Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İmam ALİ (A.S) mın Tevhitle İlgili Hutbesi

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
Şüphesiz Allah’a ibadetin başı O’nu tanımaktır. O’nu tanımanın esâsı ise O'nu tek ve eşsiz bilmektir. O’nu tek ve eşsiz bilmenin ölçüsü ise O’ndan nitelikleri (diğer varlıklarda bulunan noksan sıfatları) nefyetmektir. Çünkü akıllar bütün niteliklerin ve nitelik sahiplerinin yaratık olduğuna tanıklık eder. Tüm yaratıklar da, nitelik ve nitelik sahibi olmayan bir yaratanın varlığına tanıklık eder. Çünkü her nitelik ve nitelik sahibi bir bileşimi gösterir. Bileşim hudûsa (sonradan meydana gelişe), hudûs ise ezeli olmanın muhal olduğuna tanıklık eder.

Allah’ın zatını tanıdığını iddiâ eden O’nu tanımamıştır. O’na sınır koyan, O’nu tek bilmemiştir. O'na bir eş tasarlayan O'na inanmamıştır. O’nu (diğer bir varlığa) benzeten kimse, O'nun hakikatına varmamıştır.

Her kim O'nun vehme sığdığını sanarsa, O’na yönelmemiştir. O’nun (zâtının) künhüne varmak isteyen, birliğini tasdik etmemiştir. O’na işaret eden, O'na yönelmemiştir. O’na sınır tanıyan O’nu kastetmemiştir. O’nu bölümlere ayıran O'na teslim olmamıştır. O’nun zatıyla ayakta duran her şey başkasına bağımlıdır ve başkasına bağımlı olan her şey bir sebep vasıtasıyla oluşmuştur.

Yaratıkları O’nun varlığının nişanesi ve akıllar O’nu tanımanın vesilesidir. Fikirle hüccet kesinleşir. Nişanelerini yaratıklarına hüccet kılmış ve onları yaratarak kendisi ve onlar arasında bir perde oluşturmuştur. Varlığıyla yaratıklarından ayrılır.

Onları araçlarla donatması, kendisinin araçsız olduğuna tanıktır; çünkü araçlar; araç sahiplerinin muhtaç olduklarına delildir. Yaratıklara bir başlangıç belirlemesi O'nun başlangıcının olmadığına tanıklık eder, çünkü bir başlangıcı olan, başkasını yoktan var edemez.

İsimleri, gerçeğe ulaşmak için bir vesiledir ve işleri, gerçeği anlamak için vasıtadır; Zatı hakıkatın özüdür. Zatı, O'nunla yaratıklarını ayırmaktadır. Her kim Allah’ı nitelendirirse O'nu tanımamıştır ve O'na bir benzer tasarlayan O'ndan uzaklaşmıştır. O'nun hakikatine vardığını sanan hata etmiştir.

Her kim, nerdedir derse O’na bir mekan tasarlamıştır; her kim, nededir derse O'na bir mekan isnat etmiştir; her kim, nereye yönelmiştir derse O'na bir sınır tayin etmiştir; her kim, neden derse O'na bir sebep belirlemiştir; her kim, nasıldır derse O'nu bir şeye benzetmiştir; her kim, ne zaman derse O'na bir zaman tanımıştır; her kim, şuraya kadar derse O'na bir son belirlemiştir; ve kim O'na bir son belirlerse O'nu bölmüştür; kim O'nu bölerse O'nu nitelendirmiştir ve kim de O'nu nitelendirirse O'nu inkar etmiştir; O'nu parçalara ayıran değişmeleri zevallarından O'ndan yüz çevirmiştir.
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
diyorya dinin evveli Allah ı tanımaktır..aslında çoğumuzun takıldığı nokta burda...tek olan hakkı layıkıyla tanıyamıyoruz ki kimse de hakkı ile Allah ı tanıdğını idda edemez...peygamber diyorya imam Ali ye Allah ı bi sen tanırsın bi ben beni bi Allah tanır bi sen seni ise bi ben tanırım bide Allah...

bu yüzden olsa gerekki havzalarda ilk akaid öğretilir...sebebide bu olsa gerek...lakin insanların Allah hakkında ki görüşlerinde gerçekten sorunlar bulnmakta...hatta bir inanç oalrak benimsenmekte....bunda tarihin devlet oyunlarınnıda büyük etkisi var idi...örneğin bi kadericlik mantığı...emevilerin müslümanalra dayattığı tartışılamaz bi inanç idi...emevi zulmü insanlara geldiğinde cahil halkı bu sizin kaderiniz diyerek kandırdılar...siz doğmadan sizin yapacaklarınız başınıza gelecekler önceden yazılı idi size itaat etmek düşer ancak dediler...bi nevi kendi zulümlerini katliamlarını islama dayandırdılar haklı göstermeye çalıştılar...bugünde halkımızda bulunmakta bu inanç...ben doğamdan benim herşeyimi yazdı Allah anlımıza ne yazıldı ise onuyaşıyoruz hayatta...böyle bir din böyle bir Allah olabilirmi hiç...nasıl bi Allaha inanıyorki bu kul böyle bir şeye inanmakta...tek olana inancında sorun var demektir...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
diyorya dinin evveli Allah ı tanımaktır..aslında çoğumuzun takıldığı nokta burda...tek olan hakkı layıkıyla tanıyamıyoruz ki kimse de hakkı ile Allah ı tanıdğını idda edemez...peygamber diyorya imam Ali ye Allah ı bi sen tanırsın bi ben beni bi Allah tanır bi sen seni ise bi ben tanırım bide Allah...

bu yüzden olsa gerekki havzalarda ilk akaid öğretilir...sebebide bu olsa gerek...lakin insanların Allah hakkında ki görüşlerinde gerçekten sorunlar bulnmakta...hatta bir inanç oalrak benimsenmekte....bunda tarihin devlet oyunlarınnıda büyük etkisi var idi...örneğin bi kadericlik mantığı...emevilerin müslümanalra dayattığı tartışılamaz bi inanç idi...emevi zulmü insanlara geldiğinde cahil halkı bu sizin kaderiniz diyerek kandırdılar...siz doğmadan sizin yapacaklarınız başınıza gelecekler önceden yazılı idi size itaat etmek düşer ancak dediler...bi nevi kendi zulümlerini katliamlarını islama dayandırdılar haklı göstermeye çalıştılar...bugünde halkımızda bulunmakta bu inanç...ben doğamdan benim herşeyimi yazdı Allah anlımıza ne yazıldı ise onuyaşıyoruz hayatta...böyle bir din böyle bir Allah olabilirmi hiç...nasıl bi Allaha inanıyorki bu kul böyle bir şeye inanmakta...tek olana inancında sorun var demektir...


Bu görüşlerin bir kısmı Şia görüşleridir, Ehli Sünnet bu görüşlere katılmaz.
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
bütün herşeyi ..her gördüğünü... okduğunu... duyduğunu... hizipçi bi mantıkla yorumlamak istiyenler ,mevzuyu hizipçiliğe daldırmak istiyenler mevzu tevhid dahi olsa bunu başarabilenler ne islama hizmet ederler ne kendilerine....bu görüş şia görüşüne yakındır bizi bağalmaz diyerek yorum yapan mod arkadaş...

bir görüş dinin evveli Allah ı tanımaktır...yazıda bundan bahseder...demekki sana göre ehlisünnette dinin evveli tek olanı tanımak değilmiş...yorumudan bunu anladım...

iki eleştirelen yer ise halkların ...müslümanların Allah ı yanlış tanımış olmaları örnek ise kader inancını bir anıl yazısı olarak telakki etmeleri ve kadarciliğe bağlanmaları binaleyh başlarına gelen her zulmü ve onlara zulmeden her zalimi Allah ın bize yazdığı bir kader olduğuna inamaları ve haklarını aramayıp oturmaları....(bu noktada yanlış anlaşılma olamsın kader inancı yok demiyorum sadece kaderi inancı üzerinden Allah ayanlış şeyler istan edilmesinden bahsediyorum)

üçüncüsü ise bu görüş sadece şia görüşü filan değildir ...ayrıca ben şia ya göre kadercilik diye bir şey yazmadım..bunu her msülüman hür iradesiyle mesepsel bi yorum dışında söyleyebilir yazabilir...diğer husuta ehlisünnette bu noktada Allahın adalet sıfatı ve insana vermiş olduğun hür irade mantığı ile emevilerden kalma bu geleneğe karşı çıkmıştır...ama bu özellikle daha çok anadluda ki süni kardeşlerimizle bağlıdır...araplara doğru veya doğuya doğru giderseniz eger kadercilik anlayışının ne kadar vahim boyutlara ve müslümanları nasıl uyuttuğuna tanıklık edersiniz...ben şahısm her daim vahabilik selefilik gibi inançları süninlikten uzak tutmuşumdur...hernekadar onlarda kendilerine ehliüsnnet deseler dahi...

o insanları ninancına bakacak olursnız kadericlik üzerinden nasıl tek olan Allah a haşa zulüm isnat ettiklerini göreceksiniz...yaptıkları pis işleri günahları dahi Allaha yükleyen bi anlayış....işte ben bunu eleştiriyorum ...ama bekir kardeş her zamanki gibi önyargılı bi şekilde bu direkt olarak şai inancıdır ( şia inancıda demiyor şia inancına biraz yakın diyor) o yüzden ehlisünente terstir kabul etmiyoruz diyor...k.usura bakam kardeş ama senin bi selefiden farkın yok o halde...veya bi emeviden farkın yok...kader inancıda sizdede açıktır....ha insanlarımızda emevilerden kalma bu inanç varmı evt halen devam ettirilmekte...ve bu Allah ı yanlış tanıdıklarından ötürü olmaktadır...
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
Ali b. Muhammed, Sehl b. Ziyad ve İshak b. Muhammed'den ve baş*kalarından merfu olarak şöyle rivayet etmiştir:

Emir'ül-Mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib aleyhisselâm) Sıffin'den döndükten sonra Kûfe'de oturuyordu. Bir ara yaşlı bir adam çıkageldi ve İmam'ın önünde çömeldi. Sonra şöyle dedi: Ey Emir'ül-Mü'minin, bize haber ver. "Bizim Şamlılarla savaşmak üzere gidişimiz Allah'ın kaza ve kaderi sonucu muydu?"

"Emir'ül-Mü'minin dedi ki: «Evet, ey yaşlı adam. Aştığınız hiçbir tümsek ve indiğiniz hiçbir vadi yoktur ki, bunu Allah'ın kaza ve kaderiyle gerçekleştirmiş olmayasınız.»' Bunun üzerine yaşlı adam şöyle dedi:

Ey Emir'ül-Mü'minin, ben Allah katından yorulmamın sevabını mı alacağım?

Buyurdu ki: «Yavaş ol yaşlı adam! Allah'a yemin ederim ki O, siz yürürken yürüyüşünüzün, siz dururken duruşunuzun ve siz dönerken dönüşünüzün ecrini büyük kılmıştır. Hiçbir durumunuzda zorlanmadınız, mecbur bırakılmadınız.»

Yaşlı adam dedi ki: Nasıl hiçbir durumumuzda zorlanmadık, mecbur bırakılmadık? Yürüyüşümüz, hareketimiz ve geri dönüşümüz kaza ve kaderin sonucu değil miydi?[63]

Emir'ül-Mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib aleyhisselâm) dedi ki: «Sen her halde bunun kesinleşmiş bir kaza, bir hüküm, kaçınılmaz bir kader olduğunu sanıyorsun. Eğer böyle olsaydı Allah tarafından gerçekleştirilen sevabın, cezanın, emir ve yasağın, menetmenin bir anlamı olmazdı. Vaadin ve azab tehdidinin anlamı kalmazdı. Günah işleyenin yerilmesi, iyilik yapanın övülmesi söz konusu olmaz; hatta günah işleyen iyilik yapandan daha iyi konumda olurdu. İyilik yapan günah işleyenden daha çok cezaya layık olurdu. Bunlar putlara kulluk sunanların, Rahman'a kafa tutanların ve şeytan hizbinin, bu ümmetin kadercilerinin ve Mecusilerinin sözleridir.

Allah Tebareke ve Teâlâ, insanları serbest bırakarak onlara yükümlülük vermiştir. Sakındırarak yasaklarını yöneltmiştir. İşlenen az bir iyiliğe büyük bir sevap vermiştir. O'na karşı çıkanlar bu işe zorlanmak üzere alt edildikleri için böyle bir günahı işlemiş değildirler. O'na itaat edenler, bu eyleme mecbur bırakıldıkları için O'na itaat etmiş değildirler. İnsanlara tam bağımsız olarak hareket etsinler diye bu mülkü onlara vermemiştir, onlara kontrolsüz serbestlik yetkisini tanımamıştır. Gökleri, yeri ve ikisinin arasındaki varlıkları boşuna yaratmamıştır. Peygamberleri, müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndermesi, anlamsız, amaçsız değildir. Bu kâfirlerin zannıdır. Ateşte kâfirlerin vay haline.»

Bu sözlerden sonra yaşlı adam şu beyitleri söyledi: "Sen imamsın ki, sana itaat ettiğimiz için / Kurtuluş günü Rahman'dan bağışlanma umuyoruz.

Kapalı olan her meselemizi açıkladın/İyiliğine iyilikle karşılık versin Rabbin
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
Hasan b. Ali el-Veşşai, Ebu'l-Hasan er-Rıza (Ali b. Musa aleyhisselâm)’dan şöyle rivayet etmiştir:

İmam'a şöyle bir soru yönelttim: "Allah, işi bütünüyle kullara mı bırakmış, onları tamamen serbest mi bırakmıştır?"

Buyurdu ki: «Allah’ı bundan tenzih ederiz.»

Dedim ki: Peki, insanları günah işlemeye mi zorlamıştır?

Dedi ki: «Allah bu haksızlığı yapmayacak kadar âdil ve hikmet sahibidir.»

Sonra şöyle dedi: «Allah diyor ki: Ey Âdemoğlu! Ben, senin yaptığın iyiliklere senden çok sahibim. Sen, işlediğin günahlara benden daha yakınsın. Sana bahşettiğim kuvvetle bana karşı çıkarak günah işledin.
 

þiatun ali

New member
Katılım
25 May 2010
Mesajlar
121
Tepkime puanı
36
Puanları
0
Yaş
41
bekir bey şianın gorusu diyorsunuz ama ehli sunnetten de bu dusuncelerde olan çok sayıda kişi var.hizipçilik yapmadan tarafsızca degerlendirmek lazım.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bakın muhterem efendiler, sizin hesaplarınız bellidir, malumdur ve bizce bilinir. Biz misafirperver oldukça siz sınırlarınızı aşıyorsunuz. Adına hizipçilik dersin, şu veya bu dersin, hiç önemli değil ama Şia akidesi ile Ehli Sünnet'e fetva/öğüt/bilgi vermeye kalkmamanızı önemle son kez tavsiye ediyorum!..
 

þiatun ali

New member
Katılım
25 May 2010
Mesajlar
121
Tepkime puanı
36
Puanları
0
Yaş
41
ALLAHTAN KORK...BIZ BURADA ALLAH BIRDIR DIYORUZ ONUN SIFATLARINI YAZIYORUZ.VE BURADA EHLI SUNNETIN MUKADDESATINA HIC LAF ETMEDIK.

FORUMUN ADI ISLAMFORUMSA HER ISLAMI GORUS YAZILABILMELI BURAYA.OYSA SIZ BAGNAZ YAKLAŞIYOR VE SADECE KENDI GORUSUNUZU YAZIYOR YAZDIRIYORSUNUZ.

EHLI SUNNET DE EHLI SUNNETIN COK DAR BIR KISMINI.ISTER BANLA ISTER BANLAMA...Adalet yoksa ne anlamı var yazmanın
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Allah'tan korkmayan kafirdir!..

Sen Allah'ın birliğini ifade ederken yanına da Şia propogandalarını sokuşturuyorsun. Ayrıca biz senin mukaddesatına söz etmedik ki sen bize edebilesin. Forumun adı İslamForum diye, "ne olursan ol, gel" diye bir sözle payelendirilmiş diye ne bilirsen onu yazabileceğini mi zannettin?! Yanılmışsın! Kabul ettiğin kuralları bir daha oku ve kimin bağnaz, kimin adil, kimin dayatmacı/propogandist olduğunu gör!.. Banlanmaya gelince, kuralları ısrar ile ihlal eden kim olursa banlanır, merak etmeyin!..
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
Bakın muhterem efendiler, sizin hesaplarınız bellidir, malumdur ve bizce bilinir. Biz misafirperver oldukça siz sınırlarınızı aşıyorsunuz. Adına hizipçilik dersin, şu veya bu dersin, hiç önemli değil ama Şia akidesi ile Ehli Sünnet'e fetva/öğüt/bilgi vermeye kalkmamanızı önemle son kez tavsiye ediyorum!..



tavsiye ettiğinz şeyde haklısınız..eger biz burada ehlisünnetin inancına herhangi bi suçlamada ağır ithamlarda (hakaret iftira vs) yapıyor isek evt haklısınız....veya sizin itikadınız ile uğraşıyor itikadınızı bozmaya çalışıyor isekte haklısınız.....lakin ne benden yana nede şiatun ali den yana bu tür bi davranış ortada yoktur...dikakt ediyorsanızda yazarken somut şeyler yazamıyorsunuz...diyemiyorsun mesela sen şu yazında bizim itikadımıza laf ettin iftira ettin veya hakaret ettin..

ben bana ve şiatun ali ye karşı tutumunda nefsine yenik düştüğün kanısındayım..en basiti tevhid adlı şu konuda...konu Allah ı tanımak...ve Allah ı yanlış tanıyan kendini aşırı kaderci atfeden kadercilik inancına benim getirdiğim eleştiri...senin tepkin ise burasının şia formu olmadığını bu fikirlerin şiaya yakın fikirler olduğunu ehlisünente ters olduğunu yorum oalrak yazman ve ikilik çıkarman..özellikle bunu bi mod olarak yapman

şimdi sana haklı oalrak sorarım bir

ehlisünentçe kabul edilmeyen görüş dediğin görüş hangisidir...

iki benim yazımın hangi bölümünde noktasında buradaki insanları ninancına yönelik bi saldırı suçlama itikadlarıyla oynama okudun...yok okudun ise hani nerededir...

somut bi şeyler yazdığınız yok sadece yazdığımız A olsa bu şia ya yakın a dır B yazssak bu şiaya yakın bir b dir diyerek kafanıza göre ceza vermeniz vs.....konuyla ilgili yorum yaptığınız maalesef yok....örneğin şu aşırı kadercilik....

ehlisünnetin bu konuda ki görüşü ise sizin büyük alimleriniz de ise yine aşırı kaderci mantık eleştirilmiş günah işleyen kula da Allah ın günah işlettiği anlayışı sorgulanmıştır...ve sizcede kader analyışı böyledir...yanılıyormuyum kardeş...yazacaksan bu konuda bi gerçek söz yaz....şia ve sünnilik üzerinden kısacası hizipçilik üzerinden insanlara ceza ve ya zan atma...

bir diğer husus ta islamda senin niyetin budur ben biliyorum diyerek hüküm vermessin...Allah kulun kötü niyetine ceza vermez taki o kul niyetini amele dönüştürünceye dek....iyi niytene ise amel olmasa dahi mükafat veriri..bu da onunu rahmetindendir...

şimdi sen diyorsunuzki ben sizin niyetinizi biliyorum efendiler siz şucusunuz bucusunuz diyerek elindede somut gösterebilceğin hiçbirşey olammasına rağmen bizim hakkımda hüküm verebilmen probagandacı vs vs suçlamalarda bulunman senin nefsin ile hüküm verdiğini gösterir...

hz Ali demiyormu insanların kim olduklarına değil ne söylediklerine bakın...şimdi sen de bizim kim olduğumuzu değil ne yazdığımızı neyi açıklamak istediğimize bak....

soruyorum burdaki herkese hangi yazdığımız şey sizin itikadınıza ters idi....sizcede kabul görmeyen mevzuular idi...(kim bilir size çok ters bi mevzuu olsa idi neler olcaktı )...örneğin bi ehlibeyt sevgisi...örneğin tevhid inancı...örneğin namaz oruç faziletleri...vs vs....kaldıki bunları iyne sizin kabul gördüğünüz saygı duyduğunuz okudğunuz kaynakalrdan aktarmamız....olabilirya kabuletmediklerini zolcaktır bizm kabul etmediklerimiz gibi...bu karşı tarafı cezalandırman gerektğini öldürmen gerektiğini göstermeyecektir....bunu islamla değil nefisle alakası vardır...nefsini arındırmamaış insan yapar bunu...

ve bu forumdada senden başka bu şekilde hoşgörüsüz davranan ve bütün herşeye önyargılı olarak selam versek dahi bu şia nın selamıdır mantığına varacak kadar önyargıya sahip birini görmedim...

eger forumda bu konuyu okuyanlar var ise bu mevzuu ile beni ve şiatun aliyi suçlu buluyor ehlisünentin inancı ile oynamak onları eleştirmek vs bi itham ile kınıyorsanız ya Allah der çıkarız...ben islam adına gelmişim islam dini adına yazmışım....bunu yaparkende tabiki kendi inancımdan bi şeyler katacağım inancıam ters olabilcek durumlarda saygı sevgi dairesi içinde hür irademle yazabilceğim...örneğin biri kalkıp yezidi övüyorsa benimde yezidin nasıl biri olduğunu ona anlatmam gerek...çünki hak sözü yazmaktan söylemekten hiç birzaman korkmam çekinmem....

bekir dışındada varsa burada bekir gibi düşünen sorun değil bizim için....
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Muhterem

Biz burada mütemadiyen siz gibi her farklı akide ile münazara etsek, ne zaman ne kalem yeter.

Sizce makbul kaynakların itikadi çoğu beyanları bizce muteber değildir.

Forum kuralları belirtmiştir ki, İslamForum ehli sünnet itikadınca faaliyettedir. Siz bu kuraldan sonra Şia kaynakları ile faaliyet gösterirseniz biz de mütemadiyen bu görüşlerin Şia görüşü olduğunu beyan edeceğiz, bu mesuliyetimizdir.

Bu forumda da sizin yaptığınızın doğru/yanlış olduğuna yöneticiler karar veriyor, üyeler değil.

bekir dışında kimse aramanıza gerek yok, inşallah bekir size yeter... :)
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
benim fıkhımda ehlisünent ile tartışmak haram kılınmıştır bir kere....bende kendi nefsime yenik düşerek tartışma ortamıan girdiğim oluyor maalsef....lakin şu yazdıklarımın hiç bir yerinde ehlisünentin inancına ters ehlisünentin kaynağından da olmayan örneğin şu hütbe ehlisünnetçede meşhurdur veya şia inancına yönelik faaliyet yapan yoktur..böyle bir niyette yoktur...sizin niyetleri sorgulama gibi bi haddinizde yoktur....

bu konu üzerinden yazıştığımız için bu mevzuuda örnek vereceim.... konumuz olan tevhid ve Allah ı iyi tanımak ve aşırı kadercilik inancı hakkında yazdıklarım şia ya ait değil sünnide olsam şahsıma müslüman olsam dahi şahsıam ait düşüncemdir..beni kendiniz gibi dar bi hizipçi mantığına sokmayın...ben herşeye meseppsel bakan hizipçi bakan biri değilim...yokmudur benim inancımdan olan ama kaderciliğe bel bağlayan..onlarda Allahı iyi tanıyamamktadırlar...bu konunun şia ile süninlikle ilgisi bulunamamktadır..anlatmak istediğim ve sizin de anlamak istemediğiniz nokta burasıdır.....konu genel islami bi konudur...sizin se mod oalrak genel islami düşünmeniz amel etmeniz gerekir...yok ben hizipçi bi mantıkla bakmak istiyorum ben böyleyim diyorsanız merak ederimki bu formun genel bi mantığımıdr tüm üyeler böylemidir yoksa size ait bir özellikmidir...bu yüzden dedimki bekir dışındada şu forumda yazan yorumunu kullanan birileri varmı...

bir diğer husus neden genel islamın ve ümmetin sorunlarına dair konuşmuyoruz....bir filistin bir ırak bir mazlum afgan halkı...müslümanların geri kalmışlığı....korkarımki bunların hepsine şia sünni ihtilafı düşürülecek hizipçilik yapılacak....şu ümmetki iki beladan kurtaramadı kendini ilişkilerde kavmiyetçilik millyetçilik inançlarında ise hizipçilik...bu nedenleki bugün amarikan emperyalizmi ve siyonizm islamın üzerinde tahtını kurmaya çalıştı bu yüzdendirki din kardeşliği yerini milliyetçiliğe bıraktı....
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bakın sizin anlamadığınız şu. Biz Şia akidesine karışmayız ama itibarda etmeyiz, münazarasını da yapmayız. Siz öyle inanmışsınız, biz başka türlü. Bunun yanında Şialara Ehli Sünnet'i de satmaya çalışmaz, kendi akidemiz içinde ki konularla uğraşırız. Siz buraya Şia kaynaklı eserlerden alıntılar yapıyorsunuz. Burayı Ehli Sünnet bir forum bilen ve bu forumdan istifade eden binlerce kullanıcı eğer sizin bu kaynaklarınızın mahrecini bilemez ise (ki genelde bilinmiyor), bu fikirleri yani Şia fikirlerini Ehli Sünnet akidesi olarak algılayarak yanlışa girebilir. Biz buna müsade etmemek adına sizin kaynaklarınızdan alıntılara şerh koyuyoruz. Siz Şia olarak bundan neden rahatsız oluyorsunuz? Ben sizin formunuzda yazsam ve benim yazılarıma şerh koysanız, bu görüş Ehli sünnet görüşüdür diye, bundan gurur duyarım. Mesele bu kadar basit...
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
eger uygulamanız bu yönde olsa idi yani ben şia kaynaklı bi rivayet yazssa idim de siz bu şia kaynaklıdır diyerek belirtip kenara çekilmiş oslaydınız sözüm olmazdı..ki bununda ne kadar saygılı ve ahlaka uygun olduğu tartışılır...ne diğer ehlisünent kardeşlerin forumlarında nede şia forumlarında böyle bir mevzuu olmamıştır...ha bu sizin formun bi kuralıdır eyvallah....

peki şu mevzuya yönelik yaptığına ne demeli...ben şia kaynaklı bir şey açıklamamışım...ortada bi şia kaynağı yok idi...sizcede tevhid ortada bizcede....Allah ıtanımak şia yada fars sünniyede ki ben bunu mesepsel bi mantık ile yazmamışım....yani bu şia görüşüdür diyerek yazmamışım...

eger ben bir görüş belirtir bunuda şia kaynaklı besler ve bu sizin itikadınıza inancınıza ters olursa belirt kardeşim..de bu şia görüşüdür ehlisünentçe kabul görülmez de lakin neye dayanarak nasıl bunu söylediğine ve hangi mevzuda kabuletmediğinide sorarlar adama...şimdi sen neye şia görüşüdür diyorsun neye ehlisünnet kabuletmez diyorsun..ortada somut bir şey yazdığın yokki...yazıyorsun ehlisünent kabuletmez..neyi nasıl kabuletmez sebebnidie koy ortaya...

kendi konumuza gelince de ben şia kaynağı belirtmedim şia kaynaklı bi şey yazmadım tamamen kendi şahsıma fikrime ait Allah ı tanımanın ne kada rmuhüm olduğunu anlatmaya çalıştım..bunu yaparkende hiçbi kaynaktan beslenmedim..taki sen bunlar şiaya yakın sözlerdir ehlisünnete terstir diyene kadar...bu ise beni kadarci mantığa karşı kendi imamlarımdan kaynaklar sunmaya sevk etti...o kaynakların altına yazabilrdin bunlar şia kaynaklarıdır diyerek..ki okuyanda bunların şia kaynaklı olduğunu anlar zaten....ama sen benim her yorumuma her sözüme yazıma bu şia görüşüdür bizce muteber değildir diyerek yaklaşırsan nasıl bi anlaşma bekliyorsun...ben şai görüşü sunmamaışım şi akaynağı yazmamışım sen beni direk mahlum ediyor asıyorsun...

şu hale bakınki konu tevhid ve tek olan hakkı tanımak bu mevzuu hakkında tek bi satır yazmadın...bence yazık....
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
diyorya dinin evveli Allah ı tanımaktır..aslında çoğumuzun takıldığı nokta burda...tek olan hakkı layıkıyla tanıyamıyoruz ki kimse de hakkı ile Allah ı tanıdğını idda edemez...peygamber diyorya imam Ali ye Allah ı bi sen tanırsın bi ben beni bi Allah tanır bi sen seni ise bi ben tanırım bide Allah...

bu yüzden olsa gerekki havzalarda ilk akaid öğretilir...sebebide bu olsa gerek...lakin insanların Allah hakkında ki görüşlerinde gerçekten sorunlar bulnmakta...hatta bir inanç oalrak benimsenmekte....bunda tarihin devlet oyunlarınnıda büyük etkisi var idi...örneğin bi kadericlik mantığı...emevilerin müslümanalra dayattığı tartışılamaz bi inanç idi...emevi zulmü insanlara geldiğinde cahil halkı bu sizin kaderiniz diyerek kandırdılar...siz doğmadan sizin yapacaklarınız başınıza gelecekler önceden yazılı idi size itaat etmek düşer ancak dediler...bi nevi kendi zulümlerini katliamlarını islama dayandırdılar haklı göstermeye çalıştılar...bugünde halkımızda bulunmakta bu inanç...ben doğamdan benim herşeyimi yazdı Allah anlımıza ne yazıldı ise onuyaşıyoruz hayatta...böyle bir din böyle bir Allah olabilirmi hiç...nasıl bi Allaha inanıyorki bu kul böyle bir şeye inanmakta...tek olana inancında sorun var demektir...

Yukarıda ki yazınızda kırmızı ile boyalı kısımları sahih Ehli Sünnet kaynakları ile ispatlayın o zaman...
 

Ali Asgar isfehani

New member
Katılım
24 Haz 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
33
Müslim de Sahih'inde şöyle nakleder: "İçinizden her birinin yaratılışı anasının kamında kırk günde toplanır. Sonra kırk gün alaka (kan pıhtısı )dır. Sonra kırk gün muzğa (et parçası)dır. Sonra melek gönderilir ve ona ruhu üfler. Sonra o meleğe bu adamla ilgili dört şeyi, rızkını, ec elini, amelini ve saadete erenlerden olup olmayacağını yazması emrolunur. Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a andolsun ki, içinizden bazıları, cennet ehlinin amellerini yapar ve cennetle onun arasında bir dirsek uzunluğundan fazla fasıla kalmaz. Ama kitabın takdiri ona galebe eder ve o cehennem ehlinin işini yapıp cehenneme gider.

Bazılarınız ise cehennem ehlinin işlerini yapar ve onunla cehennem arasında bir dirsekten fazla fasıla kalmaz. Ama kitabın takdiri galebe eder ve o, cennet ehlinin işlerini yaparak cennete gider.

Sahih-i Müslim, c. 4, s. 2036, h. 2643, Kader Kitabı; Sahih-i Buhari, c. 8, s.152.


Buhari, Sahih'inde der ki: "Birisi: "Ey Resulullah! Cennet ehli cehennemliklerden ayırt olunabilir mi?" diye sorunca, Resul-i Ekrem: "Evet" diye buyurdu. Adam: "Öyleyse niçin insanlar amel edip çaba harcarlar?" deyince, Peygamber: "Herkes yaratıldığı veya kendine kolaylaştırıldığı şeye göre amel eder." buyurdu.

Sahih-i Buhari, c. 8, s. 153, Kader Kitabı.

kaynaklar şia kaynağı değildir...eleştirdiğim hususta yine kaynaklarınızda Allah ın daha kulları yaratmadan insanların kaderlerini çizdiğini cennet ve cehennem ehlini yaratıp amellerini de yaratarak insanları dünyaya gönderdiği yazıyor...

hadis zayıftır uydurmadır sahihtir veya değildir burası size kalır...( ayrıca benim olayı şia sünni ikiliği ile tartışmaya sokma gibi bi amacım asla yok sadece arkadaş kaynak istedi bende kendi sahihlerinden kaynak sundum)

diğer kaynak istedi ise mevzuu dışı olup konuya özel nukte amacıyla şi akaynağı olan tuhaful ukuldan alıntıdır...lakin mevzu ile bahsi olmayan ve nukte oalrak yazılmıştır...bu yüzdende kaynak vermemiş olabilirim...eger bekirinde bu şia inancıdır bize terstir dediği nukte burası ise evt doğrudur lakin bu samanlıkta bi iğne bulanın durumu gibidir...

isterseniz bu mevzuyu daha geniş şekilde de açabiliriz...
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Alak suresi ayet 2
O, insanı bir alak'tan yarattı.

Kainatı genel olarak zikrettikten sonra insanın ne gibi hakir bir başlangıç ile yaratıldığı belirtilmiştir. "Alak", "Alaka"nın çoğuludur. Manası, "pıhtılaşmış kan"dır. Bu durum hamileliğin ilk birkaç günü içinde meydana gelir. Daha sonra et şeklini alır. Ve tedricen insan şekillenmeye başlar
 
Üst Alt