Müteşabih Ayetler
Âli İmran suresinde muhkem ve müteşabih ayetler için şöyle bir bilgi verilir:
Ki sana bu kitabı indirdi. Onun bazı ayetleri kesin anlamlıdır (muhkem), ki bunlar kitabın özüdür. Diğerleri de benzer anlamlıdır (müteşabih). Kalplerinde hastalık bulunanlar, insanları şaşırtmak ve farklı anlam vermek için benzer anlamlı olanlarının ardına düşerler. Onların gerçek anlamını ise kimse bilmez, ancak istisnadır ALLAH ve derin bilgiye sahip olanlar "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır," derler. Akıl ve anlayış sahiplerinden başkası öğüt almaz. (3 Ali İmran - 7)
Kur’an ayetlerinin bir kısmı muhkem yani hükümlü ayetlerdir. Bunların anlamları kesindir. Örneğin namaz kılma ile ilgili ayetler, ya da haksız yere bir cana kıyma ile ilgili ayetler…
Kur’an’ın bir kısım ayetleri ise müteşabihtir. Yani içinde teşbihat vardır. Bunlar hüküm içermezler. Eğer bu müteşabih ayetler yorumlanacaksa muhkem ayetlerin sınırları içinde yorumlanır. Örneğin bir ayette “Allah’ın eli onların elinin üstündedir” (48 Fetih Suresi,10) diye buyrulur. Burada bir teşbihat vardır. Bu ifadeden yola çıkarak Allah’ın (haşa) bir bedeni olduğu, bir eli olduğu sonucunu çıkartmak doğru olmaz. Bu ayetin muhkem ayetlerin çerçevesinde yorumlanması gerekir. Buna örnek olarak Allah yine Kur’an’da kendisinin her şeyden müstağni olduğunu şöyle bildirmektedir: “Şüphesiz Allah, alemlerden müstağnidir.”(29 Ankebut Suresi, 6). Bu muhkem bir ayettir. Allah kesin olarak her şeyden müstağnidir. Onun insan gibi bir bedeni ya da eli yoktur. Dolayısıyla yukarıdaki müteşabih ayet bu ayetin kapsamı içinde değerlendirilir.
Kur’an’ın kendisi de bir imtihan vesilesidir. Yine yukarıdaki ayette belirtildiği gibi “kalbinde kayma olanlar onun olmadık yorumlarına uyarlar”. Bu tarz müteşabih ayetler konusunda kendilerince Kur’an ayetlerine eleştiri getirmeye çalışanlar gerçekte, ayette bildirildiği gibi müteşabih ayetlerin olmadık anlamlarıyla hareket ederler. Burada unutulmaması gereken asıl şey müteşabih ayetlerin yorumunun sadece Allah tarafından bilinebileceğidir. Bizlere düşen bu benzeşmeli ayetler karşısında muhkem ayetlere göre çözümler bulmak, anlamlandıramadığımız noktalarda ise hepsinin Allah katından olduğunu bilerek kabullenmektir.
Âli İmran suresinde muhkem ve müteşabih ayetler için şöyle bir bilgi verilir:
Ki sana bu kitabı indirdi. Onun bazı ayetleri kesin anlamlıdır (muhkem), ki bunlar kitabın özüdür. Diğerleri de benzer anlamlıdır (müteşabih). Kalplerinde hastalık bulunanlar, insanları şaşırtmak ve farklı anlam vermek için benzer anlamlı olanlarının ardına düşerler. Onların gerçek anlamını ise kimse bilmez, ancak istisnadır ALLAH ve derin bilgiye sahip olanlar "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır," derler. Akıl ve anlayış sahiplerinden başkası öğüt almaz. (3 Ali İmran - 7)
Kur’an ayetlerinin bir kısmı muhkem yani hükümlü ayetlerdir. Bunların anlamları kesindir. Örneğin namaz kılma ile ilgili ayetler, ya da haksız yere bir cana kıyma ile ilgili ayetler…
Kur’an’ın bir kısım ayetleri ise müteşabihtir. Yani içinde teşbihat vardır. Bunlar hüküm içermezler. Eğer bu müteşabih ayetler yorumlanacaksa muhkem ayetlerin sınırları içinde yorumlanır. Örneğin bir ayette “Allah’ın eli onların elinin üstündedir” (48 Fetih Suresi,10) diye buyrulur. Burada bir teşbihat vardır. Bu ifadeden yola çıkarak Allah’ın (haşa) bir bedeni olduğu, bir eli olduğu sonucunu çıkartmak doğru olmaz. Bu ayetin muhkem ayetlerin çerçevesinde yorumlanması gerekir. Buna örnek olarak Allah yine Kur’an’da kendisinin her şeyden müstağni olduğunu şöyle bildirmektedir: “Şüphesiz Allah, alemlerden müstağnidir.”(29 Ankebut Suresi, 6). Bu muhkem bir ayettir. Allah kesin olarak her şeyden müstağnidir. Onun insan gibi bir bedeni ya da eli yoktur. Dolayısıyla yukarıdaki müteşabih ayet bu ayetin kapsamı içinde değerlendirilir.
Kur’an’ın kendisi de bir imtihan vesilesidir. Yine yukarıdaki ayette belirtildiği gibi “kalbinde kayma olanlar onun olmadık yorumlarına uyarlar”. Bu tarz müteşabih ayetler konusunda kendilerince Kur’an ayetlerine eleştiri getirmeye çalışanlar gerçekte, ayette bildirildiği gibi müteşabih ayetlerin olmadık anlamlarıyla hareket ederler. Burada unutulmaması gereken asıl şey müteşabih ayetlerin yorumunun sadece Allah tarafından bilinebileceğidir. Bizlere düşen bu benzeşmeli ayetler karşısında muhkem ayetlere göre çözümler bulmak, anlamlandıramadığımız noktalarda ise hepsinin Allah katından olduğunu bilerek kabullenmektir.