MUHABİR: Sırayla mı yoksa siz mi seçeceksiniz?
TARKAN YAVAŞ: Yo, Buyrun
MUHABİR: Ben Milliyet gazetesinden Nil Bayar
TARKAN YAVAŞ: Evet buyrun
MUHABİR: Şunu sormak istiyorum şimdi bu 5 yıllık zamanaşımı süresi doğal yollardan sonuçlanmadı. Sizin redd-i hakim talepleriniz ki iki kez Yargıtay'a gitmesinin nedeni sizin talepleriniz, yani mahkeme uyuşmazlığının çözülmesi için gitti yani bu dosya belki de hakikaten çok nadir görülen bir şekilde çok fazla gezdiği için o süre doldu bitti ve dosya artık görülemiyor. Şimdi burada siz de diyorsunuz ki; Yargıtay ilamı kesin bir sonuç değil ama Yargıtay'ın Yargıtay ilamında, ne de daha önceki mahkemelerin görevsizlik kararları ya da yetkisizlik kararlarında sizin iddialarınızı doğrulayan bir ifade yok. Yargıtay kararı şunu söylüyor; ortada Adnan Oktar liderliğinde kurulmuş dini görünümlü bir örgüt var ve bu insanların buraya gönüllü bir şekilde üye olduğu sabittir, yani örgüt yani suç örgütü ithamını tabii kabul etmiyorsunuz, ilamlarda Yargıtay kararlarında mahkemenin takipsizlik pardon zamanaşımından düşülmesine ilişkin kararında söz konusu örgütün varlığı kesin bir şekilde belirtiliyordu yani zamanaşımından dolayı karar verilmiş olabilir ya da söz konusu Yargıtay kararı kesin bir karar olmayabilir ama burada bir örgüt liderliği örgüt üyeliği örgütün faaliyetleriyle ilgili kesin bilgiler var. Tabii ki bu soruşturmayı polis yürütüyor. Türkiye'nin her yerinde kolluk kuvveti soruşturmayı yürütüyor zaten sizin iddialarınız bu ifadelerin baskı altında alındığı yönünde. Artı şunu ifade etmek istiyorum basına sızdırıldı çok sık kullanılan bir şey. Bu kadar basın mensubunun önünde siz de bu ifadeyi tekrarladınız ama Yargıtay başkanı ile ilgili iddialar da gazetelerde yer aldı, yani sanki bir kurum ya da kişiler tarafından bunun basının belli bir şekilde yönlendirilmesi için sızdırıldı düşüncesine ben katılmıyorum. Buraya da gelip toplantınıza ilgi gösteren bir gazeteci olarak. Benim merak ettiğim şu daha doğrusu basını da ilgilendiren hepimiz de biliyoruz ki buna ait kararlar falan değil söz konusu iddiaların ciddiyeti. Bu iddialarla ilgili biz Adnan Bey'i hiç göremiyoruz. Toplantılarda sürekli sizleri görüyoruz karşımızda. Bu demek değil ki Adnan Bey çıkıp söylediğinde biz aksini düşüneceğiz ya da falan ama niçin kendini göremiyoruz. Çok ciddi ithamlar var en son çocuk yaşta genç kızların da bu gruba çeşitli vaatlerle kandırılarak katıldığı yönünde...
TARKAN YAVAŞ: Şimdi
MUHABİR: yani iddiaların ciddiyeti aslında basını ilgilendiriyor bununla ilgili sizin mesela bu husus hakkında net delil yok
TARKAN YAVAŞ: Evet
MUHABİR: yani aleyhte bir delil yok. 5 yıllık yargılama sürecinde Yargıtay kararında dahi bu iddialar tekrar ediyorsa eğer bu nasıl olabiliyor onu soruyorum ben size.
TARKAN YAVAŞ: Şimdi bir kere delil yok dediğiniz doğru. Yani delil olsa bugüne kadar ortaya konurdu herhalde 7-8 yıl oldu delil yok. Adnan bey toplantılara katılıyor durumu elverdiğince. Geçen yaptığımız bir basın toplantısı vardı , bilmiyorum buradaki arkadaşlar vardı, oraya katıldı, bazı televizyon programlarına da çıktı, bugün de kısmet olursa buraya katılacak yani biz bekliyoruz kendisini, kendisiyle bir görüşme yaptık sabah, dolayısıyla katılmıyor diye bir şey yok. Biz zaten sürekli bugün de mesela basın toplantısı düzenlememizin amacı bazı bilgileri doğru aktarabilmek ama onları da görebilmek açıkçası basında. BAV davasına gelince, ben cevap vereyim isterseniz çünkü bayağı bir şey söylediniz onları hatırladıkça söyleyeceğim. BAV davasına gelince, BAV davası zaten ilk başta DGM'de görevsizlik kararıyla Ağır Ceza mahkemesine gönderildi. Yani bir DGM şunu söyledi 4422, yani suç örgütü, çıkar amaçlı suç örgütü burada yoktur dedi ve bunu bir üst diğer DGM de onayladı yani diyorsunuz ki böyle bir karar yok, var böyle bir karar ve bu diğer mahkemelerde gezerken yani o da yetkisizlik konusu. O bizi ilgilendiren bir konu değil mahkemeler kendi aralarında bu davaya kimin bakacağına karar veriyorlar.
MUHABİR: Sizin itirazınız oldu iki kez mahkemeye.
TARKAN YAVAŞ: O ayrı bir konu, şimdi karıştırıyor olabilirsiniz.
MUHABİR: Hayır efendim, hayır efendim.
TARKAN YAVAŞ: Yetkili konusu değil
MUHABİR: Gezme
TARKAN YAVAŞ: gezme, reddi hakim konusu
MUHABİR: Reddi hakim zaten.
TARKAN YAVAŞ: Evet reddi hakimde de doğru nedenlerimiz olduğu için bizim bir talebimiz oldu yani hukuksal hakkımızı kullandık ve bunun da çok samimi ve doğru bir hak olduğu şuradan belli mahkeme bunu kabul etti, yani mahkeme bunu kabul etmek zorunda değil, yani DGM yargıçları derler ki, biz reddinizi reddediyoruz derler yani bu zor bir şey değil. Ve Devlet Güvenlik, tarihinde ilk defa bir DGM heyeti çekilmiş davadan. Bu ne demek, demek ki bizim haklı nedenlerimiz var ki, böyle bir şeyi kabul ettiler ve bu çok ciddi bir konudur yani siz böyle DGM yargıçlarını sebepsiz yere reddedemezsiniz bunun karşı tazminat davaları vardır, yani çok ciddi bir şeydir bu, iddiadır. Ve biz bunu söyleyebiliyorsak, demek ki haklı nedenlerimiz var, e sonuca da bakıyoruz, sonuçta da çekilmişler. Demek ki bu bir zaman aşımı süresine sokmak için bir şey değil, bu o günkü şartlarda hukuksal haklarımızı kullanmamız.
Bir diğer konu da, bunu da gözden kaçırmayın lütfen ağır ceza mahkemesi yani, zamanaşımına BAV'nın zamanaşımına uğrayan parçası dışında ikinci bir parçası daha var yani bu da ağır ceza mahkemesinde görülmeye devam eden parçası. Bu zaman aşımına uğramadı ve bu dava bütün BAV üyeleri ve fahri başkanı Adnan Oktar'ı içine alacak şekilde beraat ile sonuçlandı ve onandı yani kesinlik kazandı bu, yani sonuçta biz kesinlik kazanmış bir mahkeme kararıyla da beraat etmiş durumdayız aslında. Ama bu önden giden parça zamanaşımından gitmişti, Yargıtay da dedi ki kanunlar değişti, şu kanunlar var uzun uzun saymış siz de görmüşsünüzdür, yeni kanunlar var, o kanunlara göre on yıl olabilir zamanaşımı, şu anda bizim yedi sene oldu yaklaşık, bir daha bir gözden geçir, böyle bir zorunluluk var başka bir şey değil ve burada zamanaşımı konusu tartışılıyor. Orada geçen ifadelerin hepsi de ben açıkladım özellikle, yani buna lütfen çok dikkat edin, yani polis fezlekelerinde yer alan ifadeler yani orada mecbur kalınarak insanlar bir hafta gözaltında kalmış, mecbur kalarak imza attığı şeyler ve bunların hani tamam bir şeyler zorla da imzalatılsa sonradan bunların delilendirilmesi gerekir, delillendirilememiş yedi yıldır, demek ki böyle bir şey yok. Biz de zaten o gönül rahatlığıyla onlara evet dedik. Orada çok zor bir ortam vardı yani şimdi nasıl anlatsam bilemiyorum size ama sadece biz de değil bakın siz gazetecisiniz araştırın o dönemdeki birçok insan var oradan geçmiş olan, o uygulamalardan geçmiş olan birçok insan var, tanınmış insanlar var, düzgün insanlar da var hepsinin yazdıklarına bakın anılarına bakın bunların hepsi mi yalan söylüyor, hepsi iftira mı atıyor polise iftira mı atıyor bunların hepsi. Değil yani hatta bakın uygulamaları bile uyuyor birbirine yani işkence metotlarını bile çok detaylı bir şekilde anlatıyorlar ve bunlar birbirleriyle aynı yani bu kadar insan, birbirinden ayrı dünyalarda yaşayan insanlar aynı şubeden geçiyor ve aynı uygulamaların olduğunu detaylarına kadar anlatıyor. Bu olacak şey değil yani belli ki böyle bir uygulama var. Burada tabii benim eklemek istediğim bir nokta da şu, biz burada tabii ki hiçbir zaman devletin manevi yönüne ya da şahsiyetine yönelik bir şeyimiz yok hiçbir zaman da olamaz. Biz devletimizin yanında her zaman devletin politikalarını destekleyen yönde bir faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşuyuz. Buradaki bizim itirazımız ve şikayetimiz, devletin içinde yer alan ve kendi bulunduğu konumu suiistimal eden bazı kişiler ve görevliler hakkında oluyor. Ve şu andaki görülen davalar da onlar hakkında.
MUHABİR: insanlar niçin inanmıyor peki sizce? Yani her şey polis senaryosuysa bunların hepsi asılsız iddialarsa, insanlar niçin bu iddiaları...
TARKAN YAVAŞ: Valla şöyle bir durum var
MUHABİR: ... samimi bulmuyor olabilir... vakfınızın faaliyetleriyle ilgili olabilir...
TARKAN YAVAŞ: söyle bir durum var BAV'na gerçekten inanan seven ve takip eden çok geniş bir kitle var, biz onu görüyoruz yakın ilgisini de görüyoruz ama bazı basın kuruluşları, bazı basında yansıma şekli gerçekten bizim hoşumuza gitmiyor burada basını da eleştiriyor anlamında bir şeye de girmek istemiyorum ama sizleri tenzih ederim buradaki insanları ama böyle yansıması sebebiyle de bu meydana geliyor. Siz ister istemez insanlara oradaki polis fezlekesindeki lafları cümleleri verirseniz, onlar tabi ki bundan etkilenirler. Bazı şeyler söylerseniz mesela 'küçük kızlar' diyor; bu mesela insanları tahrik edecek bir şey, toplumu tahrik edecek bir şey orda bir detay var. 'Küçük kız' ifadesi bizim yargılandığımız davanın hiçbir şekilde iddianamesinde veya herhangi bir yerinde de geçmiyor.
MUHABİR: Evet onu da soracaktım, ben bunu ilk kez duyuyorum.
TARKAN YAVAŞ: Bu yeni bir şey bunun delili bu nerden böyle bir şey yok. Bu neden var?
MUHABİR: Biz de bunu duyunca şaşırdık, yani bu daha önce hiç duymadığımız bir itham
TARKAN YAVAŞ: Bu sadece psikolojik bir propaganda var yani psikolojik bir şey bu. Siz toplumu bir şekilde yönlendirmek için bu tip şeyleri ihtiyaç duyuyorsunuz belirli odaklar BAV'ın faaliyetlerini engellemek varlığını kaldırmak için bu tür olaylara tevessül ediyorlar bu tür komplolara giriyorlar. Daha önce de yalancı tanıklar getirdiler