Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İsrail - Filistin çatışmasının kronolojisi !

Karababa

Member
Katılım
22 Şub 2005
Mesajlar
661
Tepkime puanı
10
Puanları
18
Konum
Bursa
Web sitesi
mantolamabursa.tk
Filistin ve islam dünyasina yapilan haksizliklari güncel olarak bu bölümde takip edebilirsiniz.. Ayrica sizlerde son durum haberleri ekliyebilirsiniz..


Kesinlikle tartismaya, polimige, siyasi atismalara burada izin yoktur..! Hic bir emperyalist ve islam dünyasina cephe almis ülkenin propagandasi üstü kapalida dahi olsa yapilamaz..!
Tarafimiz acik ve net bellidir, biz islamforum sitesi olarak Filistin ve islam dünyasinin sonuna kadar yanindayiz ve destekcisiyiz..!
 

Karababa

Member
Katılım
22 Şub 2005
Mesajlar
661
Tepkime puanı
10
Puanları
18
Konum
Bursa
Web sitesi
mantolamabursa.tk
İsrail - Filistin çatışmasının kronolojisi !!

İsrail - Filistin çatışmasının kronolojisi !!

50 YILLIK SAVAŞ VE BARIŞ ÇABALARI

Ortadoğu'da, 1948 yılında İsrail'in kurulmasıyla başlayan 50 yıllık savaş, barış çabaları, ateşkes ve anlaşmalara rağmen dinmek bilmedi.

İSRAİL'İN KURULMASI

İsrail devletinin kurulması süreci, 1897'de Theodor Herzl'in İsviçre'de Birinci Dünya Siyonist Kongresi'ni toplamasıyla başladı. Başta İngiltere olmak üzere Batılı devletler, Filistin topraklarında bir İsrail devletinin kurulmasını destekledi.

29 Kasım 1947'de, BM, Filistin topraklarının yüzde 56'sının 650 bin kişilik Yahudi nüfusuna, yüzde 44'ünün ise 1 milyon 300 bin kişilik nüfusu bulunan Filistin'e verilmesini ve Kudüs'ü uluslararası statüye alan bir planı onayladı. İsrail devletinin kuruluşu, 14 Mayıs 1948 tarihinde ilan edildi.

ARAP-İSRAİL SAVAŞLARI

İsrail devletinin kurulmasından sonra, İsrail ile Araplar arasında 1956, 1967 ve 1973 yıllarında savaşlar çıktı.

1948: İsrail'in kurulmasının hemen ardından Mısır, Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'dan gelen Arap kuvvetleri, Filistin'in Yahudilere verilmeyen güney ve doğu bölgelerini işgal etti ve Eski Kudüs'ü ele geçirdi. Şubat-Temmuz 1949 arasında çeşitli ateşkes anlaşmaları yapıldı.

1956-Süveyş Bunalımı: Mısır lideri Cemal Abdünnasır'ın Süveyş Kanalı'nı millileştirmesiyle başlayan bunalımı takiben, İsrail Sina Yarımadası'na girdi, 5 günde Gazze, Refah ve El Ariş'i ele geçirdi, kanalın doğusunu işgal etti. Aralık ayında BM gücü bölgeye yerleşti ve 1957'de İsrail çekildi.

1967-6 Gün Savaşları: Arap-İsrail güçleri 5-10 Haziran'da 3. kez savaştı. Araplar, Eski Kudüs, Sina, Gazze Şeridi'ni, Ürdün ırmağının batısında kalan ve Batı Şeria adı verilen Ürdün topraklarını, İsrail-Suriye sınırındaki Golan Tepeleri'ni kaybettiler.

1973: Yahudilerin kutsal günü Yom Kippur'a denk gelen 6 Ekim'de, Mısır Süveyş Kanalı, Suriye ise Golan Tepeleri üzerinden İsrail'e saldırdı. İsrail ve Mısır, önce ateşkes, ardından 1974'de barış anlaşması imzaladı. İsrail ile Suriye arasında da aynı yıl ateşkes sağlandı. Bölgeye BM barış gücü yerleştirildi.

1979-Camp David: İsrail'in 1979'da Sina Yarımadası'ndan çekilmeyi kabul ederek Mısır ile Camp David anlaşmasını imzalamasıyla bir Arap devletiyle ilk kez barış yapılmış oldu.

1980: İsrail, 1980'de Kudüs'ü başkenti ilan etti,

1982: İsrail, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) kamplarının bulunduğu Güney Lübnan'ı bombaladı ve işgale başladı. FKÖ, çokuluslu güçlerin denetiminde bölgeden ayrılırken, Filistinliler mülteci kamplarına gönderildi.

1987: İntifada olarak bilinen Filistinlilerin ayaklanması başladı, 1992'ye dek sürdü.

15 Kasım 1988: Cezayir'de toplanan Filistin Ulusal Konseyi, bağımsız Filistin devletini ilan etti.

FİLİSTİN YÖNETİMİ VE DİNMEYEN ŞİDDET

Ortadoğu'da, İsrail'in kurulmasıyla başlayan 50 yıllık savaş, son 10 yılda çok sayıda barış müzakerelerine ve ateşkes girişimlerine tanık oldu.

OSLO VE FİLİSTİN ÖZERK YÖNETİMİ

1993-Oslo Anlaşması: 13 Eylül'de İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde Filistin'e özerklik tanıyan ilk geniş kapsamlı barış anlaşmasını Norveç'in başkenti Oslo'da imzaladı.

1991 yılında İspanya'nın başkenti Madrid'de başlatılan barış süreci, Oslo gizli görüşmeleri ve ABD hükümetinin katkılarıyla yaşama geçirildi.

14 Mayıs 1994: Özerklik anlaşmasının ayrıntılı planı, Mısır'ın başkenti Kahire'de imzalandı. Gazze kenti ile Batı Şeria'daki Eriha, ilk Filistin özerk bölgeleri oldu.

28 Eylül 1995: ABD'nin başkenti Washington'da, birçok yerleşim biriminin Filistin Özerk Yönetimi'ne (FÖY) devredildiği ikinci kapsamlı özerklik anlaşması imzalandı.

4 Kasım 1995: Aşırı milliyetçi genç bir Yahudi, Tel Aviv'deki barış mitinginde İşçi Partisi lideri, Başbakan İzak Rabin'i öldürdü.

Nobel Barış Ödülü'nü Rabin ve Filistin Devlet Başkanı Arafat ile birlikte paylaşan Şimon Peres Başbakan oldu.

Mart 1997: İsrail hükümetinin, üç semavi dince en kutsal mekan olan, Hz. Muhammed'in Mirac mucizesi mekanı Haremmüşşerif'i kapsayan Eski Kent'in yer aldığı Kudüs'ün Müslüman Arap ağırlıklı Doğu kesiminde, yeni yerleşim birimleri inşasına yeniden başlaması üzerine, Filistin Özerk Yönetimi, nihai kalıcı barış antlaşması yolunda yürütülmeye çalışılan müzakereleri askıya aldı.

WYE, ŞARM EL ŞEYH ANLAŞMALARI

23 Ekim 1998: İsrail ile Filistin liderleri, ABD-Washington yakınında, Maryland eyaletindeki Wye Plantation veya Wye River Anlaşması'nı imzalandı. Anlaşma, Batı Şeria'da uygulanmak üzere 'geçici nitelikli' barış için toprak verilmesini öngörüyordu.

4 Eylül 1999-Şarm El Şeyh: Dönemin İsrail Başbakanı Ehud Barak ile Arafat, barış müzakerelerini yeniden başlattı. 13 Eylül'e kadar tam kapsamlı nihai barış anlaşmasının hazırlanması ve 1 yıla kadar bu anlaşmanın imzalanması ilkesi kabul edildi. İsrail askerlerinin çekilme takvimi belirlendi, Filistin'e liman yapma hakkı tanındı.

İsrail ve Filistinli yetkililer, güvenlik sorunlarıyla ilgili bilgi değişimi konusunda işbirliği yapmayı kabul etti.

9 Mart 2000: Barak ve Arafat, Mısır'ın Kızıldeniz kıyısındaki sayfiye kenti Şarm El Şeyh'te buluştu, barış müzakereleri için yeni takvim belirlendi.

20 Temmuz 2000: Camp David'de ABD Başkanı Bill Clinton'ın gözetiminde Arafat ve Barak, 9 günlük kapalı maraton zirve yaptı. Anlaşma çıkmadı, ancak iki lider görüşmeleri sürdürme kararını koruduklarını söyledi.

İKİNCİ İNTİFADA VE ATEŞKES PLANLARI

28 Eylül 2000-İkinci İntifada: İsrail muhalefetinin 'asker ve siyaset şahini' Şaron'un Kudüs'te Haremmüşşerif'i ziyaret etmesiyle, ikinci Filistin İntifadası patlak verdi.

17 Ekim 2000: Arafat ve Barak, ABD Başkanı Bill Clinton'ın arabuluculuğunda Mısır'da yapılan Şarm El Şeyh zirvesinde ateşkes kararı aldı, ancak karar uygulanamadı.

Kasım 2000: Şarm El Şeyh zirvesinde karara bağlanan Ortadoğu Araştırma Komisyonu, Clinton tarafından oluşturuldu. Amerikalı senatörGeorge Mitchell'in başkanlığını üstlendiği komisyonda, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana, eski Amerikalı senatör Warren Rudman ve Norveç Dışişleri Bakanı
Torbjörn Jagland yer aldı.

23 Aralık 2000: Washington Potomac Nehri yanındaki Bollard Askeri Üssü'nde Filistin ve İsrail heyetleri arasında yapılan müzakere sonuçsuz kaldı. Başkan Clinton, Kudüs'ün doğu kesimi yönetiminin FÖY'de olmasını, bunun karşılığında Ürdün, Lübnan ve Suriye'deki 3,5
milyon Filistinli mültecinin vatanlarına dönüşünden feragat edilmesini içeren planı taraflara sundu.

27 Ocak 2001: Filistin ve İsraillilerin Mısır'ın Taba kentindeki maraton görüşmelerinin sonunda barış anlaşması imzalama çabaları boşa çıktı.

4 Mayıs 2001: ''Mitchell Komisyonu'' olarak bilinen Ortadoğu Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan rapor, İsrail ve Filistinlilere sunuldu. Raporda, şiddetin tamamen sona erdirilmesi, yeni Yahudi yerleşim birimleri oluşturma projelerinin dondurulması ve
barış görüşmelerinin yeniden başlaması tavsiye edildi.

13 Haziran 2001: Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Başkanı George Tenet arabuluculuğunda taraflar ateşkes ilan etti, ancak bu da yürümedi.

26 Mart 2002: İkinci İntifada'nın başlamasından itibaren geçen 18 aylık sürede, çatışma ve saldırılarda Filistin tarafından 1238, İsrail tarafından 366 olmak üzere toplam 1604 kişi öldü. 28 Mart 2002: Beyrut'ta yapılan Arap Birliği zirvesinde Suudi Veliaht Prensi Abdullah, yeni Arap-İsrail barış planı sundu. Plan, başkenti Kudüs olan Filistin devletinin tanınması ve mültecilerin haklarının geri verilmesi karşılığında, İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesini öngörüyor.

29 Mart 2002: İsrail, Filistin lideri Arafat'ın 1994'te sürgünden dönüşünden beri en şiddetli saldırısını düzenleyerek, Filistin liderinin karargahının da bulunduğu Ramallah'a girdi ve Filistin yönetim birimlerini kuşattı. Arafat'ın karargahına da tank ateşi isabet etti.

İsrail kabinesi Arafat'ı düşman ilan etti ve Arafat karargahında kuşatma altına alındı.

Nisan 2003: Arafat, bazı yetkilerini devrederek Mahmud Abbas'ı başbakan olarak atadı, ancak güvenlik güçlerinin denetimini vermeyi reddedince Abbas istifa etti.

4 Haziran 2003: Bush-Şaron-Abbas, yeni barış planını ele almak için Ürdün'deki zirveye katıldı.

29 Haziran 2003: Radikal dinci gruplar, geçici ateşkes ilan etti. İsrail, Gazze Şeridi'nden ve sonra da Beytüllahim'den çekildi.

10 Eylül 2003: Filistin'de başbakanlığa, Meclis Başkanı Ahmed Kurey getirildi.

11 Eylül: İsrail, Yaser Arafat'ı öldürmek için ilke kararı aldı.

8 Aralık 2003: İsrail'in inşa ettiği duvarın meşruiyeti konusu, Uluslararası Adalet Divanı'na taşındı. Adalet Divanı, İsrail'in 'güvenlik duvarını' uluslararası hukuka aykırı buldu.

2004: Filistin'de, İsrail'in saldırıları dışında, özellikle güvenlik birimleri arasında iç çatışmalar ve yolsuzlukla mücadele için reform tartışmaları öne çıktı.

6 Haziran 2004'te İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un Gazze'den tek taraflı çekilme planını, İsrail kabinesi tarafından prensipte onaylandı.

Filistinli grupların eleştirdiği plan, 2005'in sonuna kadar Gazze Şeridi'ndeki 21, Batı Şeria'daki 4 Yahudi yerleşim birimini aşamalı olarak boşaltmayı öngörüyor.
 

cüneyt

New member
Katılım
19 Tem 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
15
Puanları
0
açılışı ben yapayım inşAllah..





İslam dünyasında böyle şerefsiz ve münafıklarda var kardeşlerim işte bunlardan biri....

adsz3tt2.png
adsz2sb4.png
adszam1.png

adsz1pj8.png


Böyle general olur mu?
Lübnan savaşının son günleri.. Siviller bombalar altında can verirken Lübnanlı askerlerin telaşı başkaydı. Marcayun kasabasına giren İsrail birliklerine Lübnanlı askerlerin ikramı görülmeye değerdi.

Hizmette kusur etmeyen Marcayun'da bulunan 1000 kişilik polis-asker ortak gücünün komutanı Tuğgeneral Adnan Davud ve askerleri İsrailliler'le hiçbir şey olmamışcasına koyu bir sohbete giriyor. Bombalanan ülkenin askerlerin çaylarını İsrailliler büyük bir keyifle içiyor. Kasabayı terkeden general eleşterilere direnmenin ihtihar anlamına geleceğini söylerek cevap verdi. Geride kalan 3 bin sivil ise İsrail askerlerinin merhametine bırakıldı.

GENERALE TUTUKLAMA EMRİ

Güney Lübnan'daki garnizonu işgal eden İsrailli askerlerle çay içerken görüntülenen Lübnanlı general hakkında tutuklama emri çıkarıldı.
Lübnan İçişleri Bakanı Ahmed Fetfat, yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki Marcayun'da bulunan 1000 kişilik polis-asker ortak gücünün komutanı Tuğgeneral Adnan Davud'un, sorgulanmak üzere tutuklandığını açıkladı. Generalin, İsrail askerleriyle çay içerken ve üssün bahçesinde askerlerle yürürken görüntülerinin Lübnan Televizyonu'nda yayımlandığı kaydedildi.

İsrail askerleri, geçen hafta Marcayun'daki garnizonu ele geçirmiş, Davud ile birlikte 350 askeri esir almıştı. Askerler, daha sonra BM gücünün eşliğinde işgal bölgesinden ayrılmıştı.
 

ibrahimonur

New member
Katılım
26 Nis 2006
Mesajlar
364
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ateşkes hikaye israil ateşkes yaptı bir kaç gün önce ama yinede saldırıyormuş kanı bozuk bunların
 

abrec

New member
Katılım
21 Ağu 2006
Mesajlar
321
Tepkime puanı
2
Puanları
0
bende bunu anlamıyorum adamlar kendilerini korumuyor biz asker gönderiyoruz
bu nasıl müslümanlık düşmana çay falan anlamıyorum
 

Rahmet4

New member
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
526
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
54
ne güzel degilmi bizim icimiz kan aglasin bunlarin yaptiklarina bak düsmana az katliam yaptiz daha cok yapin anlamina gelmiyomu gurur denen birsey vardi demek yok olmus müslümanlarda bastakiler böyle yaparsa ne olur halimiz cay ikramida katliam yaparken gözleri kararip kursun kendilerine isabet etmesin diye kendilerine yazk aileleri var
 

Rahmet4

New member
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
526
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
54
vatandas elinden geleni yapiyor is bastakilerde onlar sustukca cook kan akmaya devam eder ne yapacagimizi sasirdik (Allahim yardim et biz asi kullara götürecegimiz kadar yük yükleme bizlere amin )
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
ANKEBUT SURESİ

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1- Elif, Lam, Mim.

2- İnsanlar, (sadece) "İman ettik" diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?

3- Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.

4- Yoksa kötülükleri yapanlar, Bizi (aşıp) geçeceklerini mi sandılar? Ne kötü hükmediyorlar?

5- Kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa hiç şüphesiz Allah'ın (tespit ettiği) süresi yaklaşarak-gelmektedir. O, işitendir, bilendir.

6- Kim cihad ederse, yalnızca kendi nefsi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, alemlerden müstağnidir.

7- İman edip salih amellerde bulunanlar ise; Biz şüphesiz onların kötülüklerini örteceğiz ve şüphesiz yaptıklarının en güzeliyle karşılık vereceğiz.

8- Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik. Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan şeyle Bana ortak koşman için sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme. Dönüşünüz Banadır. Artık yaptıklarınızı size haber vereceğim.

9- İman edip salih amellerde bulunanlar ise; elbette onları salihlerin arasına katacağız.

10- İnsanlardan öylesi vardır ki, "Allah'a iman ettik" der; fakat Allah uğruna eziyet gördüğü zaman, insanların (kendisine yönelttikleri işkence ve) fitnesini Allah'ın azabıymış gibi sayar; ama Rabbinden 'bir yardım ve zafer' gelirse, andolsun: "Biz gerçekten sizlerle birlikteydik” demektedirler. Oysa Allah, alemlerin sinelerinde olanı daha iyi bilen değil midir?

11- Allah muhakkak iman edenleri de bilmekte ve muhakkak münafıkları da bilmektedir.
12- İnkar edenler, iman edenlere dedi ki: "Siz bizim yolumuzu izleyin, hatalarınızı biz yüklenelim.” Oysa kendileri, onların hatalarından hiçbir şeyi yüklenecek değildir. Gerçekten onlar, elbette yalancıdırlar.

13- Şüphesiz onlar, hem kendi yüklerini, hem kendi yükleriyle birlikte başka yükleri de yüklenecekler ve kıyamet günü, düzüp uydurduklarına karşı sorguya çekileceklerdir.

14- Andolsun, Biz Nuh'u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik, içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı. Sonunda onlar zulme devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi.

15- Böylece Biz onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış olduk.

16- İbrahim de; hani kavmine demişti ki: "Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının, eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır."

17- "Siz yalnızca Allah'tan başka birtakım putlara tapıyor ve birtakım yalanlar uyduruyorsunuz. Gerçek şu ki, sizin Allah'tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah'ın Katında arayın, O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Siz O'na döndürüleceksiniz."

18- "Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamışlardır. Elçiye düşen ise, yalnızca açık bir tebliğdir."

19- Onlar görmediler mi ki, Allah yaratmaya nasıl başlıyor, sonra onu iade ediyor? Şüphesiz, bu Allah'a göre kolaydır.

20- De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

21- Dilediğini azaplandırır, dilediğine merhamet eder. O'na çevrilip-götürüleceksiniz.

22- Siz yerde ve gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah'ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.
23- Allah'ın ayetlerini ve O'na kavuşmayı 'yok sayıp inkar edenler'; işte onlar, Benim rahmetimden umut kesmişlerdir; ve işte onlar, acı azap onlarındır.

:)
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yanlış anlamayın arkadaşlar. Ben şu resimdekilere yazdım. Belki yanlış anlaşılma olabilir.
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
İnsanlığın Arka Sokağı Olmasın!

Tarihin tanıklık ettiği en büyük insan kıyımlarından birine sahne olan ve şimdilerde her türlü sosyal hizmetten mahrum bırakılmasıyla...

29/11/2006

Tarihin tanıklık ettiği en büyük insan kıyımlarından birine sahne olan ve şimdilerde her türlü sosyal hizmetten mahrum bırakılmasıyla 'insanlığın arka sokağı' olarak anılmaya başlanan Beyrut'taki Sabra ve Şatila Mülteci Kampları, çevre kirliliği konusunda alarm veriyor.

Altyapı yetersizliği sonucu bataklığa dönen sokaklarda seyyar satıcılar meyveden sebzeye, et ve tavuğa kadar her türlü gıda maddesini son derece sağlıksız koşullarda satışa sunarken, köşe başlarında biriken çöp yığınlarıysa halkın yaşamını ciddi şekilde tehdit ediyor. Lübnan devletinin vatandaşlık hakkı tanımak bir yana, kısa bir süre öncesine kadar çalışma izninden bile mahrum bıraktığı Filistinli göçmenlerin yaşadığı kamplarına haftanın büyük bir bölümü elektrik ve su verilmezken, Beyrut'un diğer semtlerindekinin aksine çöpler düzenli bir şekilde toplanmıyor. Sabra Kampı'nda yaşayan İbrahim Mansur belediyenin ilgisizliğinden yakınarak, "Arkadaşlarımı çevreye özen göstermeleri konusunda uyarıyorum. Çöp yığınları, mikropların başlıca kaynağı. Yıllar boyunca hem bedeni hem de psikolojik sağlığımız bozuldu. Çocuklarımızın da aynı dertleri yaşamasını istemiyorum" diye konuştu.


Temiz bir yaşam için gerekli unsurların en başında gelen suyun bile ancak haftada birkaç kez verildiğini söyleyen Abdullah isimli vatandaşsa, "Burada nasıl yaşadığımıza ben bile akıl erdiremiyorum" diyerek yetkililerden mülteci kamplarındaki sağlıksız koşulların giderilmesi için üzerlerine düşeni yapmalarını istedi. Sabra kampının bir diğer sakini olan Nasır Sırrı da, yağmur yağdığı zaman mülteci kampında yaşamın, kelimenin tam anlamıyla felç olduğunu söyleyerek, belediyenin kendilerine gereken ilgiyi göstermediğinden şikayetçi oldu.
Alıntı:
http://haberalemi.net/haber_detay.php?haber_id=12608
:4_9_8:
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
http://www.velfecr.com/

filistin denince akan sular durur.!!
kan akmaya başlar..
bu siteden inşallah filistinle ilgili güncel herşey öğrenilebilir...
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
İsrailli Generaldan Müjdeli Haber!

Siyonist İsrail rejimi ordusu tarafından yapılan açıklamada, Hamas'ın ateşkesi fırsat bilerek yeni anti-tank füzeleri edindiği ve İsrail'in bundan sonra şimdiye kadar karşılaşmadığı yeni silahlarla karşılaşacağı bildirildi.

Siyonist İsrail güçleri komutanı Tuğgeneral Sami Turjeman, "Knesset dış ilişkiler ve savunma Komitesi"nde yaptığı konuşmada "Önümüzdeki birkaç ay içinde Gazze'de terör örgütlerinin şimdiye kadar görmediğimiz yeni silahlarıyla, özellikle gelişmiş anti-tank füzeleriyle karşılaşacağız" diyerek Sİyonist işgal ordusunu zorlu bir dönemin beklediğini dile getirdi.

Filistin direniş hareketlerinin zamanlarda askeri açıdan "gizli siper saldırıları, savunma, anti-tank füzeleri kullanma ve diğer alanlarda"oldukça önemli gelişmeler kaydettiğini belirten Sami Turjeman Filistin direniş hareketlerinin kapasite ve imkanlarını yarı ordu seviyesine çıkardıklarını belirtti.

Siyonist İsrail ordusu askeri istihbarat şefi Tuğgeneral Yossi Beidetz ise, "Gazze'den gelen tehdit her zamankinden daha şiddetli olacak.Çünkü Hamas ateşkesi akeri kapasitesini artırmak için kullanıyor. Hamas Gazze gibi Batı Şeria'yı da harekete geçirecek" diyerek siyonist İsrail güçlerine karşı büyük ve sarsıcı direnişin yaklaştığını itiraf etti.
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
filistin....!!!!!

filistin....!!!!!

konu filistin oldumu dayanamıyorum
yeni bulduğum haberleri vs vs
hemen palaşmak istiyorum...
bu yüzden gecenin bu saatinde açtım tekrar;)


Filistin Füzeleri Sderot'ta Hayatı Durdurdu


Siyonistlerin saldırılarına misilleme olarak Filistinli mücahidlerin yahudi yerleşim bölgesi Sderot'a sürdürdüğü füze operasyonları...

28/12/2006

Siyonistlerin saldırılarına misilleme olarak Filistinli mücahidlerin yahudi yerleşim bölgesi Sderot'a sürdürdüğü füze operasyonları sonucu kentti hayat durma noktasına geldi.

Siyonist rejimin tüm önlemlerine, kırmızı alarm sistemlerine ve 24 saat teyakkuzda olmasına karşın Filistinli mücahidlerin yahudi kentlerine yönelik sürdürdüğü füze operasyonları siyonistlere ağır darbeler indirmeye devam ediyor.

"Biz burada her gün acı çekerken kimse bir şey yapmıyor. Yerimizden kıpırdayamıyoruz, nealış veriş yapmaya gidebiliyoruz ne de başka bir yere!" diyen Sderotlu yahudiler füze saldırılarının hayatlarını alt üst ettiğini söylüyor.

Başka bir Sderotlu yahudi ise medya mensuplarına öfkeli bir şekilde kızışarak "siz şimdi burada bizimle röpörtaj yapıyorsunuz, belki bunları bir veya iki dakika yayınlayacaksınız. Ama siz hiç bir zaman bizim çektiğimiz acıları hissetmeyeceksiniz" diyor.

İSRA-HABER
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
buda adi siyonizmin misilleme emri..
üsdeki haberin devamı..

Olmert'ten Filistinlilere saldırı Emri


Siyonist rejim başbakanı Ehud Olmert, Filistinli mücahidlerin füze operasyonlarına karşılık, İsrail ordusuna misilleme yapma emri verdi.

27/12/2006


Geçen ay varılan ateşkes anlaşmasına karşın Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik saldırı, tutuklama ve cinayetlerini devam ettiren siyonist işgal güçlerine Filistinli mücahidlerin yahudi yerleşim bölgelerine yörnelik füze saldırılarıyla karşılık vermesi üzerine büyük bir sarsıntı içine giren siyonist rejim, Filistinli mücühidlere saldırı emrini verdi.


Siyonist rejim başbakanı Olmert, "ateşkese bağlı kalmakla birlikte" Filistinlilere karşı "nokta operasyonları" yapılacağını açıklarken, Filistinli mücahidler de İsrail'in saldırı tehditlerine aldırmaksızın füze operasyonlarını sürdürüyorlar.

Dün akşam Yahudi yerleşim bölgesine Sderot'a düzenlenen füze operasyonunda iki iki siyonist ağır yaralanmış, eylemin sorumluluğunu Filistin İslamî Cihad hareketi üstlendi.

İslami Cihad Hareketi'nin askeri kanadı "Kudüs Seriyyeleri" tarafından yapılan açıklamada siyonist işgal ordusunun Batı Şeria'da devam eden saldırılarına misilleme olduğu belirtildi.

İSRA-HABER
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
hadi inşallah.!!!

hadi inşallah.!!!

1400 Filistinli Esir Serbest Bırakılacak


Siyonist İsrail rejiminin hapishanelerinde bulunan 1400 Filistinli tutsağın yakında serbest bırakılacağı acıklandı. Filistinkaynakları tarafından...

27/12/2006

Filistin kaynakları tarafından yapılan açıklamada, Filistinli mücahidlerin elinde esir olarak bulunan Gilad Shalit adlı siyonist askere karşılık olarak 1400 Filistinli tutsağın serbest bırakılacağı bildirildi.

İsrail hükümet kaynakları ise bu haberi yalanladı.

Filistin kaynakları tarafından yapılan açıklamada, Filistinli esirlerin Mısır yetkililer aracılığıyla serbest bırakılacağı bildirilirken, Mısır ve Ürdün, Filistinli esirlerin serbest bırakılması konusunda inisiyatifi ele alarak, Filistinlilerin serbet kalmasında etkili oldukları görünümü vermeye çalıştıkları görülüyor.

Bunun aynı zamanda, Filistinli mücahidlerin zaferini gölgelemek, siyonist rejimin filistin İSlami direnişi karşısındaki yenilgisi örtmek amacı taşıdığı da vurgulanıyor.

İSRA-HABER

allah yardımcınız olsun.!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Alıntı,

Mollalarla Hahamların Kucaklaşması

www.habervakti.com Açik Istihbarat'in Resmi
E-Posta Grubu
AçikIstihbaratTürkiye'ye Üye Olun

www.acikistihbarat.com
13.12.2006

Konferansın açılış konuşmasını yapan İran Dışişleri Bakanı Manouchehr Müttaki, toplantının amacının Nazi Katliamını doğrulamak ya da yalanlamak olmadığını söyledi. Nazi katliamının Batı'da özgürce konuşulup tartışılamadığına dikkat çeken Müttaki, toplantının bunun için bir fırsat olduğunu da sözlerine ekledi. Genel bir kabule göre Nazi katliamında 6 milyon Yahudi öldürüldü.

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad ise katliamın bilançosu hakkında öldürülen Yahudilerin sayısının bir “söylenti” olup olmadığını konuşmasında sık sık sorguladı. Bazı tarihçiler ve entelektüeller de bu sorgulamaya katıldı. Konferansta özellikle hahamların İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'a büyük ilgi gösterdiği gözlemlendi.

Batı ülkelerinden Avusturya, Belçika, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Letonya, Polonya, Slovakya ve İsviçre'de Nazi katliamını yalanlamak bir suç nedeni.

Toplantıda konuşma yapan İngiliz tarihçi David İrving, iddiasını geri çekmesine rağmen Nazi katliamını yalandığı için 3 yıl hapis cezası gördüğünü söyledi.

Fransa Sourborne üniversitesi öğretim görevlilerinden Robert Faurisson bir efsane gibi kurulan Holoucast'ın sona ermek üzere olduğunu söyledi. Holoucast konferansında konuşan Faurisson, Hitlerin gaz odalarında Yahudileri öldürmesinin bir yalan olduğunu ve bundan sadece Siyonistlerin çıkar sağladığını belirtti.

Bu yalan efsanelerin gerçek mağdurlarının Filistin halkı olduğuna dikkat çeken Faurisson, bu olayla ilgili belge varsa ortaya koyulmasını varsa kendisinin Nazi gaz odalarına götürmelerini isteyerek, insanların yakıldığı kürelerin yalan ve konuyla ilgili bütün belgelerin sahte olduğunu vurguladı.

Cinayet ve şiddeti kınayan Faurisson, önemli suçlamalara maruz kalan birine mutlaka belgelerini vermek gerektiğini ama kendisinin Holocast olayında sadece sahte belgelerden başka bir şey görmediğini belirtti.

Amerikalı Haham Arnold Cohen İsrail'in Ortadoğu'da dökülen bütün kanların ve yapılan cinayetlerin sorumlusu olduğunu söyledi. Cohen burada yaptığı açıklamasında, Holoucast'ın Siyonist İsrail cinayetleri için bahane olamayacağını belirtti.

Holoucast ve Siyonist kelimesinin yan yana anılmasını doğru bulmayan Haham Cohen, Siyonistlerin Holoucast'ı kullanarak meşru olmayan felsefeleriyle hedeflerine ulaşmaya çalıştıklarını vurguladı.

Cohen Yahudilerin yüksek ahlaka sahip olduklarını ama yaptıkları hataların sonucu sürgün hayatı yaşadıklarını hatırlatarak, Siyonistlerin Filistin halkının varoluş haklarını hiçe sayarak burada bir devlet kurmaya çalıştıklarını ve hayattan mahrum bıraktıklarını vurguladı.

Siyonistlerin felsefesinin doğru olmadığına değinen Haham Cohen, Holoucast'ın yaşanmadığını kimsenin söyleyemeyeceğini ama Siyonistlerin kendi isteklerini Filistin halkına zorla kabul ettirmeye çalıştıklarını ve ırk esasında bir devlet kurmaya çalıştıklarını belirtti.


Cohen Yahudilerin yüksek ahlaka sahip olduklarını ama yaptıkları hataların sonucu sürgün hayatı yaşadıklarını hatırlatarak,
İnsanın kendisiyle çelişkiye düşmesi böyle birşey mi oluyor? Yüksek ahlak şu slaytda gördüğümüz insanları yakıp, parçalamak mı? Hep aynı mesele doğruyu söyleyeceksen hakkını ver! Yarı yalan yarı doğru nasıl oluyor? Hem günahı kabul ediyorsunuz, hem de devam ediyorsunuz.
"Cehennem ateşine koşarak giden insanlar var. "
Bütün insanlar birdir!! Şu kızılderilirler daha medeni sizlerden. Hatta çok ilerdeler.
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
"Dünya kafir için cennet, mümin için cehennemdir!"

75 bin dolarlık TV için 15 Türk sipariş verdi
74 bin dolarlık 24 ayar altın kaplyama TV için Türkiye'den 15 kişi sipariş verdi.

03.01.2007 17:21
Dünyada artan lüks tüketim çılgınlığına Türkiye'de ayak uydurdu. 74 bin dolar değerinde 24 ayar kaplamalı televizyon için Türkiye'den 15 kişi sipariş verdi. Türklerin artan lüks merakı ünlü İngiliz Scabal'ı da harekete geçirdi. Firma ocaktan itibaren pırlantalı kumaştan yapılan kıyafet siparişi almaya başlayacak

Tüm dünyayı etkisi altına alan lüks merakı kısa zamanda Türkiye'yi de etkiledi. Etiket fiyatı 75 bin dolar olan ve gövdesi 24 ayar altın kaplı 180 ekran dünyanın en gösterişli televizyonu için Türkiye'den 15 alıcı çıktı. Geçen mayıs ayında İstanbul Akmerkez'de teşhir amaçlı sergilenen LG marka dev plazma TV, yoğun ilgi üzerine Analdolu'da il il gezdirildi. LG'nin özellikle petrol zengini ülkelerinin bulunduğu Ortadoğu ve Afrika'yı hedefleyerek ürettiği altın kaplamalı televizyona Türklerin ilgisi de büyük oldu. Türkiye'den "dünyanın en gösterişli" televizyonu için 14 sipariş geldi. Teşhirdeki televizyon ise Ankara'da satıldı.
Güney Koreli elektronik firması LG, çerçevesi 24 ayar altınla kaplı televizyonu Dubai'den gelen sipariş üzerine üretti. 71 inç boyutundaki televizyon dış görünüşünün yanı sıra teknik özellikleriyle de dikkat çekiyor. 1920x1080 piksel ve HD teknolojisine sahip plazma televizyonu Türkiye'ye Digicom getirdi. Digicom Türkiye'de sadece 15 adet televizyon satarak 1 milyon 125 bin dolar kazandı.

Pırlantalı kumaşın metresi 1.700 YTL

Türkiye'de artan lüks merakı İngiliz hazırgiyim markası Scabal'ı da harekete getirdi. Scabal, içinde elmas parçalarının bulunduğu kumaşlarla üretilen "Diamond Chip" koleksiyonunu Türkiye'de ocak ayında vitrine çıkarmaya hazırlanıyor. Elmas parçaları ile işlenen yün, iplik haline getirildikten sonra dokunarak kumaş üretiliyor. Scabal, sipariş alarak ince ince işlediği bu kumaşlardan kıyafet dikiyor. Bir elbise için 260 gram ağırlığında kumaş kullanılıyor. Pırlantadan elde edilen kumaşın metre fiyatı ise tam 1.700 YTL. Türkiye'de son dönemde artan lüks çılgınlığı bunlarla da sınırlı değil. Etiketinde Swarovski kristal taş kullanılan Divino marka şarabı Türkiye'de satışa sunan Ark Dış Ticaret, içinde pırlantaların yüzdüğü Savarovsk Cyristal adıyla votka üretimine başlayacağını duyurdu.

Feray Akşit / Referans Gazetesi

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=11140&cat=110&dt=2007/01/03
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Filistin Füzeleri İsrail'in Ortasını Vuracak!



09/01/2007


Siyonist İsrail rejimi, Filistinli mücahidlerin uzun menzilli füzelerle İsrail hedeflerine saldırmaya başlayacağı korkusuyla yeni korunma önlemleri almaya başladı.

Siyonist rejim savaş bakanlığı üst rütbeli subayları tarafından Jerusalem Post gazetesine yaptıkları açıklamada, Filistin direniş hareketlerinin 40 km menzilli füzelerle İsrail'e saldıracaklarını belirtti.

Yeni füzelerin 35 km menzilin üzerinde olacağı ve bu füzelerin Kiryat Gat, Netivot ve Ofakim kentlerini vurabileceğihi belirten savaş bakanlığı subayları, Filistinli direnişçilerin İsrail hedeflerine Katyuşa füzeleri ile saldırmaya karar verdiklerini, Kassam füzelerinin güç ve menzillerini artırmanın mümkün olmadığından Filistinlilerin Katyuşa füzeleri üretme ve kullanma aşamasında olduklarını belirtti.

Füze eğitimi Lübnan ve İran'da yapılıyor!

İsrail'e karşı füze operasyonlarını sürdüren askeri birimlerin komutanlarının Lübnan ve İran'a gittikleri, Hizbullah ve İran Devrim muhafızları bünyesinde füze eğitimi aldıklarını ileri süren İsrail savaş bakanlığı subayları, Filistinlilerin elindeki füzeleri bulmak için acilen harekete geçilmesi gerektiğini, füzelerin Katyuşa'lardan daha da uzun menzilli olabileceğini belirtti.

İSRA-HABER
 
Üst Alt