Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ism-i a'zâm

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Allah'ın en büyük ismi. Bir kısım bilginler, özellikle mutasavvıflar tarafından varlığı kabul edilir. Bu bilginlerin ve mutasavvıfların inancına göre İsm-i Azâm, halk tarafından bilinemez, yalnız peygamberler ve velilerce bilinebilir. İsm-i a'zâm ile yapılan tüm dualar kabul edilir, tüm istekler yerine getirilir. Bu ismi bilenler, olağanüstü işler yapabilirler. Meselâ Kur'an'da Hz. Süleyman kıssasında geçen ve "yanında Kitap'tan bir ilim bulunan kimse" olarak nitelenen kişi, Belkıs'ın tahtını İsm-i a'zam sayesinde göz açık kapayıncaya kadar geçen bir süre içinde getirmiştir (en-Neml, 27/40). Gerçekte Allah'ın hangi isminin İsm-i a'zâm olduğu, böyle bir ismin bulunup bulunmadığı tartışma konusudur.
İbn Kesir'in Şehr b. Havşeb Esma binti Yezid b. el-Seken'den aktardığı bir hadise göre, Allah'ın İsm-i a'zam'ı, "İlahınız bir tek ilâhtır. O'ndan başka ilah yoktur, O Rahman'dır, Rahim'dir" (el-Bakara, 2/163) ve "Elif, lam, mim. Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, daima diridir ve (yarattıklarını) koruyup yöneticidir" (Âlu İmrân, 3/ 1-2) anlamındaki ayetlerde bulunmaktadır (Nakleden Saîd Havva, el-Esas fi't-Tefsir, I, 288). Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın TirmiZi, Ebû Dâvud ve Nesâî'den aldığı bir hadise göre namaz kıları birisinin "Allahümme inni es'elüke bienne leke'l-hamdü la ilahe illa ente'l Mennân Bediü's-semâvat ve'l-ard Zü'l-celali ve'l-ikrâm ya Hay ya Kayyum" diye dua ettiğini duyan Resulullah, "Biliyor musunuz ne ile dua etti?"diye sormuş, ashabın "Allah ve Rasûlü bilir" demeleri üzerine, "Nefsim kudret elinde bulunan Zat-ı Ecell'e yemin ederim ki, Allah'a en büyük ismi (ism-i a'zâm) ile dua etti. O ism-i a'zâm ki, onunla çağırıldığı vakit icabet buyurur ve onunla istenildiği vakit verdr" (Hamdi Yazır, Hak Dini, Kur'an Dili, VI, 4678) buyurmuştur.
Muhammed Hamdi Yazır, yukarıda anıları el-Bakara Suresi'nin 163. ayetini yorumlarken "Hüve" kelimesinin bir zamir olmasına karşılık Allah'ın zatına delâlet eden en büyük ismi gibi olduğunu belirttikten sonra, sözü İsm-i a'zam'ın hangi isim olduğu konusuna getirerek şöyle der: "Tevhit denizine dalmış olan ehlullah'a göre bu ismin (Hüve'nin) ehemmiyeti pek büyüktür. Buna İsm-i a'zam diyenler de vardır. Maahaza, İsm-i A'zam "Allah" ism-i şerifidir diyenler çoğunluk âlimlerdir. "Hüve" ise makamı-ı tevhidde a'zamdır" (Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, I, 562).
Fahreddin er-Râzî ise bu konudaki tartışmalara tefsîrinde daha büyük bir yer verir. Ona göre birtakım eski filozoflar, "İsim koymaktan maksat, o ismi söyleyerek müsemmayı (isimlendirilen varlığı) belirtmektir. Şayet Allah'ın zatı gereği bir ismi olmuş olsaydı, bu ismi koymaktan maksat, bu müsemmayı (varlığı) tanıtmak için o ismi başkasıyla zikretmek olurdu. İnsanlardan hiç birinin Allah'ın hususi zatını kesin olarak bilmediği ortada olunca, bu gerçeğe isim koymanın bir faydası yoktur. Bu ilâhi hakikatin bir ismi yoktur. Aksine, onun için bilginin bize bildirdiği zorunlu şeyler vardır. Bu zorunlu şeyler (levazım) şunlardır: "Allah, yok olmayan ezeli varlıktır, yokluğu kabul etmeyen vâcibu'l-vücuttur" diyerek İsm-i A'zam'ın varlığını reddetmişlerdir. Buna karşılık bir kısım bilgin ve filozoflar da, "Cenâb-ı Allah'ın kendisine yakın (mukarreb) kullarından bazısını bu hususi hakikati (yani zatını) bilebilecek bir kabiliyette yaratarak şereflendirmesi, ilahî kudrete göre imkansız değildir. Durum böyle olunca, Allah'a mahsus bu hakikate (yani zatına) bir isim koymak da imkansız değildir" diyerek İsm-i A'zâm'ın varlığını kabul etmişlerdir.
Râzî'ye göre Allah'ın zatına bir isim koymanın mümkün olması durumunda bu ismin, isimlerin en büyüğü ve bu zikrin de zikirlerin en şereflisi olduğuna kesin olarak hükmetmek farz olur. Çünkü ilmin şerefi malumun; zikrin şerefi de mezkûrun şerefi iledir. Allah'ın zatı malumat ve mezkurâtın en şereflisi olunca, O'nu bilmek, bilmelerin (ilimlerin) en şereflisi, O'nu anmak anmaların (zikirlerin) ve o isim de isimlerin en şereflisi olur. İnsanlarca çok söylenen şu sözün manası da budur: "Bir mukarreb meleğin veya peygamberin bu isme (tam bu ismin manasının kendisine tecelli ettiği bu hâl esnasında) vakıf olması halinde bütün cismânî ve ruhânî âlemlerin ona itaat etmesi tuhaf sayılmamalıdır."
Fahruddin er-Râzî, İsm-i A'zâm'ın hangi isim olduğu konusundaki baslıca görüşleri dört maddede toparlayarak değerlendirir. Buna göre 1. İsm-i a'zam, Zül-Celal ve'l-İkram'dır. Çünkü Hz. Peygamber, "Ya Ze'l Celâl ve'l-İkrâm demeye devam edin" demiştir. Bu görüş zayıftır. 2. İsm-i A'zâm, "el-Hayyu'l-Kayyum" sözüdür. Çünkü Hz. Peygamber Ubeyy b. Ka'ab'a; "Allah'ın kitabında en büyük ayet hangisidir?" dediğinde Ubey; "Allah, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur, Diridir, zatıyla ve kemaliyle Kaimdir..." (el-Bakara, 2/255) dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, "İlim sana helal olsun ey Eba'l-Münzir!" buyurmuştur. Bu görüş de zayıftır. 3. Allah'ın bütün isimleri yüce ve takdire layıktır. Bunlardan herhangi birini daha büyük olmakla nitelemek uygun değildir. Çünkü bu, diğerlerinin noksanlıkla nitelenmesini gerektirir. Bu görüş de zayıftır. 4. İsm-i A'z^3am, Allah ism-i şerifidir. Doğruluk ihtimali en kuvvetli olan bu görüştür. Çünkü Allah ismi, Cenâb-ı Hakkın zatına delalet etmektedir (Fahruddin er-Râzı, et-Tefsîru'l-Kebir, l, 158-159).
 
T

teslimolan

Guest
bir seyi en güzel ne tanimlarsa bence inandigim ismi-i Azam da olduguna inaniyorum. O tanimda Tevrat da var olduguna inaniyorum.

En dogrusunu Allah bilir
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
bir seyi en güzel ne tanimlarsa bence inandigim ismi-i Azam da olduguna inaniyorum. O tanimda Tevrat da var olduguna inaniyorum.

En dogrusunu Allah bilir

Sayın teslimolan

hem Müslüman olduğunuzu söyleyip, hem de bu şekilde, mütemadiyen, tahrif olunmuş ve ilga olan Tevrat-İncil reklamı yapmaya devam etmeyiniz.

Bu sizin içim son ikazdır.
 
T

teslimolan

Guest
Sen neyden korkuyorsun ? Ben burada hic kimseye bir hakarette bulunmadim ikide bir bu tehdit niye ? yazdigim yazilar seni astigi icinmi korkuyorsun ? Herseyi biliyorluk taslamak cok tehlikelidir ben uyariyorum.
 

samanyolu

New member
Katılım
19 Mar 2007
Mesajlar
2,063
Tepkime puanı
2,696
Puanları
0
Yaş
49
Konum
istanbul
Bismillâhirrahmânirrahîm

Allâhumme innî es’eluke bienne lekel hamdu lâ ilâhe illâ entel mennânu yâ hannân * yâ mennân * yâ bedîus semâvâti vel ardi yâ zel celâli vel ikrâm * yâ hayyu yâ kayyûmu, lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimin * allâhumme innî es’eluke biennî eşhedu enneke entallâhu lâ ilâhe illâ entel ehadus samedullezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekun lehû kufuven ehad * elif lâm mîm * allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm * ve ilâhukum ilâhun vâhidun lâ ilâhe illâ huver rahmânur rahîm * yâ zel celâli vel ikrâm * yâ erhamer râhimîne, allâhumme innî es’eluke bienneke entallâhu lâ ilâhe illâ entel vahidul ehadul ferdus samedullezi lem yelid ve lem yuled ve lem yekun lehû kufuven ehad, lâ ilâhe illâhu * vahdehû lâ şerîke lehû * lehul mulku ve lehul hamdu ve huve alâ kulli şey’in kadîr * lâ ilâhe illallâhu ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm * es’eluke bismikel eazzul ecellul ekrem * rabbî rabbî rabbî yâ rabbî yâ rabbi yâ rabbî lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh * lehul mulku ve lehul hamdu ve huve alâ kulli şey’in kadîr * el hamdu lillâhi ve subhânallâhi vel hamdu lillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
bir seyi en güzel ne tanimlarsa bence inandigim ismi-i Azam da olduguna inaniyorum. O tanimda Tevrat da var olduguna inaniyorum.

En dogrusunu Allah bilir

Oku düşün anla bölümünde "iki şey" diye bir konu var. Oraya eklenmemiş ama ben senin için ekleyeyim istedim. İki şey insanı dinletir diyor ya, sanırım bir tanesi de "bir şeyin cılkını çıkarmamak" olabilir.

Yani Tevrat'ı övebilirsin, İncil'i övebilirsin sadece sen değil, onbinlerce hristiyan (misyoner) da övüyor zaten. Bu açıdan bakınca; onlarla bir farkın da yok bana kalırsa. Tek farkın aynı zamanda müslüman olman yada öyle görünmen. Açıkcası müslüman olup olmadığında beni ilgilendirmiyor, sonuçta her insanın kendi ile Yaradan'ı arasında bir konu. Karışmak da haddimize düşmez.

Haddimize düşen sadece şu, bildiğin, okuduğun anlatmaya çalıştıklarının bütün hepsi; "sakat bilgiler yumağı". Sana bir faydası oluyormu bilemem, lakin bizim açımızdan sivrisinek dahi senin yanında senfoni orkestrası gibi kalıyor.

Allah (cc) razı olsun Bekir kardeşim. İsm-i Azam hakkında yazdıkların ve alıntıladıkların hepsi hak olan sözler. Duha kardeşim de daha farklı açıdan almaya çalışmış, o da güzel.

Zaten İsm-i Azam hürmetine şeytan aleyhillane dahi şark ile garbı saniyeden daha kısa sürede gider gelir. Son günlerde üzerinde çalışılan ışınlama konusunun bu tür konuların dikkatinde yürüdüğüne inanıyorum.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Selamün Aleyküm,Bakin ama sakin yanlis anlamayin!!!Benim bu Ismi Azam dediginiz konuyla hic tanisikligim olmadi biraz konuyu acsaniz diyorum gerci internette bula bilirim ama dedim ya ben burdan sormanin daha yararli olacagini düsünüyorum...Biliyorsunuz ben Hadisleri kabul etmeyen biriyim yani delil olarak bu nedenle lütfen bir iki ayetle delillendiriseniz beni menmun etmis olursunuz.Asla alay etmiyorum ayet istememin sebebine gelince?Kalbimin mutmain olmasi acisindan...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Selamün Aleyküm,Bakin ama sakin yanlis anlamayin!!!Benim bu Ismi Azam dediginiz konuyla hic tanisikligim olmadi biraz konuyu acsaniz diyorum gerci internette bula bilirim ama dedim ya ben burdan sormanin daha yararli olacagini düsünüyorum...Biliyorsunuz ben Hadisleri kabul etmeyen biriyim yani delil olarak bu nedenle lütfen bir iki ayetle delillendiriseniz beni menmun etmis olursunuz.Asla alay etmiyorum ayet istememin sebebine gelince?Kalbimin mutmain olmasi acisindan...

Hadisleri delil kabul etmiyorsanız sayın metin mete, İsm-i Azam ı bilmenize gerek yok.

Zira İsm-i Azam Hadislerle bildirilen bir müjdedir.

Bu Forum da Hadisleri ehemniyetle nazarı dikkate alır. Kuralları da budur.

Biz sizin Peygamber Efendimiz (SAV) e karşı olan bu kıyamınızı devam ettirmemenizi çok açık ve net bir şekilde tavsiye ve ikaz ettik, size de hüsnü zan edip, bu davranışınızı görmezlikten gelmeye çalışıp, inancınıza set çekmek adına değil, bu Formun amacı ve istikametine ters olmanızdan dolayı da sizi kurallara davet ettik. Ancak siz yine aynı tarz ile, bu hüsnü zanı görmemezlikten gelip, konuyu kaşımaya devam ediyorsunuz.

Şurası da bir gerçektir ki, Kur'an ve Sünneti bir bütün görüp, bu bütünlük içinde müteala yapmaya çalışan insanların, sizin gibi Sünneti/Hadisi kabul etmeyen birisiyle hangi eşitlikte münazara edecekleri de müphemdir.

Size yine hüsnü zan edip, bu tavrınızı cezalandırmakla yetinirken, emek verdiğiniz bu forumda kuralların önüne geçilmeyeceği gerçeği adına ceza aldığınızı ve tekrar tekrar kurallara uymanız gerektiğini bildiriyoruz.


 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Allah'ın kudret, hikmet, ilim, adalet, sanat, cemal,celal,ezel, ebed, cud, seha gibi Zat'ını tanıttıran sıfatlarının tamamını gösteren; neziri, şebihi, niddi, zıddı, misli, meseli, dengi olmadığını bildiren; bütün alemlerde cereyan eden bütün fiillerin ona ait olduğunu ilan eden , kainatta cereyan eden olaylarda teshir ve tedbir ve tedvir ve tanzim ve tanzif ,tezahür , terbiye ve tavzifin ona ait olduğunu bildiren, kainatın bütünüde ki, yardımlaşma ve dayanışmanın onun Uluhiyetine ait olduğunu gösterir ve kusursuz Rububiyetini ve Uluhiyetini ilan eden ve hepsinin manasını ihata eden isim, İsm-i Azam'dır.

Hz. Ali'nin kavline göre o isim Ferd, Hayy, Kayyum, Adl , Hakem, Kuddüs ve Bediüzzamanın ilavesi ile Ehad'tır.

Kim bu 6 ve 7 ismin manasını insaf, akıl ve kalb ile okusa görecektir.



Cevap vermiyorum DUHA nedenine gelince hic VAHYden delil görmedigimi söylemiyorum(Gerci yok)Cünki bu soruyu sordum diye CEZA yedim hem üc gün forumdan tüm yetkilerimi aldilar cevap verirsem alimAllah ban cok gec kalmaz sanirim..Aslinda güzel bir hikaye vardi anlatacak ama her neyse yaziyin altindaki tesekkürleri görünce Abdurahim Karakoc geldi aklima;Yutkundu diyordu ya öyle iste...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Keşke şu yazının altındaki yazıyı sonr yazsa idim.

Bence şu kısım daha mühim. Buna eleştirini -zi beklerim.



Metin Mete Abi, yazdıklarımın hepsi Kur'anidir. Şöyle,Allah'ın kudret, hikmet, ilim, adalet, sanat, cemal,celal,ezel, ebed, cud, seha gibi Zat'ını tanıttıran sıfatlarının tamamını gösteren; kısmı Kur'an'da pek çok yerde sarih ve işari ve imai ifadelerde geçiyor. Sen bilmiyorsan olmadığına delil olmaz. Ayrıca Allah'ın varlığına delil olan Kitab-ı Kebir-i Kainatın yazısını az çok okumayı biliyoruz, Hz. İbrahimvari o yazıları okuyan bunları görür.


naziri, şebihi, niddi, zıddı, misli, meseli, dengi olmadığını bildiren; bütün alemlerde cereyan eden bütün fiillerin ona ait olduğunu ilan eden
,


Abi Allah Kur'an'da eşinin benzerinin olmadığını defaeten sarih ve işari ve imaen söylüyor. Fiiline gelirsek, elbette tohumu çatlatama fiili onundur, elbette adalet etme, hükmetme fiilleride onudur. ve hakeza. Burda Kur'ana muhalefet eden bir şey mi var?

kainatta cereyan eden olaylarda teshir ve tedbir ve tedvir ve tanzim ve tanzif ,tezahür , terbiye ve tavzifin ona ait olduğunu bildiren, kainatın bütünüde ki, yardımlaşma ve dayanışmanın onun Uluhiyetine ait olduğunu gösterir
,
Elbette mülk aleminde ve melekut aleminde her şeyi kendine boyun eğdirdiğini söyleyen Allah'tır. Her şeyin idaresi, deveranı, düzenlenmesi, temizlenmesi, gözükmesi, terbiye edilmesi ve vazife verilmesi; mahlukar arasında cereyan eden yardımlaşma ve dayanışma Allah'ın ibadete tek layık olduğunun delilidir.

ve kusursuz Rububiyetini ve Uluhiyetini ilan eden ve hepsinin manasını ihata eden,

Elbette Rab ve Allah kusursuzdur

Ben de diyorum ki, bütün bu saydıklarımı tek bir kelimede toplayan ve açıldığında bu saydıklarımı gösteren isim İsam-i Azamdır.

Nasıl bir tohum koca ağacı içinde taşır. Açıldığı vakit gözükür. Aynen öylede İsm-i Azam bir tohumdur ki manası açıldığı vakit tüm bunları gösterir.

Abi faraza bunlar ayetlerde olmasa dahi , çoklukla söylenen ayetler var. Düşünmez misiniz, akletmez misiniz?

Aklediyoruz, düşünüyoruz.
Her halukarda Kuranidir.

Abi, hem Kur'ani olsun istiyorsun. Hem itirazın Kurani değil. Madem söylediklerimde bir hata olma ihtimali var, o zaman sen bari ayet koy ki hatamızı görelim.

Muhabbetle


Ikisine bir tek cevap Elinizde acik delil yok?Ama simdi kalkip sorsam nerede hemen banlar arkadasiniz.Hani bir hikaye var(Aslinda bunu Alptraum anlatmisti aklimda kaldiginca)Kurdu sürüye bekci yapmak gibi bir sey bu.O nedenle tek kelime ile gecistireyim.Bir platforum düsünün"Gel ne olursan ol yinede gel"diyorya gelen ehli Kitabta olsa gelsin der gibi evet bir zamanlar bu foruma ehli kitapta gelirdi ama sanirim bu yukaridaki kelimenin anlami degisti simdi sadece benim gibi inanan gelsin mantigi hakim o nedenle cevap yok...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Hadisleri delil kabul etmiyorsanız sayın metin mete, İsm-i Azam ı bilmenize gerek yok.

Zira İsm-i Azam Hadislerle bildirilen bir müjdedir.

Bu Forum da Hadisleri ehemniyetle nazarı dikkate alır. Kuralları da budur.





1-Bu forum un amacı, bir nebze dahi olsa Allah’ın dinine yardımcı olmak, İslami ve bilimsel konularda bilgi yaymak, paylaşmak ve bu konularda edebi kurallar çerçevesinde münazaralarda, teatilerde bulunmak ve güzel ahlak adına ortaya konabilecek her şeye zemin oluşturmaktır. Tüm bu faaliyetlerin hepsi yapılırken Kur’an a, sünnete ve ilme aykırı olmamak şartı vardır.


8-Yaşayan veya yaşamayan, İslam’a hizmet etmiş veya etmekte olan, halkın gönlünde yer etmiş tüm dini liderler, dini dinamikler ve ulemaya hakaret etmek, fikirlerine katılmamanın dışında hakaretamiz bir tarzla olumsuz eleştirmek yasaktır.

12- Forumda her hangi bir konuda sormak ve öğrenmek isteyen üyelerimize diğer üyelerimiz cevapları ile yardımcı ve yol gösterici olabilirler. Ancak Forumumuzun bu hizmetini kendi veya bağlı olduğu bir gurubun amacı doğrultusunda, gerek katı tarafgirlik sergileyerek, gerek kötü niyetlice, kullanmak yasaktır.

13- Sorulan sorulara bilgi sahibi kardeşlerimiz*yardımcı olabilirler. Bir üyenin açtığı konu hakkında yorum ve nasihatta bulunulabilinir. Ancak Üyemizin kişiliğini eleştiremez ve dini bilgisinden dolayı aşağılayamazlar.

Sayin Yönetici kardesim iki günden beri tüm forum kurallarini okuyorum ama hic bir yerde sizinde ifade ettiniz tarz bir yasaklama bulamadim.Yukaridaki soruda hangi kurala aykiri bir hareket mevcutki siz beni bu sekilde itham edebiliyorsunuz?Birinci kuralda"Tüm bu faaliyetlerin hepsi yapılırken Kur’an a, sünnete ve ilme aykırı olmamak şartı vardır."Bu kurala göre yaptiysaniz bende derimki sekizinci kuraldaki" fikirlerine katılmamanın dışında hakaretamiz bir tarzla olumsuz eleştirmek yasaktır."fikirlerine katilmiyorum.Bumu yasak olan?Lütfen bir yasak mevcut ise bunu forum kurallarinda belirtmeniz gerekmiyormu?Eger kural acik degilse bunun hangi sebeble oldugunu aciklamanizda bir mahsur söz konusumu?On ikinci ve on ücüncü kuralda belirtilen soru sorma hakkimi kullandim kimseye hakaret etmedim sadece fikirlere katilmadigimi iddia edilen"Ismi-Azam"konusuna delil istememden baska hangi suc isledim?


 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bilgilendirelim sayın mete

Forum'un birinci kuralı gayet açıktır.

"... Tüm bu faaliyetlerin hepsi yapılırken Kur’an a, sünnete ve ilme aykırı olmamak şartı vardır."

İzah edelim:

Bu Forum, bir "inaçlar platformu " değil, İslami bir platformdur ve de İslam'ın en geniş yelpazesi olan Ehli Sünnet tabanlıdır. Bütün Hakk dinlerde olduğu gibi, burada da İslam'ın Kitab'ı ve Rasül'ü özel hususiyetler arz etmektedir ve referans oluşturmaktadırlar . Bu platformda da, katılımcılar bu referanslar üzere değerlendirmeler, teatiler ve münazaralar yaparlar. Siz eğer bu kaynaklardan birisini görmezden geliyorsanız, sizinle yapılacak münazaralar ne eşitlik ilkesine, ne de ilmi metodlara uyar.

Kaldı ki, burada tüm bu eşitsizliğin yanında, söz konusu reddin muhatabı, Müslümanların mukaddes bilip, yaratılmış hiç bir şeyle mukayese dahi etmediği İslam'ın Peygamberinin sözleridir.

Sizin bu sözleri delil kabul etmemeniz her ne kadar kendi meseleniz olsa da, bizlerin (en azından çoğunluğun) mukaddesatına da saygı göstermeniz gerçeğini göz önünde bulundurmanız gerekir.

Bir tane, on tane, bin tane metin mete inanmazmış, inanmasın. Ama bin metin mete nin bir reddiyesindeki cesaretin bin katı ile bu bekir, şu haddi aşan "Hadisleri kabul etmedigimi bu forumda yillardir haykiriyorum
m.mete " sözüne, her defasında aynı muamelatı yapacaktır. Bu da benim ve bu Forum da benim gibi yüzlerce kişinin Hakk bidiğidir.

Ama biz sizin, bu inancınıza her ne kadar Hakk'tan olmasa da pek ilişmiyor, sizi sadece Kur'ani değerlendirmeleriniz ile kabulleniyoruz. Ama sizin takındığınız fütursuz tavır maalesef kabul edilemez bir tarzdır.



Yaşayan veya yaşamayan, İslam’a hizmet etmiş veya etmekte olan, halkın gönlünde yer etmiş tüm dini liderler, dini dinamikler ve ulemaya hakaret etmek, fikirlerine katılmamanın dışında hakaretamiz bir tarzla olumsuz eleştirmek yasaktır.


Gelelim bu maddeye.

Siz bu maddeyi dayanak yapıyorsunuz kendinize ve demeğe getiriyorsunuz ki, benim bu sorumda kimseye hakaret yok, sadece fikrine katılmama var.

Şurda yanılıyorsunuz ki, O (sav) yaşayan veya yaşamayan, İslam’a hizmet etmiş veya etmekte olan, halkın gönlünde yer etmiş tüm dini liderler veya dini dinamikler veya ulema değil, bir Peygamberdir, Peygamber. Karıştırmayınız.

Bu bağlam da, geçmişte yaptığım tenbihi tekrarlıyor, sizi bu forumda her zaman görmeyi şeref addediyoruz ama kurallar çerçevesinde....

Sevgilerimle
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Bilgilendirelim sayın mete

Forum'un birinci kuralı gayet açıktır.

"... Tüm bu faaliyetlerin hepsi yapılırken Kur’an a, sünnete ve ilme aykırı olmamak şartı vardır."

İzah edelim:

Bu Forum, bir "inaçlar platformu " değil, İslami bir platformdur ve de İslam'ın en geniş yelpazesi olan Ehli Sünnet tabanlıdır. Bütün Hakk dinlerde olduğu gibi, burada da İslam'ın Kitab'ı ve Rasül'ü özel hususiyetler arz etmektedir ve referans oluşturmaktadırlar . Bu platformda da, katılımcılar bu referanslar üzere değerlendirmeler, teatiler ve münazaralar yaparlar. Siz eğer bu kaynaklardan birisini görmezden geliyorsanız, sizinle yapılacak münazaralar ne eşitlik ilkesine, ne de ilmi metodlara uyar.

Kaldı ki, burada tüm bu eşitsizliğin yanında, söz konusu reddin muhatabı, Müslümanların mukaddes bilip, yaratılmış hiç bir şeyle mukayese dahi etmediği İslam'ın Peygamberinin sözleridir.

Sizin bu sözleri delil kabul etmemeniz her ne kadar kendi meseleniz olsa da, bizlerin (en azından çoğunluğun) mukaddesatına da saygı göstermeniz gerçeğini göz önünde bulundurmanız gerekir.

Bir tane, on tane, bin tane metin mete inanmazmış, inanmasın. Ama bin metin mete nin bir reddiyesindeki cesaretin bin katı ile bu bekir, şu haddi aşan "Hadisleri kabul etmedigimi bu forumda yillardir haykiriyorum
m.mete " sözüne, her defasında aynı muamelatı yapacaktır. Bu da benim ve bu Forum da benim gibi yüzlerce kişinin Hakk bidiğidir.

Ama biz sizin, bu inancınıza her ne kadar Hakk'tan olmasa da pek ilişmiyor, sizi sadece Kur'ani değerlendirmeleriniz ile kabulleniyoruz. Ama sizin takındığınız fütursuz tavır maalesef kabul edilemez bir tarzdır.



Yaşayan veya yaşamayan, İslam’a hizmet etmiş veya etmekte olan, halkın gönlünde yer etmiş tüm dini liderler, dini dinamikler ve ulemaya hakaret etmek, fikirlerine katılmamanın dışında hakaretamiz bir tarzla olumsuz eleştirmek yasaktır.


Gelelim bu maddeye.

Siz bu maddeyi dayanak yapıyorsunuz kendinize ve demeğe getiriyorsunuz ki, benim bu sorumda kimseye hakaret yok, sadece fikrine katılmama var.

Şurda yanılıyorsunuz ki, O (sav) yaşayan veya yaşamayan, İslam’a hizmet etmiş veya etmekte olan, halkın gönlünde yer etmiş tüm dini liderler veya dini dinamikler veya ulema değil, bir Peygamberdir, Peygamber. Karıştırmayınız.

Bu bağlam da, geçmişte yaptığım tenbihi tekrarlıyor, sizi bu forumda her zaman görmeyi şeref addediyoruz ama kurallar çerçevesinde....

Sevgilerimle


Sayin Yönetici burasi her kese acik bir platforum hemde ne olursan ol yinede gel diyen bir platforum;Ben asla Allahin Resulünün sözlerini kabul etmiyorum demedim sadece hadis adi altinda cikanlari delil kbulüm degildir dedim ve yinede fikrimden caymis degilim,Kaldiki bu platforumda ehli kitab insanlar yillarca Kurani dahi elestirmislerdi acaba Allhin sözü cokmu düsükdüde kimse bir sey demedi?Kurallar acik ve Asla Sünnetüllaha ve Kurana karsi hic bir hareketimi bulamazsiniz ve siz sadece bir soru nedeni ile nefs mücadelesi icerisindesiniz.Resul benim inancimda Kurandadir ve biz onun Tebyincisiyiz,siz kabul etsenizde etmesenizde ama hic bir sekilde soru sormus bir insanki kurallar dahilinde olan bir soru cezayi hak etmiyordur sizi bu nedenle kinamiyorum cünki ....... ....... ......,Kurallari bastan asgiya okumanizi tavsiye ederim ve soru nedeni ile hic kimse cezayi hak etmiyor..Bilginize....................
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sayin Yönetici burasi her kese acik bir platforum hemde ne olursan ol yinede gel diyen bir platforum;


Sayın Üye

Buranın herkese açık olması ve "ne olursan ol, gel" şeklinde bir ibareyi tebarüz ettirmesi demek, burada her isteyenin, istediğini yapacağı anlamı maalesef taşımıyor.


Ben asla Allahin Resulünün sözlerini kabul etmiyorum demedim sadece hadis adi altinda cikanlari delil kbulüm degildir dedim ve yinede fikrimden caymis degilim,

Bu yaklaşımınız, geçmişte yapılan bir çok uzun münazara ortamında ortaya çıkarmıştır ki, siz Hadis ve Sünneti kabul etmeyen bir üyesiniz. Bunu zaten açık bir dille de beyan ediyorsunuz. Dediğim gibi, bu sizin inancınız, buna kimse karışmıyor. Ancak evvel ki mesajda da belirttiğim gibi, bu durum forum kurallarını ihlal etmekte ve forumda ki münazaralar da eşitlik ilkesini ihlal etmektedir. Bu nedenle de sizi, Forum'ın hadis ve Sünnete olan duyarlılığına halel getirmeyecek bir ölçüde faaliyete tekrar davet ediyoruz.

Kaldiki bu platforumda ehli kitab insanlar yillarca Kurani dahi elestirmislerdi acaba Allhin sözü cokmu düsükdüde kimse bir sey demedi?

Biz Kur'an ı ne eleştirebiliriz, ne de eleştirtiriz. Üye kazandırmak adına, bir kaç kendini bilmeze, mukaddesatımız oyuncak edilemez. Her şeyin bir sınırı vardır. Forumda yönetici olarak, bu tarz yaklaşımlara müsade etmek, eski yöneticilere dokunmamış olabilir, ancak bana dokunuyor ve bu görevi sürdüdüğüm müddetçede bu tür hareketlere bilebildiğim/görebildiğim kadar İnşaallah müsade etmeyeceğim.

Şunu da lütfen idrak edin ki, forum kuralları yaklaşık 6 ay önce değiştirilmiştir.

Kurallar acik ve Asla Sünnetüllaha ve Kurana karsi hic bir hareketimi bulamazsiniz

Lütfen burada demagog gibi davranmayalım. Biz kurallara " Sünnetullah" yazmamışız Sayın Üye, " Hadis " (Sünnet) diye yazmışız.

Siz bu kuralları kabul etmek kaydı ile bu forumda aktifsiniz. Lütfen, inad uğruna kişiliğinizden ödün vermeyin.



ve siz sadece bir soru nedeni ile nefs mücadelesi icerisindesiniz.Resul benim inancimda Kurandadir ve biz onun Tebyincisiyiz,siz kabul etsenizde etmesenizde ama hic bir sekilde soru sormus bir insanki kurallar dahilinde olan bir soru cezayi hak etmiyordur sizi bu nedenle kinamiyorum cünki ....... ....... ......,Kurallari bastan asgiya okumanizi tavsiye ederim ve soru nedeni ile hic kimse cezayi hak etmiyor..Bilginize....................


Eğer yazdığınız mesajda, edeb kurallarını ihlal etmeyip, mert bir insan gibi sözünüzü söylemek yerine, noktalar koymasaydınız, bu satırlara da cevap verebilirdim. Ancak bu şartlarda cevap veremiyorum...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Açık delil mi istiyorsun Metin Mete Abim, hemen bir tane vereyim.

"Akletmez misiniz, düşünmen misiniz?" Ayet-i Celileleridir.

Akletmek meseleler arasında soyut mantığın imdatı ile , somut meseleler arasında bağ kurmaktır.

Evet aklettim. Faraza yanlış olsa. Ben hak metod olan ve Kur'ani bir emir olan "akledin" ayetine tabi oldum. Hak yolsa sırat-ı müstakimdir. Elbette sırat-ı müstekimde yürüyen başta hatalı olsa dahi , o kaideyi koyan ve "akledin" diyerek emreden, hakikate ulaşmayı bu Sünnetullahına bağlayan Zat(c.c), kendi kaidesine muhalefet edip benden hakikati gizlemeyecekir(inşaallah)

Mesela, Rum Suresi ayeti diyor "halkı önce yaratan,sonra diriltecekk olan odur;bu ise Onun için daha kolaydır."

Peki, Abi bu ayette akletmez isek, mana itibari ile allah için birşeyin bir şeyden daha kolay olduğunu söylemiyor mu? Denilmez mi ki; Allah için tekrar diriltmek, yoktan yaratmaktan daha kolay. Bu ise Sübhan, yani, her kusurdan münezzeh olan, Kün(Ol)'a sahip Allah ile nasıl bağdaşır? (haşa -sümme haşa)

Buyur Abi, aklını darb etmeden, tevil, ihtimal gözetmeden, temsil, kinaye yapmadan işin içinden bizi çıkar.

Muhabbetle



Sevgi deger DUHA demek yillarca yaptigimiz Tebyin en sonunda ufakta olsa meyveye durmus;Yillardir bagirarak akla davet var Kuran diyoruz ve nihayet bizide o akla davet etme lütfunda bulundunuz.Her zaman derimki dünyanin en aptal makinasi Bilgisayarlardir ama inanmazlar nedense...Gelelim Duha eger Kurani bir bütün olarak görmeyen insan ancak senin dedigin gibi; Denilmez mi ki; Allah için tekrar diriltmek, yoktan yaratmaktan daha kolay...bir soru yönelte bilir iste bu nedenle bastan baslayalim istersen;AKIL...

AKIL NEDİR?

Akıl: "Akale" fiili sözlükte, gerçeği, eşyanın hakikatini bilmek, idrak etmek, kendindeki hatanın hata olduğunu anlamak, diyet ödemek gibi anlamlara gelir. İsim olarak akl'ın ise: Us, kalp, diyet, sığınak, kale, iyiyi kötüden ayırma kabiliyeti, idrak merkezi, hafıza gibi anlamlara geldiğini görmekteyiz.

Akıl kelimesi iki şeyi hem bir birinden ayırmayı, hem de iki şeyi birbirine bağlamayı ifade eder. Yani doğru şeyleri birleştirmeyi, yanlışları doğrulardan seçip ayırmayı akıl sayesinde yaparız.

Allahu Teala, Kur'an-ı Kerim'de "akıl" konusu üzerinde özellikle durmuş ve akletmeyi emretmiştir. Batıl ve sapıklığın akletmemekten kaynaklandığını açıklamıştır. Bu itibarla akıl Kur'an'da olumsuz bir özellik olarak değil, çok gerekli bir özellik olarak anılmıştır.
Ama maalesef günümüzde bile din adına kendisini yetkili gören bazı kimseler, insanlara akıl konusunda yanlış bilgiler vermekte ve insanları adeta akıllarıyla hareket etmekten alıkoymak için çırpınmaktadırlar. Onlara göre akıl doğruyu gösteren bir araç değil, saptırıcı ve tehlikeli bir araçtır. Bu mantıkla yola çıkarak, "akıl mı nakil mi tercih edilmeli?" gibi gereksiz bir soru bile sorulmakta ve insanlar, akıl ile nakil arasında bir tercihe zorlanmaktadır.

Oysa insan ancak akıllı olduğu zaman Allah tarafından mükellef tutulmakta ve yaptığı iyi kötü şeylerin karşılığını ahirette almaya hak kazanmaktadır.

İnsanı diğer bütün eşya ve hayvanlardan ayıran özellik ise yine akıldır. İnsanı diğer varlıklar üzerine hakim ve tasarruf hakkına sahip kılan da Allah'ın verdiği bu büyük nimettir. Allah insana bir çok bağışta bulunmuştur, ama bunların en büyüğü ve en önemlisi herhalde akıldır. Çünkü akıl olmadığı zaman bütün nimetler kaybedilmeye mahkumdur.

Peki öyleyse, niçin akıl ile din arasında bir çelişki varolduğu sanılmaktadır? Özellikle dindar insanların akıllarını kullanmaktan mahrum bırakılması yönünde çaba sarf edilmekte ve dindar ile aklını pek kullanmayan, gözünü yumup rabbine ibadet eden kimse imajı oluşturulmaya çalışılmaktadır? İnsan gözü açık ve niçin, nasıl, ne şekilde ibadet edeceğini bilerek mi hareket etmeli; yoksa hiç bir şey düşünmeden, aklına bir şey getirmeden mi ibadet etmelidir?

Kur'an'ın bizi akletmeye davet ettiğini, aklını kullanmayan insanları kınadığını ve azapla tehdit ettiğini bilmem hatırlatmaya gerek var mı?

Bakalım Rabbimizin ayetlerine bize bu konuda ne diyor?

"..Allah'ın sözünü işitirler, onu iyice aklettikten sonra tahrif ederler." (2/Bakara: 75)

"Kitabı okuyup durduğunuz halde kendinizi unutup da başkalarına mı iyiliği emrediyorsunuz? Hiç akletmiyor musunuz?"(2/Bakara:44)

"..İşte böyle Allah ölüyü diriltir ve siz akledesiniz diye ayetlerini/mucizelerini size gösterir." (2/Bakara: 73)

"Şüphesiz ki biz, Kur'an'ı akledesiniz diye Arapça olarak indirdik." (12/Yusuf:2)

"Yazıklar olsun size ve Allah'tan başka kulluk ettiklerinize! Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?" (21/ Enbiya: 67)

"Size hayat veren ve öldüren O'dur. Gece ve gündüzün birbiri arkasına gelip gitmesi de O'na aittir. Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?" (23/Mü'minun: 80)

Allahu Teala bize ahirette cehennemde yanmakta olan günahkarlar ile cehennem bekçileri arasında geçen bir konuşmadan küçük bir kesit vererek aklın önemini ve insanı cehenneme gitmekten koruyucu bir kalkan olduğunu şöyle ortaya koyuyor:

"Cehennem neredeyse öfkesinden çatlayacak gibi olur. Ne zaman oraya bir grup atılacak olursa, oranın bekçileri onlara:

-Size bir uyarıcı gelmedi mi? diye sorar. Onlar da derler ki:

-Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiç bir şey indirmedi. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik. Eğer dinleseydik ya da aklımızı kullansaydık, şimdi cehennem ehlinden olmazdık, derler." (67/Mülk: 8-10)

 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet


Sayın Üye

Buranın herkese açık olması ve "ne olursan ol, gel" şeklinde bir ibareyi tebarüz ettirmesi demek, burada her isteyenin, istediğini yapacağı anlamı maalesef taşımıyor.




Bu yaklaşımınız, geçmişte yapılan bir çok uzun münazara ortamında ortaya çıkarmıştır ki, siz Hadis ve Sünneti kabul etmeyen bir üyesiniz. Bunu zaten açık bir dille de beyan ediyorsunuz. Dediğim gibi, bu sizin inancınız, buna kimse karışmıyor. Ancak evvel ki mesajda da belirttiğim gibi, bu durum forum kurallarını ihlal etmekte ve forumda ki münazaralar da eşitlik ilkesini ihlal etmektedir. Bu nedenle de sizi, Forum'ın hadis ve Sünnete olan duyarlılığına halel getirmeyecek bir ölçüde faaliyete tekrar davet ediyoruz.



Biz Kur'an ı ne eleştirebiliriz, ne de eleştirtiriz. Üye kazandırmak adına, bir kaç kendini bilmeze, mukaddesatımız oyuncak edilemez. Her şeyin bir sınırı vardır. Forumda yönetici olarak, bu tarz yaklaşımlara müsade etmek, eski yöneticilere dokunmamış olabilir, ancak bana dokunuyor ve bu görevi sürdüdüğüm müddetçede bu tür hareketlere bilebildiğim/görebildiğim kadar İnşaallah müsade etmeyeceğim.

Şunu da lütfen idrak edin ki, forum kuralları yaklaşık 6 ay önce değiştirilmiştir.



Lütfen burada demagog gibi davranmayalım. Biz kurallara " Sünnetullah" yazmamışız Sayın Üye, " Hadis " (Sünnet) diye yazmışız.

Siz bu kuralları kabul etmek kaydı ile bu forumda aktifsiniz. Lütfen, inad uğruna kişiliğinizden ödün vermeyin.





Eğer yazdığınız mesajda, edeb kurallarını ihlal etmeyip, mert bir insan gibi sözünüzü söylemek yerine, noktalar koymasaydınız, bu satırlara da cevap verebilirdim. Ancak bu şartlarda cevap veremiyorum...


Seninle burada tartismayacagimi söyledimki o nedenle noktaladim yani kinamiyorum dedim eger bunu nametlik kabul ediyorsan senin halini baskaca aciklama gerekmeyecegi noktasindayin,Kuranda gecen tek sünnet Allahin sünnetidirki ben ona tabiyim.Gelelim siz sünnetüllah yazmasaniz dahi sizin sünnetinize tek kelime varmi göster orada sordugum soru?Bu konuda bir delil ama Kurandan evet baska ne var sünnet dediginiz konuya binahen gösterin hakaret veya her hangibir ahlaksizlik terbiyesizlik?Varmi?Ama ne yazikki olmayan bir konuda verilen ceza size göre hak ise sordugum soruyu geriye aldim SAYIN yönetici buyrun Vicdan sizindir....
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Her ne ise Sayın Üye, bu konuyu çok fazla uzatmak gerekmiyor. Herkesi vicdanen bir kanaate vardıracak ölçüde yazışmalar yapılmıştır...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Açık delil mi istiyorsun Metin Mete Abim, hemen bir tane vereyim.

"Akletmez misiniz, düşünmen misiniz?" Ayet-i Celileleridir.

Akletmek meseleler arasında soyut mantığın imdatı ile , somut meseleler arasında bağ kurmaktır.

Evet aklettim. Faraza yanlış olsa. Ben hak metod olan ve Kur'ani bir emir olan "akledin" ayetine tabi oldum. Hak yolsa sırat-ı müstakimdir. Elbette sırat-ı müstekimde yürüyen başta hatalı olsa dahi , o kaideyi koyan ve "akledin" diyerek emreden, hakikate ulaşmayı bu Sünnetullahına bağlayan Zat(c.c), kendi kaidesine muhalefet edip benden hakikati gizlemeyecekir(inşaallah)

Mesela, Rum Suresi ayeti diyor "halkı önce yaratan,sonra diriltecekk olan odur;bu ise Onun için daha kolaydır."

Peki, Abi bu ayette akletmez isek, mana itibari ile allah için birşeyin bir şeyden daha kolay olduğunu söylemiyor mu? Denilmez mi ki; Allah için tekrar diriltmek, yoktan yaratmaktan daha kolay. Bu ise Sübhan, yani, her kusurdan münezzeh olan, Kün(Ol)'a sahip Allah ile nasıl bağdaşır? (haşa -sümme haşa)

Buyur Abi, aklını darb etmeden, tevil, ihtimal gözetmeden, temsil, kinaye yapmadan işin içinden bizi çıkar.

Muhabbetle


Akıl ile bilgi arasındaki ilgi çok önemlidir. Bilgi olmadan akletmek mümkün değildir. Bilgi, aklın aracılığı ile tartılacak bir nesnedir. Tartılacak eşya olmayınca tartının da bir önemi kalmaz. Akıl, bilginin doğru mu yanlış mı olduğunu tartan hassas bir terazi gibidir. Bu sebeple bazılarının iddia ettikleri gibi "ya akıl ya da nakil/bilgi" tercihi tutarsızdır. Akıl bilginin doğruluğunu tespit eder. Eğer bilginin doğruluğu tespit ettirilmek istenmiyorsa, orada bir şüphe ve tereddüt var demektir. Yanlış var demektir. Yanlışın ortaya çıkacağından korkanlar, sahip oldukları bilgiyi tarttırmak da istemezler elbette. Allahu Teala, akıl ile bilgi arasındaki ilgiyi şöyle ifade ediyor:

"Biz bu örnekleri insanlar için veriyoruz. Ancak bilenlerden başkası onları akledemez."


(29/Anke-but:43)

Akıl, dini de değerlendirir ve tercih eder. Allah'ın dininden başka dinler, aklın kabul etmeyeceği, gerçek dışı ve safsataya veya belli bir zümreyi sömürü esasına dayalı olabilir. Toplumlar genellikle din edinirken, akıllarını değil, atalarını izlerler. Yani geçmiş toplumların inanç ve kültürleri kendilerinden sonraki nesillere geçer. Bu geçiş esnasında da bazı değişiklikler yaşanır. Aslı vahye dayalı olmayan dinler için değişiklikler bir çeşni ve zenginlik kabul edilir. Ama, Allah'ın dinine insanlar tarafından yapılacak hiç bir müdahale kabul edilemez ve bir zenginlik değil bir tahrif olarak değerlendirilir. Çünkü Allah'ın dini ilk günden itibaren saf ve tertemiz, dosdoğru ve mükemmel iken; diğer dinler, hiç bir zaman yanlıştan, hatadan ve haksızlıktan uzak değillerdir.

"Onlara, Allah'ın indirdiklerine uyun, denildiği zaman, "hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeylere uyarız." derler. Ya ataları hiç bir şey akledememiş ve doğru yolu bulamamış iseler!.."

(2/Bakara: 170)

Evet onlar yine de atalarını tercih ederler.

Hal böyle olunca, Allah'ın dini her zaman akla yatkın olduğu için akıl ile din arasında bir çelişkiden bahsetmek abes olur. Ancak, Allah'ın dininden sapmış ve tahrif edilmiş din anlayışları ile akıl arasında her zaman bir çelişki ve tercih söz konusudur.
 
Üst Alt