Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Pis zenci ve arkadaşının akıbeti

çakır

Member
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
97
Tepkime puanı
10
Puanları
8
Bundan tam bir milyon yıl önce Afrikada kartalların birbirini parçaladığı bir
zamanda bir çocuk hasta olan dedesinin gripinin icad edilmediği bir
zamanda nasıl iyileştiğini düşünürken yoga sırrını çözmüştür. Bağdaş
kurmasını
zaten biliyordu artık o biraz yükseğe çıkmasını öğrenmişti.

Birkaç yıl sonra genetik basit bir sorunu olduğunu anlamış. Neden bir
metre
değilde 90 cm yükselebildiğini çok iyi anlamıştı. Benim ruhum bu değil diyordu
sebebini kendisi anlamıştı. O zamanlar genetik bilimi icat edilmediği işinin
çok zor olduğunu biliyordu.

o zamanlar zenciler henüz afrikayı işgal etmemişti. gen sorununu nasıl
çözmesi gerektiğini dedesine sormuş, oğlum ben medrese falan
okumadım
nerden bileyim demişti. çocuk hastalığın sırrını çözmek için dedesinin
ölmesini dört gözle bekliyordu.

30 yıl sonra dedesi ölünce tam 70 gün bekledi. Dedesi artık toprak
olmuştu.
gen sorununu nasıl çözeceğini öğrenmiş dedesinin mezarından aldığı
bir toprağın toz tanesini elindeki iksir şişesine koymuştu.

Ve böylece onun bir milyon yıllık hikayesi başlıyordu. Afrikada vahşi
hayvanlar
o zamanlar ortaya çıkmıştı. köy köy şehir şehir orman orman afrikada
dolaşıp önemli gördüğü şeyleri topluyordu.

bir savaşçı ava çıkmış atının üzerinde koşarken aniden arkasında bir
ağaçtan
uçan güvercini farketti. Kuş yere düşmüştü. Üzerinde bir tane ok vardı.
o zaman
otuz yaşındaydı. kimseler ondan rahatsız olmuyordu. o kuştan geriye
kalan bir tüy parçası buldu ve iksir şişesine koydu.

yolculuğu devam ediyordu ve bu yolculuğun hiç bitmeyeceğini çok iyi
biliyordu.

Yolu afrikanın büyük bir ormanından geçerken boş arazide daha önce
hiç görmediği insan tipi olarak siyah bir kaç insan gördü. onlara ne yaptığını
sordu. Burdaki vahşi hayvanları incelediklerini söylediler. Bunu neden
yaptıklarını onlara sorduğunda bu büyük bir sırdır dedi. onların Amerika
kıtasından geldiğini hemen anlamıştı.

Hiç düşünmeden yoluna devam etti. Kendi köyünde 10 yıl önce kaybolan
bir kedinin nerede olduğunu tahmin ediyordu. teyzesinin kedisinin,
dayısının evinde olduğunu biliyordu. eve girdiğinde dayısının bulunduğu
odada olan kedinin kulağından bir kıl kopardı. kendi evinden aldığı
bir kül tanesiyle beraber iksir şişesine koydu. Dayısına ben Afrikayı
terkediyorum dedi. Neden dedi. Cevap vermeden yoluna devam etti.

Mısırdan geçerken peygamber olduğunu söyleyen iki kişi gördü. Burda
uzun bir zaman sonra kurulacak olan piramitlerden bahsediyordu. Piramit
nedir dedi. Bazı şeyleri anlatamayız ama değişik bir bina türü dedi.
Taşlardan yapılacağını hemen anladı. O taşların en yakın 1000
kilometre uzaklıkta olduğunu biliyordu.

Mısırdaki işi bir yılda bitmişti. Afrikayı en az bir uçtan bir uca
100 defa dolaşmış olarak mısırdan ırağa girdi. Kaç yaşına geldiğini
kimse bilmiyordu.
ırakta bir medrese gördü. Medresedeki öğrencileri ve hocaları gördü.
Medresinin biraz uzağında bir ibadethane vardı. onun içinde taştan
heykeller. Bazı putların temsili olan bu taşlardan birisinin biraz
eski olduğunu gördü. biraz çatlamış olan bir tarafından bir parça
taş aldı. Irakta dolaşmaya başladı. tam 29 yıl ırağı inceledi.

Nerden yolculuğa başladığını hiç düşünmemişti. Amacını hiç unutmamış
fakat insanlar hiç anlayamamıştı. O zamanlar gen nedir hiç kimse
bilmiyordu.

Değişik ülkeleri dolaşıp durmuş belki aynı kıtadan en az 20 defa
geçmişti. Çünkü insanlar sürekli yeni merkezler oluşturuyordu.

Orta Asyaya yeniden geldiğinde orda birbiriyle kavga eden iki
öküz gördü. Mısırda piramitler yapılmıştı ve Firavun kedisinin
kuyruğundan kopardığı tüyü cebinden çıkardı. Bu öküzlerde
genetik bir ilerleme olduğunu farkedip bunun sebebinin 5000
yıl önce ordan geçerken ilk defa yırtılan ayakkabısını ordaki
insanlara hediye olsun diye toprağa gömmüş olmasından
kaynaklandığından anladı.

Atalarının bu topraklara yerleşmesi gerektiğini düşünerek
elindeki kedi tüyünü bir ağacın dibine gömdü.

Yolculuğuna devam ediyordu. Amerikadaydı. Orda çok az sayıda
zenci kaldığını farketti. Orda beyazların oluşturduğu bir kabileye
gidip tüm dünyadan gönüllü olanların buraya gelebileceğini arazinin
boşaldığı söyleyerek köyden ayrıldı. Bir kaç saat sonra peşinden biri
zenci biri apaçi iki atlının kendini kovaladığını farketti ve
boku yedim yedi.

Birer tane kuşu ellerinden bırakarak yogacının üzerine saldı. İlk
defa o zaman yere düştü. Zenci pis pis gülüyordu. Apaçi
duruşunu hiç bozmadı. İkinizin de hakkından birgün geleceğim
pis pis gülmesini ben sizden daha iyi bilirim diyerek yüzüne
bulaşan toz tanesinden birini alarak iksir şişesine koydu. Bu kıtaya
bir daha hiç gelmeyeceğim diyerek yemin etti. Çocukluğunda yoga
yaptığını hatırladı. Amerikada bir tas çorba içip bir gemiye
binerek yoluna devam etti.

Aradan kaç binyıl geçtiğini kimse bilmiyordu. O çin seddine doğru
gitmeye başladı ordaki atalarıyla hiç ilgilenmiyordu. İki hafta sonra
çin seddinin duvarının dibindeyken kara Murat'ın duvarın üstünden
diğer tarafa atladığını gördü. Kılıç ustası demircinin yanına gidip
onu kılıç yaparken gördü. Biraz metal tozu aldı ve yoluna devam
etti.

19. yüzyılda Almanyadaydı. 20 yaşında adı Hitler olan biriyle tanıştı.
Hitleri çok sevmişti ama ona acımıştı. Onun zeki bir insan olduğunu
ve Almanyanın
onun için iyi bir yer olmadığını anlamıştı. Hitler modern bilimleri
psikoloji tıp fizik gibi konuları iyi bildiğini söyleyerek sırrın açığa
çıkarsa iyi olmaz dedi onun almanyayı terketmesi gerektiğini
söyledi. Hitlere genetik de biliyormusun dedi evet dediği zaman
onun için genlerinde sorun olmamalı dedi.

Dünyayı biraz daha dolaştı. Atalarının Anadoluya yerleştiğini
çok önceden biliyordu. Cumhuriyet kurulduktan bir müddet sonra
Anadoluya gelmişti.
Anadoluya girdikten sonra huzuru bulmuş ve rahatlamıştı.

O pis zenciyi hatırladı. Kendi genlerini değil artık
o kuşun aynısını Anadolu da bulup kuşun genlerini düzeltmeyi
düşünüyordu.

6 katlı bir binanın üstüne çıktı . Şehir 10 kilometre sonra bitiyordu.
Ordan öteye gidip öyle bir kuş bulabilirdi. Anında bir helikopter
üstünde dolaşmaya başladı.

İçinden inen 4-5 kişi inince korkarak binadan aşağı atladı.
Ölmüştü ama o elindeki iksir şişesiyle beraber yürümeye devam
ediyordu. Helikopter üstünden geçip giderken bir vidası
yere düşünce pis pis gülerek o vidayı aldı. Pis zenci seni mutlaka
dünyanın neresinde olursan ol bulacağım, ve tam 30 yıl sonra kim daha
pis gülüyor sana göstereceğim dedi.

30 yıl sonra zenciyi rüyasında gördü. Mezarım afrikada ama ben şimdi
cennette oturuyorum diyordu.
Zenci ben genlerimi düzelttim diyor ve yine pis pis gülüyordu.
Senin genlerin hala aynı diyordu.

Büyük bir nefretle uykudan uyandı. Zencinin o gülüşünden dolayı
artık uyumaktan korkuyordu.

Sana göstereceğim. dua edip duracağım. senin hakkından Allah gelsin
diyordu.

O kuşu çok aradı ama bulamayınca bir güvercin bulup iksirini güvercinin
üzerine döktü. Pis zenci pis zenci deyip duruyor. Seninle
bir işim kalmadı diyor ve ağzında 32 diş olduğunu farkediyordu.

Pis pis güldükçe ruhu gençleşiyor ve o güvercin onu hiç bırakmıyordu.
Bağdaş kurup oturdu ve hikaye böylece devam etti.



 

çakır

Member
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
97
Tepkime puanı
10
Puanları
8
Bu yazıyı ben yazmadım. Bu forumda bu yazı gibi bir kaç yazıyı ben yazmadım. Yazıların altına yazanın ben olmadığım notunu düşmüştüm. Bu yazının da altına böyle bir not düştüğümü sanıyordum. O zamanki yöneticilere mesaj gönderip durumu anlatmıştım. Birilerinin sildiğini düşünüyordum ve yöneticilere sinirliydim.
 

çakır

Member
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
97
Tepkime puanı
10
Puanları
8
Yazıyı kendim yazmadığımı soonradan farkettim yani :)
 
Üst Alt