Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hz Mehdi as Türkiye'den çıkacak!

M

Misafir

Guest
özür diliyorum..tartışmanıza devam edebilirsiniz..Mehdi konusundan gınaa geldimde:p.Zamanımızın mehdisi receb tayyip erdoğan'dan başka kim olabilir,vesselam!!!!!!:D
 

CENGÝZHAN

New member
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
297
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Konum
Ankara
özür diliyorum..tartışmanıza devam edebilirsiniz..Mehdi konusundan gınaa geldimde:p.Zamanımızın mehdisi receb tayyip erdoğan'dan başka kim olabilir,vesselam!!!!!!:D


Ayne öyle ... Ben de kapatıyorum bu arap masalı konuyu...

Yok bence Bülent arınç bey olabilir...:D
 

ebu muslim

New member
Katılım
12 Tem 2012
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ramazan'da bir seda olur. Şevval'de de bir seda olur. Zilkade'de kabileler çarpışır. Zilhicce'de hacılar talana uğrar. Muharrem'de gökten şöyle nida olur. "Dikkat ediniz. Filan kimse Allah'ın halkının hayırlılarındandır. Onu dinleyiniz ve ona uyunuz." (Ramuz El Hadis, 2/518)

And Nu'aym ibn Hammad narrated from 'Abdullah ibn Mas'ud [radhiyallahu 'anhu], from the Prophet [sallallahu 'alayhi wa-sallam] that he said:

"When there is a scream [sayhah] in Ramadhan, then there will be bloodshed in Shawwal, and the tribes will form groups in Dhul-Qi'dah, and blood will be spilled in Dhul-Hijjah, and al-Muharram! What will happen in al-Muharram?" saying it three times, "Indeed, indeed! The people will be killed in a great massacre."

He said: "We said: "What is the scream, O Messenger of Allah?" He said: "This will be in the middle of Ramadhan, on a Friday morning. That will be when the month of Ramadhan begins on a Friday night. There will be a blast [haddah] that will awaken one who is asleep, and bring the young women out of their rooms, on a Friday night during a year of many earthquakes and severe cold. So when Ramadhan begins on a Friday night in that year, then when you have prayed Fajr on Friday in the middle of Ramadhan, then enter your houses, close your doors, block your windows, cover yourselves, and block your ears. When you sense the scream, fall down in prostration to Allah [ta'ala] and say: "Subhanal-Quddus, subhanal-Quddus, rabbunal-Quddus [Glory be to the Most Holy, glory be to the Most Holy, our Lord is the Most Holy]." For whoever does that will survive, and whoever does not will be destroyed."


google translete:

Dedi ki: "Biz de dedik ki:" çığlık, Resulallah nedir "Dedi ki:" Bu bir Cuma sabahı, Ramazan ortasında olacak. Ramazan ayında bir Cuma gecesi başladığı zaman olacaktır. Bir Cuma gecesi bir patlama olacak [haddah] uykuda olani bir uyandıracak ve birçok deprem ve şiddetli soğuk bir yıl içinde olacak, genç kadınların kendi odalarının dışarı getirecek. Yani Ramazan bu yıl bir Cuma gecesi başlar, o zaman Ramazan ortasında cuma günü Fecr dua ettinizmi, o zaman evinize girin, kapıları kapatın, Pencereleri engelleyin, kendinizi kapsayin, Kulaklarınızı tıkayın . Eğer çığlıkı işittiğiniz vakit Allah [ta'ala] secde edin ve "Subhanal-Quddus, subhanal-Quddus, rabbunal-Quddus" söyleyin.. "Kim bunu yaparsa felaketten kurtulacak kim bunu yapmasa helak olacak "
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Cehalet ve edebsizlik ayrı ayrı iki kötü hâldir, ikisi de ayrı ayrı çirkin olmakla beraber yan yana gelince hemen sarmaş dolaş olurlar ve biribirlerini tamamlayarak cinayet olurlar...
 

CENGÝZHAN

New member
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
297
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Konum
Ankara
Ramazan'da bir seda olur. Şevval'de de bir seda olur. Zilkade'de kabileler çarpışır. Zilhicce'de hacılar talana uğrar. Muharrem'de gökten şöyle nida olur. "Dikkat ediniz. Filan kimse Allah'ın halkının hayırlılarındandır. Onu dinleyiniz ve ona uyunuz." (Ramuz El Hadis, 2/518)

And Nu'aym ibn Hammad narrated from 'Abdullah ibn Mas'ud [radhiyallahu 'anhu], from the Prophet [sallallahu 'alayhi wa-sallam] that he said:

"When there is a scream [sayhah] in Ramadhan, then there will be bloodshed in Shawwal, and the tribes will form groups in Dhul-Qi'dah, and blood will be spilled in Dhul-Hijjah, and al-Muharram! What will happen in al-Muharram?" saying it three times, "Indeed, indeed! The people will be killed in a great massacre."

He said: "We said: "What is the scream, O Messenger of Allah?" He said: "This will be in the middle of Ramadhan, on a Friday morning. That will be when the month of Ramadhan begins on a Friday night. There will be a blast [haddah] that will awaken one who is asleep, and bring the young women out of their rooms, on a Friday night during a year of many earthquakes and severe cold. So when Ramadhan begins on a Friday night in that year, then when you have prayed Fajr on Friday in the middle of Ramadhan, then enter your houses, close your doors, block your windows, cover yourselves, and block your ears. When you sense the scream, fall down in prostration to Allah [ta'ala] and say: "Subhanal-Quddus, subhanal-Quddus, rabbunal-Quddus [Glory be to the Most Holy, glory be to the Most Holy, our Lord is the Most Holy]." For whoever does that will survive, and whoever does not will be destroyed."


google translete:

Dedi ki: "Biz de dedik ki:" çığlık, Resulallah nedir "Dedi ki:" Bu bir Cuma sabahı, Ramazan ortasında olacak. Ramazan ayında bir Cuma gecesi başladığı zaman olacaktır. Bir Cuma gecesi bir patlama olacak [haddah] uykuda olani bir uyandıracak ve birçok deprem ve şiddetli soğuk bir yıl içinde olacak, genç kadınların kendi odalarının dışarı getirecek. Yani Ramazan bu yıl bir Cuma gecesi başlar, o zaman Ramazan ortasında cuma günü Fecr dua ettinizmi, o zaman evinize girin, kapıları kapatın, Pencereleri engelleyin, kendinizi kapsayin, Kulaklarınızı tıkayın . Eğer çığlıkı işittiğiniz vakit Allah [ta'ala] secde edin ve "Subhanal-Quddus, subhanal-Quddus, rabbunal-Quddus" söyleyin.. "Kim bunu yaparsa felaketten kurtulacak kim bunu yapmasa helak olacak "




Yüzde yüz tutarsız ,saçma sapan,aklından zoru olan birinin ,aklına her geleni zırvaladığı bir yazı...

Yazıyı getiren arkadaş alınmasın...Sözüm yukarıdaki deli saçmasınadır.....
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
ebu muslim veya müslüman isimli arkadaşlar mehdiden bahseden veya mehdiye işaret eden ayetleri numaralarıyla birlikte verebilirler mi mümkünse. şu sıralar Kuran okuyorum. o ayetlere de bakmak isterim. yazınızı takip ediyorum çok ilgimi çekti.

aklıma takılan bir mesele var. 700 bin civarında uydurma hadisten bahsediliyor ve bu hadislerin büyük bir kısmını arap din adamlarının uydurduğu anladığım kadarıyla çoğu kişi tarafından da kabul edilmiş. aklıma takılan soru ise şu: neden dine hizmet eden adamlar hadis uydursun ki? mantıklı bir açıklama gelmiyor aklıma.
 

CENGÝZHAN

New member
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
297
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Konum
Ankara
ebu muslim veya müslüman isimli arkadaşlar mehdiden bahseden veya mehdiye işaret eden ayetleri numaralarıyla birlikte verebilirler mi mümkünse. şu sıralar Kuran okuyorum. o ayetlere de bakmak isterim. yazınızı takip ediyorum çok ilgimi çekti.

aklıma takılan bir mesele var. 700 bin civarında uydurma hadisten bahsediliyor ve bu hadislerin büyük bir kısmını arap din adamlarının uydurduğu anladığım kadarıyla çoğu kişi tarafından da kabul edilmiş. aklıma takılan soru ise şu: neden dine hizmet eden adamlar hadis uydursun ki? mantıklı bir açıklama gelmiyor aklıma.



Kardeş,

Kur'anda mehdiden bahseden hiç ayet yoktur...
Kur'anda mehdiye işaret ediyor denilen ayetler, hiç alakasın olmadan yapılan uydurma yakıştırmalardır...

sünni araplar ve ona karşı çıkan şii iranlı din adamları tarafından kendilerini öven,karşı mazhebi karalayan hadisler çoktur...

Hadis uydurma sebepleri:


HADİS UYDURMA SEBEPLERİ


A.İSLAM DÜŞMANLIĞI: hicretle başlayıp İslam ülkesinin genişlemesiyle devam eden münafıklık hareketi hadis uydurma sebeplerinden en göze çarpanlarından birisidir. Bu insanlar Müslüman olarak kendilerini tanıttıkları için rahat davranmışlar ve bu durum gayet olumsuz sonuçlar doğurmuştur.


B. FIRKA, MEZHEP, KABİLEYİ MÜDAFAA GAYRETİ: bu insanlar görüşlerini takviye etmek için devamlı olarak dini dayanaklara muhtaç olduklarından, hasımlarını karşısına delil olsun diye hadisler uydurarak bunu peygambere isnat etmişlerdir.


C. SİYASİ FIRKALARIN GAYRETİ: Hz. Osman döneminde başlayan kargaşa ortamı, siyasi fırkaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunlar kendi açılarında meşru bir zemin oluşturmak için hadis uydurma yoluna gitmişlerdir.

Sünnilerin ve Şiilerin birbirlerinin aleyhinde uydurdukları hadisler buna örnektir. Ayrıca her iki tarafın kendilerini öven hadisler uydurması çok ünlüdür.

Hz. Ali’nin hilafetiyle ilgili hadisler bu bağlamda ele alınabilir. Bunlar ortaya çıkınca karşı taraftakiler de Ebubekir, Ömer, Osman, Abbas’ ı öven hadisler uydurmuşlardır.

v “ Ali benim vasim ve kardeşimdir. Benden sonra benim halifemdir. Benden sonra onu dinleyin ve ona itaat edin.”

v “ insanların en hayırlısı Ebubekirdir. Benden sonra halifemdir.”

v “ şeytan Ömer’i görünce yolunu değiştirir.”

v “ bizler peygamberden sonra Abbas’ı aracı kılarak dua ederdik.”


D.KELAM VE FIKIH MEZHEPLERİNİN GAYRETİ: kaderiye( mutezile), mürcie , cebriye , Hanefilik , Şafiilik … Mezhepler kendilerini öven, karşı tarafı yeren hadisler uydurmuşlardır.

v “Ümmetimden Muhammed bin idris ( imamı Şafii) adında bir şahıs çıkacaktır. O ümmetime şeytandan daha zararlı olacaktır. Ve yine ümmetimden Ebu Hanife denen bir zat çıkacaktır. O ümmetimin ışığıdır.”

v “ kim namazda ellerini kaldırırsa onun namazı yoktur.”

v “ Kim kuran mahlûktur derse o kâfir olmuş olur.”

E. MİLLİYETÇİLİK DUYGUSUNUN ETKİSİ: Arapları, Farsları, Türkleri veya diğer kavimlerden birisini öven veya yeren hadisler uydurma kategorisindedir.

Bu konudaki esas “Allah katında en değerliniz, ondan en çok sakınanızdır.” Düsturudur.

İslam ümmetindeki sınırsal genişlemeyle beraber hadis uydurma faaliyeti hızlanmıştır.

Şehirleri veya belli bir bölgeyi yeren veya öven hadisler bu bağlamdadır.

v “ Kuşkusuz Allah, öfkelenince vahyi Farsça olarak indirir, memnun olduğu zaman da vahyi Arapça olarak indirir.”

v “Kuşkusuz Allah, gazaplanınca vahyi Arapça olarak indirir, memnun ve hoşnut olduğu zaman da vahyi Farsça olarak indirir.”

v “Arapları üç şey için seviniz: ben Arabım, kuran Arapçadır, cennet ehlinin birbiriyle konuşmaları Arapçadır.”

v “ ben Araplardanım, Araplar benden değildir.”

F. İSLAM DİNİNE HİZMET ETME ARZUSU: iyi amellere teşvik etmek, kötü amellerden uzaklaştırmak için uydurulan hadisler bir hayli yekûn tutmaktadır. Ayrıca bunu yapanlar iyi yaptıklarını düşünerek sevap da beklemektedirler.

Bunlar bazen hayal güçlerini sonuna kadar kullanmışlardır. Öyle ki, en küçük iyilik yapana cennetin kapılarını sonuna kadar açarken; en küçük kötülülük yapana da korkunç işkenceleri reva görmüşlerdir.

Bu uydurmalarda genellikle “ kim falan sureyi okur, falan gün şu kadar namaz kılar, falanca sureyi şu kadar okursa…” vb. ifadeler vardır.

v “ Kim la ilahe illallah derse Allah bunu her kelimesi için bir kuş yaratır. Bu kuşun gagası altından, tüyleri mercandandır.”

v “Kim yasin suresinin 77 defa okursa onun her istediği olur.”

v “ mescidi hayızlı ile cünübe helal kılmıyorum.”

v “ kim sadece bir defalık olsun bana salât ve selam getirirse günahından hiçbir şey kalmaz.”

G.ŞAHSİ MENFAAT DÜŞÜNCESİ: Dünyalık mal, mülk kazanmaya çalışan bazı kişiler nüfuz sahibi kişilerin arzu ve yaşayışlarına uygun hadis imal etmişlerdir. Böylelilikle sultanın, valinin, yaşayışını olağan hale getirmiş. Ve bu çabasını karşılığını ondan mal olarak almıştır.

Bazı hadis örnekleri şunlardır:

v “ patlıcan her derde devadır.”

v “ ayva kalbi temizler.”

v “ etle beraber yenilen salatalık( hıyar) cüzam hastalığını yok eder.”

v Oğlu okulda dövülen bir adamın kendini haklı çıkarmak için “ ümmetin en şerlileri muallimlerdir.” Şeklinde uydurduğu hadis.

Bu konuda verilecek en güzel örnek ahmed ibn-i hanbel’in başından geçen olaydır:


“Ben bir gün bir şehre gittim. Baktım ki insanlar İbn-i Hanbel gelmiş diyorlar. Benim geldiğimden ise kimsenin haberi yoktu. Ben de merak edip İbn-i Hanbel denilen zatı dinlemeye gittim. Sonra birisi minbere çıktı ve birçok hadis uydurdu. Uydurduğu bu hadisler karşısında birçok mal ve hediye aldı. Minberden inince ben de yanına gittim ve ona şöyle dedim:

- “ ben İbn-i Hanbel denilen kişiyi tanıyorum. Sen O değilsin.” Deyince O da bana şöyle dedi:

- “ İbn-i Hanbel bir tane mi?”

Bu olayda da görüldüğü gibi insanlar şahsi menfaatleri için muteber insanların

İsimlerini kullanarak hadis uydurmuşlardır.

Not: Hadis uydurma nedenleri yazısı alıntıdır...
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
cengizhan kardeş anlıyorum ki hadislerin çoğu gerçekten uydurma. araya mezhep çatışmaları ve iktidarlık savaşları girince bunların olması kaçınılmaz. biraz mantıklı düşününce nacizane benim kendi görüşüm; Kuran kusursuz ise o eksik olamaz, başka bir şey onu tamamlayamaz. başka bir şeyin onu tamamlayacağını veya onun anlaşılmasını kolaylaştıracağını düşünmek Kuran'ın noksan olduğunu düşünmekle aynıdır bence ve bu da çok sakat bir düşüncedir. Kuran tüm insanlığa ve herkesin anlayabileceği bir şekilde indirilmiştir. sadece din alimleri anlasın/açıklasın diye indirilmemiştir. din alimleri olmadan anlaşılmaz demek de sakat bir düşüncedir. eğer öyle olsaydı Kuran okumanın ne anlamı kalır. duvarımıza asalım bırakalım alimler bize açıklasın, biz hiç okumayalım. ben şuan Kuran okuyorum, anlamını bilmediğim kelimeler olunca açıp sözlüğe bakıyorum. internet zaten elimin altında bilgiye çok hızlı bir şekilde ulaşabiliyorum. anlamını bilmediğim bir kelime olduğu zaman bunu anlayabilmek için din alimine ihtiyacım yok öyle değil mi. Allah bana da akıl vermiş. anlayamayacağım bir şey söyleyeceğine zaten ihtimal vermiyorum. taşıyamayacağım bir yük vermez bana.

din alimlerine danışma niteliğinde fikirleri sorulabilir, delilleri istenebilir münazara edilebilir ama yüzde yüz onların doğru dediğini göstermez bu. yanılıyor da olabilirler ve o yanılgının peşinden milyonlar sürüklenir tarikatlar ve hak olmayan mezhepler oluşabilir.
bunun vebalini kim çekecek peki. hesap verirken ne diyeceğiz: ''ben büyüklerimin/din alimlerinin sözünü dinledim, onlara güvendim, inandım, onların gösterdiği yoldan ilerledim'' mi diyeceğiz. böyle bir mazeret kabul edilebilir mi? bu şekilde nasıl yanlıştan döneceğiz? bizim aklımız yok mu? Allah bize akıl vermemiş mi?

anladığım kadarıyla şiiler hak mezhep değil. peki bu yoldan giden milyonlarca kişi, din alimlerinin/büyüklerinin sözünü dinleyerek bu yola girmediler mi? bu yoldan nasıl çıkacaklar? akıllarıyla değil mi? mevcut düzene baş kaldırarak değil mi? korkarak veya korkutularak yanlış yoldan çıkılabilinir mi? aksi takdirde Allah'a nasıl hesap verecekler?

bence din alimlerinin söyledikleri/ yazdıkları danışma niteliğindedir. kimse aklının yettiğinden daha fazlasıyla sorgulanmayacak. herkesin anladığı kendinedir. yanlış anlıyor olsa bile yine kendinedir. Allah ile onun arasındadır. o kadarına aklı yetiyordur. din alimlerinin de anladığı kendinedir. eğer yanlış anlamışlarsa ve milyonları kendi düşüncelerinin peşinden sürüklüyorlarsa bunun hesabını veremezler. eğer şii diye hak olmayan bir mezhep var ise yukarıda bahsettiğim gibi milyonları yanlışa sürükleyen ve insanların güvendiği inandığı din alimleri var demektir. bu yanlışa düşmemek için herkes kendi aklını kullanmalıdır. en azından kendi yanlışını sadece kendi çekmelidir. milyonları doğru zannettiği şeyin uğrunda sürüklememelidir.

nacizane görüşüm; bence herkes kendi aklını kullanmalıdır. doğruysa da kendine eder, yanlışsa da kendine eder. kimseyi de yakmaz. kimse de aklının yettiğinden daha fazlasıyla sorgulanmaz. ben buna inanıyorum, aklım ve mantığım böyle inanmamı sağlıyor...
 

ebu muslim

New member
Katılım
12 Tem 2012
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hz. Mehdi (AS) İle İlgili Ayetler


Büyük İslam Alimleri Kuran'da Hz.Mehdi (AS)’a ve İslam ahlakının Dünya hakimiyetine işaret eden bazı ayetleri şöyle şerh etmişlerdir


A’RAF SURESİ’NİN 128. AYETİ
MUSA KAVMİNE: "ALLAH'TAN YARDIM DİLEYİN VE SABREDİN. GERÇEK ŞU Kİ, ARZ ALLAH'INDIR; ONA KULLARINDAN DİLEDİĞİNİ MİRASÇI KILAR. EN GÜZEL SONUÇ MUTTAKİLER İÇİNDİR." DEDİ.



...Ebu Halid el-Kabulî, Ebu Cafer (Muhammed Bakır)’dan şöyle rivayet etmiştir: Hz. Ali'nin kitabında şunun yazılı olduğunu gördük:
"... Gerçek şu ki, arz Allah'ındır; ona kullarından dilediğini mirasçı kılar. En güzel sonuç muttakiler içindir." dedi." (Araf, 128) BEN VE EHL-İ BEYT'İM, ALLAH'IN YERYÜZÜNE MİRASÇI KILDIĞI KİMSE*LERİZ. BİZ, MUTTAKİLERİZ VE YERYÜZÜNÜN TAMAMI BİZİMDİR....BENİM SOYUMDAN KÂİM (HZ. MEHDİ (AS))... BÜTÜN YERYÜZÜNE HAKİM OLUR, ... TIPKI RESÛLULLAH (SAV)'İN YERYÜZÜNDE TASARRUF ETMESİ ...GİBİ.

TEVBE SURESİ’NİN 33. AYETİMÜŞRİKLER İSTEMESE DE O DİNİ (İSLAM'I) BÜTÜN DİNLERE ÜSTÜN KILMAK İÇİN ELÇİSİNİ HİDAYETLE VE HAK DİNLE GÖNDEREN O'DUR.



İmam Ca’fer Sadık Hz.leri bu ayet hakkında:
“Vallahi! Kaim (Hz. Mehdi (a.s.)) zuhur etmeden bu ayetin ma’nası tecelli etmez.
Abaye bin Reb’i’den, Emirel Mü’minin Hz. Ali yukarıda zikredilen ayet hakkında:
“Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a kasem ederim ki! Hiçbir köy kasaba ve şehir kalmayacak ki, sabah akşam içinde, “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resullullah denmesin” buyurdu.
İmam Zeynel-Abidin ve İmam Muhammed Bakır Hz.leri:
“Cenab-ı Hakk muhakkak Kaim (Hz. Mehdi (as)) ile İslam dinini bütün dinlere galip getirecektir.” buyurdular.


Ebu'l-Ferec'in, Abdullah b. Abbas'dan rivayetine göre, Resulullah şöyle buyurmuştur:


"Dört (kişi) dünyaya sahip olmuştur. İkisi mümindir. İkisi kafirdir. Mümin olanlar, Zü'l-karneyn ve Süleyman Aleyhisselamdır. Kafir olanlar ise, Nemrud ve Buhtu'n-Nasır'dır. Beşinci olarak ona sahip olacak kişi, benim Ehl-i Beytimdendir."



alintidir, link gönderemiyorum

hz mehdi kuran ayetleri google kapsamli sonuclar var.
 

CENGÝZHAN

New member
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
297
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Konum
Ankara
cengizhan kardeş anlıyorum ki hadislerin çoğu gerçekten uydurma. araya mezhep çatışmaları ve iktidarlık savaşları girince bunların olması kaçınılmaz. biraz mantıklı düşününce nacizane benim kendi görüşüm; Kuran kusursuz ise o eksik olamaz, başka bir şey onu tamamlayamaz. başka bir şeyin onu tamamlayacağını veya onun anlaşılmasını kolaylaştıracağını düşünmek Kuran'ın noksan olduğunu düşünmekle aynıdır bence ve bu da çok sakat bir düşüncedir. Kuran tüm insanlığa ve herkesin anlayabileceği bir şekilde indirilmiştir. sadece din alimleri anlasın/açıklasın diye indirilmemiştir. din alimleri olmadan anlaşılmaz demek de sakat bir düşüncedir. eğer öyle olsaydı Kuran okumanın ne anlamı kalır. duvarımıza asalım bırakalım alimler bize açıklasın, biz hiç okumayalım. ben şuan Kuran okuyorum, anlamını bilmediğim kelimeler olunca açıp sözlüğe bakıyorum. internet zaten elimin altında bilgiye çok hızlı bir şekilde ulaşabiliyorum. anlamını bilmediğim bir kelime olduğu zaman bunu anlayabilmek için din alimine ihtiyacım yok öyle değil mi. Allah bana da akıl vermiş. anlayamayacağım bir şey söyleyeceğine zaten ihtimal vermiyorum. taşıyamayacağım bir yük vermez bana.

din alimlerine danışma niteliğinde fikirleri sorulabilir, delilleri istenebilir münazara edilebilir ama yüzde yüz onların doğru dediğini göstermez bu. yanılıyor da olabilirler ve o yanılgının peşinden milyonlar sürüklenir tarikatlar ve hak olmayan mezhepler oluşabilir.
bunun vebalini kim çekecek peki. hesap verirken ne diyeceğiz: ''ben büyüklerimin/din alimlerinin sözünü dinledim, onlara güvendim, inandım, onların gösterdiği yoldan ilerledim'' mi diyeceğiz. böyle bir mazeret kabul edilebilir mi? bu şekilde nasıl yanlıştan döneceğiz? bizim aklımız yok mu? Allah bize akıl vermemiş mi?

anladığım kadarıyla şiiler hak mezhep değil. peki bu yoldan giden milyonlarca kişi, din alimlerinin/büyüklerinin sözünü dinleyerek bu yola girmediler mi? bu yoldan nasıl çıkacaklar? akıllarıyla değil mi? mevcut düzene baş kaldırarak değil mi? korkarak veya korkutularak yanlış yoldan çıkılabilinir mi? aksi takdirde Allah'a nasıl hesap verecekler?

bence din alimlerinin söyledikleri/ yazdıkları danışma niteliğindedir. kimse aklının yettiğinden daha fazlasıyla sorgulanmayacak. herkesin anladığı kendinedir. yanlış anlıyor olsa bile yine kendinedir. Allah ile onun arasındadır. o kadarına aklı yetiyordur. din alimlerinin de anladığı kendinedir. eğer yanlış anlamışlarsa ve milyonları kendi düşüncelerinin peşinden sürüklüyorlarsa bunun hesabını veremezler. eğer şii diye hak olmayan bir mezhep var ise yukarıda bahsettiğim gibi milyonları yanlışa sürükleyen ve insanların güvendiği inandığı din alimleri var demektir. bu yanlışa düşmemek için herkes kendi aklını kullanmalıdır. en azından kendi yanlışını sadece kendi çekmelidir. milyonları doğru zannettiği şeyin uğrunda sürüklememelidir.

nacizane görüşüm; bence herkes kendi aklını kullanmalıdır. doğruysa da kendine eder, yanlışsa da kendine eder. kimseyi de yakmaz. kimse de aklının yettiğinden daha fazlasıyla sorgulanmaz. ben buna inanıyorum, aklım ve mantığım böyle inanmamı sağlıyor...



Saygıdeğer kardeş,

Yukarıdaki düşünceleriniz ve tesbitleriniz sizin sağlıklı bir düşünce yapısına ve sağlam bir mantığı sahip olduğunuzu göstermektedir...Öyleki yukarıdaki yazınızın tümüne aynen katılırım..
Özellikle AZİZ KUR'AN-I KERİM 'in tam,eksiksiz ve kusursuz olduğu ve ona tek kelime bile ilave edilemeyeceği konusundaki düşünceniz kusursuzdur.

Dinadamlarının görüşlerinin sadece ve sadece kendilerine ait görüşler olduğu,onların görüşlerinin hiçbir zaman kesin kuyrallar olarak kabul göremeyeceği kesin bir tesbittir. Size bir örnek vermek isterim:

İmam-ı Azamın çok bilinen bir sözü vardır..Der ki:

Benim konuşmalarımı ve söylediklerimi kesin kurallar,fetvalar olarak almayınız,alamazsınız...
Çünkü bugün ben böyle düşünüyor olabilirim ancak yarın farklı şeyler müşehade eder,bugün söylediğimin aksini söyleyebilirim.

Bu sözle gerçek bir alimin sözleridir..Çünkü sosyal olaylar ve şartlar zamanla değişir ancak Aziz kur'anın
Yüce Allahın sözlerinin yorumu tüm zamanların şartlarına uygundur ,eğer gerçek yoruma ulaşabilirseniz....

Yazınızdaki bir nokta üzerinde de görüşlerimi belirtmek isterim:

eğer şii diye hak olmayan bir mezhep var ise yukarıda bahsettiğim gibi milyonları yanlışa sürükleyen ve insanların güvendiği inandığı din alimleri var demektir. bu yanlışa düşmemek için herkes kendi aklını kullanmalıdır.

Evet çok doğru bir tesbit yapıyorsunuz:

'' eğer şii diye hak olmayan bir mezhep varsa''

Bakınız güzel kardeşim, Sünnilere göre şiilik hak mezhep değildir...
Şiilere göre ise Sünnilik hak mezhep değildir.....

Konuya dışardan,her iki mezhebe ait olmayan tarafsız bir şekilde bakarsak:

Hangisi hak mezheptir...????

Cevap :

Allah bilir....Olacaktır...

Selam
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
ebu muslim kardeş A'raf süresi 128. ayeti okudum. Ondan önceki ve sonraki ayetleri de okudum. Hz. Musa ve firavun ile ilgili tarihsel bilgiler var orada. Orada mehdiden bahsedilmiyor. Aşağıda Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın meali var.
A'raf Süresi 112-130. ayetleri:

112 - "Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler."
113 - O sihirbazlar Firavun'a geldiler: "Galip gelirsek bize muhakkak mükâfat var değil mi?" dediler.
114 - "Evet" dedi (Firavun), "Üstelik o zaman benim yakınlarımdan olacaksınız."
115 - Sihirbazlar, Musa'ya: "Ey Musa! Önce sen mi hünerini ortaya koyacaksın, yoksa biz mi?" dediler.
116 - Musa, "Siz atın" dedi. Atacaklarını atınca herkesin gözünü büyülediler ve onları dehşete düşürdüler. Doğrusu büyük bir sihir gösterdiler.
117 - Biz de Musa'ya "Sen de asânı bırakıver." diye vahyettik. Birdenbire asâ, onların bütün uydurduklarını yakalayıp yutuverdi.
118 - Artık hakikat ortaya çıkmış ve onların bütün yaptıkları boşa gitmişti.
119 - Orada mağlup olmuş ve küçük düşmüşlerdi.
120 - Sihirbazlar hep birden secdeye kapandılar.
121 - "Âlemlerin Rabbine iman ettik." dediler.
122 - "Musa'nın ve Harun'un Rabbine."
123 - Firavun: "Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!" dedi. "Şüphesiz bu bir hiledir, siz bunu şehirde kurmuşsunuz, yerli halkı oradan çıkarmak istiyorsunuz, sonra anlayacaksınız!"
124 - "Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, sonra da bilin ki, sizi astıracağım."
125 - Onlar da: "Şüphesiz o takdirde biz Rabbimize döneceğiz." dediler.
126 - "Senin bize kızman da sırf Rabbimizin âyetleri gelince onlara iman etmemizden dolayıdır. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve canımızı müslüman olarak al." derler.
127 - Firavun kavminin ileri gelenleri dediler ki: "Seni ve ilâhlarını terketsinler de yeryüzünde fesat çıkarsınlar diye mi Musa'yı ve kavmini serbest bırakacaksın?" Firavun da dedi ki: "Onların oğullarını öldüreceğiz, kızlarını sağ bırakacağız ve onlar üzerinde kahredici bir üstünlüğe sahibiz."
128 - Musa, kavmine dedi ki: "Allah'ın yardımını ve lütfunu isteyin ve sabır gösterin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar. Sonunda kurtuluş müttakilerindir."
129 - Kavmi de dediler ki: "Sen bize gelmeden önce de eziyet gördük, sen geldikten sonra da." Musa dedi ki: "Umulur ki, Rabbiniz düşmanlarınızı helak edip de sizi yeryüzünde halife kılacaktır ve sizin nasıl işler yaptığınıza bakacaktır."
130 - Gerçekten biz, Firavun sülâlesini, senelerce kıtlık ve gelir noksanlığı içinde tutup kıvrandırdık ki, düşünüp ibret alsınlar.


dikkat edersen 128. ayette ne Kaimden ne de Mehdiden bahsediyor. Hz. Musa ile firavun arasında geçen olayları anlatıyor. Dilediğini mirasçı kılar lafını Mehdi veya Kaim olarak algılıyorsan, bu çok zorlama bir meal olur. ben çok zorlarsam oradan en fazla Hz. Muhammed'in veya Hz. İsa'nın peygamberlik anlamında mirasçı olabileceği anlamını çıkartabilirim. Bu da çok zorlama bir meal olur tabiki. Onun dışında zaten hepimiz bu dünyada mirasçıyız. Biz de bu dünyayı çocuklarımıza miras bırakacağız.
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Mehdiyet konusu da, bazı konular gibi muallaktır. Çünkü Kuran da yer almamakla birlikte hadislerde yer bulur. Fakat dinimizde genel anlamda Kuran dışında kalana itibar etmeyen ya da hadisleri de dinin ikinci bir kaynağı olarak gören iki farklı sınıf mevcut. Böyle olunca da bunun gibi konulardaki tartışmaların arkası gelmiyor. Bu konuda kişinin kendi inancı ve mantığı ile bulduğu yol önem arzediyor.
 

ebu muslim

New member
Katılım
12 Tem 2012
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ebu muslim kardeş A'raf süresi 128. ayeti okudum. Ondan önceki ve sonraki ayetleri de okudum. Hz. Musa ve firavun ile ilgili tarihsel bilgiler var orada. Orada mehdiden bahsedilmiyor. Aşağıda Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın meali var.
A'raf Süresi 112-130. ayetleri:

112 - "Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler."
113 - O sihirbazlar Firavun'a geldiler: "Galip gelirsek bize muhakkak mükâfat var değil mi?" dediler.
114 - "Evet" dedi (Firavun), "Üstelik o zaman benim yakınlarımdan olacaksınız."
115 - Sihirbazlar, Musa'ya: "Ey Musa! Önce sen mi hünerini ortaya koyacaksın, yoksa biz mi?" dediler.
116 - Musa, "Siz atın" dedi. Atacaklarını atınca herkesin gözünü büyülediler ve onları dehşete düşürdüler. Doğrusu büyük bir sihir gösterdiler.
117 - Biz de Musa'ya "Sen de asânı bırakıver." diye vahyettik. Birdenbire asâ, onların bütün uydurduklarını yakalayıp yutuverdi.
118 - Artık hakikat ortaya çıkmış ve onların bütün yaptıkları boşa gitmişti.
119 - Orada mağlup olmuş ve küçük düşmüşlerdi.
120 - Sihirbazlar hep birden secdeye kapandılar.
121 - "Âlemlerin Rabbine iman ettik." dediler.
122 - "Musa'nın ve Harun'un Rabbine."
123 - Firavun: "Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!" dedi. "Şüphesiz bu bir hiledir, siz bunu şehirde kurmuşsunuz, yerli halkı oradan çıkarmak istiyorsunuz, sonra anlayacaksınız!"
124 - "Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, sonra da bilin ki, sizi astıracağım."
125 - Onlar da: "Şüphesiz o takdirde biz Rabbimize döneceğiz." dediler.
126 - "Senin bize kızman da sırf Rabbimizin âyetleri gelince onlara iman etmemizden dolayıdır. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve canımızı müslüman olarak al." derler.
127 - Firavun kavminin ileri gelenleri dediler ki: "Seni ve ilâhlarını terketsinler de yeryüzünde fesat çıkarsınlar diye mi Musa'yı ve kavmini serbest bırakacaksın?" Firavun da dedi ki: "Onların oğullarını öldüreceğiz, kızlarını sağ bırakacağız ve onlar üzerinde kahredici bir üstünlüğe sahibiz."
128 - Musa, kavmine dedi ki: "Allah'ın yardımını ve lütfunu isteyin ve sabır gösterin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar. Sonunda kurtuluş müttakilerindir."
129 - Kavmi de dediler ki: "Sen bize gelmeden önce de eziyet gördük, sen geldikten sonra da." Musa dedi ki: "Umulur ki, Rabbiniz düşmanlarınızı helak edip de sizi yeryüzünde halife kılacaktır ve sizin nasıl işler yaptığınıza bakacaktır."
130 - Gerçekten biz, Firavun sülâlesini, senelerce kıtlık ve gelir noksanlığı içinde tutup kıvrandırdık ki, düşünüp ibret alsınlar.


dikkat edersen 128. ayette ne Kaimden ne de Mehdiden bahsediyor. Hz. Musa ile firavun arasında geçen olayları anlatıyor. Dilediğini mirasçı kılar lafını Mehdi veya Kaim olarak algılıyorsan, bu çok zorlama bir meal olur. ben çok zorlarsam oradan en fazla Hz. Muhammed'in veya Hz. İsa'nın peygamberlik anlamında mirasçı olabileceği anlamını çıkartabilirim. Bu da çok zorlama bir meal olur tabiki. Onun dışında zaten hepimiz bu dünyada mirasçıyız. Biz de bu dünyayı çocuklarımıza miras bırakacağız.
Bu da çok zorlama bir meal olur tabiki.
Haklisin, ben google den ilk actim sayfadan ilk iki ayeti aldim.

Kuran gecmisin haberdarcisi gelecegin aynasidir. Imam Hanbel sözü yanlis hatirlamazsam.



TEVBE SURESİ’NİN 33. AYETİMÜŞRİKLER İSTEMESE DE O DİNİ (İSLAM'I) BÜTÜN DİNLERE ÜSTÜN KILMAK İÇİN ELÇİSİNİ HİDAYETLE VE HAK DİNLE GÖNDEREN O'DUR.

Bu ayet tabiki Hz Muhammed saas bahsetder. Ayni zamanda Imam Hanbelin sözüyle Mehdiye isaret eder.

İmam Ca’fer Sadık Hz.leri bu ayet hakkında:
“Vallahi! Kaim (Hz. Mehdi (a.s.)) zuhur etmeden bu ayetin ma’nası tecelli etmez.

Abaye bin Reb’i’den, Emirel Mü’minin Hz. Ali yukarıda zikredilen ayet hakkında:
“Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a kasem ederim ki! Hiçbir köy kasaba ve şehir kalmayacak ki, sabah akşam içinde, “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resullullah denmesin” buyurdu.

İmam Zeynel-Abidin ve İmam Muhammed Bakır Hz.leri:
“Cenab-ı Hakk muhakkak Kaim (Hz. Mehdi (as)) ile İslam dinini bütün dinlere galip getirecektir.” buyurdular.


Ebu'l-Ferec'in, Abdullah b. Abbas'dan rivayetine göre, Resulullah şöyle buyurmuştur:


"Dört (kişi) dünyaya sahip olmuştur. İkisi mümindir. İkisi kafirdir. Mümin olanlar, Zü'l-karneyn ve Süleyman Aleyhisselamdır. Kafir olanlar ise, Nemrud ve Buhtu'n-Nasır'dır. Beşinci olarak ona sahip olacak kişi, benim Ehl-i Beytimdendir."


Bunun gibi daha cok sahih hadis Hz mehdinin islami dünyaya hakim kilacagini müjdeler.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Hz. Mehdi ile alakalı Kur'an da bir ayetin olmaması, Hz. Mehdi'nin olmayacağı anlamına gelmez. Kur'an Senden de bahsetmiyor CENGİZHAN ama bak Sen varsın ve mehdi gibi, deccal gibi, yecüc-mecüc gibi Sen de kendine has bir misyon yürütmeye çalışıyorsun.
 

çelebiler

New member
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kuran'dan ve Peygamberimizden başka bir kurtarıcı mı arıyorsunuz?
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Mehdi konusuna bir de bu açıdan bakın, bir yazı alıntılayacağım.

''Hz. İsa çarmıha gerilerek öldürülmemiştir, bunu bugün hristiyan dünyasının önemli bir bölümü de kabul ediyor. Ancak bu, onun bedeniyle göğe yükseldiği anlamına gelmez. Böyle bir şey Kuran ın kabullerine aykırıdır. Hz. İsa'yı başkaları öldürmemiş, Allah onu eceliyle vefat ettirmiştir. Kuran ın söylediği budur. Allah ın onu kendine yükseltmesi, ruhunu yükseltmesidir.

Bedenle göğe yükselme efsanesi, bir yığın batıl inanışı da beraberinde getirmiştir. Hz İsa yeryüzüne inecek, ''Mehdi'' sıfatıyla dünyayı düzene koyacak,vs.. Bunların hiçbirinin Kuran dan onay alması mümkün değildir. Bu konuda öne sürülen ve bir kısmı hadis diye sunulan bu sözlerin hiçbirine İslam vahiyleri açısından doğru gözle bakılamaz. Bunların tümü Hristiyanlığın tekfir(redemption : bir kişinin insanlığın günahlarına keffaret olsun diye ölmesi yahut öldürülmesi) ve mehdilik (messiah) inancının İslam literatürüne sızmasıyla vücut bulmuş beyanlardır.


Değerli bilgin Atay bu konuda şunları yazıyor: ''Hz Muhammed in ölümünden sonra Hristiyan kültüründen İslam literatürüne geçen
hikayelerden biri de Hz. İsa nın ölmediği, göğe çıkarıldığı, kıyamet kopmadan önce geri dönüp Şam'daki bir minareden yere ineceği
şeklindeki anlatımdır. Bu hikayeyle Hristiyan mitolojisi İslamlaştırılarak Müslümanların inançları arasına sokulmuştur. Öyle ki, buna inanmayanlar küfürle itham edilebilmektedir. ... insanlar bu efsaneye inanarak Hz. Muhammed in büyüklüğüne destek verdiklerini
sanmıştır. Güya Hz İsa Allah tan Hz Muhammed e ümmet olmak şerefine ermeyi istemiştir. Bu ise hayatta sağ kalıp tekrar geri gelerek onun ümmetine müezzinlik etmesiyle gerçekleşecektir.''

İşte Kuran dinine sokulan yalanlardan biri... Bu yalanın İslam ın başına açtığı belayı dünyanın her tarafında içimiz sızlayarak seyrediyoruz ve temizlenmesi için mücadele ediyoruz. Dünyanın her tarafında fanatik Hristiyanlardan şu sözü duymamız mümnkün olmaktadır:
'' Sizin peygamberiniz Muhammed iyi bir insandı, hizmetleri de olmuştur. Ama onun bütün görevi gelecek ahir zaman mesihinin hizmetinde bir hazırlayıcı olmaktı. Nitekim sizin inanç sisteminiz bunu açıkça kabul etmekte ve İsa Mesih in geleceğini söylmektedir. Siz neden resmi inancınıza ters düşerek Muhammed i son peygamber ilan ediyorsunuz? ''

Bu hurafe, sahte kutsalcılıktan medet umanların Allah ın temiz ve güzel dininin başına açtıkları sıkıntılardan sadece biridir.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Değerli bilgin Atay bu konuda şunları yazıyor: ''Hz Muhammed in ölümünden sonra Hristiyan kültüründen İslam literatürüne geçen
hikayelerden biri de Hz. İsa nın ölmediği, göğe çıkarıldığı, kıyamet kopmadan önce geri dönüp Şam'daki bir minareden yere ineceği
şeklindeki anlatımdır. Bu hikayeyle Hristiyan mitolojisi İslamlaştırılarak Müslümanların inançları arasına sokulmuştur. Öyle ki, buna inanmayanlar küfürle itham edilebilmektedir. ... insanlar bu efsaneye inanarak Hz. Muhammed in büyüklüğüne destek verdiklerini
sanmıştır. Güya Hz İsa Allah tan Hz Muhammed e ümmet olmak şerefine ermeyi istemiştir. Bu ise hayatta sağ kalıp tekrar geri gelerek onun ümmetine müezzinlik etmesiyle gerçekleşecektir.''


Ne bilginmiş, bir kalemde işi hâl etti...
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Bu arada alıntıladığım kitabı yazmayı unutmuşum pardon, Yaşar Nuri Öztürk-Kuran'daki İslam.
 

çelebiler

New member
Katılım
18 Tem 2012
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İsa da mı gelecekmiş.Ne güzel O da gelsin buyursun.İftara yetişseler bari.
 
Üst Alt