Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müteşabih Ayetler...

HaNiF

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
201
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
iN QuRaN
Müteşabih Ayetler



Âli İmran suresinde muhkem ve müteşabih ayetler için şöyle bir bilgi verilir:



Ki sana bu kitabı indirdi. Onun bazı ayetleri kesin anlamlıdır (muhkem), ki bunlar kitabın özüdür. Diğerleri de benzer anlamlıdır (müteşabih). Kalplerinde hastalık bulunanlar, insanları şaşırtmak ve farklı anlam vermek için benzer anlamlı olanlarının ardına düşerler. Onların gerçek anlamını ise kimse bilmez, ancak istisnadır ALLAH ve derin bilgiye sahip olanlar "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır," derler. Akıl ve anlayış sahiplerinden başkası öğüt almaz. (3 Ali İmran - 7)


Kur’an ayetlerinin bir kısmı muhkem yani hükümlü ayetlerdir. Bunların anlamları kesindir. Örneğin namaz kılma ile ilgili ayetler, ya da haksız yere bir cana kıyma ile ilgili ayetler…

Kur’an’ın bir kısım ayetleri ise müteşabihtir. Yani içinde teşbihat vardır. Bunlar hüküm içermezler. Eğer bu müteşabih ayetler yorumlanacaksa muhkem ayetlerin sınırları içinde yorumlanır. Örneğin bir ayette “Allah’ın eli onların elinin üstündedir” (48 Fetih Suresi,10) diye buyrulur. Burada bir teşbihat vardır. Bu ifadeden yola çıkarak Allah’ın (haşa) bir bedeni olduğu, bir eli olduğu sonucunu çıkartmak doğru olmaz. Bu ayetin muhkem ayetlerin çerçevesinde yorumlanması gerekir. Buna örnek olarak Allah yine Kur’an’da kendisinin her şeyden müstağni olduğunu şöyle bildirmektedir: “Şüphesiz Allah, alemlerden müstağnidir.”(29 Ankebut Suresi, 6). Bu muhkem bir ayettir. Allah kesin olarak her şeyden müstağnidir. Onun insan gibi bir bedeni ya da eli yoktur. Dolayısıyla yukarıdaki müteşabih ayet bu ayetin kapsamı içinde değerlendirilir.

Kur’an’ın kendisi de bir imtihan vesilesidir. Yine yukarıdaki ayette belirtildiği gibi “kalbinde kayma olanlar onun olmadık yorumlarına uyarlar”. Bu tarz müteşabih ayetler konusunda kendilerince Kur’an ayetlerine eleştiri getirmeye çalışanlar gerçekte, ayette bildirildiği gibi müteşabih ayetlerin olmadık anlamlarıyla hareket ederler. Burada unutulmaması gereken asıl şey müteşabih ayetlerin yorumunun sadece Allah tarafından bilinebileceğidir. Bizlere düşen bu benzeşmeli ayetler karşısında muhkem ayetlere göre çözümler bulmak, anlamlandıramadığımız noktalarda ise hepsinin Allah katından olduğunu bilerek kabullenmektir.
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Hanif bey herkes eşit beyinlere sahip değildir...İlimde derişnleşenlerin kitaplarını okumadan anlayamazsınız...
 

HaNiF

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
201
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
iN QuRaN
Aysegul' Alıntı:
Hanif bey herkes eşit beyinlere sahip değildir...İlimde derişnleşenlerin kitaplarını okumadan anlayamazsınız...


Allah, hangi ayetinde Kur'an'I anlamak için alimlere danışın diyor? Allah, apaçık bir Kur'an indirdiğini ve herkesin anlayabileceği şekilde kolaylaştırdığını söylüyor... (Bakınız: Kamer 17-22-32-40, Meryem 97, Nisa 174, Yunus 61...)

Vesselam...
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Al-i İmran

7. O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihdir.4 Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.


Bazı ayetlerin anlaşılmasının zor olduğu bildiriliyor...İlimde derinleşmiş olanların bu inceliği kavrayabileceği bildiriliyor
 

Karababa

Member
Katılım
22 Şub 2005
Mesajlar
661
Tepkime puanı
10
Puanları
18
Konum
Bursa
Web sitesi
mantolamabursa.tk
Sabit bulunduğunuz islami bilgide derin bir kişi olduğunuz hisi ile bana anlatınız.


-Bakara suresi 1. Ayeti kerimesini?
 

HaNiF

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
201
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
iN QuRaN
Aysegul' Alıntı:
Al-i İmran

7. O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihdir.4 Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.


Bazı ayetlerin anlaşılmasının zor olduğu bildiriliyor...İlimde derinleşmiş olanların bu inceliği kavrayabileceği bildiriliyor


Burda "müteşabih ayetlerin anlamını yalnız Allah bilir diyor. İlimde derinleşmiş olanlar ise işittik, itaat ettik der" diyor. Yani ilimde derinleşmiş olanların herhangi bir inceliği anlamalarından bahsedilmediği apaçık belli...
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
7. O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihdir.4 Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar


Büyük yazılan cümlede ne diyor...?????


Ben demiyorum Allahu Teala diyor....
 

abdullahadem

New member
Katılım
3 Ağu 2006
Mesajlar
172
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Kardeşim Hanif sen sünneti ve hadisi çöpe atıyorsun.Kendi düşüncelerini Rasulullah ın düşüncelerinden üstün tutuyorsun.
Vesselam...
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Ki sana bu kitabı indirdi. Onun bazı ayetleri kesin anlamlıdır (muhkem), ki bunlar kitabın özüdür. Diğerleri de benzer anlamlıdır (müteşabih). Kalplerinde hastalık bulunanlar, insanları şaşırtmak ve farklı anlam vermek için benzer anlamlı olanlarının ardına düşerler. Onların gerçek anlamını ise kimse bilmez, ancak istisnadır ALLAH ve derin bilgiye sahip olanlar "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır," derler. Akıl ve anlayış sahiplerinden başkası öğüt almaz. (3 Ali İmran - 7)
ayette Allah ve derin ilime sahip olanlar diyor. yani virgülü nereye koyarsanız anlam değişir...
 

gül21

New member
Katılım
17 Tem 2006
Mesajlar
129
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
işte size hanif beyin peşpeşe yazdığı iki mesaj

Allah, hangi ayetinde Kur'an'I anlamak için alimlere danışın diyor? Allah, apaçık bir Kur'an indirdiğini ve herkesin anlayabileceği şekilde kolaylaştırdığını söylüyor... (Bakınız: Kamer 17-22-32-40, Meryem 97, Nisa 174, Yunus 61...)

Vesselam...

bunu diyor ve bir mesaj sonrada şunu diyor



Burda "müteşabih ayetlerin anlamını yalnız Allah bilir diyor. İlimde derinleşmiş olanlar ise işittik, itaat ettik der" diyor. Yani ilimde derinleşmiş olanların herhangi bir inceliği anlamalarından bahsedilmediği apaçık belli...




hanif bey mettin bey hiç yoksa bir kaç sayfa sonra kendi yazdığıyla ters düşerdi siz o kadarda beklemiyorsunuz.gerçekten bizde mettin beyi
özledik
 

HaNiF

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
201
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
iN QuRaN
gül21' Alıntı:
işte size hanif beyin peşpeşe yazdığı iki mesaj

Allah, hangi ayetinde Kur'an'I anlamak için alimlere danışın diyor? Allah, apaçık bir Kur'an indirdiğini ve herkesin anlayabileceği şekilde kolaylaştırdığını söylüyor... (Bakınız: Kamer 17-22-32-40, Meryem 97, Nisa 174, Yunus 61...)

Vesselam...

bunu diyor ve bir mesaj sonrada şunu diyor



Burda "müteşabih ayetlerin anlamını yalnız Allah bilir diyor. İlimde derinleşmiş olanlar ise işittik, itaat ettik der" diyor. Yani ilimde derinleşmiş olanların herhangi bir inceliği anlamalarından bahsedilmediği apaçık belli...




hanif bey mettin bey hiç yoksa bir kaç sayfa sonra kendi yazdığıyla ters düşerdi siz o kadarda beklemiyorsunuz.gerçekten bizde mettin beyi
özledik


Burada bir çelişki göremedim...

1. yorumumda anlatmak istediğim:

Kur'an'ı anlamak kolaydır. Kur'an anlamak isteyenleredir. Herhangi bir alime danışmak gerekmez


2. yorumumda anlatmak istediğim ise:

Müteşabih ayetlerin anlamını yalnız Allah'ın bildiği ve ilimde derinleşmiş olanların bilmediği ve onların sadece "işittik ve itaat ettik" demeleridir. Yani müteşabih ayetleri hiç bir alim bilmez. Anlamını yalnız Allah bilir...


Burda asla çelişki söz konusu değildir.... Varsa yazdıklarımda birbirine ters düşen yeri açık açık gösterin....
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
/AL-İ İMRAN-7: Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteşâbihât(muteşâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teşâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te'vîlih(te'vîlihi), ve mâ ya'lemu te'vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).”

O (Allah) ki; Kitab'I, sana O indirdi. O'ndan bir kısmı muhkem âyetlerdir ki; bunlar, ümmülkitapta dir. Diğerleri ise müteşabih âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik bulunanlar, fitne çıkarmak ve (kendi yararına uygun) tevîlde bulunmak istedikleri için o (Kitab')ın müteşabih olan kısmına uyarlar. Halbuki onların tevîlini, kimse bilmez ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olan RASİHUN ise derler ki: “O'na îmân ettik, hepsi de Rabbimiz katındandir.” Bunu kimse tezekkür edemez ancak ulûl'elbab tezekkür edebilir.
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
HaNiF' Alıntı:

Burada bir çelişki göremedim...

1. yorumumda anlatmak istediğim:

Kur'an'ı anlamak kolaydır. Kur'an anlamak isteyenleredir. Herhangi bir alime danışmak gerekmez


2. yorumumda anlatmak istediğim ise:

Müteşabih ayetlerin anlamını yalnız Allah'ın bildiği ve ilimde derinleşmiş olanların bilmediği ve onların sadece "işittik ve itaat ettik" demeleridir. Yani müteşabih ayetleri hiç bir alim bilmez. Anlamını yalnız Allah bilir...


Burda asla çelişki söz konusu değildir.... Varsa yazdıklarımda birbirine ters düşen yeri açık açık gösterin....

Muhkem, müteşabih Kur'an ayetlerinin tümü anlaşılırdır. Anlatım biçimleri ise farklıdır. Müteşabih ayetlerin anlamını yalnız Allah'ın bildiği anlayışı aslında tevil kelimesine verilen manadan kaynaklanmaktadır. Tevil kelimesine genellikle yorum anlamı verilmekte, oysa bu kelime Kur'an'da bir şeyin hakikati, sonucu gerçekliği anlamında kullanılmaktadır:

İsra 35: Ölçtüğünüz zaman ölçüyü tam tutun ve dosdoğru bir tartıyla tartın; bu, daha hayırlıdır ve sonuç (tevil) bakımından daha güzeldir.

A'raf 53: İlle onun te'vilini mi gözetiyorlar? Onun te'vili geldiği (verdiği haberler ortaya çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: "Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmiş. Şimdi bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize şefaat etsinler, yahut tekrar geri döndürülmemiz mümkün mü ki eski yaptıklarımızdan başkasını yapalım?" Onlar, kendilerini zarara soktular ve uydurdukları şeyler kendilerinden saptı, kaybolup gitti.

Bu ayetler sadece örnektir.
 

HaNiF

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
201
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
iN QuRaN
Aysegul' Alıntı:
7. O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihdir.4 Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar


Büyük yazılan cümlede ne diyor...?????


Ben demiyorum Allahu Teala diyor....

Siz demiyorsunuz. Evet... Ama kendinizi haklı çıkarmak için; ayetin arapça metninde "incelik" kelimesi geçmemesine rağmen ayetin arasına bu kelimeyi sıkıştırıyorsunuz...
 

HaNiF

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
201
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
iN QuRaN
seyfullah putkıran' Alıntı:
Ki sana bu kitabı indirdi. Onun bazı ayetleri kesin anlamlıdır (muhkem), ki bunlar kitabın özüdür. Diğerleri de benzer anlamlıdır (müteşabih). Kalplerinde hastalık bulunanlar, insanları şaşırtmak ve farklı anlam vermek için benzer anlamlı olanlarının ardına düşerler. Onların gerçek anlamını ise kimse bilmez, ancak istisnadır ALLAH ve derin bilgiye sahip olanlar "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır," derler. Akıl ve anlayış sahiplerinden başkası öğüt almaz. (3 Ali İmran - 7)
ayette Allah ve derin ilime sahip olanlar diyor. yani virgülü nereye koyarsanız anlam değişir...

Yapmayın Allah'ınızı severseniz...

Burda diyor ki "Onların gerçek anlamını kimse bilmez, yalnız istisnadır Allah vederin bilgiye sahip olanlar "İşittik ve itaat ettik" derler."

Şimdi ayeti açıklayalım...

"Onların anlamını kimse bilmez ancak Allah istisnadır"...

Yani istisna olan yalnız Allah'tır. Yani o ayetlerin anlamını yalnız Allah bilir.

"Ve" bağlacı burada kendisinden sonra gelen cümleyle alakalı... Öncekiyle değil...

"Ve derin bilgiye sahip olanlar "işittik ve itaat ettik" derler" İşittik ve itaat ettik cümlesini ilimde derinleşmiş olanlar söylüyor...

Allah'ı ve ilimde derinleşmiş olanları birlikte ele alırsak 2 türlü anlam çıkar...

1. Anlam:


"Ancak istisnadır Allah ve ilimde derinleşmiş olanlar "İşittik ve itaat ettik" derler"

Burda yalnız Allah ve ilimde derinleşmiş olanlar müteşabih ayetlerin anlamını biliyorsa "İşittik ve itaat ettik" cümlesini kim söylüyor?

2. Anlam:

"Allah ve İlimde derinleşmiş olanlar "İşittik ve itaat ettik" derler"

(Haşa) "Allah ve ilimde derinleşmiş olanlar "işittik ve itaat ettik" diyor.." anlamı çıkar...

Allah hiç bir şeye işittik ve itaat ettik diyemez. Çünkü kanunları, kural ve yasakları Allah belirler. "İşittik ve itaat ettik" cümlesini yalnız Kul kullanır. Allah ve Kul değil!


İşte gerçek apaçık ortada.... Eğer sizin dediğiniz gibi olsaydı yukarıdaki saçma sapan anlamlar çıkardı...

Demek ki müteşabih ayetlerin anlamını Yalnız Allah bilir....
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
HaNiF' Alıntı:
Demek ki müteşabih ayetlerin anlamını Yalnız Allah bilir....[/SIZE][/B]

Allahu Teala veli kullarına o ayetlerin sırlarını veremezmi peki?...:cool:
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

hanif kardeşimizin ulul elbabı akıllılar tabiri ile çok basite alıyor birkere kendisini mantığa davet ediyorum örnek gösterdiği ayetin yorumunu varsayalım doğru kabul edelim. nasıl oluyorda ilimde derinleşmiş rasihunlar müteşabis ayeti bilemiyorda onun tarifi ile akıllı= ulul elbab biliyor böyle şey olurmu?

ulûl'elbab: Bes duyu organiyla algilanamayan ve fizik ötesine ait olan, gaybe müteallik sirlari alabilen, sir hazinelerinin sahibi olan kisilerdir. Nefslerini Allah'a teslim eden, ulûl'elbab olanlar, 7 özelligin sahibidirler:

1. özellik: Ulûl'elbab olan herkes daimî zikre ulasmistir.

2. özellik: Kalpteki 19 tane afetin yerine faziletler yerlesmistir.

3. özellik: Allah kalp gözlerini açmistir.

4. özellik: Allah kalp kulaklarini açmistir.

4 tane vasif sartina ilâveten 3 tane de sonuç sartini eklememiz lâzim.

5. özellik: Ulûl'elbab olan kullar hayrin sahibidirler. çünkü devamli Allah'i zikrediyorlar. Daimî zikirde olan herkes 1'e 700 kat Allah'tan derecat alir.

6. özellik: Ehl-i hüküm ya da ehl-i hikmettirler. Herhangibir anlasmazlik noktasinda hakem tayin edilmislerse mutlaka Allah'in emriyle adaleti yerine getirenlerdir. Allah'in hükmünü icra edenlerdir. Ehl-i hikmettirler, Kur'ân-i Kerim'de hangi âyet-i kerimeye baksalar ya âyetin kendisinden veya bir ileri ve gerisine bakmak suretiyle o âyetin hangi seviyeye ait oldugunu bilirler. Ehl-i tezekkürdürler.

7. özellik: Allah'tan sorarak ögrenme imkâninin sahibi olan kisilerdir.

Bu saydigimiz 7 tane özellikle (4 tanesi vasif sarti, 3 tanesi sonuç sartidir) beraber ulûl'elbab olan kullarin kalpleri 7 kademede müzeyyen olmustur.

Simdi bu özellikleri ispat eden âyetlere bir bir beraber bakalim:

Allahû Tealâ, buyuruyor ki:


3/AL-I IMRAN-190: Inne fî halkis semâvâti vel ardi vahtilâfil leyli ven nehâri le âyâtin li ulîl elbâb(ulîl elbâbi).

Hiç süphesiz; göklerin ve yerin yaratilisinda, gece ile gündüzün birbiri ardinca gelisinde, elbette ulûl'elbab için nice deliller vardir.

3/AL-I IMRAN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kiyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkis semâvâti vel ard(ardi), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtilâ(bâtilan), subhâneke fekinâ azâben nâr(nâri).

O (Ulûl'elbab) ki; (lübblerin, Allah'in sir hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'i zikrederler. Göklerin ve yerin yaratilisi hakkinda tefekkür ederler. (Ve derler ki): "Ey Rabbimiz! Sen, bunlari bâtil olarak (bosuna) yaratmadin. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, atesin azabindan koru."


Bir insan ya ayaktadir ya oturuyor vaziyettedir veya geceleyin yataginda yan üstü yatiyordur. Bir dördüncü hal hiç kimse için mevcut degildir. 24 saatlik zaman dilimi içerisinde ulûl'elbab olan kullar, üç halin üçünde de devamli olarak kalp zikriyle Allah'i zikretmektedirler. Bunun kalp zikri oldugunu nereden anliyoruz? Uykudayken hiç kimsenin baska bir türlü zikir yapmasi mümkün degil. Peygamber Efendimiz (S.A.V), hadîs-i serifinde söyle buyuruyor: " Benim gözlerim uyur, ama kalbim uyumaz. " Bu hadîs bize Resûlallah (S.A.V) Efendimiz'in uykudayken kalp zikri halinde oldugunu söylüyor.

Yine Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir baska hadîsinde " Âlimin uykusu cahilin ibadetinden iyidir. " buyuruyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in hadîs-i seriflerinde "âlim" diye vasiflandirdigi daimî zikrin sahibi olan kisilerdir. Nitekim bir baska hadîs-i serifinde " Hikmet sahibi âlimler, fikih açisindan nebîler gibidir. " buyuruyor. öyleyse Resûlallah (S.A.V) Efendimiz'in "âlim" diye vasiflandirdigi kisiler daimî zikrin sahibi olan insanlardir. Gerçekten öyle mi? Allahû Tealâ, Bakara Suresinin 269. âyet-i kerimesinde söyle buyuruyor:


2/BAKARA-269: Yu'til hikmete men yesâu, ve men yu'tel hikmete fe kad ûtiye hayran kesîrâ(kesîren), ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).

(Allah) HIKMET'i diledigine verir. Kime hikmet verilmisse andolsun ki; ona çok hayir verilmistir. Bunu da ancak ulûl' elbab tezekkür edebilir.

öyleyse ulûl'elbab olan kisiler ayni zamanda hikmet sahibi olanlardir . Allahû Tealâ'nin kendilerine hikmet verdigi kisiler, mutlaka daimî zikrin sahipleridir.

Hikmet sahibi olmak ne saglar?

Diger insanlardan ayricaligi nedir?

Farkli olan özelligi nedir? Allahû Tealâ, söyle buyuruyor:

3/AL-I IMRAN-7: Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu mutesâbihât(mutesâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ tesâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te'vîlih(te'vîlihi), ve mâ ya'lemu te'vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi)."

O (Allah) ki; Kitab'i, sana O indirdi. O'ndan bir kismi muhkem (mânâsi açik, yorum götürmez, süphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar, (Levhi Mahfuz'daki) ümmülkitapta (yer alan açik ve kesin âyetler)dir. Digerleri ise mütesabih (mânâsi kapali, açiklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde egrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çikarmak ve (kendi yararina uygun) tevîlde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab')in mütesabih olan kismina uyarlar. Halbuki onlarin tevîlini, kimse bilmez ancak Allah bilir. Ilimde derinlesmis olan RASIHUN (rüsuh sahipleri) ise derler ki: "O'na îmân ettik, hepsi de Rabbimiz katindan (indirilme)dir." Bunu kimse tezekkür edemez ancak ulûl'elbab tezekkür edebilir.

Muhterem okuyucular, bu âyet-i kerimede 3 grup insan ifade ediliyor. Bunlardan 1. grup; kalbinde zeyg olanlar . Allah tarafindan yetkili kilinmadiklari halde Kur'ân-i Kerim âyetlerini kendi zanlarina göre tevil ederek insanlari hidayetten men edenler. Günümüzde Kur'ân'daki Islâm'i yasayan atese çagiran dîn adamlari bu sinifin içine giriyor. Ilimde köklesmis olan " rasihun " ise Kur'ân-i Kerim'in muhkem ve mütesabih âyetlerine inanan, hepsi Allah'tandir diyen ama mütesabih ayetleri tezekkür edemeyenlerdir. Kur'ân-i Kerim âyetlerini tezekkür edebilen, açiklama yetkisine sahip olan ise " ulûl'elbab "tir .


Yüce Rabbimiz buyuruyor:

15/HICR-9: Innâ nahnu nezzelnez zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne).
Muhakkak ki; zikri (Kur'ân-i Kerim'i) Biz indirdik. O'nun koruyuculari (da) mutlaka Biziz.

21/ENBIYA-7: Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes'elû ehlez zikri in kuntum lâ ta'lemûn(ta'lemûne).
Ve senden önce, vahyettigimiz rical (erkekler) den baskasini göndermedik. Eger bilmiyorsaniz, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.


Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz'in ahir zamanda gelecegini bize müjdeledigi ve "ümmetimin en hayirlisi" diye buyurdugu Mehdi (A.S)'in Devrin Imami oldugu ahir zamanda Hidayet çagi'ndayiz.

Allahû Tealâ, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz'e ve diger bütün peygamberlere su mesaji veriyor.

3/AL-I IMRAN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu'minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum isrî, kâlû akrarnâ, kâle feshedû ve ene meakum mines sâhidîn(sâhidîne).

Hani o zaman ki; Allah, peygamberlerin (nebîlerin) MISAK'ini (yeminini) almisti: "Andolsun ki; size Kitap ve hikmet verdim, sizlerden sonra sizinle beraber bulunani (Allah'in sizlere verdigi kitaplari) tasdik eden Resûl gelince, O'na mutlaka îmân edecek ve O'na mutlaka yardim edeceksiniz. Bunu ikrar ettiniz mi ve bu agir ahdimi üzerinize aldiniz mi?" "Ikrar ettik." dediler. "öyle ise sahit olun. Ben de sizinle beraber sahitlerdenim." buyurdu.

Allahû Tealâ, nebîlerden "size kitap ve hikmet verdim" diye misak aliyor.

öyleyse kitabi, hikmetten ayirmak mümkün degildir. Kitap, ancak hikmetle anlasilir . Hikmet sahiplerinin de daimî zikre ulasan, ulûl'elbab olan kullar oldugunu âyetlerin neticesinden kesinlikle anliyoruz.

O zaman demek ki, Kur'ân-i Kerim'i bizlere kim ögretebilir? Hikmet sahibi olan kisiler.

14 asir evvel Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz hikmet sahibi miydi? Evet!

Nitekim, Bakara Suresinin 151. âyet-i kerimesinde, Allahû Tealâ sahâbeye söyle hitap ediyor:

2/BAKARA-151: Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta'lemûn(ta'lemûne).

Nitekim size içinizde (görev yapmak üzere) sizden bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki; âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açiklasin) ve sizi (nefsinizi) tezkiye etsin, size Kitab ve hikmet ögretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediginiz seyleri ögretsin.
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Hanif
Demek ki müteşabih ayetlerin anlamını Yalnız Allah bilir....

"Rabbimiz bizlere sonsuz hakikatlerini, sınırlı ve insan idrakinin anlayabileceği beşeri bir dil ile anlatmaktadır. Böyle olunca da beşeri dilde anlatım kolaylığı sağlayan mecazi, sembolik ve temsili anlatım gibi, bazı dil sanatlarının kullanılması tabiidir. Örneğin "Allah'ın eli", "Ayetler karşısında kör olmak" gibi ifadeler -bazı yanlış değerlendirmelerde yapıldığı gibi müteşabih ayetler değil- Kur'an'daki mecazî kullanımlardır.

Kur'an ayetlerinin tasnifinde "muhkem" ve "müteşabih" kavramlarıyla karşılaşmaktayız. (Kitab'ı sana O indirdi. Onun bazı ayetleri muhkemdir. Onlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de mütesabihtir. Kalblerinde eğrilik bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu te'vil etmek için onun müteşabih ayetlerinin ardına düşerler. Oysa onun tevilini Allah'tan başka kimse bilmez... (Al-i İmran, 3/7) Muhkem ayetlerin Kitab'ın anası olduğu açıklanırken, müteşabihlerin peşine düşenlerin ise kalplerinde eğrilik olduğu ve fitne çıkartmak istedikleri vurgulanmaktadır. Müteşabihlerin "te'vilini Allah'tan başka kimsenin bilmeyeceği de ifade edilmektedir. "...Te'vili gelip çattığı gün..." (Araf, 7/53) ayetinde de görüleceği gibi "te'vil" bir şeyin sonucu, gerçekleşmesi; o şeyin hakikati anlamına gelmekte ve bu kelime ilgili ayette geçen "müteşabih" ifadesinin açıklayanı olmaktadır. Buna göre müteşabih ayetler, lafızları anlaşılamayan değil, taşıdığı anlamın (haberin), te'vilinin (akıbetinin) ve mahiyetinin ne olduğu bilinemeyen nasslardır."

Dolayısı ile muhkem - müteşabih tüm ayetlerin anlamları anlaşılır. Müteşabihlerin tevili (yani sonucu, nasıl gerçekleşeceği, hakikati) yalnızca Allah'ın bilgisi dahilindedir. Eğer müteşabihlerin anlamlarını yalnız Allah bilir denirse o zaman Kur'an'ın bir kısmı anlaşılmaz demektir. İnsanların hidayeti için gönderilen bir kitapta anlaşılmayacak ifadeler olması garip olmaz mı?

Sevgili HaNİF, özellikle tevil kelimesinin Kur'an'da nasıl geçtiğini bir araştır derim.
Ardından Ali İmran 7 yi farklı meallerden tekrar gözden geçir. İnşaallah yukarıdaki anlatım konuyu anlaman noktasında faydalı olur.

Selamlar!
 
Üst Alt