Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Işıldağınız Mübarek Olsun!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

HaNiF

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
201
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
iN QuRaN
Terim Anlamıyla Kandil

Kandil: "İdare lambası, ışık şaçan cisim, lamba" demektir. (Kaynak, Diyanet İqra İslam Asiklopedisi, Sözlükler Bölümü, Küçük Lugat)

Kandil, genellikle ışık saçan, ışık veren anlamındadır. Eskiden, gaz lambası, kandil gibi lambalar kullanılırdı. Dolayısıyla kandilin başka bir sözlük anlamı olmadığı için "IŞILDAK" demekte hiçbir mahsur yoktur.

İslam'da Mübarek Geceler

Müslümanların aldatıldığı konulardan bir tanesi de bu “mübarek geceler” konusudur. İnsanlar, kişilik yapılarında var olan hırs, kolay kazanç, kısa zamanda köşeyi dönme gibi zaafları sebebiyle, önlerine konan yalanları hiç sorgulamadan, tıpkı bir balığın zokayı yutması gibi yutmuşlar, inanç ve amellerinin yozlaşmasına yol açan bu yalanlara hep inanmışlardır.

Bilindiği gibi çeşitli kesimlerde, özellikle de tarikat ve tasavvuf çevrelerinde bazı günler, geceler ve aylar “mübarek” ilân edilmiş ve bu mübarek zamanlar için de özel namaz, oruç ve zikirler icat edilmiştir. Ama yapılan mübarek gece ilânları ve icat edilen özel ibadetler, sadece bu kesime mensup insanlar arasında yayılmakla kalmamış, başlangıçta dilden dile dolaşarak yayılan bu bid’atler, zaman içinde çeşitli yayınlarda, takvim yapraklarının arkalarında yer almak suretiyle daha geniş kitlelere ulaşmış, şimdilerde ise devletin resmî kuruluşları tarafından uygulanır olmuştur. Dinin sahibi Allah’ın, böyle şeyleri emretmemiş, önermemiş olması ise, bu bid’atlerin yer aldığı hadislerin, maalesef dinin Kur’an’dan sonra gelen kaynağı sayılması sayesinde dikkate alınmamıştır.
Oysa, bu Kur’an dışı uygulamaların savunucuları tarafından, dinin Kur’an’dan sonra gelen kaynağı olarak gösterilen hadislerin “sağlam” olarak nitelenenlerinde, peygamberimizin böyle özel günler, geceler ve aylarda özel ibadetler yapmadığı ve kimseye yapmasını söylemediği de yazmaktadır:


“… Alkame şöyle demiştir. Ben Aişe R.A. ya:
– Rasülüllah günlerden bazılarını herhangi bir şeye tahsis eder miydi? diye sordum.
Âişe:
– Hayır, tahsis etmezdi. Onun ibadeti aralıksız ve devamlı idi. Rasülüllah’ın edasına tâkat getirdiği hayır ve ibâdete hanginiz tâkat yetiştirir ki? diye cevap verdi.” (Sahih-i Buharî, Oruç Kitabı, Bab 63, hadis no: 96)


Konu, Kur’an ışığında değerlendirildiğinde ibadet günü, ibadet gecesi ibadet ayı gibi özel zamanların Kur’an’da yer almadığı, dolayısıyla bu tarz kabullerin İslâm’ın ruhuna aykırı olduğu görülmektedir. Yani, İslâm dini ibadeti, senenin her mevsiminde, her ayında, her gününde, her gecesinde, hatta her saatinde ve her saniyesinde öngörmüştür. İslâm’da turizm mevsimi, av mevsimi, kayak mevsimi gibi bir ibadet mevsimi yoktur. Müslüman, senenin her mevsiminde, ayında, gününde, gecesinde ibadet/ kulluk yapmalıdır. Bu durum “barış” konusu için de aynıdır. Müslüman hiçbir zaman saldıran, savaşa karar veren taraf olmamalı, ancak düşmanın saldırısı karşısında savaşmalı, onun dışında her zaman barışçı olup, kavgasız, kansız yaşamalıdır. Yani imanın görüntüsü ve meyveleri her an ortada olmalıdır:

İbrahim; 24-26: Görmedin mi Allah nasıl bir örnekleme yaptı: Güzel söz (La ilahe illallah- iman); kökü yerde dalları gökte olan bir ağaca benzer.
O ağaç, Rabbinin izniyle meyvelerini her zaman verir. Allah insanlara böyle örnekler verir ki, düşünüp ibret alabilsinler.


Pis söz (küfür) de gövdesi toprağın üstünde destek bulmuş bir ağaca benzer, dayanağı yoktur onun. Dinimizde ibadetin/ kulluğun, zamanla alâkalı bir özelliği olmadığı gibi, zeminle de ilgisi yoktur. Yani, Mekke’de kılınan namaz ile Moskova’da kılınan namazın, ya da Medine’de tutulan oruçla İzmir’de tutulan orucun, ya da Recep ayında tutulan oruçla Teşrini Evvel’de tutulan orucun veya Salı günü tutulan oruç ile Cuma günü tutulan orucun, dinimiz nezdinde hiçbir farkı yoktur. Başka bir ifade ile, İslâm dininde yapılan kulluk görevlerine ekstra promosyon verildiği zamanlar ve mekânlar söz konusu değildir. Aslında Müslümanların da, sevap kazanma/ artı puan toplama anlayışını bırakmaları, bunu yerine Allah’ın rızasını kazanma ve Allah’ın lütfettiği nimetlerin şükrünü eda etmeyi düşünmeleri gerekmektedir.


Beraet gecesi:

Şaban ayının on beşinci gecesi olup, halk arasında din adına çok değer verilen özel bir gecedir. Beraet sözcüğünün, “aklanma, uzak bulunma” anlamları doğrultusunda, dinî terminolojide sözcük; “suçtan, günahtan uzak bulunma” anlamında kullanılır. Beraet gecesi; peygamberimize “Şefaat-ı Kübra”, yani ümmetinin tümüne şefaat edip onları cehennemden kurtarma yetkisinin verildiği gece olarak bilinir ve bu gecede, geceyi ihya edenlerin cehennemden uzak tutulacağına ve bu kurtuluşlarına dair ellerine berat, vesika verileceğine inanılır. Ayrıca Duhan suresinde sözü edilen “Kur’an’ın indiği ve her işin ayırt edildiği mübarek gecenin” bu gece olduğu kabul edilir.

Ancak bu kabul Kadir suresi ile çeliştiği için, bu gecede Kur’an’ın Allah’tan yer yüzüne değil, Allah’tan Levh-ı Mahfuz’a indiği yolunda zorlama bir yoruma başvurulur. Doğum ve ölümle başlayıp meteorolojik olaylara varıncaya kadar her iş ve oluşa bir senelik kader çizilip uygulayıcı meleklere verildiğine inanılan bu geceyle ilgili bir çok hadis uydurulmuştur. Aşırı abartılı ikram ve lütuflardan bahseden ve uyanıkların, açıkgözlerin parsayı kapmaları için teşvik edildiği bu martavalların bir kaç örneği aşağıdadır:

“Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan dua ve tevbe reddolmaz. Bunlar, Ramazan ve kurban bayramlarının ilk geceleri, Şaban’ın on beşinci gecesi (beraet gecesi) ve arefe gecesidir.”
“Cebrail bana geldi. Ve ‘kalk namaz kıl ve dua et! Bu gece Şabanın on beşinci gecesidir.’ dedi.”
“Bu geceyi ihya edenleri, Allah cc. affeder. Yalnız müşrikleri, büyücüleri, falcıları, cimrileri, sürekli içki içenleri, faiz yiyenleri ve zina edenleri affetmez.”
“Beraet Gecesini ganimet ve fırsat biliniz! Çünkü belli bir gecedir ve Şabanın on beşinci gecesidir. Kadir gecesi, çok büyüktür ama hangi gece olduğu belli değildir. Bu gece çok İbâdet yapınız. Yoksa kıyamet günü pişman olursunuz.”


Örneklerini verdiğimiz bu hikâyelerin tümü yalandır, hiçbirisinin aslı ve astarı yoktur. Çıkarcı insanları bu zaafları dolayısıyla iğfal etmek için uydurulmuş ve Kur’an’a aykırı olan bu kötü hikâyelerin, peygamberimizin hayatında da vuku bulduğuna dair de bir tek delil bile yoktur.
 

HaNiF

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
201
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
iN QuRaN
Görüldüğü gibi İslamda özel bir kandil yoktur. Her gece eşittir. Yeter ki değerlendirmesini bilelim.

Mübarek diye bilinen kandiller zandan ibarettir. İslamda mübarek gece olarak sadece Kadir gecesi vardır. Tam olarak vaktini ise yalnız Allah bilir. Biz, bu geceleri günah affettirme gecesi, rüşvet gecesi olarak algılayanları kınıyoruz.

Değerlendirmesini bilene her gece mübarektir...

Vesselam...
 

umit2006

New member
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
82
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Çok doğru dostum!
bunları gündeme getirince mezhepsiz,vehhabi diye suçlanıyoruz mezhebini din edinenler tarafından!
tevbeyi,duayı belirli gecelere sıkıştıran anlayışı ne peygamberin,nede sahabelerin hayatında göremiyoruz!neden acaba acaba bizlerden bir şeylermi sakladılar!kesinlikle hayır!Kendisine indirileni insanlara açık,net bir şekilde bildirmesi istenilen,ümmeti için gözyaşı döken,ümmetini ateşten kurtarmak için mücadele eden,alemlere rahmet olarak gönderilen ( alemlerin efendisi değil!! ) bir peygamber ve ashabı bizden bir noktayı bile saklamaz!
Kadir gecesi dışında özel gece anlayışları tasavvuf gibi İslami anlayışlarımıza sonradan sokulmuş.
lütfen tevbeyi,ibadeti özel geceleredğil 365 güne yayın.her akşam o gün yaşadıklarınızın hesabını Kur'an ve sünnete göre yapıp hatalrınız için tevbe edin,edelim dostlar.
 

HaNiF

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
201
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
iN QuRaN
umit2006' Alıntı:
Çok doğru dostum!
bunları gündeme getirince mezhepsiz,vehhabi diye suçlanıyoruz mezhebini din edinenler tarafından!
tevbeyi,duayı belirli gecelere sıkıştıran anlayışı ne peygamberin,nede sahabelerin hayatında göremiyoruz!neden acaba acaba bizlerden bir şeylermi sakladılar!kesinlikle hayır!Kendisine indirileni insanlara açık,net bir şekilde bildirmesi istenilen,ümmeti için gözyaşı döken,ümmetini ateşten kurtarmak için mücadele eden,alemlere rahmet olarak gönderilen ( alemlerin efendisi değil!! ) bir peygamber ve ashabı bizden bir noktayı bile saklamaz!
Kadir gecesi dışında özel gece anlayışları tasavvuf gibi İslami anlayışlarımıza sonradan sokulmuş.
lütfen tevbeyi,ibadeti özel geceleredğil 365 güne yayın.her akşam o gün yaşadıklarınızın hesabını Kur'an ve sünnete göre yapıp hatalrınız için tevbe edin,edelim dostlar.

Allah razı olsun kardeşim. Keşke bu söylediklerimizi anlayabilseler...

Gerçi anlamak istemek, anlamaktan daha önemlidir. Anlamayı istedikten sonra zaten insanın anlaması kolaylaşıyor.

Kur'an da böyledir işte. Önce anlamayı istemek gerekir. Çünkü, Allah Bakara suresi 118 de şöyle buyuruyor:

"..............Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır."

Gerçeği bilmek isteyenler için! Anlamayı isteyenler ve çaba gösterenler için. Anlamamakta ısrar edenler için değil!

Allah yardımcımız olsun.

Vesselam...
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Abi Haddi Aşanlara Ne Oluyordu?
Artik Iş ......... Gidiyor.
Allah Teala' Ya Havale Ettik. Artik Muhattap Olmak Istemiyorum. Inşallah Bir Daha Allah Teala Muhattap Etmez.
 

umit2006

New member
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
82
Tepkime puanı
0
Puanları
0
haddi aşan?haddi aşma konusunda herkesi fersah fersah solladınız!!
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Hz Muhammed Mustafayı sizin gibi reddetmiyoruz...Çünkü biz müslümanız....Ve müslümanlar gibi yaşamayı tercih ediyoruz...Ama siz peygamberi postacı yerine koyuyorsunuz ya söyleyecek söz bulamıyorum....Ümit kardeşim sen hadisleri kabul ediyordun hatırladığım kadarıyla...Şimdi ne oldu???...Fikrinmi değişti
 

umit2006

New member
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
82
Tepkime puanı
0
Puanları
0
sünnet peygamberin kur'anı anlama,uygulama yol ve yöntemidir.sünneti bilmeden,sünnete uymadan müslüman olunmaz.ben peygamberi reddetmiyorum nerden çıkardınız?merak konusu!peygamber benim için aracı değil bizzat örnek almam emredilen,alemlere rahmet olarak gönderilen,nefsimden daha çok sevmem gereken bir rasül,bir insandır.
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
umit2006' Alıntı:
sünnet peygamberin kur'anı anlama,uygulama yol ve yöntemidir.sünneti bilmeden,sünnete uymadan müslüman olunmaz.ben peygamberi reddetmiyorum nerden çıkardınız?merak konusu!peygamber benim için aracı değil bizzat örnek almam emredilen,alemlere rahmet olarak gönderilen,nefsimden daha çok sevmem gereken bir rasül,bir insandır.


Peygamberi hangi kitapları okuyarak örnek alıyorsun sorabilirmiyim
 

umit2006

New member
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
82
Tepkime puanı
0
Puanları
0
imanınız ve amelleriniz tasavvufi gerçeklerle kirlenmiş iken haddi aşan sizmisiniz,yoksa haddimiz olmayarak!sizi Kur'an ve sünnete ( peygamberin kur'anı anlama,uygulama yol ve yöntemi ) göre uyaran bizmiyiz haddi aşan!
 

umit2006

New member
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
82
Tepkime puanı
0
Puanları
0
kur'ana bakın rasulü görün!eşi demiyormuydu O yürüyen Kur'an diye?
 

umit2006

New member
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
82
Tepkime puanı
0
Puanları
0
tasavvufla bağlantısı olmayan bütün kaynaklar
 

HaNiF

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Tem 2006
Mesajlar
201
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
iN QuRaN
Aysegul' Alıntı:
Hz Muhammed Mustafayı sizin gibi reddetmiyoruz...Çünkü biz müslümanız....Ve müslümanlar gibi yaşamayı tercih ediyoruz...Ama siz peygamberi postacı yerine koyuyorsunuz ya söyleyecek söz bulamıyorum....


Bizler de reddetmiyoruz ALLAH'ın Rasulünü. Bizler de müslümanız. Peygamberin görevlerini zahmet olmazsa aç Kur'an'ı da bi oku bakalım. "Sana düşen yalnızca tebliğdir." Bunun gibi birçok ayet var. Eğer tebliğ (vahyolunanı iletmek, anlatmak ve uygulamak) dışında bir görevi varsa getirin delilinizi Kur'an'dan.

vesselam...
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
HaNiF' Alıntı:
Bizler de reddetmiyoruz ALLAH'ın Rasulünü. Bizler de müslümanız. Peygamberin görevlerini zahmet olmazsa aç Kur'an'ı da bi oku bakalım. "Sana düşen yalnızca tebliğdir." Bunun gibi birçok ayet var. Eğer tebliğ (vahyolunanı iletmek, anlatmak ve uygulamak) dışında bir görevi varsa getirin delilinizi Kur'an'dan.

vesselam...


Sen Allah'ı kabul ediyorsun peygamberi(sözde ) kabul ediyorsun sahabeleri reddediyorsun...Ben bundan bunu anlarım...Biz müslümanlar olarak sahabe-i kiramıda seviyoruz ve onların günümüze ulaştırdıkları sözleri bizim için senettir...Seven sevdiğine güvenir!
 

umit2006

New member
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
82
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ha saadeti ebediyye,mektubat,mesnevi vb kitaplar değil tabiki!bu arada o kitaplarıda okudum merak etmeyin!uzman olacak kadar değil tabii.sağolsun mahmut hocanın cematinden kayınbiraderim var verdiği bütün kitapları okuyorum,ama o benim verdiklerime elini bile sürmüyor.herhalde tasavvufun etkisinden kurtulur diye korkuyor
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt