Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İsa Aleyhisselam İnecek mi

MOLLA

New member
Katılım
24 Haz 2008
Mesajlar
111
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Yaş
46
Hüseyin Avni Hocaefendi.

Besmele, Hamdele, Salvele ve Selam'dan sonra...

Bu yazımızda, [1] Ehl-i Sünnet düşmanı olan bid'atçıları bid'atın son noktasına ulaştıracak bir mev-zuu inşallah ele alacağız: İsâ (aleyhisselâm)'ın kıyametin kopmasından önce göklerden tekrar in-mesi...

Mevzunun, etraflı tertipli ve düzenli olması düşüncesiyle, bahsimizi bir mukaddime, dokuz me-sele ve bir neticede inceleyeceğiz. Mukaddime, mevzunun yeniden ısıtılıp Mü'minlerin önüne sunul-masındaki maksadın ne olduğu;

birinci mesele, neden bu mevzuu ele aldığımız;

ikinci mesele, ilmi üslubun neyi gerektireceği ve bu mevzuda önceki ilim adamlarının yazdıkları;

üçüncü mesele, bu mevzunun inanç mevzuu olup oimadığı;

dördüncü mesele, isâ (aleyhisselâm)'ın öldürülüp öldürül-mediği ve ölüp ölmediği;

beşinci mesele, isâ (aleyhisselâm)'ın ahir zamanda inip inmeyeceği;

altıncı mesele, Hafız Muhaddis Ğumarî'den, İsâ (aleyhisselâm)'ın ineceğine dair rivayetle alakalı bir tah-lilin nakli;

yedinci mesele, İsâ (aleyhisselâm)'ın ineceğini kabul etmeyenlerin delilleri;

sekizinci me sele, isâ (aleyhisselâm)'ın ineceğini kabul edenlerin delilleri ve bunu inkar edenlerin şüphelerine cevapları;

dokuzuncu mesele, isâ (aleyhisseiâm)'ın geleceği ile alakalı hadisleri tevil edenlerin kim-ler olduğu, tevilleri ve bunun ne mana ifade edeceği;

netice de, İsâ (aleyhisselâm)'ın geleceğini ka bul etmek ve etmemenin neyi hasıl edeceği ve neyle noktalanacağı hakkındadır. Tevfîk (başarıya ulaştırmak) sadece Allah'tan dır.
 

MOLLA

New member
Katılım
24 Haz 2008
Mesajlar
111
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Yaş
46
MUKADİME

Ehl-i Sünnet'i, hatta İslam'ı ortadan kaldırmak isteyen mihraklar ve maşaları, esasen bu husus-ta varmak istedikleri hedef net ve belli ise de, bu hedefe varırken gözetmek zorunda oldukları den-geler açısından karışık ve zor bir strateji ile karşı karşıyadırlar.

Buna ragmen, hasilatlarmin yüksek-liğini hesaba katarak, bu mevzu ile efkar-i umumiyeyi (kamu oyunu) şekillendirip, muhteva sahibi yapmak için, zaman zaman tartışmalar tertip etmektedirler.

Hedeflerinin netliğine ragmen, o he defe giden yoldaki sikintilarin var olduğunu soylememdeki maksadim, "İsâ (aleyhisselâm) öldü gelmeyecek demekle," Kur'an ve Sünnette gedik açma" hedeflerinin gerçekleşmesinin yanında, öldürülmedi, öldü, gelmeyecek deyip bir tarafta Yehûdîleri sevindirirlerken diğer tarafta Hıristi-yanları üzmüş olduklarıdır.

Zira, böylece, Hıristiyanların (bazisina), O'nu Yehûdîler öldürdü" iddi-ası geçersiz hale geliyor. Mümkün olsaydi da hem Yehûdîleri hem de Hıristiyanları, hiçbir noktada üzmeden beraberce memnun edebilselerdi. Bu, küfür cephesi ve maşaları için çok daha güzel olur-du. Ancak, ikisinden sadece birini her yönüyle memnun etmek mümkün olacaksa, bunun Yehûdî ol-

masi tercih ediliyor. Çünkü, burada, Kur'an'in ve Sunnet'in yalanlanmasi karsisinda ortak bir memnuniyete ilave olarak, Yehûdîlerin fazladan sevinmeleri var. Öldü ve gelecek, denseydi, ölme-diğini ve geleceğini işaret eden Kur'an, kılıflı bir şekilde yalanlanmakla Mü'minler üzülecekti. Zaten maksadın bir kısmı da bu idi.

Ancak bu, öldü ve gelecek, sözünden, ölmedi, Yehûdîlerce öldürül-dü, diyen Hıristiyarılar, bir yandan "öldürülmedi, öldü" sözüyle üzülecek, bir yandan da, gelecek sözü iie de sevinecekti. Öte yandan, "öldü, öldürülmedi" kısmına sevinecek, "gelecek" kısmına da üzüleceklerdi. Anlayacağınız, Yehûdî ve Hıristiyanlar bu söze hem sevinecek hem de üzüleceklerdi. Kur'an ve Sunnet'in hükmünün iptalinden dolayi vaki oiacak olan sevinmeyi bir yana koyarsanız, hiç birisi tam memnun edilemeyecekti.

Yani, Mü'minler her halükarda üzülseler mühim olmasa da, hatta bu asil maksad olsa da, bu tak-tirde, Yehûdî ve Hıristiyanlar'dan hiç birinin tam olarak sevindirilmesi gerçekleşmeyecekti.Öyleyse, kendilerince makul olan, birisinin tam, diğerinin de kısmen sevindirilmesi.Mü'minler'in ise kahredil-mesidir. Buna, Hıristiyan dünyasının dayı başlarının da Yehûdî nüfuzu altında olduğunu eklerse-niz,tercihin mantığını anlamakta zorlanmazsmiz.

Hasılı, maksat, Kur'an ve Sunnet'in hükmünü iptal edip Mü'minler'in akidesini sarsmak, hatta yok etmek, Yehûdîleri tam, Hıristiyanları da kismen memnun etmekten ibarettir.
 

MOLLA

New member
Katılım
24 Haz 2008
Mesajlar
111
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Yaş
46
İKİNCİ MESELE

ilmi Üslup Neyi Gerektirir, Geçmiş Alimler Bu Mevzuda Ne Dedi?

Bu meseleyi,birkaç noktada izah edeceğiz.

Birinci nokta

ilmi üslubun gerektirdiği mühim ve kaçınılmaz esaslardan biri de, ele alınacak mevzuda daha ön-ceden bir şeyler söylenip söylenmediğini iyi araştırmaktır. Zira, tekmil-i san'at telâhuk-i efkar ile-dir. Yani, sanatın kâmil ve üstün kılınması, işe yarar fikirlerin birbirlerine katılmasıyladır. Keşfedi-len Amerika'yı tekrar keşfetmek için emek sarf etmek akıllı işi değildir.

Târihî ve fennî terâkümleri (birikimleri) yok saymak akıl karı olmadığı gibi, işin başından başlamış olmak ta ibtidailik (ilkellik) ve bir çok doğrudan mahrum olmanın yanında, sayısız yanlışa saplanmaktır. 0 halde, geçmiş mükte-sebatı (kazanılan değerleri) hiçe saymak hem cahillik, hem yobazlık, hem artistlik, hem de ahmak-lıktır. Halbuki maşalardan hiç biri bu mevzuda yazılan kitapları ve risâleleri okumamışlardır.
Orta oyununa benzer bir t.v. programında zavallı bir prof.

Allame, muhaddis Keşmirî'nin Tasrih isimli eserini gösteriyor. Güya onu okuduğunu anlatmak istiyor ve bu kitapta hadisler kritik edil-memiştir diyebiliyordu.

Oysa kitapta geçen yüz küsur hadisten kırk tanesi, müellifçe teker teker kritik edilmiş, sıhhat dereceleri hakkında geçmişten günümüze kadar alimlerin görüşleri ve kendi kanaatleri bildirilmiştir.

Kalanları da kitabı tahkik eden merhûm Ebû Ğudde tarafından kritik edil-miştir. Sözü edilen prof, bu hususta Buhari'nin bir rivayetinin olmadığını, Buhari'de böyle bir ri-vayet görmediğini diyebilecek kadar gülünçleşebiliyordu. Böylece, hem o elinde gösterdiği kitabı, hem de Buhari'yi okumadığı ortaya çıkıyordu.

İkinci nokta

isâ (aleyhisselâm)'ın, ölmediği, öldürülmediği, sağ olarak cesediyle göklere çıkarıidığı ve kıyame-tin kopuşundan önce yere ineceği hakkında, İslâmî eserlerin, kıyametin kopuşunun alametleri mev-zuu ile alakalı bölümlerinde, ilk devirlerden günümüze kadar sayısız geniş bilgiler verilmektedir.

Üçüncü nokta

Zamanında bu mevzuda anlaşmazlık olmamasına rağmen, Suyûtî'nin el-İ'lâm'ını, niye yazdığını bilmediğim için, hüsn-i zan yaparak bunu onun kerametine bağlıyorum.

Diğerleri ise ingiliz maşası Kadiyânî Mutenebbi'nin (sahte peygamberin) "İsâ (aleyhisselâm) öldü gelmeyecek" düşüncesiyle Mü'min'ler arasına fitne mikrobu yaymaya başlamasından ve bu mikrobun islam alemine yayılma-sından sonra bu hususta bir çok eser kaleme alındı. Din bekçileri olan alimler bu hususta susmadı.

Dördüncü nokta

Bu hususta yazılan bir çok müstakil eser de vardır. Suyûtî'nin el-İ'lâm'ı .Şevkâni'nin et-Tevdih'i, Keşmiri'nin Akîdetu'l İslâm ve et-Tasrih isimli iki eseri, Ğumari'nin İkamet-ul Burhân'ı ve Akîdetü Eh-li'l-İslâm'ı Bir de Kevserî'nin Nazratun Abirah ile Makâlât'ı zımnındaki bir makalesi bu eserler cüm-lesindendir. Ayrıca, Allâme muhaddis Yusuf El-Bennûrî'nin Akîdetü’l İslâm'a ve Allâme Muhammed Şefiin de et-Tasrih'e yazdıgı uzun ve kıymetli mukaddimelerinin yanında, Allâme Muhammed Ba-hit'in uzun bir fetvası birer müstakil eser hükmündedirler.

Beşinci nokta

Hıristiyanların bu fitneye karşı çıkmayıp, aksine sahip çıkmalarının, altında yatan, "devenin ge-leceği yerde serçeyi esirgememek" tir, "kazın geleceği yerde tavuğu esirgememek" değil...

Mü-minlerin inançlarının sarsılması, tefsir, hadis ve akaid kitaplarına güvenin yok edilmesi gibi büyük menfaatlerin yanında, "İsâ a.selam gelmeyecektir" demenin zararının hesabı mi edilir? Hem, bu-rada, "gelmeyecek" ile yıkılan, "gelip İslam'a göre hükmedecek , şu andaki değiştirilmiş Hıris-tiyanlığı ortadan kaldıracak" inancıdır ki, bu inanç onların işine ne kadar yarar? Böyle bir inancın

Onlara göre yıkılması durmasından iyidir. işi temelden yıkmanın kârı yanında tali bir kayıp ve zarar o kadar da mühim değildir. Bu husustaki görmezlikten gelmelerinin temelinde yatan sır ve hikmet de, Allah-ü A'lem bu olsa gerektir.
 

MOLLA

New member
Katılım
24 Haz 2008
Mesajlar
111
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Yaş
46
devam edeceğiz.uzun bir makale.
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
51
Hazreti Muhammed Mustafa (sav) "Benden Sonra bir Peygamber gelmeyecektir" demiştir. Bunun anlamı gelecek olsa bile Hz. İsa (as) nın Peygamber olarak gelmeyeceği anlamına geliyor. Gelecekse gelir ve ya gelmez bu konuyla ilgilendim veya bu konu hakkında ne kadar araştırma yaptım ise sonuç olarak Deccal ile Hz. İsa ilişkisinin hristiyanlarda da inanıldığı, Hz. İsanın yeryüzüne geleceği düşüncesinin hristiyanlarda da olduğu uydu kanallarında gösterilen belgesellerden anlaşılmaktadır. Osmanlı Devleti zamanında beyaz bir at ve görevli bir kişi Hz. İsanın geleceğinin tahmin edildiği bir yerde bekletilirdi. Hristiyanlar Hz. İsa konusunu kötülük timsali birisinin geleceğini sonra Hz. İsanın ona engel olacağına inandıkları anlatılmaktadır. Bu zamanda Deccal kavramı müslümanlar arasında genel olarak ülkelerin liderleri, politik uygulamaları, yönetim sistemlerinin içindeki faiz sistemi gibi insanları sömüren faaliyetler anlaşılmakta ise de ben kendi araştırmalarımla bilimsel olarak hipotez-teori-kanun sıralamasında kendimce hipotez aşamasında düşündüğüm ve inandığım deccalin Hasan SABBAH adında bir kişi olduğudur. Bu kişi Büyük Selçuklu devleti zamanında yaşamış 45 sene İsmailiyye devletini kurmuş ve 8 hükümdarın yönettiği bir devledin hükümdarıdır. Bu kişiyi doğumundan ölümüne kadar araştırabildiğim kadar araştırdım. Büyük bir İslam aliminin yanında Nizamül Mülk ile birlikte yetişmiş, İsmailiyye düşünce akımını cahilleri kandırmak için ortaya atmıştır, bir çok insanı kandırmış, kendisini öldürmeye çalışan hiç kimse bunu başaramamış, hindistandan ve başka yerlerden hacıya gidenleri yolda katletmiş, Nizamül Mülkü öldürtmüştür (bu kesindir), Büyük Selçuklu Devleti Melikşah'ın hizmetçisi tarafından zehirlenmesi de kesin deliller olmasada onun yaptırdığını tahmin ediyorum. Büyük Selçuklu Devleti bu adamla uğraşamamıştır ve çok zalimlikler yapmıştır. Afrikadaki İsmailiyye devleti ile karıştırılmasın buna Doğu İsmailiyye devleti diye ayırt edebiliriz. Daha anlatacaklarım bir ansiklobedik bilgi kapsamındadır bu kadarını konuya ilgili olduğunu düşünerek yazdım. Yine belirtiyorumki ben Hz. İsanın yer yüzüne tekrar geleceği konusunda müslümanların kafasını karıştırmak için Hz. İsanın peygamber olarak müslümanlara daha da benimsetilmesi ve müslümanların hristiyanlaştırılması olarak bir politika olarak bakıyorum. Hz . İsanın gelecek olması ve ya gelmeyecek olmasıyla ilgilenmiyorum. İlgilenmek istemiyorum. "Benden Sonra bir Peygamber gelmeyecektir" denmesi, bana hiç bir peygamberin yeryüzüne tekrar gelmeyeceği bütün peygamberlerin en son Bizim Cihan Peygamberimizin arkasında Mescidi Aksada (Hz. Adem Peygamberimiz ve babamız dahil bütün Peygamberler) saf durmasından sonra geleceğine pek kanaat getirmiyorum. Bütün peygamberlerin islamı anlattığına kitapların farklı olduğuna inanıyorum.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sahih hadisler Hz.İsa'nın (as) ahir zamanda dünyaya adil bir hakem olarak gönderileceği şeklindedir. Aynı dönemde Hz.Mehdi'nin de bulunacağı ve Hz.İsa (as) nın Hz.Mehdi'nin ardı sıra namaz kılacağı bildiriliyor.

Bu hadislerin manası, "Benden Sonra bir Peygamber gelmeyecektir" dözüne muhalif değildir. Zira Hz.İsa (as) bir peygamber sıfatı ile değil, adil bir hakem sıfatı ile gelecek ve Hz.Muhammed'in (sav) şeriatına uyacaktır.

Deccal hakkında da var olan sahih hadisler, O'nun henüz serbest bırakılmadığı şeklindedir.

Hz.İsa (as), Hz.Mehdi ve Deccal konusunda Ehli Sünnet inanışının özeti böyledir. Ancak bu konular kısmi gaybiyet taşıdığı için yorumlayan çok olmakta ve akıl, mantık çerçevesinde anlamlar türetilmekteyse de akıl ve mantığın eremeyeceği işlerdir.
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
51
ALLAH razı olsun, benin konuya bilgi katmak istediğim husus; hristiyanlar isanın yeryüzüne geleceğini, deccali durduracağına inanıyorlar, biz mehti-deccal diyoruz, onlar isa-deccal diyorlar. Bu konu sadece biz müslümanların konuştu ğu bir husus değildir. Hz. İsanın yeryüzüne geleceğini müslümanlarada bunu tasdik ettirip işte bak Hz. İsa mesihtir o zaman herkez hristiyan olsun demeye getirmektir.
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
51
Hz. İsanın yeryüzüne geleceği hakkında sahih hadislerde belirtilen hususlara bir itirazım yok bu konunun bize geri dönüşü ve müslümanları etkileşimi önemlidir. Bursada 8 yıl imamlık yapan bir imamdan bahsedildiğini duyduğum bir ülkede yaşıyorum. Onun için ben her konuda amacın ne olduğuna varmaya çalışıyorum. Blumberg kanalında Hz İsanın yeryüzüne geleceği, deccali öldüreceği konularını işleyen belgesel çıkmaktadır, bu belgeselde konuşanlar hristiyanlardır. Hristiyanlarda Hazreti İsanın yeryüzüne geleceğine inanmaktalar, bu dünyaya barış getireceğine inanmaktalar. Ama bir peygamber olarak geleceğine inanıyorlar. Yani gelip te kendi inandıkları hristiyanlığı doğrulayacaklarını inanıyorlar. İslam konusu onlar için terör anlamından başka bir şey ifade etmiyor.
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
51
Onlar benim dinimi terör olarak görüyorsa ben onları sempati oluşturacak konulara niye eğileyimki.
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
51
Hz. İsanın yeryüzüne geleceği hakkında sahih hadislerde belirtilen hususlara bir itirazım yok bu konunun bize geri dönüşü ve müslümanları etkileşimi önemlidir. Bursada 8 yıl imamlık yapan bir imamdan bahsedildiğini duyduğum bir ülkede yaşıyorum. Onun için ben her konuda amacın ne olduğuna varmaya çalışıyorum. Blumberg kanalında Hz İsanın yeryüzüne geleceği, deccali öldüreceği konularını işleyen belgesel çıkmaktadır, bu belgeselde konuşanlar hristiyanlardır. Hristiyanlarda Hazreti İsanın yeryüzüne geleceğine inanmaktalar, bu dünyaya barış getireceğine inanmaktalar. Ama bir peygamber olarak geleceğine inanıyorlar. Yani gelip te kendi inandıkları hristiyanlığı doğrulayacaklarını inanıyorlar. İslam konusu onlar için terör anlamından başka bir şey ifade etmiyor.
Bursada camide imamlık yapan bir hristiyan demek istemiştim. Düzeltiyorum
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Rabbimiz'in dilemesiyle Hz. İsa (as)'ın gelişi gerçek din ahlakının tüm dünyaya yayılmasına, samimi olarak iman edenlerin güvenliğe kavuşmasına vesile olacaktır

İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de. Öyleyse Allah'tan
sakının ve bana itaat edin."
(Zuhruf Suresi, 63)
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sevgili sıyah Kardeşim.

Konu hakkında daha sağlıklı bilgiler olması bakımından yazıyorum.

Hıristiyanların düşünce ve davranış biçimleri sadece Hz.İsa Mesih ve deccal konusunda değil, daha bir çok konuda Müslümanların akılını karıştırmak üzere planlıdır. Bu onların "misyonerlik" hususiyetlerinden biridir.Buna rağmen hak ile batılı ne olursa olsun birbirinden ayrı tutmak zorundayız. Biz ancak İslam'ı ve öğretilerini doğru bildiğimiz taktirde onların bu yanlış yönlendirmelerinden zarar görmeyiz.

Düşünebilen insan zaten sormaz mı bu enformasyonları yapanlara "ey hıristiyan misyoneri, sen hem Hz.İsa (as) ya tanrı mesabesine koyuyor, hem tanrının her şeye gücü yeter diyor hem de ahir zamanda dünyaya gelebileceğini söylersin. Bu nasıl bir tezat?.. Ve bu gibi onlarca tezat...

Mesih kelimesi konusunda da bir açıklama yapmak istiyorum, kavramların karışmaması adına.

Mesih, zaten Hz.İsa'nın (as) Kur'an da zikredilen bir tabirdir. (Mel mesihubnu meryeme illa rasul/Meryem oğlu Mesih, sadece bir peygamberdir)
Bunu haricinde kelime olarak "mesh" diye ifade edilen ve anlamı "silen, bozan" olan bir sıfat vardır ki ve telafuzunda ki zorluk nedeni ile mesh yerine mesih diye ağızlardan çıkmakta ve anlamı gereği Deccal için kullanılmakta ise de, Hz.İsa (as) ın tabirinde ki Mesih ile karıştırılmaktadır.
Bu nedenle de zaman zaman kavram ve anlama karışıklıkları doğmaktadır.

Sonra unutmamak gerekir ki, Hz.İsa (as) onların peygamberi değil, bizimdir. Yani biz hiç bir peygamber arasında bir ayrım yapmayız. (la nuferriku beyne ehadim mir rusulih/Onun peygamberlerinden hiçbirini ayırt etmeyiz) Onların hepsi tek din olan Allah'ın (cc) dini İslam'ı naklettiler. Hıristiyanalr Hz.İsa(as) ya inansalardı zaten bu problemlerin hiç birisi olmazdı. Demek ki onların İsa'sı bir başka İsa.

 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Allah (celle celaluhu) razı olsun Bekir kardeşim. Sumisali kardeşimiz de ayet ile katkı yapmış, Allah (celle celauhu) razı olsun. Biz de birazcık katkı yapalım inşaallah.

1. Ve bence en önemlisi, Hazreti İsa (a.s.) öldü demek küfr'dür. İman tazelemeyi gerektirir. Çünkü Kur'an ölmediğini, bilakis göğe ref edildiğini bildirirken, öldü demek; ayete muhalif bir harekettir.

"Bir de inkarlarından ve Meryem'e büyük bir iftira atmalarından ve "Biz Allah'ın peygamberi Meryemoğlu İsa Mesih'i öldürdük" demelerinden dolayı kalplerini mühürledik. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler." ( Nisa : 156 - 157 )

2. Hazreti İsa (a.s.) tekrar yeryüzüne nüzul ettiği vakit İslam şeriatı ile amel edecektir. Hristiyanlık haddi zatında Hazreti İsa'nın (a.s.) dini değildir (haşa ve haşa) bizzat yahudilerin tahrifleri neticesinde ahkamlarını tamamlamış bir öğretidir. O neden ile Hazreti İsa'nın (a.s.) hristiyanlığı yaymak, diriltmek, canlandırmak gibi bir düşüncesi olmadığı gibi, bu büyük Peygamber önceki yaşantısında tamamen İslam şeriatı ile amel eden, nüzul ettikten sonra da yine İslam dairesinde aynı şeriat ile Muhammedi sünneti yaşayarak amel edeceği itikad temellerindendir.

"Kitab ehlinden hiç kimse yoktur ki ölümünden önce, ona (İsa'ya) iman edecek olmasın. Kıyamet günü o (İsa) onların aleyhine şahit olacaktır." ( Nisa : 159 ) Bu ayet şahitlikten bahsediyor. İnsanlar sadece gördükleri bir konu hakkında şahitlik yapar. Şeriat; bir konuda şahitlik yapıldığı zaman, en başta; şahid olan kişiye şöyle bir soru yöneltir: gördün mü ?... İsa (a.s.) da görmesi kesin olarak bildirilen bir konuda şahitlik yapacaksa, o halde görmesi gerekir ki, mantık bu görmenin zahirende gerçekleşeceği yönünü işaret eder.

3. Ayeti herkes bilmektedir, hatırlatmak için yazıyorum "Her nefis ölümü tadacaktır" (Enbiya : 35 ) ayetinin özellikle de Enbiya suresinde geçmesinin bir anlamı da İsa (a.s.)'ın ölümü tadmadığı, fakat nihayetinde O'nun da (a.s.) bundan nasibi olacağına işarettir.

"Fakat Allah onu kendisine yükseltmiştir. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir." ( Nisa : 158 )

Rabbimizin ref ettiği bir kulunun bu kadar zamandır arş'ın herhangi bir katında (ki bize göre göğün 4. katında) yaşaması, zahiren canlı halde bulunuyor olması şaşılacak veya hayret edilecek bir şey değildir. Keyfiyeti ve kemmiyeti sadece Rabbül Alemin tarafından bilinen bir nicelik ve nitelik ile ilmi dairesinde yaşıyor olması; O'nun (Azze ve celle) için zor bir şey de değildir. Zaten buna şüpheli yaklaşmak, Yüce Allah'ın (Celle celaluhu) kudretine sınır tayin etmeye girer ki, neuzubillah bu dahi fikri küfrü gerektirir. İstiğfarı mecbur kılar.
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
51
"Onların hepsi tek din olan Allah'ın (cc) dini İslam'ı naklettiler" diye belirtmişsiniz, saygıdeğer Bekir Bey, işte konunun özeti budur. ALLAH sizden razı olsun, ayrıca sumisali, MOLLA ve radikal kardeşlerimden de ALLAH razı olsun. Sağlık, huzur, dirlik ve afiyet içinde olunuz inşallah. ALLAH'ın selamı üzerine olan bahtiyar kullarından olalım hepimiz inşallah. Bir müslümanın diğer bir müslümana en güzel davranışı, duasıdır.
 

1959

New member
Katılım
15 Nis 2011
Mesajlar
13
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
65
Merahaba arkadaşlar bu forma ilk mesajım ,umarım hepimiz Allah'ın rızasına ulaşabiliriz..
Biz Muhammedi İSlam dini mensupları hz.Muhammedin son peygamber olduğuna inanırız,bu imanımızın esaslarındandır,hz.Muhammedden sonra bir Peygamberin geleceğine inanmak,kendi iman ve itikadımızda kendi elimizle gedik açmak demektir.

Hatta Muahmmed ümmetinin İslam konusunda başarısızlığının kanıtı gibi algılanır.,başak Peygamberin gelişini kabul etmek,Muahmmed ümmeti olarak gelecek diyenlerin kanıtı ne?
Hiç Allah'ın koca Peygamberi başka bir Peygambere ümmet olur mu?
Kuranda hz.İSanın diri oalrak göklere çıkarıldığının yazması,döneceği anlamına gelmez,yalnız hz.İsa diri olarak göklerde değildir,İdris Peygamberde diri olarak oradadır,neden İdris Peygamber dönecek denmiyorda,İSa peygamber dönecek deniyor?

İlk Hadis kitabının hz.Muhammedin ölümünden 200 yıl sonra Buhari tarafından arap yarımadası dolaşılarak derlendiğini bilmeyen yok,dönüşe ait hadislerin İslama misyonerler tarafından hadis oalrak sokulmadığını kim garanti edebilir?
Başka bir formda Buhariden alıntı hadisler konusunda 20 yıllık hadis uzmanı bir alim formu terketti ve Diyanet sahte hadis ayıklama komisyonu kurdu,çalışma bitene kadar hadis tartışmalarını kapatıyorum demek zorunda kaldı.
Dünyada 15 milyon hadis olduğu yazılıyor,hangisi doğru hangisi yanlış Allah bilir,fakat kuran ve iman şartlarına aykırı mı değil mi ona bakarak ancak tahmin edebiliriz.

Zaten İmam Buhari kendiside Kütübü sitte yi yazarken 5000 adet hadisi iptal ettiğini uydurma olasılığının yüksek olduğunu yazar.Demekki uydurma hadis Buahri zamanında bile varmış ki kitabıan almamış.Halen de Kurana ve İSlami düşünceye aykırı onlarca Buhari hadisi konubaşlığı yapıldı ve hiç bir hadis uzmanı Müslüman savunamadı.
Eğer bütün Buhari hadisleirni savunabilirim diyen bir babayiğit varsa ,özelden yazsın o formun linkini vereyim,hadis uzmanı arkadaşın koltuğu boş...terketti..Dinsizler cin gibi didik didki ediyorlar,Müslümanlardan çok kütübü sitte okuyup konubaşlığı yapıyorlar.

Hadisini birinde köpek katliamı teşvik ediliiyor,diğerinde çölde susuz kalan köpeğe su veren cennete atılıyor,hele kıyamet günü Allah'ın İnsan şeklinde ve baldırında ben olduğu sözününde kütübü sittede hadis olarak yazılması beni şoke etti,aman dikkat....her okuduğunuz söz Peygamber efendimize ait değildir,adı hadis olarak yazılsada....
Hoşçakalın..
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
hadis uydurmak veya uydurma bir hadisi kitabına almak, ihmallik, gafillik, cahillik veya hainlikten ileri gelir. Bu çok doğru bir tespittir. Fakat, uydurma bir söze, hadis demek ne kadar yanlış ve tehlikeli ise, hadis kitaplarındaki veya İslam âlimlerinin kitaplarındaki hadis-i şerifleri de inkâr etmek, o kadar yanlış ve tehlikelidir. Kıyamet alametlerini bildiren, her biri bir mucize olan hadis-i şeriflerden üçü şöyledir:

(Kur’andan başka, delil kabul etmem diyenler çıkacak.) [Ebu Davud]

(Hadisi bırak, Kur’ana bak diyerek beni yalanlayanlar çıkacak.) [Ebu Ya’la]

(Sonra gelenler, önceki âlimleri cahillikle suçlayacak.) [İ.Asakir]

hadisin uydurma olup olmadığını anlamak için ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında bulunup bulunmamasına bakılır. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında varsa o hadis sahihtir (Hadisimi Kur’anla karşılaştırın. Kur’ana uyarsa o söz benimdir, uymazsa benim değildir.) [Taberani]
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Sapık veya cahil birisi bir söz uydurur, buna hadis der. Ehli olan hadis âlimi de, hadis ilminin şartlarının yanı sıra onu Kur’ana arz eder Bir âlimin kitabında, bir tek uydurma hadis olsa, diğer bildirdiği hadislere nasıl itimat edilebilir, onlara da, şüphe gözü ile bakılamaz mı? Burada gaflet veya cehalet gösteren, öteki hadislerde niye göstermesin ki? İşte böylece, bütün din kitapları töhmet altına girmiş olur. Hadisler, dinde senet olmaktan çıkınca, geriye sadece Kur’an-ı kerim kalır Onu da istedikleri gibi tevil ederek maksatlarına rahatça ulaşabilirler. Bu sebeplerden dolaylı, yabancıların ve onlara alet olan mezhepsizlerin oyununa gelmemelidir
Allahü teâlâ bu mübarek zatlar vasıtasıyla, dinini korumuş ve yaymıştır Bu zatlara saldırmak onların kitaplarında uydurma hadis var demek, dinimizi yıkmaya çalışmak olur
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Biz Muhammedi İSlam dini mensupları hz.Muhammedin son peygamber olduğuna inanırız,bu imanımızın esaslarındandır,hz.Muhammedden sonra bir Peygamberin geleceğine inanmak,kendi iman ve itikadımızda kendi elimizle gedik açmak demektir.

Hatta Muahmmed ümmetinin İslam konusunda başarısızlığının kanıtı gibi algılanır. ,başak Peygamberin gelişini kabul etmek,Muahmmed ümmeti olarak gelecek diyenlerin kanıtı ne?

Hiç kimsenin Hz.Muhammed (sav) den sonra bir peygamberin geleceğini söylediği yok. Bunu nereden çıkardınız!?


Hiç Allah'ın koca Peygamberi başka bir Peygambere ümmet olur mu?


Allah (cc) dilerse olmaması için ne sebep var sizce?

Kuranda hz.İSanın diri oalrak göklere çıkarıldığının yazması,döneceği anlamına gelmez,yalnız hz.İsa diri olarak göklerde değildir,

Kuranda Hz.İsanın diri olarak göklere çıkarıldığının yazması, döneceği anlamına gelmemekle beraber, dönmeyeceği anlamına da gelmez. Ama geleceğini sahih bir hadis bildirir ise şüphe kalmaz.

İdris Peygamberde diri olarak oradadır,neden İdris Peygamber dönecek denmiyorda,İSa peygamber dönecek deniyor?

Çünkü hadisler öyle demiyor...

İlk Hadis kitabının hz.Muhammedin ölümünden 200 yıl sonra Buhari tarafından arap yarımadası dolaşılarak derlendiğini bilmeyen yok,dönüşe ait hadislerin İslama misyonerler tarafından hadis oalrak sokulmadığını kim garanti edebilir?
Başka bir formda Buhariden alıntı hadisler konusunda 20 yıllık hadis uzmanı bir alim formu terketti ve Diyanet sahte hadis ayıklama komisyonu kurdu,çalışma bitene kadar hadis tartışmalarını kapatıyorum demek zorunda kaldı.
Dünyada 15 milyon hadis olduğu yazılıyor,hangisi doğru hangisi yanlış Allah bilir,fakat kuran ve iman şartlarına aykırı mı değil mi ona bakarak ancak tahmin edebiliriz.

Zaten İmam Buhari kendiside Kütübü sitte yi yazarken 5000 adet hadisi iptal ettiğini uydurma olasılığının yüksek olduğunu yazar.Demekki uydurma hadis Buahri zamanında bile varmış ki kitabıan almamış.Halen de Kurana ve İSlami düşünceye aykırı onlarca Buhari hadisi konubaşlığı yapıldı ve hiç bir hadis uzmanı Müslüman savunamadı.
Eğer bütün Buhari hadisleirni savunabilirim diyen bir babayiğit varsa ,özelden yazsın o formun linkini vereyim,hadis uzmanı arkadaşın koltuğu boş...terketti..Dinsizler cin gibi didik didki ediyorlar,Müslümanlardan çok kütübü sitte okuyup konubaşlığı yapıyorlar.

Hadisini birinde köpek katliamı teşvik ediliiyor,diğerinde çölde susuz kalan köpeğe su veren cennete atılıyor,hele kıyamet günü Allah'ın İnsan şeklinde ve baldırında ben olduğu sözününde kütübü sittede hadis olarak yazılması beni şoke etti,aman dikkat....her okuduğunuz söz Peygamber efendimize ait değildir,adı hadis olarak yazılsada....
Hoşçakalın..


Sizin de hadisler konusunda karın sıkıntınız var demek ki.

Burada ki konu hadislerin sahihiyeti ölçüsü olmamakla beraber, sahih olan hadisler bellidir. Hadisler üzerinde oyunların oynanması, hadislerin göz ardı edilmesi gerektiği anlamını taşımaz. Eğer hadisleri sırf lafzen değerlendirip ya da cımbızlanmış şekilde anlamadan okursanız aynı sıkıntıyı ayetlerde de yaşamanız muhtemeldir. Günümüz enformasyon kirliliğinde hayli ileridir, çok fazla miktarda hatalı yayım mevcuttur. Bu konuda kaynaklar ve dayanaklar tabii ki dikkatle incelenmelidir. Ama bu yazdıklarınızın Hz.İsa (as) nin ahir zamanda yeryüzüne Allah (cc) tarafından adil bir hakim olarak gönderilmesi hadisi ile ne alakası var onu anlayamadım.
 

1959

New member
Katılım
15 Nis 2011
Mesajlar
13
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
65
İmam Buhariyi ve kütübü sittesiniDiyanet ve diğer Ehli sünnet alimlerimiz dillerinden düşürmez,çünkü en büyük ehli sünnet hadis kaynağı Buharidir.Çünkü ilk detaylı hadis toplama işini Buhari yapmıştır,bizzat Buahrinin Yıllarını verip (17 yıl)topladığı hadislerden 5000 adedinin sahte olduğunu,kurana akla uymadığını tesbit ediyor ve imha ediyor,kendi si yazıyor.
Fakat gözünden kaçan onalrca daha uydurma hadis ihtiva ettiğiner eminim,Çünkü dinsizleirn karşısında rezil olduk,mısırda eğitim görmüş hadis alimimiz formu terketmek zorunda kaldı.
Diyanet işleri başkanlığı dahi hadis ayıklama komisyonu kurdu.....
Bizler hadis kitaplarını okuruz ,aklımız almasada vardır bir hikmeti der geçeriz,ama dinsizler,İslam düşmanları cin gibi,kütübü sitteden seçme hadisler diye başlık açtılar,hiç birimiz savunamadık,aklı cevaplar veremedik

Ebu Davud ,Ebu yala i.sakir doğru söylemişler,gelsinler kendileri savunsunlar topladıkları,her duyduğu sözü hadis sanıp kitao haline getiren düşüncesizler..

Buyrun

HANIMLAR DİKKAT!..



Bunları okuyunca ''Cennet kimin ayaklarının altında'' sözü aklıma geldi . Demek o büyük, kocaman söz yalanmış…

Şimdi aşağıda yazılanlara bakın…

Hiç birisi uydurma değil, yazarları belli, yazıldıkları yer belli.

Hanımlar, bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.

Aşağıdakileri dikkatlice okuyun, yaşantınıza yeni bir düzen getirin, cehennemde yanmayın...

1. “Kadının yeri soğumadıkça erkek, kadının oturduğu yere oturmamalıdır.” Kadınlara Dini Bilgiler sayfa 24

2. “Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.” İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239

3. “Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.” Hafız Zehebi-Büyük Günahlar- Sayfa 187

4. “Kadınların akılları ve dinleri eksiktir.” Sahihi Buhari

5. “Çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Aklı başında bir erkeğin aklını sizin kadar çelebilen aklı ve dini eksik başka bir varlık görmedim.”
Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003

6. “Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.” Sahihi Buhari

7. “Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. Çünkü ben Cehennem halkının çoğunun sizler olduğunu gördüm.” Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003

8. “Bir kadın kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse Cennete girer.” Riyazus Salihin

9. “Kadınların hayırlısı, erkeklerin yaramazlıklarına, kötü huylarına sabredendir; bu sabır, onların cennete girmesine sebeptir.” Kadınlara Dini Bilgiler sayfa:88

10. Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır.” Sahihi Müslim, Salat 265; Tirmizi Salat 253/338 Ebu Davud, Salat, 110/720

11. “Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta.” Ebu Davud, Tıb, 24/3922; Müslim, Selam, 34/115 Buhari, Nikah, 17/4805

12. “Dövme yapan ve yaptırana, yüzdeki tüyleri aldıran ve estetik için dişlerini seyrelttiren kadınlara Allah lanet etsin.” Sahihi Buhari

13. “Takma saç takan, taktıran, kaşları incelten, kaşlarını incelttiren, dövme yapan ve dövme yaptıran lanetlenmiştir.” Ebu Davud, Tereccul, 5

14. “Eğer bir kadın peruk takarsa, eğer kol ve yüzüne dövme ya da ben yaparsa, yüzünden ve kaşlarından cımbızla kıl aldırırsa, yüzüne güzellik vermek için şekil değiştirirse lanetlenmiştir.” İmam Şarani “ Uhudul Kubra“ Sayfa 313, 867, 889

15. “Kadınları zarar vermeyecek miktarda aç, aşırı gitmeyecek kadar da kıyafetsiz bırakınız. Çünkü kadınlar iyice doyar, güzelce giyinirlerse onlar için dışarı çıkıp gezmekten daha sevimli bir şey yoktur. Fakat onlar biraz aç, biraz da çıplak kalırlarsa onlar için evde oturmaktan hayırlı bir şey yoktur.” İbnül Cevzi, Mevzuat, II/282-283; Suyuti, Leali, II/154 İbn Arrak, Tenzihü'ş-Şeria, II/212-213

16. “Kadınlarınıza evlerinin kapısında oturmamaları için yeni elbise yaptırmayın, çünkü elbiseleri güzel ve yeni olursa kalplerine dışarı çıkmak arzusu gelir.” İmamı Gazali-Kimyayı Saadet sayfa:178 İbn Ebi Şeybe, Musannaf, IV/II, 420

“DIŞARI ÇIKMASI KESİN GEREKEN KADIN İSE KOCASINDAN İZİN ALDIKTAN SONRA DIŞARI ÇIKACAK VE ŞU KURALLARA KESİN UYACAKTIR:

1- Sıkı sıkıya örtünüp kötü giysilere bürüne,

2- Hiç çıkmamış gibi davrana,

3-Başını öne eğip kimsenin yüzüne bakmaya,

4- Kalabalığa karışmaya,

5- Erkeklerin bulunduğu yerlere yanaşmaya,

6- Herkesin dolaştığı sokaklardan uzak dura,

7- İşini bir an önce bitirip evine döne, “ İmamı Gazali İhyayı Ulumuddin 2/290

KADININ EN MAKBULÜ KOYUN CİNSİDİR

1- Giyim kuşam hevesinden maymun.

2- Fakir düşmeye razı olmadığından köpek.

3- Kocasına ve diğer insanlara kibrinden yılan.

4- Gece gündüz koğuculuk yaptığından akrep.

5- Evden eşya sattığından fare.

6- Erkeklere hile kurduğundan tilki.

7- Kocasına itaat ettiğinden dolayı koyundur. “İmamı Gazali- İhyayı Ulumuddin”

8. “Kadınlara danışmayın, onlara muhalefet edin. Kadınlara muhalefet edin, zira kadınlara muhalefet berekettir.” Kadınlara Dini Bilgiler 44, 45 Suyuti, Leali II, 147; İbn Arrak, Tenzihü'ş Şeria II, 210

9.“Kim ki karısına itaat ederse Allah (cc) onu yüzüstü Cehenneme atar.” İbn Arrak II, 215

10. “Başlarına bir kadını geçiren bir kavim asla iflah olmaz.” İbni Hanbel Müsned 5/43, 50; Tirmizi Fiten:75 Nesai Kudat:8; Buhari Fiten:18

11. “Kadınlara yazıyı öğretmeyin. Dikişi ve Nur Suresini öğretin.” İbnü'l Cevzi, Mevzuat II, 269

12. “Kişi kadınını yatağa davet eder de kadın kaçarak eşi sinirli bir şekilde gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lanet eder.” Sahihi Buhari 9/36 +

13. “Bir kadın kocasından boşanırsa o kadına cennet kokusu haram olunur.” Kadınlara Dini Bilgiler sayfa 61

14. “Camiye gelirken kokulanan kadın evine dönüp de cünüplükten ötürü boy abdesti alır gibi yıkanmadıkça, Allah katında onun namazı kabul olmaz.” Avnül mabül 11/230


 
Üst Alt