Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nur Talebelerine Cennet Müjdesi

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Kastamonu Lahikası, Sayfa 18

Kardeşlerim, bugünlerde biri Risaletü’n-Nur talebelerine, diğeri bana ait iki mesele ihtar edildi. Ehemmiyetine binaen yazıyorum.

BİRİNCİ MESELE :
Birinci Şuada iki üç ayetin işârâtında, Risaletü’n-Nur’un sadık talebeleri imanla kabre gideceklerine ve ehl-i Cennet olacaklarına dair kudsi bir müjde ve kuvvetli bir beşaret bulunduğu gösterilmiştir. Fakat bu pek büyük meseleye ve çok kıymettar işarete tam kuvvet verecek bir delil ister diye beklerdim, çoktan beri muntazırdım. Lillahilhamd, iki emâre birden kalbime geldi.


Birinci emare: İman-ı tahkiki ilmelyakinden hakkalyakine yakınlaştıkça daha selbedilmeyeceğine ehl-i keşif ve tahkik hükmetmişler ve demişler ki: "Sekerat vaktinde şeytan vesvesesiyle ancak akla şüpheler verip tereddüde düşürebilir." Bu nevi iman-ı tahkiki ise yalnız akılda durmuyor. Belki hem kalbe, hem ruha, hem sırra, hem öyle letaife sirayet ediyor, kökleşiyor ki, şeytanın eli o yerlere yetişemiyor. Öylelerin imanı zevalden mahfuz kalıyor."
Bu iman-ı tahkikinin vusulüne vesile olan bir yolu, velayet-i kâmile ile keşif ve şuhud ile hakikate yetişmektir. Bu yol ehass-ı havassa mahsustur, iman-ı şuhûdîdir.
İkinci yol iman-ı bilgayb cihetinde, sırr-ı vahyin feyziyle, bürhanî ve Kur’ani bir tarzda akıl ve kalbin imtizacıyla, hakkalyakin derecesinde bir kuvvetle zaruret ve bedâhet derecesine gelen bir ilmelyakinle hakaik-i imaniyeyi tasdik etmektir.

Bu ikinci yol Risaletü’n-Nur’un esası, mayası, temeli, ruhu, hakikati olduğunu has talebeleri görüyorlar. Başkalar dahi insafla baksa, Risaletü’n-Nur hakaik-i imaniyeye muhalif olan yolları gayr-ı mümkin ve muhal ve mümteni derecesinde gösterdiğini görecekler.

İkinci emare: Risaletü’n-Nur’un sadık şakirtleri, hüsn-ü âkıbetlerine ve iman-ı kâmil kazanmalarına o derece kesretli ve makbul ve samimi dualar oluyor ki, o duaların içinde hiçbiri kabul olmamasına akıl imkân veremiyor.
Ezcümle: Risaletü’n-Nur’un bir hâdimi ve birtek şakirdi, yirmi dört saatte Risaletü’n-Nur talebelerinin hüsn-ü âkıbetlerine ve saadet-i ebediyeye mazhar olmalarına yüz defa Risaletü’n-Nur talebelerine ettiği duaları içinde hiç olmazsa yirmi otuz defa selamet-i imanlarına ve hususi hüsn-ü âkıbetlerine ve imanla kabre girmelerine, aynı duayı, en ziyade kabule medar olan şerait içinde ediyor.
Hem Risaletü’n-Nur’un talebeleri bu zamanda her cihetten ziyade hücuma maruz olan iman hususunda, birbirine selamet-i iman hakkındaki samimi, masum lisanlarıyla dualarının yekûnu öyle bir kuvvettedir ki, rahmet ve hikmet onun reddine müsaade etmezler. Faraza, mecmuu itibarıyla reddedilse, tek bir tane onların içinde kabul olunsa, yine her biri selamet-i imanla kabre gireceğine kâfi geliyor. Çünkü herbir dua umuma bakar.



 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Birinci emarede özetle deniyor ki, kişinin iman ile ölmesine mani olmak gayesiyle iblis sekeratta imanı çalmak için akla türlü vesveseler verir ve tahkiki imandan uzak olanları bu vesvese ve evhamlarla imanından eder.Ancak Siz bu eseri okumakla devam olunursanız bu eser vesvese ve evhamları elinin tersiyle itecek ve La ilahe İllAllah Muhammedur Rasulullah'ı sadece aklınıza değil bütün zerrelerinize işleteceksiniz inşaAllah.

Adeta vücudunun bütün zerrelerine Allah'ı C.C. çivileyen hangi ruh cennete gitmeyecekmiş, hangi beyhude bunu iddia edebilir.İşte Risale_i Nurun eczaları istifadede samimi olan her akıl ve kalbi bir nevi izdivaç ile bir araya getirir.
Biri kalksa gitmeye çalışsa diğeri nereye gidiyorsun der her yol Allah'a gidiyor.Nereye gideceksin????

İkinci emarede de özetle deniyor ki Risale_i Nur talebelerinin bütün islam alemi ve hususan Risale_i Nur talebeleri için hergün binler lisan ile ettikleri samimi dualarının yekunu ve o duaların içinde hiçbirisinin kabul olmamasına aklın imkân vermemesi ifade ediliyor.

Buradan bu müjdenin sadece Risale_i Nur talebelerine münhasır olduğunu diğer hak mesleklerin erbablarına şumulü olmadığını ima yahut iddia etmek büyük bir günah ve vebale sebep olur.Bu kibirden ve gafletten de Allahu Celle ve A'la'ya sığınırız.

Kalbinde,Ruhunda,bütün maddi ve manevi cahazatında Allahı yaşayan ve yaşatan herkesi Hayy ve Kayyum olan Allah'a emanet ederim.

Selametle....
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

Benim gibi bir adamın dahi hususi bir duası, bir hasenatı bu kadar hayırlara vesile olabiliyorsa, içinde binler sadık, salih, Mü'min zatların olduğu hak ve hakikat Risale-i nur mesleğinin talebelerinin duası -inşaallah- imanın kurtulmasına vesiledir. Umuttur. Kesin değildir.


Konuyu öteye beriye darp etmeye gerek yok. Cevap yukarıda verilen beyandadır. Demek bir miktar abartılmış...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
"Sekerat vaktinde şeytan vesvesesiyle ancak akla şüpheler verip tereddüde düşürebilir." Bu nevi iman-ı tahkiki ise yalnız akılda durmuyor. Belki hem kalbe, hem ruha, hem sırra, hem öyle letaife sirayet ediyor, kökleşiyor ki, şeytanın eli o yerlere yetişemiyor. Öylelerin imanı zevalden mahfuz kalıyor."

Bu iman-ı tahkikinin vusulüne vesile olan bir yolu, velayet-i kâmile ile keşif ve şuhud ile hakikate yetişmektir. Bu yol ehass-ı havassa mahsustur, iman-ı şuhûdîdir.

Birinci paragraf, inşaallah hakktır ve doğrudur. Fakat ne anlama geldiğini bilen var mı acaba? İbrahim kardeşimiz güzel bir açıklama getirmiş. Yalnız eksik bırakmış. Bunun tam olarak nasıl olacağına dair bir emare belirtmemiş. Gerçi mübarek ikinci paragrafta vermiş reçeteyi ama, birinci paragraftan daha çok açıklamaya ihtiyaç duyuyor bu ikinci paragraf. Hemde az buz değil, bayağı sayfalar içeren bir açıklama.

Bunu da sevgili Meva kardeşimiz yaparsa, inşaallah bilgilenmiş oluruz. Buyrun Meva kardeşim; yorumlarınızı alalım inşaallah. Ki; gerçekten önemli ve güzel bir konu yakaladık. Devamı bereket olsun, herkese sirayet etsin.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
selamün aleyküm.Tüm müminler ,müslümanlar inşaallah cennete gireceklerdir.Yalnız cennete biiznillah girebilmek cehennem korkusu ile oluyormuş.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Aslında gerekli kardeşlerimzi gerek meva gerek ibrahim kardeşimiz mevzuyu güzelce izah etmişler ben olayın felsefesinden ziyade bir rüyamı anlatayım inşallah bu rüyayı çok olmadı göreli , umarım mevzuya azde olsa aydınlık getirir ümidindeyim;

Tüm müslüman meşreplerin mensupları bir camide toplanmıştı, bununla beraber hrstiyanlarda vardı camide, nitekim onlar ayinleri yapıyordu taki müslümanlar camiye girene kadar. Girdikden sonra müslümanların dua ve zikirlerin söylemeye başlayınca hirsityanlarda eşlik ettiler, daha sonra herkes meşrebine binaen çalışma sergiliyordu.
Kimisi çok çabalıyor kimisi daha rahattı . Rahat olan kardeşlerimizden biri ki onu normal hayatta tanırım kendisi nur meşrebine mensuptur. Çok çalışan bir kardeşimize ya neden bu kadar çok çabalıyorsun diyordu rüyamda; soru soran kardeşe , soru sorduğu kardeş şöyle dedi; kardeşim senin meşrebin var ve büyük bir kitleye mensupsun onun için yapılan her hayırdan genele nasip olduğu için sende rahat olsanda yapılan hayırlardan hisseni alıyorsun lakin benim mensup olduğum kitle çok değil onun için ben daha çok çalışmam lazım...

Bu rüyayı gördükden sonra elhamdulillah. Bir meşrebe tabi olan şahıs o meşrebin gemisine binmiştir, geminin kaptanı olması şart değildir paspascısıda olabilir . Bir gerçek varsa oda kaptanı ile aynı anda limana iniceğidir. Hangi meşrebe tabi olursa olsun kişi o meşrap hak dairesinde olduğu taktirde , o mşrebin o kişiyi kurtarması ihtimali diğer hayrılardan aldığı hissece artar. Bir meşrepte yapılan hayırlar her mensubuna pay edilir. Bu cemaat olmanın verdiği berekettir.
Onun için risale-i nur talebeleri bilmelidirlerki ; Risalei nur için dünyanın bir öbür ucunda çalışan kardeşin yaptığı hayırlar umumi şakirtlerin hayır havuzundan geneline ihsan edilir.
Ve umum şakirletin kurtluşu biiznillah kaçınılmaz olur...
 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Onun için risale-i nur talebeleri bilmelidirlerki ; Risalei nur için dünyanın bir öbür ucunda çalışan kardeşin yaptığı hayırlar umumi şakirtlerin hayır havuzundan geneline ihsan edilir.
Ve umum şakirletin kurtluşu biiznillah kaçınılmaz olur...

Amin, inşaallah...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
"İman edip salih salih ameller işleyen kimselere gelince; onlar için Firdevs Cennetleri bir konukluk olmuştur" ( Kehf : 107 )

Şu cemaat ehli veya bu cemaate bağlı olanlar diye yazmıyor, sadece iman edip salih amellerde bulunanlardan bahsediyor.

Kur'an da bulamadım, belki de ben göremedim. Sahi; Nuh'un (a.s.) oğlunu bileniniz var mı ? Yahut, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) amcası Ebu Talib'i hatırlayanınız ? Veya; Peygamber Efendimiz'in sevgili kızı Fatıma (r.anhüma) annemize ne söylediğini bileniniz ?

Hımmm...Demek ki, amel olmadan murad dahi edilemeyecek konulara bakmayacağız. Önce amel, amel, amel; elbette ondan sonra Arifi billah'ın izi!
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Risale-i nur konusun da olumlu görüşleri vardı ihvanın ,istifade için külliyattan merkezlerine istemişlerdi,tarihi gerçek budur.İhvan tasavvuf ve risaleleri inkar etmiyor ve faydalanıyordu ki bu ihvan cemaatinin faydalı tüm islami eserlerden istifade etmedeki genişliğini gösterir.Ayrıca her kıtadaki cemaatlerle de ortak noktaları görüp,bulma noktasında başarılı idi.Ayrıca ameli bir hareketti.Buradaki iman ve amel bütünlüğü meselesi sanırsak Allah cc rızasına mazhariyette çokça önemli idi.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Önce amel değil. Önce iman sonra ihlaslı amel. İmansız ve ihlassız amelin bir faydası mı varmış?

Sen namazı sabahtan akşama dünyalık için kıl bakalım ne olacak? Kendi yazdığın ile çelişme. "sadece iman edip salih amellerde bulunanlardan bahsediyor." diyorsun. Sonra "önce amel" diye bağırıp duruyorsun.
Sonra amel dediğin şey senin sımahından kalbine boşalan şeylerden ibaret değildir. Sabahtan akşama "bin tehlil, bin tekbir, beş vakit namazdan" ibaret değildir.

Biri Kur'an namına diye Kur'ana muhalefet etse hükmü nedir?

Biri "şu saati -acemide olsa- kendine Müslümanım diyen adama tamir ettirelim, şu ayyaş -ama usta- şu tamirci beri dursun" dese, Bakara Suresi 204-205'e muhalefet olmaz mı?

Hadi şimdi burda da bana "önce amel" iddianı ispat et.

Elbette amel. Ancak, Kur'an ölçüleri ile imanlı ve ihlaslı bir amel.

Ayrıca, sanki Risale-i nur talabelerinin cennete girmesini Nurcu olmalarına bağlamış gibi gösterme çabasına girme. Zira, Nur Talebelerinin imanla kabre gireceğinden bahsediyor.

Bu mana olarak şudur: İmanlı kabre girmek için nur Talebesi olmak lazım değildir. Ama Nur Talebesi olmak imanla kabre girmeye vesile olur, demektir.

Esas imanı kendi mesleğine münhasır kılan sizlersiniz. Duyuyoruz; "Tarikatsiz olmaz" diyorsunuz.

Birilerini eleştirmeden önce kendi söylemlerinize bir bakın.

"İman edip salih salih ameller işleyen kimselere gelince; onlar için Firdevs Cennetleri bir konukluk olmuştur" ( Kehf : 107 )

Şu cemaat ehli veya bu cemaate bağlı olanlar diye yazmıyor, sadece iman edip salih amellerde bulunanlardan bahsediyor.

Kur'an da bulamadım, belki de ben göremedim. Sahi; Nuh'un (a.s.) oğlunu bileniniz var mı ? Yahut, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) amcası Ebu Talib'i hatırlayanınız ? Veya; Peygamber Efendimiz'in sevgili kızı Fatıma (r.anhüma) annemize ne söylediğini bileniniz ?

Hımmm...Demek ki, amel olmadan murad dahi edilemeyecek konulara bakmayacağız. Önce amel, amel, amel; elbette ondan sonra Arifi billah'ın izi!
İyi oku, düşün ondan sonra tekrar sor! Ezbere konuşma aslan kardeşim
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Önce amel değil. Önce iman sonra ihlaslı amel. İmansız ve ihlassız amelin bir faydası mı varmış?

Ayeti okumadan mı cevap vermiş bulundun ? "iman edip salih ameller işleyen..." diye ayet başlıyor. Yani önce iman edenleri işaret ediyor. İmanı olmayanın ameli olur mu ? Bizim oralarda daha önce de belirttiğim gibi sözün tamamı ya çocuğa ya meczuba söylenir, sen hangi konumdaysan söyle de, ona göre yazalım. Laf ola beri gele türden yazıp da aklın sıra kaynatma!

Sen namazı sabahtan akşama dünyalık için kıl bakalım ne olacak? Kendi yazdığın ile çelişme.

Namazı sabahtan akşama kadar dünyalık için kılarsan ne olur biliyormusun ? Eline hiç bir şey geçmez! Bunu bildiğimiz için yazıyoruz, kendimiz ile de çelişmiyoruz. Sen okurken iyi oku.

"sadece iman edip salih amellerde bulunanlardan bahsediyor." diyorsun. Sonra "önce amel" diye bağırıp duruyorsun.

İmanı olan zaten amel eder. İmanı olmayan bir ateistin namaz kıldığını gördün mü ? Zikr ettiğini gördün mü ? İbadet amacı ile imanı olmadığı halde oruç tuttuğunu gördün mü ? Hükümeti veya bir uygulamayı protesto etmek için açlık orucuna başlamış, ateist bir insanın eyleminden vazgeçinceye kadar ki hali ibadet anlamına giren oruç ile bir mi ?

Yahu konuşuyorsun, yazıyorsun ama; harbiden boş konuşuyorsun be! Bizim muhatabımız her zaman müslüman olduğu için, iman edip etmeme konusunu düşünmüyoruz bile. O zaten muhatabımızsa iman etmişdir, elde var bir mantığı ile kabul ediyoruz, ondan sonra gelen ve önemine binaen ameli sözkonusu ediyoruz ve onu anlatmaya çalışıyoruz. Anlamıyorsan, bari anlayanlara engel olma.

Sonra amel dediğin şey senin sımahından kalbine boşalan şeylerden ibaret değildir. Sabahtan akşama "bin tehlil, bin tekbir, beş vakit namazdan" ibaret değildir.

Amel, önce imandır, sonra itikaddır, sonra niyettir, en sonunda fiili eylemdir. Bu sıraya göre şimdi namazı da, tehlil ve tekbiri de istediğin boyutta değerlendir.

Biri Kur'an namına diye Kur'ana muhalefet etse hükmü nedir?

Biri dediğin kişi müctehid ise; sevaptır. Senin benim gibi avam ise; Allah (celle celaluhu) korusun; kafr'dir! Zümer suresi 9. ayeti sana ulaşmadı mı?

Biri "şu saati -acemide olsa- kendine Müslümanım diyen adama tamir ettirelim, şu ayyaş -ama usta- şu tamirci beri dursun" dese, Bakara Suresi 204-205'e muhalefet olmaz mı?

Senin saatçi de hep ayyaş mı oluyor ? Hep aynı saatçiden örnek veriyorsun, aynı zamanda karşısındaki müslümanı da işinin ehli olmayan veya acemi konumuna indirgeyip duruyorsun, bu seferde Bakara suresini kendine dayanak yaparak bozguncu mu yaptın bizim acemi müslümanı ?

Hadi şimdi burda da bana "önce amel" iddianı ispat et.

Elbette amel. Ancak, Kur'an ölçüleri ile imanlı ve ihlaslı bir amel.

Mavi ile kırmızı birbirini senin sözün ile teyit etmeye yetmiyor mu ? Ne dedik bizde yukarıda; Amel, önce imandır, sonra itikaddır, sonra niyettir, en sonunda fiili eylemdir.

Ayrıca, sanki Risale-i nur talabelerinin cennete girmesini Nurcu olmalarına bağlamış gibi gösterme çabasına girme. Zira, Nur Talebelerinin imanla kabre gireceğinden bahsediyor.

Bu mana olarak şudur: İmanlı kabre girmek için nur Talebesi olmak lazım değildir. Ama Nur Talebesi olmak imanla kabre girmeye vesile olur, demektir.

İnşaallah vesiledir, burasına bir itirazımız olmadığı gibi, ümüdimizi de o yönde muhafaza ediyoruz. Ama, amel olmadan sadece risale okumak ile bu işin olmayacağına inandığımız için, karşımızdaki insanında (madem inanarak risale okuyor, demekki müslümandır mantığı güdüyoruz) ameli olarak bir eylemi olmadığı sürece isterse peygamber çocuğu dahi olsa kendini kurtaramaz, dedik. Yanlış mı ?...

Esas imanı kendi mesleğine münhasır kılan sizlersiniz. Duyuyoruz; "Tarikatsiz olmaz" diyorsunuz.

Demek ki, yanlış duymuşsun. Biz tarikatsız olmaz demedik hiç bir zaman. İftira atma üzerimize. Biz her zaman, tasavvufa (tarikata) meyl eden insanlara "mürşidsiz olmaz" dedik. İki ifade arasında fersah fersah mesafe var.

Birilerini eleştirmeden önce kendi söylemlerinize bir bakın.

Bizim söylemlerimiz böyle, hep aynı söylemler içerisindeyiz. Değişmedik, dönüşmedik, değiştirilmedik. Bir hakk gömleği, beş gün sonra çıkarıp günün renklerini yansıtan desenli gömleklerden biri ile de değiştirmedik. İnşaallah son nefese kadar da bu hal üzere devam ederiz.

Dua edin inşaallah.
 

Turac_80

New member
Katılım
15 Ara 2009
Mesajlar
172
Tepkime puanı
73
Puanları
0
Aslında gerekli kardeşlerimzi gerek meva gerek ibrahim kardeşimiz mevzuyu güzelce izah etmişler ben olayın felsefesinden ziyade bir rüyamı anlatayım inşallah bu rüyayı çok olmadı göreli , umarım mevzuya azde olsa aydınlık getirir ümidindeyim;

Tüm müslüman meşreplerin mensupları bir camide toplanmıştı, bununla beraber hrstiyanlarda vardı camide, nitekim onlar ayinleri yapıyordu taki müslümanlar camiye girene kadar. Girdikden sonra müslümanların dua ve zikirlerin söylemeye başlayınca hirsityanlarda eşlik ettiler, daha sonra herkes meşrebine binaen çalışma sergiliyordu.
Kimisi çok çabalıyor kimisi daha rahattı . Rahat olan kardeşlerimizden biri ki onu normal hayatta tanırım kendisi nur meşrebine mensuptur. Çok çalışan bir kardeşimize ya neden bu kadar çok çabalıyorsun diyordu rüyamda; soru soran kardeşe , soru sorduğu kardeş şöyle dedi; kardeşim senin meşrebin var ve büyük bir kitleye mensupsun onun için yapılan her hayırdan genele nasip olduğu için sende rahat olsanda yapılan hayırlardan hisseni alıyorsun lakin benim mensup olduğum kitle çok değil onun için ben daha çok çalışmam lazım...

Bu rüyayı gördükden sonra elhamdulillah. Bir meşrebe tabi olan şahıs o meşrebin gemisine binmiştir, geminin kaptanı olması şart değildir paspascısıda olabilir . Bir gerçek varsa oda kaptanı ile aynı anda limana iniceğidir. Hangi meşrebe tabi olursa olsun kişi o meşrap hak dairesinde olduğu taktirde , o mşrebin o kişiyi kurtarması ihtimali diğer hayrılardan aldığı hissece artar. Bir meşrepte yapılan hayırlar her mensubuna pay edilir. Bu cemaat olmanın verdiği berekettir.
Onun için risale-i nur talebeleri bilmelidirlerki ; Risalei nur için dünyanın bir öbür ucunda çalışan kardeşin yaptığı hayırlar umumi şakirtlerin hayır havuzundan geneline ihsan edilir.
Ve umum şakirletin kurtluşu biiznillah kaçınılmaz olur...



Fatir suresi 18 i hatirladim?Demekki senin rüya bir baska oluyormus Putkiran,Insan öncelikle kendi putunu kirmali diye düsünüyorum?Kimse kimsenin ne yükünü nede kazancini paylasir bu sana bir nasihat Kuran böyle diyor derim....
 

Turac_80

New member
Katılım
15 Ara 2009
Mesajlar
172
Tepkime puanı
73
Puanları
0
Aslında gerekli kardeşlerimzi gerek meva gerek ibrahim kardeşimiz mevzuyu güzelce izah etmişler ben olayın felsefesinden ziyade bir rüyamı anlatayım inşallah bu rüyayı çok olmadı göreli , umarım mevzuya azde olsa aydınlık getirir ümidindeyim;

Tüm müslüman meşreplerin mensupları bir camide toplanmıştı, bununla beraber hrstiyanlarda vardı camide, nitekim onlar ayinleri yapıyordu taki müslümanlar camiye girene kadar. Girdikden sonra müslümanların dua ve zikirlerin söylemeye başlayınca hirsityanlarda eşlik ettiler, daha sonra herkes meşrebine binaen çalışma sergiliyordu.
Kimisi çok çabalıyor kimisi daha rahattı . Rahat olan kardeşlerimizden biri ki onu normal hayatta tanırım kendisi nur meşrebine mensuptur. Çok çalışan bir kardeşimize ya neden bu kadar çok çabalıyorsun diyordu rüyamda; soru soran kardeşe , soru sorduğu kardeş şöyle dedi; kardeşim senin meşrebin var ve büyük bir kitleye mensupsun onun için yapılan her hayırdan genele nasip olduğu için sende rahat olsanda yapılan hayırlardan hisseni alıyorsun lakin benim mensup olduğum kitle çok değil onun için ben daha çok çalışmam lazım...

Bu rüyayı gördükden sonra elhamdulillah. Bir meşrebe tabi olan şahıs o meşrebin gemisine binmiştir, geminin kaptanı olması şart değildir paspascısıda olabilir . Bir gerçek varsa oda kaptanı ile aynı anda limana iniceğidir. Hangi meşrebe tabi olursa olsun kişi o meşrap hak dairesinde olduğu taktirde , o mşrebin o kişiyi kurtarması ihtimali diğer hayrılardan aldığı hissece artar. Bir meşrepte yapılan hayırlar her mensubuna pay edilir. Bu cemaat olmanın verdiği berekettir.
Onun için risale-i nur talebeleri bilmelidirlerki ; Risalei nur için dünyanın bir öbür ucunda çalışan kardeşin yaptığı hayırlar umumi şakirtlerin hayır havuzundan geneline ihsan edilir.
Ve umum şakirletin kurtluşu biiznillah kaçınılmaz olur...


Masallah Seyfullah sende ayni Seyhin gibi Rüyalardasin,bir zamanlarda Aliyi görmüstün yanilmiyorsam?Eger Mesrebler insanlari kurtarmaya yetiyorsa buna en cok layik kisi sanirim Ebu Mutalip,Ebu Talip veya amcasi sifati ile Ebu Lehep?Sanirim meramimi anlata bildim...Rüya ile amel Vah Vah.......Ayetlerle;


Isra

13- Her insanın amelini halka yapıp boynuna takarız. Kıyamet günü açık olarak bulacağı bir amel defteri önüne çıkarırız.


14- Herkese "Oku kitabını, bugün sen kendin için yeterli bir
muhasebecisin " deriz.

15- Kim doğru yolu izlerse kendisi için izler. Kim doğru yoldan saparsa kendi zararına sapıtmış olur. Hiç kimse bir başkasının günah yükünü taşımaz. Bir peygamber göndermedikçe hiç kimseyi azaba çarptırmayız.

 

Susma

New member
Katılım
30 Mar 2010
Mesajlar
5
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konu : İmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu
Ravi : Ebu Bekre

Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim Allah`ın yeryüzündeki sultanını alçaltırsa, Allah da onu alçaltır."

HadisNo : 1730


Demek Abdülhamid han'a ayaklananların cennetle müjdelendiğini sanıyorsunuz ?
 

Turac_80

New member
Katılım
15 Ara 2009
Mesajlar
172
Tepkime puanı
73
Puanları
0
Fasil : HİLAFET VE İMAMETLE İLGİLİ BÖLÜM
Konu : İmam Ve Emire İtaatin Vacib Oluşu
Ravi : Ebu Bekre

Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim Allah`ın yeryüzündeki sultanını alçaltırsa, Allah da onu alçaltır."

HadisNo : 1730


Demek Abdülhamid han'a ayaklananların cennetle müjdelendiğini sanıyorsunuz ?


Selam;Bu konu cok baska Susma kardes?Sanirim konuyu sasirdin...
 
Üst Alt