Şia İtikadının Kaynakları

Biz de ashab-ı kiramdan Hz. İmam Ali`nin (a.s) yolunu tutmuşuz.
Muslim "Es-sahih", hadis 2604,
Nesai "Sünen" hadis 3006,
Muslim "Es-sahih" hadis 2916, Buhari "Es-sahih" hadis 93, Nesai "Hasais" hadis 158-166; 168, Tirmizi "Sünen" hadis 3800, hadisleri de vardır ehl-i sünnet kaynaklarında.

Çok güzel hadisler bunlar doğrudur biz hz.alinin yolundayız hz.ali ehlisünnetdir hz.alinin hz.ömer hz.ebubekir hz.osman öven sözleri vardır sahih hadislerde vardır anlican evt hz.alinin yolunu tutduk doğrudur hz.ali

Anlaşılan hadisleri okumamışsınız.

Yazdığım söz bana ait, hadis değil.

şia sapık bi mezhepdir hadisde peygamberimizin dediği gibi 72 sapık fırka vardır hak üzere olan ehlisünnetir demişdir.
hz.alinin hakkı yenmiş yok halife onun olması gerekiyomuş ama hz.ebubekir hz.osman halifeliğine niye karşı cıkmamış o zaman diyince
ebubekir korktu kalpen itaat etmedi onlara filan yani şia öye sapıkdır ki hz muhammedin yanında hz.ömer ve hz.ebubekir yatar allah hz.muhammedin size göre hainlik etmiş hz.ömer le hz.ebubekiri koyar mı allah sizi affetsin bazı alimlere göre hz.ebubekirin halifeliğini inkar eden kafirdir imam rabbaniye göre sahabeyi sadece kafirler sevmez. allah şiaya güç vermesin amin.

Dilin Sevapları:

1- Dille Allah'a ibadet ediyoruz.

2- Kur'an okuyoruz; Allah'ı zikrediyoruz.

3- Marufa emir ve münkerden nehyediyoruz.

4- Din, namus ve vatanımızı savunuyoruz.

5- Dille zalimlere feryat edip mazlumları savunuyoruz.

6- Kalpleri birbirine yakınlaştırıp sevgi, samimiyet bağlarını sağlamlaştırıyoruz.

7- İnsanları hidayet edip iyilikleri tanıtıyoruz.

8- Ezan okuyor, zikir ediyoruz; Allah'ın dinini savunuyoruz; mu'minlerin aleyhine söylenen sözlerde onları savunuyoruz.

9- Kalpleri kazanıyor, gönülleri sevindiriyoruz.

10- Allah'a şükrediyor, ona minnettarlığımızı dile getiriyoruz.

11- Gerçekleri olduğu gibi aktarıyoruz.

Dilin günahları:

1- Dille tağutları ve Allah düşmanlarını medhediyoruz.

2- Batıl, saçma sözler söylüyoruz.

3- Münkere emir ve maruftan nehyediyoruz.

4- Ecnebiler, din düşmanları ve kafirlerin lehine konuşup tebliğ ediyoruz.

5- Mazlumu tahkir, zalimi teşvik ediyoruz.

6- Söz taşımakla, küfür ve benzeri şeylerle gönüllere kin ve düşmanlık ekiyoruz.

7- İnsanları doğru yoldan saptırıp kendi heva ve heveslerimize esir ediyoruz.

8- Gıybet ediyor, bühtanlara yelteniyoruz.

9- Kalpleri kırıp müminleri haksız yere üzüyoruz.

10- Allah'a isyan ediyor, nankörlük yapıyoruz. Başımıza gelenlerden dolayı şikayet ediyoruz.

11- Gerçekleri tahrif ediyoruz.

Resul-i Ekrem (s.a.a): "Kıyamet gününde dilin kazandığı şeylerden başka bir şey mi insanları cehenneme götürecek?!"

Bana yetecek olan Allah(cc), Peygamber(s.a.a.s),Ehl-i Beyt ve seçkin sahabelerinin sevgisidir. Kimi sevip, kimi sevmeyeceğime kimse karışamaz.

EhliSünnetinKalesi' Alıntı:

Çok güzel hadisler bunlar doğrudur biz hz.alinin yolundayız hz.ali ehlisünnetdir hz.alinin hz.ömer hz.ebubekir hz.osman öven sözleri vardır sahih hadislerde vardır anlican evt hz.alinin yolunu tutduk doğrudur hz.ali

Genişletmek için tıkla ...

Ehl-i Sünnet ve Şiilik mezheplerini Hz Peygamber ve Hz Ali kurdu deyin de tam olsun bari!! Dinin parçalanıp-bölünmesini yasaklayan Peygamber ve Ehl-i Beyt'i mi mezhep kuruyor? Ne diyorsunuz siz?

(70 küsür rivayetinin sihahına inanmasam da) Ümmetin fırkalara ayrılacağını gayb aşina nazarı ile gören Peygamber ümmeti uyarmış.. ve, akabinde maalesef;

"Sünnetime uyanlar kurtulmuştur"
"Ali ve onun şiası kurtuluşa erenlerdir."
hadislerinin her birini İslam'ın iki büyük mezhebinden biri parsellemiş..
kendini necat ehli diğer fırkayı ise dalle (salalet, sapıklıkta) bilmiş..

ancak üçüncü bir hadis unutulmuş;
"Kurtulanlar Cemaattir (vahdet edip, birlik haline gelen topluluktur)"

ki bu hadis, fırkacılığı reddettiği halde "Ehl-i Sünnet" kendine "vel-Cemaat" tabirini de eklemiş.. tabiri caizse onu da parsellemiştir..
halbuki, Cemaat, birlik halindeki toplum demektir, ki "İslam'ın her mezhebi dahil olmalıdır"..

Özetle, kurtulan fırka, vahdete (cemaate) inanan sünnet ehli ve ehl-i beyt aşığı kimselerdir.. ki, zaten, Sünnet ve Ehl-i Beyt çelişmediği gibi birleştiricidir..

Bir üstad şöyle diyor; "İslam'da mezhepçilik ve mezhepsizlik yoktur.. Mezheplilik vardır.."

Ehl-i Sünnetin kalesi kardeşime naçizane tavsiyem, kaleniz ehl-i sünnet ise, düşmanınız kimdir? Ki, kale düşmandan korunmak için inşa edilen yapıdır bildiğim kadarıyla.. Kaleyi, Ehl-i Sünnet veya Şia'ya ait bilirseniz, düşmanınız, Allah'ın kardeşiniz diye buyurduğu diğer fırka mı oluyor??!
Allah (c.c.) Kur'an'da "Mü'minler kardeştir" buyuruyor bildiğim kadarıyla.. "Sünniler kardeştir..", "Şiiler kardeştir.." denmemiş.. Mü'minler kardeştir ki, Usul-i Din'e inanan her sünni-şii mülümandır.. ve kardeştir.. ve işte Allah'ın bu kardeş iki mezhebe uyarısı;
"Allah'a ve Peygamberine itâat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra (bunu yaparsanız) zayıflarsınız ve rüzgarınız (gücünüz-devletleriniz) gider ve sabredin, şüphe yok ki Allah, sabredenlerle berâberdir."

vehakeza.. didişme.. itham vs. den kaçınılmalı.. ve ittihad için çalışılmalı.. ki anonim, bekir ve sinan kardeşlerim maşallah bu ittihad için mantıklı konuşuyorlar.. ilk sayfalarda vahdeti engelleyecek önyargıların yok edilmesi için sorulan samimi sorular ve bizi mutmain kılacak yanıtlar gördüm ve sevindim..

ki, sinan kardeşimin de çok beğeneceğini düşündüğüm, hepimize faydalı olacak bir iktibas sunmak isterim;

Said Nursi, sünni talebesi Sabri ile, Erzurumlu şii-alevî talebesi Mehmed tarihi mevzuları tartıştığında, cevaben yazdğı mektupta;

"iki üç gün sonra haber aldım ki, Sabri, manasız, lüzumsuz seninle münakaşa etmiş; sen de hiddete gelmişsin. "Eyvah!" dedim. "Ya Rab! Erzurum dan imdadıma yetişen bu iki zatın münakaşasını musalahaya tebdil et" diye dua ettim. Risale-i Nur'un İhlâs Lem alarında denildiği gibi, şimdi ehl-i iman, değil Müslüman kardeşleriyle, belki Hıristiyanın dindar ruhanileriyle ittifak etmek ve medar-ı ihtilaf meseleleri nazara almamak, niza etmemek gerektir. Çünkü küfr-ü mutlak hücum ediyor. Senin, hamiyet-i diniye ve tecrübe-i ilmiye ve Nurlara karşı alakanızdan rica ediyorum ki, Sabri ile geçen macerayı unutmaya çalış ve onu da affet ve helal et. Çünkü o, kendi kafasıyla konuşmamış; eskiden beri hocalardan işittiği şeyleri, lüzumsuz münakaşa ile söylemiş. (Onu mazur gör) Bilirsin ki, büyük bir hasene ve iyilik, çok günahlara kefaret olur..."

Üstad Said Nursi, vahdet mesajı ile bitirdiği mektubunda bunları söylüyor.. Demek ki, bu nizanın sebebi sürekli hocaların kulaklarımıza fısıldadığı şeyleri soruşturmadan kabul etmek ve füru-i din'e ait olan bu meseleleri gerek olmadığı halde dillendirmek..

Ki, Sinan, bedir ve anonim kardeşlerin hocaların sürekli aktarageldiği bu ittihamları tartışmaları ve ittihad için bu önyargıları yok etmek istemeleri bizi çok sevindirdi..

Muta, Sahabe vs.. konular İmanın şartlarından olmasa da, yani füruda da olsa, bu konulardaki önemsiz ihtilafları da yok etmek, KARDEŞ MEZHEBİ anlamak faydalı olacaktır.. Yazılarınızı ilgiyle takip edeceğim. selametle