Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mezhepler

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
MEZHEP NEDIR? NASIL ORTAYA CIKMISTIR?

Mezhep,takıp edılen dını yol demektır.İman,ibadet ve ıslamı yasantımızda dıkkat etmemız gereken prensıplerı gosterır.

KAC MEZHEP VARDIR?

Mezhepler ehlı sunnet ve batıl mezhepler olmak uzere baslıca ıkıye ayrılır.Peygamberımızın cızmıs oldugu yoldan gıden ehlı sunnet mezheplerıde ıkı kısımdır: itikadi mezhepelr,ameli mezhepler:

İTİKADİ MEZHEPLER :

ınancla ılgılı esasları anlatır ve ıkı tanedır:

1-) Matüridi

2-)Eşari

AMELİ MEZHEPLER:

Gunluk ıslamı hayatımızda tatbık ettıgımız meselelere ısık tutar.Bu mezhepler dort tanedır

1-) HANEFI MEZHEBI:İmamı, İmam-ı Azam Ebü Hanife.
2-)ŞAFİİ MEZHEBİ :İmamı, şafii
3-)MALİKİ MEZHEBİ:İmamı,Malik bın Enes
4-)HANBELİ MEZHEBİ:İmamı,ahmed bın Hanbel




 

Caferi

Forum Þairi
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
574
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Web sitesi
www.websitetasarim.com
Acaba peygamber efendimiz insanlara 1 inancımı anlattı, yoksa 2 inancı anlattıda hangisine uyarsanız uyun mu dedi ?

Yoksa herkes kendi anladıgını peygamber efendimize mi isnad etti ?
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
İtikadda Fıkh-ı Ekber ve Tahavi metnini nere koyacağız, onlar itikadi mezhep değil mi???
 

berguzar

New member
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
112
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
59
Mezhepler arasındaki çelişkilere*100 adet*örnek ;
Konular Hanefi Maliki Şafii Hanbeli
1 Ölü Hayvanın derisi helal midir? Haram Helal Haram Helal
2 Pislikle beslenen hayvanların eti helal midir – Helal – Haram
3 Yılan balığı yemenin hükmü nedir? Helal – – Haram
4 Erkeğin kırmızı elbise giymesinin hükmü nedir? Mekruh Helal Haram Mekruh
5 Erkeğin sarı elbise giymesinin hükmü nedir? Haram Helal Haram Haram
6 Ud, zurna, dümbelek, boru davul çalmak nedir? Mekruh helal Helal Haram
7 Karga eti yemenin hükmü nedir? Haram Helal Haram Haram
8 At eti yemenin hükmü nedir? Haram Helal – –
9 Midye yemenin hükmü nedir? Haram Helal – –
10 İstiridye yemenin hükmü nedir? Haram Helal – –
11 Istakoz yemenin hükmü nedir? Haram Helal – –
12 Kırlangıç eti yemenin hükmü nedir? Helal Helal Haram Haram
13 Kartal eti yemenin hükmü nedir? Haram Helal Haram Haram
14 Yarasa eti yemenin hükmü nedir? Haram Mekruh Haram Haram
15 Beyt-i Tavaftan öne abdest almak nedir? Vacip Farz Farz Farz
16 İlk iki rekatta Fatiha okumanın hükmü nedir? Vacip Farz Farz Farz
17 Rüku ve secdelerde tesbih etmek nedir? Sünnet – Sünnet Vacip
18 İlk iki rekatta Fatiha’dan sonra sure okumak nedir? Vacip Mübah Sünnet Sünnet
19 Fatiha’dan evvel Besmele çekmek nedir? Sünnet Mekruh Farz –
20 Namazda ayakların arası ne kadar açık olmalı? 4 parmak 2 karış 1 karış 2 karış
21 Vitir namazının hükmü nedir? Vacip Sünnet Sünnet Sünnet
22 Tüysüz bir delikanlıya değen erkeğin abdesti bozulur mu? Hayır Evet Hayır Hayır
23 Namazda selam almak abdesti bozar mı? Evet Hayır – –
24 Namaz kılan kimsenin önünden geçilmesinin haram olduğu mesafe ne kadardır? 40 kulaç 1 kulaç 3 kulaç 3 kulaç
25 Namaz içinde unutarak konuşmak namazı bozar mı? Evet Hayır Hayır Evet
26 Namazda hatayla yanlış bir kelime geçerse namaz bozulur mu? Evet Hayır Hayır Hayır
27 Namazda af ve of demek namazı bozar mı? Evet Hayır Evet Evet
28 Eti yenen hayvanların sidiği ve artığı necis midir? Evet Hayır Evet Hayır
29 Eti yenen hayvanların menisi necis midir? Evet Evet Hayır Hayır
30 Abdestin farzları kaçtır? 4 7 6 7
31 Abdesti belli bir sıra ile almak farz mıdır? Hayır Hayır Evet Evet
32 Abdesti ara vermeksizin almak farz mıdır? Hayır Evet Hayır Evet
33 Abdestin sünnetlerinin sayısı kaçtır? 18 8 30 20
34 Misvak kullanmak sünnet midir? Evet Hayır Evet Evet
35 Abdestte ellerin, yüzün ve kolların üçer kere yıkanması sünnet midir? Evet Hayır Evet Evet
36 Abdestte başın üç defa mesh edilmesi sünnet midir? Hayır Hayır Evet Hayır
37 Abdestte kulakların içten ve dıştan meshi sünnet midir? Evet Evet Evet Hayır
38 Abdestte kulaklar kaç defa mesh edilmelidir? 1 1 3 1
39 Abdesti bozan şeylerin sayısı kaçtır? 12 3 5 8
40 Cinsellik organına dokunmak abdesti bozar mı? Hayır Evet Evet Evet
41 Namazda kahkaha ile gülmek abdesti bozar mı? Evet Hayır Hayır Hayır
42 Deve eti yemek ve cenazeyi yıkamak abdesti bozar mı? Hayır Hayır Hayır Evet
43 Abdest şüphe ile bozulur mu? Hayır Hayır Hayır Evet
44 Kan akması abdesti bozar mı? Evet Hayır Hayır Hayır
45 Delikli meshin üzerinden mesh etmek caiz midir? Evet Evet Hayır Hayır
46 Gusül abdesti almayı gerektiren sebeplerin sayısı kaçtır? 7 4 5 6
47 Gusül abdestinin farzları kaç tanedir? 11 5 3 –
48 Umursamazlıktan veya tembellikten dolayı namaz kılmayanın hükmü nedir? Hapsedilir, kanatılana kadar dövülür, öldürülür Tevbe etmezse öldürülür üç güniçinde tevbe etmezse öldürülür üç güniçinde tevbe etmezse öldürülür
49 Ezanın sözleri peşpeşe okunmasa da geçerli olur mu? Evet Evet Hayır Hayır
50 Arapça bilmeyen kimsenin kendisi için ezanı kendi dilinde okuması caiz midir? Hayır Hayır Evet Hayır
51 Ezanda niyet şart mıdır? Hayır Evet Hayır Evet
52 Ezan ve kamet esnasında selam almak caiz midir? Hayır Hayır Hayır Evet
53 Fatiha suresi okunmadan kılınan namaz geçerli olur mu? Evet Hayır Hayır Hayır
54 Namazı bitirirken selam vermenin farz olduğu miktar nedir? Farz değildir 1 tarafa vermek farzdır 1 tarafa vermek farzdır 2 tarafa vermek farzdır
55 Erkeğin avret yeri neresidir? Göbeğiile diz kapağı arası Ön ve arka uzuvları Göbeğiile diz kapağı arası Göbeğiile diz kapağı arası
56 Ölünün yıkanmasının farz olması için cesedin ne kadarının bulunması gereklidir? 01.Şub 02.Mar Az da olsa olur Az da olsa olur
57 Ölüyü yıkarken ağzına ve burnuna su vermek gerekir mi? Hayır Evet Evet Hayır
58 İhramlı iken hacda ölen kişinin üstüne hoş koku sürülüp başı örtülür mü? Evet Evet Hayır Hayır
59 Cenaze namazını kimin kıldırması gerekir? Sultan Devlet Başkanı Kaldırması vasiyet edilen kişi Velisi Kaldırması vasiyet edilen kişi
60 Cenaze namazı, namaz kılmanın yasak olduğu kaç vakitte kılınmaz? 5 3 k Her vakitte ılınabilir 3
61 Ölü gömülmek için, öldüğü yerden başka bir yere nakledilebilir mi? Evet Evet Hayır Hayır
62 Oruç için dil ile söyleyerek niyet etmek şart mıdır? Evet Evet Hayır Evet
63 Ramazan orucu için hergün ayrı ayrı niyet etmek şart mıdır? Evet Hayır Evet Evet
64 Kan aldırmak orucu bozar mı? Hayır Hayır Hayır Evet
65 Zekatın farz olması için hangi mallardan borçlu olmamak şarttır? Zirai ürün dışındaki mallardan Altın ve gümüş Böylebir şart yoktur Bütün mallardan
66 Erkek ve kadının ziynet eşyalarından zekat vermeleri farz mıdır? Evet Hayır Hayır Hayır
67 Kâğıt paradan zekat vermek farz mıdır? Evet Evet Evet Hayır
68 Madenlerden ne kadar zekat verilmesi gereklidir? 01.May 01.May Oca.40 Oca.40
69 Ticarî bir eşyanın zekatının şartları kaçtır? 4 5 6 2
70 Topraktan çıkan her şey için zekat vermek farz mıdır? Evet Hayır Hayır Hayır
71 Balın zekatını vermek farz mıdır? Evet Hayır Hayır Evet
72 Vakfedilen topraktan zekat vermek farz mıdır? Evet Evet Hayır Hayır
73 Kiralanan veya emanet alınıp ekilen toprağın zekatını vermek farz mıdır? Hayır Evet Evet Evet
74 Zeytinin zekatını vermek gerekli midir? Evet Evet Hayır Evet
75 Yem ile beslenen ve çalıştırılan hayvanlardan zekat vermek farz mıdır? Hayır Evet Hayır Hayır
76 Koyun ile keçi kaç yaşlarında olursa zekatı farzdır? Koyun 1 Keçi 1 Koyun 1 Keçi 1 Koyun 1 Keçi 2 Koyun 1/2 Keçi 2
77 Kadın yanında kocası olmadan hacca gidebilir mi? Hayır Evet Evet Hayır
78 Acizlik veya zaruret yüzünden hacca gidemeyen kişinin kendi yerine başkasını göndermesi caiz midir? Evet Hayır Evet Evet
79 Haccın şartı kaç tanedir? 2 4 5 4
80 Şeytan taşlarken atılan taşın cemreye düşmemesi caiz midir? Evet Hayır Hayır Hayır
81 Müslüman olmayan bir fakire yemek verilmesi caiz midir? Evet Hayır Hayır Hayır
82 İpeğin üzerine oturmak, yaslanmak, yastık olarak kullanmak, duvar örtüsü yapmak haram mıdır? Hayır Evet Evet Evet
83 Erkek çocuğa ipek giydirmek caiz midir? Hayır Hayır Evet Evet
84 Gümüş ile süslenmiş kaptan su içmek ya da abdest almak caiz midir? Evet Hayır Hayır Hayır
85 Sakalı kesmek haram mıdır? Evet Evet Hayır Evet
86 Tavla oynamak haram mıdır? Hayır Evet Evet Evet
87 Satranç oynamak haram mıdır? Evet Evet Hayır Evet
88 Ölen bir kişinin borçları ödenmeli midir? Hayır Evet Evet Hayır
89 Kişi kendi arazisinde bulunan maddenin ne kadarını devlete vermelidir? 01.May Hiç Hiç Hiç
90 Bir araziyi gasp edip eken kimse çıkan ürünün sahibi midir? Evet Evet Evet Hayır
91 Yapılan bir sözleşmeyi değiştirme veya feshetme süresi ne kadardır? 3 gün İhtiyaç gereği kadar 3 gün Anlaşma ile belirlenir
92 Cinsi tecavüzde bulunulan hayvanın hükmü nedir? Öldürülür, eti yenmez Öldürül mez, etiyenebilir Öldürülmez, etiyenebilir Öldürülmesi gerekir
93 Şarap ve diğer sarhoş edici maddelerin içilmesinin cezası kaç değnektir? 80 80 40 80
94 Şarap kokan veya şarap kusan kişiye değnek cezası uygulanır mı? Hayır Evet Hayır Hayır
95 Dinden döndüğü için öldürülen bir kişinin malı mirasçıla-rına verilebilir mi? Evet Hayır Hayır Hayır
96 Dinden dönen kadın öldürülür mü? Hayır Evet Evet Evet
97 Terketmek, hapsetmek, aç ve susuz bırakmak suretiyle bir kişiyi öldürmek, kasten öldürmek gibi midir? Hayır Evet Evet Evet
98 Bir kadının hakimlik yapması caiz midir? Evet Hayır Hayır Hayır
99 kufuryok necis bir hayvan mıdır? Hayır Hayır Evet Evet
100 Müezzin okuduğu cezandan dolayı ücret alabilir mi? Hayır Evet Evet Hayır
 

berguzar

New member
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
112
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
59
O kıyamı müslümanlara karşı değilde, emperyalistlere, müstekbirlere, firavunlara yapsanız daha isabetli olurdunuz...
Anlayış efendim, anlayış, vesselam...

Sevgli arkadaşım:
Sen beni tanıyormusun, kim olduğumu biliyormusun, hangi şartlarda yaşadığımı, yaptığım mücadeleyi vs vs. Önyargısız yaklaşımlarınızı bekliyorum...
Hepiniz Allaha emanet olasınız...
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Burası köy kahvesi mi , yoksa seviyel, bir forum mu... Köy kahvesiyse söyleyin ona göre konuşalım. Burada bir kardeşimiz fikri ne olursa olsun ağır hakarete maruz kalıyor. Sonra da buna seyrediliyor. HİÇBİR ŞEY YAPILMIYOR.İnsanlar burada farklı düşündüklerinden dolayı aşağılanmalı mı vesselam...
 

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
maturıdı mezhebı

maturıdı mezhebı


MATURİDİ MEZHEBİ
İslâm akaidinde imam Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmud el-Matüridiyye nisbet edilen mezhep. İmam Ebu Mansur el-Mâturidinin akaiddeki mezhebine mensub olanların meydana getirdiği topluluğa Matüridiyye denilir.
Alemü'l-Hudâ, İmamü'l-Huda ve el-Mütekellim lakablarıyla da anılan Matüridi takriben 238/852'de Maveraünnehir'de bulunan Semerkand'ın Matürid köyünde doğmuştur. 333/944'te Semerkand'da vefat etmiştir. O, İslama çok değerli hizmetler vermiş öncü İslâm âlimlerinin başında gelir. Maveraünnehir'de Ehli Sünnet'e nisbet edilen Kelâm ekolünün kurucusu ve mümessilidir. Ehli Sünnet kelâmının Irak'taki mümessili ise Ebul Hasen el-Eş'arî'dir (v. 324/936). Maturîdinin yaşadığı çağda, ilim ve edebiyata hizmet etmiş olan Samanoğulları devleti (844-999) hüküm sürmekteydi. Bize kadar gelen Te'vilâtu'l-Kur'an ve Kitâbü't-Tevhîd gibi eserlerinden anlıyoruz ki, Matüridi, Kelâm, Tefsir, Mezhebler Tarihi, Fıkıh ve Fıkıh usulünde derin bilgi sahibiydi. Mâturidinin hocaları, ilimleri İmam A'zam Ebu Hanife'ye uzanan Ebu'n-Nasr el-İyazi, Ebu Bekr Ahmed el-Cürcânî ve Muhammed b. Mukatil er-Râzî'dir. Bunların hocası ise İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'den okumuş olan Ebu Süleyman b. Musa el-Cürcânî'dir. İmameyn lakabıyla tanınan İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed, İmam A'zam'ın en seçkin talebeleriydi. Matüridi, hocalarından İmam A'zam'ın akaide dair el-Fıkhü'l-Ekber, er-Risale, el-Vasiyye, el-Fıkhü'l-Ebsat, el-Âlim ve'l-Müteallim isimli risalelerini de okuyup rivayet etmiştir. Matürîdî, imam ismini almaya lâyık Hâkim es-Semerkandî (340/951), Ebul-Hasen er-Rustuğfeni (v. 345/956), Ebu'l-Leys el-Buhârî, Ebu Muhammed Abdülkerim b. Musa el-Pezdevî (v. 390/999) gibi büyük afimler de yetiştirmiştir. İmamları Mâtürîdiyye büyük bir sevgi ve saygı ile bağlı olan bu âlimler, Maveraünnehir'de Matüridiyye mezhebini delilleri ile kuvvetlendirerek açıklıyorlar ve yaymaya çalışıyorlardı.
Eş'ariyye Kelâm mektebinin doğup geliştiği yer olan Irak, pek çok bid'at mezhebinin çıktığı bir bölgeydi. İmam Eş'arî, Revâfız, Karamita ve özellikle Mu'tezile ile çok şiddetli ve gürültülü cedel ve münakaşalarda bulunmuştu. Matüridî'nin yetiştiği Maveraünnehir ise Irak'tan uzak olduğu için az da olsa bid'at akımlarından uzak kalmıştı. Fakat sonunda bu akımlardan bir kısmı Maveraünnehir'e sızmış, Mu'tezile'nin sesi buralara kadar aksetmişti. Nisbi de olsa, bid'at mezheblerinin mensubları buralarda da bulunuyordu. İmam Matüridî, Maveraünnehir'e kadar gelen Mu'tezile'den başka, Dehriye, Seneviyye ve Karâmita'ya karşı mantıklı ve istikrarlı mücadeleler vermişti. Onun Kitâbü't Tevhid'i bunlar gibi sapık fikir ve bid'at cereyanlarını içine alan ve bunları gereği gibi çürütmeye çalışan en değerli ve en eski vesika mahiyetini taşımaktadır.
Metodu:
Gerek Eş'arî gerekse Matüridî, Mu'tezile ve diğer bid'at mezheblerine galebe çalabilmek için, hasımlarının metodlarının akl-ı selime uygun taraflarını almışlar ve Ehli Sünnet Kelâmı'nın kurucusu olmuşlardır. Fakat, Ehl-i Sünnet'in Kelâm metodunu daha ziyade doğru ve ilmi bir şekilde başlatan, akla ve nakle de lâyık oldukları değeri vererek bu iki asla bağlı kalan ve bu şekilde İslâm akaidini açıklamaya çalışan, imam Matüridî olmuştur. Çünkü, dinde akla uymayan bir şey yoktur. Allah'ın varlığı, hayat, ilim, kudret, irade gibi sıfatları ve Hz. Muhammed (s.a.s)'in peygamberliği akılla isbat edilir. Yine naklin bildirdiği ahiret ve ahvali gibi gayb haberlerinin imkânı akıl ile gösterilir ve Resulün haber verdiği şekilde bunlara iman edilir. Kelâm metodunda iman edilecek esas ve konuların hepsi haber-i sadık (sahih bir şekilde bize kadar gelen haber-i Resul ile) tesbit edilir. Bunları isbat etmeye yarayacak delillere gelince... Bunlardan duyulur âleme ait olanlar için duyular ve bunun ötesinde kalanlar için akıl kullanılır. Bu şekilde bilgilerimizin üç temel kaynağı ve bunların değerleri hakkında gerekli açıklamayı yapan, İmam Matüridî olmuştur. O, bilgilerimizin sebepleri ve değeri hakkında söz edilen ilk İslâm âlim ve mütekellimi olduğu için bu konularda kendisinden sonra gelen kelâmcılara çığır açmıştır. Ondan sonra gelen kelâmcılar da yazdıkları eserlerin mukaddimelerinde bilgilerimizin kaynağı ve değeri hakkındaki görüşlerini yazmışlardır.
Matüridî, Kitabü't-Tevhidinde, insanı ilme ulaştıran yolların iz'an (sağlam duyu organları ve bunlarla yapılan deney ve gözlem), haberler ve aklî istidlal olduğunu ve bilgiye ulaşabilmek için bu yolların hiç birisinden müstağni olunamayacağını söylüyor. Ona göre bunlardan her birinin sahasına giren bilgiler grubu vardır. Her bilgi alanına ancak kendisine götüren yolla gidilir. Duyularla elde edilen bilgiyi inkâr eden, inatçı ve kendisini beğenmiştir (Kitabü't-Tevhid Beyrut, 1970 s. 7-8).
Matüridî iki çeşit haber olduğunu söyler: 1- Mütevatir haber. Bunun doğru olduğunu tesbit etmek için konuyu araştırıp tetkik etmek lâzımdır. 2- Peygamberlerin haberleri. Yanlarında doğruluklarını gösteren ayetler (mûcizeler) bulunduğu için, onların verdikleri haberlerden daha doğru bir haber yoktur. Çünkü doğruluklarının açıklık ve seçikliği bakımından kalbin ısınıp yatışacağı sözler peygamberlerin haberleridir.
Matüridî akıl hakkında şöyle der:
Aklın istidlâline gelince; bunun ilmin sebebi olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü duyular vasıtası ile elde edilen bilgileri düşünüp tertipleyerek hüküm veren odur. Duyulardan uzak olan ve bunların dışında kalan şeyleri anlayan, haberlerle bilinen şeyler de yanlışlık olup olmadığı ihtimali üzerinde duran, sonra peygamberlerin mucizeleri ile sihirbazların aldatmacalarını ayırdeden ve başka şeylerin doğruluğunu veya yanlışlığını anlayan akıldır. Aklın tefekkürü ile mahlukattaki hikmeti ve yaratıcı olan Allah'ın varlığına delâlet eden delilleri anlarız.
Nitekim akıl ile, Kadîm olan Allah'ı bilir ve onu hâdis olan mahlukattan ayırdederiz (Kitabü'l-Tevhid,s. 78). Matüridî, Tevilatü'l-Kur'an ve Kitabü't-Tevhid isimli eserlerinde aklî tefekkür ve istidlâli müdafaa eder; vahyin aklî delil getirmesini mutlaka gerekli görür. Akıl şaşar veya doğruyu bulamaz korkusuyla, sadece nakle dayanmayı gerekli gören fukaha ve hadisçilere karşı çıkar ve şöyle der:
"İnsana aklını kullanmaktan vazgeçmeyi telkin eden, şeytanî vesveseden başka bir şey değildir. Çünkü şeytan, kişiyi aklının semeresinden alıkoyar, iyi fırsatlara nail olmak ve istediğini elde etmek için güvencelerini sarsar. Aklı kullanarak eşyayı düşünmek, onun prensip ve sonuçlarından gizli olanları bilmek içindir. Sonra bunlarda, eşyanın hâdis olduğuna ve bunları yaratanın varlığına, nefislerini şehvetlerine uymaktan alıkoyanlar için deliller vardır. Bilinsin ki, aklı kullanmaya engel olan, şeytanın vesvesesi ve işidir" (Kitabu't-Tevhid s. 136).
Yine Matüridi'ye göre aklı hata ve sürçmelerden korumak için ihtiyatlı davranmak, makûlün yanında nakle de dayanmak gerekir. O bu konuda şöyle der: "Kim nakle dayanarak aklı kullanmada dikkatli ve ihtiyatlı bulunmayı inkâr eder ve akıldan gizli kalan şeylerin mahiyet ve künhünü anlamak ister ve Hz. Peygamber'den bir işaret olmaksızın nakıs ve sınırlı aklıyla Allah'ın hikmetlerinin tamamını ihata etmeye çalışırsa, aklına zulmeder ve ona kaldıramayacağı şeyleri yüklemiş olur" (M. Ebu Zehra Tarihul-Mezahibil-İslamiyye fi's-Siyaset-i Vel-Akaid, s. 212-213).
Matüridî'nin elinde hocalarından okuyup rivayet ettiği İmam A'zam'ın risaleleri, Akaid'den, İlm-i kelama dönüştü. Bu risaleler inanılması lâzım gelen Ehli Sünnet akidesini açıklayan bilgiler idiler. Matüridî bunlarda beyan edilen akaidi başka nakli delillerle takviye etti ve aklı kesin delillerle destekledi. Akâid'in teferruâtını bürhanlarla kesinleştirip kuvvetlendirdi. O Maveraünnehir ülkesi ve diğer İslam bölgelerinde Ebu Hanife ekolünün kelamcısı Ehl-i Sünnet Vel-Cemaatın reisi oldu. Bu sebeple akaidte Hanefî mezhebi, Matüridi'ye nisbet edildi. Böylece, az bir kısmı hariç, Hanefî mezhebinde bulunan kelâmcılara Matüridiyye denildi. Ebu Hanife'nin ismi ancak Hanefî fıkıhçılarına nisbet edilmekle yetinildi. Bir çok kelâmcı ve araştırıcılar, Matüridiyye diye anılan bu Ehli Sünnet mezhebinin asıl kurucusunun İmam Matüridi değil, İmam A'zam Ebu Hanife olduğunu, Matüridî'nin ise onun yazdığı akaid esaslarını aklî ve naklî delillerle destekleyerek açıkladığını ifade ederler. Bazılarının iddia ettiği gibi Matüridî, İmam Eş'arî'ye bağlı bir kimse değil, İmam A'zam ve arkadaşlarının esaslarını tedvin ettiği Ehli Sünnet mezhebini açıklayan ve destekleyerek devam ettirenlerdendir.
İmam Ebul-Hasen el-Eş'arî ile İmam Ebu Mansur el-Matüridî, Ehli Sünnet akidesini yayma gayesinde ve pek çok izahlarının neticelerinde birleşiyorlarsa da; her ikisinin Kelâm metodları birbirlerininkinden az çok farklıdır. Şüphesiz her iki kelâmcı da Kur'an'ın ihtiva ettiği akaidi, akıl ve mantığı bürhanlarla isbat etmeye çalışıyorlardı. Çünkü selim akıl ile sahih nakil asla çatışmazdı. Fakat Matüridî, Eş'arî'nin verdiği önemden daha fazla akla değer veriyordu. Ona göre aklın daha çok değeri olduğuna şu örnekler delâlet etmektedir:
1- Her iki mezhebe göre; Allah'ın varlığını aklî delil getirerek bilmek farzdır. Matüridiyye'ye göre peygamber gönderilmezse bile Allah'ı aklen bilmek gereklidir. Allah'ı bilmenin vücubunu idrak eden akıldır. Akıl tek başına Allah'ın varlığını ve bunun vacib oluşunu bilebilirse de, peygamber gönderilmeden, Allah tarafından yapılması teklif edilen hükümleri tek başına bilemez. Allah'ı akılla bilmenin aklen vacib olduğu görüşü, Matüridilere İmam A'zam Ebu Hanife'den geçmiştir. Beyazî'nin (1098/1687) açıklamasına göre, Ebu Hanife "Akıl yaratıklara bakarak Büyük Yaratıcıyı bilmenin aleti olduğu için Allah'ı bilmemekte kimsenin mazereti olamaz" demiştir (Ebu Hanife'nin bu görüşleri için bk. Kemaleddin el-Beyazî, İşaratü'l-Meram, Mısır 1949/1368, s. 78).
Eş'arîler ise; akıl, Allah'ın varlığını ve birliğini bilmede alet olduğu halde, ona bu bilmenin vücubunu emreden akıl değil, Allah'tır. Allah'ın emri de vahiy ve şeriatla bilinir, diyorlar.
Matürîdîler de; Allah'ı bilmenin vücubunu emreden Allah ise de, akıl, Allah'ın koyup emrettiği bu vücubu bilebilir, diyorlar. Fakat, "akıllı bir kimsenin mazeretsiz olarak Allah'ın varlığına ve birliğine dair akli delil getirmeyi terketmesi haramdır. Aklî delili bir özrü olmadan terkeden günahkâr olur. Akıl tek başına Allah'ı bilebilir. Fakat teklifi hükümleri (insanların Allah tarafından mükellef tutulduklârı hükümleri) bilemez" düşüncesinde her iki mezheb de birleşiyorlar.
2- Matüridî, yine, hüsün ve kubuh meselesinde der ki: "Allah bir işi haddi zatında ve aslında güzel olduğu için veya faydası zararından daha çok olduğu için emreder. (Hüsün emrin medluldür) Allah'ın bir işi emretmesi, o işin aslında güzelliğine delâlet eder. Bir şey mahiyeti itibarıyla çirkin olduğu için Allah o şeyden nehyeder. Allah'ın bir şeyi nehyetmesi, o şeyin aslında çirkinliğine veya zararının faydasından daha çok olduğuna delâlet eder." Matüridi'ye göre hüsün ve kubuh açısından eşya ve işler üç kısımdır: a) İnsan aklının tek başına güzelliğini anladığı şeyler, b) Tek başına aklın çirkinliğini idrak ettiği şeyler, c) Tek başına insan aklının ne güzelliğini ne de çirkinliğini anlayamadığı şeyler, ki, bunların da güzelliği ve çirkinliği ancak Allah'ın emretmesiyle anlaşılır. Şu kadar var ki; aklın güzelliğini bildiği şeyleri bile Allah emreder, çirkinliğini bildiği şeylerden de Allah nehy eder. Aklın tek başına mükellef kılma ve sorumlu tutma hakkı yoktur. Dini sorumluluklarda sorumlu tutma hakkı yalnız Allah'ındır. Yegâne hüküm veren ve insanları mükellef tutan O'dur.
Eş'arîler ise; "eşyanın aslında ve fiillerin mahiyetinde güzellik ve çirkinlik yoktur. Allah emrettiği için bir şey güzeldir, nehyettiği için de çirkindir", derler. Aklın, fiillerin aslında güzellik ve çirkinliği idrak ettiğini kabul etmezler.
Mutezileye göre ise; aklın güzelliğini idrak ettiği şeyler, yine aklın mükellef kılmasıyla vacib olur. Çirkinliği anlaşılan işten de kaçınmak aklın teklifiyle vacib olur.
3- Eş'arî; "Allah Teâlâ, bir sebeb ve maksattan dolayı fiillerini işlemez (Allah'ın fiilleri, maksat, gaye ve illetlerle muallel değildir). Yani, Cenab-ı Hak bir şeyi sebeb, maslahat ve gayesiz olarak işler de; bir sebebe müstenid ve bir maslahata mebni işlemez. Çünkü o işlediğinden sorumlu tutulmaz. Ayetlerde geçen Allah'ın hikmetini de ilim ve iradesine irca eder.
Matüridi'ye göre, Allah kendisine hakim (hikmet sahibi) diyor. O halde O'nun hikmet sıfatı da vardır. Allah boş ve abes işlerden münezzehtir. Her işinde hikmet vardır. Yüce Allah, gerek teklifi hükümlerinde, gerekse yarattığı işlerinde bir zorlayan ve vacip kılan olmaksızın bu hikmeti murat etmiş ve kasdetmiştir. Çünkü O muhtar, serbestçe dileyen ve dilediğini işleyendir. Mutezile'nin dediği gibi, kullarının mesalihine riayet etmesi O'na vacip olmaz. Çünkü, vücub ve gerekli olma, iradeye aykırı olur ve başkasının O'nda hakkının olduğunu hatırlatır ve O'nun yaptığı şeylerden sorumlu olmasını gerektirir. Allah yaptığından sorumlu değildir.
4- Matüridiler, Allah'ın tekvin (halk) sıfatını, kudret sıfatından başka ezeli ve hakiki sıfat kabul ederler. Çünkü Allah, Kur'an'da kendisini halık (yaratıcı) olarak vasıflandırmıştır. Allah eşyayı kudret sıfatıyla değil, tekvin sıfatıyla yaratır, derler.
Eş'arîler ise, tekvin sıfatını, Allah'ın kudret sıfatının yaratacağı şeylere hadis olan bir taallûku olarak kabul ederler.
Görülüyor ki Matüridi'ler nakle bağlı kalmışlar ve bu başlılıktan taviz vermeksizin, nassların özüne uygun akli açıklamalarda bulunmuşlardır. İzmirli İsmail Hakkı'nın "Yeni ilm-i Kelâm" isimli eserinde Eş'ariyye ile Matüridiyye arasındaki farkları belirtirken; "Eş'ariyye indinde, tevbe-i ye's (bir kimsenin ölüm esnasında ilâhi azabı görürken tövbekâr olup iman etmesi) makbul değildir; Matüridiyye'ye göre ise makbuldür" (Yeni İlm-i Kelâm, I, 115) demesi tamamen yanlıştır. Çünkü Matüridilere göre de tevbe-i ye's asla makbul değildir.
Matüridî, Te'vilâtında; Ebul-Mu'in en-Nesefi, et-Tabsira' adlı eserin de tevbe-i ye'sin makbul olmayışının sebeplerini açıklarlar: "Çünkü bu iman korku ve azabı gidermek için inanmadır; çalışma ile erişilen iman değildir ki onun (ölenin) inanması ictihad (emek ve gayret ile husule gelen iman olsun..." (Te'vilat li-Ebi Mansur el-Matüridî, Kayseri Raşid Ef. Kütüphanesi No: 47 vr. 1829).
"Bir kimsenin ye's halinde veya ahirette azabı görürken iman etmesi geçersiz ve faydasız olur... (Tabsıratül-Edille, Raşid Ef. Küt. No: 496, vr. 86).
Tevbe-i ye'sin makbul olmayacağı hakkında Kötülükleri işleyip dururken ölüm bunlardan birine geldiği zaman şimdi tevbe ettim, diyenlerin tevbesi yoktur... " (en-Nisa, 4/18) Azabımızı gördükleri vakit iman etmeleri kendilerine fayda verecek değildir" (el-Mü'min, 40/85) gibi âyetler vardır. Matüridîler ayetlerin zahirine aykırı düşecek görüşlerde bulunmazlar.
İslâm tarihinde akaidi açıklayan itikadî mezhebler başlıca dörttür. Bunlar, Resulullah'ın ve Ashab-ı kirâmın akâidine ve üzerinde bulundukları yola yakınlıkları itibarıyla şöyle sıralanırlar:
a) Ehl-i Sünneti hassa denilen Selefiyye: Bunlar nassların zahirine bağlılığı ve teslimiyeti prensip edinmişlerdir. Kur'an'da bildirilen iman esaslarını akılla fazla irdeleyip kurcalamadan iman ederler.
b) Eş'ariyye: Nassları esas olarak alıp akli delillerle bunları desteklerler.
c) Matüridiyye: Bunlar da Eş'ariyye gibi kelâm metodunu kabul ederler. Kur'an ve sahih sünnette bildirilen akaidi daha fazla aklî ve kuvvetli delillerle desteklerler.
d) Mutezile: Bunlar aklı esas alıp nakil ile bunu desteklemeye çalışırlardı. Bazı araştırıcılar, akla bu kadar önem verdiği için Matüridiyye, Selefiyye'den daha çok Mutezile'ye yakındır demişlerdir. Dikdörtgen şeklinde bir alanın ucunda Selefiyye yani Ehl-i hadis; öteki ucunda Mutezile bulunur. Alanın Mutezileye bitişik 1/4'ünde Matüridiyye; Muhaddislerin yanında Eş'ariyye mevcuttur, demişlerdir.
Matüridî, nassların yardımıyla akli istidlalin gerekli oluşu prensibini tefsirinde de uygulamıştır. O "Tevilatü'l-Kur'an"isimli eserinde müteşabihleri muhkem ayetlere hamletmektedir. Yol bulabildiği vakitte Kur'an'ı Kur'an ile tefsir etmektedir. Çünkü Kur'an'ın bir kısmı diğer bir kısmıyla çelişmez. Eğer o (Kur'an) Allah'tan başkası tarafından olsaydı, elbette içinde birbirini tutmayan bir çok şeyler bulurlardı" (en-Nisa, 4/82). Matüridî, müteşâbih ayeti, dayanacağı bir muhkem ayet veya kat'i bir delil bulamazsa te'vil etmekten kaçar. Müteşabih ayetleri te'vil hususunda takib edilen bu metodu Eş'ari de kullanmıştır. Ancak Eş'ariyye ve Matüridiyye kelamcılarının müteahhirini, halk yanlış yorumlayarak teşbihe düşmesinler diye müteşabih ayetleri te'vil etmişlerdir. Bu te'villerinde bu ayetlerin kesin anlamı olmadığını, ihtimal dairesi içinde olduğunu belirtmişlerdir.
Matüridiyye Mezhebini Geliştirenler:
Matüridi'nin akaid ve kelam metodu bizzat bu ekole bağlı olan müelliflerin eserlerinden öğrenilmektedir. Matüridî pek çok eser telif etmiştir. Ancak bunlardan pek çoğu kaybolmuş, günümüze kadar ancak iki tanesi gelebilmiştir:
Bunlardan birisi "Tevilâtü'l-Kurân "diğeri adı "Te'vilatü Ehli's-Sünne"dir. Dünya kütüphanelerinde elli tane kadar nüshası olduğu sanılmaktadır. Hemen hemen İstanbul'un her kütüphanesinde bir nüshası mevcuttur. Dirayet usulünü takip eden çok kıymetli bir Kur'an tefsiridir. Müellif münasebet düştükçe akaid konularına çok yer ayırır ve bid'at mezheblerinin görüşlerini reddeder. Bu bakımdan Matüridiyye akaidine ait kıymetli bir kaynak sayılır. Bu eser, Ebu Bekir Muhammed b. Ahmed es-Semerkandî (v. 533/1158) tarafından şerh edilmiştir. Bir nüshası şehid Ali Paşa kütüphanesinde No: 283 mevcuttur. Matüridi'nin diğer eseri Kitabü't-Tevhid olup, dünyadaki tek nüshası Cambridge Üniversitesi kütüphanesinde 3651 numarada kayıtlıdır. Dr. Fetullah Huleyf tarafından tahkik edilerek 1970 de Beyrut'ta bastırılmıştır.
Matüridiyye mezhebini geliştiren ve zirvesine çıkaran alim Ebul-Mu'in Meymun b. Muhammed en-Nesefi'dir (417-508/1024-1115). Matûridiyye'nin yetiştirdiği en büyük kelamcıdır. Nesefi, İmam Matüridi'nin görüşlerine (Mukallidin imanı hakkındaki görüşü hariç) bağlı kalmıştır. Eş'ari kelamında Ebu Bekir el-Bakıllani (v. 403/1013) ve Gazzali (505/1111)'nin değeri ne ise Matüridi kelamında da, Nesefi'nin değeri aynıdır. Matüridi'nin kitablarının özellikle Kitâbü't Tevhîdinin iyi anlaşılması için Nesefi'nin Tabsiratül-Edille, isimli kitabı bir anahtar mesanesindedir.
Nesefi'nin diğer bir kitabının ismi "et-Temhid li-Kavaidi't-Tevhid"tir. Bu kitabın İstanbul Kütüphanelerinde bir kaç nüshası vardır. Mesela Beyazıd Küt. No: 3078,158. (vr.) Nesefî'nin Bahrul-Kelâm fi Akaidi Ehli'l İslâm isimli kitabı ise Konya'dan Ali Ramazan Hadimi tarafından 1327-1329/1911 de bastırılmıştır. Bu kitap yine aynı yılda Kahire'de de basılmıştır.
Matüridiyye kelâmına hizmet eden başka Nesefîler de yetişmiştir. Nesefi Semerkant ile Ceyhun nehri arasında bulunan bir şehirdir. Ortaçağda bu şehirde İslâmî ilimlerin her dalında eser telif etmiş pek çok alim yetişmiştir. Ebu Hafs Necmeddin Ömer en-Nesefi (v. 537/1142) Burhanuddin en-Nesefi (687/1289) Ebul-Berekat en-Nesefi, Matüridiyye mezhebine hizmet eden büyük âlimlerdendir. Bu sonuncusunun "Medariku't-Tenzil ve Hakaiku't Te'vil" isimli tefsiri. pek meşhurdur. Tefsirin muhtelif yerlerinde Matüridî kelâmına ait görüşler yer alır.
İmam Ebu Mansur Matüridî, bir müminin inancını akli delile dayanmadan körü körüne taklid eden kimsenin (mukallidin) imanının, kuvvetli bir temele dayanmadığı için, makbul olmadığını söylemiştir. Matüridînin bu konudaki görüşleri, Nesefi'nin Tabsiratül-Edille'sinde şöyle dile getirilir: "Delilsiz olduğu için mukallidin tasdiki faydalı olmaz. Çünkü sevap kulun çektiği meşakkat karşılığında verilir. Mukallidin, imanın aslını kazanmasında sıkıntısı yoktur. Bilakis, imana ulaşmada delil getirme ve şüphe ile kesin delilleri ayırdetmede düşünmenin kaidelerini gözetip nazar ve teemmüle alışarak karşılaşılan kuşkuları gidermek için sıkıntı çekilir... Kişi emek ve gayretini sadece peşin lezzetleri elde etmek için harcar, yalnız kendisini geçici dünya ile faydalanmaya terkeder, sonra hiç bir sıkıntıya göğüs germeksizin külfet ve meşakkate katlanmaksızın iman ederse, sevap elde edemez ve bu imanının faydasını görmez. Nitekim önceden istidlali olmadığından dolayı, azabı görürken inananın bu imanı kendisine fayda vermez" (Tabsıratü'l-Edille, Raşid Ef. Küt. No: 496, vr. 86; Fatih Küt. No: 2907, vr. 96-10). Matüridi'nin bu görüşüne başta Nesefi olmak üzere hiç bir Matüridiyye kelâmcısı katılmamıştır. Çünkü iman Allah'ı ve Resulünün Allah tarafından getirdiklerini tasdik etmektir. Kalbte şüphesiz kesin tasdik bulunup bunun zıddı tekzib gelmediği müddetçe iman makbuldur. Gücü yettiği halde Allah'ın varlığına deliller getirmeyi terkeden mümin, günahkâr olur.
 

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
EŞ´ARi MEZHEBİ



Ebu'l-Hasen el-Eş'ârî'nin (324/935-36) öncülüğünü yaptığı, kelâm metodunu benimseyen kelâm ekolü. Çoğulu "Eşâ'ira" gelir.

Eş'ariyye ismi, her ne kadar, Ehl-i Sünnete mensup iki ekolden birisinin ismi olsa da, bu ekolün ortaya çıkışı dikkate alındığında, ehl-i bidata mukabil kullanılması itibariyle genel anlamda Mâtûridîyye'yi de içine alarak, Ehl-i Sünnet'in genel ismi olarak anlaşılmaktaydı. Zira, o yıllarda akaidin önemli meselelerinden birini teşkil eden Allah'ın sıfatları meselesinde birbirine zıt iki görüş ileri sürülüyordu. Bunlar, sıfatları kabul eden Selefiyye görüşü ile onların bir kısmını kabul etmeyen Muattıla görüşü idi. Selefiyye'ye sıfatları kabul etmesi sebebiyle "Sıfâtiyye" deniliyordu. Eş'ârî Selefiyye'ye geçtikten ve Eş'ariyye ekolünün temsilcisi olduktan sonra, sıfatları kabul eden Ehl-i Sünnete "Eş'ârîyye" denilmiştir. İşte bu bakımdan Eş'ârîyye, ehl-i bid'ata mukabil olarak kullandığı takdirde Maturidiyye'yi de içine almaktadır (Bekir Topaloğlu, Kelam İlmi 153. Ayrıca kaynaklar için bk. Şehristânı, el-Mile'l 1/92-93; İzmirli, Yeni İlm-i Kelâmı/l 10).

Eş'ârîyye Mezhebi, Mu'tezile'ye karşı bir anti-tez olarak doğmuş ve selef akidesini esas almıştır. Fakat, akaid meselelerinin ele alınışında kelâmı bir istidlâl kullanılmış, te'vile yer verilmiştir. Eş'ariyye'ye mensup kelâm âlimleri zamanla te'vile daha çok yer vermişler, zaman zaman da kelamda yenilikler yaparak, Kelâm ilmini felsefe ile meselelerini tartışabilecek bir güce kavuşturmuşlardır. Gazzâlî'nin faaliyetleri bu hususun en canlı örneği olarak ele alınabilir. Kısacası, Eş'ârî kelâmında aklın büyük önemi vardır. Zira, ortaya çıkışındaki ortamda bunun böyle olmasını zorunlu kılıyordu .

Eş'ârîyye ekolü önce Irak ve Suriye'de yayılmış daha sonra da Nizamiye medreselerine Eş'ârî âlimlerinin tayin edilişiyle geniş bir alana yayılma imkânı bulmuş ve Mısır ile Mağrîb ülkelerine kadar yayılmıştır.

Eş'ârî'den sonra bu ekole mensup olarak, ortaya atılan fikirleri geliştiren âlimler arasında şunları saymak mümkündür: Ebû Bekir el-Bâkıllânî (403/1012-1013); İmâmu'l-Haremeyn Cüveynî (478/1085-86); Ebû Hâmid Gazzâli (505/1111); Şehristânî (548/1153-54); Fahru'd-din Râzı (606/1209-10); Sayfullah Âmidî (631/1233-34); Beydâvî (685/1286 -87); Sa'dud-din Teftâzânî (793/139091); Seyyid Şerif Cürcânî (816/141314); Celâlu'd-din Devvânı(908/1502503).

Eş'ârîyye ekolünün genel görüşlerine gelince; Bunları bir fikir vermesi açısından ana hatlarıyla şöyle sıralanabilir: Ancak bu görüşleri tam anlamıyla ifade edebilmek için dayandıkları esaslar ve istidlâl yollarıyla, delilleriyle ele almak en doğru yol olacaktır. Bu da burada mümkün olmadığı için bunları ana başlıklarıyla verme yolunu tercih ediyoruz.

1. Ma'rifetullah: Akıl hiç bir şeyi vâcip kılamaz. Akıl, Allah'ı bulabilecek güçte bile olsa, Allah'ı bilmek şer'an vaciptir. Aklen bir vucûbiyyet yoktur. Şeriattan, dinden- haberi olmayan insan, hiç bir şeyden sorumlu değildir.

2. Nübüvvet: Nübüvvet için erkek olmak şart değildir. Kadında peygamber olabilir.

3. Cüzi İrade: Cüzi irade müstakil değildir, onu da Allah yaratır.

4. Kesb: Kesb, insan gücünün, güç yetirilen şeyle birlikte olmasıdır. Eş'ârîyye ekolünde kesb anlayışı kapalı bir şekilde anlatılmıştır. Bu yüzden anlaşılması diğer meselelere göre daha zordur.

5. Husn ve Kubh: Husn ve kubh şer'îdir, akıl ile idrak olunamaz. Ancak Allah'ın emir ve yasağı ile bir şeyin iyi ya da kötü olduğu bilinir. Bir şey emredilmiş ise iyidir, nehyedilmiş ise kötüdür. Emir ve nehiy olmadan iyilik ve kötülük bilinemez.

6. Tekvin: Tekvin hakiki bir sıfat olmayıp, itibarı bir sıfattır, kudret sıfatının bir taallukudur.

7. Sebep ve Hikmet: Allah'ın fiilleri bir hikmete göre olmadığı gibi bir sebebe de bağlı değildir. Çünkü Allah, yaptıklarından sorumlu değildir.

8. Güç Yetirilemeyen Şeyle Teklif: Allah'ın insanın gücünün dışında kalan bir şeyin yapılmasını emretmesi ve kullarını bununla mükellef tutması caizdir. Ama böyle bir durum vaki olmamıştır.

9. İbadet Mükellefiyeti: Kâfirler iman etmekle mükellef oldukları gibi, ibadet etmekle de mükelleftirler. İbadet etmedikleri için ayrıca ceza göreceklerdir.

10. İrtidad: Dinden çıkmış olan, yeniden iman ederse amelleri de kendisiyle geriye dönmüş olur.

11 . Kelâm-ı Nefsı: Kelâm-ı Nefsî'nin işitilmesi caizdir.

12. Kur'an-ı Kerîm: Kelâm-ı nefsî durumundaki Kur'an mahluk değildir. O Allah'ın kelâmıdır. Ses ve harflere muhtaç değildir. Elimizde bulunan mushaf ise, ses ve harflere muhtaç olan kelâm-ı lâfzîdir ve mahluktur. Allahu Teâlâ şöyle buyurur: "Bir şeyi(n olmasını) dilediğimiz zaman sözümüz ancak ona "ol" dememizden ibarettir. O da derhal oluverir" (en-Nahl, 16/40). Kur'an yaratılmış olsa idi, Allah kendi sözü olan Kur'an'a ol demiş olacaktır. Halbuki "ol' sözü de Kur'ân'dadır.

13. Ezelde Ma'dûma Hitab: Yüce Allah'ın hitabının ezelde ma'duma (yokluk) taalluk etmesi caizdir. Buna göre Yüce Allah ezelde mütekellimdir.

14. Tevbe-i Ye's: Ümitsizlik halinde yapılan tevbe makbuldur.

15. Şefaat: Şefaat haktır ve kıyamet günü gerçekleşecektir.

16. Rü'yet: Yüce Allah'ın ahirette mü'minler tarafından gözle görülmesi mümkündür ve görülecektir. Bu hem aklı deliller hem de naklî deliller ile desteklenmiştir. Allahu Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurur: ''O günde (kıyamette) peygamberlerin velilerin ve müminlerin yüzleri apaydınlıktır. Rablerine orada hiçbir engel olmaksızın bakıcıdırlar'' (el-İnsân, 75/22-23) .
 

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
İtikadi mezhepler, Başlangıç itibariyle fıkıh ilmi olarak kabul edilen kelam, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Fıkıh ameli meseleler üzerinde, kelam ise itikadi meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Muhammed zamanında bütün meseleler kendisi tarafından çözüldüğü için problem söz konusu olmamışsa da, sonraki dönemlerde Kur'an ve Muhammed'in yaşantısına göre içtihadlarda bulunmak zarureti hasıl olmuştur. Hicri birinci yüzyılın son çeyreğinde imani esaslardan kader konusu tartışılmaya başlanmıştır. Ayrıca siyasi sorunların itikadi boyuttaki çeşitli yansımaları itikadi mezheplerin doğumunda önemli rol oynamıştır. Örnek olarak büyük günah işleyenin durumu hususu verilebilir. Ortaya çıkan farklı siyasi mezhepler farklı itikadi temellere dayanmış, Ehl-i Sünnet'in de kendi içinde daha sonra çeşitli itikadi mezhepler barınmıştır.

Bu süreç içerisinde itikadi mezhepler ortaya çıkmışlardır. Başlıcaları:

Ehl-i sünnet içinde kabul edilenler:

Maturidiye ( Türkiye, Pakistan, Bangladeş...)
Eşarilik (16. yüzyılın sonundan yıkılışına kadar Osmanlı Devleti. 16. yüzyılda Ebus Suud Efendi ile Birgivi Mehmet Efendilerin tartışmalarının ana kaynağı bu konudur... Şeyhülislam Ebus Suud'dan sonraki şeyhülislamlar eliyle Eşarilik Osmanlının itikadi mezhebi olmuştur.
Selefiyye
Kur'an merkezli İslam: Kur'an'ı İslam'ın ana kaynağı olarak görürler. Bunun dışındaki dini metinleri Kur'an ışığında değerlendirirler. Mezheplere ve hadis kitaplarına sorgulayıcı ve eleştirel yaklaşırlar. Muhammed'e yalnızca Allah'a ait olan sıfatların yakıştırılmasına ve Kur'an'a aykırı dini inanç ve uygulamalara karşı çıkarlar. İslam'ı anlamak için aklı kullanmanın gereğine inanırlar. Barışa, diyaloga ve insan haklarına önem verirler. Aklın, kadının, nefsin hor görülmesine karşı mücadele verirler.
Ehl-i sünnet dışında kabul edilenler:

Mu'tezile (İran,...)mezhebi ehl-i sünnet vel cemaat dışında mütalaa edilegelmiş olup bir siyasi mezhep sayılan Şia'nın itikadi çizgisine yakın olan, akılcı bir itikad mezhebidir.
Bunların dışında yine siyasi bir mezhep olan Haricilik de itikadi açıdan diğer mezheplerden ayrılır ve kendine has bir itikadi yapısı vardır. Fakat itikadi mezhep olarak doğmamış ve bu yönü ağır basmamıştır, bu nedenle de siyasi bir mezhep olarak ele alınır.

İtikadi mezhepler birbirlerinden Allah'ın varlığı, sıfatları, marifetullah, nübüvvet, nübüvvetin vasıfları, mucize, imammet, irade, kesb, hidayet, irtidad, doğru ve yanlışın tanımı, iman-amel münasebeti, ruh, kaza, kader gibi önemli konularda yer yer farklı görüşler ileri sürerler.

Cehmiyye İmam Ebu Hanife tarafından kafir olarak nitelendirilen "Cehm bin Safvan" isimli bir adamın kurduğu bir fırkadır. Allâh hakkında ilk olarak "Allah heryerdedir" sözünü o başlatmıştır. O halde bu söz ne imam Ebu Hanifenin ne imam Şafiînin ne de diğer imamların söyledikleri bir söz değildir. Dolayısıyla "Allâh heryerde hazır ve nazırdır" sözü de Cehm bin Safvan'ın başlattığı söze dayanmaktadır.
Muşebbihe Allâh'ı yarattıklarına benzetenlerdir, cisim olarak tevsif edenlerdir. Geçmişlerde kimileri Allâh'ın tüysüz bir genç şeklinde bir varlık olduğunu, kimileri O'nun kılları ak ve sıyah karışımında olan yaşlı bir adam şeklinde bir varlık olduğunu kimileri de ışık saçan bir nur olduğunu öne sürmüşlerdir ki bunlar İslâm dairesinde addedilem
 

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden


ınancla ılgılı esasları anlatır ve ıkı tanedır:


burda bır yanlıs yazılma var sadece ıtıkadı mesheblerı yazıcaktım oraya da oel bır eklem yapmısım bende faerkında degıldım kuusra bakmayın sımdı hatamı duzelltım ve acık bır sekılde esarı ve maturıdı mezhebını uzun bır sekılde acıkladım zaten hepınızden ozurdıelrım
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Burası köy kahvesi mi , yoksa seviyel, bir forum mu... Köy kahvesiyse söyleyin ona göre konuşalım. Burada bir kardeşimiz fikri ne olursa olsun ağır hakarete maruz kalıyor. Sonra da buna seyrediliyor. HİÇBİR ŞEY YAPILMIYOR.İnsanlar burada farklı düşündüklerinden dolayı aşağılanmalı mı vesselam...

Burası köy kahvesi değil Ruşen Alp bunu en iyi senin bilmen lazım.Haksız ithama maruz kalan arkadaşımız kendini savunabilecek kapasitededir sanırım.Kimsenin koruma ve kollamasına ihtiyacı olduğunu da zannetmiyorum."HİÇ BİR ŞEY YAPILMIYOR" İnsanlar burada farklı düşüncelerden dolayı aşağılanmamalı " Kastı aşan sözleri bu bağlamda değerlendirmen şık olmamış.Gereken uyarı gerektiği yerde yapılıyor arkadaşım. Selametle
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Ebu zerr isimli kardeşimiz kullanmış olduğu üslup nedeni ile özel mesaj yoluyla uyarılmıştır.Selametle
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Burası köy kahvesi değil Ruşen Alp bunu en iyi senin bilmen lazım.Haksız ithama maruz kalan arkadaşımız kendini savunabilecek kapasitededir sanırım.Kimsenin koruma ve kollamasına ihtiyacı olduğunu da zannetmiyorum."HİÇ BİR ŞEY YAPILMIYOR" İnsanlar burada farklı düşüncelerden dolayı aşağılanmamalı " Kastı aşan sözleri bu bağlamda değerlendirmen şık olmamış.Gereken uyarı gerektiği yerde yapılıyor arkadaşım. Selametle

Evet buranın köy kahvesi olmadığını en iyi bilenlerdenim. Ben de zaten bunu ifade ettim. Madem köy kahvesi değil ; o halde insanlar konuşurken argo konuşmamalı değil mi?
İkinci bir husus yani her koyun kendi bacağından asılsın mantığıyla baktığımız zaman yani senin baktığın gibi olaya baktığımız zaman şunu demem gerekiyordu " bana ne, bana küfür eden yoksa sorun da yok " ama bunu demedik, buna buğz edici bir yazı yazdık, Her neyse ben öyle biri değilim. Herkesin karakteri neyse ona göre hareket eder.
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Evet buranın köy kahvesi olmadığını en iyi bilenlerdenim. Ben de zaten bunu ifade ettim. Madem köy kahvesi değil ; o halde insanlar konuşurken argo konuşmamalı değil mi?
İkinci bir husus yani her koyun kendi bacağından asılsın mantığıyla baktığımız zaman yani senin baktığın gibi olaya baktığımız zaman şunu demem gerekiyordu " bana ne, bana küfür eden yoksa sorun da yok " ama bunu demedik, buna buğz edici bir yazı yazdık, Her neyse ben öyle biri değilim. Herkesin karakteri neyse ona göre hareket eder.


Sevgili ruşen müslüman müslümanın velisidir bunu da ALLAH rızası için yapar.Amenna bunu görmezden gelmek değil kastımız.Sadece yaptığın uyarıda kurduğun cümledir bizi kıran "HİÇ BİR ŞEY YAPILMIYOR" Taktir edersin ki her an burada bulunamıyoruz.Dua ile
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Sevgili ruşen müslüman müslümanın velisidir bunu da ALLAH rızası için yapar.Amenna bunu görmezden gelmek değil kastımız.Sadece yaptığın uyarıda kurduğun cümledir bizi kıran "HİÇ BİR ŞEY YAPILMIYOR" Taktir edersin ki her an burada bulunamıyoruz.Dua ile

Mücahid abi , kimseyi kırmak aklımdan geçmedi, yani bir an " adam ol gel " gibi bir cümle görünce bu konudaki hassasiyetimi belirtmek istedim.Ayrıca sizin de bu konuda hassas olmanız, beni çok mutlu etti. Teşekkür ederim.
 

Huzur_islamda

New member
Katılım
18 Ocak 2008
Mesajlar
123
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Rasulullah'a(sav) asiklar diyarindan..
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu..


Yazilarinizi bastan sona kadar okudum, Rabbim razi olsun kardeslerimizden aciklamasini yapmislar..

Fakat bir kardesimizin yazisi dikkatimi cekti Efendimiz (sav) 2 inanci anlatmadi, Bakin kardeslerim kisaca soyle acizane izah etmeye calisalim..

Ilk once Rabbimizin kelami olan kur'an-i Kerim indirildi ve Kur'an-i Kerim cok derin oldugundan Efendimiz (sav) Kur'an-i Kerime Hadis-i Serifleri ile(sunnetleri ile) aciklik getirmistir.. Efendimiz (sav) vefatindan sonra Halifeler geldi, Halifelerden sonra Buyuk Alimler (ALLAH cc dostlari geldiler) , Tasavvuf ehli alimler geldi...

Misal vermek gerekirse ben bir kardesimize islam ile ilgili bir paylasimda bulunuyorum fakat anlatis tarzimi pek anlamiyor, fakat baska bir kardesimiz ayni konuyu farkli bir sekilde anlatiyor ve diger kardesimizde anliyor.. Anlatilan konu ayni fakat uslublar farkli, insaALLAH anlatabilmisimdir...

Soyle kucuk bir onek daha vereyim, Hanifi mezhebinde namaz kilarken ayakta eller baglanilir ama safii'lerde bildigim uzre baglanilmiyor bu iki farklilik nedir diye sorarsaniz Efendimiz (sav) iki sekildede namaz kilardi..





saygi ve dua ile fiemanillah
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Mezhepler arasındaki çelişkilere*100 adet*örnek ;
Konular Hanefi Maliki Şafii Hanbeli
1 Ölü Hayvanın derisi helal midir? Haram Helal Haram Helal
2 Pislikle beslenen hayvanların eti helal midir – Helal – Haram
3 Yılan balığı yemenin hükmü nedir? Helal – – Haram
4 Erkeğin kırmızı elbise giymesinin hükmü nedir? Mekruh Helal Haram Mekruh
5 Erkeğin sarı elbise giymesinin hükmü nedir? Haram Helal Haram Haram
6 Ud, zurna, dümbelek, boru davul çalmak nedir? Mekruh helal Helal Haram
7 Karga eti yemenin hükmü nedir? Haram Helal Haram Haram
8 At eti yemenin hükmü nedir? Haram Helal – –
9 Midye yemenin hükmü nedir? Haram Helal – –
10 İstiridye yemenin hükmü nedir? Haram Helal – –
11 Istakoz yemenin hükmü nedir? Haram Helal – –
12 Kırlangıç eti yemenin hükmü nedir? Helal Helal Haram Haram
13 Kartal eti yemenin hükmü nedir? Haram Helal Haram Haram
14 Yarasa eti yemenin hükmü nedir? Haram Mekruh Haram Haram
15 Beyt-i Tavaftan öne abdest almak nedir? Vacip Farz Farz Farz
16 İlk iki rekatta Fatiha okumanın hükmü nedir? Vacip Farz Farz Farz
17 Rüku ve secdelerde tesbih etmek nedir? Sünnet – Sünnet Vacip
18 İlk iki rekatta Fatiha’dan sonra sure okumak nedir? Vacip Mübah Sünnet Sünnet
19 Fatiha’dan evvel Besmele çekmek nedir? Sünnet Mekruh Farz –
20 Namazda ayakların arası ne kadar açık olmalı? 4 parmak 2 karış 1 karış 2 karış
21 Vitir namazının hükmü nedir? Vacip Sünnet Sünnet Sünnet
22 Tüysüz bir delikanlıya değen erkeğin abdesti bozulur mu? Hayır Evet Hayır Hayır
23 Namazda selam almak abdesti bozar mı? Evet Hayır – –
24 Namaz kılan kimsenin önünden geçilmesinin haram olduğu mesafe ne kadardır? 40 kulaç 1 kulaç 3 kulaç 3 kulaç
25 Namaz içinde unutarak konuşmak namazı bozar mı? Evet Hayır Hayır Evet
26 Namazda hatayla yanlış bir kelime geçerse namaz bozulur mu? Evet Hayır Hayır Hayır
27 Namazda af ve of demek namazı bozar mı? Evet Hayır Evet Evet
28 Eti yenen hayvanların sidiği ve artığı necis midir? Evet Hayır Evet Hayır
29 Eti yenen hayvanların menisi necis midir? Evet Evet Hayır Hayır
30 Abdestin farzları kaçtır? 4 7 6 7
31 Abdesti belli bir sıra ile almak farz mıdır? Hayır Hayır Evet Evet
32 Abdesti ara vermeksizin almak farz mıdır? Hayır Evet Hayır Evet
33 Abdestin sünnetlerinin sayısı kaçtır? 18 8 30 20
34 Misvak kullanmak sünnet midir? Evet Hayır Evet Evet
35 Abdestte ellerin, yüzün ve kolların üçer kere yıkanması sünnet midir? Evet Hayır Evet Evet
36 Abdestte başın üç defa mesh edilmesi sünnet midir? Hayır Hayır Evet Hayır
37 Abdestte kulakların içten ve dıştan meshi sünnet midir? Evet Evet Evet Hayır
38 Abdestte kulaklar kaç defa mesh edilmelidir? 1 1 3 1
39 Abdesti bozan şeylerin sayısı kaçtır? 12 3 5 8
40 Cinsellik organına dokunmak abdesti bozar mı? Hayır Evet Evet Evet
41 Namazda kahkaha ile gülmek abdesti bozar mı? Evet Hayır Hayır Hayır
42 Deve eti yemek ve cenazeyi yıkamak abdesti bozar mı? Hayır Hayır Hayır Evet
43 Abdest şüphe ile bozulur mu? Hayır Hayır Hayır Evet
44 Kan akması abdesti bozar mı? Evet Hayır Hayır Hayır
45 Delikli meshin üzerinden mesh etmek caiz midir? Evet Evet Hayır Hayır
46 Gusül abdesti almayı gerektiren sebeplerin sayısı kaçtır? 7 4 5 6
47 Gusül abdestinin farzları kaç tanedir? 11 5 3 –
48 Umursamazlıktan veya tembellikten dolayı namaz kılmayanın hükmü nedir? Hapsedilir, kanatılana kadar dövülür, öldürülür Tevbe etmezse öldürülür üç güniçinde tevbe etmezse öldürülür üç güniçinde tevbe etmezse öldürülür
49 Ezanın sözleri peşpeşe okunmasa da geçerli olur mu? Evet Evet Hayır Hayır
50 Arapça bilmeyen kimsenin kendisi için ezanı kendi dilinde okuması caiz midir? Hayır Hayır Evet Hayır
51 Ezanda niyet şart mıdır? Hayır Evet Hayır Evet
52 Ezan ve kamet esnasında selam almak caiz midir? Hayır Hayır Hayır Evet
53 Fatiha suresi okunmadan kılınan namaz geçerli olur mu? Evet Hayır Hayır Hayır
54 Namazı bitirirken selam vermenin farz olduğu miktar nedir? Farz değildir 1 tarafa vermek farzdır 1 tarafa vermek farzdır 2 tarafa vermek farzdır
55 Erkeğin avret yeri neresidir? Göbeğiile diz kapağı arası Ön ve arka uzuvları Göbeğiile diz kapağı arası Göbeğiile diz kapağı arası
56 Ölünün yıkanmasının farz olması için cesedin ne kadarının bulunması gereklidir? 01.Şub 02.Mar Az da olsa olur Az da olsa olur
57 Ölüyü yıkarken ağzına ve burnuna su vermek gerekir mi? Hayır Evet Evet Hayır
58 İhramlı iken hacda ölen kişinin üstüne hoş koku sürülüp başı örtülür mü? Evet Evet Hayır Hayır
59 Cenaze namazını kimin kıldırması gerekir? Sultan Devlet Başkanı Kaldırması vasiyet edilen kişi Velisi Kaldırması vasiyet edilen kişi
60 Cenaze namazı, namaz kılmanın yasak olduğu kaç vakitte kılınmaz? 5 3 k Her vakitte ılınabilir 3
61 Ölü gömülmek için, öldüğü yerden başka bir yere nakledilebilir mi? Evet Evet Hayır Hayır
62 Oruç için dil ile söyleyerek niyet etmek şart mıdır? Evet Evet Hayır Evet
63 Ramazan orucu için hergün ayrı ayrı niyet etmek şart mıdır? Evet Hayır Evet Evet
64 Kan aldırmak orucu bozar mı? Hayır Hayır Hayır Evet
65 Zekatın farz olması için hangi mallardan borçlu olmamak şarttır? Zirai ürün dışındaki mallardan Altın ve gümüş Böylebir şart yoktur Bütün mallardan
66 Erkek ve kadının ziynet eşyalarından zekat vermeleri farz mıdır? Evet Hayır Hayır Hayır
67 Kâğıt paradan zekat vermek farz mıdır? Evet Evet Evet Hayır
68 Madenlerden ne kadar zekat verilmesi gereklidir? 01.May 01.May Oca.40 Oca.40
69 Ticarî bir eşyanın zekatının şartları kaçtır? 4 5 6 2
70 Topraktan çıkan her şey için zekat vermek farz mıdır? Evet Hayır Hayır Hayır
71 Balın zekatını vermek farz mıdır? Evet Hayır Hayır Evet
72 Vakfedilen topraktan zekat vermek farz mıdır? Evet Evet Hayır Hayır
73 Kiralanan veya emanet alınıp ekilen toprağın zekatını vermek farz mıdır? Hayır Evet Evet Evet
74 Zeytinin zekatını vermek gerekli midir? Evet Evet Hayır Evet
75 Yem ile beslenen ve çalıştırılan hayvanlardan zekat vermek farz mıdır? Hayır Evet Hayır Hayır
76 Koyun ile keçi kaç yaşlarında olursa zekatı farzdır? Koyun 1 Keçi 1 Koyun 1 Keçi 1 Koyun 1 Keçi 2 Koyun 1/2 Keçi 2
77 Kadın yanında kocası olmadan hacca gidebilir mi? Hayır Evet Evet Hayır
78 Acizlik veya zaruret yüzünden hacca gidemeyen kişinin kendi yerine başkasını göndermesi caiz midir? Evet Hayır Evet Evet
79 Haccın şartı kaç tanedir? 2 4 5 4
80 Şeytan taşlarken atılan taşın cemreye düşmemesi caiz midir? Evet Hayır Hayır Hayır
81 Müslüman olmayan bir fakire yemek verilmesi caiz midir? Evet Hayır Hayır Hayır
82 İpeğin üzerine oturmak, yaslanmak, yastık olarak kullanmak, duvar örtüsü yapmak haram mıdır? Hayır Evet Evet Evet
83 Erkek çocuğa ipek giydirmek caiz midir? Hayır Hayır Evet Evet
84 Gümüş ile süslenmiş kaptan su içmek ya da abdest almak caiz midir? Evet Hayır Hayır Hayır
85 Sakalı kesmek haram mıdır? Evet Evet Hayır Evet
86 Tavla oynamak haram mıdır? Hayır Evet Evet Evet
87 Satranç oynamak haram mıdır? Evet Evet Hayır Evet
88 Ölen bir kişinin borçları ödenmeli midir? Hayır Evet Evet Hayır
89 Kişi kendi arazisinde bulunan maddenin ne kadarını devlete vermelidir? 01.May Hiç Hiç Hiç
90 Bir araziyi gasp edip eken kimse çıkan ürünün sahibi midir? Evet Evet Evet Hayır
91 Yapılan bir sözleşmeyi değiştirme veya feshetme süresi ne kadardır? 3 gün İhtiyaç gereği kadar 3 gün Anlaşma ile belirlenir
92 Cinsi tecavüzde bulunulan hayvanın hükmü nedir? Öldürülür, eti yenmez Öldürül mez, etiyenebilir Öldürülmez, etiyenebilir Öldürülmesi gerekir
93 Şarap ve diğer sarhoş edici maddelerin içilmesinin cezası kaç değnektir? 80 80 40 80
94 Şarap kokan veya şarap kusan kişiye değnek cezası uygulanır mı? Hayır Evet Hayır Hayır
95 Dinden döndüğü için öldürülen bir kişinin malı mirasçıla-rına verilebilir mi? Evet Hayır Hayır Hayır
96 Dinden dönen kadın öldürülür mü? Hayır Evet Evet Evet
97 Terketmek, hapsetmek, aç ve susuz bırakmak suretiyle bir kişiyi öldürmek, kasten öldürmek gibi midir? Hayır Evet Evet Evet
98 Bir kadının hakimlik yapması caiz midir? Evet Hayır Hayır Hayır
99 kufuryok necis bir hayvan mıdır? Hayır Hayır Evet Evet
100 Müezzin okuduğu cezandan dolayı ücret alabilir mi? Hayır Evet Evet Hayır

Bu düşünce sakat bir düşüncedir. Her Şeyden önce hukukta bir hüküm verilirken gerekçesine bakılır, hiç bir hüküm " evet " ya da " hayır " şeklinde değildir. Tüm islam hukukçuları şu şu nedenlerden dolayı caizdir ya da değildir demiştir. Madem ki böyle bir iddianız var, o halde şu alimlerimizin gerekçelerini de yazarsanız, o zaman sağlıklı bir cevap vermiş olabilirsiniz.
 

berguzar

New member
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
112
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
59
Sevgili ruşen-alp:

İlginiz için çok teşekkür ederim, ben bu yollardan şu doğrudur şu değildir demek kastından dolayı bunu buraya asmadım, uygulamadaki farklılık ya da çelişkiyi göstermek için astım. Tamamına bakarsanız bunu görürsünüz zaten. Benim bir tek mezhebim var, bunu burada ve her yerde gönül rahatlığı ve büyük bir inançla söylerim, benim tek yolum kuran yoludur. Apaçık hükümlerle bezenmiş, akıl sahiplerine bir rahmet ve bereket kaynağı olan, açık-seçik açıklanmış kurandır. Bazıları şunu der, bir mezhebe tabi olmazsan tam olarak iman etmiş olmazsın, buna da karşıyım. Bütün yollar Allaha varır diye bir iddiamda yok, çünkü şirk konusu benim için çok önemli ve çok tehlikeli. Allah zaten kitabında bildirmiştir açık seçik Ona nasıl ulaşacağımızı, yani ben başka yol aramaya gerek varmı, bunu demek istedim açıkca...
Hepiniz Allaha emanet olasınız....
 
Üst Alt