Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Günün Sorusu!!!
- Konbuyu başlatan hannane
- Başlangıç tarihi
kusuruma bakmayın ilk müslüman olan 40 sahabi arasında yer aldığını zannediyordum sayenizde yanlış olduğunu anladım...düzeltme için teşekkürler..
meğer hicretin 7. yılında müslüman olmuş..Allah razı olsun
selam ve dua ile...
İsmi ve Künyesi
İmam, fakih, müçtehid, hafız, sahabî, seyyidü'l-huffaz, Ebu Hureyye ed-Devsî el-Yemenî
İsimleri arasında, Abdurrahman b. Sahr, İbn Ganem, Amr, Said, Amir, Abdullah, Sekin, Abdi Şems sayılmıştır.
Cahiliye dönemindeki ismi Abdi Şems, Ebu Esved'dir. Re*sulullah aleyhisselam ona Abdullah ismini ve Ebu Hureyre künyesini vermiştir.
[Zehebî, Siyeru A'lami'n-Niibelâ, II, 578.B]
Hureyre "dişi kedi" mânâsını taşıdığı için kendisine, Ebu Hureyre denmesine itiraz ederdi. "Beni Ebu Hureyre diye künyelendirmeyin. Resulullah beni Ebu Hirre (erkek kedinin babası) diye künyelendirdi" der, şöyle yakınırdı: "Eba Hirre annen seni kaybetsin, erkek kadından daha hayırlıdır." [ Zehebî, II, 587.]
Ayrıca Velid b. Rebah'tan Ebu Hureyre'nin şöyle dediği rivayet edilmiştir. "Resulullah aleyhisselam beni Eba Hirre diye çağırırdı." [Hakim en-Nisaburî, el-Mmiedrek, III, 506
Üsame b. Zeyd, Abdullah b. Rafi'den rivayet etti: "Ebu Hureyre'ye sordum: Niçin Ebu Hureyre diye künye aldın?"
Dedi: "Ehlim için koyun otlatıyordum. Benim bir kedim vardı. Onunla oynardım. Beni onunla künyelendirdiler." [Tirmizî, Sünen, 3840; İbn Hacer el-Askalanî, el-İsabe, VII, 326..]
Ebu Hureyre: "Nebi aleyhisselam bana: 'Sen kimlerden*sin?' dedi. 'Devs'tenim' dedim. Dedi ki: 'Devs içinde hayırlı bir kimse görmedim.'" [İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihnye, VIII, 103.]
Ebu Hureyre, Sa'lebe b. Selim İbn Cehm b. Ganem b. Devs el-Yemenî'nin oğludur. Araplar arasında en meşhur ve en büyük kabile sayılan Ezd Kabilesine mensuptur. Ebu Hurey-re'nin Kerim isminde bir kardeşi ve Ebu Abdullah el-Ağar is*minde bir amca oğlu bilinmektedir. Dayısı Sabih b. Haris'tir. Cahiliyet döneminde Kureyş ile Devs arasında kan davası ol*duğu için Devsliler yakaladıkları Kureyşlileri öldürürlerdi. [İbn Hazm, Cemheretii Emabi'l-Arab, s. 358-361; İbn Abdilber, el-hthb Fi Mari-feti'l-Mhab, IV, 1268; Ömer Rıza, Mu'cemu Kabnili'l-Arnb el-Kadimetü ve'l-Ha-dise, I, 394.
Annesinin ismi Meymune bintü Sahr'dır.[İbn Sa'd, Tabnkâtü'l-Kübrn, IV, 52; Zehebî, Tezkiretü'l-Huffaz I, 31; Zehebî, Siyer, II, 418, İbn Hacer el-Askalanî, Telızibii't-Tehzib, XII, 262; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihnye, VIII, 103.]
Ebu Hureyre künyesi ile meşhur olmuş, âdeta ismi unu*tulmuştur. Bu yüzden ismi üzerinde ihtilâf edilmiştir.
Künyesi ile ilgili olarak anlattığı olay: Küçüklüğünde aile*si için koyun otlatırdı. Burada bulduğu bir kedi yavrusu ile gündüzleri oynar, gece karardığında ise onu bir ağaç kovu*ğuna saklardı. Sabahleyin tekrar alır oyununa devam eder*di.[Muhammed Accac cl-Hatib, Ebu Hureyre Raviyetü'l-İslâm, s. 83.]
Bu rivayetlerden Ebu Hureyre lâkabını daha çocukluğunda aldığı, Resulullah'ın da bu isimden hoşlanarak onu benimsediği anlaşılmaktadır.
Ebu Hureyre'nin İslâmiyet'ten önceki hayatı ile ilgili pek fazla bir şey bilinmemektedir. Kendi anlattıklarından Ye-men'de doğduğu, orada büyüdüğü, ailesi için koyun güdüp, onlara hizmet ettiği bilinmekte ve kendi emsali gibi kabile ve çöl hayatında halis bir Arap genci olarak yetiştiği anlaşıl*maktadır. Babasını küçük yaşta kaybettiği için yetim olarak büyümüş, hayatın bütün zorluklarına katlanmıştır. Nihayet Allah Teâlâ bütün hayırları içinde toplayan İslâmiyet nimeti*ni ihsan edince bütün hayatı değişmişti
Müslüman olduktan sonra sık sık eski günlerini anar, İs*lâmiyet'le ne kadar büyük nimetlere nail olduğunu sayar şükrederdi. Bunlardan birinde şöyle der: "Yetim olarak bü*yüdüm, fakir olarak hicret ettim. Karnımı doyurma ve (yol*culuk) sırasında bazan binerek ayağımı dinlendirme nöbeti karşılığında İbnetu Gazvân'a işçi oldum. Konakladıkları va*kit onlara odun topluyordum. Bindikleri zaman da develeri*ni yürütmek için ezgi söylerdim. İslâm dinini bir nizam, Ebu Hureyre'yi de imam (idareci) kılan Allah'a hamdolsun." [Kütüb-i Sitle Tercümesi Mürşid, nr. 6714.B]
İmam, fakih, müçtehid, hafız, sahabî, seyyidü'l-huffaz, Ebu Hureyye ed-Devsî el-Yemenî
İsimleri arasında, Abdurrahman b. Sahr, İbn Ganem, Amr, Said, Amir, Abdullah, Sekin, Abdi Şems sayılmıştır.
Cahiliye dönemindeki ismi Abdi Şems, Ebu Esved'dir. Re*sulullah aleyhisselam ona Abdullah ismini ve Ebu Hureyre künyesini vermiştir.
[Zehebî, Siyeru A'lami'n-Niibelâ, II, 578.B]
Hureyre "dişi kedi" mânâsını taşıdığı için kendisine, Ebu Hureyre denmesine itiraz ederdi. "Beni Ebu Hureyre diye künyelendirmeyin. Resulullah beni Ebu Hirre (erkek kedinin babası) diye künyelendirdi" der, şöyle yakınırdı: "Eba Hirre annen seni kaybetsin, erkek kadından daha hayırlıdır." [ Zehebî, II, 587.]
Ayrıca Velid b. Rebah'tan Ebu Hureyre'nin şöyle dediği rivayet edilmiştir. "Resulullah aleyhisselam beni Eba Hirre diye çağırırdı." [Hakim en-Nisaburî, el-Mmiedrek, III, 506
Üsame b. Zeyd, Abdullah b. Rafi'den rivayet etti: "Ebu Hureyre'ye sordum: Niçin Ebu Hureyre diye künye aldın?"
Dedi: "Ehlim için koyun otlatıyordum. Benim bir kedim vardı. Onunla oynardım. Beni onunla künyelendirdiler." [Tirmizî, Sünen, 3840; İbn Hacer el-Askalanî, el-İsabe, VII, 326..]
Ebu Hureyre: "Nebi aleyhisselam bana: 'Sen kimlerden*sin?' dedi. 'Devs'tenim' dedim. Dedi ki: 'Devs içinde hayırlı bir kimse görmedim.'" [İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihnye, VIII, 103.]
Ebu Hureyre, Sa'lebe b. Selim İbn Cehm b. Ganem b. Devs el-Yemenî'nin oğludur. Araplar arasında en meşhur ve en büyük kabile sayılan Ezd Kabilesine mensuptur. Ebu Hurey-re'nin Kerim isminde bir kardeşi ve Ebu Abdullah el-Ağar is*minde bir amca oğlu bilinmektedir. Dayısı Sabih b. Haris'tir. Cahiliyet döneminde Kureyş ile Devs arasında kan davası ol*duğu için Devsliler yakaladıkları Kureyşlileri öldürürlerdi. [İbn Hazm, Cemheretii Emabi'l-Arab, s. 358-361; İbn Abdilber, el-hthb Fi Mari-feti'l-Mhab, IV, 1268; Ömer Rıza, Mu'cemu Kabnili'l-Arnb el-Kadimetü ve'l-Ha-dise, I, 394.
Annesinin ismi Meymune bintü Sahr'dır.[İbn Sa'd, Tabnkâtü'l-Kübrn, IV, 52; Zehebî, Tezkiretü'l-Huffaz I, 31; Zehebî, Siyer, II, 418, İbn Hacer el-Askalanî, Telızibii't-Tehzib, XII, 262; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihnye, VIII, 103.]
Ebu Hureyre künyesi ile meşhur olmuş, âdeta ismi unu*tulmuştur. Bu yüzden ismi üzerinde ihtilâf edilmiştir.
Künyesi ile ilgili olarak anlattığı olay: Küçüklüğünde aile*si için koyun otlatırdı. Burada bulduğu bir kedi yavrusu ile gündüzleri oynar, gece karardığında ise onu bir ağaç kovu*ğuna saklardı. Sabahleyin tekrar alır oyununa devam eder*di.[Muhammed Accac cl-Hatib, Ebu Hureyre Raviyetü'l-İslâm, s. 83.]
Bu rivayetlerden Ebu Hureyre lâkabını daha çocukluğunda aldığı, Resulullah'ın da bu isimden hoşlanarak onu benimsediği anlaşılmaktadır.
Ebu Hureyre'nin İslâmiyet'ten önceki hayatı ile ilgili pek fazla bir şey bilinmemektedir. Kendi anlattıklarından Ye-men'de doğduğu, orada büyüdüğü, ailesi için koyun güdüp, onlara hizmet ettiği bilinmekte ve kendi emsali gibi kabile ve çöl hayatında halis bir Arap genci olarak yetiştiği anlaşıl*maktadır. Babasını küçük yaşta kaybettiği için yetim olarak büyümüş, hayatın bütün zorluklarına katlanmıştır. Nihayet Allah Teâlâ bütün hayırları içinde toplayan İslâmiyet nimeti*ni ihsan edince bütün hayatı değişmişti
Müslüman olduktan sonra sık sık eski günlerini anar, İs*lâmiyet'le ne kadar büyük nimetlere nail olduğunu sayar şükrederdi. Bunlardan birinde şöyle der: "Yetim olarak bü*yüdüm, fakir olarak hicret ettim. Karnımı doyurma ve (yol*culuk) sırasında bazan binerek ayağımı dinlendirme nöbeti karşılığında İbnetu Gazvân'a işçi oldum. Konakladıkları va*kit onlara odun topluyordum. Bindikleri zaman da develeri*ni yürütmek için ezgi söylerdim. İslâm dinini bir nizam, Ebu Hureyre'yi de imam (idareci) kılan Allah'a hamdolsun." [Kütüb-i Sitle Tercümesi Mürşid, nr. 6714.B]
LUT VE NUH (as) peygamberlerin eşleri diye hatırlıyorum.
Kuran'da gök kelimesi tüm evreni ifade etmek için kullanıldığı gibi, Dünya göğünü ifade etmek için de kullanılır.
Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. (Bakara Suresi, 29)
Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi... Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti... (Fussilet Suresi, 11-12)
Kelimenin bu anlamı alındığında, Dünya göğünün, bir başka deyişle atmosferin 7 katmandan oluştuğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Nitekim bugün Dünya atmosferinin üst üste dizilmiş farklı katmanlardan meydana geldiği bilinmektedir. Üstelik ayette bildirildiği gibi, tam yedi temel katmandan...
aynı şekilde başka ayetlerde de yedi evreni kasdediyor..
yani cevap bazı ayetlerde yedi evrenden bazı ayetlerde ise yedi gök tabakasından bahsediyor..
Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. (Bakara Suresi, 29)
Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi... Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti... (Fussilet Suresi, 11-12)
Kelimenin bu anlamı alındığında, Dünya göğünün, bir başka deyişle atmosferin 7 katmandan oluştuğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Nitekim bugün Dünya atmosferinin üst üste dizilmiş farklı katmanlardan meydana geldiği bilinmektedir. Üstelik ayette bildirildiği gibi, tam yedi temel katmandan...
aynı şekilde başka ayetlerde de yedi evreni kasdediyor..
yani cevap bazı ayetlerde yedi evrenden bazı ayetlerde ise yedi gök tabakasından bahsediyor..
katılıyorum
kafir müşrik inkarcı ve daha ne kadar kötü deyim varsa kullanabiliriz
(biraz latife yapayım dedim)
kafir müşrik inkarcı ve daha ne kadar kötü deyim varsa kullanabiliriz
(biraz latife yapayım dedim)
latifeler hoştu ama o toluluğa verilen isim bu değil...
daha kötüleri düşünün