[/color][/size]
İşte bu söz! Bugüne kadar anlatmaya çalıştığımız nokta. Beşer, beşer, beşer...Ama; özellikleri olan bir beşer. Yüceltme manasında değil, Allah (cc) övmüş ise biz sadece övdüğü kurallar içerisinde ve her zaman dediğim gibi "kuru et yiyen bir kadının oğlu" olduğunu bilerek yaptığımız övgü. O'nu yüceltmek veya haketmediği tasvirler ile (eğer varsa haketmediği) bezemek değil bu yapılan. Sadece hakettiği İlahi ölçülerde sevginin söze dökülmüş tezahürü.
Akla daveti 1400 yıl önce Rabbi Zülcelal yapmış sevgideğer (sevgili demeyelim de kızmayasın) metin mete kardeşim. Sizin bizi davet etmeniz akıldan uzaklaştığımız zaman olmalı ki; çok şükr ehli sünnet akıldan uzaklaşmadan yoluna devam ediyor.
Hani bir mübarek zat; öğrencileri ile berbaber tren yolculuğuna çıkmış, öğrencilerini vagonlara kendi elleri ile yerleştirmiş, kendisi de uygun bir yere geçip oturmuş. Bir müddet sonra yanındaki adamına "git bak bakalım, vagonlar ne alemde ?" diye vagonlara göndermiş. Hizmetli gitmiş, bir müddet sonra geri gelerek "efendim 1.vagondakiler sohbet ediyorlar, ikinci vagondakiler namaz kılıyorlar, üçüncü vagondakiler zikir yapıyorlar, 4. vagondakiler araralarında ağız dalaşı yapıyorlar, 5 vagondakiler Kur'an okuyorlar..." diye sayarken mübarek zat çıkışmış "bre adam; sana öğrencilerimi sormadım, vagonlarda bir sıkıntı var mı onu sordum. Önemli olan vagonlar birbirine bağlı mı ? kopan ayrılan vagon var mı ? onu sordum. Sonuçta kopmadığı sürece bu tren gittiği yere hepsini götürecek!" bu konuya ne güzel bir örnek değil mi ?
Evet sevgideğer metin mete; akıl! akıl bu yolda çok önemli, hatta en başta geleni. Ama bir de; iman olgusu var ki, akıl dahi hayret makamında kalıyor, iman ederse kemalatı artıyor zevkini yaşıyor, inkar ederse ayağı kayıyor ve helak oluyor. Akılı kulllanmak bir beceridir, şimdi hangi felsefeci söylemiş şuan hatırlamıyorum ama diyor ki "Allah, insanlara belki zenginliği yada musibeti adil dağıtmamış olabilir ama, akılı adil dağıtmıştır. Çünkü; hiç kimse aklından şikayetçi değil!" bunun gibi, herkes kendi aklını beğeniyor, eksikliği o neden ile hep karşıda arıyor. Ama gerçek akıl sahibi ve bu akıl ile düşünme yetisini kazanan ise, karşıdakinin ne söylediğine bakıyor yorumluyor ona göre bir hareket içersine giriyor. Aklıma uymayan ve bana akılkarı olmayan hiç bir şeyi bana yaptıramazsın.Ha keza ben de sana yaptıramam. Neden ? çünkü sende akıl yolunu tanıyorsun, bana sadece eksik gelen aklın değil, TARZIN! Çünkü sonuçta sende Kur'an'a, Peygamberine ve Allah'a bağlı bir insansın. İyi ama bu da senin özelliğin. tahhakküm yapma hakkımız yok. Ama, sen klendi bilgilerini burada hayır illa budur doru dersen işte orada biz müdahil olmak mecburiyetindeyiz. Diyeceksin ki; avukatmısın ? Hayır! Sadece müslüman olmaya çalışan, o şekilde yaşamaya gönüllü şaşar beşer bir faniyim
Gel seninle güzel bir sohbet edelim; devamlı aklıma takılır belki cevabını Rabbül Alemin (cc) sende gizlemiştir, uzun zamandır aklıma takılan ayet "Kaf He Ye Ayn Sad..." bana bunları bir açıklarmısın ? Bana lütfen bunlar gizli kalmış ayetlerdir deme, çünkü sonrasında dönüyorsun, bir başka konuda "bunlar apaçık bir Kur'an da açıklanmıştır" ayetini örnek veriyorsun. Madem ki her şey apaçık Kur'an'da açıklanmış, ben bulamadım bu kısır aklım ile, senden yardım istiyorum. Ve belki de imanımın artma yada eksilme a'nı. Tam nirengi noktasındayım. Ona göre cevapla. Buyur üstad;
Insallah bütün ayetleri tek tek ve yavas yavas okursun....
6 En'am 114 :
114 Allâh, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiş iken O'ndan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, O(Kur'a)nın, gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler, hiç kuşkulananlardan olma.
12 Yusuf 1 :
1 Elif lâm râ. Bunlar apaçık Kitabın âyetleridir.
15 Hicr 1 :
1 Elif lâm râ. Şunlar Kitabın ve apaçık Kur'an'ın âyetleridir.
22 Hacc 16 :
16 Ve işte biz Kur'ân'ı böyle açık açık âyetler olarak indirdik. Şüphesiz Allâh, dilediğini doğru yola iletir.
24 Nur 18 :
18 Allâh size âyetleri(ni) açıklıyor. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
26 Şuara 2 :
2 Şunlar o apaçık Kitabın âyetleridir.
28 Kasas 2 :
2 Şunlar, o apaçık Kitabın âyetleridir.
24 Nur 34 :
34 Andolsun ki size, açıklayıcı âyetler ve sizden önce gelip geçenlerden bir temsil ve korunanlar için bir öğüt indirdik.
36 Yasin 69 :
69 Biz ona (Muhammed'e) şiir öğretmedik, (şiir) ona yakışmaz da. O(na vahyedilen) sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur'ân'dır.
57 Hadid 9 :
9 Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna açık açık âyetler indiren O'dur. Şüphesiz Allâh, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.
2 Bakara 99 :
99 Andolsun, sana apaçık âyetler indirdik, onları yoldan çıkmışlardan başkası inkâr etmez.
2 Bakara 187 :
187 Oruç gecesi, kadınlarınıza yaklaşmak, size helâl kılındı. Onlar sizin elbisenizdir, siz de onların elbisesisiniz. Allâh, sizin kendinize yazık etmekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabul edip sizi affetti. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allâh'ın sizin için yaz(ıp takdir etmiş ol)duğunu arayın; şafağın beyaz ipliği siyah iplikten ayırdelinceye kadar yeyin, için; sonra tâ gece oluncaya dek orucu tamamlayın; mescidlerde ibâdete çekilmiş iken kadınlara yaklaşmayın. Bunlar, Allâh'ın (yasak) sınırlarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allâh, insanlara âyetlerini böyle açıklar ki korunup sakınsınlar(26).
4 Nisa 174 :
174 Ey insanlar, size Rabbinizden delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.
11 Hud 1 :
1 Elif lâm râ. (Bu,) bir Kitaptır ki, hikmet sâhibi, herşeyden haberi olan (Allâh) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış ve güzelce açıklanmıştır.
7 A'raf 52 :
52 Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik.
6 En'am 126 :
126 İşte Rabbinin doğru yolu budur. Biz, öğüt alanlar için âyetleri geniş geniş açıkladık.
6 En'am 105 :
105 İşte böylece âyetleri döne döne açıklıyoruz ki (onlar sana): "Sen ders almışsın (bunları bir yerden okumuş, öğrenmişsin)" desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice açıklayalım.
17 İsra 41 :
41 Biz Kur'ân'da sözü türlü biçimlerde anlattık ki, düşünüp anlasınlar. Fakat bu, onların sadece kaçışlarını artırıyor.
17 İsra 89 :
89 Andolsun biz bu Kur'ân'da insanlara her çeşit misali türlü biçimlerde anlattık, ama insanlardan çoğu inkârda direttiler.
6 En'am 55 :
55 Böylece âyetleri (döne, döne) açıklıyoruz ki, suçluların yolu belli olsun.
2 Bakara 118 :
118 Bilmeyenler dediler ki: "Allâh bizimle konuşmalı, ya da bize bir âyet (mu'cize) gelmeli değil miydi?" Onlardan öncekiler de onların dedikleri gibi demişlerdi. Kalbleri birbirine benzedi. Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri açıkladık.
75 Kıyamet 18-19 :
18 O halde sana Kur'ân'ı okuduğumuz zaman onun okunuşunu izle.
19 Sonra onu açıklamak da bize düşer.
6 En'am 65 :
65 De ki: "O, sizin üzerinize üstünüzden, yahut ayaklarınızın altından bir azâb göndermeğe, ya da sizi parti parti birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını taddırmağa kâdirdir." Bak, anlasınlar diye âyetleri nasıl açıklıyoruz?!
7 A'raf 203 :
203 Onlara bir âyet getirmediğin zaman: "Bunu da derleseydin ya!" derler. De ki: "Ben, ancak Rabbimden bana vahyolunana uyuyorum. Bu (Kur'ân), Rabbinizden gelen basiretler(gönül gözlerini açan nurlar, gerçeğe ileten kanıtlar)dır ve inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmettir!"
10 Yunus 57 :
57 Ey insanlar, size Rabbinizden bir öğüt, göğüslerde olan(sıkıntılar)a şifa ve inananlara bir yol gösterici ve rahmet gelmiştir.
12 Yusuf 111 :
111 Elbette onların hikâyelerinde akıl sâhipleri için ibret vardır. Bu (Kur'ân), uydurulacak bir söz değildir; ancak kendinden önceki(Hak Kitabı)nın doğrulanması, her şeyin açıklaması; inananlar için bir kılavuz ve rahmettir.
16 Nahl 64 :
64 Biz sana Kitabı indirdik ki, hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklayasın ve (o Kitap), inanan bir kavim için yol gösterici ve rahmet olsun.
16 Nahl 89 :
89 Her ümmet içinde, kendi aralarından, aleyhlerine bir şâhid getireceğimiz gün, seni de bunların aleyhine şâhid getirmiş olacağız. Sana bu Kitabı, her şeyi açıklayan ve müslümanlara yol gösterici, rahmet ve müjde olarak indirdik.
17 İsra 82 :
82 Biz Kur'ân'dan mü'minlere şifâ ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Ama bu, zâlimlerin ziyanını artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz.
27 Neml 77 :
77 Ve elbette o, mü'minlere bir yol gösterici ve rahmettir.
28 Kasas 86 :
86 Sen, o Kitabın, senin kalbine bırakılacağını ummazdın. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (Kitap senin kalbine bırakıldı). O halde kâfirlere arka olma.
31 Lokman 3 :
3 Güzel davrananlara yol gösterici ve rahmet olarak (indirilmiştir).
44 Duhan 6 :
6 Senin Rabbinin acıması gereği olarak (gönderdiğimiz elçilere o gece emirlerimizi açıklar, vahiylerimizi bildiririz). Doğrusu O, işitendir, bilendir.
45 Casiye 20 :
20 Bu (Kur'ân), insanlara kanıtlar(sunmakta)dır; kesin olarak inananlara yol gösterici ve rahmettir.
5 Maide 48 :
48 Sana da kendinden önceki Kitabı doğrulayıcı ve onu kollayıp koruyucu olarak Kitabı gerçekle indirdik. Artık onların aralarında Allâh'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen gerçekten ayrılıp onların keyiflerine uyma! Sizden her biriniz için bir şeri'at ve bir yol belirledik. Allâh isteseydi, hepinizi bir tek ümmet yapardı, fakat size verdiğ(i ni'met)ler(i) içinde sizi sınamak istedi. Öyleyse hayır işlerine koşun, hepinizin dönüşü Allah'adır. O size ayrılığa düştüğünüz şeyler(in hakikatin)i haber verecektir.
43 Zuhruf 44 :
44 O (Kur'ân) sana ve kavmine bir Zikir(uyarı, şan ve şeref)dir ve yakında (ona uyup uymadığınızdan) sorulacaksınız.
5 Maide 49 - 50 :
49 Aralarında Allâh'ın indirdiğiyle hükmet, onların keyiflerine uyma ve onların, Allâh'ın indirdiği şeylerin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın! Eğer dönerlerse bil ki Allâh, bazı günâhları yüzünden onları felâkete uğratmak istiyordur. Zaten insanlardan çoğu, yoldan çıkmışlardır.
50 Yoksa câhiliyye hükmünü mü arıyorlar? İyi bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabilir?
95 Tin 8 :
8 Allâh, hüküm verenlerin en iyisi değil midir?
4 Nisa 105 :
105 Biz sana Kitabı gerçek ile indirdik ki, insanlar arasında Allâh'ın sana gösterdiği biçimde hüküm veresin; hâinlerin savunucusu olma!
6 En'am 57 :
57 De ki: "Ben, Rabbimden (gelen) açık bir delil üzerindeyim. Siz ise onu yalanladınız. Acele istediğiniz (azâb) da benim yanımda değildir. Hüküm vermek, yalnız Allah'a âittir. (O) gerçeği anlatır ve O, (dâvâyı çözüp) ayırdedenlerin en iyisidir."
68 Kalem 36-38 :
36 Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz?
37 Yoksa sizin bir Kitabınız var da onda mı (bu hükümleri) okuyorsunuz?
38 Onda istediğiniz her şeyi buluyorsunuz?
13 Rad 37 :
37 Ve işte biz onu, Arapça bir hüküm (hikmet gereğince hükmeden bir Kitap) olarak indirdik. Eğer sana gelen bu ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, artık seni Allah'tan kurtaracak ne bir veli ne de koruyucu olmaz.
54 Kamer 17,22,32,40 :
17 Andolsun biz, Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
22 Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
32 Andolsun Biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
40 Andolsun biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
19 Meryem 97 :
97 Biz o(Kur'â)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, onunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi onunla uyarasın.
6 En'am 114 :
114 Allâh, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiş iken O'ndan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, O(Kur'a)nın, gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler, hiç kuşkulananlardan olma.
53 Necm 28 :
28 Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise haktan hiçbir gerçek kazandırmaz. (Zan ile gerçeğe ulaşılmaz.)
6 En'am 116 :
116 Yeryüzünde bulunan(insan)ların çoğuna uysan, seni Allâh'ın yolundan saptırırlar. Onlar sadece zannediyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar.
6 En'am 148 :
148 (Allah'a) Ortak koşanlar diyecekler ki: "Allâh isteseydi ne biz ne de babalarımız ortak koşmazdık, hiçbir şeyi de harâm yapmazdık." Onlardan önce yalanlayanlar da öyle demişlerdi de nihâyet azâbımızı tadmışlardı. De ki: "Yanınızda bize çıka(rıp gösterece)ğiniz bir bilgi (yazılı belge) var mı? Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz."
10 Yunus 36 :
36 Onların çoğu, zandan başka bir şeye uymuyorlar. Zan ise gerçekten hiçbir şey kazandırmaz. Muhakkak ki Allâh, onların ne yaptıklarını bilir.
10 Yunus 66 :
66 İyi bilki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allâh'ındır. Allah'tan başkasına yalvaranlar (gerçekte koştukları) ortaklara uymuyorlar(116), onlar sadece zanna uyuyorlar, (hayallerine kapılıyorlar) ve onlar sadece saçmalıyorlar.
4 Nisa 174 :
174 Ey insanlar, size Rabbinizden delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.
5 Maide 15 :
15 Ey Kitap ehli, elçimiz size geldi, Kitaptan gizlediğiniz şeylerin çoğunu size açıklıyor, çoğundan da geçiyor. Gerçekten size Allah'tan bir nur ve açık bir Kitap gelmiştir.
7 A'raf 157 :
157 Onlar ki yanlarındaki Tevrât ve İncil'de yazılı buldukları o Elçi'ye, o ümmi Peygamber'e uyarlar. O (Peygamber) ki, kendilerine iyiliği emreder, kendilerini kötülükten meneder; onlara güzel şeyleri helâl, çirkin şeyleri harâm kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, sırtlarındaki zincirleri kaldırıp atar. O'na inanan, destekleyerek O'na saygı gösteren, O'na yardım eden ve O'nunla beraber indirilen nura uyanlar, işte felâha erenler onlardır.
9 Tövbe 32 :
32 Allâh'ın nurunu ağızlariyle söndürmek istiyorlar. Halbuki, kâfirler hoşlanmasa da Allâh, mutlaka nurunu tamamlamak ister, (bundan başka bir şeye râzı olmaz).
33 Ahzab 46 :
46 Ve izniyle, Allah'a da'vetçi ve aydınlatıcı bir lamba olarak (gönderdik).
42 Şura 52 :
52 İşte sana da böyle emrimizden bir ruh (gönüllere can veren bir söz) vahyettik. Sen Kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, doğru yola ilettiğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz sen, doğru yola götürüyorsun:
61 Saff 8 :
8 Ağızlarıyle Allâh'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler hoşlanmasa da Allâh, nurunu tamamlayacaktır.
64 Teğabün 8 :
8 Artık Allah'a, Elçisine ve indirdiğimiz ışığa inanın. Allâh, yaptıklarınızı haber almaktadır.
21 Enbiya 10 :
10 Andolsun, size, içinde Zikr'iniz bulunan bir Kitap indirdik. Aklınızı kullanmıyor musunuz?