süleyman ateş yazmış
Günahsızlar doğrudan cennete giderler. Günahı olanlar için de Allah, kimini dilerse bağışlayıp cennete gönderir. Ama günahı ruhunu iyice karartmış, katılaştırmış olanlar, günah kirlerinden arınmak üzere cehenneme gönderilir. Cehenneme gidenlerden de kiminin suçu hafiftir, tez zamanda günahından arınıp cennete çıkar. Kimi de var ki günah kirinden arınması uzun zamanı alır. Her kul, ne denli günahkâr olursa olsun ve azabı ne kadar uzun sürerse sürsün bir zaman sonra günahından arınıp cennete gider.
Kuran’da cehennem azabı kısır olarak nitelenir. Cennet nimetleri mukimdir. Kısır; sonuçsuz, sürmeyen, devam etmeyen demektir. Mukim ise kalıcı, sürekli anlamına gelir. Bundan cehennem azabının bir gün nihayet bulacağı ama cennetin sonsuzca süreceği anlaşılır. Zira cehennem Allah’ın gazabının, cennet ise rahmetinin görüntüsüdür. Kuran’da ve hadislerde vurgulandığı üzere Allah’ın rahmeti gazabına baskındır. O’nun rahmeti her şeyi kapsamıştır. Bunun içinde elbette günahkârlar da vardır. Onlar da bir gün o sonsuz rahmetin kapsamına alınacaklardır.
Kuran’da cehennem hakkında bir iki yerde hulud ve ebed kelimeleri kullanılırsa da bu sonsuzluk anlamında değil, çok uzun süre anlamındadır. Nitekim çok sağlam binalar için “bu ebediyyen kalır, hiç yıkılmaz” denilir. Bu söz, çok uzun zamanı belirtir. İşte cehennem hakkında kullanılan hulud ve ebed kelimeleri bu anlamdadır.
Zaten 60-70 yıllık bir ömrün tamamı suçla geçmiş olsa bile bu ömrün sahibine bin yıl değil, bir milyon yıl değil, milyar yıl değil, sonsuzca azap etmek Allah’ın rahmetiyle bağdaşmaz. Cenabı Hak, Kuran’da “kötülüğün cezasının, dengi bir kötülük olduğu” ama “iyiliğe verilecek ödülün 10 kat hatta çok daha fazlası olacağı” vurgulanır. Çünkü ceza, adaletin gereğidir. Suça hak ettiğinden fazla ceza vermek zulümdür, Allah zulümden münezzehtir. “Rabbin kullarına zulmedici değildir” (Kaf Suresi). Ama iyiliğe verilecek ödül, rahmetin tecellisidir. Allah’ın rahmetinin sınırı yoktur.