Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Peygambersiz din olmaz

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Sual: Kur’anda olmadığı halde, namazlarda Sübhaneke, Ettehiyyatü, salli-barik duaları neden okunur? Eğer hadislerde var derseniz, ben hadislere inanmam, çünkü onlar Emevi uydurmasıdır. Salli barik okumakla Resule tapılmış olmuyor mu?
CEVAP
Kur’an-ı kerim Resulullaha inmedi mi? Resulullah namaz kılmadı mı? Ömür boyu kıldığı namaz tevatürle yani icma ile bildirilmedi mi? Onun kıldığı namaz gibi kılmak niye yanlış olsun? Namazın nasıl kılınacağı, kaç rekat olduğu, hangi vakitlerde kılınacağı, namazı nelerin bozacağı, nelerin bozmayacağı hadis-i şeriflerle bildirilmiştir.

Hadis-i şeriflere inanmayan Müslüman, Kur’ana da asla inanmaz. Çünkü Kur’anı toplayıp Mushaf haline getiren Eshab-ı kiramdır. Onların bildirdiği âyetlere inananın, onların bildirdiği hadis-i şeriflere de inanması gerekmez mi?

Hadis-i şeriflere nasıl uydurma denir? Peygamber efendimiz, 23 sene hiç mi konuşmadı, hiç mi bir söz söylemedi, namaz şöyle kılınır demedi mi? Rüku nasıl yapılır, secde nasıl yapılır hiç mi göstermedi, hep evinde gizli mi kıldı? Camiye hiç mi gelmedi? Son hastalığı hariç, bütün namazlarda Allah Resulü cemaate namaz kıldırmadı mı?

Eshab-ı kiram, Resulullahtan görerek Sübhanekeyi okudu, Ettehiyyatüyü okudu, salli barikleri okudu. Rabbena’yı okudu. Bunları Emevilerin uydurduğu nasıl söylenebilir?

Peki Emevi diye kimselerin bulunduğunu nereden öğrendiniz? Kitaplar mı yazıyor? O kitaplar hadis-i şerifleri de yazıyor. Emevilerin yaşadığına kitap yazdığı için inanıyorsunuz da, kitap yazdığı için hadislere niye inanmıyorsunuz? Bu tezat değil mi?

Kur’anda baştan sona kadar (Resulüme itaat edin, Ona uyun) buyuruluyor. Resule uymak ona tapmak ise Allahü teâlâ niye (Resulüme uyan bana uymuş olur) dedi? Hâşâ, (Benimle beraber Resulüme de tapın) mı buyuruyor?

Peygambersiz din olur mu hiç? Peygamberi lüzumsuz yere mi gönderdi hâşâ? Öyle olsa idi, Allah hiç Peygamber göndermez, sadece kitap gönderir, alın bununla amel edin derdi. Her asırda Peygamberler gönderdi. 124 binden fazla Peygamber gönderildiği bildirilmektedir. Hâşâ bunlar boş yere mi gönderildi? (Yalnız Kur’an) diyerek sünnetleri kabul etmeyenler din düşmanlarıdır.
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Kur’ana da inanmayanlar

Kur’ana da inanmayanlar

Sual: Misyonerlere aldanan genç yine diyor ki: “Yalnız Allah’a uymak gerekir. Beşer hata eder. Hatalıya uyan doğruyu bulamaz. Peygamber de beşerdi, Allah onu çeşitli âyetlerle azarlamıştır. Ondan hadis nakleden Eshaba zaten uyulmaz. Bir tek hadisin bile sahih olduğu söylenemez. Hadisten kaynak olmaz. Kur’an eksik değildir. Allah bir şeyi eksik bırakmamıştır. Peygamber kim oluyor da, açıklama adı altında Kur’anın eksiğini tamamlıyor?”Buna nasıl bir cevap verebiliriz?
CEVAP
Misyonerler, çeşitli isimler altında Müslümanlığa saldırıyorlar. Maalesef kendilerine taraftar da bulabiliyorlar. Bunlar kıyamet alametidir. İnsanlar bozulacak, herkes dinsizleşecek ve ondan sonra kıyamet kopacaktır. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Allah diyen bir Müslüman kaldığı müddetçe kıyamet kopmaz.) [Müslim]

Böyle sözleri söyleyenler Kur’ana da inanmıyorlar ki. Kur’an-ı kerimde, yalnız Allah’a uyun denmiyor, Resulüne de uyulması emrediliyor. İşte âyet-i kerimeler:
(De ki, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin, günahlarınızı affetsin. De ki, Allah’a ve resulüne uyun! [uymayıp] yüz çevirirlerse, [kâfir olurlar] Elbette Allah kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 31, 32]

(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]

(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]

(Biz her peygamberi kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64]

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Allah ile resullerinin arasında farklı bir yol tutmak isteyenler kâfirdir.) [Nisa 150,151]

(O ümmî Peygamber, temiz şeyleri helâl, pis, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]

(Ona uyun ki, doğru yolu bulasınız!) [Araf 158]

(Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.) [Enfal 13]

(İhtilafa düşülen şeyleri açıklayasın diye bu kitabı sana indirdik.) [Nahl 64]

(Kur'anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit, Müminler, “İşittik, itaat ettik” derler, işte kurtuluşa erenler bunlardır.) [Nur 51]

(Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre seçme hakkı kalmaz. Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık sapıklıktadır.) [Ahzab 36]

(O, [Resul] vahiyden başka söylemez.) [Necm 3,4]

(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Kur’andan başka şeye uymayız diyenler çıkacak.) [Ebu Davud]

(Hadisi bırak, Kur’ana bak diyerek bana inanmayanlar çıkacak.) [Ebu Ya’la]

(Kur’andan başka delil kabul etmem diyenler çıkacak.) [Ebu Davud]

(Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.) [Müslim]

(Bana uyan Cennete girer, isyan eden Cennete giremez.) [Buhari]

(Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir.) [Tirmizi]
 

KaYnUkA

New member
Katılım
28 Eyl 2007
Mesajlar
147
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
37
hadise inanmayanlara tek sorum olacak...namazı nasıl kılıyorlar...
bana bunun cevabını versınler tamam dıyecem bende
 
K

kuranyeter

Guest
selam .

kendin pişir kendin ye.

170 Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun!" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!...

bak aşşağıda tabii olduğun atanın kimliği.benin için önemsiz ama senin için önemli olabilir.

kaynak sevgili fereç hüdür,beye aittir.

BUHARİ: Künyesi “ Şeyhu’l İslam ve İmâmul-Huffaz Ebû Abdullah Muhammed İbnû İsmail, İbnû İbrahim, İbni’l Muğire, İbni’l-Berdizbe el-Buhâri el-Cu’fi” (H.194-256). Doğum yeri Buhara olup ölüm yeri de Semerkant’ın Hertenk köyüdür. Görüldüğü gibi yaşayıp öldüğü yer Arabistan’ın çok dışındadır. Kendisinden Müslim ve Tirmizi hadis almışlardır. Tirmizi ile Ebû Dâvud (ö.316) talebeleridir. Müslim kendisine “Müsaade et, ayaklarını da öpeyim, ey üstadlar üstadı, ey muhaddislerin seyyidi, İlel’de hadis hadis doktoru” demişti. Sahihinin en meşhur nüshaları Nesefi Nüshası ve Firebri Nüshasıdır. Nüshalar arasında farklılıklar vardır. Bazen “Babun” şeklinde kalıp hiçbir fıkhı hüküm ifade etmeyen başlıkların yer alması, bazen başlık olduğu halde arkadan hadis kaydetmeden bir başka bab başlığına geçmesi. Sonrakiler tarafından bu boşluk doldurulmuştur. Meşhur Çağdaşları, Ahmed İbnu Hanbel, Yahya İbnu Main, Ali İbnu’l Medeni, Salih Cezere, Nesefi, Firebri.
Buhari hadisleri kitabına yazarken sahih olmaları konusunda Allah’a danışmış olduğu garantisini de vermektedir. Bu hususla ilgili olarak şöyle demiştir. “Herhangi bir hadisi Sahih’e dahil etmezden önce yıkanıp iki rekat namaz kılarak, Allah’a istihârede Bulunup manevi bir işaret aramış, ondan sonra hadisin sıhhatine hükmetmiştir”. “Bu şekilde sıhhati nazarımda sübût bulmayan hiçbir hadisi Sahih’e almadım”der. Ayrıca Sahihini 16 yılda altıyüzbin hadisten seçerek tekrarlarıyla birlikte 9082 hadis yazmıştır, iddiası da vardır. Şöyle bir hesap yaparsak bu sözlerin herhangi bir gerçeği ifade etmediği ortaya çıkar. Altıyüzbin hadis için, altıyüzbin defa yıkandığını ve her bir hadis içinde iki rekat namaz kıldığını söylemekle, böylece (600.000.- : 16.- ) : 365 = 103 kere her gün yıkanmıştır. Ayrıca (600.000.- X 2.- ) : (16.- X 365.- ) = 205 rekat namaz kılmıştır. Her rekatı üç dakika da kılsa 3 X 205 = 605 dakika, bu da yaklaşık on saat demektir. Günde 103 kere yıkanıp on saat Namaz kıldığını ve bunu 16 sene devam ettirdiğini iddia etmek ciddiyetten uzak bir iddiadır. Zira değil günde 103 kere yıkanmak hiç uyumasa bile en az saatte dört defa giyinip soyunması demektir.

MÜSLİM : Künyesi, “El-İmam el-Hâfız Hüccetül- İslam Ebu’l Hüseyn, Müslim İbnul-Haccâc el el-Kuşeyri, en Nişâburi” (H.204-261) Horosanın Nişabur kentinde doğup ölmüştür. Müslim, Sahihini bizzat işiterek aldığı üçyüzbin hadisten seçtiğini ifade eder. Tekrarları nazara alınmadığı takdirde kitabında 3033 hadis mevcuttur. Rivayete göre, bir hadis ararken dalgınlıkla bir sepet hurmayı yemiş ve hastalanarak ölmüştür. Kitabında yazmış olduğu hadislerin, bazı senedlerinin ricâlinde şahıslar sayıca farklıdır. Bazı metinlerde elfaz değişmektedir.

NESAİ : Künyesi. “El-Hafız el-İmam Şeyhûl-İslâm Ebu Abdurrahmân İbnu Şuayb İbnu Ali İbnu Sinân Bahr el Horâsani el, Kâdi” (H.215-303). Aslen Horosanın Nesâ şehrindendir, orada doğmuştur. Tahsiline Belh şehrinde başlamıştır. Kitabının adı Kitab’ı el-Müctebâ Mine’s-Sünen (es-Sünenu’s-Suğra)dır. Tekrarlarıyla beraber 5724 hadis ihtiva eder. Şafii fukuhasındandır.

EBÛ DÂVUD: Künyesi, “El-İmam es-Sebt, Seyyüdü’l Huffâz Süleyman İbnul-Eş’es İbni İshâk es-Sicistani” (H 212-275). Doğum yeri Horasan Bölgesinin Sicistân şehridir. Kitabı hakkında “ Ben Resûlullah’a nispet edilen Beşyüzbin hadisten şu Sünen’i seçtim. Kitabımın içerisinde 4800 hadis mevcuttur.” der. Ebû Dâvud Sünen’ini kendisinden yüklenip rivâyet izni alan yedi kişi mevcuttur. Bunlardan dört tanesi yaygınlık kazanmıştır. Nüshalar arasında farklar mevcuttur.

TİRMİZİ: Künyesi “Muhammed b. İsâ b. Sevre b. Musa b. Ed-Dahhâk es Sülemi el-Bûği ed-Tirmizi” Tirmizi Orta Asya şehirlerinden Termiz, Türmiz şeklinde de telaffuz edilen, Tirmiz şehrine nispettir. Tahsilini memleketinde ve Horasan’da yapmıştır. Buhari’nin en meşhur talebesidir. Bir müddet Buhara’da hadis okutmuş. İlelu’l-hadisi Semerkant’ta tasnif etmiştir. Anadan doğma âmâ olduğu rivayet edilmekte. Tekrarlarıyla birlikte 3951 hadis yazmıştır.

İBNÛ MACE: Künyesi, “Muhammed b. Yezid b. Abdullah er-Raba’i el-Kazvini” (209-273). Tahran yakınlarındaki Kazvin şehrinde doğmuştur ve ölüm yeri de Kazvin’dir. Tekrarlarıyla birlikte 4341 hadis yazmıştır. İbnu Mace’nin Süneni hicri yedinci asırdan itibaren Kütüb’i Sittenin altıncı kitabı olarak benimsenir. Bazıları altıncı Kitab olarak Muvatta’yı görmüştür.

Görüldüğü gibi Kütüb’i Sittenin hiçbir yazarı aslen Arap olmadıkları gibi, seyahat amaçlı olsa dahi Mekke ve Medine taraflarına gittikleri pek bilinmemektedir. Bir iki tanesinin Mekke ve Medine taraflarını gidip gezdikleriyle ilgili kayıt varsa da bence uydurmadır. Zira böyle bir şey vuku bulmuş olsaydı Hac ve Umre yaptıklarıyla ilgili kayıtlarda mevcut olacaktı böyle bir şeye rastlamadım. Bunların öğretileri üzerine bir fıkıh oluşturularak mezhepler meydana getirilmiştir. Ehli Sünnet adı altında oluşturulan dört mezhebin İmamları da aynı şekilde Arap asıllı değillerdir. Bu şahısların ismi etrafında oluşturulan bütün fıkıh bu İmamlara mal edilmiştir yada adı kullanılmıştır. Öyle ki İmam Ebû Hanife’den hiçbir Kitab intikal etmemiştir, buna rağmen mezhebinin fıkhı ona dayandırılmıştır. Bundan dolayı konular işlendiğinde falan şahıs şu sözü söyledi veya şunu yaptı derken o sözün veya fiilin o şahsa ait olabileceği gibi, onun adına uydurulmuş olabileceğinin de dikkate alınması gerekir. Zira Allah’a ve Peygambere iftira edip yalan söz uyduran kimselerin, başkaları adına da yalan söz ve iftiralar uydurmaları gayet mümkündür. İnsanlar nasıl ki öbür semavi kitapları değiştirdiyseler, Allah, Kûran’ı korumamış olsaydı onu dahi değiştirmeye çaba sarf edeceklerdi. Bundan dolayı amacım bizzat şahıslar olmayıp, asırlardan beri süre gelen uydurma rivayetler ve onları gerçek manada uydurmuş olanlardır.


birde bizim atalarımız bak kim


(Medenî 87) 133 Yoksa siz, Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu: "Senin ilahına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilahına, tek ve biricik olan ilaha kulluk edeceğiz; biz yalnız O'na teslim olanlarız."



Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler.


siz dini mıhammedden başlatıyor diğer resulleri bir kenara koyup dahası allahsız bir din oluşturmaya kalkıyorsunuz ..

selam hak ataların dinini yaşayanların üzerine
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
siz dini mıhammedden başlatıyor diğer resulleri bir kenara koyup dahası allahsız bir din oluşturmaya kalkıyorsunuz

sen anlama özürlü müsün bunu da nerden çıkardın,bunu kim söyledi,DELİLİN VAR MI?

her müslüman inanır ki Allah´ın dini İslam Hz.adem´le başlar..

SEN BUHARİYİ ELİNE ALIP HİÇ OKUDUN MU?

KENDİN NE KADAR TANIYORSUN BUHARİNİN KİTABINI?


kaynak sevgili fereç hüdür,beye aittir.

böyle kaynak mı olur?hüdür fereç kim?
kitabının adı ne kacıncı sayfasında..senin atan mı yoksa hüdür bey?
yoksa bir oryantalist mi?

sizde kendi hevanızı ilahlastırarak kafanıza uygun bir din olusturmussunuz..BUNA DA KURAN DAN DELİL BULMAYA CALISIYORSUNUZ?
SİZİN BU ANLAYISINIZDAN UZAĞIZ BİZ..

"ALLAHSIZ BİR DİN OLUSTURMAYA KALKIYORSUNUZ" hezeyanın çok büyük bir iftiradır.seni bu davranısından dolayı ALLAHA havale ediyorum..

selam ALLAHA VE RASÜLÜNE UYUP,SÜNNETİ REDDEDEREK İSLAM DİNİNİ BİR KUSA ÇEVİRMEYEN ALLAHIN SEVGİLİ KULLARINA...
 
K

kuranyeter

Guest
daha abdest almayı bile bilmeyen bir buhariye tabii olacağıma ve sünnet diye uydurma bir safsata ya uyacağıma kurana göre abdest alırım resule iftira atıp abdesti değiştirip buhariye hizmet edeceğime kurana göre abdest alıp allaha hizmet ediyorum
seni sapık seni demek isterdim ama aynı seviyeye gelemem

boyuna banyo yapan atan buhari ve dalgınlıkla bir sebet hurma yiyip ölen atanı iyi tanı.

komedi başka bir şey değil.

kaynak kuran tek rehber aç bulursun.
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
selam .

kendin pişir kendin ye.

afiyet olsun size sayın KuranYeter..

daha abdest almayı bile bilmeyen bir buhariye tabii olacağıma ve sünnet diye uydurma bir safsata ya uyacağıma kurana göre abdest alırım resule iftira atıp abdesti değiştirip buhariye hizmet edeceğime kurana göre abdest alıp allaha hizmet ediyorum
seni sapık seni demek isterdim ama aynı seviyeye gelemem

boyuna banyo yapan atan buhari ve dalgınlıkla bir sebet hurma yiyip ölen atanı iyi tanı.

komedi başka bir şey değil.

kaynak kuran tek rehber aç bulursun.

dediğim gibi, afiyet olsun size..

tek kaynak Kuran..

boyuna banyo yapan atan buhari ve dalgınlıkla bir sebet hurma yiyip ölen atanı iyi tanı..

bunlarda Kuran'da mı yazıyor. ben göremedim..
yoksa google amcada mı?
: ))

selametle..
 
K

kuranyeter

Guest
afiyet olsun size sayın KuranYeter..



dediğim gibi, afiyet olsun size..

tek kaynak Kuran..



bunlarda Kuran'da mı yazıyor. ben göremedim..
yoksa google amcada mı?
: ))

selametle..

selam mhmt

sorunda burdan başlıyor,işinize gelen kaynak ları kabul edip işinize gelmeyen kaynaklar oluca sıkıntıya düşüyorsunuz ben diyorumki bu çelişkilere göre hayatımıza yön vereceğimize sadece allahın kitabıma göre yaşantımıza yön verelim,bu sizin inanıcınız olabilir ben bu görüşe sahip olan hiç kimseye herhangi bir söz söylemeye hakım olmadığını düşünüyorum ve ben elimden geldiğince kurana göre yaşamak istiyorum buda benim en doğal hakkım ama sizin kabul ettiğiniz hadisleri kabul etmediğim zaman ve kısacası kurana göre bir abdest aldığım için birinin çıkıp bana yahudi hizmetçisi demesi sana göre ne kadar uygun bir usluptur bu şekilde bir yaklaşım olunca ister istemez bizde kalp kırıcı sözler söylememek için uğraşsakta bunda bazen başarılı olamıyoruz hepimiz beşeriz ve hata yapmaya müsait olarak yaratılmışız,bunu nekadar az yaparsak bizim için hayırlı olur sizler inandığınız gibi bizlerde inandığımız gibi yaşamaya özgür insanlarız

bu sitede yazdığım yazılardan dolayı herhangi bir şekilde kim olursa olsun bilerek yada bilmeyerek kalbini kırdığım bütün yazılar için değerli bütün site sakinlerinden özürdileri hepiniz allaha emanet olun sizlerde bizlerde inşaallah hak yolunda müslümanlar olarak can verenlerden oluruz.

selam ve dua ile
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
A.Selam.
buna cevap yazacağım ama bu kez size cavep hakkı doğacak.. son yazım diyorsunuz sanırım, sözünüzden dönmenize zorlamış olmamak için, cevabı özelden yazıyorum..

selametle..
 

KaYnUkA

New member
Katılım
28 Eyl 2007
Mesajlar
147
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
37
daha abdest almayı bile bilmeyen bir buhariye tabii olacağıma ve sünnet diye uydurma bir safsata ya uyacağıma kurana göre abdest alırım resule iftira atıp abdesti değiştirip buhariye hizmet edeceğime kurana göre abdest alıp allaha hizmet ediyorum
seni sapık seni demek isterdim ama aynı seviyeye gelemem

boyuna banyo yapan atan buhari ve dalgınlıkla bir sebet hurma yiyip ölen atanı iyi tanı.

komedi başka bir şey değil.

kaynak kuran tek rehber aç bulursun.


arkadasım ben senden cok sey degıl sadece namazı nasıl kıldıgını soruyorum.bunun cevabını bana ver senın gorusunu kabulleneyım...
namaz kılın yazar ama namazın nasıl kılınacagı yazılmaz kuranda nasıl kılınacagını bız peygamberımızden ogrenıyorum...

HEM SANA ŞUNUDA SORUYORUM EGER KURAN TEK BASINA YETIYORSA ALLAH C.C NEDEN PEYGAMBERLERI GONDERDI...BUNUN ACIKLAMASINI BANA YAPARSAN SEVINIRIM...OZAMAN (HAŞA) ALLAH YANLIŞ İŞ YAPTI PEYGAMBERLERİ BOŞUNA GÖNDERDİ DİYE Bİ SONUÇ ÇIKARCAK ORTAYA DEGİLMİ AMA...
 

samanyolu

New member
Katılım
19 Mar 2007
Mesajlar
2,063
Tepkime puanı
2,696
Puanları
0
Yaş
49
Konum
istanbul
İmam-ı Beyheki Delail kitabında şöyle rivayet eder:

"Eshab-ı kiramdan İmran bin Husayn (Radıyallahü anh), şefaatle ilgili bazı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki:

- Siz hadisler bildiriyorsunuz, fakat biz bunlarla ilgili Kur’anda bir şey bulamıyoruz.

İmran bin Husayn hazretleri buyurur ki:

- Sen Kur’anı okudun mu?

- Evet.

- Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı?

- Hayır.

- Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden [Eshab-ı kiramdan] öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Peki Kur’anda kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı?

- Hayır.

- Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Hac suresinde (Eski evi [Kabe’yi] tavaf etsinler) âyetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi defa tavaf edin diye bir ifadeye rastladınız mı?

- Hayır.

- Allahü teâlânın Kur’anda şöyle buyurduğunu duymadınız mı? (Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7]

Hz. İmran daha sonra buyurur ki: Sizin bilmediğiniz bizim Resulullahtan öğrendiğimiz daha çok şey vardır."

Bir âyet-i kerime meali: (Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151]

İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki hikmetten maksat, Resulullahın sünnetidir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyuruyor.

Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. İki ayet meali şöyledir:

(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]

Bu âyet-i kerimeler, açıklamayı gerektiren âyetlerin bulunduğunu gösterdiği gibi, bunu açıklamaya Resulullah efendimizin yetkisi olduğunu da göstermektedir. Kur’an-ı kerimde her bilgi açık değildir. Peygamber efendimiz bunları vahiy ile öğrenmiş ve ümmetine bildirmiştir. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]

(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]

İmam-ı Şarani diyor ki:

Ma'lûmdur ki, Sünnet Kitâb üzere kaziyedir. Aksi değildir. Zira sünnet, Kur'ân-ı kerîmdeki icmallerin açıklanmasıdır. Müctehid imamlar, sünnetteki icmalleri bize açıklıyan âlimler olduğu gibi, onlara uyan âlimler de, onların sözlerindeki icmalleri bize açıklarlar ve bu kıyamete kadar böyle devam eder.Üstadım Aliyyülhavas'dan (rahimehullah) duydum. Buyurdu: Sünnet bize Kur'ândaki icmalleri bildirmeseydi, âlimlerden hiçbiri, fıkıhdaki sular ve abdest bahislerindeki hükümleri çıkaramaz, sabah namazının farzının iki, öğle, ikindi ve yatsının farzlarının dört, akşam namazının farzının üç olduğunu, bilemezdi. Aynı şekilde hiçbir kimse kıbleye dönüldükte yapılan düâda, iftitahda ne söyleneceğini bilemezdi. Tekbîrin nasıl olduğunu, rükû' ve sücûd tesbihlerini, ta'dili erkânı, teşehhüde oturdukta ne okunacağını bilemezdi. Aynı şekilde bayram namazlarının nasıl kılınacağını, ay ve güneş tutulması namazlarını, cenaze, yağmur duası namazları gibi daha çok şeyleri kimse bilemezdi. Bunun gibi, zekâtın nisabını, orucun ve haccın şartlarını, alış veriş, nikâh, yaralama, kadılık ve fıkhın diğer bâblarının hüküm ve esaslarını bilen olmazdı. İmrân bin Husayn'e bir kimse, bizimle yalnız Kur'ânla konuş dedikte, İmrân ona: (Sen tam ahmaksın. Kur'ân-ı kerîmde farzların rek'atlarının sayısı açık olarak var mı? Yahud bunda sesli okuyun, diğerinde sessiz deniyor mu?) buyurdu. O kimse hayır dedi. İmrân bu sözü ile onu susturdu.Yine Beyhakî Sünen'inde Müsâfir namazı bölümünde, hazreti Ömerden (radıyallahü anh) bildirir: Hazret-i Ömere yolculukta namazın kasr edilmesi, ya'nî dört rek'atlı farzları iki rek'ât olarak kılmaktan soruldu ve: «Biz, azîz kitabda korku namazını buluyoruz, fakat seferî namazı bulamıyoruz» denildi. Sorana: «Ey kardeşimin oğlu [yeğenim], Allahü teâlâ bize Muhammed aleyhisselâmı gönderdi. Biz bir şey bilmeyiz. Ancak biz, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) yaptığını gördüğümüz şeyi yaparız. O, seferde, 4 rekatlı farzları iki kılardı. Onu teşrî' eden Resûlullahdır (sallallahü aleyhi ve sellem)» buyurdu. Bu sözü iyi düşün. Çünkü çok güzeldir.

İmam-ı Süyuti diyor ki:

"Şunu bilesiniz ki, usül ilminde maruf olan şartları taşıyan -kavlî olsun fiilî olsun- hadisler hüccetdir. Resulullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadislerini inkar eden kimse küfre girer ve İslam dairesinden çıkar, yahudilerle, hıristiyanlarla veya Allahü teâlânın murad ettiği diğer kâfir fırkalarla beraber haşrolunur." (Miftahu'l-cenne)

Mehazlar:

1. İmam-ı Süyuti, Miftahu'l-cenne fi'l-ihticac bi's-sunne (Sünnetin İslamdaki Yeri), Rağbet Yayınları, İst. (Tercüme: Doç Dr. Enbiya Yıldırım)
2. İmam-ı Şarani, Mizan-ül Kübra (Dört Hak Mezhebin Büyük Fıkıh Kitabı), Berekat Yayınevi, İst. (Tercüme: A. Faruk Meyan).
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
daha abdest almayı bile bilmeyen bir buhariye tabii olacağıma ve sünnet diye uydurma bir safsata ya uyacağıma kurana göre abdest alırım resule iftira atıp abdesti değiştirip buhariye hizmet edeceğime kurana göre abdest alıp allaha hizmet ediyorum
seni sapık seni demek isterdim ama aynı seviyeye gelemem

boyuna banyo yapan atan buhari ve dalgınlıkla bir sebet hurma yiyip ölen atanı iyi tanı.

komedi başka bir şey değil.

gelemem kelimesi yerine çıkamam kelimesini kullanmaya calıstın galiba..:D

şeyhim şu konularda beni aydınlatır mısın;
(bu konularda bana cevap veremezsen seni bir daha ciddiye alıp cevap verme nezaketinde bulunmayacağım,bilesin)

*uyku adabı nasıl olmalı?

*Kurana göre kurbanı nasıl kesiyorsun?

*senin inancında vitir namazı var mı?varsa nasıl kılman gerekir?

*namaz kılıyorsan rekat sayısını nasıl ayarlıyorsun?

*ölen kisiyi kefenlemek gerekir mi?

*bir konusmada oğlunu fıtratı bozulmasın diye sünnet ettirmedigini söylemistin..ama sen daha aklın yerinde olmadığı için küçükken bu sondan kurtulamamıstın değil mi?(yanlıssam düzeltin bi zahmet)soru su saç tıraşı oluyor musun?oluyorsan beyyine bekliyorum.ayrıyeten saç,tırnak,sakal bunlar fıtrattan mıdır?

*ataların ve sen cuma namazı da ne buyurursunuz?

*hiç bapyram namazı kıldın mı hayatında?(bu soruma söyle bir cevabı kabul etmiyorum;küçükken daha aklım yerinde değilken dedem elimden tutup camiye bayram namazına götürmüstü)

*maymun ve köpek eti yenir mi?yenirse hiç yedin mi?

*vefat ettiğin zaman bedenine ne sekilde muamele edilmesini istersin?ne sekilde gömülmelisin?yatay mı dikey mi?cenaze namazının kılınmasını ister misin?

*(hudur feriç hakkındaki sorularıma cevap alamadığımı belirtmeden geçemeyeceğim)bu da mı Kuran da geciyor?

selam dini kusa cevirmeden yasayanlara...!
 

KaYnUkA

New member
Katılım
28 Eyl 2007
Mesajlar
147
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
37
gelemem kelimesi yerine çıkamam kelimesini kullanmaya calıstın galiba..:D

şeyhim şu konularda beni aydınlatır mısın;
(bu konularda bana cevap veremezsen seni bir daha ciddiye alıp cevap verme nezaketinde bulunmayacağım,bilesin)

*uyku adabı nasıl olmalı?

*Kurana göre kurbanı nasıl kesiyorsun?

*senin inancında vitir namazı var mı?varsa nasıl kılman gerekir?

*namaz kılıyorsan rekat sayısını nasıl ayarlıyorsun?

*ölen kisiyi kefenlemek gerekir mi?

*bir konusmada oğlunu fıtratı bozulmasın diye sünnet ettirmedigini söylemistin..ama sen daha aklın yerinde olmadığı için küçükken bu sondan kurtulamamıstın değil mi?(yanlıssam düzeltin bi zahmet)soru su saç tıraşı oluyor musun?oluyorsan beyyine bekliyorum.ayrıyeten saç,tırnak,sakal bunlar fıtrattan mıdır?

*ataların ve sen cuma namazı da ne buyurursunuz?

*hiç bapyram namazı kıldın mı hayatında?(bu soruma söyle bir cevabı kabul etmiyorum;küçükken daha aklım yerinde değilken dedem elimden tutup camiye bayram namazına götürmüstü)

*maymun ve köpek eti yenir mi?yenirse hiç yedin mi?

*vefat ettiğin zaman bedenine ne sekilde muamele edilmesini istersin?ne sekilde gömülmelisin?yatay mı dikey mi?cenaze namazının kılınmasını ister misin?

*(hudur feriç hakkındaki sorularıma cevap alamadığımı belirtmeden geçemeyeceğim)bu da mı Kuran da geciyor?

selam dini kusa cevirmeden yasayanlara...!






ALLAH SENDEN RAZI OLSUN KARDESIM...ÇOK GÜZEL AÇIKLAMISSIN BENDE ÇOK MERAK EDIYORUM CEVAPLARI GERÇEKTEN....
 

samanyolu

New member
Katılım
19 Mar 2007
Mesajlar
2,063
Tepkime puanı
2,696
Puanları
0
Yaş
49
Konum
istanbul
İlk devirlerde Sünnet düşmanlığı o kadar ileri boyutlara ulaştı ki, ashabı küfürle itham etme ahmaklığını gösterdiler. Bunun sonucu olarak, onların bu bâtıl iddialarına göre Hadis–i şerifler, kâfir olan bir topluluğun rivayetleri olduğu için hiçbirini kabul etmediler.
Hadis düşmanlarının amacı; Sünnet–i Nebeviyye'yi devre dışı bırakarak, akıllarınca Resûlullah'ı devreden çıkarmaktır.İslâm âlimlerinin, Kur'an'ın tefsiri olarak kabul ettiği "Sünnet"i güya bu şekilde hallettikten sonra sıra ikinci adıma, yani Kur'an'a gelecekti!..
Bazı ilimler vardır, ilaç gibidir, insanın sıhhat ve afiyeti için zarurîdir. Bazı fikirler de vardır, zehir gibidir, insan hayatına kasteder, öldürücüdür.İşte bu gibi fikirlere son derece dikkat etmek, bu tür görüş sahiplerinden son derece sakınmak lâzımdır. Bu zehirli fikirlerden biri de, uzun zamandır mevcut olmayan; fakat son yıllarda kötü kokusu yayılmaya başlayan "Hadis ve Sünnet'i Kabul Etmeme Hastalığı"dır. Maalesef son zamanlardaİslâm dünyasında bu yöndeki itirazlar gün yüzüne çıkarılmış, "Kur'an'dakiİslâm", "Kur'an Müslümanlığı" ve "Kur'an'a Dönüş" ve benzer sloganlarla, sünnet ve hadis üzerinde birtakım şüpheler ve istifhamlar gündeme getirilmiştir.İşin üzücü tarafı, bunlar gündemde kalmaya devam etmektedir. Bu sloganik ifadeleri âdeta vird hâline getirip devamlı telaffuz eden bu gürûhun, hemen hemen hepsinin Sünnet–i Resûlullah karşısındaki tavırları menfîdir veya en azından lâkayddır. "Kur'an'ın yeterli olduğu" fikrini hararetle savunup, Sünnetsizİslâm arayışı içine giren bu zavallılar, her konuda âayet arayıp, âyet dışında kendilerini bağlı hissedecekleri bir başka "Lâ raybe fîh" delilin bulunmadığını ileri sürüyorlar. Tabiî bunların, her lafın başında "Kur'an" demelerine bakan da onları Kur'an sevdalısı zanneder.İyi de, hem Kur'an'da bulunan: "Peygamber size neyi verdiyse, onu alın; size neyi yasakladıysa, ondan da sakının."(1) gibi Sünnet'e delâlet eden bir kısım âyetlere rağmen Sünnet'i inkâr edeceksin, hem de Kur'an sevdalısı olacaksın, bu mümkün mü?! Size sıradan bir kitap hediye eden birine bile teşekkür edip, minnet duymak bir insanlık icabı iken, Hz. Kur'an gibi dünya ve âhiret saadetinin reçetesini sunan yüce bir kitabı bizlere getiren Resûlullah'a bırakın teşekkür etmeyi, onun Sünnet'ini dahi inkâr edip devreden çıkarmaya çalışmak, acaba nasıl bir insanlık icabıdır?
Hadis ve Sünnet'i kabul etmeyip sadece Kur'an Müslümanlığından söz edenler, aslında asırlardan beri vardır ve eksik olmamıştır. Tabiî bu tür eğilimler ve görüşler hep azınlıkta kalmış, marjinal gruplar tarafından kabul görüp sahiplenilmiş ve ortaya sürülmüştür. Tarih yine tekerrür etmektedir.
Uzun zamandan beri bazı kardeşlerimiz bizlere bu hususta sürekli sorular soruyorlar. Bulundukları çevrelerde, gerek mahalle gerekse iş ortamlarında Sünnet inkârcılarının olduğunu ve onlarla sık sık bu konuda karşı karşıya gelip, fikir çatışmaları yaşadıklarını; fakat susturucu deliller sunamadıklarını üzülerek bizlere iletiyor ve bu hususta bir yazı kaleme almamızı rica ediyorlardı. Bizlerin de âcizâne gayreti ve arzusu, bu sapık fikirlere karşı gerekli ilmî müdafaanın yapılabilmesi ve bu yanlış görüş sahiplerinin oyununa gelinmemesi olduğundan, inşallah bu Sünnet ve Hadis münkirlerine reddiye mahiyetindeki bu yazımı kaleme alıyorum.
Sünnet'in delil olarak kullanılmasını inkâr ederek, sadece Kur'an'la yetinmeyi iddia eden bu fasid görüş sahiplerinin bunu söylemelerindeki gayeleri farklı farklıdır. Dolayısıyla konuya, öncelikle bu fasid görüşün nereye dayandığı ve bunların kimler olduğu hususunda bir tasnif yaparak başlamak istiyorum.

Bunları genel olarak
iki gruba ayırabiliriz
Bunlardan bir grup; müslüman oldukları veya müslüman olduklarını iddia ettikleri hâlde Sünnet'i kabul etmeyip, aleyhinde olanlardır ki bunlar,İslâm'ın ilk dönemlerinde Hz. Ali Radıyallahu Anh'ın hilafeti döneminde ortaya çıkan "Haricîler" tâifesidir. Bu tâife "Hüküm sadece Allah'ındır"(2) âyetini ele alarak böylesine doğru bir hükümden, yaptıkları tevillerle yanlış anlamlar çıkardılar ve bu âyet–i kerîmeyi istismar ederek Hz. Ali Radıyallahu Anh ve Hz. Muaviye Radıyallahu Anh arasında vuku bulan Sıffin savaşında, her iki taraftan da savaşa katılan sahâbenin adaletini, dolayısıyla onlardan gelen rivayetleri bütünüyle reddettiler. Hatta daha da ileri giden bu sapıklar, ashabı (hâşâ) küfürle itham etme ahmaklığını gösterdiler. Bunun sonucu olarak, onların bu bâtıl iddialarına göre hadis–i şerifler (hâşâ) kâfir olan bir topluluğun rivayetleri olduğu için hiçbirini kabul etmediler.
İkinci grup ise; batılı müsteşriklerin bâtıl görüşleri veİslâm dışı cereyanlardır. Bu grup, aslında sadece Sünnet'e değil, temelde her şeyiyleİslâm'ın bizâtihi kendisine karşıdır. Bunların esas amacı; müslümanların zihinlerine şüphe tohumları atmak,İslâm topluluklarının arasına fitne sokup, onların birlik ve beraberliğini yok etmektir. Evet, ellerinden gelse bunu hemen yapacaklar; fakat karşılarında en büyük mâni olarak, bu dinin peygamberi Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i buluyorlar. Öyleyse yapılacak iş, ilk adım olarak, bu maniyi aşmak ya da en azından ümmet nezdindeki sarsılmaz otoritesine gölge düşürmek geliyor… Bunun için de özellikle Sünnet'i ve hadisi hedef almışlar, az önce zikrettiğimiz birinci grubun tavrından da faydalanıp, birtakım sun'i tartışmalarla müslümanları Sünnet hakkında şüpheye düşürme gayreti içine girmişlerdir. Böylece Sünnet–i Nebeviyye'yi devre dışı bırakarak, akıllarınca Resûlullah'ı devreden çıkaracaklar.İslâm âlimlerinin Kur'an'ın tefsiri olarak kabul ettiği "Sünnet"i güya bu şekilde hallettikten sonra sıra ikinci adıma, yani Kur'an'a gelecekti!..
Kur'an, bunların bâtıl fikir ve itikâtlarına kesinlikle mesned teşkil edecek değildir. Ama Kur'an'ın gerçek yorumu olan Sünnet devre dışı bırakıldığı için işleri artık kolaylaşmış olacaktı. Bundan sonra yapılacak iş, Kur'an'ın, kendi arzularına göre yeniden yorumlanması ve tevil edilmesidir. Tabiî bunu yaparken hem bu konuda gayet samimiymiş havası vermek, hem de fincancı katırlarını ürkütmemek için, bu operasyona şirin bir isim de koymak gerekiyordu ki, onu da bulmuşlardır. Bu isim ne olsun? "Kur'an'a Dönüş" olsun, "Kur'anİslâm'ı" olsun...
Bu maksatla işe başlayan bu gürûh, Kur'an'ı rahatça keyiflerine göre biçimlendirebilecekleri zehâbına kapılarak, ehl–i imanın akidesini bulandırma gayreti içine girmişlerdir. Kimi cehaleti, kimi de birtakım çıkarları sebebiyle, bu zehirli fikrin rüzgârına bazı kimseler kapılmış olsa da inşallah bu Hadis inkârcıları umduklarını bulamayacaklardır. Bu din, Kur'an ve Sünnet çerçevesinde asırları aşıp bu güne dek nasıl sapasağlam geldiyse, kıyamete kadar da böylece devam edecektir…
Hadisleri güya sıhhatinden şüphe ettikleri için kabul etmeyen ve "Bize Kur'an yeter" diyerek sadece Kur'an'ın delil olacağını söyleyen birtakım kimseler, her ne kadar Hadis'i kabul etmediklerini ifade ediyorlarsa da, bu fikirlerine delil olarak ileri sürdükleri bir Hadis–i şerif vardır. Şimdi bu Hadis'in değişik tariklerle gelen birkaç rivayetini ve Hadis âlimlerinin bunların senetleri hakkındaki görüşlerini sizlere arz edeceğim. Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Size benden bir Hadis geldiğinde bunu Kur'an'a arzedin. Eğer bu Hadis'le ilgili Kur'an'da bir asıl buluyorsanız, Hadis'i alın, bulamıyorsanız onu reddedin."
Hadis inkârcılarının kendilerine delil olarak aldıkları bu Hadis–i şerif hakkında Ukayl Rahimehullah: "Bu Hadis'in sahih isnadı yoktur." der. Sağanî Rahimehullah ise: "Mevzûdur." der.(3)
Yine bu mânada Beyhakî, senedini de zikrederek, Bişr b. Numeyr, Hüseyin b. Abdullah tarikiyle onun babasından, onun da Hz. Ali'den naklettiği bir başka Hadis'i zikreder ki, Efendimiz bu Hadis'te şöyle buyurmuşlardır:
"Bazı insanlar olacak, benden Hadis rivayet edecekler. Size bir kimse Hadis rivayet ettiğinde bu Kur'an'a muvafıksa, onu ben dedim. Size bir kimse Hadis rivayet ettiğinde bu Kur'an'a muvafık değilse, onu ben demedim."
İmam Beyhakî bu Hadis'le ilgili olarak:
"Bu zayıf bir isnaddır. Böyle Hadis'lerle delil getirilmez." der.İbn Maîn, bu Hadis'i rivayet eden Hüseyin b. Abdullah b. Dumeyre için "Sika ve güvenilir birisi değildir." demiştir.İmam Buhârî de bu kişi için:
"Hadis'i münkerdir, kendisi zayıf biridir." der. Ebû Zür'a ise "Hadis'i kıymet takdir edeceğim hiçbir ölçüde değil." demiştir.(4) Bu Hadis'in diğer ravisi olan Bişr b. Numeyr için de "Sika değildir." denilmiştir.
Bu Hadis başka tariklerle de rivayet edilmiştir; lâkinİmam Beyhakî bu rivayetler için:
"Bunların hepsi zayıf rivayetlerdir." demiştir.
İşte muhterem okurlarım, Hadis inkârcılarının, işlerine gelince, Hadis âlimlerinin kesinlikle delil kabul etmedikleri zayıf isnadlara dahi nasıl yapıştıklarını görüyorsunuz. Ama işlerine gelmedi mi, Hadis sahih de olsa inkâr ederler. Buradan rahatlıkla anlayacağınız üzere, bunların derdi kesinlikle üzüm yemek değil; maalesef bağcıyı dövmektir.
Şimdi sizlere Hadis âlimlerince sahih kabul edilen bir başka rivayeti nakledeyim. "Kur'an bize yeter." diyenler hakkında bakınız Peygamber Efendimiz asırlar öncesinden ne buyuruyor:
"Şunu kat'i olarak biliniz ki, bana Kur'an ile birlikte, onun bir benzeri (sünnet) de verilmiştir. Karnı tok bir şekilde koltuğuna kurulmuş olan bazı kimselerin: "Bize Kur'an yeter! Onda helâl olarak ne görmüşseniz, onu helâl; neyi de haram görmüşseniz, onu da haram kabul ediniz." diyeceği zamanlar yakındır. Bilin ki, Allah resûlü'nün haram kıldığı da Allah'ın haram kıldığı gibidir."(5)
Efendimizin, bu kimselerin "karınları tok bir şekilde koltuklarına kurulacaklarını" özellikle beyan etmesi ne kadar taaccübe şâyan değil mi? Müçtehid geçinen,İlahiyat patentli birtakım zevatın, televizyon kanallarında arz–ı endam ederek, koltuğuna kurulmuş vaziyette "Bize Kur'an yeter." dediklerini görünce inanın aklıma hemen bu Hadis–i şerif geliyor. Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm on dört asır öncesinden nübüvvet dürbünüyle bakarak, bu günleri müşahede edip bizlere haber vermiş ve bu tâifeyi de böylesine tasvir ederek, gözlerimizin önüne bir tablo gibi sermiştir. Tâ ki bunlar bilinsin ve ümmet bu fitnelerden sakınsın...
Mevlâ Teâlâ bizlere Sünnet–i Seniyye'yi en iyi şekilde öğrenip, en güzel şekilde yaşamayı nasip eylesin! Fî emânillah!
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
gelemem kelimesi yerine çıkamam kelimesini kullanmaya calıstın galiba..:D

şeyhim şu konularda beni aydınlatır mısın;
(bu konularda bana cevap veremezsen seni bir daha ciddiye alıp cevap verme nezaketinde bulunmayacağım,bilesin)

*uyku adabı nasıl olmalı?

*Kurana göre kurbanı nasıl kesiyorsun?

*senin inancında vitir namazı var mı?varsa nasıl kılman gerekir?

*namaz kılıyorsan rekat sayısını nasıl ayarlıyorsun?

*ölen kisiyi kefenlemek gerekir mi?

*bir konusmada oğlunu fıtratı bozulmasın diye sünnet ettirmedigini söylemistin..ama sen daha aklın yerinde olmadığı için küçükken bu sondan kurtulamamıstın değil mi?(yanlıssam düzeltin bi zahmet)soru su saç tıraşı oluyor musun?oluyorsan beyyine bekliyorum.ayrıyeten saç,tırnak,sakal bunlar fıtrattan mıdır?

*ataların ve sen cuma namazı da ne buyurursunuz?

*hiç bapyram namazı kıldın mı hayatında?(bu soruma söyle bir cevabı kabul etmiyorum;küçükken daha aklım yerinde değilken dedem elimden tutup camiye bayram namazına götürmüstü)

*maymun ve köpek eti yenir mi?yenirse hiç yedin mi?

*vefat ettiğin zaman bedenine ne sekilde muamele edilmesini istersin?ne sekilde gömülmelisin?yatay mı dikey mi?cenaze namazının kılınmasını ister misin?

*(hudur feriç hakkındaki sorularıma cevap alamadığımı belirtmeden geçemeyeceğim)bu da mı Kuran da geciyor?

selam dini kusa cevirmeden yasayanlara...!

Bu gün olmuş cevap: Tıısssss!...

Bakalım, biraz daha bekleyelim, hep arada kaynayıp gidiyor, hatırlatmış olalım.
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Kendi atası olarak kabul etmediğine göre, İmam Buhari ve İmam Tirmizi'nin Türk olduğunu bilmiyor sanırım..
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Hatalıya uyan doğruyu bulamaz. Peygamber de beşerdi, Allah onu çeşitli âyetlerle azarlamıştır.

Kendi cümlesinde apaçık gösteriyor ki; Allah peygamberinin yaptığı (küçük) hataları düzeltmiştir, uyarmıştır.. Demek ki onun beşer olarak yaptığı hatalar, Allah tarafından korunmuştur.
 

zocor

New member
Katılım
30 Tem 2009
Mesajlar
13
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Eğer hadislerin hepsi doğru ise Diyanet İşleri neden hadis temizleme olayına girdi ?

Hadisleri bu kadar sağlam gören arkadaşların şöyle bir hadislere bakmasını istiyorum neler neler var, şeytanın sol elle yemek yediği, namaz kılarken önünden hayvan, kadın geçerse namaz bozulur dediğinden tutun binlerce uydurma hadisin olduğunu düşünüyorum ben..

Bizzat "Kuran' dan başka söz aramayın" diyen Kuran' ın kendisi değil mi ? Hz. Muhammed kendisi zamanında yazılan bütün hadisleri sildirmemiş mi ?

Ayrıca bu konu ile bağlantılı Kuran' da recmin cezası belli iken birçok hadiste Hz. Muhammed recm yaptırdı denmiyro mu ? Hz. Muhammed in recm yaptırması Kuran' a aykırımıdır değilmidir ?

Hz. Muhammed elbette hayatı boyunca konuşmuştur, ama konuştukları ve uyguladıklarının Kuran ile çelişmemesi gerekir, bunun en açık ispatı da recm dir..

Ekleme = Recm konusunda "Rcm ayeti Kuran' da vardı ama o ayeti keçiler yedi" diye de birkaç hadis var..Bu hadise inanan müslüman olabilir mi ? O ayeti keçi yemiş ise diğer ayetleri yemediği nerden belli olacak, bu hadise inanan müslüman olabilir mi soruyorum ?

Yüce Allah Kuran' da "Kuran' ı biz indirdik onu kıyamete kadar koruyacak olan da biziz" dememiş mi ..Ayeti keçi yemesi gibi bir mantığa böyle bir hadise nasıl inanılabilir ?
 
Son düzenleme:

Dostlara duacýyýz

New member
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
653
Tepkime puanı
563
Puanları
0
Yaş
33
her kur-an okuduktan sonra mealini muhakkak okurum çok şükür..
eğer şübhe varsa yazık size
 
Üst Alt