Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İsa Aleyhisselam'ın Nüzulü

H

hesab_verilecek

Guest
Zuhruf suresnin sirf 61 inci ayetine takilmamak lazim. Önce ve sonrasina bakmak lazim. Bakinca da ordaki onun Isa selam olsun ona oldugunun ihtimali yüksek.

59. Meryem'in oğlu, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek yaptığımız bir kuldu.

60. Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde size halef olacak melekler vücuda getirirdik.

61. Hiç kuşkusuz o, kıyamet saati için bir bilgidir. O halde sakın o saat hakkında şüpheye düşmeyin; bana uyun. Dosdoğru yol budur.

62. Sakın şeytan sizi geri çevirmesin. O, sizin için açık bir düşmandır.

63. İsa, açık-seçik kanıtlarla geldiğinde şöyle demişti: "Ben size hikmet getirdim ve tartışıp durduğunuz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O halde, Allah'tan sakının ve bana itaat edin!"

64. "Kuşkusuz, Allah hem benim Rabbimdir hem sizin Rabbinizdir. O halde O'na ibadet edin! İşte bu, dosdoğru bir yoldur."


----
En dogrusunu Allah bilir
 
H

hesab_verilecek

Guest
neden istiklal marsimizin suanki istiklal marsi oldugunu hic düsündünüzmü ?

Türk bayragindaki yildizin büyük ihtimal yildiz olmadigina bir insan olduguna inaniyorum ve bu inancimi istiklal marsimiz da destekliyor diye inaniyorum.

O benim milletimin yildizidir parlayacak.
O benim dir O benim milletimindir ancak.

Istiklal marsimizi okuyan her insan Mehmet Akif Ersoy un henüz istiklal kazanilmadan istiklal kazanilmis sekilde verdigini görür Istiklal marsini. Bunun büyük ihtimalle anlami Türk milletine bir mesaj olduguna inaniyorum ve o mesajin anlami Türkiyeden gelecekte bir yildiz dogacagini ve parlayacagini ima ediyor diye inaniyorum. Zaten biraz düsününce insanoglu Türkiye nin bir anahtar oldugunu anlar.

Hic düsündünüzmü Türkiye neden Türkiye adinda yada almanca Türkei yada ingilizce Turkey. Bu dünyada hic bir sey tesadüf degildir ve her sey Allah tarafindan en ince ayrintisina kadar planlanip uygulamaya konulmustur.

Türkiye kelimesindeki sihire bir bakin ve sasirin.

Almanca Türkiye Türkei dir bunu almanca bilen ler bilir. Bakiniz o cümlede ne gizli. Tür almanca kapidir ve Turkey in key i de anahtardir. Key ingilizce bir kelimedir ve anahtar dir. Türkiye kapi anahtari. Bittimi saniyorsunuz ? Hayir bitmedi bakin Anahtar kelimesinde ne gizli. Ana yani Anne nin almancasi Mutter dir yani Mut"ter" yani Mut"T"e"ür"k. Bittimi saniyorsunuz ? Hayir bitmedi Anahtar kelimesindeki sifreye bakin. Anahtar->Anah"s"tar. Anahtar kelimesinde ingilizce star yani yildiz kelimesi sifreli büyük ihtimal ve o yildiz Türk bayragindaki yildiz büyük ihtimal.

Peki neden Türkiye anahtar ?

Türkiye avrupa ile asya yi birlestiren tek ülke !
Avrupa ile asya yi birlestiren tek sehir Türkiyede Istanbul.
Chr"istanbul"

Christ kelimesine bakin C ile basliyor t ile bitiyor. C hilal ve t hac isareti aslinda t hac isareti degil t bir insan hac isareti de bir insan büyük ihtimal ancak onu hac olarak zannediyor insanoglu. Türkiye Cumhuriyeti. Gördügünüz gibi burda da C ile t birlesiyor.

01Chanukkia.jpg


Bu resim yahudilerin kullandigi Channuka. Iste t ile c büyük ihtimal bu isareti tek vücut olarak yapmalari icin secildi ve onun isareti de Türkiye de sifreli.

allah.jpg

Yukardaki Allah kelimesinin arapcasi. Iste oda ayni wI seklinde

Alpha ile Omega yi duymus olaniniz vardir. Arapca Allah kelimesinde ilk cizgi büyük ihtimal Alpha yi ikinci cizgide Omega yi temsil ediyor. fakat hac isareti ile Omega isareti olmadigindan Hilal devreye giriyor. Ancak t ile c ile omega isareti oluyor.
ao11zm4.jpg


Iste bütün kanlar büyük ihtimal bunun icin akiyor o aciga cikaracak yildizin dogum sancisi icin akiyor diye inaniyorum ancak büyük ihtimal o yildiz dogdu ve büyük ihtimal o yildiz Mehdi olduguna inaniyorum. Evet büyük ihtimal C ile t yi birlestirecek olan Mehdi bir Türk evladi. ve insan oglunun mahkemesi de yakin diye inaniyorum. C Mesih isa ya isaret olabilir ve t türk kani tasiyan Mehdiye ikisi ile tüm dünya barisa erecek anlami tasiyabilir c ile t. Christ mesih demek.

Ben tüm ulastigim bilgileri insanoglu ile paylasiyorum ve ulastigim bilgilerin üstünü örtmüyorum.

Bütün bu yazilari okuyanlara da tavsiyem Allah i cok ca zikretsinler ve övsünler ve ego larimizi Allah a teslim edelim. Hic bir bela hic bir sinav Allah dan büyük degildir. zira büyük ihtimal mahkeme cok yakin ve o yildiz da büyük ihtimal buna isaret.

Türkiye ye zavalli insanlar hic bir sey yapamazlar iciniz rahat olsun ben buna inaniyorum cünkü türkiye büyük planin bir parcasi diye inaniyorum.

düzeltme
Mehdi nin ebcedi 59 dur M40+h5+d4+y10=59
19 sayisi ve Mehdi.
19*101=1919
1919+59=1978

19 Allah in birligini duyuran bir sayi kombinasyonu ayni 9 ile 2 gibi. 1+9=10=1

19*19=361
19+297 Rasul=316
r200+a1+s60+u6+l30
Ben yazdiklarima inaniyorum ama en dogrusunu Allah bilir
 
Son düzenleme:
H

hesab_verilecek

Guest
Çok ilginç. Bir şeyler görmüşsün. Yorumunu da çok ilginç.

Ama sondaki hesabını anlayamadım.
19*19=361 ediyor. 1919/19= 100 eder.
Duha abi karistirdim . Tevrat da hem Resul hem Nebi ye Nbia denir ve ebcedi 63 dür. 19*19=361. Beni birak sende yanlis yapmisin :) 101 eder. ve o 101 39 uncu kitaptaki mlaki nin ebcedi. buradan yola cikarak ben 19 unda bir elci olduguna isaret olduguna inaniyorum. Sen onu birak benim diger yazima bak Resul ve Nebilerle ilgili olan ona ne diyosun ?
 
H

hesab_verilecek

Guest
Ayrıca Hz. İsa'(a.s) nin din-i hakikisi ile İslamiyet ittifak etmez. İttihad edecekler. İttifak ise İncilin Kur'an'a ittifak ile mümkündür. Kur'an İncile ittifak olmaz. Mesihin Mehdi arkasında namaza duracağını söyleyen hadisin manası bu olsa gerek. Zira, Mesih Hristiyanlığın, Mehdi İslamiyetin sembolüdür.

Ayrıca, ittihad dahi dini-i hakiki ile olur. Mevcut batıl Hristiyanlıkla ittihad olmaz. Belki tecavüz eden kafirlere karşı bir tesannüd ancak mümkün olur.
C ile t iste C hilal ve t carmih. 39 uncu kitapdakinin yani benim Mehdi olduguna inandigima da Elia deniyor ve yazilisi ALIH hilal kelimesine bakarsak asag yukari ayni harflerden olustugunu görürüz.

En dogrusunu Allah bilir
 
Son düzenleme:

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
parca parca metaller miknatissiz nasil bir araya gelecek ? Kendini Allah a teslim ettigine inananlar parca parca degilmi ? Musa selam olsun ona kissasinda okuduklarim gerceklesmiyormu ? Sirf Allah a inaniyor ona teslim ler diye üzerlerine zorbaca gelinmiyormu Allah a teslim olanlarin ? Ben bunlarin dogum sancisi olduguna inaniyorum yakinda bir Resulun görevlendirilecegine inaniyorum.

Ancak süphesiz en dogrusunu Allah bilir


Sormak lazim kardesime,neden parca metal gibi oldunuz?Kurtarici bekliyorsaniz buyrun bunu Alemlerin Rabbi sahibimiz ve Efendimiz olan Allah 14 asir önce son noktayi koymustur.kurtaricinin son sözü gelmis ve hala tüm zamanlara hitab ediyor.Hala uyanmayacakmisiniz?Her sözü Hikmet,kendisi Nur olan Zaman ve mekan üstü bir Furkan(Dogruyu egriden ayiran)Kitab önümüzde tek yapmaniz gereken Acip Alemlere Rahmet Muhammed Resul(Selam Resul/Resullere olsun)ün sünneti Kuran okuma sanatina..Alak suresinden baslayin Inise göre okuyunki Kalp gözünüz acilsin Insallah,cikarin aradan her türlü Taguti parentezleri..Acik delil gelmeyen konularda ugrasin zararlarini ayetlerde görerek kendinize gelin.Gözünüz,Kulaginiz ve dilinizin dahi sorumlu oldugunu unutmayiniz...Bende inaniyorumki dogum sancisi ama Bos sözlerin degil Kurana olan dönüsün sancisi bu hak geldi batil zail oldu....Aslinda size cevap yazmak istemiyordum ama her neyse Tebyin tebyindir Insallah...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Zuhruf suresnin sirf 61 inci ayetine takilmamak lazim. Önce ve sonrasina bakmak lazim. Bakinca da ordaki onun Isa selam olsun ona oldugunun ihtimali yüksek.

59. Meryem'in oğlu, kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek yaptığımız bir kuldu.

60. Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde size halef olacak melekler vücuda getirirdik.

61. Hiç kuşkusuz o, kıyamet saati için bir bilgidir. O halde sakın o saat hakkında şüpheye düşmeyin; bana uyun. Dosdoğru yol budur.

62. Sakın şeytan sizi geri çevirmesin. O, sizin için açık bir düşmandır.

63. İsa, açık-seçik kanıtlarla geldiğinde şöyle demişti: "Ben size hikmet getirdim ve tartışıp durduğunuz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O halde, Allah'tan sakının ve bana itaat edin!"

64. "Kuşkusuz, Allah hem benim Rabbimdir hem sizin Rabbinizdir. O halde O'na ibadet edin! İşte bu, dosdoğru bir yoldur."


----
En dogrusunu Allah bilir


Ihtimal Zandir?Zan ile istikal ise bizim isimiz degildir.Acik delil Kurandir varsa acik ayetiniz yazinki kalbimiz Mutmain olsun,Zaten Kuranda elestirilen Ehli Kitabin bu taasubu degilmidir.Sizin hep ben inaniyorumla gecistirdiginiz konu sadece zandir sizin inanmaniz Kurani baglamiyor sanirim...


Allah’tan ve ayetlerinden sonra hangi hadise (söze) inanıyorlar.

Casiye Suresi 6

İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak ve o yolu oyalanma aracı yapmak için söz eğlencesi satın alırlar. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır.

Lokman Suresi 6


Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran’ ı devre dışı tuttular.

Furkan Suresi 30
 
H

hesab_verilecek

Guest
inanmak baskadir bilmek baskadir. insan herseye inanabilir ama Allah her seyi bilir. Bizi Rab dan ayiran özelliklerden biride bilmek ve inanmak özellikleridir. inanc eksikligi temsil eder cünkü inanan her seyi bilmez. Bilgi ise gücü temsil eder bilen her zaman dogrusunu yapar.

Ben inaniyorum yazarken sen Isa gelmeyecek diyosun. Nerden biliyosun ? Bilmeden hüküm vermenin gaybi taslamak oldugunu okumadinmi hic ? Ben Kuran dan anladigima inanirim bilmem. Sende öyle anladiysan gelmeyecegine inaniyorum diyebilirsin ama gelmeyecek dersen boyundan büyük hüküm vermis olursun.

Ben Kuran i devre disi tutsam bilmeden hükümler yagdiririm. Kendimi cok biliyor lanse ederim Allah bilir diye eklemem. Cokmu zor Allah bilir demek ?

Mahkemede oldugumuzu varsayalim ve benim inancimin yanlis oldugu meydana cikti diyelim. Peki ben neyle suclanacagim ? Ben gelmeyecek yada gelecek demedim. Inandigimi söyledim. Inancin bilmek olmadigini söyledim ve bilginin Allah da oldugunu söyledim. Zira ihtilaf var zaten ve ihtilaf in oldugu yerde hüküm sana bana düsmez Allah a birakilir.

Peki senin dedigin yanlis oldugunun ciktigini düsünelim. Sen direk hüküm verdin biliyormuscasina. Sen bilmedigin halde neden hüküm verdin diye soru alirsan ne diyeceksin ? Yazdigin ayetleri delil olarak mi koyacaksin ? Oysaki ihtilafta hüküm Allah a birakilir yazmasina ragmen ? Bu yazim tek gelmeyecek diyene degil gelecek diyenlere de inaniyoruz kelimesini kullanmadan. Onlarda hükmü yalniz Allah a birakacak.

22."Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi." diyecekler. Şunu da diyecekler: "Beş kişiydiler, altıncıları köpekleriydi." Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır bu. Şöyle de derler: "Yedi kişidirler, sekizincileri de köpekleridir." De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkıda bilgisi olan, çok azdır." O halde, onlar hakkında yüzeysel bir tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan hiç kimseye bir şey sorma
---------------------------------
Insanlar bilmedikleri halde hüküm veriyolar su kadardi su kadardi su kadardi diye. Ancak orada inaniyoruz diye bir kelime gecmiyor. Cünkü inaniyoruz kelimesi gecse o hüküm vermekten kalkacagina inaniyorum ben ve inaniyoruz lafi ile yanilma ihtimalinin de oldugunu anliyoruz zaten. Kuran da ben inanmak kelimesinin negatif gectigi yeri görmedim. Benim gözden kacirdigim varsa buyurun.
----
Hava kararmissa bu yagmur yagacaginin ihtimalini yükseltir ama yagmur kesin yagacak anlami cikmaz onda.

Bunlar benim sözlerim en dogrusunu Allah bilir
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
inanmak baskadir bilmek baskadir. insan herseye inanabilir ama Allah her seyi bilir. Bizi Rab dan ayiran özelliklerden biride bilmek ve inanmak özellikleridir. inanc eksikligi temsil eder cünkü inanan her seyi bilmez. Bilgi ise gücü temsil eder bilen her zaman dogrusunu yapar.

Ben inaniyorum yazarken sen Isa gelmeyecek diyosun. Nerden biliyosun ? Bilmeden hüküm vermenin gaybi taslamak oldugunu okumadinmi hic ? Ben Kuran dan anladigima inanirim bilmem. Sende öyle anladiysan gelmeyecegine inaniyorum diyebilirsin ama gelmeyecek dersen boyundan büyük hüküm vermis olursun.

Ben Kuran i devre disi tutsam bilmeden hükümler yagdiririm. Kendimi cok biliyor lanse ederim Allah bilir diye eklemem. Cokmu zor Allah bilir demek ?

Mahkemede oldugumuzu varsayalim ve benim inancimin yanlis oldugu meydana cikti diyelim. Peki ben neyle suclanacagim ? Ben gelmeyecek yada gelecek demedim. Inandigimi söyledim. Inancin bilmek olmadigini söyledim ve bilginin Allah da oldugunu söyledim. Zira ihtilaf var zaten ve ihtilaf in oldugu yerde hüküm sana bana düsmez Allah a birakilir.

Peki senin dedigin yanlis oldugunun ciktigini düsünelim. Sen direk hüküm verdin biliyormuscasina. Sen bilmedigin halde neden hüküm verdin diye soru alirsan ne diyeceksin ? Yazdigin ayetleri delil olarak mi koyacaksin ? Oysaki ihtilafta hüküm Allah a birakilir yazmasina ragmen ? Bu yazim tek gelmeyecek diyene degil gelecek diyenlere de inaniyoruz kelimesini kullanmadan. Onlarda hükmü yalniz Allah a birakacak.

22."Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi." diyecekler. Şunu da diyecekler: "Beş kişiydiler, altıncıları köpekleriydi." Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır bu. Şöyle de derler: "Yedi kişidirler, sekizincileri de köpekleridir." De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkıda bilgisi olan, çok azdır." O halde, onlar hakkında yüzeysel bir tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan hiç kimseye bir şey sorma
---------------------------------
Insanlar bilmedikleri halde hüküm veriyolar su kadardi su kadardi su kadardi diye. Ancak orada inaniyoruz diye bir kelime gecmiyor. Cünkü inaniyoruz kelimesi gecse o hüküm vermekten kalkacagina inaniyorum ben ve inaniyoruz lafi ile yanilma ihtimalinin de oldugunu anliyoruz zaten. Kuran da ben inanmak kelimesinin negatif gectigi yeri görmedim. Benim gözden kacirdigim varsa buyurun.
----
Hava kararmissa bu yagmur yagacaginin ihtimalini yükseltir ama yagmur kesin yagacak anlami cikmaz onda.

Bunlar benim sözlerim en dogrusunu Allah bilir




Kuran kesin hükümdür.Ve onun hükmünü sadece tastik etmisimdir.Zanna uymadan yani ben böyle inaniyorum gibi bir safsataya tasmadan...Benim dedigimin yanlis cikmasi demek Ayetin inkaridir cünki burda konusan Metin Mete degildir"Ayetlerdirki acik olan bir konuda ihtilaf söz konusu degildir.Simdi sorayim Bekledigin Resul Mehti kim Tahmin ederim ama zan olur diye yazmiyorum...Biliyorsun kardes ben adanali oldugumdan meshur kebabimizi cok severim su an mangal beni bekliyor...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Abi zaten bir ayette Allah'ın murad ettiği manalar hakkında içtihad, tartışma, fikir yürütme dahi olmaz. Evet senin sözlerin haktır. Sen pek çok yerde Allah'ın o ayette birinci murad ettiği manayı söylüyorsun. İnandık iman ettik.

Ama her ayet insanların merakına göre tali manalar taşır. Kur'an'ın az sözle çok şeyler anlatma kabiliyeti vardır. Her meslek, meşreb; zevk, huy ve karaktere hitab eder.

Allah'ın bir ayette murad ettiği manaya muhalefet etmeyen içtihadlar red edilemez. Ayete muhalifse ıspat edilir.

Muhabbetle


Günlerdir ayet verdik hem öldügüne hem gelmeyecegine adam diyor ben inaniyorum;Ayet diyor yok sadece bir zan ile istikal edilemez.Allah bilir Allahta ayetin tersinide Allah söylemez sanirim..Celiskiden münezzehtir Alemlerin Rabbi.Muhalefet vardir ve red ediyor ayetler...Ki ayetlerde kesin hüküm vardir öldürülmüstür ISA(Selam Resul/Resullere olsun)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Abi bu hususta verdiğin ayetlerde Allah'ın murad ettiği birinci manayı söylemiş değilsin. O da senin itikadındır.

Allah Kur'an'da apaçık "İsa öldü" demiyor. Demek senin yaptığın tevildir. Sen ayetten "öldü" manası çıkarıyorsun. Biz "ölmedi" manası çıkarıyoruz. Hüküm Allah'a aittir. Hakikatleri bize gösterecek odur.

Muhabbetle



Vay Duhacigim sana Kurani bir bütün kabul edemedigini söyledigimizde zan ile istikal etmedigimizden emindik ama diyordikki acaba?Demekki hakli cikmisim ne yazikki?Tüm Kuranda ayni anlamada kullanilan sözcük benim itikatimmi oluyor?Yoksa sen biz tersini anliyoruz derken Allahin Isa(Selam Resul/Resuller)yi öldürdüm demesi neden sizde böyle bir anlam karisikligi cikariyor biliyormusun?Iste aramizdaki fark?Biz VAHY diyoruz Siz T..........Ne yazikki Allah ayetlerini öyle gösterecekte Insallah gec degil veya Din günü degilde hayattayken cikarirda gec kalinmaz....
 

Zadul_Mead

New member
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
41
Rahman ve Rahim Olan Allah ın adıyla

Mütevatir Haber

Cürcânî (ö. 816/1413) “Muhtasar”da konu ile ilgili olarak şöyle der: “Mütevatir haber, yalan üzere birleşmeleri adeten mümkün olmayan ravilerin (sayı bakımından) çok olma hususunda belli bir dereceye ulaşmasıdır. Bu husus, ilk tabakanın son tabaka gibi ve orta tabakanın ise ilk ve son tabaka gibi (sayı bakımından ravilerin çok olması hali) olduğunda gerçekleşir. Kur’an ve beş vakit namaz gibi.”

Tâc es-Sübkî (ö. 771/1370)’nin “Cem’u’l-Cevâmi”de konu ile ilgili ifa­desi ise şu şekildedir: “Mütevatir, (yalan üzere birleşmeleri) mümkün olma­yan bir topluluğun vermiş olduğu özel bir haberdir.”

Mütevatir’in şartı; yalan üzere birleşmeleri (aklen ve adeten) mümkün ol­mayan bir topluluğun, Hz. Peygamber (s.a.v)’den, (hadisi) haber veren kim­seye varıncaya kadar, (her üç nesil = tabaka boyunca) yine kendisi gibi bir topluluk­tan rivayet ettikleri hadislerin, bütün tabakalarda tevatür (için gerekli) sayının ortaya çıkmasıdır.

-292 ﴿ نُزُولُ سَيِّدِنَا عِيسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ قرب السَّاعَة وَحكمه في النَّاسِ ﴾

“Kıyametin kopma anına yakın bir zamanda İsa (a.s)’ın yeryüzüne inmesi ve insanlar arasında (İslam Şeriatı ile) hükmetmesi” ile ilgili hadisler.

Übbî (ö. 827/1424) “Şerhul-Müslim”in ‘Kıyametin Alametleri’ ile ilgili hadislere dair yerde konu ile ilgili olarak aynen şöyle der:

“İbn Rüşd’ün, Cibrîl hadisinde geçen sözüne göre; Kıyamet’in Alametleri, 10 tanedir. Bunlardan 5’i, mütevatirdir.”

İbn Rüşd’ün, Cibrîl hadisinde geçen sözüne göre; o da, Kıyamet’in Alametlerini, Kurtubî’den naklen saymaktadır- Kıyametin Alametleri, iki kısma ayrılmaktadır:

1. Bilinenler: a. Cibrîl hadisinde anlatılanlar, b. İlmin kalkması, c. Cehaletin yaygınlaşması, d. Zinanın artması, e. İçki içmenin çoğalması gibi.

2. Bilinemeyenler: a. Deccâl, b. Hz. İsa (a.s.)’ın yeryüzüne inmesi, c. Ye’cüc ile Me’cüc’ün çıkması, d. Dabbe, e. Güneşin batıdan doğması gibi.

Yine Übbî, Hz. İsa (a.s)’ın yeryüzüne inmesi ile ilgili hadislere dair yerde ise aynen şöyle der:

“Hz. İsa (a.s)’ın yeryüzüne inmesi ile ilgili hadislerin, mütevatir olduğu kesindir.”

Alimler, Hz. İsa (a.s)’ın yeryüzüne inmesinin; Kitap, Sünnet ve İcma ile sabit olduğunu belirtmişlerdir. Çünkü Hz. İsa (a.s)’ın yeryüzüne inmesi ile ilgili hadisler, çoktur.

Hz. İsa (a.s)’ın yeryüzüne inmesi ile ilgili hadisler de mütevatirdir

Ehli Sünnet Alimleri bu konuda İcma etmiştir…….. İsa a s ın geleceğine dair hadisler Mütevatir dir ……………


Diğer bir konuda İsa a s diri olarak göğe çıkarıldığı meselesi :

Hafız İbni Hacer : İsa a.s’ın diri olarak göğe çıkarılıdığıdır.” Der. Şevkani 29 hadis, Gımari 50 hadis, Keşmiri de 101 hadis zikrederek bu konudaki hadislerin mütevatir olduğunu ispat etmişler, Sıdık Hasen Kannuci, Şankıti, M.Ali Azam gibi pek çok ulema da bu hükme katılmışlardır./ İbni Hacer Fethul Bari(6/491) Keşmiri et Tasrih(s.62) Keşmiri el İslam(s.38-43) Gımari Akidetul İslam(s.7) Kevseri Nazratun Abira(s.43,71) el Buti Kübral Yakıniyyat(s.330) Ebu Hayan Bahrul Muhit(2/473)


Allah buyurmuştu ki: Ey İsa! Seni vefat ettireceğim, seni nezdime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kâfirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz bana olacak. İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim.”(Al-i İmran 55)

Bu ayette geçen; “mütevveffike” fiilinin anlamı; bir şeyi tamamen almak demektir. Kişi; “istevfeytu hakkî ve teveffeytuhu” dediği zaman; “Hakkımı tam ve eksiksiz aldım” demektedir. Ölüm manasına gelen kelime ise; “İmate”dir.

Zemahşerî, Esasul Belaga’da der ki; “Vefat sözcüğü ile ölümü ifade etmek, mecaz kabilindendir.”

İbni Cerir et Taberî ve İbnu Ebi Hatem’in Hasen r.a.’den rivayet ettiklerine göre “İnnî müteveffike”; uyku halinde alıp götürmek demektir. Allah Onu uyku halinde semaya kaldırmıştır. Hasen r.a. dedi ki;

“Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem Yahudilere;
İsa a.s. ölmedi. O, kıyamet gününden önce tekrar size dönecektir / Suyuti Durrül Mensur(2/225) Taberi(3/289) İbni Kesir(4/1260)

Bu doğrudur, nitekim En’am suresi 60. ayetinde; “Geceleyin sizi öldüren (öldürür gibi uyutan), gündüzün de ne işlediğinizi bilen; sonra belirlenmiş ecel tamamlansın diye gündüzün sizi dirilten (uyandıran) O'dur. Sonra dönüşünüz yine O'nadır. Sonunda O, yaptıklarınızı size haber verecektir.” Buyrulmaktadır. Burada da “teveffa” fiili kullanılmıştır.

Yine Zümer suresi 42. ayetinde; “Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler vardır.” Buyrulmuş, burada da teveffa kelimesi “almak” anlamında geçmiştir. Halbuki uyuyan kimse, bildiğimiz manada ölmüş değildir.

İbni Cerir et Taberî, sahih bir senetle Ka’b r.a.’ın şöyle dediğini nakletmiştir; “İsa a.s. kendisine tabi olanların azlığını ve yalanlayanların çokluğunu görünce Allah’a şikayette bulundu ve Allah ona şöyle vahyetti;

“Seni alıp götüreceğim, semaya kaldıracağım. Seni tekrar dirilteceğim. Bir gözü kör olan şaşı deccal’i öldüreceksin, bundan sonra da 24 yıl yaşayacaksın. Sonra seni dirileri öldürüp canını aldığım gibi alacağım.”

Ka’b; “İşte bu, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şu sözünü tasdik ediyor;

Evvelinde ben, sonunda ise İsa a.s.’ın olduğu bir ümmet nasıl helak olur?

İbni Asakir, bu ayetin tefsiri hakkında İbni Abbas r.a.’nın şöyle dediğini nakleder;

“Seni öldürüp semaya kaldıracağım; yani seni bana kaldıracağım ve ahir zamanda vefat ettireceğim / Taberi(6/458) Durrül Mensur(2/225) Nisaburi Vedehul Burhan(1/259)


Allah Azze ve Celle buyurur ki; “Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.”(Zuhruf 61)
Ve "Allah elçisi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük" demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.
Bilâkis Allah onu (İsa'yı) kendi nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir.

Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir. Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır.”(Nisa 157-159)

Şimdi, İsa a.s.’ın ahir zamanda nüzul edeceğini inkar edenlere sorarız; Ayette geçen Rafaahullahu “ileyhi=Allah onu kendisine yükseltti” ifadesi, eğer bu yükseliş, derece bakımından yükseliş ise, “İleyhi: kendisine” kelimesi ne anlamdadır? “Allah onu kendisi gibi bir ilah kıldı” mı denilecektir?

Zira, “Allah falanın makamını kendisine yükseltti” sözünün anlamı; “Onu kendi mertebesine ulaştırdı” demektir. Fesubhanallah!

Hem sonra, derecesinin yükseltilmesi neden asılma veya öldürülme hadisesine bağlansın? Bundan önce zaten derecesi yükseltilmiş değil miydi?

Kitap ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur”(Nisa 159) ayetindeki “Kable mevtihi: ölümünden önce” ibaresi, ayetin siyakından açık olarak anlaşıldığı gibi İsa a.s.’ı işaret etmektedir. Yani mana; “İsa a.s.’ın yeryüzüne indiğinde hayatta olanlar ona iman edecek, İsa a.s. bundan sonra ölecektir” demektir/[1] bkz. Vedehul Burhan(1/317)
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
47- Üstad, ahir zamanda zuhur edeceği müjdelenen şahısları herkesin tanıyamayacağını, ancak yakınlarının imanlarının nuru ile tanıyabileceklerini ifade etmiştir
Hz. İsa (A.S) geldiği vakit, herkesin onun İsa olduğunu bilmesi gerekmez. O'nun yakınları ve ileri gelen kişiler, imanın nuru ile onu tanırlar. Yoksa açıkça herkes onu tanımayacaktır. (Mektubat, 54)
Hatta Hazret-i İsa Aleyhisselam'ın nuzulü dahi ve kendisi İsa Aleyhisselam olduğu, nur-u imanın dikkatiyle bilinir; herkes bilemez. (Şualar, 487)

48- Hz. İsa'yı en iyi tanıyacak kişi şüphesiz ki Hz. Mehdi'dir. Bediüzzaman onun talebelerinin sayılarının az olacağı ve küçük bir cemaat olduğunu söylemektedir
İsa Aleyhisselam'ı nur-u iman ile tanıyan ve tabi olan cemaat-i ruhaniye-i mücahidinin kemiyeti, Deccal'in mektepçe ve askerce ilmi ve maddi ordularına nispeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir. (Şualar, 495)
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
14. Hz. İsa Cismen Göğe Alınmıştır.
"Hz. İdris ve İsa'nın tabaka-i hayatları (şu anki yaşamları) beşeriyet levazımatından tecerrüd ile melek hayatı gibi bir hayata girerek nurani bir letafet kesbeder. Adeta bedeni misali letafetinde ve cesed-i necmi nuraniyetinde olan cism-i dünyevileriyle semavatta bulunurlar." (Mektubat 6)

15. Hz. İsa Yeryüzüne İnecektir.
"Evet, hadis-i serifin ifadesiyle Hazret-i İsa'nın semavi nuzulü kat'i olmakla beraber; mânâ-yı işârisiyle-başka hakikatları ifade ettiği gibi bu hakikata da mu'cizane işaret ediyor." (Kastamonu Lahikası, 50)
"Hazret-i İsa'nın semavi nuzulü kat'i olmakla beraber" Üstad Hz. İsa'nın dünyevi cismiyle yani vücuduyla dünyaya tekrar döneceğinin tabire, tevile mahal vermeyecek şekilde kesin bir gerçek olduğunu ifade etmiştir.

16. Hz. İsa Yeryüzüne Cismen İnecektir.
"İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazreti İsa (AS)'ın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan hakiki İsevilik dini zuhur edecek, yani rahmet-i ilahiyenin semasından nuzul edecek; hal-i hazır Hristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaik-ı İslamiye ile birleşecek; manen Hristiyanlık bir nevi İslamiyet'e inkilab edecektir... Ve Kur'an'a iktida ederek, o İsevilik şahsı manevisi tabi; ve İslamiyet, metbu makamında kalacak. Din-i hak, bu iltihak neticesinde azim bir kuvvet bulacaktır. Dinsizlik cereyanına karsı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevilik ve İslamiyet; ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken alem-i semavatta cism-i beşerisiyle bulunan şahs-ı İsa Aleyhisselam, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini bir Muhbir-i Sadık, bir Kadir-i Külli Şey'in va'dine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; madem Kadir-i Külli Şey va'detmiş elbette yapacaktır..." (Mektubat, 53-54)

17. Hz. İsa Geldiğinde İmanın Nuru ile Tanınır.
"Hz. İsa (AS) geldiği vakit, herkesin onun İsa olduğunu bilmesi gerekmez. O'nun yakınları ve ileri gelen kişiler, imanın nuru ile onu tanırlar. Yoksa açıkça herkes onu tanımayacaktır." (Mektubat, s. 54)

"İsa Aleyhisselam'ı nur-u iman ile tanıyan ve tabi olan cemaat-i ruhaniye-i mücahidinin kemiyeti, Deccal'in mektepçe ve askerce ilmi ve maddi ordularına nispeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir." (Şualar, 495)
"Hatta Hazret-i İsa Aleyhisselam'ın nuzulü dahi ve kendisi İsa Aleyhisselam olduğu, nur-u imanın dikkatiyle bilinir; herkes bilemez." (Şualar, s. 487)

18. Hz. İsa Hz. Mehdi'ye Tabi Olur.
"Şahs-ı İsa Aleyhisselam'ın kılıncı ile maktül olan şahs-ı Deccal'ın teşkil ettiği dehşetli maddiyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı manevisini mahvedecek ancak İsevi ruhanileridir ki; o ruhaniler din-i İsevi'nin hakikatını hakikat-ı İslamiye ile meczederek o kuvvetle onu dağıtacak, mânen öldürecek. Hattâ, "Hazret-i İsa Aleyhisselam gelir, Hz. Mehdi'ye namazda iktida eder, tâbi olur." diye rivâyeti bu ittifaka ve hakikat-ı Kurâniye'nin matbuiyetine ve hakimiyetine işaret eder." (Şualar, 493)
"din-i İsevi'nin hakikatını hakikat-ı İslamiye ile meczederek": Hz. İsa'nın tekrar dünyaya döndüğünde tabi olacağı Allah'ın hükümlerini içeren kitap Kuran olduğundan, Hz. İsa bozulmuş Hristiyanlığın gerçeğini ortaya çıkararak, İslam'ın gerçekleriyle birleştirecek.
"o kuvvetle onu dağıtacak, mânen öldürecek": Hristiyanlığın Hz. İsa'ya vahyolduğu şekli İslamiyet ile birleşerek geniş anlamda güç bulunca, İslam dünyasının dışında kalan ve Hristiyanlığın yaygın olduğu bölgelerde hakim ideoloji olan materyalizmi fikren mağlup edecekler ve materyalizmin insanların üzerindeki etkisini dağıtacaklar.
"hakikat-ı Kurâniye'nin matbuiyetine ve hakimiyetine": İki dinin birleşmesinin İslamiyet üzerine olacağını hadislerle izah eden Bediüzzaman, Kuran'ın tabi olunan kitap olacağını, onun hükümlerinin geçerli ve hakim olacağını bildirmiştir. Böylesine büyük gelişmeler Üstad'ın döneminde de, henüz de yaşanmamıştır.
Peygamber Efendimizin (SAV) hadislerinde işaret edilen alametlerin gerçekleşiyor olması, Bediüzzaman'ın izahlarında gözüktüğü gibi hicri 14. asırda, yani içinde bulunduğumuz yüzyılda, Hz. Mehdi'nin önderliğinde İslam'ın dünyaya hakim olacağını göstermektedir.
 

Zadul_Mead

New member
Katılım
28 Haz 2008
Mesajlar
74
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
41
İSA ALEYHİS SELAM'IN VASIFLARI

Müslümanlar, nüzul ettiğinde Onu tanısınlar diye, Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem, Mesih İbni Meryem aleyhis salatu vesselam'ı çoğu sahih olarak gelen hadislerde vasfetmişlerdir. Bu hadislerden bazıları;

Abdullah Bin Ömer (R.A.) Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem'den rivayet ediyor;

"Gece rüyamda Kabe'nin yanında, esmer erkeklerin en güzeli zannettiğim birisiyle karşılaştım. Saçları iki omzuna sarkıyordu. Saçları taranmış ve başından su damlıyordu. İki elini, iki kişinin omuzlarına koymuş, Beyt'i tavaf ediyordu.

Dedim ki;

"Bu kimdir?"

"Bu Mesih İbni Meryem'dir" dediler. Müslim(1/155) Buhari(3/1269) Ebu Nuaym Müsnedul Mustahrec(1/337) Ebu Avane(1/130,148) Ahmed(2/22,39) İbni Mende İman(2/741) Nuaym Bin Hammad(2/571)


Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den merfuan;

"Benimle İsa arasında başka peygamber yoktur. Şüphesiz O nüzul edecektir. Onu gördüğünüzde tanıyın; O orta boylu, pembe tenli, üzerinde açık kırmızı renge boyanmış iki giysili, üzerine su isabet etmemiş olmasına rağmen başından su damlar gibidir. İnsanlarla İslam'ı seçmeleri için harb eder. Haçı kırar, domuzu öldürür, cizyeyi kaldırır. Allah, Onun zamanında İslam dışındaki bütün milletleri ve Mesih Deccal'i helak eder. İsa (Aleyhis selam) yeryüzünde kırk sene kalır ve sonra vefat eder. Müslümanlar Onun cenaze namazını kılarlar. İbni Hibban(15/225,233) Ebu Davud(4324) İbni Abdilberr et Temhid(14/201) Hatibul Bağdadi Muvazzahu Evham(2/238) İshak Bin Rahuye Müsned(1/124) Tefsiru Taberi(6/22) Tefsiru Kurtubi(3/291) Tefsiru İbni Kesir(1/579) Allame Dani Sünenül Varide Fil Fiten(6/1234)


Nevvas Bin Sem'an (R.A.) hadisinde, Mesih aleyhis selam’ın vasfı hakkında buyrulur ki;

"Başını eğdiğinde su damlar, kaldırdığında da inci gibi taneler düşer. Müslim(4/2253) Hakim(4/538) Tirmizi(2240) İbni Mace(4075) Tefsiru Kurtubi(4/90) Tefsiru İbni Kesir(1/582) İbni Mende İman(2/934) Avnul Mabud(11/302) Tuhfetul Ahvezi(6/417) Nevevi el Minhac(18/67) Feyzul Kadir(6/464) Mizzi Tehzibul Kemal(15/224)


Ebu Hüreyre (R.A.) rivayetinde;

"İsra gecesinde İsa (A.S.) ile karşılaştım. Hamamdan yeni çıkmış gibi kızıl benizliydi." Müslim(1/154) Buhari(3/1243,1269) İbni Hibban(1/247) Ebu Nuaym Müsnedul Mustahrec(1/237) Ebu Avane(1/116) Tirmizi(3130) Abdurrazzak(5/329) İbni Mende İman(2/740,746) Tefsiru Taberi(15/5,15) Tefsiru İbni Kesir(1/584) Fethul Bari(13/97) Nevevi Tehzibul Esma(2/358) Nevevi el Minhac(2/232) Suyuti Dibac(1/213) İbni İshak Siyratun Nebeviye(2/247) Feyzul Kadir(1/140) el İsabe(4/765) Ebu Ubeyd el Bekri el Endülüsi Mu'cemül Müsta'cem(2/607)


İbni Abbas (R.A.) rivayetinde;

"İsa'yı açık kırmızı tenli, kıvırcık saçlı ve geniş göğüslü gördüm" Ahmed(1/296) Taberani(11/64) İbni Sa'd Tabakat(1/417) İbni Ömer Radıyallahu anhuma'dan; Müslim(iman,275) Buhari(3/1269) Ahmed(3/119) Camiüs Sağir(4259) Deylemi(3191) İbni Abdilberr et Temhid(14/190) Tefsiru İbni Kesir(1/584) Fethul Bari(13/96) Cem'ül Fevaid(8341) Kenzul Ummal(32268)


Mesih Aleyhis selam Nereye Nüzul Edecek?

Nevvas Bin Sem'an (R.A.)den merfuan;

"Allah, Mesih İbni Meryem'i gönderir, O da Şam'ın doğusunda Minaretul Beyda'ya iner. Müslim(4/2253) Hakim(4/538) Ebu Davud(4321) Tirmizi(2240) İbni Mace(4075) Ahmed(4/181) Taberani Müsnedi Şamiyyin(1/356) İbni Ebi Asım el Ahad(3/164) Deylemi(1621) İbni Abdilberr Temhid(14/202) Tefsiru Kurtubi(4/90,16/105) Tefsiru İbni Kesir(1/582,584) İbni Mende İman(2/934) İbni Kani Mucemus Sahabe(3/164) Yakut el Hamevi Mucemul Buldan(2/464) Avnul Mabud(11/302) Mubarekfuri Tuhfetul Ahvezi(6/417) Nevevi el Minhac(8/82,18/67) Feyzul Kadir(6/464) Mizzi Tehzibul Kemal(15/224)


Nevevi Rahmetullahi aleyh der ki; "Bu minare bugün Şam'ın doğusunda Mevcuttur. Nevevi el Minhac Bi Şerhi Sahihu Müslim(18/67)
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
Ahir zaman hakkındaki rivayetlerin merkez noktasını Mehdiyet teşkil eder. Ahir zamandaki önemli olayların çoğu Mehdiyet etrafında gelişir. Ancak bu olayların yerleri hakkında farklı farklı rivayetler mevcuttur. Bediüzzaman bu konuya şu şekilde açıklık getirmiştir:</SPAN>
"Şimdi, Hz. Mehdi gibi eşhasın hakkındaki rivayatın ihtilafatı ve sırrı şudur ki: Ehadisi tefsir edenler, metn-i ehadisi tefsirlerine ve istinbatlarına tatbik etmişler. Mesela: Merkez-i saltanat o vakit Şam'da veya Medine'de olduğundan, vukuat-ı Hz. Mehdiyye veya Süfyaniyye'yi merkez-i saltanat civarında olan Basra, Kufe, Şam gibi yerlerde tasavvur ederek öyle tefsir etmişler." (Sözler, 359)
Bir başka yerde de Üstad konuyu şöyle izah etmiştir:
"Merkez-i Hilafet eski zamanda Irak'da, Şam'da ve Medine'de bulunduğundan raviler kendi içtihatlarıyla daimi öyle kalacak gibi mana verip, "Merkez-i Hilafet-i İslamiye" yakınlarında tasvir etmişler, Halep ve Şam demişler. Hadisin mücmel haberlerini kendi içtihatlarıyla tavsil etmişler." (Şualar, 492)
Yani, Bediüzzaman'ın üstteki ifadelerinden de anlaşıldığı gibi, ahir zaman hadislerini aktaran alimler, ahir zaman olaylarını kendi dönemlerindeki hilafet merkezlerini esas alarak aktarmışlardır.
Mehdiyet olayının gerçekleşeceği yer olarak, her alim kendi zamanının Hilafet Merkezi olan Irak, Şam, Kufe, Medine gibi şehirleri belirtmiştir. Ravilerin bu içtihatları da zamanla rivayetlere katılarak günümüze ulaşmıştır.
Ancak, ahir zaman olaylarının vuku bulduğu yerle ilgili rivayetlerin ortak noktası, bu olayların Hilafet Merkezi'nde gerçekleştiğidir.
 
Son düzenleme:

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
Bediüzzaman da bu sonuca varmıştır. Bilindiği gibi, son hilafet merkezi "İstanbul"dur. Halifelik bu yüzyılın başlarında resmi olarak kaldırılmıştır ve o günden bu yana dünya üzerinde başka hiçbir yere de taşınmamıştır. Peygamberimizin iki sancağı, kılıcı ve gömleği ile diğer mukaddes emanetler İstanbul'dadır. Sonuç olarak, halen bu manevi ünvanı koruyan tek şehir İstanbul'dur.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Hatta şu tam susturur:

Şualar –Yadinci Şua s.152
…Hem diyordu: "Eski zamanda, büyük zâtlar demişler ki: ’Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi gelecek, bütün hakaik-i imaniye ve İslâmiyeyi delâil-i akliye ile kemâl-i vuzuhla ispat edecek.’ Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki o adamım" diye,
Zaman ispat etti ki, o adam, adam değil, Risale-i Nur’dur. Belki ehl-i keşif Risale-i Nuru ehemmiyetsiz olan tercümanı ve nâşiri sûretinde keşiflerinde müşahede etmişler, "bir adam" demişler.

Not:Risale-i Nur Türkçesinde belki, kelimesi "kesinlikle" manasındadır. Yani, Üstad diyor "Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki(kesinlikle) o adamım"

Nur Talebelerine ait mahrem şu nükteleri mecbur kalıp ifşa ettiğim için Rabbim beni affetsin.

vesselam

Risaleyi Nur'un şifreli ve derin anlamlarını öğrenmek nasip olmadı. Ancak zaman zaman bu cemaate mensup kişilerden bazı izahlar almak mümkün olabiliyor. Acaba yukarıda ki pasajı bizim anlayabileceğimiz şekilde yazmanız mümkünmüdür?

Bir de bir soru. Mesajlarınız da, bir münazaraya sık sık Risaleyi Nur'dan alıntılarla mı cevaplar yazıyorsunuz yoksa ben mi öyle algıladım?
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Selam,

İsa (A) da tüm beşerler gibi vefat etmiştir.

Ölen biri için geri dönmek mümkün değildir.

Selamlar!
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bekir kardeşim, o Risale nüktesi seni ilgilendirmez. Kabul etmeyebilirsin. İzah etmek zorunda değilim. O yazıyı yazdığım kişi risalale okumuş anlar, merak etme.


Sayın Kardeşim, ben size bir başkasına hesap vermeniz için değil, burada yazdığınız Risaleyi Nur alıntısından kendim anlayamadığım için, bir "izah" istedim. Benim kabul edip, etmemem değilidr mesele. Kabul ederim, etmem, eleştiririm, müteala ederim, usulü dairesinde her şey olabilir. Ama bu platformda yazılmış bir mesajın ki, bu mesajı siz yazmışsınız, ne demek istediğini eğer bilginiz varsa bilmek hakkım, bunu size sormak da hakkımdır. Keza sizin de bunu cevaplamanız gerektir. Çünkü burası genele açık bir platformdur. Eğer yazdığınız yazıları sadece siz veya sizle beraber bir kaç kişi anlayacaksa, bu ikili diyalog kapsamına girer ki, yeri burası değildir. Eğer amacınız bu platformun amacı dışında neşriyati bir faaliyet ise yeri yine burası değildir. Yani; izah etmek zorundasınız ya da bu tür "beni ve ben gibilerini" ilgilendirmeyen mesajlar yazmamak durumundasınız.

Sonra bir soru daha sordum, nezaketen cevaplamanız uygun olurdu diye düşünüyorum.
 
Üst Alt