Bunu kuran buyurmuş bu uğurda olmuyup araya fitne sokmaya çalışanda bir numaralar fasık ve munafıktır. Onun için kardeş umut yitirici cümlelerden kaçın. Hasan nasrallahın bi sözü var islam dünyası için yenilgi dönemi kaspanmıştır. Israil bile diyor ki bu adam bişey diyorsa doğrudur. Ozaman sende inan ve buna amel et..

selametle hayırlı akşamlar
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bizde sapıklık diye birşey yoktur. Şia Ali taraftarı demektir. Ali taraftarı olmk herşeyden önce mumin kardeşini sevmekten geçer. Şiiler hiçbir zaman mezhepçilik güdüp düşmanın safında yer alıp kardeşlerini satmamıştır. 1. Dünya savaşında suudilerin din kardeşlerini ingilizlere satması şiilerin ise ingilizlere karşı osmanlıların yanında yer alması gibi. Günümüzde bunu Seyyit Hasan Nasrallah İmam Humeyni İmam Hamaney Ayetullah Ali sistani Ayetullah Fadlallah dr Ahmedinejat İmam Musa sadr uygulamaktadır. Mumin kardeşinin yanında yer alıp düşmana karşı cephe almış durumdalar.

Sayın nasrallah

Şia da sapıklık var diye bir iddiada bulunmadık. Ancak doğaldır ki, bazı şia fırkaları Hz Ali (ra) yi gereğinden fazla ön planda tutarak, ilahlaştırıcı tavırlar sergilemekte. Bu ve benzer davranışlar bir çok cenahta olabiliyor. Bunlar ile alakalı bilginiz var ise bilgilenmek istedik. Yoksa bu zihniyetlerin varlıklarından haberdarız. Siz olayı politize etmeye çalışıyorsunuz oysa...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
birleşirseniz diye bi söz yok kardeş birleşirsek. Ben filistini sadece bir örnek verdim. Zamanında bazı insanlar adam olsaydı bu durumda olmazdık. şimdi keşke deme zamanı DEĞİL artık olan olmuş dünyanın bütün bölgelerinde zor durumda olan müslümanlara yapacağımız en büyük yardımlardan birisi birliğimizi göstermektir. şuanda bu yapılırken senin bu şekilde bi yorum yazman şaşırttı beni.

herşey şiada alevide bitmiyor sayın mete. Kudüs gününü ilan eden israili dize getiren hamasa en çok yardımda bulunan islam düşmanlarına en büyük darbeleri indiren ve islam dünyasının bi nevi koruyuculuğunu üstlenen kim? Iş şiada bitmiyor. ırakta şii sünnü kavgası neden çıkmıyor. Elh kafirlerin oyunu tutmuyor çünkü orda ayetullah ali sistani var.

şiada sünnüde alevide kardeşdir. Bunu kuran buyurmuş bu uğurda olmuyup araya fitne sokmaya çalışanda bir numaralar fasık ve munafıktır. Onun için kardeş umut yitirici cümlelerden kaçın. Hasan nasrallahın bi sözü var islam dünyası için yenilgi dönemi kaspanmıştır. Israil bile diyor ki bu adam bişey diyorsa doğrudur. Ozaman sende inan ve buna amel et..

selametle hayırlı akşamlar


Öncelikle Yapildigini pek görmüyorum bu tabiki benim kendi görüsüm,Belkide haklisiniz.Ama ben birlesirsek demiyorum birlesirseniz diyorum.Cünki sizin birlesmeniz beni mutlu eder ama ben sizinle birlesemem siz Mezhep ehlisiniz bense degilim.Ama bu demek degilki destek olmam,hatta yardim dahi ederim Insallah...
 

nasrallah

New member
Katılım
14 Eki 2008
Mesajlar
11
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
36
Sayın nasrallah

Şia da sapıklık var diye bir iddiada bulunmadık. Ancak doğaldır ki, bazı şia fırkaları Hz Ali (ra) yi gereğinden fazla ön planda tutarak, ilahlaştırıcı tavırlar sergilemekte. Bu ve benzer davranışlar bir çok cenahta olabiliyor. Bunlar ile alakalı bilginiz var ise bilgilenmek istedik. Yoksa bu zihniyetlerin varlıklarından haberdarız. Siz olayı politize etmeye çalışıyorsunuz oysa...

bakın şia taraftar demektir. Kimin taraftarı Hz Alinin. Biz peygamber efendimizden sonra Hz Alinin ve hz Ali den sonra peygamberimizin buyurduğu 12 emrin halife olacağina inanıyoruz. Şimdi kalkıpta niye öyle oldu böyle olmadı diyecek halim yok. 1400 senedir çözülemiyen sorunu burda beş dk da çözecek halimiz yok. Demek istediğim o ki Hz Aliyi ilahlaştıran oldugunu konumdan farklı adlandıran kişiler şia değildir. Ynai ali taraftarı değildir. Anlatabildim sanırım. Şia dedin mi günümüzde İmam Humeyni İmam Hamaney Seyyid Hasan Nasrallah Ayetullah Ali sistani İmam Musa sadr akla gelir.

Ben şimdide sizin bana sordugunuz bu soruyu bende size soruyorum. Ki sünnet ehli insanlar sünneti en iyi yaşıyanlardır. Peygamberin buyruklarının dışına çıkan ve peygamberin sözüne ters düşecek işlerde bulunmayı adet edenler ehlisünnetten değildir bu konuda hem fikiriz sanırım
 

Zadul_Mead

New member
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
41
Şia akidesi, kuran, sahih sünnet, ashab, tabiin, ve dört müçtehid imam nezdinde batıl bir akidedir, müntesipleri dalalet içindedir. Aşağıdaki düşüncelerinden dolayı. Aşağıda sana bu inançları doğrulayanın küfre düştüğü söylenmektedir, herhangi bir isim, cemaat anılarak bilgi verilmemektedir. Bu bilgiler genel hüküm içindedir, muayyen bir şahsa ve muayyen bir cemaata indirgenmemiştir

1-Şiiler derki, “ Kuran Muhammed'e (s.a.v.) indirilen kuran değildir, asıl kuran Peygamberin ölümünden sonra 75 gün boyunca Fatıma annemize indirilen, böylece tamamlanan Kuran'dır ” (Bu söz Ehli sünnetin elinde bulundurduğu Kuranın eksik olduğunu söylemektir.)

Yine Şiiler der ki, “ Cabir el-Cabir’in şöyle dediği rivayet olunur, Ebu Cafer’i şöyle derken işittim. Kuranın indirildiği şekilde toplandığını yalancılardan başkası iddia etmemiştir. Onu indirildiği gibi Ali bin Ebi Talib ve ondan sonraki imamlardan başkası hıfzedip toplamamıştır.” (Kaynak Bkz,Kafi sf, 54/57 İran baskı hicri 1278) Ayrıca bu sözü ve batıl inancı meşhur sapık فصل الخطاب في إثبات تحريف كتاب ربِّ الأربابadlı kitabın yazarı Muhammed Takıynuri Tabrasi doğrulamış eserinde yazmış olup İran bu eseri de 1289 yılında Tahranda basmıştır.

*Yine Şiiler şu iğrenç ve küfür sözü Caferi Sadık’a isnad ederek yalan söylerler, Ebu Busayr’dan rivayet olunmuştur dedi ki, Ebu Abdullah’ın yanına girdim. Ebu Abdullah (yani Caferi sadık) dedi ki, Bizde Fatıma mushafı vardır. Fatıma mushafı nedir dedim. Dedi ki Sizin şu mushafınız gibi 3 misli büyük bir mushaftır. Allah’a yemin ederim ki, onda sizin şu

Kuran’ınızdan bir harf bile yoktur. (Kaynak Bkz,Kafi sf, 54/57 İran baskı hicri 1278) Yine Şiiler Kuranda İnşirah suresinden “Biz Aliyi sana damat kıldık” ayetinin çıkarıldığını ileri sürerek iftara atarlar. (Bkz, فصل الخطاب في إثبات تحريف كتاب ربِّ الأربابadlı eserin 1289 İran baskısı)

Açıklama : Bu sözün küfür olduğunda şüphe edilir mi ? Hangi şerî ve akli delil Kuranın tahrif edildiğini ispat eder ? Nasıl olurda korunması ilahi olan kitabımıza bu iftirayı layık görmektedirler ? Şiiler Kuran etrafında şüphe yolunu değil inkar yolunu seçmişlerdir. Bu inkarcıların nasıl olurda hak akide ehli olduğu söylenilebilir ? Müslümanların Kuranına tahrif edilmiş kitap olarak bakan bu zihniyet, nasıl olurda sevilir ? Hem Kurana eksik ve tahrif edilmiş desinler, sonrada bizden saygı ve birlik beklesinler ? Kuranın tahrif edildiğini abd, rus, israil mi söylemektedir ? Yoksa İran da basılan kitaplar mı ? Bu durumda bu inançla kime hizmet etmektedirler ? Birlik beraberlik naraları atan bu zihniyet, o zaman sizce samimi midir.


2-Şiiler der ki, “Şia imamları Gaybı bilirler, helal ve haram koyarlar, zira onlar günahtan masumdurlar.”(Kaynak Bkz,Kafi sf, 57 baskı hicri 1278)

Açıklama : Bu sözün küfür olduğunda yine şüphe yoktur, zira gaybı ancak Allah bilir ayrıca hüküm koyan da ancak Allah ve Resulüdür. Bu inançla nasıl olurda müslüman olurlar, Allah’ın bir hükmünü değiştirenlere karşı tavır alanlar, nasıl olurda kuranın tahrif edildiğini söyleyenlere velayet haklarını teslim ederler ? Onların batıl devletlerini severler, desteklerler.

3-Şiilerin son imamlarından Humeyni der ki “ Din tamamlanmamıştır, dini ancak son mehdi Muhammed bin Asakir gelecek tamamlayacaktır.” Mehdi zuhur edince de Ebu Bekir ve Ömer (r.anhume) çarmıha gerilir diye inanırlar.

Açıklama : Bu söz Rasulullah’a ve Kuran’a yapılan büyük bir bühtandır, Allah bizi bu sözden ve küfründen korusun, zira Allah ayetinde dinin tamamlandığını bildirmiştir. (Kaynak Bkz,Humeyni kitapları Keşfu’l Esrar-Hukumetu’l İslamiye ilk baskıları )


4-Şiiler derki, İmamlık/Hilafetlik hakkı nassla mutevatir derecede gelen rivayetlerle Ali’nin hakkıdır, bu yüzden Ebu Bekir ve Ömer bu hakkı çiğnemiştir, gasp etmiştir. Hatta onlar Ebu Bekir ve Ömer (r.anhume) cibt/tağut derler. تنقيح المقال في أحوال الرجال adlı eserde Ayetullah el-Mamkani sf, 207 Necef baskısı 1352) (Şii kaynak, Merkezu Ehli Beyt Limalumathttp://www.al-shia.com/html/ara/others/index.php?mod=shia&id=29 )

Mehdi zuhur edince de Ebu Bekir ve Ömer (r.anhume) çarmıha gerilir diye inanırlar.

Şiilerin Sünnilerle birliğine çağıran Muhammed Bin Muhammed Mehdi el-Halisi ( İhyau’ş Şeraiti fi mezhebi’ş Şia 1cild, 63-64) adlı eserinde bu zat bakın ne diyor, “ Ebu Bekir ve Ömer iman etmemişlerdir.”


Açıklama : Şeyhayn’a (Ebu Bekir ve Ömer) böylesine zalimce iftira atanlar küfre düşmezler mi, Allah onlardan razı oldu, Resul onlardan razı oldu, Rasulullah onları cennetle müjdelemiş.Peki biz sıradan bir insana bile sevgi, saygı derken birlik derken bu iki büyük sahabiye bunları neden düşünmüyoruz ? şiiler neden kafirlere karşı birlik için bu iftiralarından vazgeçmiyorlar.

5-Şiiler derki, Ashab dinden çıkmıştır, Ali (r.a.) safında olmayanlar dinden çıkmıştır, onların rivayetleri alınmaz, Aişe, Ebu Hureyre, Enes İbn malik, Amr bin As, Muaviye (r.anhum) rivayetleri alınmaz, onlar zalimler, kafirlerdir.

Açıklama : Ashab hakkında böyle düşünenler Allah’ın, Resulünün hükmünü çiğnemişlerdir

6-Şiiler der ki” Tüm Şii İmamları büyük ve küçük günahtan masumdurlar, imamların ellerinden her türlü olağanüstü işler gelir, ”

Açıklama : Nasıl olursa şerî ve akli delil bunu kabul eder ? Bu söz İmamların Peygamberlerden üstün olduğunu ispat etmez mi o zaman ? Bu sözün küfründe şüphe var mıdır ?

7-Şiiler derki “ Çağ-zaman imamsız olamaz, zamanın imamına biat etmeyenler cahili ölümle ölürler.”

Açıklama : Çağın imamı ise meşhurdur, ashaba hakaretler eden, gaybi bilen, helal haram koyan imamdır. Maazallah bu küfürden…..

8-Şiiler derki “ Takiyye (birine ondanmış gibi sözlü ve ameli olarak görünmek) dindendir, imandandır, bu inançlarını Caferi Sadık’a isnad ederler o demiştir ki derler “ Takiyye dinim ve babamın dinidir, Takiyye etmeyenin dini yoktur.” Takiyyeyi terk etmek namazı terk etmek gibidir. Nasıl iman terk edilmezse Takiyye de terk edilmez.

Açıklama : Şiiler yalanı, münafıklığı Takiyye olarak sunarlar. Bu ehl-i sünnet akidesinde ancak ikrah halinde meşrudur. Şiilerde ise her halde müslüman, kafire, karşı edilir.

9-Bazı Şiiler der ki, “ Ali İlahtır” Bu fırka çok daha ileri gitmiş şirke saplanmıştır, bazıları da hayır ilah değildir, imamdır, velayet yurdunun imamıdır…”

Açıklama : Sözün tehlikesi aşikardır.

10-Şiiler der ki “ Mutlaka her şii üç kişiden teberri etmelidir. Yani Ebu Bekir, Ömer, Osman’dan.” Bunlara buğz etmek Ali’nin şiası olmaktır.

Açıklama : Bu sözler açık küfürdür.

11- Şiiler der ki “ Kadınlarla Muta nikahı caizdir,”

Açıklama :Bu nikah şekli Hayber fethinde haram kılınmıştır. Ehl-i sünnet bu nikahın hükmünün kaldırıldığına inanırken onlar Ömer bu nikahı kaldırmıştır diyerek onun kaldırmasına karşı olmuşlardır. Oysa bu nikahın hükmünü Rasulullah kaldırmıştır (Müslim)

Allah İman Edenleri Şerlerinden Korusun Amin…O her şeyi işiten ve Hakkıyla bilendir.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Evet, Zadul_Mead ın bu beyanına sanırım nasrallah cevap verecektir. Hitamın da bizlerde bildiklerimizden yorum ekleyebiliriz.
 

ebuzer1

New member
Katılım
9 Şub 2013
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Mustafa islamoğlu ile şiilik üzerine söyleşi (çok faydali bir söyleşi olmuş)

Mustafa islamoğlu ile şiilik üzerine söyleşi (çok faydali bir söyleşi olmuş)

MUSTAFA İSLAMOĞLU İLE ŞİİLİK ÜZERİNE SÖYLEŞİ (ÇOK FAYDALI BİR SÖYLEŞİ OLMUŞ)

Es-Salamu aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuh
Muhterem Hocam!

Sizleri Azerbaycandan Selamlıyoruz.

Rica ediyoruz ki,aşağıda yer alan sorularımızı cevaplayasınız. Bu soruların cevaplarını 'Vahdet' ile ilgili kitabımızda yayınlamak istiyoruz.Konu ile ilgili olarak diyeceğiniz sözler, vereceğiniz fetvalar ve ya vermek istediğiniz İslam alimlerinin fetvası, Sunni-Şii kardeşlerinin birleşmesine sebep olabilir.

Bizler araştırmacı gençler olarak sizlere teşekkür ederiz.

SORULAR

1.Sünni biri namazda Şii imamına uya (iktida ede) bilirmi,bu caizmi? Buna cevaz veren (caizdir söyleyen) alimlerin isimlerini söyleye bilirmisiniz?

2.Şiilerin cemaat namazında onlarla birlikte namaz kılmak caizmi?

3.Şiilerin tekfir edilmesi caizmi?

4.Şiilere rafizi demek caizmi?

5. “Alim düz içtihad yaparsa iki sevap, yanlış içtihad yaparsa bir sevabı vardır.” Bu hadis sahih mi,Sahihse, o zaman bu hadisin mezhebler arası vahdetin sağlanmasındaki rolü nelerdir?

6.Vahdet etmek istemeyen bir müslümanın ( vahdet etmeyerek başka mezheb taraftarlarına karşı düşmanca tavır koymağın) hükmü nedir?

7.Sizin fikrinizce bazen Sunnilerle Shiilerin bir arada cem olmasina mania nelerdir?

8.Sunni ile Shii aile kura bilirmi? (Yani biri-birilerine kiz verip,oglan ala bilirlermi?)

9.Vahdetin yaranmasinda alimlerin vazifesi nelerdir?

10.Mezhebden Islama achilmak ichin ne yapmak gerekir?

Teshekkur ederiz.

Ves-Salamu aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuh


CEVAP


Muhterem kardeşlerim,


1 ve 2.

Bir Sünni veya Şii, bir başka Sünni veya Şii'nin imametine iktida eder. Mezhepler din içindedir, ayrı bir din değildir. Din İslam'dır. İslam birleştirir. ALLAH'ı bir, peygamberi bir, kıblesi bir, Kur'an'ı bir, Kabe'si bir olanların birbirlerinin arkasında namaz kılmamaları cehalettendir. Cevaz veren âlimler çoktur. Başta İmam Azam Ebu Hanife, İmam Cafer'in arkasında namaz kılmış, ona talebelik yapmıştır. Biri Sünnilerin imamı, diğeri Şiilerin imamıdır. Ama onlar birbirlerini Sünni ve Şii diye damgalamamışlardır. Çağdaş birçok âlim de buna fetva vermiştir. Sünni âlimlerden merhum Trablusgarb imamı Said Şaban, Lübnanlı Sünni âlim Fethi Yeken, Kürdistanlı âlim merhum Şeyh Osman, Hindistanlı âlim Mevdudi, Nijeryalı Âlim Seku ture, Sudanlı âlimlerin hemen tamamı, Yemenli âlim abdülmecid Zındani, Şeyh Karadavi, eski Ezher şeyhi Mustafa el-Meraği ve daha birçok âlim buna kaildir. Başta İmam Humeyni olmak üzere Allame Fadlullah, Ayetullah Hamaney, Ayetullah Muntazeri, Ayetullah Kaşani, Ayetullah Şeriat Medari gibi bir çok Şii alim de buna kaildir.

3. Ehl-i Sünnetin tüm büyük imamları bu konuda şu hükmü verir: EHL-İ KIBLE TEKFİR EDİLEMEZ. Şiiler ehl-i kıbledirler. Tekfir edenlerin imanı tehlikeye girer. Zira bir müslümanı tekfir edene ettiği tekfir döner ve kendini vurur. Efendimizin hadisinde böyle buyurulur.

4. Rafıza, "red etti", "benimsemedi", "yüz çevirdi" demektir. Siyasi mücadeleler sırasında takılmış bir isimdir ve esasen siyasidir. Tıpkı Şii ve Sünni adı gibi. Bu isimler de dini olmaktan çok siyasidir. Sünnilerin içinde sünnet düşmanı, peygamber düşmanı, ALLAH düşmanı yok mudur? Türkiye'yi hiç mi takip etmiyorsunuz? Türkiye'de peygambere, ALLAH’a, Kur'an'a düşman olan Sünnileri ne yapalım. Aynı şey Şiiler için de geçerli. Şiiler içinden böyleleri çıkmamış mıdır? O halde şöyle bir tabir yanlış olmaz. Her Sünni ehl-i sünnet değildir. ehl-i sünnet Sünni vardır ehl-i sünnet Şii vardır. Sünnet ehli olmak, peygamberin hayatına benzer bir hayat yaşamaktır.

5. Sahihtir. esasen bu hadis mahkeme hakimleri için söylenmiştir. Müteakiben müçtehidleri de içine alacak şekilde manası genişlemiştir. Müçtehitlerin ictihad farklılıkları rahmettir, zahmet değil. ehl-i Beyt mektebiyle Sünni mektep arasındaki ihtilaflar, Sünni mezheplerin kendi içlerindeki ihtilaflardan daha az değildir.

6. Vahdet farzdır. Tefrika haramdır. Kur'an'ımız "Bu ümmetiniz bir tek ümmettir ve ben de sizin (tek) Rabbinizim" der. Yine "Tefrikaya düşmeyin" der. "Dinlerini parça parça edenleri" kınar, "Nizalaşmayın, başarısız olursunuz, iman kokunuz/rüzgârınız gider" der. "ALLAH’ın ipine hep beraber sımsıkı sarılın ve tefrikaya düşmeyin" der. Bunlar hep birer Kur'anı emir ve nehiydir. Bu emir ve nehiylere uymayan mümin günahkârdır. Kur'an'ı çiğniyor demektir.

7. Mani taassuptur, cehalettir, şuursuzluktur. başka bir mani yoktur vahdet için. Müslümanlar tefrikaya düşmenin azabını çok yaşadılar hala da yaşıyorlar.

8. O nasıl sual. Bir müslüman bir hıristiyanın ve yahudinin kızını dahi alması caizken, Kur'an buna cevaz veriyorken, Sünni ile Şii birbirine neden ve nasıl kız oğlan veremeyecekmiş? Böyle şey olur mu?

9. Bu mevzuda alimlere çok iş düşmektedir. Âlimler cemiyeti şuurlandıracak, bilgilendirecek, ziyalandıracak.

10. Mezhepçilikten vazgeçmek ve mezhepli olmakla kifayet etmek icap eder. Mezhepli olmak caiz, mezhepçi olmak caiz değildir.
Vesselam
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
MUSTAFA İSLAMOĞLU İLE ŞİİLİK ÜZERİNE SÖYLEŞİ (ÇOK FAYDALI BİR SÖYLEŞİ OLMUŞ)

Es-Salamu aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuh
Muhterem Hocam!

Sizleri Azerbaycandan Selamlıyoruz.

Rica ediyoruz ki,aşağıda yer alan sorularımızı cevaplayasınız. Bu soruların cevaplarını 'Vahdet' ile ilgili kitabımızda yayınlamak istiyoruz.Konu ile ilgili olarak diyeceğiniz sözler, vereceğiniz fetvalar ve ya vermek istediğiniz İslam alimlerinin fetvası, Sunni-Şii kardeşlerinin birleşmesine sebep olabilir.

Bizler araştırmacı gençler olarak sizlere teşekkür ederiz.

SORULAR

1.Sünni biri namazda Şii imamına uya (iktida ede) bilirmi,bu caizmi? Buna cevaz veren (caizdir söyleyen) alimlerin isimlerini söyleye bilirmisiniz?

2.Şiilerin cemaat namazında onlarla birlikte namaz kılmak caizmi?

3.Şiilerin tekfir edilmesi caizmi?

4.Şiilere rafizi demek caizmi?

5. “Alim düz içtihad yaparsa iki sevap, yanlış içtihad yaparsa bir sevabı vardır.” Bu hadis sahih mi,Sahihse, o zaman bu hadisin mezhebler arası vahdetin sağlanmasındaki rolü nelerdir?

6.Vahdet etmek istemeyen bir müslümanın ( vahdet etmeyerek başka mezheb taraftarlarına karşı düşmanca tavır koymağın) hükmü nedir?

7.Sizin fikrinizce bazen Sunnilerle Shiilerin bir arada cem olmasina mania nelerdir?

8.Sunni ile Shii aile kura bilirmi? (Yani biri-birilerine kiz verip,oglan ala bilirlermi?)

9.Vahdetin yaranmasinda alimlerin vazifesi nelerdir?

10.Mezhebden Islama achilmak ichin ne yapmak gerekir?

Teshekkur ederiz.

Ves-Salamu aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuh


CEVAP


Muhterem kardeşlerim,


1 ve 2.

Bir Sünni veya Şii, bir başka Sünni veya Şii'nin imametine iktida eder. Mezhepler din içindedir, ayrı bir din değildir. Din İslam'dır. İslam birleştirir. ALLAH'ı bir, peygamberi bir, kıblesi bir, Kur'an'ı bir, Kabe'si bir olanların birbirlerinin arkasında namaz kılmamaları cehalettendir. Cevaz veren âlimler çoktur. Başta İmam Azam Ebu Hanife, İmam Cafer'in arkasında namaz kılmış, ona talebelik yapmıştır. Biri Sünnilerin imamı, diğeri Şiilerin imamıdır. Ama onlar birbirlerini Sünni ve Şii diye damgalamamışlardır. Çağdaş birçok âlim de buna fetva vermiştir. Sünni âlimlerden merhum Trablusgarb imamı Said Şaban, Lübnanlı Sünni âlim Fethi Yeken, Kürdistanlı âlim merhum Şeyh Osman, Hindistanlı âlim Mevdudi, Nijeryalı Âlim Seku ture, Sudanlı âlimlerin hemen tamamı, Yemenli âlim abdülmecid Zındani, Şeyh Karadavi, eski Ezher şeyhi Mustafa el-Meraği ve daha birçok âlim buna kaildir. Başta İmam Humeyni olmak üzere Allame Fadlullah, Ayetullah Hamaney, Ayetullah Muntazeri, Ayetullah Kaşani, Ayetullah Şeriat Medari gibi bir çok Şii alim de buna kaildir.

3. Ehl-i Sünnetin tüm büyük imamları bu konuda şu hükmü verir: EHL-İ KIBLE TEKFİR EDİLEMEZ. Şiiler ehl-i kıbledirler. Tekfir edenlerin imanı tehlikeye girer. Zira bir müslümanı tekfir edene ettiği tekfir döner ve kendini vurur. Efendimizin hadisinde böyle buyurulur.

4. Rafıza, "red etti", "benimsemedi", "yüz çevirdi" demektir. Siyasi mücadeleler sırasında takılmış bir isimdir ve esasen siyasidir. Tıpkı Şii ve Sünni adı gibi. Bu isimler de dini olmaktan çok siyasidir. Sünnilerin içinde sünnet düşmanı, peygamber düşmanı, ALLAH düşmanı yok mudur? Türkiye'yi hiç mi takip etmiyorsunuz? Türkiye'de peygambere, ALLAH’a, Kur'an'a düşman olan Sünnileri ne yapalım. Aynı şey Şiiler için de geçerli. Şiiler içinden böyleleri çıkmamış mıdır? O halde şöyle bir tabir yanlış olmaz. Her Sünni ehl-i sünnet değildir. ehl-i sünnet Sünni vardır ehl-i sünnet Şii vardır. Sünnet ehli olmak, peygamberin hayatına benzer bir hayat yaşamaktır.

5. Sahihtir. esasen bu hadis mahkeme hakimleri için söylenmiştir. Müteakiben müçtehidleri de içine alacak şekilde manası genişlemiştir. Müçtehitlerin ictihad farklılıkları rahmettir, zahmet değil. ehl-i Beyt mektebiyle Sünni mektep arasındaki ihtilaflar, Sünni mezheplerin kendi içlerindeki ihtilaflardan daha az değildir.

6. Vahdet farzdır. Tefrika haramdır. Kur'an'ımız "Bu ümmetiniz bir tek ümmettir ve ben de sizin (tek) Rabbinizim" der. Yine "Tefrikaya düşmeyin" der. "Dinlerini parça parça edenleri" kınar, "Nizalaşmayın, başarısız olursunuz, iman kokunuz/rüzgârınız gider" der. "ALLAH’ın ipine hep beraber sımsıkı sarılın ve tefrikaya düşmeyin" der. Bunlar hep birer Kur'anı emir ve nehiydir. Bu emir ve nehiylere uymayan mümin günahkârdır. Kur'an'ı çiğniyor demektir.

7. Mani taassuptur, cehalettir, şuursuzluktur. başka bir mani yoktur vahdet için. Müslümanlar tefrikaya düşmenin azabını çok yaşadılar hala da yaşıyorlar.

8. O nasıl sual. Bir müslüman bir hıristiyanın ve yahudinin kızını dahi alması caizken, Kur'an buna cevaz veriyorken, Sünni ile Şii birbirine neden ve nasıl kız oğlan veremeyecekmiş? Böyle şey olur mu?

9. Bu mevzuda alimlere çok iş düşmektedir. Âlimler cemiyeti şuurlandıracak, bilgilendirecek, ziyalandıracak.

10. Mezhepçilikten vazgeçmek ve mezhepli olmakla kifayet etmek icap eder. Mezhepli olmak caiz, mezhepçi olmak caiz değildir.
Vesselam

İtikadi bir sapkınlık olmaması kaydı ile...
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Bana göre Siia daha cok mazlum olan tarafi teskil edenlerin meydana getirdigi fikra iken Ibadet yönünden sizle fazla farklara sahip degillerdir en azindan üc vakit kildiklari namaza dahi size karsi mahcup olmamak icin ücte besi cem ettik derler,Alevilik yasam prensibleri ve ibadet yönleri ile tam bir şaman geleneginin Islama uyarlamasi olarak düsüne bilirsiniz..

Şia mazlum değil. Kimseye karşı da mahcubiyyet sözkonusu değil. Biz yüce dinimizi ve Peygamber (s.a.a)-ın sünnetini Ehli-Beyt imamlarının ve yarenlerinin nakl etdikleri hadisler doğrultusunda yaşarız. Hz. İmam Caferi Sadık (a.s) buyurmuştur: "Benim sözüm babamın sözüdür; babamın sözü ceddimin sözüdür; ceddimin sözü de Hüseyin’in sözüdür, Hüseyin’in sözü de Hasan’ın sözüdür; Hasan’ın sözü ise Ali bin Ebu Talib’in sözüdür; Ali bin Ebu Talib’in sözü ise, Resulullah’ın sözüdür; Resulullah’ın sözü ise Allah’ın sözüdür."
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Şia akidesi, kuran, sahih sünnet, ashab, tabiin, ve dört müçtehid imam nezdinde batıl bir akidedir, müntesipleri dalalet içindedir. Aşağıdaki düşüncelerinden dolayı. Aşağıda sana bu inançları doğrulayanın küfre düştüğü söylenmektedir, herhangi bir isim, cemaat anılarak bilgi verilmemektedir. Bu bilgiler genel hüküm içindedir, muayyen bir şahsa ve muayyen bir cemaata indirgenmemiştir

Tenezzül edip buna cevap bile vermem.

1-Şiiler derki, “ Kuran Muhammed'e (s.a.v.) indirilen kuran değildir, asıl kuran Peygamberin ölümünden sonra 75 gün boyunca Fatıma annemize indirilen, böylece tamamlanan Kuran'dır ” (Bu söz Ehli sünnetin elinde bulundurduğu Kuranın eksik olduğunu söylemektir.)

Yine Şiiler der ki, “ Cabir el-Cabir’in şöyle dediği rivayet olunur, Ebu Cafer’i şöyle derken işittim. Kuranın indirildiği şekilde toplandığını yalancılardan başkası iddia etmemiştir. Onu indirildiği gibi Ali bin Ebi Talib ve ondan sonraki imamlardan başkası hıfzedip toplamamıştır.” (Kaynak Bkz,Kafi sf, 54/57 İran baskı hicri 1278) Ayrıca bu sözü ve batıl inancı meşhur sapık فصل الخطاب في إثبات تحريف كتاب ربِّ الأربابadlı kitabın yazarı Muhammed Takıynuri Tabrasi doğrulamış eserinde yazmış olup İran bu eseri de 1289 yılında Tahranda basmıştır.

*Yine Şiiler şu iğrenç ve küfür sözü Caferi Sadık’a isnad ederek yalan söylerler, Ebu Busayr’dan rivayet olunmuştur dedi ki, Ebu Abdullah’ın yanına girdim. Ebu Abdullah (yani Caferi sadık) dedi ki, Bizde Fatıma mushafı vardır. Fatıma mushafı nedir dedim. Dedi ki Sizin şu mushafınız gibi 3 misli büyük bir mushaftır. Allah’a yemin ederim ki, onda sizin şu

Kuran’ınızdan bir harf bile yoktur. (Kaynak Bkz,Kafi sf, 54/57 İran baskı hicri 1278) Yine Şiiler Kuranda İnşirah suresinden “Biz Aliyi sana damat kıldık” ayetinin çıkarıldığını ileri sürerek iftara atarlar. (Bkz, فصل الخطاب في إثبات تحريف كتاب ربِّ الأربابadlı eserin 1289 İran baskısı)

Açıklama : Bu sözün küfür olduğunda şüphe edilir mi ? Hangi şerî ve akli delil Kuranın tahrif edildiğini ispat eder ? Nasıl olurda korunması ilahi olan kitabımıza bu iftirayı layık görmektedirler ? Şiiler Kuran etrafında şüphe yolunu değil inkar yolunu seçmişlerdir. Bu inkarcıların nasıl olurda hak akide ehli olduğu söylenilebilir ? Müslümanların Kuranına tahrif edilmiş kitap olarak bakan bu zihniyet, nasıl olurda sevilir ? Hem Kurana eksik ve tahrif edilmiş desinler, sonrada bizden saygı ve birlik beklesinler ? Kuranın tahrif edildiğini abd, rus, israil mi söylemektedir ? Yoksa İran da basılan kitaplar mı ? Bu durumda bu inançla kime hizmet etmektedirler ? Birlik beraberlik naraları atan bu zihniyet, o zaman sizce samimi midir.


Yazınız kadar uzun bir açıklama yapmama ihtiyaç yoktur. İddia delil ister, delilinizi getirin. Bizim delilimiz Kuranın ta kendisidir. Şiiler tarafından basılan bir Kuran getirin de en ufak bir farkı gösterin bize. Hatta kiraat konusunda Şiiler Asim kiraatinde okurlar. Ama sizden sahih bildiğiniz hadis kitaplarında geçen Halife Ömerden ve Aişeden rivayet edilen hadislerde Kuranın bazı sayfalarının keçilerin yemesi konusundakı hadislere getireceğiniz açıklamanızı duymak isterim.

2-Şiiler der ki, “Şia imamları Gaybı bilirler, helal ve haram koyarlar, zira onlar günahtan masumdurlar.”(Kaynak Bkz,Kafi sf, 57 baskı hicri 1278)

Açıklama : Bu sözün küfür olduğunda yine şüphe yoktur, zira gaybı ancak Allah bilir ayrıca hüküm koyan da ancak Allah ve Resulüdür. Bu inançla nasıl olurda müslüman olurlar, Allah’ın bir hükmünü değiştirenlere karşı tavır alanlar, nasıl olurda kuranın tahrif edildiğini söyleyenlere velayet haklarını teslim ederler ? Onların batıl devletlerini severler, desteklerler.

Bizim bilmediklerimizi bildikleri doğru. Helal, Haram koyarlar gibi bir söz asla geçemez, dikkatlice okuyun. Günahlardan masumdurlar doğru, 6. maddede açıklayacağım.

3-Şiilerin son imamlarından Humeyni der ki “ Din tamamlanmamıştır, dini ancak son mehdi Muhammed bin Asakir gelecek tamamlayacaktır.” Mehdi zuhur edince de Ebu Bekir ve Ömer (r.anhume) çarmıha gerilir diye inanırlar.

Açıklama : Bu söz Rasulullah’a ve Kuran’a yapılan büyük bir bühtandır, Allah bizi bu sözden ve küfründen korusun, zira Allah ayetinde dinin tamamlandığını bildirmiştir. (Kaynak Bkz,Humeyni kitapları Keşfu’l Esrar-Hukumetu’l İslamiye ilk baskıları )


Lütfen, farsca orijinalini buraya aktara bilimisiniz?

4-Şiiler derki, İmamlık/Hilafetlik hakkı nassla mutevatir derecede gelen rivayetlerle Ali’nin hakkıdır, bu yüzden Ebu Bekir ve Ömer bu hakkı çiğnemiştir, gasp etmiştir. Hatta onlar Ebu Bekir ve Ömer (r.anhume) cibt/tağut derler. تنقيح المقال في أحوال الرجال adlı eserde Ayetullah el-Mamkani sf, 207 Necef baskısı 1352) (Şii kaynak, Merkezu Ehli Beyt Limalumathttp://www.al-shia.com/html/ara/others/index.php?mod=shia&id=29 )

Mehdi zuhur edince de Ebu Bekir ve Ömer (r.anhume) çarmıha gerilir diye inanırlar.

Şiilerin Sünnilerle birliğine çağıran Muhammed Bin Muhammed Mehdi el-Halisi ( İhyau’ş Şeraiti fi mezhebi’ş Şia 1cild, 63-64) adlı eserinde bu zat bakın ne diyor, “ Ebu Bekir ve Ömer iman etmemişlerdir.”


Açıklama : Şeyhayn’a (Ebu Bekir ve Ömer) böylesine zalimce iftira atanlar küfre düşmezler mi, Allah onlardan razı oldu, Resul onlardan razı oldu, Rasulullah onları cennetle müjdelemiş.Peki biz sıradan bir insana bile sevgi, saygı derken birlik derken bu iki büyük sahabiye bunları neden düşünmüyoruz ? şiiler neden kafirlere karşı birlik için bu iftiralarından vazgeçmiyorlar.


Evet, biz İmam Hz. Alinin (a.s) hakkıdır diyoruz. Zaten bunun için de bize Şia denilir. Dememizin de sebebi Gadir-i Hum`da yaşananlar. Bununla diğer halifelere iftira atıyoruzmuyuz bunu tarışmak lazım. Ehli-Sünnetden olan forum üyelerinden ve ya bildiğiniz alim ve ülemanızla, hacı ve hocalarınızla Gadir-i Hum`da Hz. Muhammed (s.a.a)-ın İmam Hz. Ali (a.s)-ı kendi vasisi tayin edip etmediği konusunda sonuna kadar münazaraya varım. İsmini zikr etdiğiniz insanların yerine konuşamam çünkü eserleri orijinalindan okumadım.

5-Şiiler derki, Ashab dinden çıkmıştır, Ali (r.a.) safında olmayanlar dinden çıkmıştır, onların rivayetleri alınmaz, Aişe, Ebu Hureyre, Enes İbn malik, Amr bin As, Muaviye (r.anhum) rivayetleri alınmaz, onlar zalimler, kafirlerdir.

Açıklama : Ashab hakkında böyle düşünenler Allah’ın, Resulünün hükmünü çiğnemişlerdir

Lütfen Aişeni Hz.Peygamberimizin (s.a.a) eşi olduğu için bu konuların dışında tutalım.
Ashabın hepsini bir tutmayız bu bilinen bir gerçek ve bizi ayıran temel özelliklerden birisi. Yüreğimizin başında gezdirdiğimiz nice sahabeler var. Diğerlerininse her birisinin farklı sebepleri vardır. Özellikle Muaviye konusunda beni hiçkimse hatta Muaviyenin kendisi bile gelse kendisinin hak/lı olduğuna ikna edemez. Siz o zamanda yaşasaydınız kimin safında olurdunuz?
Eğer "karşı tarafın" diyorsanız mesele yok zaten bunun için siz sünni biz şiayız.
Eğer "Hz.Alinin tarafında" diyorsanız o zaman neyi tartışıyoruz.
Yok eğer "ikisi de haklı deyip evimde otururdum" diyorsanız bu başka.
Hak/lı birdir.


6-Şiiler der ki” Tüm Şii İmamları büyük ve küçük günahtan masumdurlar, imamların ellerinden her türlü olağanüstü işler gelir, ”

Açıklama : Nasıl olursa şerî ve akli delil bunu kabul eder ? Bu söz İmamların Peygamberlerden üstün olduğunu ispat etmez mi o zaman ? Bu sözün küfründe şüphe var mıdır ?


Burada üç farklı mesele vardır:
1.
Şiiler der ki: imamların ellerinden her türlü olağanüstü işler gelir- Olağanüstü derken ne mesela? Ben sünni kardeşlerimin söyledikleri mürşidlerinin uçabilme kabiliyyetleri olduğu gibi şeyleri İmamlarım hakkında duymadım. En katı olanımız bile bunu iddia etmez.
2. Bu söz İmamların Peygamberlerden üstün olduğunu ispat etmezmi o zaman?- Bu sorunuzun cevabı için "Peşaver geceleri" kitabından getirdiğim bu hisse yeterli olur sanırım.

Davetçi: Ali cenabınız, iddianın delilini sormadan benim delilsiz konuştuğumu buyurdunuz.
En büyük delil Kuran’ın kendisidir. Bakara suresinde Allah’ın Halili olan Hz. İbrahim’in kıssasında, üç büyük imtihan (can, mal, evlat)’dan sonrakı bu bütün tefsirlerce kabul edilmiş ve ispatlanmıştır. Allah-u Teâla bu büyük makamı O’na lütfetmiştir.
Allah-u Teâla Hz. İbrahim’e nübüvvet, risalet, ulu'l- azm’lık ve halillik makamından daha üstün olan bu makamı vermiştir. Eğer bu makam onlardan daha üstün olmasaydı bu makamın terfi unvanıyla verilmesinin manası olmazdı. Allah-u Teâla Bakara suresinin 124. ayetinde Resul-ü Ekrem (s.a.a)’e şöyle haber vermektedir.

“Hani Rabbi İbrahim’i bazı sözlerle sınadı. O da bunları yerine getirdi. (o zaman Allah Teala İbrahim’e ‘Ben seni insanlara İmam kılacağım.’ İbrahim, ‘Soyumdan olanları da İmam kıl’ dediğinde (Allah Zalimler benim ahdime erişemez dedi.”

Bu ayet-i şerifeden bir takım sonuçlar ortaya çıkmaktadır; onlardan birisi de İmamet makamının ispatıdır. Bu makam nübüvvet makamından daha üstündür. Çünkü Allah Teala İmamet makamını nübüvvet makamından sonra Hz. İbrahim’e verdi. Yukarıdaki delillerden alınan netice İmamet makamının nübüvvet makamından üstün oluşudur.

Hafız: Sizin bu sözlerinize göre, İmam olarak kabul ettiğiniz Ali’nin (k.v) makamı, Peygamber efendimizden daha üstündür. Bunun ise Gulat’ın akidesi olduğunu kendiniz söylemiştiniz.

Davetçi: Nübüvvetten kastımız sizin tabir ettiğiniz kısım değildir. Siz kendiniz de biliyorsunuz ki “nübüvvet-i amme” (genel nübüvvet) ile “nübüvvet-i hasse” (özel nübüvvet) arasında çok büyük fark vardır. İmamet makamı nübüvvet-i amme’den üstündür. Ama nübüvvet-i hasse’den aşağıdır. Peygamberimizin yüce makamı da nübüvvet-i hasse makamıydı.

Nevvab: Ara sıra sohbetin arasına girdiğim için beni bağışlayın. Ama ne yapayım aceleci ve unutkan bir yapım var. Bundan dolayı cesaret ediyorum. Söyler misiniz, bütün peygamberler Allah tarafından gönderilmiş ve aynı makama sahip insanlar değiller miydi? Nitekim Kur’ân bu konuda şöyle buyuruyor:
“O’nun peygamberleri arasında hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz.”
Öyleyse siz neden nübüvveti “Âmme ve Hasse”diye iki kısma ayırdınız?

Davetçi: Sizin delil olarak getirdiğiniz ayet kendi yerinde doğrudur. Bütün peygamberlerin peygamberliklerindeki hedef, halkı terbiye etmeleri ve onları mebde ve maada davet etmeleridir. Bu açıdan bütün peygamberler eşittirler. Ama fazilet kemal, peygamberlik etme şekilleri, derece ve rütbeleri açısından birbirlerinden farklıdırlar.

3. Tüm Şii İmamları büyük ve küçük günahtan masumdurlar- Diyoruz ve delilimiz de Kurani Kerim Ahzab suresi 33. ayetidir. Ayetde diyor: ".....Ancak ve ancak Allah, ey Ehl-i Beyt, sizden her çeşit pisliği, suçu gidermek ve sizi tam bir temizlikle tertemiz bir hale getirmek diler". Şimdi Sizce Allah (cc) dilemiş de sonradan haşa ertemeliş mi yoksa ne? Bu ayetin sonuçu ne? Bize göre Allah (cc) murad etdimi Kun feyekun! Umarım Ehl-i Beytin kimler olduğunu açıklamama ihtiyaç yoktur.
7-Şiiler derki “ Çağ-zaman imamsız olamaz, zamanın imamına biat etmeyenler cahili ölümle ölürler.”
Açıklama : Çağın imamı ise meşhurdur, ashaba hakaretler eden, gaybi bilen, helal haram koyan imamdır. Maazallah bu küfürden…..


Mezhebiniz nedir?

8-Şiiler derki “ Takiyye (birine ondanmış gibi sözlü ve ameli olarak görünmek) dindendir, imandandır, bu inançlarını Caferi Sadık’a isnad ederler o demiştir ki derler “ Takiyye dinim ve babamın dinidir, Takiyye etmeyenin dini yoktur.” Takiyyeyi terk etmek namazı terk etmek gibidir. Nasıl iman terk edilmezse Takiyye de terk edilmez.

Açıklama : Şiiler yalanı, münafıklığı Takiyye olarak sunarlar. Bu ehl-i sünnet akidesinde ancak ikrah halinde meşrudur. Şiilerde ise her halde müslüman, kafire, karşı edilir.


Ne zamandır forumda açıklığa kavuşturmak istediğim bir konuydu bir türlü rahat oturup da yazmak fırsatım olmamışdı. Hayır bir işe vesile oldun sevabından sana da düşer İnşaAllah.
Takiyye sözlükte "korunmak, sakınmak" anlamındakı sözden türemiştir. Kuran`da takiyye yapanlar şöyle anılmaktadır:
"
Canla, gönülle inanmışken ve yüreği, inançla yatışmışken zorla, cebirle, istemediği halde dininden döndüğünü söyleyenden başka inandıktan sonra Allah'ı inkâr eden, hattâ kâfirlikle yüreği genişleyen, hoşlanan kişi yok mu, bu çeşit kişileredir Allah'ın gazabı ve onlara pek büyük bir azap var.(Nahl 106)

"İnananlar iman edenleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesinler. Bu işi yapan, Allah'tan bir şey beklemesin, fakat kâfirlerden çekinmeniz gerekse o başka. Allah, kendisinden sakınmanızı emretmektedir ve dönüp varılacak yer de Allah tapısıdır."(Ali İmran 28)

Muhterem Zadul_Mead takiyye imanı gizleyip inanmadığını izhar etmek , münafıklık ise küfrü gizleyib iman izhar etmekdir.

Yine Kuran`da munafıklar şöyle anılmakta:
"İnananlarla buluştular mı inandık derler. Şeytanlarıyla yalnız kaldılar mı şüphe yok ki derler, biz sizinleyiz, biz ancak alay etmekdeyiz." Bakara 14.
Takiyyenin münafıklıktan farkını anlata bildiysem o zaman anlaşılır ki, 1400 yıl boyunca Şia ne can ve mal korkusuyla ne halife korkusuyla itikad, fıkıh, kelam konusunda taviz vermemiştir ve her zaman Ehl-i Beytin yanında olmuştur yani anlayacağınız takiyye yapmamıştır. Bazı meselerde siz de biz de yapmışız takiyye. Takiyye bazen haram, bazen de caizdir.

9-Bazı Şiiler der ki, “ Ali İlahtır” Bu fırka çok daha ileri gitmiş şirke saplanmıştır, bazıları da hayır ilah değildir, imamdır, velayet yurdunun imamıdır…”

Açıklama : Sözün tehlikesi aşikardır.

Hz. Ali (a.s) İmamdır. Diğer sıfatı atfetmek küfr olur.

10-Şiiler der ki “ Mutlaka her şii üç kişiden teberri etmelidir. Yani Ebu Bekir, Ömer, Osman’dan.” Bunlara buğz etmek Ali’nin şiası olmaktır.

Açıklama : Bu sözler açık küfürdür.

Bunu da bilmedin. Ali şiası olmak Velayet ve İmameti kabul etmekdir.

11- Şiiler der ki “ Kadınlarla Muta nikahı caizdir,”

Açıklama :Bu nikah şekli Hayber fethinde haram kılınmıştır. Ehl-i sünnet bu nikahın hükmünün kaldırıldığına inanırken onlar Ömer bu nikahı kaldırmıştır diyerek onun kaldırmasına karşı olmuşlardır. Oysa bu nikahın hükmünü Rasulullah kaldırmıştır (Müslim)

Hayber fethinde hangi ayetle kaldırıldı. Halife Ömerin kaldırdığı sizin kaynaklarınızda da var.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ve Ehli Sünnet-Şia mücadelesi bu zamanda boştur, faidesi yoktur, çözümü yoktur, kurcalamak fitne uyandırmaktadır, en doğrusu ahireti beklemektir.

Bu vechile münazarası da boştur, devama gerek görmüyorum.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt