Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Selamun aleyküm Bir sorum olucak ??

gönül dostu

New member
Katılım
10 Nis 2009
Mesajlar
688
Tepkime puanı
1,074
Puanları
0
Yaş
39
Selamun aleykum aklımı kurcalayan bir konuyu sizlere sorup bilgi sahibi olanlardan beni aydınlatmalarını rica ediyorum.
Sorum şu :Ben şafii meshebine mensubum zaruret durumunda hanefi meshebine geçebilir miyim?

Misal bizde 7 yaşından büyük erkek çocuklarıyla kazara da olsa deydiğimizde abdesimiz bozuluyor .Ben otobüse bineceğim zaman yada kalabalık bir yere gireceğim zaman abdestimi hanefi meshebi üzerinden alabilir miyyim ?Dinimizce bu caiz midir?

Cevaplarsanız sevinirim.Selam ve duayla...
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Dünyanın muhtelif bölgelerinde yaşayan Müslümanlar dört mezhepten birisine bağlıdırlar. Bir Müslüman hak mezheplerden birisine tâbi olur, ibadet ve muamelelerini o mezhebin hüküm ve içtihadlarına göre sürdürebilir. İslâmî hayatını bu mezheplerden birisine göre yapan bir Müslümanın ölünceye kadar aynı mezhepte kalması gibi bir mecburiyet yoktur. Bundan dolayıdır ki, arzu ederse tamamen bir diğer hak mezhebe geçebilir. Meselâ, Şâfiî mezhebine mensup olan bir kimse, dilerse Hanefî mezhebine; Hanefi mezhebine mensup bir kimse de, isterse Şâfiî mezhebine geçebilir.

Ancak bir mezhepten diğer mezhebe geçen kimsenin, ibadet ve muamelelerinin kâmil mânâda olabilmesi için girdiği mezhebin meselelerini bilmesi gerekir. Meselâ bir Şâfiî, Hanefi mezhebine geçiyorsa, en azından o mezhebe göre abdestin farzlarını, abdesti bozan halleri, namazın rükünlerini ve vaciplerini bilmesi gerekir. Bunları bilmeden geçecek olursa, farkına varmadan ibadetini eksik yapıp hataya düşebilir.

Bir mezhepten diğerine tamamen geçmek mümkün olduğu gibi, kendi mezhebinde çıkış yolu bulamayan bir kimse o mevzuda diğer mezhebin içtihadına, görüşüne göre amel edebilir. Bu caizdir. Fakat bu taklit keyfi ve nefisten gelen bir arzu ile olmamalıdır. Bir zaruret ve maslahata göre yapılmalıdır. Bir meselede kendi mezhebinden başka bir mezhebi taklit eden kimse şu hususlara dikkat etmelidir.

Birincisi: Bir ibadet veya muamele başka bir hak mezhebe göre taklit edilecekse, o ibadet veya muamelenin daha önce yapılmamış olması gerekir. Meselâ, Şâfiî mezhebine mensup olan bir kimse, namaza başlamadan önce hanımına eliyle dokunduğunu namazı kıldıktan sonra hatırlasa; sonra da, “Nasıl olsa abdestim Hanefi mezhebine göre tamamdır” deyip o meselede Hanefiye tabi olsa, namazı sahih olmaz.

İkincisi: Taklit eden kimse, her mezhepten kolayına geleni seçip ona göre amel etme gibi bir yola girmemelidir. Böyle bir hareket, farklı mezheplere göre birbirine zıt meseleleri birarada yapma sayılır ki, buna “telfik” denir. Telfik ise caiz değildir. Meselâ, abdestini Hanefi mezhebine göre alan kimsenin, niyet etmese de abdesti tamamdır. Çünkü bu mezhebe göre niyet abdestin farzlarından değildir. Fakat bu kişinin aynı mezhebe göre başının dörtte birini meshetmesi lâzım gelirken, bu hususta Şâfiî mezhebine uyarak başının dörtte birinden azını meshederse, bu abdest tamamlanmış sayılmaz. Böyle bir davranış “telfik” sayılacağından caiz değildir.***



***İbni Âbidîn, Reddü’l-Muhtar. (Beyrut: İhyâü’t-Türâsi’l-Arabî) 1:51; es-Seyyid Ebî Bekir. İânetü’t-Tâlibîn. (Beyrut: İhyâü’t-Türarâsi’l-Arabî) 4:219.


Selam ve Dua ile...


 

gönül dostu

New member
Katılım
10 Nis 2009
Mesajlar
688
Tepkime puanı
1,074
Puanları
0
Yaş
39
Dünyanın muhtelif bölgelerinde yaşayan Müslümanlar dört mezhepten birisine bağlıdırlar. Bir Müslüman hak mezheplerden birisine tâbi olur, ibadet ve muamelelerini o mezhebin hüküm ve içtihadlarına göre sürdürebilir. İslâmî hayatını bu mezheplerden birisine göre yapan bir Müslümanın ölünceye kadar aynı mezhepte kalması gibi bir mecburiyet yoktur. Bundan dolayıdır ki, arzu ederse tamamen bir diğer hak mezhebe geçebilir. Meselâ, Şâfiî mezhebine mensup olan bir kimse, dilerse Hanefî mezhebine; Hanefi mezhebine mensup bir kimse de, isterse Şâfiî mezhebine geçebilir.

Ancak bir mezhepten diğer mezhebe geçen kimsenin, ibadet ve muamelelerinin kâmil mânâda olabilmesi için girdiği mezhebin meselelerini bilmesi gerekir. Meselâ bir Şâfiî, Hanefi mezhebine geçiyorsa, en azından o mezhebe göre abdestin farzlarını, abdesti bozan halleri, namazın rükünlerini ve vaciplerini bilmesi gerekir. Bunları bilmeden geçecek olursa, farkına varmadan ibadetini eksik yapıp hataya düşebilir.

Bir mezhepten diğerine tamamen geçmek mümkün olduğu gibi, kendi mezhebinde çıkış yolu bulamayan bir kimse o mevzuda diğer mezhebin içtihadına, görüşüne göre amel edebilir. Bu caizdir. Fakat bu taklit keyfi ve nefisten gelen bir arzu ile olmamalıdır. Bir zaruret ve maslahata göre yapılmalıdır. Bir meselede kendi mezhebinden başka bir mezhebi taklit eden kimse şu hususlara dikkat etmelidir.

Birincisi: Bir ibadet veya muamele başka bir hak mezhebe göre taklit edilecekse, o ibadet veya muamelenin daha önce yapılmamış olması gerekir. Meselâ, Şâfiî mezhebine mensup olan bir kimse, namaza başlamadan önce hanımına eliyle dokunduğunu namazı kıldıktan sonra hatırlasa; sonra da, “Nasıl olsa abdestim Hanefi mezhebine göre tamamdır” deyip o meselede Hanefiye tabi olsa, namazı sahih olmaz.

İkincisi: Taklit eden kimse, her mezhepten kolayına geleni seçip ona göre amel etme gibi bir yola girmemelidir. Böyle bir hareket, farklı mezheplere göre birbirine zıt meseleleri birarada yapma sayılır ki, buna “telfik” denir. Telfik ise caiz değildir. Meselâ, abdestini Hanefi mezhebine göre alan kimsenin, niyet etmese de abdesti tamamdır. Çünkü bu mezhebe göre niyet abdestin farzlarından değildir. Fakat bu kişinin aynı mezhebe göre başının dörtte birini meshetmesi lâzım gelirken, bu hususta Şâfiî mezhebine uyarak başının dörtte birinden azını meshederse, bu abdest tamamlanmış sayılmaz. Böyle bir davranış “telfik” sayılacağından caiz değildir.***



***İbni Âbidîn, Reddü’l-Muhtar. (Beyrut: İhyâü’t-Türâsi’l-Arabî) 1:51; es-Seyyid Ebî Bekir. İânetü’t-Tâlibîn. (Beyrut: İhyâü’t-Türarâsi’l-Arabî) 4:219.


Selam ve Dua ile...


Öncelikle Yanıtınızdan dolayı teşekkür ederim rabbim sizden razı olsun .Peki bu verdiğim örnekteki gibi önceden niyetlenip abdesti ona göre almak ama dediğim gibi keyfi olarak değil bir kalabalıkta abdestini korumanın zor olacağı durumlarda bu nu yapabilirmiyiz ?günümüzde bu zaruret hali dahiline girermi?
Cevablarsanız sevinirim .Selam ve Duayla...
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Selamun Aleyküm
İçinde bulunduğunuz zorluğun mahiyetini tam anlamıyla kavrayamadım ama araştırırken şu bilgiye vakıf oldum sizinle paylaşmak arzu etttim.Sanırım sizde aynı durumdan muzdaripsiniz.Şöyle ki;

Bir mezhepten diğerine geçiş, kişinin muhtaç olduğu bir meselede, o mezhebi taklit etmek suretiyle olursa, bunda beis yoktur ve caizdir.Mesela Hac ve Umre yapan Şafilerin, abdestte Hanefileri taklit etmesi gibi. Çünkü tavaf ve say vazifelerinin abdestli yapılması gerekir. Şafi mezhebinde ise kadının erkeğe aynı şekilde erkeğin kadına dokunması ile abdest bozulur. O kalabalıkta, farkında olmadan kadına/Erkeğe dokunmak mümkün, hatta kaçınılmazdır. Her dokunuşta abdest almanın zahmetinden dolayı, Şafiler bu ibadeti yaparken Hanefileri taklit edebiliyorlar.Dolayısıyle sizin durumunuzda böyle zaruret kesbediyorsa bu şekilde abdesle sınırlı kalmak suretiyle namazlarınızı o abdestle eda edebilirsiniz.Ancak dikkat etmeniz gereken şey abdesti hanefi mezhebi niyetiyle alacağınızdan hanefi mezhebince abdestin vecibelerine vakıf olmanız icabediyor.
Mesela şafi mezhebinde niyet ve sıraya riayet farz ancak bunlar hanefi mezhebinde sünnet.Bunun gibi...
İnşallah doğru ifade edebilmişimdir.
Allah ibadetü taatinizi kabul ve makbul kılsın.
Allaha Emanet Olun.
 

gönül dostu

New member
Katılım
10 Nis 2009
Mesajlar
688
Tepkime puanı
1,074
Puanları
0
Yaş
39
Selamun Aleyküm
İçinde bulunduğunuz zorluğun mahiyetini tam anlamıyla kavrayamadım ama araştırırken şu bilgiye vakıf oldum sizinle paylaşmak arzu etttim.Sanırım sizde aynı durumdan muzdaripsiniz.Şöyle ki;

Bir mezhepten diğerine geçiş, kişinin muhtaç olduğu bir meselede, o mezhebi taklit etmek suretiyle olursa, bunda beis yoktur ve caizdir.Mesela Hac ve Umre yapan Şafilerin, abdestte Hanefileri taklit etmesi gibi. Çünkü tavaf ve say vazifelerinin abdestli yapılması gerekir. Şafi mezhebinde ise kadının erkeğe aynı şekilde erkeğin kadına dokunması ile abdest bozulur. O kalabalıkta, farkında olmadan kadına/Erkeğe dokunmak mümkün, hatta kaçınılmazdır. Her dokunuşta abdest almanın zahmetinden dolayı, Şafiler bu ibadeti yaparken Hanefileri taklit edebiliyorlar.Dolayısıyle sizin durumunuzda böyle zaruret kesbediyorsa bu şekilde abdesle sınırlı kalmak suretiyle namazlarınızı o abdestle eda edebilirsiniz.Ancak dikkat etmeniz gereken şey abdesti hanefi mezhebi niyetiyle alacağınızdan hanefi mezhebince abdestin vecibelerine vakıf olmanız icabediyor.
Mesela şafi mezhebinde niyet ve sıraya riayet farz ancak bunlar hanefi mezhebinde sünnet.Bunun gibi...
İnşallah doğru ifade edebilmişimdir.
Allah ibadetü taatinizi kabul ve makbul kılsın.
Allaha Emanet Olun.
Açıklamalarınız için öncelikle çok teşekkür ederim.tahmininiz doğru.Bu konuda müzdarip olanlardan biriyim şimdiye kadarki edindiğim bilgi de sizin dediğinizi sölüyordu bana ama kurstan bir ablamın bu konuda bunu yapamıyacağımı çünkü günümüzde her yerde bir bayanın yada erkeğin abdest alabileceği yerlerin mevcut olduğunu ama bunun sadece hac gibi bir durumda geçerli olabileceğini sölediği için benimde içime kuşku girdi .Gerçi ne kadarda dinimizin buna izin verdiğini duymuş olsamda olabildiğince şafii meshebi üzerinden abdest alıyor ve bu konuda sakınmaya çalıyorum ama arada sırada bunu yaptığım için aklımı kurcaladı .Acaba yaptığımda hata varmıdır ?die . İçinde bulunduğum zorluğun mahiyetine gelince kimi zaman abdest aldıktan hemen sonra cami bahcesinde oyun oynayan bir çocuk gelip dokunduğu zaman tekrar abdest almalı mıyım yoksa hanefi meshebi üzerine abdest alabilirmiyim bu çelişkide kalıyorum .bu dediklerinizi benim bu konuda içime kuşkuyu salan ablama ve kurs ortanmındaki tüm arkadaşlarımla paylaşacağım için bu yüzden eğer varsa yazdıklarınız bilgilerin kaynağınıda yazarsanız sevinicem .hem bilginin doğruluğunun kanıtı hemde içlerde şüphenin yer etmemesi için bu gerekli.Verdiğiniz cevablardan dolayı Rabbim sizden razı olsun .Sizde Allaha emanet olun.Rabbim dualarımızı temiz ağızla edilen dualardan eğlesin...
Selam ve duayla...
 
Son düzenleme:

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
45
İkincisi: Taklit eden kimse, her mezhepten kolayına geleni seçip ona göre amel etme gibi bir yola girmemelidir. Böyle bir hareket, farklı mezheplere göre birbirine zıt meseleleri birarada yapma sayılır ki, buna “telfik” denir. Telfik ise caiz değildir.


Alimlerimizin fikirlerine saygı duyarız; lakin Telfik caiz değildir ifadesi tamamen bir YORUMDUR.
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Sevgili Gönül Dostu, sadece belli bir eylemde mezhep taklidinin sınırları çok ince şayet gerçekten çok muzdarip iseniz size mezhebinizi hanefi mezhebi itikadı üzerine yaşamanızı yahut ibadetlerinizi gönül rahatlığıyla ve daha zahmetsiz yaşamak için, sizce en uygun mezhebe irtihalinizi önerebilirim.İkinci yazımdakiler ilkinin açıklamaları mahiyetindedir.İlk yazının kaynağıda İbni Âbidîn, Reddü’l-Muhtar. (Beyrut: İhyâü’t-Türâsi’l-Arabî) 1:51; es-Seyyid Ebî Bekir. İânetü’t-Tâlibîn. (Beyrut: İhyâü’t-Türarâsi’l-Arabî) 4:219. aittir.
Allahın Selamı, Rahmet ve Bereketi üzerinize ve üzerimize olsun.
Esen kalın.
 

gönül dostu

New member
Katılım
10 Nis 2009
Mesajlar
688
Tepkime puanı
1,074
Puanları
0
Yaş
39
Sevgili Gönül Dostu, sadece belli bir eylemde mezhep taklidinin sınırları çok ince şayet gerçekten çok muzdarip iseniz size mezhebinizi hanefi mezhebi itikadı üzerine yaşamanızı yahut ibadetlerinizi gönül rahatlığıyla ve daha zahmetsiz yaşamak için, sizce en uygun mezhebe irtihalinizi önerebilirim.İkinci yazımdakiler ilkinin açıklamaları mahiyetindedir.İlk yazının kaynağıda İbni Âbidîn, Reddü’l-Muhtar. (Beyrut: İhyâü’t-Türâsi’l-Arabî) 1:51; es-Seyyid Ebî Bekir. İânetü’t-Tâlibîn. (Beyrut: İhyâü’t-Türarâsi’l-Arabî) 4:219. aittir.
Allahın Selamı, Rahmet ve Bereketi üzerinize ve üzerimize olsun.
Esen kalın.
İbrahim Bey daha öncede dediğim gibi müzdaripliğim bu konuda pek yok ama arada yapmak zorunda kaldığım bir durum bu Ve kurstan ablamın dediğinden sonra acaba yaptığım yanlışmı diye bir kuşku düştü aklıma bu yüzden sizin gibi bilgi sahibi olanlardan bu konuda yardımcı olaları arzusuyla burda bu kuşkumu paylaştım.Değerli düşüncelerinizi ve bilgilerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim.Selam ve duayla ...
 
Son düzenleme:

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
45
Ben de sizin fikrinize saygı duyarım.Ancak muteber bir kaynağa dayanmıyorsa sizin fikirlerinizin de bir YORUM'dan ibaret olduğunu hatırlatmak isterim.


Şüphesiz benimki de bir tespit olsa da yorumdur.

Mezhepler arasındaki farklılığın kaynağı da yorum farkı değil mi ?

İslam da muteber kaynak ; Kuran ve Sünnettir.
 

mavigezegen

New member
Katılım
14 Tem 2009
Mesajlar
243
Tepkime puanı
169
Puanları
0
İlk yazının kaynağıda İbni Âbidîn, Reddü’l-Muhtar. (Beyrut: İhyâü’t-Türâsi’l-Arabî) 1:51; es-Seyyid Ebî Bekir. İânetü’t-Tâlibîn. (Beyrut: İhyâü’t-Türarâsi’l-Arabî) 4:219. aittir.

Kaynak olarak belirttiğiniz bu kişiler hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz?
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Şüphesiz benimki de bir tespit olsa da yorumdur.

Mezhepler arasındaki farklılığın kaynağı da yorum farkı değil mi ?

İslam da muteber kaynak ; Kuran ve Sünnettir.

Herhalde bu mezhepleri birbirinden ayıran beli yorum farklılıkları olacak.Yoksa dört değil bir olurlardı.Allah Kelamı değiller ki Haşa kendilerinde bir hata yahut kusur bulunmasın.Hem sahipleri dahi benim yorumum tartışılmaz dememiş.Ayrıca aralarındaki farklılıklar da imani konularda değil ki tenkide müstehak olsun.

Dört hak mezhebin itibar ettikleri kaynak sizin de belirttiğiniz Kur'an ve Sünnet değil mi ki zımmen mezheplerin sanki bunlardan bağımsız olduklarını iddia eder gibi bir zannın içerisindesiniz.??Yahut ben mi öyle algıladım??
 
Son düzenleme:

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Demem o dur ki; altında herhangi bir isim yazan her yazı kaynak değildir.

Her yazının altına atılan kaynak falancadır ifadelerinin gerçek mahiyetini ve gerçekliğini tabiki ve elbette bilmem mümkün değil.Ancak benim yukarda zikrettiğim yazının içeriği sözü edilen kaynaktan alınmıştır.Sözü nakledilen şahısta Osmanlının hatrı sayılır fıkıh Alimlerindendir.Kaynağın içeriğinin yanlış olduğunu düşünüyorsanız doğrusunu izahen asmanızı rica ederim.Yok eğer zanna dayalı fikir sahiplerindenseniz zannınızı delillendirmenizi rica ederim.
 

mavigezegen

New member
Katılım
14 Tem 2009
Mesajlar
243
Tepkime puanı
169
Puanları
0
Her yazının altına atılan kaynak falancadır ifadelerinin gerçek mahiyetini ve gerçekliğini tabiki ve elbette bilmem mümkün değil.Ancak benim yukarda zikrettiğim yazının içeriği sözü edilen kaynaktan alınmıştır.Sözü nakledilen şahısta Osmanlının hatrı sayılır fıkıh Alimlerindendir.Kaynağın içeriğinin yanlış olduğunu düşünüyorsanız doğrusunu izahen asmanızı rica ederim.Yok eğer zanna dayalı fikir sahiplerindenseniz zannınızı delillendirmenizi rica ederim.

Herhangi bir zanda bulunduğumu düşünmüyorum. Yanlış ya da doğru demedim.
Değinmek istediğim nokta, özellikle din hususunda tarihi süreç içinde önüne gelen alim (!) olmuş. İslam'la ilgili olanlar da olmayanlar da kendilerini İslam alimi olarak tanıtmışlar. Günümüze de öyle gelmiş. Bu nedenle kaynak olarak gösterilen kişileri iyi tetkik etmek gerekmektedir diye düşünüyorum.
Siz kaynaklarınızdan eminseniz sorun yok.
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Herhangi bir zanda bulunduğumu düşünmüyorum. Yanlış ya da doğru demedim.
Değinmek istediğim nokta, özellikle din hususunda tarihi süreç içinde önüne gelen alim (!) olmuş. İslam'la ilgili olanlar da olmayanlar da kendilerini İslam alimi olarak tanıtmışlar. Günümüze de öyle gelmiş. Bu nedenle kaynak olarak gösterilen kişileri iyi tetkik etmek gerekmektedir diye düşünüyorum.
Siz kaynaklarınızdan eminseniz sorun yok.

Çok Haklısınız.Bu hassasiyetiniz ve uyarılarınız gerçekten de çok önemli.Allah Razı olsun.

Ancak ben bu foruma bilmediğim konularda ilim ve fikir sahibi olmak, Allahın izin ve müsadesi ölçüsünde de vakıf olduğum ilmi ve fikri de bilmeyen yahut öğrenmek muradeden kardeşlerimle paylaşmak,onlara bildiklerimi sunmak için üye oldum.

Lain şeytanın vesvese ve desiseleri ile bazen hataya düştüm belki hak olmayanı yazdım ise Rabbim huzurunda ve Sizin de şahadetinizle cümle hatalarım için Allahu A'la'dan bağışlanmamı dilerim.
Bu konu ile ilgili yazdıklarımın islam dairesinde hak olduğunu düşünmeme rağmen bu tevbeye vesile olduğunuz için Allah Razı olsun.

Ben İbn-i Abidin (Rhm.Alyh.) ile ilgili bir link dipnot geçtim arzu eder ve vakit bulursanız incelemenizi dilerim.Hani yanlış anlamayın, sizde kaynağın sahibinden emin olasınız diye...

Allah'a Emanet Olun.

Link: IBN-I ÂBIDÎN
 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
45
Her halde bu mezhepleri birbirinden ayıran beli yorum farklılıkları olacak.Allah Kelamı değiller ki Haşa kendilerinde bir hata yahut kusursuzluk bulunmasın.Sahipleri bile benim yorumum tartışılmaz dememiş.Bu farklılıklar imani konularda değil ki tenkide müstehak olsun.

Dört hak mezhebin de itibar ettikleri kaynak sizin de belirttiğiniz Kur'an ve Sünnet değil mi ki zımmen mezheplerin sanki bunlardan bağımsız olduklarını iddia eder gibi bir zannın içerisindesiniz.??

size sizin yazınızla cevap vermeyi tercih ederim ;

önce soru:

Dört hak mezhebin de itibar ettikleri kaynak sizin de belirttiğiniz Kur'an ve Sünnet değil mi ki zımmen mezheplerin sanki bunlardan bağımsız olduklarını iddia eder gibi bir zannın içerisindesiniz.??

sonra cevap:

mezhepleri birbirinden ayıran beli yorum farklılıkları olacak.Allah Kelamı değiller ki Haşa kendilerinde bir hata yahut kusursuzluk bulunmasın.Sahipleri bile benim yorumum tartışılmaz dememiş


ALLAH a emanet olun ..
 
Üst Alt