Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Neden Kurana herkes başka izah yapıyor
- Konbuyu başlatan karaca
- Başlangıç tarihi
Baıkın güzel kardeşim,
Yüce Allah bu gün yeryüzünde 6 milyar insan yaratmış....
Bu 6 milyar insanların hiçbirisi diğerine, hem fizik ve görünüş olarak benzemez..
Ve bu 6 milyar insana da verilen akıl ve zekalar farklıdır...
Yüce Allah insanoğluna Aziz Kur'anı Kerimi göndermiş..
Yüce Allah her insanın kendisine verilen akıl ve zeka kadar kur'anı anlamasını istediği için..
Her insan kur'andan kendisine lutfedidiği kadar anlayacaktır...
Her kişinin kur'anı farklı farklı anlaması normaldir...
Çünkü Allah böyle istiyor........
Evet ...Aynen öyle....
Yüce Allah sana Kkur'anı gönderdi ve de belirli bir zeka verdi...
Ve de sana '' OKU '' dedi...
Okursun, ve Yüce Allahın sana verdiği akıl ve zeka kadar anlarsın...
Anladığın kadarı sana yeter..Anlayabildiğin kadarıyla mesulsün...
Bu arada din adamlarının kitaplarından,fikir ve düşüncelerinden de faydalanırsın...
Bir örnek verirsem konu daha iyi anlaşılır...
Bazı insanlar vardır, biz mesela deli deriz, Akli melekeleri yerinde değildir...
Bu kişiler böyle yaratıldıkları için kur'anı okusalar da birşey anlamazlar...
Bu nedenle bu kişiler hiçbir şeyden sorumlu değillerdir....
Yani herkese Kur'anı idrak kadar mesuliyet var, doğrumu anladım acaba?
Herkes Yüce Allahın kendisine verdiği aklın kapasitesi ve yaşamındaki imkanların sınırları ile sorumludur....
Ve de süphesiz ki sadece kur'andan sorumlu olan kişi, kur'andan anlayabildiği kadarıyla sorumlu olabilecektir...
Kardeş,
Şüphesiz ki Kur'anı Kerimi anlamaya çalışırken...
Önce okuyacaksınız, Kendi bilgi birikiminiz ve Allahın verdiği akıl ve zeka ile anlamaya çalışacaksınız...
Sonra Kur'an konusunda uzman kişilerin, ilim sahibi kimselerin yazdıkları kitapları da okuyacaksınız...
Ancak bunların hepsini yapmanıza rağmen Kur'anı Kerimi Yüce Allahın verdiği zekanın kapasitesi
kadar anlayabilirsiniz....
Üniversite giriş imtihanlarına 1 milyon 800 bin kişi katılıyor..
Kimileri sıfır alıyor, kimileride derece derece sıralanıyor birkaç kişi de 100 veya 100 e yakın notlar alıyor...
Aynı şekilde bu 1 milyon 800 bin kişiye Kur'anı baştan sona okuyun diyerek bir imtihan
yapsanız , yine sıfırdan başlayıp insanların derece derece yükselen notlar aldığını görürsünüz.....
Bi mantık kitabı okumanız gerekse de ( Klasik mantık/ Necati Öner ) verdiğiniz örneği sizin mantığınıza uyarlayabiliriz. Sınava giren öğrencilerin hepsi üni'ye giremediği gibi, anlaşılması gerektiği gibi değil de kendi kafasına/bilgisine/birikimine göre anlayanlarda "Rıza"ya giremeyeceklerdir. Soruların anlaşılması yetmiyor onların istediği cevabı vermedikçede iyi not da alamıyorsunuz.
Komik olmasa da çok manidar...
mesela TCK nundan kim ne anlıyorsa ona göre mi yargılanıyorne komik
Evet çok haklısınız.....
TCK ile Kur'anı aynı kategoriye sokmak..Gerçekten çok komik....
Komiklikten de öte çok çirkin.....
karaca bu konuda bir misal vermiş, ne çirkin, ne de komik. Ayrıca Kur'an da "herkes anladığı ile mükelleftir" diye bir ayet mi var?
Karaca kardeşin verdiği misal size normal gelebilir....Hiçbir diyeceğim olmaz...
Ancak ben Türk Ceza Kanunu ile Kur'anı kerimi herhangi bir mukayeseye veya örneklemeye
tabi tutmam, abes ve çirki,n olduğunu düşünürüm....
Evet tam o anlama gelen ayetler var....
Kur'an Yüce Allahın insanlara taşıyamayacağı yük yüklemeyeceğini açıkça beyan eder...
Bunun anlamı tam olarak, insanların anlayamayacağı şeylerden sorumlu tutulmayacağıdır...
Bunun misalini vermiştim. Yüce Allah hiç akıl ve zeka vermediği kişileri (Delileri )
Kur'anı okuyabilse bile anlayamaz, ne kadar anlatırsanız anlatın anlayamaz...
sorumlu tutar mı..?
Gerisini siz düşününüz.....
Bu ayetten Sizin iddia ettiğinizin anlaşılacağına dair deliller var mı?
kur'an her ademoğlunun doğup ölüm süreci arasında okuması, anlaması ve öğrenmesi gereken bilgi ve öğüt verici bir kitaptır. İçerisinde gizli içeriği olsada genel olarak açık/anlaşılır bir anlıtmla yazılmıştır. örneğin yasin suresinin başındaki yasin veya başka bir ayetteki elif lam mim ifdalerini vahiy meleği cebrail bile ne anlama geldiğini bilmediği söylenir. Konuya söylenirdi veya anlatılır diye masalsı bir anlatım değil daha mantıklı ifadelerle konuyu paylaşmak istiyorum, ama örnek vermeden geçemedim. kur'anın açık bir dille biz kulların anlayabileceği bir anlatımla gönderildiği ve peygamberin yaşayışıyla bu kitabı bize göstererek anlattığı bilinen bir gerçektir. İlk başta kitaba islama sünnete bakış açısı önemlidir. Allah'ın bir kulu eğer ALLAH'ın rızasını kavuşmak için yaşıyorsa. bu imtihan dünyasında derece derece kullar imtihan ediliyorsa,kitapta böyle buyuruluyor bu dünya imtihan dünyasıdır. Bütün insanoğlu bi nedenle doğdu, yaşayacak ve ölecek sonra tekrar dirilecektir. Din gününün sahibi olanın karşısına tüm alemler din günü geldiğinde meleklerde insanda insan olmayanlar bilmediğimiz canlılarda hep birden tekrar yaratıldığı gün, sonsuz hayat sahibi olan ALLAH (c.c) biz insanlara dünyada iken kendi kendilerine nasıl bir hayat yaşadılarsa sonsuza kadar bu hayata layık bir hayatı devam ettireceğimiz belirtilmiştir. Biz insanların kur'anı anlamaları kişiden kişiye neden değişir biliyormusunuz; bir insan namazını kılar orucunu tutar kendini islamı yaşadığını ve gerekliliklerini yaptığını söyler buna inanır. Ama bazı insanlar ALLAH'ın razı olduğu kul olmak yolunda olsalar bile ALLAH (c.c) yaptığı herşeyden razı olan kul olmadıklarında kuranı kendi seviyesi kadar anlarlar. ALLAH kulundan razı olabilir. Ama kulda ALLAH 'ın imtihan üzerine verdiği her hükümden razımı ? ALLAH hepimizden razı olsun. peki sen Allah'tan razımızın. ne kadar ALLAH'a yakınsın. İdrakın, imanın, ruhun ne kadar zengin.
Kardeş,
Ben size ayetler var diyorum siz hala delil istiyorsunuz.
Anladığım kadarıyla siz ayete karşı delil olarak hadis istiyorsunuz.
İslami literatürde 700.000 den fazla hadis var. Bu konuda da mutlaka 10-15 hadis vardır ama ben bilmiyorum.
Ama netice olarak sizin dediğiniz gibi olsun...
Kişilere verilmiş akıl ve zeka miktarı önemli değildir..
İbadetleri yapmayan her kişi ister akıllı ister deli olsun ,cehenneme gidecektir...
İnşallah anlaşabilmişizdir....
Ben de verdiğiniz ayetin sizin iddia ettiğiniz anlama geldiğine dair delil var mı diye soruyorum. Yani bu bahsettiğiniz ayetten Ben "her kul Kur'an dan anladığı kadarı ile mükelleftir" anlamını çıkaramıyorum, bu ayet ki, "La yükellifüllahü nefsen illa vüs'aha*Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar." şeklindedir ve tefsiri "Allah kimseye gücünün yettiğinden başkasını yüklemez, Allah'ın kendi kullarına yüklediği sorumluluk, kulların güç yetireceği kadardır ve hatta onun çok altındadır. Allah insanları zora koşmaz, güçlerini son sınırına kadar zorlamaz, sıkıntıya sokmaz, müşkülat ve meşakkat vermez. Mükellef olan kullar o görevleri güçleri rahat rahat yetecek şekilde yapabilirler. Nitekim "Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez..." (Bakara, 2/185) buyurmuştur. Hak din kolaylıktır, onda zahmet yoktur. Bu suretle Allah'ın kullarına bahşettiği güç ve takat onlara emrettiği görevlerden daha fazladır. Bu sayede onlara görevlerini yaptıktan sonra dinlenecek, gezip dolaşacak, dünya ve maişet işlerinde çalışacak, hatta daha başka emredilmemiş olan hayır ve hizmet işleriyle ilgilenecek zaman ve imkan kalabilecektir. Nitekim kullar farzları yaptıktan sonra daha neler neler yapabilirler. Mesela günde beş vakit namazdan başka daha ne işler görebilirler.
Ayrıca her bir ferdin sorumluluğu gücüyle ve kapasitesiyle ölçülmek gerekir. Bundan dolayı kişilerin güç ve takatleri farklı olduğundan, gücü ve kapasitesi fazla olanların sorumluluk dereceleri de fazla olacaktır ki, adalet ve eşitlik de bunu gerektirir. Mesela, malı olmayan zekatla mükellef olmayacağı gibi, çeşitli zenginlerin zekatları da bir ölçü çerçevesinde değişik olur. Seyehatte orucu erteleme, sakatlıkta oturarak namaz kılma, kurbanda vekaletle kestirme, uyuklamada, unutmada namazı kaza etme, delilikte genel muafiyette olma ve sair de bu bâbdandır." şeklindedir. İşte bu nedenle Sizin anlayışınıza bir delil istedim Ben de, bu verdiğim gibi...