Martı
Martı
Savruk, saçak kanatlarınla nasıl da süzülürsün,
Yükseklerde gözün yok, denizlerde yürürsün.
Çocukluğumun özgür kanatlı kuşları;
Hep ama hep deniz sefalarında görünürsün.
Adın albatros başka dillerde, bendeki adın martı
Her kese bir çığlıktı sesin, bana göre haykırıştı,
Ah! Ne var senin kadar özgür bağırabilsem,
Avaz avaz çığlıklarım denizleri kaplasa,
Sefalarım güvertelerde, demli çay bardaklarında olsa!
Bir vapurluk özgürlüğüm var, Kadıköy’den Eminönü’ne,
Denizin sesine karışır çığlıklarım, senin kadar beceremesem de,
Avaz avazdır haykırışlarım, yanımdaki duymasa da;
Bilirim ki özgürlüğüm; bir çayın bardaktaki ömrü kadar oysa!
Denizin tuzlu kokusu senin yaşam kaynağın,
Adına yazılan şiirler ve teknelere verilen isimler…
Belki bunlar dayanağın!
Hani ? nerede şimdi o altı yosun bağlamış sandallar,
Hepsi kürek çırpıp gitti, durmayın;
Sizler de gidin martılar!
Özgürlüğün resitali çınlar bir akşam üstü sefasında,
Belki bu sefer kabataş’da, belki de ada vapurunda,
Çığlıklarımı denize atsam peşin sıra,
Vokal olsam okyanus dolu sesine,
Bitmez senfonide bir mısra,
Destek olur musun özgürlüğüme!
@radikalislam