Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kulluk mu, Nebilik mi?

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
[B' Alıntı:
bekir[/B];132302]Kul, köle, mahlûk, insan. İtaat etmek, boyun eğmek, tevâzu göstermek, daha açık bir ifade ile kişinin bir kimseye, ona isyan etmeden ve ondan yüz çevirmeksizin itaat etmesidir. Abd kelimesinin masdarı olan ubudiyyet (kulluk etmek) insanın sıfatıdır.

Abd kelimesinin masdarı olan ubûdiyet ve kulluk, insanın; rubûbiyet ise Allah'ın sıfatıdır.


Kur'ân-ı Kerim'de birçok isim ve sıfatla anılan Hz. Peygamber (s.a.s.) için en şerefli isim olarak "abd" tabiri kullanılmaktadır. Cenâb-ı Allah'a en yakın bulunduğu Mîrac gecesinde kendisinden "abd" diye sözedilmektedir (el-İsra, 17/1; en-Necm, 53/10) .
Rasûlullah (s.a.s.)'in "abd" yönü ve özelliği rasûl sıfatından daha üstündür. Zira kul olma yönüyle Hakk'a ubûdiyet özelliğini yansıtır; rasûl yönüyle ise insanlara tebliğ özelliğini ifade eder. Allah'a yönelik kul olma özelliği, halka yönelik rasûl özelliğinden daha önemli ve daha üstündür. Bundan dolayı da Kelime-i Şehâdet ve Kelime-i Tevhid'de önce abd (kul) sıfatı sonra rasûl sıfatı zikredilmektedir. Aynı şekilde Cenâb-ı Hakk Kur'ân-ı Kerim'de "Allah Kur'ân'ı kuluna indirdi." (el-Kehf, 18/1) âyetiyle peygarnberlik görevinden söz ederken Rasûlullah'tan "kul" diye söz etmektedir.

Râgıp el-İsfahânî; "abd" kavramının Kur'ân-ı Kerim'de dört ayrı mahiyeti ifade için kullanıldığını kaydeder. Bunlar:
1) Hukûkî açıdan köle mânâsına: el-Bakara Sûresi'nin 221. âyetinde olduğu gibi.
2) Yaratılması bakımından abd: Bu mâhiyette, sadece Allah'u Teâlâ (c.c.)ya nisbet edilerek kullanılır. Nitekim Rasûl-ü Ekrem (s.a.s.): "Hiç biriniz (elinizin) emrinizin altında bulunanlara kulum demesin. Çünkü hepiniz Allah'u Teâlâ (c.c.) 'nın kullarısınız" diyerek bu mahiyete işaret etmiştir.
3) Allah'a kulluk yapması açısından abd: İster hür, ister köle olsun şer'î hududlara riâyet eden kimse.
4) Dünyaya ve dünya servetine kul haline gelen abd: Rasûl-i Ekrem (s.a.s.)'in: "Kahrolsun altına, gümüşe ve lükse kul olan insan" (Tirmizî, Zühd, 42) diye zemmettiği kimseler.

Kelime-i Şehâdet getirirken; bütün ilâhları reddettiğimizi, sadece Allah'u Teâlâ (c.c.)'ya iman ettiğimizi, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) önce "abd" (kul), sonra "rasûl" olduğunu ikrar ve tasdik ediyoruz. Dikkat edilirse, kelime-i şehâdette geçen kavramlardan birisi de "abd" kavramıdır. İnsanın sıfatı; Allah'u Teâlâ (c.c.)'ya kul olmasıdır: Eğer bu sıfat kaybedilirse, tâğut'un esiri haline gelme tehlikesi mevcuttur.

Teşekkürler. Allah razı olsun.
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Nitekim Rasûl-ü Ekrem (s.a.s.): "Hiç biriniz (elinizin) emrinizin altında bulunanlara kulum demesin. Çünkü hepiniz Allah'u Teâlâ (c.c.) 'nın kullarısınız" diyerek bu mahiyete işaret etmiştir.

Çünkü hepiniz Allahın kullarısınız derken, bunun içine kafirler de girer mi? Yada kafirler Allahın kulu mudur? Yaratılma açısında mahluktur dersek..
 
Üst Alt