Sayın Mavi; Bekir kardeşim size izah etmiş, sanırım yeterli bulmamışsınız ki aynı sorunuzu yinelemişsiniz. Bence yeterli bir cevap ama bende biraz daha açarak yine aynı cevabı vereceğim. Başka türlü bir anlam içeriyorsa düşündükleriniz, siz ne anlıyorsunuz bize o anladığınızı anlatın, derim.
Kulluk sözünden ne anladığınıza bağlı bunun cevabı. Siz kulluk sözünden 24 saat secde halini anlıyorsanız, böyle bir şey yok. Ama; kulluk sözünden İslam'a uygun bir yaşantıyı anlıyorsanız, evet gerçek bir müslüman 24 saat kulluk vazifesi içindedir. Bu vazife de müğmin şuuru içerisinde yapılır ki; bu 24 saatin örneği Resulu Ekrem'dir (s.a.v.) Her an'ı kulluk içerisinde geçmiştir. Yemesi, içmesi, giyinmesi, konuşması, susması, yürümesi, bakması ve hatta özel hayatı da dahil olmak üzere uyuması bile kulluk bilinci içerisinde geçmiştir.
Bu nasıl olur peki derseniz;
* Yemesi: Helal olan bir yiyeceğe Besmele ile başlar ve şükr ile bitirir.
* İçmesi: Helal olanı içer, faydalı olduğuna inandığı kadar ve sağlıklı olacak şekilde içer.
* Giyinmesi: Helal olan bir elbiseyi, gerek şükr için ve gerekse de Allah'ın üzerindeki nimetini insanların hatırlaması için giyer. Giyinirken etrafa caka satmak hava atmak gibi bir niyet taşımaz.
* Konuşması: Hakk olanı konuşur, etrafındaki insanları da hakk üzere konuşmaya sevk eder.
* Susması: Hakk olanı susarak dinler. Hakk olanı dinlemek için sohbet yerleri arar ve bulunca da susarak istifade etmeye çalışır.
* Yürümesi: Hakk olan yere, Hakk uğruna gider. Bu bazen mescid olur, bazen de savaş alanı. Nereye gittiği değil, hangi niyet ile gittiği burada asıl olan meseledir. Hakk için yürüyen kişi için, bu yürüme hali belki geneleve doğru da olabilir. Oraya yürümesi zina etmek için değil, zina yapmaya gitmiş kişileri sakındırmak için de olabilir. Bu da Hakk anlamında bir yürüyüş olur.
* Bakması: Allah (Celle Celaluhu) güzeldir, güzeli sever. Güzel olan şeye bakar ve her güzellikte Allah'ın (Celle Celaluhu) esmasını arar. Bu hali ile de Hakk adına hareket etmiş ve Hakk adına bakmış olur.
* Özel hayatı: Eşi ile güzel geçinir. O'nu incitmez, üzmez, hakkına riayet eder. Öfkelendiğinde O'nu sakinleştirir, üzüldüğünde teskin eder, hayatında karşılaştığı zorluklarda O'na destek olur. Eşine abdestli yaklaşır, bu hali ile de sevap bile alır.Hadis ile sabittir.
* Uyuması: Abdestini alır ve yarı ölüm hali denilen uykuya abdestli yatmış olur. Ölürse, şehit hükmünde olacağına inanır, uyanırsa; abdestlli yatan kişinin uyanana kadar ruhunun Rabbi Zülcelal'in huzurunda secde halinde olduğunu bilir. Bu hali ile de Hakk adına uyumuş olur.
Bunların haricinde şaka yapar, güler, güldürür. Bunlar da gereklidir. Resulu Ekrem Efendimiz de (s.a.v.) bu gibi haller de görülmüştür ve sünnettir.Aşırıya kaçmadığı sürece bu tür şeyler de mubah (günahsız) hükmündedir.
Bu yukarıda saydıklarımızı genele yayabilirsiniz. Yaşantınızda yaptığınız her şeye indirgeyerek düşünebilirsiniz. Mesela; çalışmak da ibadettir. Çoluk çocuğunuzun helalinden nafakasını temin ettiğiniz sürece cihadda bulunan müslüman sevabı aldığınız da hadis ile sabittir. Öğrenciyseniz; dersde bulunmanız da sevabtır. Zira; "ilim çin de dahi olsa gidin" ve "ilim; müğminin yitik malıdır nerede bulursa alsın" gibi hadisi şerifler de mevcuttur.
Başka bir açıdan soracağınız varsa, veya sizin anlatacağınız başka bir yönü var ise; buyrun...Bizim anlattığımız şer'an olan bölümüdür. Batın tarafı ise; işte o çok farklıdır ve ehline anlatılır.