Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Noel belası

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Hakiki bir Müslüman'ın sıkıntı içerisinde karşıladığı, her sene yaşanan yürekler acısı bir konu... %99 Müslüman bir ülkenin %90'nın dan fazlasının noel adı altında isyanla karşıladığı bir gece.. Kisvemiz, giyimimiz, kuşamımız, davranışlarımızın onlara benzediği yetmezmiş gibi, analarımıza bacılarımıza tecavüz eden haysiyetsiz şereften nasip almamış kafirlerin kutlamalarını, Elhamdülillah bende Müslümanım diyen şahısların isyan içerisinde eğlenceyle kutladığı büyük bir neşeyle karşıladığı gece.. Hicri yılbaşı geçti, kutladın mı !!! 2 Rekat namaz kılıp Ya Rab! Yeni yılda hakkımızda hayırlısını eyle dedin mi? Aşura günü geçti gereken ibadetleri yaptınmı?. Resulullah s.a.v. Hicret etmiş kimin umrunda??! Kendi yılbaşını unuttun, kafirin izinden gidiyorsun.. Kafir nereye gidiyor? Bak Allah celle celaluhu söylüyor nereye gittiğini.. Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka yardımcılarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz.(Hud 113) Kainatın sultanı Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz "Kim bir kavme benzerse,o da onlardandır" demedi mi? Peki sen neden Müslüman kavme benzemiyorsun? Tırnaklarını bile yahudiye benzememek için farklı kesen ve kestiren bir Peygamberin ümmetiyiz. Peki şimdi Resulullah s.a.v. çıkıp gelse yılbaşını kutladığını görse sana Müslüman dermiydi? İmam Rabbani Hazretleri buyuruyor ki; Hinduların bayram günlerine [ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur. Küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve bu günleri, müslüman bayramı zannediyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi, süslüyorlar. O geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir. (Mektubat 3/41, S. Ebediyye) Müslümanım diye gezenlerin çoğu kafir olmuş haberi yok.. Halimiz Malumdur Hazreti lem yezele,Hz Mehdi gelede bu işler bir düzele... Allah-u Teala Müslümanları kendine getirecek bir el nasip eylesin...
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Selamün Aleyküm,
Yeni yılı kutlayan birisi olarak yazınızı sert ve gereksiz itham edici bulduğumu söylemeliyim. İnsanları bu kadar kolay "şirk" ile suçlayabilen birisinin dönüp kendini ikinci bir kez sorgulaması gerek bence. Zira başka insanların davranışlarından onları inancını bilemeyeceğiniz gibi Yüce Allah'ın yeni gelen yılı kutlayan insanları "şirk koşmuş" olarak görüp görmeyeceğini de bilemezsiniz.
Her şey bir yana bütünleşen bir dünyada yaşıyoruz. İnterneti hiristiyanlar buldu diye bu foruma girmemezlik yapıyor musunuz? Hayır, çünkü bu forumda çok yararlı bilgiler paylaşılıyor. Dolayısıyla hiristiyanların icat edip geliştirdiği bir platformu "faydalı ve güzel" özellikleri için kullanıyorsunuz. Dolayısıyla diğer toplumların "faydalı ve güzel" adetlerini alıp kendimize uyarlamamızın -benim fikrimce- hiç bir zararı yoktur.
Müslümanım diyen hiç kimse noeli kutlamaz ama yeni yılı kutlar. Şimdiye kadar kimseden "noel akşamı ne yapıyorsun?" gibi bir soru duymadım. Ya da "noelde çalışıyoruz" gibi bir hayıflanma işitmedim. Bu gibi cümlelerde hep "yılbaşı" sözcüğü geçer ve kullanılır. Çünkü insanlar "yılın başı"nı kutlarlar, noeli değil.
Şimdi sorduğunuz soruya hak veriyorum, hicri yılbaşını niye kutlamadınız diyorsunuz. Mantıklı bir soru ve keşke onu da kutluyor olsaydık. Ama şu an ki tüm yaşamımız miladi takvime göre düzenlenmiş durumda. Dolayısıylada yeniyıl dendiğinde 1 Ocak aklımıza geliyor.
Ben dünyanın güneş etrafındaki bir başka turunu tamamlamasını kutladım diye niçin Yüce Allah'a bir ortak koşmuş olayım? Şirk dediğiniz bu değil midir? Dünyayı güneş etrafında kusursuzca döndürenin Allah olduğunu tümüyle biliyorken, yeni bir yıla girerken kalbimden Allah'a şükrediyor olmadığımı O'nun büyüklüğünü hissetmediğimi nereden biliyorsunuz? Burada "keşke hicri yılbaşını da kutlasaydık" ya da "insanlar batı adetlerine özeniyorlar, özenmeseler iyiydi" diyebilirsiniz ama yeniyılı kutlayan insanları şirk koşmakla suçlamak insanların günahını alma ihtimalinizin çok yüksek olduğu bir durum. Lütfen buna göre tekrar düşünün.
Teşekkürler, selametle kalın.
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Bu benim görüşüm değil ehli sünnetin görüşüdür, Efendimiz sav. görüşüdür. Müşriklerin yaptığını yapamazsınız onların özel saydığı günde sizde müslüman olarak özel hiç birşey yapamazsınız. Kafir düzeninde olduğumuz için islamiyet şimdi ağır geliyor, "Cihad üzere yaşamayan nifak üzere ölür" hadisi şerif...gerekli açıkalamaların yapıldığı kanaatindeyim.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Aleykümselam gozcelik kardeş.

Selim kardeşimiz çok doğru yazmış. Anlatmak istediğini siz maalesef farklı anlamışsınız. Önce müslümanmısınız diye sormam gerekir, ki daha önce yazdıklarınızdan ve bazı sorularınızdan müslüman olduğunuzu biliyorum, o neden ile sormuyorum. Sorar gibi yapmamın nedeni şu: siz müslümansınız ve Allah'ın ahkamı ile mesulsünüz. Allah (Celle celaluhu) da ahkamında yıl 12 ay diyerek belirtiyor ve her ay bir önceki seneye göre 10 gün önce giriyor. Halk dilinde arabi ay denilse de, aslı kameri aydır ve Kur'an da ayet ile sabittir. Yılbaşı veya noel tabiri ile kullanılan takvim başlangıcı hristiyanların adetlerindendir ve onların da dinsel yönününden aslında hiç bir anlamı yoktur.

İsa (a.s.) da kameri aya göre doğmuştur, Peygamberimiz (s.a.v.) de kameri aya göre doğmuştur. Miladi takvim kul icadıdır, hicri takvim de yer alan aylar ve günler Kur'an merkezlidir. Fark varmı derseniz, evet var. Haram ayları blirsiniz. Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır. Şimdi sizin dediğiniz takvime bakarsak her yıl aynı günlere denk gelir. Ama, hicri takvime bakarsak bu aylar hep hep 10 gün önce girer. Haram aylar deyip geçmeyin Kur'an'a konu olmuştur, basit bir şey değildir. Örneğin Muharrem bu sene Kasım ayının sonu ve Aralık ortasına denk geldi. Şuan haram aydasınız. Önümüzdeki bir kaç yıl sonra kameri aya göre aralık ayı haram ay olmaktan çıkacak. Ama miladi takvimi esas alırsanız siz halen Aralık ayının ortasına kadar haram ayda olduğunuzu 10 veya 15 sene sonra dahi öyle kabul edeceksiniz. Oysa 15 sene sonra Muharrem ayı Ağustos başlarına denk gelecek. Siz 15 yıl sonra ağustos ayında haram ayda yapılması yasak olan bir fiilde bulunacaksınız. Mesela savaş yapacaksınız. Oysa haram aylarda savaş yasaktır. Müslümansanız, bu yasak sizi de bağlar. Bu konunun bir yönü.

Diğer bir yönü de, noel adı altında veya yeni yıl adı altında hristiyanlar kutlama yapıyor. Siz, Peygamberimiz (s.a.v.) efendimiz tarafından yahudi ve hristiyanların yaptıklarının tersini yapmak ile yani onlara muhalefet etmek ile emr'olundunuz. Mesela, Peygamber efendimiz yahudiler bıyığını uzatıyor ve sakalını kısa tutuyor diye; bıyığını kısaltıp, sakalını uzatarak onların bu adetlerine muhalefet etti ve ümmetine de öyle emr etti. Düşünün, her şeyde muhalif olmayı emrederken, alış-veriş yasağı getirmedi, ticaret yapmayın demedi. Bu ınterneti hristiyan bulmuşsa bulmuş, bulduğunu bana parayla sattı. Babasının hayrına vermedi. Bende de her sene örneği kiraz alıyor, ben de onun kara kaşına kara gözüne bedava vermiyorum. Parası ile satıyorum. Bu alışveriştir. İstersem satarım istersem satmam. onlar da isterse bu teknolojiyi bana satar isterse satmaz. Keyfine karışamam. Eğer satmışsa alır çatır çatır kullanırım. Niteküm bana satmadığı, düşmanlık nedenleri ile hiç bir şekilde bilgisini dahi vermediği savaş uçaklarının yazılımları var. Boynuna ip mi atıyorum illa bana da satacasın diye. Hayır ! O halde, alış-veriş farklı, sizin bahsettiğiniz çok farklı. Eğer sizin dediğiniz gibi düşünürsek, o zaman yobaz oluruz. Yobazlık da İslam'dan fersah fersah uzaktır. Çünkü yobazlık cahilliktir, İslam da cahiliyyeyi kaldırmak ve insanları medenileştirmek için gönderilmiştir. Bu açıdan bakarsanız, Selim kardeşimizin ne dediğini sanırım biraz daha net anlamış olursunuz, diye düşünüyorum bende.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
öncelikle, yılbaşını bugüne kadar kutlamış ya da sıradan bir günden farklı tutmuş biri değilim.

elbette onların dini bayramlarını kutlayabiliriz demiyorum fakat, ''onların yaptığı bir şeyi yapamazsınız, onların özel saydığı günde siz özel bir şey yapamazsınız'' gibi bir cümleyi müslüman olarak kabul etmiyorum. bu, müslümanları diğerlerinden aşağı seviyede göstermektir. ne demek yani onların yaptığı şeyi yapamazsınız? biz yaşantımızı müşriklerinkine göre mi sınırlamak durumundayız? yarın farklı dinler uydurulup da kendilerine bizim bayramlarımızın olduğu günleri mübarek gün olarak seçseler ne olacak? hristiyanlık bildiğiniz gibi çorbaya döndürüldü, birsürü mezhepleri var, birsürü değişik inançları var. yarın bir mezhep çıkıp da kadir gecesini kendi mübarek günü olarak gösterirse ne yapacağız? neticede onlar da müşrik ?

şu an miladi takvim kullanıyoruz ülkece, fakat bildiğiniz gibi bu takvim müşrik icadıdır. müşrikler hayatlarını bu takvime göre düzenlemişlerdir. biz onların yaptıklarının tersini yapmakla emrolunduysak, hayatlarımızı onların programına göre düzenlemememiz gerekir, miladi takvime uymamamız gerekir, böyle bir şey yapabilir misiniz? çoğumuz çalışan insanlarız, bu ülkede çalışanların tümü de miladi takvime uymak zorundadır, ben uymuyorum diyebilir misiniz?

daha önceki sohbetlerimizden, benim hadis konusundaki düşüncelerimi biliyorsunuz, hadislere güvenmiyorum çünkü birbiriyle ve Kuran ile çelişen, uydurma olan çok fazla miktarda hadis var ve hangisi doğru hangisi uydurma bilmemiz mümkün değil. bu ve bunun gibi şeyler diğer insanların gözünde İslamiyet'i anlaşılmaz, basit ve kabul edilemez bir Arap dini haline getiriyor, müşriklerin de asıl istediği bu zaten.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Yanılıyorsunuz, kafirler bunu da istemiyor. Kafirler istiyor ki, müslümanlar toptan Allah'ın Dininden çıkıp kendi dinlerine ilhak olsun diye bekliyorlar. Bu Dini, ister arabi Din kabul etsinler, ister Farisi Dini, isterlerse acem Dini kabul etsinler. Bu sanrıları kendilerine hiç bir şey kazandırmaz, bize de bir şey kaybettirmez. Gerçek tektir. Bu gerçeği sizden çok daha iyi süzebiliyorlar. Görüyorlar ama öfke ve kinlerinden kabul edemiyorlar. Bakın lütfen burayı iyi anlayın, kabul etmiyorlar değil; edemiyorlar. Dünya alemi, bazen bazı milletleri kavmiyeçilik (ırkçılık) yapmak ile suçlarlar, oysa; bütün dünya insanları görmeli ve bilmelidir ki, kavmiyetçilik bu yahudi ve nasranilerden çıkmadır. En başta, nasıl olur bir arap Peygamber ? Nasıl olur bu güne kadar hep bizim kavmimizden gelen bir silsile ve üstelik ahir zaman peygamberi, üstelik İncil ve Tevrat'ta vasıfları bildirilmiş alemlere rahmet olduğu haberi verilmiş bir Peygamber arapların içinden çıksın ? Kabul edilir bir şey değil, zihniyetindeydiler. İlk karşı geldikleri nokta buradan başlar. Daha sonra, kendi kitaplarından ve amellerinden ve yükümlü oldukları konulardan bahsedilmeye başlayınca, yani hem kendinden öncekini hem de ondan öncekini tasdikler ve açıklar mahiyette olduğu görüldükçe, bu Din; daha çok bizlerden çalıntı hakaretlerine maruz kaldı. Bozmak için ellerinden geleni yaptılar, halen yapıyorlar. Nasıl halen yapıyorlar ? kendi kutsallarını, kendi ahkamlarını, kendi tabularını ve kendi sapıklıklarını size modernize edilmiş hali ile çağdaşlığın gereği gibi sunarak yapıyorlar.

Biz aşağımıyız onlardan türünde siteminize de katılmıyorum. Aşağı değiliz, üstün de değiliz. Üstünlük ancak takvaa konusunda ilerde olanındır. Bunu da ölçecek olan ne biziz ne de onlar. Bu; Rabbül Alemin tarafından ölçülecek bir şeydir. Onlar zaten sizin kutsallarınızı bozmak için yüzyıllardır uğraş veriyorlar, bir de kalkıp sizin kadir gecenizi mi sahiplenecekler. Nasıl olacak bu ? İşte sizin yukarıda bahsettiğiniz nifak tohumlarını ekerek. Nedir bu nifak tohumu ? Acaba hadislerin hangisi doğru hangisi uydurma ! Tamam, iş bitti işte. En başta senin pilini bitirdi bile ötelere gitmeye gerek kalmadı ki. Sen daha kafadan bu tohumsuzların oyununa geldin ve içine kurdu kabul ettin. Oysa; demeliydin ki, eğer ortada uydurma olduğu söylenen bir hadis varsa alın getirin ! Bizim sağlama yapacak bir miheng taşımız var: Kur'an. Sizde olmayan tek miheng bizde var. Getirin o uydurma dediğiniz hadisi bu mihenge vuralım. Eğer Kur'an da varsa sahihtir, eğer Kur'an da yoksa, sünnette de yoksa, kaldır at..! Hatta sadece benim peygamberimin hadislerini değil, kendi peygamberinize ait olduğunu iddia ettiğiniz sözleri de alın gelin Kur'an mihengine vuralım. Hak bir söz ise muhakkak Kur'an da yer almıştır, değilse zaten Kur'an o sözün yalan ve uydurma olduğunu size dahi açıklar, diyemiyorsunuz. Bunu demediğiniz sürece kaybedeceksiniz. Defalarca yazdık, siz o zamanlar burada değildiniz okumamış olabilirsiniz diye tekrar yazalım. Bu insanlar sizin Dininizi bozmak için adam yetiştirdiler. Hemde bunu Hz. Ebubekir zamanında başlayıp Hz.Osman zamanına kadar yetiştirip üstelik bizzat Hz. Osman'ın burnunun dibine gelecek kadar, alim seviyesinde yetiştirdiler. Kim yaptı bunu? elbette yahudi bir haham yaptı. Kimi yetiştirdi:ibni sebe denen bir yılanı. Çölde yıllarca bu ibni sebe'ye Kur'an'ı Kerim'i ezberlettiler. Ezber bittikten sonra ayetlerden hüküm çıkarmayı öğrettiler. Hükümleri nasıl eğip büküp içine kendi fikirlerini ne şekilde sokacak yönler var onu tesbit ettiler. Ve bu çalışmalara yıllarını verdiler. Yetiştirdikleri İbni sebe 17 yaşında girdiği çölden yıllar sonra çıktığında Kur'an konusunda allame kabul edilecek bir düzeye getirildi ve o hali ile Medine'ye gönderildi. Takvası ile, namazı ile, Kur'an okuyuşu ile, ayetlerden çıkardığı isabetli ahkamlar ile etrafta bulunan yeni yetmelere örnek olup, önlerinde imam olup namaz kıldırdı. Kendine o kadar inandırdı ki etrafındaki insanları, ondan sonra tek tek ele alıp hilafetin aslında Hz. Osman'ın değil de Hz. Ali'nin hakkı olduğuna, bunu zorla Osman ve arkadaşlarının hazırladığı düzmece bir oyun olduğu konusuna şek ve şüphe getirmeden inandırmayı da başardı. Hatta o kadar başardı ki; Hz. Osman'a ilk kılıcını çeken Hz Ebu Bekir'in oğlu Muhammed'dir. Hz. Osman ile gözgöze geldiğinde "yavrum, sevgili baban seni şu halde görseydi şayet, ızdırabından kendini cehennem çukuruna atmakta bir an geri kalmazdı" sözü ile kendine gelip utancından elindeki kılıcı fırlatıp pencereden kaçacak hale gelmiştir.

Günümüzde farklı mı sanki, elbette değil. İstanbul da yıllarca camilerde görev yapan bazı insanların sonradan hristiyan papaz olduğu gerçeğini sanırım duymayannız kalmamıştır. Peki, bunun karşılığında siz veya biz; hristiyanlık inancınını bozmak için ne yaptık ? Kıl kadar bir işe kalkıştık mı ? Hayır ! Gerek yok çünkü. Doğru tektir ve biz o doğruyu bulduğumuzu görüyoruz.

Eğer kendinizi aşağılık kompleksi duymak istemiyorum diyerek onların kutsal saydıklarını yapmaktan çekineyeceğim diyorsanız, yapın ama en azından Dininize uymayanı yapmayın. Mesela, haç takan hristiyanları gördüğünüz zaman siz de eğer içinizden haç takmak geçiyorsa, önce haçın ne anlama geldiğini düşünün. Haç neyi temsil ediyor ona bakın. Haç teslisi temsil ediyor, teslis de tek İlah inancını red edip baba oğul ve kutsal ruh üçlemesini temsil ediyorsa, buda sizin Dinizin itikadını bozuyorsa, o zaman o haçı bırakın takmayı, elinize bile almaktan kaçının. Kimseye de tavsiye etmeyin. Yahudiler takke takıyorlar, çarşı pazarda bütün dini bütün yahudiler takarlar. Takke sizin Dininiz de de var, o halde alın takın. Neden taktınız diyen var mı size ? Ama bakın önce, bu dinin figürü olan bu şey benim Dinimdeki yeri nedir diye önce kendiniz sorgulayın.

Noel; İsa (a.s.)'ın doğum günü. Sahiden de öyle mi ? Oysa değil. Bunu önce bilin, öğrenin ondan sonra isabet ettirdiyseniz İsa (a.s.) 'ın doğum gününü kutlayın. Hatta Musa (a.s.)'ın doğum günü hakkında bir sağlşam bilgiye ulaşmışsanız o günü de kutlayın. Ama buna gücünüz yetmez. Em başta miladi takvim önünüzde engel olarak kendi durur. Her yılın 1. günü yılbaşı değil sadece. Miladi takvimin de başlangıç günüdür. Miladi takvimde İsa(a.s.)'ın doğumu ile başlar. İsa (a.s.) da bu din müntesipleri tarafından (haşa) Allah'ın oğlu olarak kabul edilir. Siz, şimdi Allah'ın peygamberi Hz. İsa (a.s.)'ın doğum gününü mü kutluyorsunuz, yoksa (Haşa) Allah'ın diğer ortağı kabul edilen isa'nın mı ? Hangisi ? Bilginiz var mı bu konuda ? Varsa; beni de bilgilendirirmisiniz ? Lütfen, bildiklerinizi aktarın, bizde bilelim.

Allah (Celle celaluhu) kameri ayların 12 olduğunu ve her birinin gökteki ay ile beraber aheng içinde bir felek üzere olduğunu bildiriyor. Oysa bu miladi takvim hiç de öyle demiyor. Bizim Dinimizde haram aylar bu miladi takvime uyduğumuz takdirde helal aylar zamanına denk geldiği anlar oluyor. Haram ayda yaptığınız bir günah, diğer haram olmayan aylarda yaptığınızdan daha fazla ağır. Siz, bu Dinin getirdiklerine mi, yoksa bozulmuş ve tahrif edilmiş dinin ahkamlarına mı inanıyorsunuz. Sırf kompleks yapmayalım biz de o günü kutsal kabul edelim derseniz, bende size 19 günü daha bekleyin derim. Zaten onlar gibi düşünmeye başladığınız için, sizinle de irtibatımı keserim, zamanla kendi inandığınız kutsallarınız yerine; "canım ne var, nolacak, ha o din, ha bu din" eşitlemesine de gelirsiniz, ondan sonra istikamet bellidir. Bu; Din'dir sevgili kardeşim. Doktor marcos'un el kitabından daha başka, çok başka bir şeydir. Faran dağlarında gezen ve kuru et yiyen bir kadının oğlu Hazreti Muhammed Mustafa'ya ve O'nun (s.a.v.) şahsında bize lütf edilip gönderilen İslam Dini'dir.

Bu işler basit yoldan başlar, itikaddan çıkar. Bu Dini basite alan, basitleşir. Bu Dini önemseyen; önemsenecek merhalelere ulaşır. Kur'an bunu söyler.

"İqra !"...
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Cevaplarınız için teşekkür ederim. Allah'a bin şükür müsümanım.
Ancak ilk yazımda da belirttiğim gibi miladi takvim mi kullanılmalı yoksa hicri takvim mi olayı değil benim bahsettiğim. O yüzden hicri takvim kullanılmalı kullanılmamalı diye herhai bir ifade belritmiyorum. Şu an bahsettiğim yeni yılın kutlanması. Doğru ve faydalı gördüğüm bir aktiviteyi yapıyorum ben. O günü kimin ne için kutladığı beni ilgilendirmez. İster bir hiristiyanın kutsal günü olsun isterse çindeki köpeklere tapanların en kutsal günü olsun bana ne? Ben yeni bir yıla girmeyi sevinçle karşılıyorum.
"Siz, şimdi Allah'ın peygamberi Hz. İsa (a.s.)'ın doğum gününü mü kutluyorsunuz, yoksa (Haşa) Allah'ın diğer ortağı kabul edilen isa'nın mı ? "
İkisini de değil. Hoş Allah'ın peygamberi Hz İsa(a.s.)'ın doğum gününü de kutlayabilirim (ki bu 1 Ocak'a denk gelmiyor sanıyorum) ama ben önümdeki takvimin değişmesini artık 2011 değil 2012 yazacak olmayı kutluyorum.

-İnternet örneğini vermiştim. İnternet parayla aldığınız bir şey değildir. Evet şu an servis sağlayıcılara size verdikleri aracılık hizmeti için para ödüyorsunuz. İnternet denilen teknoloji ise amerikalılar tarafından bulunmuş kullanılmış ve yer yüzündeki diğer herkese ücretsiz olarak bu teknolojiyi kullanma imkanı sunulmuştur. Yasalar gereği her ülke kendi içerisinde internete çıkış noktaları belirler ve siz de bu çıkışları kullanmak için para ödersiniz, TCI/IP protokolü için değil (İnternet aslında = TCP/IP'dir).
Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in her şey için gayri müslimlerin yaptığının tersini yapın dediğine inanmıyorum. Yani onlar düz yürüyor diye ben geri geri mi yürümeliyim. Belki bir kişiyi baktığında müslüman olup olmadığı anlaşılsın diye sakal ile ilgili örneği vermiştir, ya da küçük kötülükler de büyüklerine götürür diye onları taklit etmeyin demek istemiştir, bunu bilecek veya idda edecek eğitimim yok. Ama bizde bir söz vardır: "Ak dediğime kara diyor". Böyle olmamız gerektiğini emrettiğini sanmıyorum. Şimdi Cern deneyleri yapılıyor bu günlerde. Onlar atom altı parçacıkları inceliyor diye biz incelemeyelim mi? Onlar uzaya gidiyor diye biz gitmeyelim mi? Peygamber Efendimizin (s.a.v) gerçekten her konuda onların yaptıklarının aksini yapın dediğine inanıyor musunuz?

Yada daha güzel bir soru Yahudiler sünnet oluyor oluyor diye biz olmayalım mı? Onların o operasyonu geçirme amacı ile bizim o operasyonu geçirme amacımız nasıl birbirinden tümüyle farklıysa, bir hiristiyanın Crismas dediği günleri kutlamasıyla benim 31 Aralık gece yarısını kutlamam farklı şeylerdir.

Bahsettiğiniz gibi elbetteki kafirler kendi dinimizi bırakıp onlara uymamızı istiyorlar. Biz de onların kafirliği bırakıp doğru yola gelmelerini istemiyor muyuz? Onlar bunu başarmak için Hoolywood gibi bir çok silah kullanıyorlar elbette. Mesela haç örneği vermişsiniz, doğrudur müslüman olduğu halde "güzel görünüyor" diye haç takan, orasına burasına dövme dahi yaptıran insanlar var. Benim hoşuma gitmiyor olsa da ve çok büyük yanlış yaptıklarını bilsem de onlara şirk koşuyorsunuz deme hakkım yoktur, bunu ancak Allah bilir. Benzer şekilde eğer "Noel Baba Belası" diye bir başlık açsaydınız size katıldığımı dile getiren bir yazı yazardım, çünkü insanları (çocukları) kuzey kutbunda bir gecede tüm dünyayı gezmeye gücü yeten, cinleri olan büyülü bir insan olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. Bu zaten "kutsal aziz"lere inanan bir toplum için normal karşılanabilir ama bizim toplumumuza girmemesi gereken bir şey bence de. Ama tekrar ediyorum, yılbaşında çocuklarını sevindirmek için noel baba kılığındaki adamdan balon satın alan kişiye "şirk koşuyorsun" demek kimsenin yetkisinde olan bir şey değil. "Doğru yapmıyorsun" diye öğüt verilebilir ama "şirk koşuyorsun" diye suçlanamaz. Haşa o zaman kendini o insanın kalbindekini bilecek kadar ulu kabul etmiş olmaz mısın?

Sizi anlıyorum içinizdeki şirke düşme korkusu nedeniyle kültürünüzün temelinde olmayan şeyleri yapmak istemiyor olabilirsiniz. Bu kesinlikle saygı duyduğum birşey. Ancak farklı kültürlerle etkileşime girmekten korkmayacak kadar imanına güvenen insanlara "şirk koşuyorsunuz" demek kabul edemeyeceğim bir şey. Kusura bakmayın lütfen ama bu tek taraflı ve çok dar bir açıyla bakmaktan başka bir şey değildir bana göre.

Radikal kardeşim, "Ama miladi takvimi esas alırsanız siz halen Aralık ayının ortasına kadar haram ayda olduğunuzu 10 veya 15 sene sonra dahi öyle kabul edeceksiniz." demişsiniz. Hicri takvimle miladi takvimin 10 gün kaydığını 10 yaşındaki çocuk bile biliyor. "Aralığın 15'ine kadar haram aydır" diye bir şey yok ki, niye her sene böyle zannedeyim. Dinim ile ilgili bir takvim bilgisi gerektiğinde elbetteki hicri takvime bakarım. O kadar da saf, bilgisiz değilim çok şükür:)

Neyse çok uzun yazmak konunun dağılmasına ve anlaşılmamaya sebep olur, kısa keseyim.

Buradaki olay şu kadar basittir: Onların dini onlara benim dinim banadır. Onlar kendi kutsal günleri kutlayadursunlar ben kendi güzel günümü kutluyorum.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
öncelikle bilgiler için teşekkürler.

kafirlerin nihai olarak istediği şey elbette insanları İslam'dan çevirmektir, peki bunun en iyi yolu nedir? elbette İslamiyet'i kötülemek, yalanlamak, çarpıtmak ve insanların dinden çıkmasını sağlamak, müslüman olacakların da aklını çelerek engellemektir. bunun zaten büyük oranda yapıldığını görüyoruz, bugün İslam dendiğinde akla ilk olarak arap dini, arap gelenekleri, geri kalmışlık, peçe, sarık, sakal vs... gelmekte ki bu da yeterli antipatiyi oluşturmakta insanların gözünde...

peki bu niçin böyle hiç düşündük mü? sebeplerini önem sıralamasına hiç koyduk mu? öncelikle müslümanların kendisinden kaynaklanıyor olabilir mi? siz bilmediğiniz bir konuda bilgi edinmek için ne yaparsınız, elbette o konuda bilgi sahibi olan birine danışırsınız. insanlar da aynı şekilde ''İslamiyet nedir, nasıldır'' diye merak ettikleri zaman, İslamiyet'i ve müslümanları inceliyorlar. peki incelediklerinde ne gördüklerine bir bakalım; kan, vahşet, mezhepler arası kanlı çatışmalar, her cuma namazı çıkışı 50-60 ölü, insanların kafasını kesip internette yayınlamak, bilim şeytan işidir diyerek gelişmeyi reddetmek, 4-5 kadınla evli olmak, kadınların 50 derece sıcakta kara çarşafa sarınmak zorunda olmaları vsvs saymakla bitmez.

peki niçin böyle? niçin kafirler, hristiyanlar, yahudiler, ateistler vs gelişip refah içinde yaşarken, sahip oldukları çocuk başına dahi devletten para alırken, elleri sıcak sudan soğuk suya girmezken İslam coğrafyasındaki insanlar niçin açlıktan ölüp sefalet içinde yaşıyor, birbirini öldürüyor? bunun tek sebebi müslümanların aklını kullanmamalarıdır. yahudiler, hristiyanlar ve diğerleri, aralarında tarihi düşmanlıklar dahi olsa İslam'ı yoketmek, İslam coğrafyasının petrolünü ve zenginliğini sömürmek için birleşirken müslümanlar da mezheplere ayrılıp birbirini katletmeye çalışıyor. bir yandan da uydurma, sapıtma bilgilerle akılları çelinip dinden çıkarılıyor malum, bizim müslümanlar asla işi gerçek kaynağından öğrenmek istemezler üşenirler, o yüzden bilmezler.

işte bu hadis olayı da insanları dinden çıkarmak için çok müsaittir. çünkü çoğu zaman hem birbirleriyle, hem Kuran ile çelişirler. tıpkı bir kaleyi içeriden yıkmanın çok daha kolay olması gibi hadisler de İslam dinini yaralamak için kullanıldı ve kullanılmaktadır çünkü piyasada dolaşan hadisleri okuyan bir insan ya bu hadislere inanmayacaktır, ya da dinden çıkacaktır ki bu hadislerden siz de mutlaka okumuşsunuzdur.

şimdi siz diyorsunuz ki ''hadisleri alalım ve Kuran ile teyid edelim.'' ben de şahsen farklı bir fikirde değilim, fakat bazı insanlar, Kuran ve İslam ile taban tabana çelişen hadisleri dahi ''biz Kuran'ı anlayamayız, peygamberimiz söylediyse vardır bir bildiği'' yaklaşımıyla doğru olarak kabul ediyor, acaba doğru mu yanlış mı diye düşünmüyor bile, ve bu insanlar müslümanlar arasında çoğunluktalar. peki böyle olunca ne oluyor? insanlar her hadisi peşinen doğru kabul ediyor ve İslamiyet'in özünü bir kenara bırakıp arap geleneklerini uygulamaya başlıyor. işte müşrikler için bir taşla iki kuş; hem müslümanlar dinlerinden uzaklaştı, hem müslüman olması olası müşrikler bunu görüp, gerçek İslam'ı bu zannedip İslam'dan vazgeçti.

şimdi, müşriklerin hadisleri nasıl kullandığına örnek olarak size,bir ateizm sitesinden bir alıntı yapacağım;

''En geniş hadis derleyicisi olan İmam-ı Buhari bir rivayete göre 300.000, bir rivayete göre 1 milyon hadis derlemiş. Bunu Hz. Muhammed'den yaklaşık 200 yıl sonra yapmış.
Necip Fazıl Kısakürek bir konuyu doğrulamak için, şeyhinin kendisine aktardığı ve 33 kuşaktır kulaktan kulağa aktarılan bir hadisi örnek gösterir: 1.350 yıl kulaktan kulağa. Yanyana 5 kişi kulaktan kulağa oynadığında ne olduğunu biliriz: Al mor olur.

Kuran önünde sonunda 10.000 civarında tümceden oluşur ve bu da kuşkusuz tüm sorunları çözmek ve tüm soruları yanıtlamak için yeterli değildir.

Sonra hadisler geldi. Sonra şerh geldi. Sonra içtihat geldi. 10 milyon tümce etti.

Bu kez de, araya insan değişkeni girdiği için, birinin ak dediğine diğeri kara demeye başladı.

Dolayısıyla tek tanrılı dinlerin önermeleri bile mutlak olamıyor ve o nedenle hükümlerini yitiriyorlar.''

bu ufak bir örnekti, bunun gibi daha niceleri var. işte bu ve bunun gibi yollarla insanlar dinden çıkarılıyor. ve ben bir müslüman olarak kahroluyorum, niçin aklımızı kullanmak istemiyoruz? niçin müşriklerin insanları İslamiyet'den çıkarmasına zemin hazırlıyoruz?

bir de söylediğim şey yanlış anlaşıldı. ben, kompleks yapmayalım diye onların yaptıklarını yapalım diye bir şey söylemedim. yaşantımızı, yaptıklarımızı müşriklerin hayatına göre mi sınırlayacağız dedim çünkü arkadaş üst mesajda katı bir dille ''onların yaptıklarını yapamazsınız'' demiş, yapanları da direk kafir diye damgalamış. ben yılbaşı falan kutlamam gereksiz bulurum, haç falan da takmam, ama yeni yılı kutlayan birine de böyle itham edilmesini doğru bulmam. yeni yıl kutlayan bir müslüman zaten noel olarak ya da hristiyan bayramı olarak kutlamaz ki bunu, kısa süreli bir eğlencedir sadece, fazlası değil. noel olarak kutluyorsa da yanlış yapar.

takvim konusuna gelirsek, elbette haram aylarda kendimize daha çok dikkat etmemiz gerekir ama benim sorduğum, miladi takvim düzenini reddedebilir misiniz? siz değil elbette Türkiye'de yaşayan tüm müslümanları ilgilendiriyor bu soru. arkadaşın mantığına göre eğer miladi takvim düzenine uyarsak müşriğiz. ama çalışmak zorundayız ve tüm ülkede bu düzen geçerli. şimdi hepimiz müşrik miyiz? bu kadar kolay mı bu??
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
İmam-ı Rabbani Hazretlerinin bir komşusu vardı. Ölüm döşegine geldigi zaman İmam-ı Rabbani yanına geldi 70.000 evliyanın reisi anladıki adamın imanı söndü sönecek imansız gidecek.Hemen kalbine tevecüh etti. Bir defa etti hiç karanlık kalkmadı kalbinde bir kere daha etti gene degişen bir şey olmadı,bir kere daha denedi ama hiç karanlık kaldıramadı kalbinden. Mevla (c.c.) Hazretlerine müracat etti Ya Rabbi dedim acaba bendemi bir şey ver 3 kere tevecüh ettim bir zerre karanlık kaldıramadım. O anda kalbime nida oldu diyor "Ey İmam sen bu teveccühleri daglara yapsaydı dagları yerinden oynatırdım.Ama bu adamın kalbindeki karanlık, kafirlerin merasimlerine katılması sebebiyledir, onların özel günlerinde onların yaptıklarını yapardı, bizde onun son nefesini tehlikeye attık." Bunun üzerine İmam-ı Rabbani Hazretleri evine cekiliyor istihare yapıyor cenazesine gideyim mi gitmeyeyim mi diye.İstaharede cıkıyorki İmanını zor kurtardı cenazesine gidebilirsin.

Biz nerden bulacağız İmam-ı Rabban-i Hazretlerini'de Teveccüh Edecek Bize Son Nefeste Gelecek Yanımıza ? Gelip etse bile demek ki, kafirlerin merasimlerine özenmek, son nefeste İmam Rabbani Hz.lerinin tevaccühü bile kurtarmıyabilir.

Hee dersen ki ben İmam rabbani falan tanımam, bende seni tanımam. Ehli sünnet sitelerinde dolaşma git alıntı yaptığın ateist sitelere vehhabi veyahut şia sitelerine, oralarda yorum yap.!
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
İmam-ı Rabbani Hazretlerinin kim olduğunu bilmiyorum ama anlattığınız olay (ya da hikaye)de Allah ile konuştuğunu anlatıyorsunuz. Ben sadece peygamberlerin Allah ile konuşup haber alabildiklerini sanırdım (bana böyle öğrettiler). Şimdi bu "Ey İmam sen bu ....." cümlesini Hak kelamı olarak mı almamız gerekiyor yani? Günümüzde Allah ile konuştuğunu iddaa eden bir sürü kişi/sahte peygamber var. Demek ki aslında onların da doğruyu söylüyor olma ihtimali olmuyor mu o zaman? Bunu sizi kötülemek "masallara inanıyorsunuz" demek için sormuyorum. Bana mantıklı gelmediği için soruyorum. Belki beni bu konuda aydınlatırsınız.

Diyelim ki yukarıda anlattığınız olay gerçekten de Allah'tan geldi, "onların özel günlerinde onların yaptıklarını yapardı" sözü yeterince açık değil mi? Ben gidip hiristiyan çocukları gibi miletin kapısını çalıp ilahi söylemiyorum yılbaşı diye. Ya da klisiye gidip dua etmiyorum. Yani "Onların yaptıklarını" yapmıyorum. Türkiyede yılbaşını kutlayan hiçbir müslüman bir hiristiyanın yaptığı şeyi yapmıyor yılbaşında.
Bunu niye anlatamıyorum bilmiyorum: Tarih geçişini kutlamak bir hiristiyan adeti değildir. Onlar Hz. İsa'nın doğumunu kutlarlar. Onların merasiminde tanrının oğlu olduğuna inandıkları bir yarı tanrıya dualar vardır. Benim gibi çerez yiyip 10'dan geriye sayıp gece yarısı göbek atmak onların merasiminin bir parçası değil.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
İmam-ı Rabbani Hazretlerinin bir komşusu vardı. Ölüm döşegine geldigi zaman İmam-ı Rabbani yanına geldi 70.000 evliyanın reisi anladıki adamın imanı söndü sönecek imansız gidecek.Hemen kalbine tevecüh etti. Bir defa etti hiç karanlık kalkmadı kalbinde bir kere daha etti gene degişen bir şey olmadı,bir kere daha denedi ama hiç karanlık kaldıramadı kalbinden. Mevla (c.c.) Hazretlerine müracat etti Ya Rabbi dedim acaba bendemi bir şey ver 3 kere tevecüh ettim bir zerre karanlık kaldıramadım. O anda kalbime nida oldu diyor "Ey İmam sen bu teveccühleri daglara yapsaydı dagları yerinden oynatırdım.Ama bu adamın kalbindeki karanlık, kafirlerin merasimlerine katılması sebebiyledir, onların özel günlerinde onların yaptıklarını yapardı, bizde onun son nefesini tehlikeye attık." Bunun üzerine İmam-ı Rabbani Hazretleri evine cekiliyor istihare yapıyor cenazesine gideyim mi gitmeyeyim mi diye.İstaharede cıkıyorki İmanını zor kurtardı cenazesine gidebilirsin.

Biz nerden bulacağız İmam-ı Rabban-i Hazretlerini'de Teveccüh Edecek Bize Son Nefeste Gelecek Yanımıza ? Gelip etse bile demek ki, kafirlerin merasimlerine özenmek, son nefeste İmam Rabbani Hz.lerinin tevaccühü bile kurtarmıyabilir.

Hee dersen ki ben İmam rabbani falan tanımam, bende seni tanımam. Ehli sünnet sitelerinde dolaşma git alıntı yaptığın ateist sitelere vehhabi veyahut şia sitelerine, oralarda yorum yap.!

bu yazı, tam anlamıyla ifade etmek istediğim şeye örnektir. tamamen gerçek dışı ve İslam'a aykırı bir olaydır, muhtemelen sen kendin uydurdun :) .

yani şimdi bu ölen adamın günahı kafirlerin merasimine özenmek olmasaydı, atıyorum 15 kişi öldürmüş, bir o kadar kadına tecavüz etmiş bir adam olsaydı, imam onu kurtaracaktı öyle mi? ama kafirlerin merasimlerine özenerek bundan çok daha ağır bir suç işlemiş oldu ve bağışlanmadı.

herşeyi geçtim, ''kalbine teveccüh ederek karanlık kaldırmak'' nedir? birinin günahını bir başkası mı kaldırıyor? ben bu yetki sadece Allah'ındır diye biliyorum. öyle değilse iyiymiş, adam günah işlesin ama sadece kafirlerin merasimine özenmesin, yoldan sapsın, imam rabbani gelip son nefesinde yola geri soksun. yazdığınız şu olay İslam'a aykırıdır, bazı şeylere inanmadan önce biraz düşünün, akla mantığa uygun mu diye...
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Bebeğe mamayı kepçe kepçe değilde lokma lokma verileceğini unutmuşum o yüzden kusura bakmayın...

Anlayacağınız dilden konuşayım, Allah celle celaluhu Ayeti Kerimesinde "Arı'ya vahyettik diyor" buradaki vahiy manası aslında ilhamdır. Aynı şekilde Peygamber varisleri olan Allah dostları yani İmam Rabbani el müceddidi gibi büyük velilerede Allah c.c. ilham eder. Aslında bunu pek anlamanızı da beklemiyorum.

Teveccüh'e gelince, teveccüh başkasının günahını kaldırmak, değil.. Allah c.c. müracaat ederek karşısındaki kişi için yine Biiznillah (Allah'ın izniyle) kalbine nur dolmasını istemesidir. Bu da Allah celle celaluhunun dostlarını bir kerametidir.

İslama aykırı islama aykırı islama aykırı.. önüne gelen naylon müçtehit olmuş islama aykırı diyor. İslamiyetin nesini anladınız da aykırı olduğuna karar verdiniz? Din hep aynıydı hala aynı.. İslama aykırı olan tek şey varsa, Ehli sünnet'e aykırı olan görüşlerinizdir. Ben ehli sünnet değilim diyorsanızda konuşulacak bir şey yok.
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Selim Kardeşim,
Bahsettiğin olayın doğruluğu/ya da günümüze kadar doğru gelmiş olma ihtimali üzerine tartışmayacağım. Konu başlığına uygun olan kısımdan devam etmek istiyorum.

"onların özel günlerinde onların yaptıklarını yapardı" sözünde de belirtildiği gibi onların yapıklarını yapmaktan bahsediyor.
Ben gidip hiristiyan çocukları gibi miletin kapısını çalıp ilahi söylemiyorum yılbaşı diye. Ya da klisiye gidip dua etmiyorum. Yani "Onların yaptıklarını" yapmıyorum. Türkiyede yılbaşını kutlayan hiçbir müslüman bir hiristiyanın yaptığı şeyi yapmıyor yılbaşında.
Onlar Hz. İsa'nın doğumunu kutlarlar. Onların merasiminde tanrının oğlu olduğuna inandıkları bir yarı tanrıya dualar vardır. Benim gibi çerez yiyip 10'dan geriye sayıp gece yarısı göbek atmak onların merasiminin bir parçası değil.
Ayrıca Noel denilen şey 25 Aralık günü. (ki bu da İsa (a.s.) gerçek doğum günü değilmiş). Yani 31 Aralık akşamının hiristiyanlıkla da hiç bir ilgisi yok.
Detay: www islamforum net/f19/noel-hakkinda-ufak-bir-bilgi-726/

Şimdi ben yeni yıla giriyorum diye sevinince niye şirk koşmuş, niye Allah'a ortak koşmuş oluyorum tekrar soruyorum? Ama bana yine "hiristiyanlar gibi yaşamak caiz değildir" türünden cevap vermeyin lütfen. Benim bahsettiğim yılbaşının yani 31 Aralık gecesinin hiristiyanların krismısı ile hiç bir alakası olmadığını, yılbaşının bir hiristiyan adeti de olmadığını heralde anlatabilmişimdir. Bu tüm insanlığın ortak olarak kutladığı yeni bir yıla geçme sevincidir.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
bir insan son nefesine imansız olarak ulaşıyor, sonra biri gelip onu imana sokmaya çalışıyor, sokamayınca Allah ile konuşuyor, Allah da ona ''kafirlerin merasimine katıldı, bu yüzden tehlikeye attık'' diyor, en sonunda da bu şahıs ''imanını zor kurtarıyor''. hikaye yazmakta üstünüze yok.

siz dalga mı geçiyorsunuz? çocuk oyuncağı mı bu? son nefese imansız gelsin, ama bir başkasının dilemesiyle kurtulsun oh ne güzel..

kalplerde olanı sadece Allah bilir, gaybı da sadece o bilir. kim imanlı, kim imansız, kim cennete gidecek vs bu gibi şeyleri Allah dan başka kimse bilemez. aynı şekilde kimseyi kafir, müşrik diyerek damgalayamazsınız, buna siz karar veremezsiniz haddinize değildir, önce bunları bir öğrenin. İslam mantık dinidir, düşünme ve araştırma dinidir, herşeyin bir mantığı ve sebebi vardır, öyle körü körüne ''şunu yapmayacaksın bunu etmeyeceksin'' dini değildir İslam. siz ve sizin gibilerin bu tutumu yüzünden zaten şu an İslam coğrafyası 3. dünya ülkeleri olarak kaldı. onlar da körü krüne ''bilim ve gelişim şeytan işi, bizim haddimize değil'' diyerek kendilerini batı himayesine teslim ettiler, şimdi kullanılıyor ve öldürülüyorlar.

hayır din hala aynı değil, maalesef sizin camianız gerçek müslümanları parçalamak adına dine hadis, sünnet kisvesi altında binlerce uydurma sokarak dini mantık dininden çıkarıp üfürükçü dini haline soktular. peşpeşe 4444 kere ayetel kürsi okursa günahlarından arınacağını, saçının bir teli gözükürse 70 yıl cehennemde yanacağını zanneden müslümanlar var hala, bunlar sizin eserleriniz. ha merak edip araştıran için gerçek elbette orada duruyor, aklını kullananlar için, ki Allah ın neredeyse her surede bizden istediği şey...

''Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır'' (Yunus Suresi-100)




 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Peygamber Efendimiz sav. Tırnaklarını sırasıyla keserken bir yahudi çocuğu onu görmüş ve:
“-Tırnaklarını aynı bizim gibi kesiyorsun!..” demişti.
Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem tırnaklarını karışık olarak kesmeye başladı. (Gazalî, İhyâ-u Ulûmiddin)

şimdi siz tırnak kesmenin de sırasımı olur dersiniz?
Bakın Resulullah sav. yahudiye benzememek için tırnaklarını karışık kesiyor, peki neden dersiniz? Tek bir cevabı var, onlara benzememek için. Bu vakıa bize çok şey anlatıyor, çünkü onlara benzememenin en ince noktası buydu. Kaldı ki kafirin noel adı altında, müslümanın yılbaşı adı altında aynı günü özel olarak kabul etmesi müslümanın kafire benzemesinin ve meyletmesinin en açık ifadesidir. Allah rızası için biraz düşünün.

Müslümanın yılbaşı Resulullah sav. hicret ettiği hicri yılbaşıdır. Müslüman yılbaşını nefsani arzulardan tamamen uzak Allah c.c. tevekkül halinde, yılsonu yılbaşı dualarıyla, oruç tutarak, bu günlere özel namazlarını kılarak girmelidir.

İslam coğrafyası geri kalmış demişsiniz, ileri dediğiniz devletler tuvalet adabını bile Osmanlı ecdadımızdan öğrenmiştir. Osmanlı ecdadımız dünyada zamanının bilim ve teknolojisini en iyi seviyede kullanan devletti.

Peki eğitim sistemi nasıldı?
Bir çocuk 4 yaşında 4 aylık 4 gün olduğu zaman anne babası alırlardı bu çocuğu doğru medreseye
BU ÇOCUK 7 YAŞINA KADAR KUR ANI SU GİBİ OKURDU.
7 YASINDAN 10 YAŞINA KADAR HAFIZLIK YAPAR BİRDE PİŞİRİRDİ.
10 YAŞINDAN 20 YAŞINA KADAR HADİS.FIKIH.KELAM,ARAPÇA İLİMLERİNİ ÖĞRENİRDİ
20 YAŞINDAN 25 YAŞINA KADAR TASAVVUF DERSİ GÖRÜREDÜ
BU İLİMLERI OKUDUKTAN SONRA DOKTOR OLAN DOKTOR OLURDU BİLİM ADAMİ OLAN BİLİM ADAMI OLURDU AMMA ÖNCE HOCALIK YAPACAK BİR İLMİ OLURDU OSMANLIYI AYAKTA TUTANDA BUYDU İŞTE...

Şu Hadisi Şerif meselesini tekrar söylüyorum, Ehli Sünnet itikadı mütavatir yani sağlamlığında hiçbir şüphe olmayan Hadisi Şeriflerin inkarı durumunda Ayet'i Kerime'yi inkar etmiş gibidir. Yani kişi mütavatir hadisi inkar ettiği durumda Ehli sünnet itikadına göre kafir olmuştur.

Gaybı yanlız Allah celle celaluhu bilir, birde Bildirdikleri bilir...
O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka... (Cin Suresi, 26-27)


Allah c.c. Peygamberlerden başka kimselerle konuştuğuna dair Ayeti Kerime;
Allah c.c. Hz. Musa (as)'ın annesine "Çocuğu emzir, başına gelecekten korktuğun zaman, onu suya bırak, korkma, üzülme biz şüphesiz onu sana döndüreceğiz ve peygamber yapacağız." (Kasas, 28/7) dedi.
Hz.Musa'nın annesi Peygambermiydi? Haşa..

Aynı şekilde Peygamber varisleri olan Allah dostlarıda, bu ilhama fenafillah bekabillah makamlarına gelerek ulaşırlar.
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Allah razı olsun Selim kardeşim. Önceki yazılarına göre daha açık sade ve sakince yazmışsın.
Tabii yine anlaşamadığımız bir nokta var ki bu kadar yazışma üstüne sonuç değişmediğine göre anlaşamamakta devam edeceğiz gibi görünüyor. Ben haşa bir peygamber değilim. Hz. Muhammed s.a.v efendimiz ise yeni bir dini insanlara tebli eden bir zat olarak çok büyük yükümlülük ve zorlukların altındadır. Bir çocuğun bile peygamberimizi "bir yahudi davranışını yapıyor" diye görmesinin ne büyük problemlere yol açabileceğini tahmin bile edemeyiz. Eğer peygamber efendimiz böyle bir önlem almasaydı yani tırnaklarını farklı şekilde kesip "hayır beni yahudilere benzetme" mesajını vermeseydi, kim bilir belki yıllar sonra birisi çıkıp "şöyle şöyle bir olay yaşanmıştı da Hz. Muhammed çocuğu onaylamıştı. Ey müslümanlar inandığınız peygamber aslında yahudilere gelmiş yahudiliği övmüş bir peygamberdir" diyebilirdi. Peygamber Efendimizin o an ki davranışının sebebinin bu gibi şeyleri önlemek olduğuna inanıyorum. Daha sonra ki tırnak kesme işlemlerini de büyük ihtimalle normal şekilde yapmıştır(bilemeyiz tabii ki).

O yüzden ben bizim durumumuza anlattığınız bu olayı örnek olarak kabul edemiyorum, çünkü aynı tartının iki kefesinde tartılacak şeyler değiller. Bir birey olarak bırakın beni dünyadaki tüm müslümanlar anlaşı tırnaklarını yahudiler gibi kesmeye başlasa da değişen hiç bir şey olmaz. Ama bir peygamberin o günkü koşullarda o çocuğu haksız çıkarmaması müslüman düşmanlarının ekmeğine yağ sürmekten çok daha fazlasına sebep olur.

Nitekim Peygamber efendimizin s.a.v. onca dikkat ve gayretine rağmen şu gün bile bir çok kişi çıkıp eski olayları gösterip O aslında şöyleydi, O aslında şunu savunuyordu falan gibi abuk subuk şeyler iddaa edebiliyor.

Elbetteki hadislere (doğruluğu su götürmez olanlara) inanmamız gerekiyor. Ancak bunların yorumlarına inananırken mantık sınırları dışına çıkmamak gerek. Daha önceki mesajlarınızda bir hadiste bize gayri müslimlerin yaptıklarının tersini yapın emrolunmuş demiştiniz. Ben bu hadisi şöyle yorumlasam: "fizikle kimyayla ilgilenmemek gerek, fizik Allah'ın iradesini sorgulamaktır, kimya ise büyüdür. Bakın gayrimüslimler bu fizik ve kimya işine ne kadar çok önem veriyorlar. Sırf Allah'ı yalanlamak için. Siz onların yaptıklarından uzak durun".
Güzel oldu mu? :)
Eminim dünyanın bir köşesinde bu hadisi bu şekilde kullanan/kullanmış birisi de mutlaka vardır.

Aynı "farklı yorumlama" sorunu hadislerde olduğu gibi bilim için de var. "Büyük patlama"nın gerçek olduğu su götürmeyecek şekilde kanıtlandı. Bir kişi çıkıp "gördünüz mü bilim herşeyi açıklıyor, yaratılış için bir yaratıca gerek yok" diye yorumlarken, ben dahil müslüman olan bir çok kişi büyük patlamada Yüca Allah'ın "Ol!" emrini görüyor.

Dediğim gibi anlaşamadığımız ve muhtemelende hemfikir olamayacağımız nokta benim ilgili hadisleri, benim anladığım ve kutladığım şekliyle yılbaşı kutlamasıyla ilişkilendirememem. Benim mantığım hicri yılbaşını gerektiği gibi kutlamayı onaylıyor, gayrimüslim adetlerinden (mum yakmak,şanş objeleri edinmek vb) uzak durmayı onaylıyor. Ama yeni bir yıla girmeyi bahane edip eyleniyorum diye yanlış yolda olduğumu onaylamıyor.
Peki siz hala bunun insanları şirk koşmakla itham etmeye yetecek kadar (bu günahı üstünüze almadığınızdan emin olacak kadar) 31 Aralık günü eylenmenin bir küfür olduğundan emin misiniz?
 

Selim

New member
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
378
Tepkime puanı
311
Puanları
0
Allah razı olsun Selim kardeşim. Önceki yazılarına göre daha açık sade ve sakince yazmışsın.
Tabii yine anlaşamadığımız bir nokta var ki bu kadar yazışma üstüne sonuç değişmediğine göre anlaşamamakta devam edeceğiz gibi görünüyor. Ben haşa bir peygamber değilim. Hz. Muhammed s.a.v efendimiz ise yeni bir dini insanlara tebli eden bir zat olarak çok büyük yükümlülük ve zorlukların altındadır. Bir çocuğun bile peygamberimizi "bir yahudi davranışını yapıyor" diye görmesinin ne büyük problemlere yol açabileceğini tahmin bile edemeyiz. Eğer peygamber efendimiz böyle bir önlem almasaydı yani tırnaklarını farklı şekilde kesip "hayır beni yahudilere benzetme" mesajını vermeseydi, kim bilir belki yıllar sonra birisi çıkıp "şöyle şöyle bir olay yaşanmıştı da Hz. Muhammed çocuğu onaylamıştı. Ey müslümanlar inandığınız peygamber aslında yahudilere gelmiş yahudiliği övmüş bir peygamberdir" diyebilirdi. Peygamber Efendimizin o an ki davranışının sebebinin bu gibi şeyleri önlemek olduğuna inanıyorum. Daha sonra ki tırnak kesme işlemlerini de büyük ihtimalle normal şekilde yapmıştır(bilemeyiz tabii ki).

O yüzden ben bizim durumumuza anlattığınız bu olayı örnek olarak kabul edemiyorum, çünkü aynı tartının iki kefesinde tartılacak şeyler değiller. Bir birey olarak bırakın beni dünyadaki tüm müslümanlar anlaşı tırnaklarını yahudiler gibi kesmeye başlasa da değişen hiç bir şey olmaz. Ama bir peygamberin o günkü koşullarda o çocuğu haksız çıkarmaması müslüman düşmanlarının ekmeğine yağ sürmekten çok daha fazlasına sebep olur.

Nitekim Peygamber efendimizin s.a.v. onca dikkat ve gayretine rağmen şu gün bile bir çok kişi çıkıp eski olayları gösterip O aslında şöyleydi, O aslında şunu savunuyordu falan gibi abuk subuk şeyler iddaa edebiliyor.

Elbetteki hadislere (doğruluğu su götürmez olanlara) inanmamız gerekiyor. Ancak bunların yorumlarına inananırken mantık sınırları dışına çıkmamak gerek. Daha önceki mesajlarınızda bir hadiste bize gayri müslimlerin yaptıklarının tersini yapın emrolunmuş demiştiniz. Ben bu hadisi şöyle yorumlasam: "fizikle kimyayla ilgilenmemek gerek, fizik Allah'ın iradesini sorgulamaktır, kimya ise büyüdür. Bakın gayrimüslimler bu fizik ve kimya işine ne kadar çok önem veriyorlar. Sırf Allah'ı yalanlamak için. Siz onların yaptıklarından uzak durun".
Güzel oldu mu? :)
Eminim dünyanın bir köşesinde bu hadisi bu şekilde kullanan/kullanmış birisi de mutlaka vardır.

Aynı "farklı yorumlama" sorunu hadislerde olduğu gibi bilim için de var. "Büyük patlama"nın gerçek olduğu su götürmeyecek şekilde kanıtlandı. Bir kişi çıkıp "gördünüz mü bilim herşeyi açıklıyor, yaratılış için bir yaratıca gerek yok" diye yorumlarken, ben dahil müslüman olan bir çok kişi büyük patlamada Yüca Allah'ın "Ol!" emrini görüyor.

Dediğim gibi anlaşamadığımız ve muhtemelende hemfikir olamayacağımız nokta benim ilgili hadisleri, benim anladığım ve kutladığım şekliyle yılbaşı kutlamasıyla ilişkilendirememem. Benim mantığım hicri yılbaşını gerektiği gibi kutlamayı onaylıyor, gayrimüslim adetlerinden (mum yakmak,şanş objeleri edinmek vb) uzak durmayı onaylıyor. Ama yeni bir yıla girmeyi bahane edip eyleniyorum diye yanlış yolda olduğumu onaylamıyor.
Peki siz hala bunun insanları şirk koşmakla itham etmeye yetecek kadar (bu günahı üstünüze almadığınızdan emin olacak kadar) 31 Aralık günü eylenmenin bir küfür olduğundan emin misiniz?

Allah c.c. hepimizden razı olsun, razı olacağı işleri yapmaya muvaffak kılsın.

Bakın Efendimiz sav. "Doğru sözü kim olursa olsun alın" buyuruyor. Şimdi herkesin ortak doğru kabul ettiği şeyler vardır. Misal az yemek az uyumak Müslümanın da kafirinde ateistinde biliminde ortak doğru kabul ettiği şeylerdir. Şimdi bu kafirler az yemek az uyumak iyidir dediği için bizde onlara muhalefet olsun diye çok yiyin çok uyuyun diyemeyiz niçin? çünkü adam doğru söyledi..

Ya da şöyle diyelim, Efendimiz sav. "İlim çinde olsa bilen gidin alın" buyuruyor, bu Hadis'te bize çok şeyler anlatıyor. Sende fizikle kimyayla uğraş lakin inancının doğrultusunda Allah'ı ispatlamak için uğraş sende.

başka bir hadisi şerifte şöyle buyurur;
"Sahabe gümüş yüzük takalım Ya Rasulallah" dedi.
Rasulullah sav; "Takın" buyurdu.
"Ya Rasulullah yüzüğe akik taşı koyalım mı" diye sorar.
Rasulullah sav; "Koyun" buyurdu.
"Ya Rasullah akik taşının üstüne 3 nokta koyalım mı süslü dursun" dediler
Rasulullah sav; "Hayır o yahudilerin işidir" buyurur.

Benim Peygamberim sav. akik taşının üstüne 3 tane nokta koydurmuyor, kaldı ki kafirlerin özel günlerinde bizimde özel bir şey yapmamız "Onlara meyletmeyin" Ayeti kerimesine muhattap eder.

Yahudi kadar kıskanç olamadık, hiç bir yahudinin yılbaşını kutladığını gördünüz mü? Azıcık bizde müslüman olarak kıskanç olalım Allah celle celaluhunun Yaaa Eyyühellezinee Amenüüüü ittekullaaahh (ey iman edenler Allah'tan korkun) Ayetleri üzerine biraz düşünelim...Ehli sünnet alimlerinin tefsirlerine bakalım. sağdan soldan duyduğumuz ya da nefsani duygularımıza göre konuşmayalım.

3 tane yemin vardır, Vallahi Billahi Tallahi.. 3'ünüde söyleyerek diyebilirim ki, Yılbaşını özel bir gün kabul ederek farklı işler yapmak şirktir... Bunu çok rahat söyleyebilirim çünkü Bin yılın müceddidi İmam Rabbani öyle söylüyor... Çok rahat söyleyebilirim çünkü Allah c.c. "Onlara meyletmeyin (benzemeyin, özenmeyin) diyor.
 

gozcelik

New member
Katılım
10 Eyl 2011
Mesajlar
100
Tepkime puanı
5
Puanları
0
"Onlara meyletmeme benzememe" konusunda hem fikiriz ama yılbaşının onlara meyletmek benzemek olup olmadığı konusunda görüş ayrılığımız var. Bu konuda da benim sizi veya sizin beni ikna etmeniz pek mümkün görünmüyor anlaşılan. Yine de cevaplarınız için teşekkür ederim.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
bu yazı, tam anlamıyla ifade etmek istediğim şeye örnektir. tamamen gerçek dışı ve İslam'a aykırı bir olaydır, muhtemelen sen kendin uydurdun...

herşeyi geçtim, ''kalbine teveccüh ederek karanlık kaldırmak'' nedir? birinin günahını bir başkası mı kaldırıyor? ben bu yetki sadece Allah'ındır diye biliyorum. öyle değilse iyiymiş, adam günah işlesin ama sadece kafirlerin merasimine özenmesin, yoldan sapsın, imam rabbani gelip son nefesinde yola geri soksun. yazdığınız şu olay İslam'a aykırıdır, bazı şeylere inanmadan önce biraz düşünün, akla mantığa uygun mu diye...

Allah dilediğine dilediği görevi verir. Bu adetullah'a aykırı bir şey de değildir. Aşağıya bir ayet yazacağım, cevap vermeden önce üzerinde lütfen tefekkür edin. Eğer ihtiyaç duyarsanız ayrıca eklemeler yaparım inşaallah.

"O vakit ki Rabbin melaikeye şu vahyi veriyordu:'Ben sizinle beraberim. haydin imanı olanları tesbit edin ! Kafirlerin yüreklerine dehşet bırakacağım, hemen vurun boyunlarının üstüne, vurun onların parmaklarına !' " ( Enfal : 12 )

Burada işaretlediğim melaike zamirinden kasd Cebrail (a.s.) değil, ve aynı zamanda hitap edilen tek bir melek de değil. Melekler, bir kaç tane veya bir kaç on tane gibi. Ve dikkat edin ayetde verilen göreve: "imanı olanları tesbit edin". İman elle tutulur ve gözle görülür mü ? Manen bilinendir. Meleklere bunları tesbit etmelerini emr buyuruyor Rabbimiz. Çünkü melekler Rabbimizin temiz kullarıdır. Ve bu görevi aldıklarına göre bu emr'i yerine getirecek kaabiliyeti olan varlıklardır. Doğru mu ? doğru. Bir de bir ayette insanları meleklerden üstün yarattığını bildiriyor bizlere. Doğru mu ? Doğru ! Bakın : "Muhakkak biz insanı en güzel bir biçimde yarattık" ( Tin :4 ) Melekleri değil, insanı en güzel bir biçimde yarattık diyor. Melekler hak yolunda ve nefs gibi bir düşmandan da uzak bir halde bu tür meziyetlere sahip oluyor da; Hakk yolunda nefsini o kadar zorluklar içerisinde terbiye edip salihlerden olan bir kuluna Rabbi Zülcelal kalplere vakıf olma meziyetini vermeyecek mi ?

Bu açıklamalar ile ayeti geniş açıdan düşünmenizi rica ederim.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
"Onlara meyletmeme benzememe" konusunda hem fikiriz ama yılbaşının onlara meyletmek benzemek olup olmadığı konusunda görüş ayrılığımız var. Bu konuda da benim sizi veya sizin beni ikna etmeniz pek mümkün görünmüyor anlaşılan. Yine de cevaplarınız için teşekkür ederim.

Pek manidar...
 
Üst Alt