Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kader Değişir Mi? Duanin Faydasi Nedir?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
İYİLİK KÖTÜLÜK
İnsan kötülüğünden tamamen mes'uldür, iyiliklerinden iftihara hakkı yoktur. Kötülükler tahribat nev'indendir ve onu isteyen insandır. İyilikleri isteyen Allah'ın rahmeti, icad eden kudretidir.
Mesela, bir sultan, bir postacı ile, ücretini de ödeyerek, bir garibana sermaye gönderse... O postacı, o sermayeyi garibana ulaş-tırsa... İyilik sultana aittir. Adamın minneti ve teşekkürü sultana olmalıdır. Postacı, o para ile garibana eziyet etse, kötülük postacıdandır.
îrade, insanın mesuliyetini bilmesi için "Sen mesulsün!" der, kader, gururlanmaması için "Haddini bil, yapan sen değilsin!" diye ihtar eder ve insana dengeyi buldurur.
Şerrin yaratılması şer değil, şerrin kazanılması serdir. Allah'ın yaratmasında şer yoktur, şer kulun talep ve tahsilâtındadır.
Mesela, taneleri adedince faydalan olan yağmurda, bir adam ıslansa, "Yağmur rahmet değil." diyemez. Elini yakan adam ateş için, elini kesen adam bıçak için bunu söyleyemez. Yaratma ve icatta, küçük bir şer ile beraber büyük hayırlar vardır. Adamın kendi hatasından kaynaklanan küçük bir şer için büyük bir hayrı terk etmek, büyük şer olur.
Şeytanın yaratılması şer değil, ona maskara olunması serdir. Meleklere şeytanlar musallat olmazlar, fakat mertebeleri sabittir. İnsanı yükselten onun şeytanların telkinlerine açık olması ve iradesidir. (26.Söz 1.Mebhas)

KADER ADİLDİR

Kader-i İlahî, neticesi itibariyle çirkinlikten münezzeh olduğu gibi, sebep itibariyle de zulümden ve kusurdan münezzehtir. Çünkü kader hakikî sebebe bakıp adalet eder, insanlar dıştan gördüklerine baktıklarından aynı mevzuda zulme düşerler.
Mesela, kimsenin bilmediği bir cinayeti işlemiş olan adamı, hakim, hırsızlıktan ötürü mahkum etse... O adam, hırsız olmadığı halde, hakini haksız mahkum ettiği için zulmetmiş olur. Fakat, kader, o gizli katli için mahkum ettiğinden adalet etmiştir. (26.Söz 1.Mebhas)

DÜMENCİ
Büyük bir geminin dümeninde bulunan adam, dümeni terk ettiği için gemi batsa... Bütün tahribat, bir şey yapmaktan ötürü değil, bir şeyin terk edilmesindendir. O adam, gemideki bütün canlardan ve tahribattan mes'uldür. Onun gibi, cüz-i iradenin icada kabiliyeti olmamasına, terkten doğan bir vücudu bulunmasına rağmen, Allah (cc), insanı şiddetle uyarır ve mes'ul tutar. Çünkü, inkar ve isyan da, tahriptir, ademdir. (26.Söz l.Mebhas)

BİLME VE OLMA

Siz, bir adama Hasan deseniz, onun adı Hasan olmaz. Fakat onun adı Hasan ise, siz onu Hasan olarak bilirsiniz. Olma, bilmeye tabî değil, bilme olmaya tabidir.
Mesela siz, takviminize "Falan gün, falan vakitte güneş tutulacak.' diye yazsanız, siz öyle yazdığınız için güneş o vakitte tutulmaz. Öyle olacağını bildiğiniz için öyle yazarsınız. "İlim, maluma tabidir."
İnsanlar, Allah öyle yazdığı için bir şey yapmazlar. Allah, Öyle yapacağınızı sonsuz ilmi ile bildiği için öyle yazar. Yoksa, teklif ve tercih dairesi açıktır ve insan mahiyeti ve vicdanı buna şahittir.
İnsan, istikbale irade, geçmişe kader noktasından bakmalıdır. (26.Söz 2.Mebhas)

TERCİH MESELESİ

İnsan, bütün özellikleri aynı olan iki kalemden birini tercih edebilir. Birini diğerine tercih ettirecek bir sebep olmasa da, bu mümkündür.
Hayrı da, şerri de tercih edebilecek insan iradesine, birini diğerine tercihe mahkum edecek bir hususiyet konulmamıştır. İnsan, "Ne yapayım, ben şerri tercihe göre yaratılmışım, o adam hayrı." diyemez.
Tercih ettirici bir sebep olmadan tercih etmek, olmaz görünse de mümkündür.

TALEBİN GÜCÜ
Yürümeye takati olmayan bir çocuğu güçlü birisi omzuna alsa ve "Nereye gitmek istersin?" diyerek, gideceği yeri seçmekte onu serbest bıraksa... Gerekli uyanlarda bulunsa, bilgiler verse... Çocuk, dağa gitmek istese... Dağda üşütse veya düşse... Onu götürenin, "Sen istedin." diyerek onu cezalandırması elbette hakkıdır.
İnsan iradesi zayıftır. Fakat, Allah (c.c), yaratmaktaki büyük icraatta, o talebi bir şart olarak kabul ettiğinden, büyük faturasından insan mes'uldür. (26.Söz 2.Mebhas)

SEBEP NETİCE

Bir adam, tüfeğiyle birisini vursa... "Adamın Ölmesi mukaddermîş, küçücük iradesiyle kurşun atan adamın ne kabahati var." denilemez. Kader, sebeple neticeye birden bakar.
"Kaderinde varmış, atmasaydı da ölürdü veya atmasaydı ölmezdi." sözünün ikisi de yanlıştır. Vurdu ve öldü... Vurmasaydı... "Yok"a, olurdu, olmazdı diye hüküm bina edilmez.
"Biz ehl-i hak deriz ki: "Tüfek atmasaydı, ölmesi bizce meçhul.' Cebrî der: "Atmasaydı yine ölecekti." Mutezile der: "Atmasaydı ölmeyecekti." (26.Söz 2.Mebhas)

KADERE ÎMAN LEZZETİ

İki adam, padişahın sarayına giderler. Biri padişahı bilmez. Saraydaki bütün hizmetçilerin, makinelerin, hayvanların idaresi kendi başına kaldı zanneder. Zahmetler ve ıstıraplar çeker. O cennet gibi bahçede cehennem azabı yaşar.
İkinci adam, padişahı tanır, kendini onun misafiri bilir. Bütün o saraydakilerin iplerinin padişahın elinde olduğuna, onun herkesi ve her şeyi müthiş bir kanun ve ahenkle idare ettiğine inanır. Bahçedeki bütün lezzetlerden istifade eder. Padişahın kurumlarının güzelliğini, merhametinin genişliğim hayret ve hayranlıkla seyreder. (26.Söz 3.Mebhas)

VEHMİ DAİRE

Bir ateşin süratle çevrilmesiyle oluştuğu zannedilen daire gibi; görünen şeylerde maddî ve manevî hatlar vardır. Nasıl maddî bir gaye, hedef ve nihaî nokta oluyorsa, öyle de manevî nihaî nokta ve gizli hikmetler olur. Her şeyin maddi yüzünde kudret-i Rabbani ustadır, kader mühendistir. Manevî yüzünden bakınca, kaderin çizdiği çizgilerin kudret eliyle şekillendirildiği görülür. (Mesnevi -Lasiyyemalar)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt