Örtünme
Örtünmenin canlilar arasinda sadece insana has bir özellik oldugu, bazi uç ve tek tük yönelisler bir yana birakilirsa, çiplaklik her dönemde vicadan ve sag duyu tarafindan arsizlik ve haya olarak görülmüstür. Ancak örtünme konusunda farkli kültür, din, moda, yabancilasma, dis tesir ve toplumsal çözünme degisik ölçü ve anlayislar getirmistir.
Islam dininin örtünme emri, ferdin ruh sagligini, fitri yapi ve onurunu, toplumun genel ahlakini koruma, cinsler ve insanlar arasi münasebetlerde dengeyi gözetme, insan haysiyetine yakisir bir cinsi hayat ve aile hayati kurma gibi çesitli gayelere yöneliktir.
Örtünmede erkekle kadinin farkli hükümlere tabi olmasi da iki ayri cinsin yaratilis özellikleri gözetilerek yapilmis bir ayirimdir.
Vücudun açilmasi, gösrterilmesi ve bakilmasi dinen haram olan yerlerine ve organlarina dini literatürde avret tabiri kullanilir.
Kadinlarin kadinlara ve mahremlerine yani aralarinda devamli evlenme engeli bulunan erkek akrabasina karsi avret yeri, Hanefi ve Safiilere göre erkegin erkege karsi avret yeri gibidir. Maliki ve Hanbeli mezheplerinde agirlikli görüs, kadinin mahremi erkekler yaninda el, yüz, bas, boyun, kol, ayak ve baldir hariç bütün vücudunun avret oldugu ve örtünmesinin gerektigi yönündedir.
Kadinin yabanci erkekler karsisinda avret yeri, yeri, ayaklari ve elleri hariç bütün vücududur. Bu Hanefi mezhebinin görüsü olup, diger mezheplerde kadinin ayaklarida avrettir.
Örtünme hususunda Kur'an ve Sünnet'de yer alan hükümler ise;
"Görünen kisimlar müstesna olmak üzere ziynetlerini teshir etmesinler. Bas örtülerini yakalarinin üzerine örtsünler. Kocalari, babalari.... hariç baskasina ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklari ziynetler anlasilsin diye ayaklarini yere vurmasinlar" (Nur Suresi/31)
" Ey peygamber! Hanimlarina, kizlarina ve müminlerin kadinlarina hep söyle de cilbablarindan (dis elbiselerinden) üzerlerini simsiki örtsünler. Bu onlarin taninmalarina, taninip da eziyet edilmemelerine en elverisli olandir. Bununla beraber Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir." (Ahzab Suresi /59)
Ey Peygamber! Hanimlarina da, kizlarina da, bütün müminlerin kadinlarina da söyle. Görülüyor ki, burada yalniz Peygamberin hanimlarina ve kizlarina degil, Nur Sûresi'ndeki "Bas örtülerini yakalarinin üstüne koysunlar, zinet yerlerini göstermesinler." (Nûr, 24/31) âyeti gibi müminlerin kadinlari dahi bu hükmün kapsamina dahil edilmistir. Bununla birlikte müminlerin kadinlarinda aslolan hürriyet oldugu için, bundan kastolunanin hür kadinlar oldugu beyan edilmistir. Araplarda tesettür adet degildi. Cahiliyet devrinde kadina hürmet yoktu. Eski cahiliye kadinlarinda erkeklerin dikkatlerini çekecek sekilde göz alici
biçimde açik saçik çikan, açilip saçilan orta mali olanlar bulunurdu. Bundan dolayi kiz çocuklarini diri diri gömenler olmustu. Islam ise kadinin sanini iffet ve ismetle, vakar ve haysiyetle yükseltiyordu.
CILBAB, Bastan asagi örten çarsaf, ferace, câr gibi dis elbisenin adidir. "Kadinlarin elbiselerinin üstünegiydikleri her çesit giysidir." " Tepeden tirnaga örten giysidir", "Kadinlarin tesettür ettikleri her türlü elbise ve baska seylerdir." "Çarsaf ve peçedir".
Resulullah buyuruyor:
"Kadin bülug çagina erince elleri ve yüzü disinda baska yerlerinin baskasina görünmesi helal olmaz" (Ebu Davud, Libas)
Hz. Aise'den rivayet edilmistir ki; "Ensar kadinlarina Allah rahmet etsin. Bu "Ey Peygamber, hanimlarina, kizlarina bütün müminlerin kadinlarina da söyle" âyeti indigi zaman mirtlarini yardilar, onunla baslarini sardilar da Resulullah'in arkasinda öyle namaz kildilar ki, sanki baslarinda kargalar varmis gibi..." demistir. Bu tesettür onlarin taninmalarina, daginik cariyelerden, adi kadinlardan vakar ve heybetle seçilerek hürmet edilmelerine ve dolayisiyla incitilmemelerine elverisli olan biçimdir. Gerçi eziyeti kendilerine davet edecek olan içi bozuklari örtü tutacak degildir. Fakat imanli, temiz kadinlarin, kirli
bakislardan yuvalarinda gizli inciler gibi korunmus kalmalarina en uygun olan biçim de budur. Asil o zamandir ki onlara eziyet edecek olanlarin açik bir vebal ve iftira yüklenmis olduklari ortaya çikar.
"Bununla beraber Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir." Bu bölüm çok anlamlidir. Bu bize su mânâlari ilham eder:
1- Allah'in bagislamasi çoktur. Bugüne kadar geçmis açikliklari bagislar. O kusurlari örter. Rahmeti de çoktur; bundan böyle emrini tutanlari rahmetiyle arzusuna çok ulastirir.
2- Allah bagislayici ve merhametli oldugu içindir ki, kadinlara eziyet edilmesine razi olmaz ve onun için örtülmelerini emreder.
3- Tesettür emrolundugundan dolayi da kadinlar bir baskiya ugratilmasin, asiriya gidilmesin; çünkü Allah bagislayici ve çok merhametlidir. Bu emri onlarin aleyhine degil, lehine olarak vermistir demek de olabilir.
Kadinin örtünmesi gerktiginden söaz eden bu ayetlerde, örtünme için belli bir sekil ve model yoktur. Kur'an-in bu anlatimindan yola çikrak kadinlarin ancak çarsaf ve peçe ile disari çikabilecegi, yabanci erkeklerin yaninda agiz ve burnunu örtmesini söylemek isabetli olmasa gerekir. Istenen, fitne ve süpheye sebep olmayacak, karsi cinsin arzusunu uyandirmayacak, agir basliligini loruyacak tarz ve biçimde örtünmesini istemektedir. Bundan vücut hatlarini ortaya çikaracak kadar ince ve dar elbiselerin giyilmesinin dogru olmadigi sonucu ortaya çikar.
Resulullahin sünnetinde, giyim kusamda sadelik, tabilik ve temizlik tavsiye edilmis, elbisenin vücut hatlarini belli etmemesi, içini göstermemesi üzerinde durulmus, örtünmenin dini ve ahlaki cepgesi sürekli vurgulanmistiur.
Örtünmenin iffet ve namusu korumak, taninmayi ve incinmemeyi saglamak gibi bazi hikmetleri oldugu sekilde açiklanmasi, bu gayenin bulunmadigi veya baska yollarla elde edildigi durumlarda örtünmenin gerekmeyecegi görüsü dogru olmaz. Bunun için de, sekil ve ayrinti yönüyle mahalli ve kültürel bazi özellikler ve farkliliklar tasimasi dinen müsamaha ile karsilanmis olsa bile, esas itibariyle örtünmenin dinin emri ve geregi oldugu hususunda müslümanlara arasinda bir görüs ayriligi ortaya çikmamistir.
Örtünmenin canlilar arasinda sadece insana has bir özellik oldugu, bazi uç ve tek tük yönelisler bir yana birakilirsa, çiplaklik her dönemde vicadan ve sag duyu tarafindan arsizlik ve haya olarak görülmüstür. Ancak örtünme konusunda farkli kültür, din, moda, yabancilasma, dis tesir ve toplumsal çözünme degisik ölçü ve anlayislar getirmistir.
Islam dininin örtünme emri, ferdin ruh sagligini, fitri yapi ve onurunu, toplumun genel ahlakini koruma, cinsler ve insanlar arasi münasebetlerde dengeyi gözetme, insan haysiyetine yakisir bir cinsi hayat ve aile hayati kurma gibi çesitli gayelere yöneliktir.
Örtünmede erkekle kadinin farkli hükümlere tabi olmasi da iki ayri cinsin yaratilis özellikleri gözetilerek yapilmis bir ayirimdir.
Vücudun açilmasi, gösrterilmesi ve bakilmasi dinen haram olan yerlerine ve organlarina dini literatürde avret tabiri kullanilir.
Kadinlarin kadinlara ve mahremlerine yani aralarinda devamli evlenme engeli bulunan erkek akrabasina karsi avret yeri, Hanefi ve Safiilere göre erkegin erkege karsi avret yeri gibidir. Maliki ve Hanbeli mezheplerinde agirlikli görüs, kadinin mahremi erkekler yaninda el, yüz, bas, boyun, kol, ayak ve baldir hariç bütün vücudunun avret oldugu ve örtünmesinin gerektigi yönündedir.
Kadinin yabanci erkekler karsisinda avret yeri, yeri, ayaklari ve elleri hariç bütün vücududur. Bu Hanefi mezhebinin görüsü olup, diger mezheplerde kadinin ayaklarida avrettir.
Örtünme hususunda Kur'an ve Sünnet'de yer alan hükümler ise;
"Görünen kisimlar müstesna olmak üzere ziynetlerini teshir etmesinler. Bas örtülerini yakalarinin üzerine örtsünler. Kocalari, babalari.... hariç baskasina ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklari ziynetler anlasilsin diye ayaklarini yere vurmasinlar" (Nur Suresi/31)
" Ey peygamber! Hanimlarina, kizlarina ve müminlerin kadinlarina hep söyle de cilbablarindan (dis elbiselerinden) üzerlerini simsiki örtsünler. Bu onlarin taninmalarina, taninip da eziyet edilmemelerine en elverisli olandir. Bununla beraber Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir." (Ahzab Suresi /59)
Ey Peygamber! Hanimlarina da, kizlarina da, bütün müminlerin kadinlarina da söyle. Görülüyor ki, burada yalniz Peygamberin hanimlarina ve kizlarina degil, Nur Sûresi'ndeki "Bas örtülerini yakalarinin üstüne koysunlar, zinet yerlerini göstermesinler." (Nûr, 24/31) âyeti gibi müminlerin kadinlari dahi bu hükmün kapsamina dahil edilmistir. Bununla birlikte müminlerin kadinlarinda aslolan hürriyet oldugu için, bundan kastolunanin hür kadinlar oldugu beyan edilmistir. Araplarda tesettür adet degildi. Cahiliyet devrinde kadina hürmet yoktu. Eski cahiliye kadinlarinda erkeklerin dikkatlerini çekecek sekilde göz alici
biçimde açik saçik çikan, açilip saçilan orta mali olanlar bulunurdu. Bundan dolayi kiz çocuklarini diri diri gömenler olmustu. Islam ise kadinin sanini iffet ve ismetle, vakar ve haysiyetle yükseltiyordu.
CILBAB, Bastan asagi örten çarsaf, ferace, câr gibi dis elbisenin adidir. "Kadinlarin elbiselerinin üstünegiydikleri her çesit giysidir." " Tepeden tirnaga örten giysidir", "Kadinlarin tesettür ettikleri her türlü elbise ve baska seylerdir." "Çarsaf ve peçedir".
Resulullah buyuruyor:
"Kadin bülug çagina erince elleri ve yüzü disinda baska yerlerinin baskasina görünmesi helal olmaz" (Ebu Davud, Libas)
Hz. Aise'den rivayet edilmistir ki; "Ensar kadinlarina Allah rahmet etsin. Bu "Ey Peygamber, hanimlarina, kizlarina bütün müminlerin kadinlarina da söyle" âyeti indigi zaman mirtlarini yardilar, onunla baslarini sardilar da Resulullah'in arkasinda öyle namaz kildilar ki, sanki baslarinda kargalar varmis gibi..." demistir. Bu tesettür onlarin taninmalarina, daginik cariyelerden, adi kadinlardan vakar ve heybetle seçilerek hürmet edilmelerine ve dolayisiyla incitilmemelerine elverisli olan biçimdir. Gerçi eziyeti kendilerine davet edecek olan içi bozuklari örtü tutacak degildir. Fakat imanli, temiz kadinlarin, kirli
bakislardan yuvalarinda gizli inciler gibi korunmus kalmalarina en uygun olan biçim de budur. Asil o zamandir ki onlara eziyet edecek olanlarin açik bir vebal ve iftira yüklenmis olduklari ortaya çikar.
"Bununla beraber Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir." Bu bölüm çok anlamlidir. Bu bize su mânâlari ilham eder:
1- Allah'in bagislamasi çoktur. Bugüne kadar geçmis açikliklari bagislar. O kusurlari örter. Rahmeti de çoktur; bundan böyle emrini tutanlari rahmetiyle arzusuna çok ulastirir.
2- Allah bagislayici ve merhametli oldugu içindir ki, kadinlara eziyet edilmesine razi olmaz ve onun için örtülmelerini emreder.
3- Tesettür emrolundugundan dolayi da kadinlar bir baskiya ugratilmasin, asiriya gidilmesin; çünkü Allah bagislayici ve çok merhametlidir. Bu emri onlarin aleyhine degil, lehine olarak vermistir demek de olabilir.
Kadinin örtünmesi gerktiginden söaz eden bu ayetlerde, örtünme için belli bir sekil ve model yoktur. Kur'an-in bu anlatimindan yola çikrak kadinlarin ancak çarsaf ve peçe ile disari çikabilecegi, yabanci erkeklerin yaninda agiz ve burnunu örtmesini söylemek isabetli olmasa gerekir. Istenen, fitne ve süpheye sebep olmayacak, karsi cinsin arzusunu uyandirmayacak, agir basliligini loruyacak tarz ve biçimde örtünmesini istemektedir. Bundan vücut hatlarini ortaya çikaracak kadar ince ve dar elbiselerin giyilmesinin dogru olmadigi sonucu ortaya çikar.
Resulullahin sünnetinde, giyim kusamda sadelik, tabilik ve temizlik tavsiye edilmis, elbisenin vücut hatlarini belli etmemesi, içini göstermemesi üzerinde durulmus, örtünmenin dini ve ahlaki cepgesi sürekli vurgulanmistiur.
Örtünmenin iffet ve namusu korumak, taninmayi ve incinmemeyi saglamak gibi bazi hikmetleri oldugu sekilde açiklanmasi, bu gayenin bulunmadigi veya baska yollarla elde edildigi durumlarda örtünmenin gerekmeyecegi görüsü dogru olmaz. Bunun için de, sekil ve ayrinti yönüyle mahalli ve kültürel bazi özellikler ve farkliliklar tasimasi dinen müsamaha ile karsilanmis olsa bile, esas itibariyle örtünmenin dinin emri ve geregi oldugu hususunda müslümanlara arasinda bir görüs ayriligi ortaya çikmamistir.