Ehl-i Sünnet, Şia ve Alevî kelimeleri üzerine lügavi olarak kısaca değinmeyi gerekli görüyorum;
“Ehl-i Sünnet”: Sünnet ehli; “Resulullah’ın izinden giden”; “onun sünnetine uyan” manasındadır. Ki o zaman "Size en iyi örnek Allah Resulüdür" ayetinin gereğince Sunniyiz.
“Şia” ise; “Tarafdar” manasındadır ki Hz Ali’nin tarafdarları ve Ehl-i Beyt’i sevenler için kullanılır. Şia sonradan türetilmiş bir kelime değildir. Kur’an’da; Musa’nın Şiası, Firavun’un şiası olduğu belirtilmiştir.
“Müjde, ya Ali! Şüphesiz, sen ve senin şianın yeri cennet olacaktır.”
Ahmed İbn Hanbel, Feza'il es-Sahaba, (Beyrut) 2/655
El-Hatıb el-Bağdadî , Tarih Bağdad, (Beyrut) 12/289
Taberani, Mu'cem el-Kebir, 1/319
Heytami, Mecmua el-Zeva'id, 10/21-22
İbn Hacer el-Heytami, El-Seva'ık el-Muhrika, (Kahire) 11/.247
“İman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.” (Beyyine 7)
Hz. Peygamber (s) Ali’ye yönelerek: “Bu senin için ve senin şian içindir.” demiştir.
Ayrıca dedi ki: “Canımı elinde tutanın adına yemin ederim ki, bu adam (Ali) ve onun şiası hesap gününe kadar kurtuluşun teminatı olacaklardır."
Celâl ed-Din el-Suyuti, Tefsir ed-Durr ul-Mensur, (Kahire) 6/379
İbn Cerir el-Taberi, Tefsir Cami' el-Beyan, (Kahire) 33/146
İbn Esâkir, Tarih Dimeşk, 42/333, 371
İbn Hacer el-Heytami, El-Seva'ık el-Muhrika, (Kahire) 11/246-247
Hadîslerinde İmam Ali (a.s)'nin şîası hakkında tebşir vardır.
O zaman tanımlar dikkatimizi çekmektedir. Lügavi olarak Sunni miyiz? Şia mıyız?
Aslında her ikisiyiz. Şöyle ki; Sunnî Resulullah’ın izinden giden manasındadır ki; biz Sunnî’yiz. Şia ise Ali tarafdarı ve Ehl-i Beyt’i seven manasındadır ki (onları sevmek farzdır) aynı zamanda Şiî’yiz.
“ –î ” edatı mensubiyet belirttiğinden dolayı; (her ne kadar günümüzde başka bir taife bu terimi kendilerine ait kabul etseler de) “Alevî”: “Ali’nin soyundan olan” ve/veya “Ali ile ilgili olan”. Birinci manasında ele alırsak; Alevi’nin Ehl-i Beyt’ten farkı vardır. Ehl-i Beyt; Resulullah’ın (Hz Ali ve Fatıma’dan devam eden) pak soyu için kullanılırken; Alevî hem Ehl-i Beyt’i kapsamakta hem de Hz Ali’nin diğer hanımlarından gelen soyunu içermektedir. İkinci manasında ele alırsak her Müslüman Alevidir. Zira Maide 55’te ve Gadir-i Hum’da Ali’nin her mü’minin mevlası olduğu belirtilmiştir; kendisi Şah-ı Velayet ünvanını almıştır.