konu menzilden çıkıyor gibi geliyor bana
Bütün peygamberler ve onlara tâbî olanların hepsi, hepsi haniftiler. Yani Allah’a teslim olmuşlardı.
Öyleyse bakıyoruz ki, bütün peygamberler birbirinin aynı şeyleri yapmışlardır.
Al-i İmran Suresinin68. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor ki:
3/ AL-İ İMRAN-68: “İnne evlen nâsi bi ibrâhîme lellezînettebeûhu ve hâzan nebiyyu vellezîne âmenû. Vallâhu veliyyul mu’minîn(mu’minîne).”
Hiç şüphesiz İbrâhîm’e insanların en yakın olanları, elbette (onun zamanında) kendisine tâbî olanlar ile bu Peygamber ve ÂMENÛ olanlardır. Allah, mü’minlerin dostudur.
Allahû Tealâ diyor ki: “Hz. İbrâhîm’e insanların en yakın olanları.” O, evvelki Peygamber olduğuna göre, Hz. Musa da, kendilerine kitap verilen ve zamanımıza kadar gelmiş kitap sahiplerinin hepsi de Hz. İbrâhîm’den sonra geldiğine göre, Allahû Tealâ’nın Kur’ân-ı Kerim’de Hz. İbrâhîm’e neden “B”abanız İbrâhîm” diye hitap ettiği, insanların babası olarak neden Hz. İbrâhîm’i vasıflandırdığı kesin olarak ortaya çıkıyor. O hanif dîninin sahibiydi. Yani tek Allah’a inanan, tek bir grup oluşturan, Allah yolunda ve Allah’a teslim olanlardan (ruhlarını, vechlerini, nefslerini, iradelerini Allah’a teslim edenlerden) oluşan bir topluluk.
Peygamber Efendimiz (S.A.V), Allahû Tealâ’dan aldığı Kitab’la hareket ediyor. Kur’ân-ı Kerim ile: Ve Kur’ân-ı Kerim, hristiyanlığın da museviliğin de zaman içerisinde değiştiğini, kitap sahiplerinin büyük kısmının artık kendilerine düşen vazifeleri yapmadığını, farklı bir dînin sahibi olduklarını ve birbirlerinden giderek ayrıldıklarını ifade ediyor.