Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hallac-ı Mansur

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
ibni arabide okudum onun üslübu daha farklı ama Hallacı mansur gibi sırlara vakıf olmuş, oda basit cümleler kuramaz, son derece içinde sır barındıran sözler sarfetmiştir. bu sözlerin gikmetini çözmek için muhiddini arabi olmak lazım gelir...
 

milwaukee

New member
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
ne sırrı be islamda sırmı var.panteisme sırmı diyorsun.onların sözlerine doğru diyorsan sende müşriksin.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
ben onların sözü doğrudur demiyorum, dediğim açıktır , sözlerde hikmet vardır onlara bakmak lazım, sözler sizin anladığınız manada denmemiştir. müşrik miyim değilmiyim hükmünü verme yetkisine sanırım sahip değilsiniz., ama bu her asırda olur birileri hakkı tavsiye eder diğerleride onun topa tutar müşiksin der, sizden öncekilerin cektiğini çekmeden kurtuluş yoluyu yoktur denir, çok şükür demek hakka doğru gidiyorum inşallah :)
 

milwaukee

New member
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
ibn arabinin ve diğerlerinin dediğini apaçık inkar etmek lazım.sana eğer onların dediklerini kabul ediyorsan müşriksin dedim.
6:51 Rab'lerinin huzuruna çıkacaklarının heyecanıyla dolanları onunla (Kuran'la) uyar: O'ndan başka bir sahipleri ve şefaatçıları (aracıları) yok. Belki korunurlar.6
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Seyfullah kardesim, ALLAHÜ TEALA razi olsun!!!
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
MUVAHHID' Alıntı:
ibn arabinin ve diğerlerinin dediğini apaçık inkar etmek lazım.sana eğer onların dediklerini kabul ediyorsan müşriksin dedim.
6:51 Rab'lerinin huzuruna çıkacaklarının heyecanıyla dolanları onunla (Kuran'la) uyar: O'ndan başka bir sahipleri ve şefaatçıları (aracıları) yok. Belki korunurlar.6

Ayet ül kürsi nin mealini oku bi,

sonra 1 dak. düsün,

O dilemedikce kimse sefaat edemez madem,

demek dileyebilir de.

Islamin tek kaynagi kitap degildir,

sünnet (hasr 7),

icma-i ümmet (kitap ve sünneti anlayanlarin görüs birligi),

kiyas.

Hepsini inkar et,

sonra mesela kiyas olmasa heroin, kokain,vs. neden haram olsun?

Sen Kur´an a göre nasil namaz kiliyorsun?

100 rekat?, Kur´an da rekat var mi?, Rekat ne? Namaz ne?

Cevaplarini bekliyorum....
 

milwaukee

New member
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
mütevatür hadislere uyarım.ama evliya denilen kafirlere değil.
ibn arabinin sözleri apaçık küfürdür.
 

milwaukee

New member
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
BAK BİR ALİM SÖZÜ
Vâsıtanın kalbinden gelen feyzler, marifetler, muhabbet miktârınca alınır. Sohbet nasip olursa, alınan feyz çok olur. Feyz, marifet gelince, mâ-sivânın [mahlûkların] sevgisi kalbden çıkar. Allahü teâlânın ismleri tecellî [zuhûr] etmeye başlar. Bu ismlerle bekâ hâsıl olur. Kemâlât ve esmâ-i ilâhî, nihâyetsizdir. Kalbdeki tecellîleri sonsuzdur. Râbıta kuvvetli olup, Ârifin sûreti devamlı zâhir olursa, feyz almak çok ve kolay olur. Allahü teâlâyı düşünmekle, böyle feyz alınamaz. Yâni marifete kavuşulamaz
ALLAH MÜNEZZEHTİR
 

313

New member
Katılım
18 Mar 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Güzel bir yazi, sen bunu anlamak istemiyorsun.
 

the okuz

New member
Katılım
19 Mar 2006
Mesajlar
254
Tepkime puanı
1
Puanları
0
muvahhid kardeş hiç aynada kendine baktın mı? bir kez bak...Hallac-ı Mansur'u katleden abbasi halifesini göreceksin...çünkü düşüncelerinin Hallac-ı Mansu'u astıranlardan zerre farkı yok...
 

milwaukee

New member
Katılım
12 Şub 2006
Mesajlar
222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
öküz kardeş sen aynada kendine bak.osirise tapanları hubelpersetlerini göreceksin.
abbasiler haklıydı.çok iyi bir şey yaptılar.
Allah beni öğer, ben de O'nu. O bana kulluk eder, ben de O'na (s:94) Hakk'ın belirmesi benim vücûdumdadır. Bunun için biz Hakk'a göre kap gibiyiz (s:95). Ey nefsinde varlıkları yaratan! Sen halk ettiğin şeylerin hepsisin(s:105).
ibn arabi füsusul hikem.bunlara karşı çıkmayan kafirdir.kanı ve malı helaldir.
 

turk

New member
Katılım
30 Nis 2006
Mesajlar
19
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hallaci Mansur kimdir?

Hallaci Mansur kimdir?

Arkadaşlar selam. Merak ettiğim bir şey var. Kimdir bu Hallaci Mansur? Enel hak demiş. Yani ben Tanrıyım. Adı genelde arattığımda alevilikte çıktı. Beni bu kişi hakkında bilginiz varsa aydınlatırsanız sevirim.İyimidir kötümüdür neyin nesidir?

Ayrıca şu enel hak yani ben tanrıyım demesinide açıklarmısınız. Bir kul nasıl ben tanrıyım diyebilir?
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
sevgili kardeşim hallac-ı mansur bir tasavvuf alimidir kendisi , kendisinin alevilik mezhebiyle hiçbir bağı yoktur , tıpkı hacı bektaşi veli gibi yada yunus gibi bağı var zannedilir lakin sadece iddiadır , hallac-ı mansur dediğim gibi tasavvu falimidir. bir söz sarfetmiştir ;
ENE'L-HAK:
Hallâc-ı Mansûr tarafından "Ben yokum, Hak teâlâ vardır." mânâsında söylendiği hâlde, görünüşte; "Ben Hak'kım" manasına alınan söz.

Hallâc-ı Mansûr'un "Ene'l-Hak" sözü ve buna benzerleri bu zâtların içerisinde bulundukları makamda, kendi âlemlerinde, Allahü teâlâdan başka hiçbir şey göremeyince söyledikleri sözlerdir. Allahü teâlâ mahlûkları (yarattıkları) ile birleşik değildir. Onların aynı ve benzeri değildir. O, hiç bir bakımdan yarattıklarına benzemez. Hallâc-ı Mansûr, "Ene'l-Hak" demekle; "Ben Hakk'ım, Hak teâlâ ile birleştim" demek istemedi. Böyle diyen kâfir olur. Onun sözünün mânâsı; "Ben yokum, Hak teâlâ vardır" demektir. (Ahmed Fârûkî Serhendî)

Hallâc-ı Mansûr gibi, İslâm dînine uyanların Enel'l-Hak gibi sözlerine hüsn-i zân edilir. Te'vîl edilir (iyiye yorumlanır). Hallâc-ı Mansûr, imâmdır (büyük bir âlimdir). Fakat durumunu herkese söyledi. Zayıflara ağır yük yükledi. Halkın anlayamayacak ları Ene'l-Hak gibi şeyleri konuştu. (Muhammed Ma'sûm)


bu büyük alimlerinde sözünden anlaşıldığı gibi hallacı mansur büyük bir alimdir . ve şahsı mübarektir...
 

alem-i ervah

New member
Katılım
20 Ocak 2006
Mesajlar
463
Tepkime puanı
4
Puanları
0
seyfullah kardeşim açıklaman için teşekkür ederim..
Allah razı olsun..
 

turk

New member
Katılım
30 Nis 2006
Mesajlar
19
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sağolasın. Malesef bu insanın lafını halen daha ben allahım diye algılayanlar mevcut ve bu laftan yola çıkarak kendilerini reenkarne olup mükemmelliğe ulaşacaklarından bahsediyorlar. Böylece her biri enel hak olucakmış. Örnek olarak da bu insanı veriyorlar .

Mübarek bir insansa gerçek manada ben allahım demediğini düşünmek doğrudur ancak senin oraya alıntısını yaptığın gibi ben yokum allah vardır manasınıda o kelimeden çıkarmam biraz zorlama olmuyormu??

Bana bu konu hakkında yani bilhassa enel hak sözü hakkında islam alimlerinin veya böyle bilgili insanların yazılarına ulaşabileceğim mümkünse web kaynaklı yerler varsa bildiğin yazarsan sevirim.

Çünkü bunu bu konunun bahsi geçen forumlarda yayınlayacağım. Şimdiden teşekkürler.
 

arf

New member
Katılım
6 Nis 2006
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismi ile başlarım. Her ne kadar ihtilâf-ı ümemden nâşî edyân ve mezâhib muhtelif ise de, hikmetleri, müstakîm olan tarîkın ahadiyyeti ile makam-ı akdemden, kelimelerin kalbleri üzerine inzâl eden Allâh’a hamd olsun

Vaktâkî Hak Sübhânehû ve Teâlâ kabil-i ta’dâd olmayan esmâ-i hüsnâsı haysiyetinden onların “ayn”larını görmek diledi; -ve eğer diler isen, vücûd ile muttasıf olmasından nâşî emri hasr eden kevn-i câmi’de kendi “ayn”ını görmekliği ve onunla kendi sırrı, kendine zâhir olmasını diledi dersin-. Zîrâ bir şeyin kendi nefsine kendi nefsi ile / rü’yeti, o şeye mir’ât gibi emr-i âharda kendi nefsine rü’yeti gibi değildir. Çünkü, ona kendi nefsi manzûrun-fih olan mahallin verdiği bir sûrette zâhir olur. Öyle ki bu mahallin vücûdu olmaksızın ve onun ona tecellisi bulunmaksızın, ona sûret zâhir olmaz idi. Halbuki Hak Teâlâ âlemin küllîsini, kendisinde rûh olmayan tâmmü’l-hilka vücûd-i cesed olarak halk etmiş idi. Binâenaleyh, gayr-i mücellâ bir âyîne gibi idi. Ve hükm-i ilâhînin şânındandır ki, muhakkak o, bir mahalli ancak “nefh-i ilâhi” ta’bîr olunan rûh-i ilâhîyi kabûl etmesi lâ-büd olarak tesviye etti. O da ancak lem-yezel ve lâ-yezâl olan tecellî-i dâim feyzini kabûl etmek için tesviye olunan bu sûretten istı’dâdın husûülüdür. Ve ancak kabil kaldı. Ve kabil ise, ancak onun feyz-i akdesinden vâkı’ olur. Böyle olunca emrin küllîsi, ondan ibtidâ eylediği gibi, ona râci’ olur.- İmdi emr, mir’ât-ı âlemin cilâsını iktizâ etti. Binâenaleyh Âdem, bu âyînenin ayn-ı cilâsı ve sûretin rûhu oldu.(M.İbn-i Arabi Fusus-ul Hikem)
Kale Muhyiddini tehrumu mutaleatu kutubina ala men leyse minna
(Yani diyor;bizim kitaplarımızı bizden olmayan yahut bizim nazarımızla bakmayana mütalaa etmek haramdır.

Vahdet-i vucuttan bahseden fikren seradan süreyyaya çıkarak,kainatı arkasında bırakıp nazarını Arş-ı Ala'ya diken, istigraki bir surette kainatı madum sayıp,herşeyi doğrudan doğruya kuvvet-i iman ile Vahid-i Ehad'den görebilir.Yoksa kainatın arkasında durup kainata bakan ve önünde esbabı gören ve ferşten nazar eden, elbette esbap içinde boğulup,tabiat bataklığına düşmek ihtimali var.Fikren arşa çıkan Celaleddin-i Rumi gibi diyebilir;kulağını aç herkesten işittiğin sözleri,fıtri fonograflar gibi Cenab-ı Hak'tan işitebilirsin.
Yoksa Celaleddin gibi bu derece yükseğe çıkamayan ve ferşten arşa kadar mevcudatı ayine şeklinde görmeyen adama;Kulak ver herkesten kelamullahı işitirsin desen,manen arştan ferşe sukut eder gibi hilaf-ı hakikat tasavvurat-ı batılaya giriftar olur.
Yani ,M.Arabi'nin kelamını anlayacak ehliyette değilsen tekfir edrsin.

Kanuni'nin şeyh-ul İslamı İbn-i Kemalin fetvası:(onu da tekfir etmezsen)

""Kullarından bir kısmını ilim ve ihsana mümtaz ve enbiya ve mürseline varis eden Cenab-ı Hakka'a hamd ve sena ve ehl-i dalali ıslaha mebus olan nebiyy-i zişan ile şer'-i metîni icraya ced ve gayret eden âl ve âshabına eda-yı selat-i selamı intiha olunduktan sonra, malum olsun ki mukteda-yı ehl-i tahkik Hazret-i Şeyh-i Azam kutbul arifin Muhyiddin Muhammed bin Ali el-Arabi et-Tai el-Hatemi el-Endülüsi hazretleri müctehid-i kamil ve mürşid-i fazıldır. Menakıb-i acibe ve keramet-i harikuladesi ve müridin ulema ve fuzalaca kabul ve tasdik edilmiştir. İnkar edenleri hata-yı azime giriftar ve inkarda ısrar edenlerin de düçar-ı dalal olacakları aşikardır...Bazı ibarelerinin elfaz-ı meanisi malum ve emr-i ilahi ve şer'-i nebeviye makrun isede bazı münderecatın ehl-i keşf ve tevhiddeen ma-aadasının idraki fevkınde olmasıyla meani-i maksuda vakıf ve muttali olmayanların (isra suresi 36. ayet) kavl-i kerime ittibaen sükut ve itirazdan ictinab etmeleri vacibtir. ""

Elhasıl.ben müslümanım diyene sen müslüman değilsin dememek Emr-i ilahi olsa gerek.
 

sakaleyn

New member
Katılım
1 Nis 2006
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
HAK NEYİ DİLERSE BİZ ONU DİLERİZ
Bir gün Mansûr'un hâtırından; "Peygamber efendimiz, Mîrâc gecesi, sâdece müminleri diledi de, neden bütün insanları dilemedi ve, yâ Rabbî, cümlesini bana bağışla demedi." diye geçti. Böyle düşünürken, Resûlullah efendimiz içeri girdi ve; "Biz kimi dilersek Hakk'ın fermânı ile dileriz. Bizim gönlümüz Hakk'ın fermân evidir. O'nun irâdesinin ve fermânının gayrisinden pâk ve mâsumdur. Eğer O, hepsini dilerse, ben de hepsini dilerim." buyurdu. Bundan sonra Hallâc-ı Mansûr, başından sarığını çıkararak Resûlullah'ın huzûrunda kerâmet gösterdi. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Bu sarık kerâmeti ile, baş dahi vermek gerektir ki, ben râzı olayım."
Onun idâm edilmesine hakîkatte, sebep, bu hüküm oldu.

Alıntı...
 
Üst Alt