Veremezsin zaten, hiç bir zamanda veremediniz. Bunu kör bir döğüş haline getirdiğiniz sürece de veremeyeceksiniz !
Ne zaman ki; hakkı hakk, batılı batıl görürseniz, Sahabe'i Kiram'a dil uzatma cahilliğinden kurtulursanız, gerçek bir Peygamber (s.a.v.) sevgisine ulaşırsanız, Hz. Ali (k.v) efendimizden bahsederken (a.s.) ibaresini terk ederseniz (çünkü bu tazim peygamberler a.s.v. ecmain için ifade edilir), işte o zaman Kevser başında gençlerin efendisi olarak su dağıtan Hz. Hüseyin (r.anh) efendimizi sevmiş ve izinden gitmiş ve lutfa ermiş olacaksınız. Aksi takdirde, bahsettiğin ve buraya alıntıladığın bütün azap ve korkutucu ayetlere muhatap olmak zorunda kalacaksınız. Çünkü; sizler alevi kimliği altında bektaşilik yapanlardansınız.
Siz, iman ve itikad ölçülerini deforme eden ibn'i sebe'nin müslüman toprağına serptiği tohumlarsınız. İtikad sahibi olmak için doktor, avukat v.s. olmaya da gerek yok. Yani bu iş itikadi bir konudur. O itikad da maalesef sizler de yok! Bu kadar basit.
Daha benim yazdıklarımın % 1 gibi bir oranına ilmi ve mantıki cevaplar veremezken, kimin cennetlik kimin cehennemlik olduğuna karar verme kapasitesinde olmazsın. Bu küfr'dür, küfrünün dahi farkında olmaktan aczsin. Ama, bu ilmi bilgiler ışığında biz halinizi görüyoruz. Nedir bu ilmi ışık ? Ayetler ve hadisler ve sünnetler. Sünnet nedir ? Bizzat Allah Resulu'nun (s.a.v.) efendimizin günlük yaşantısıdır.
Bak bir örnek vereyim: "Temizlik imandandır" buyuruyor Efendimiz (s.a.v.). Ve bunu söylerken günde 5 vakit abdest alıyor. Sizler Muharrem ayındaki matem günleriniz bitene kadar suya elinizi dahi vurmuyorsunuz ! Nerde şimdi Peygamber (s.a.v.) efendimizin izinden gittiğinizi iddia ettiğiniz tezleriniz. Diyorsunuz ki; matem yası tutuyoruz. Hüseyin (r.anh) efendimizin Kerbela çöllerindeki günlerinin matemi bitene kadar da sürmeyeceğiz. İtikad mı bu şimdi ? İyi o zaman, herkes yapsın. Bütün müslüman alemi o matem günlerinde elini suya sürmesin. Ortalık kırılır be pislikten. Nerede kaldı şimdi hadis ve sünnette yer alan o gerçek "Temizlik imandandır" gerçeği ?.. Resulu'un (s.a.v.) sünnetini terk et, Hz. Hüseyin (r.anh) efendimizin yasını tut ! Üstelik mübareğin böyle bir isteği de olmamasına rağmen. Tuhafsınız !
Başka bir örnek: "Evlerinizi mescidlere çevirmeyin" buyuruyor Efendimiz (s.a.v.). Sizin camiye geldiğinizi daha henüz bir kere olsun görmedim ben. Diyorsunuz ki; Hz. Ali (k.v.) efendimiz camide şehit edildi, o neden ile camiye girmeyeceğiz. İyi o zaman, biz de girmeyelim. Çünkü; Hz. Ömer (r.anh) efendimiz de camide üstelik imamette şehit edildi ? Hatta yanında, Hz. Ali (k.v) varken oldu. Neden Hz. Ali (k.v.) efendimiz de bu olaydan sonra camiye gitmeyi terk etmedi. Öyle ya, bu İslam Dinini siz ondan daha mı iyi yaşıyorsunuz ? Yoksa O'mu (k.v.) sizden daha cahil (haşa ! sümme haşa !)! Hangisi ?...
Ey alevi olduğunu iddia eden bektaşiler ! Sizler de ehlibeyt sevgisi yok ! Olsa; Onlar'ın (r.anhüm ecmain) izinden gitmek için, bizi çiğneyip ön saflara geçmek için yarışırdınız! Kur'an dili ile "mukarrebun" sınıfından olmaya gayret ederdiniz ! Merkebun sınıfından olmaya değil !...
Hz. Muaviye (r.anh) ile Hz.Ali (k.v.) efendimiz arasında geçen olay, o günün sahabeleri tarafından bizim şuan giriştiğimiz laf yarışının % 1 bölümünü bile o devirdekiler yaşamadı. Hz. Muaviye (r.anh) de hata yapsa cennetlik, Hz. Ali (k.v.) efendimiz de hata yapmış olsa cennetlik ! Allah (Celle celaluhu) öyle buyuruyor kitabında, SEN Mİ KARŞI GELİYORSUN BU HÜKÜME !
