SincanLy
New member
- Katılım
- 5 Ağu 2012
- Mesajlar
- 196
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Konum
- Sincan,Ankara,Türkiye
- Web sitesi
- www.sincanly.blogspot.com
Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden. İslâmiyetin ilk yıllarında müslüman oldu. Bedir ve Uhud savaşında Muhacirlerin sancağını taşıdı. 3 (m. 625) senesinde Uhud savaşında kırk yaşlarında iken şehîd oldu.
Musab bin Umeyr, Bedir Savaşına katılıp sancağı taşıdı, büyük gayret ve Kahramanlık gösterdi. Abd-i Daroğullarından Bedir Savaşına katılan iki kişiden biri idi. Diğeri de Süveyd bin Harmale idi. Musab Uhud Savaşına da katıldı. Sancağı taşıdı. Bu savaşda Peygamberimizin (s.a.v.) yanından ayrılmayarak saldıranlara karşı koyuyordu. İki zırh giyinmişti, bu haliyle Peygamberimize (s.a.v.) benziyordu. Müşrik ordusundan İbn-i Kamia adında biri Peygamberimize (s.a.v.) saldırırken Musab bin Umeyr onun karşısına çıktı. Bu müşrik bir kılıç darbesiyle Musab bin Umeyrin sağ kolunu kesti. Musab bunun üzerine sancağı derhal sol eline aldı. Musab o esnada Âli İmrân sûresi 144. Muhammed ancak resûldür. Ondan evvel daha nice peygamberler gelip geçmiştir meâlindeki âyet-i kerîmeyi okuyordu. İkinci bir darbeyle sol kolu da kesilince sancağı kesik kollarıyla tutup göğsüne bastırdı ve yine aynı âyet-i kerîmeyi okudu. Bu haliyle kendini Peygamberimize (s.a.v.) siper yapan Musab bin Umeyr üzerine hücum eden İbn-i Kamia, vücuduna bir mızrak sapladı ve Musab bin Umeyr yere yıkılıp şehîd oldu. Musab bin Umeyr zırh giydiği zaman Peygamberimize (s.a.v.) benzediği için müşrikler onu şehîd edince Peygamberimizi (s.a.v.) öldürdüklerini zannetmişlerdi.
Hazret-i Musab şehîd olunca: Hz. Musabın suretinde bir melek sancağı aldı. Musabın (r.a.) şehîd düştüğünden Resâlullahın (s.a.v.) henüz haberi olmadığından İleri, ey Musab, ileri! diye sesleniyordu. Bunun üzerine bayrağı elinde tutan melek, geri dönüp Resûlullah efendimize (s.a.v.) Ben Musab değilim diye cevap verince, Resûlullah (s.a.v.) sancağı elinde tutanın melek olduğunu anladı. Bundan sonra Peygamberimiz (s.a.v.) sancağı Hz. Aliye verdi.
Eshâh-ı kirâmdan Ubeyd bin Umeyr anlatır: Resûlullah (s.a.v.) Musab bin Umeyri şehîd olmuş görünce başı ucuna dikilerek Abzâb sûresinden Müminlerden öyle yiğitler vardır ki, onlar Allaha verdikleri sözde sadakat gösterdiler. Onlardan bazıları şehîd oluncaya kadar çarpışacağına dair yaptığı adağını yerine getirdi. Kimisi de şehîd olmayı bekliyor. Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler. meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu ve sonra şöyle buyurdu: Allahın Resûlü de şahittir ki, siz kıyâmet günü Allahın huzurunda şehîd olarak haşr olunacaksınız Daha sonra yanındakilere dönüp: Bunları ziyâret ediniz. Kendilerine selâm veriniz. Allahü teâlâya yemin ederim ki, kim bunlara bu dünyâda selâm verirse, kıyâmette bu aziz şehîdler kendilerine mukabil selâm vereceklerdir. buyurdu. Daha sonra şehîdler defn edildi. Musab bin Umeyre kefen olarak bir şey bulunamamıştı. Vücudu kaftanı ile ve ayak tarafı da otlarla örtülmek suretiyle defn edildi.
Musab bin Umeyr, Bedir Savaşına katılıp sancağı taşıdı, büyük gayret ve Kahramanlık gösterdi. Abd-i Daroğullarından Bedir Savaşına katılan iki kişiden biri idi. Diğeri de Süveyd bin Harmale idi. Musab Uhud Savaşına da katıldı. Sancağı taşıdı. Bu savaşda Peygamberimizin (s.a.v.) yanından ayrılmayarak saldıranlara karşı koyuyordu. İki zırh giyinmişti, bu haliyle Peygamberimize (s.a.v.) benziyordu. Müşrik ordusundan İbn-i Kamia adında biri Peygamberimize (s.a.v.) saldırırken Musab bin Umeyr onun karşısına çıktı. Bu müşrik bir kılıç darbesiyle Musab bin Umeyrin sağ kolunu kesti. Musab bunun üzerine sancağı derhal sol eline aldı. Musab o esnada Âli İmrân sûresi 144. Muhammed ancak resûldür. Ondan evvel daha nice peygamberler gelip geçmiştir meâlindeki âyet-i kerîmeyi okuyordu. İkinci bir darbeyle sol kolu da kesilince sancağı kesik kollarıyla tutup göğsüne bastırdı ve yine aynı âyet-i kerîmeyi okudu. Bu haliyle kendini Peygamberimize (s.a.v.) siper yapan Musab bin Umeyr üzerine hücum eden İbn-i Kamia, vücuduna bir mızrak sapladı ve Musab bin Umeyr yere yıkılıp şehîd oldu. Musab bin Umeyr zırh giydiği zaman Peygamberimize (s.a.v.) benzediği için müşrikler onu şehîd edince Peygamberimizi (s.a.v.) öldürdüklerini zannetmişlerdi.
Hazret-i Musab şehîd olunca: Hz. Musabın suretinde bir melek sancağı aldı. Musabın (r.a.) şehîd düştüğünden Resâlullahın (s.a.v.) henüz haberi olmadığından İleri, ey Musab, ileri! diye sesleniyordu. Bunun üzerine bayrağı elinde tutan melek, geri dönüp Resûlullah efendimize (s.a.v.) Ben Musab değilim diye cevap verince, Resûlullah (s.a.v.) sancağı elinde tutanın melek olduğunu anladı. Bundan sonra Peygamberimiz (s.a.v.) sancağı Hz. Aliye verdi.
Eshâh-ı kirâmdan Ubeyd bin Umeyr anlatır: Resûlullah (s.a.v.) Musab bin Umeyri şehîd olmuş görünce başı ucuna dikilerek Abzâb sûresinden Müminlerden öyle yiğitler vardır ki, onlar Allaha verdikleri sözde sadakat gösterdiler. Onlardan bazıları şehîd oluncaya kadar çarpışacağına dair yaptığı adağını yerine getirdi. Kimisi de şehîd olmayı bekliyor. Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler. meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu ve sonra şöyle buyurdu: Allahın Resûlü de şahittir ki, siz kıyâmet günü Allahın huzurunda şehîd olarak haşr olunacaksınız Daha sonra yanındakilere dönüp: Bunları ziyâret ediniz. Kendilerine selâm veriniz. Allahü teâlâya yemin ederim ki, kim bunlara bu dünyâda selâm verirse, kıyâmette bu aziz şehîdler kendilerine mukabil selâm vereceklerdir. buyurdu. Daha sonra şehîdler defn edildi. Musab bin Umeyre kefen olarak bir şey bulunamamıştı. Vücudu kaftanı ile ve ayak tarafı da otlarla örtülmek suretiyle defn edildi.