Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ervad'ı Terkedene Risale-i Nur Yeter mi?

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Aşağı da Nur Cemaati mensubu Ahmet Tanrıverdi'nin hatıratından bir kısım var... Mütealaya değer diye düşündüm...


"" ...
Velhasıl sabah oldu. İki Erzurumlu arkadaşla arabaya bindik, şoför bize hitaben böyle büyük insanları görmeye giderken abdestli olmalısınız, şoför Ceylan Çalışkanın da kardeşiymiş. Abdest aldık yola çıktık.

Eğirdir’ den geçtik, vardık üstadın evine…Evin kapısından Zübeyir ağabey çıktı ‘’Kimsiniz? Nerden geldiniz’’ dedi.İki arkadaşım Erzurumluyuz Zübeyir ağabey bana hitaben ‘’sen?’’ arkadaşlarım Gazianteplidir diyerek kestiler.Ben de devamını getirdim; Adıyaman Besni ilçesinde imamım.

Zübeyir ağabey ‘’ha tamam, öğrendim’’ dedi. Demek benden bahsedilmiş diye anladım ve sonra Zübeyir ağabey Üstad istirahat ediyor ayılsın söyleyeceğim.

Ben oturmaya dayanamıyordum, sıcak gelmiş gölgelikler bitiyor çömelerek oturup kalkıyordum, üçüncüde Zübeyir ağabey, Üstad ayılmış söyleyeceğim dedi. Üstadın yanına gitmiş durumu izah etmiş, üstad demiş ki ben şimdiye kadar vazifeli kardeşlerimden başka, başka yerlere yolculuk yapmadım. Fakat bunlarla bahanesiz yolculuk yapacağım dedi, Üstad Bediüzzamanla arabada beraber olduk Erzurumlu iki kardeşle biraz konuştuktan sonra benimle uzun uzun konuştu. Bir yerden geçerken burada bir şehit var Fatiha okuyalım dedi.Üstad arabadayken benle çok ilgilendi.

Ben üstadımıza Risale-i Nur elime geçti böylece tarikat evradını terk ettim. Bunu Üstadımıza yolda söyledim (1956 Ağustos) Oda bana cevaben ‘’Risale-i Nur her şeye kâfi ve vâfidir.’’ dedi.""


Evet, soru işte bu kırmızı yazılı kısımda saklı. Ervad-ı Şerif, ayet ve hadislerden müteşekkil dua ve zikirlerdir. Bunların terk edilmesinde ki keyfiyet ve Risale-i Nur'un her şeye kafi olması nasıl yorumlanır...


 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Üstad Hazretleri bildirmiştir ki: Her bir fert, dâireye girmeden evvel bulduğu şeyhini ve mürşidini, dâireye girdikten sonra da dilerse muhafaza edebilir. Bunda bir beis yoktur.
Fakat şeyhi olmayan, dâireye girdikten sonra ancak dâire içinde mürşid arayabilir.

Hem Risâle-i Nûr’un “velâyet-i kübrâ” olan ve Peygamberlik nûruna vâris olmak sırrından gelen yüksek feyzi kazandıran hakîkat dersleri ve hakîkat ilmi, dâire hâricindeki tarîkatlara ihtiyaç bırakmaz.

Fakat güzel rüyalara, süslü hayallere, kerâmetli zevklere düşkün olanlar ve âhiret fazîletini bir tarafa bırakıp tarîkatı dünyevî ve hevesî zevklerine, makama ve mevkîe basamak yapanlar bahsimizden hariçtir.


Risâle-i Nûr doğrudan mülk âleminin ledün tarafını, yani perde ötesini çözen bir ilimdir. Risâle-i Nûr ile muhatap olan birisi, bu ilme ulaşmak için koşma ve uzun yollar aşma prensipleriyle dolu olan zevkli, kerâmetli ve bir o kadar da tehlikeli bâdirelerden geçen tarîkatla meşgul olmaya artık gerek duymaz.
Bu yüzden Risâle-i Nûr ile muhatap olan bir talebenin ilk ve son yapacağı şey, sadece Risâle-i Nûr’a sadakattir, vefâdır, istikâmetini korumaktır, başka mesleklere ilgi duymamaktır.

Fakat önceden ilgilendiği başka meslek ve meşrepler varsa, Risâle-i Nûr ile tanıştıktan sonra da bu meslek ve meşreplerle ilgi ve irtibatını dilerse sürdürebilir.

Risâle-i Nûr Müellifinden ve o­nun şimdi âhirete intikal etmiş bulunan tüm talebelerinden Allah ebeden râzı olsun. Âmin.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Her ne kadar sinir krizlerinin önüne geçemiyorsak da, evet, malum oldu ki bu "terk" ifadesinden kasıt, bir tarikatı terk edip, bir başka cemaate intikal etmekmiş.

Peki, Risale-i Nur un "her şeye kafi olması" ne demektir?..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ayrıca, Kur'an kolayımıza gelen ayetleri okumamızda bizi serbest bırakmış. Bu apaçık mesleklere işarettir.
Tasavvuf Mesleğinde ekser Evrad-ı Şerif okunur. Ancak, Risale-i Nur mesleğinde her akşam en az iki sayfa Kur'an,Cevşen, Celcelutiye, Sekene Evrad-ı Veysel Karani gibi virdlerin yanısıra...

sair mesleklere ilave olarak Öğle namazında Fetih suresi, İkindide Mülk suresi okunur. Her namazdan sonra İsm-i Azam ve uzun salavatlar çekilir.

Her akşam yatsı arası en az 33 'er kez Lailahe illa ente sübhaneke inni küntü mine zalimin, Rabbi inni mesenniye edduru ve ente erhamürrahimin, Ya Baki Entel Baki Ya Baki Entel Baki, Hasbünallahü... Sübhanallhü ve'l hamdülillahi... gibi ayetlerden iktibas virdler edinilir.
Bilmeyenlere...

Bu bahsi geçen virdler ve Kur'an ı Şeriflerin o vakitlerde ki iradları, -sizin tabirinizle- Nur mesleğinden evveldir, İmam-ı Şafii Hazretlerinin usüllerindendir.
Bilenlere...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
O tür sözlerden bu manaları çıkarmak bana malum Hanifleri hatırlatıyor.
Demek artık onların mesleğinde gidiliyor. Demek sizleri ikna etmişler veya bilinçaltınızı iyi bezemişler.
Sadece kendinize yazık ettiniz.
vesselam

İşiniz, gücünüz, zan ve iftira olmasın. Size de yazık, ahiret var.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Risale okumak! İlim ister, irfan ister, gramer ister...Ama Üstad hazretlerinin (k.s.) salt okunmasını istemediğini, bizatihi yaşantıya dökülmesini istediği yönünde bir anlamı çıkartmama rağmen, halen yanılan biz oluyoruz galiba. Elbette, yaşamak için de en önce sağlam bir iman ister.

Risale öğrencisi olan bir şahısın bunları bilmesi, görmesi, ve sonucunda gösterilen işarete ram olması kaçınılmazdır. Demek ki; Üstad (k.s.) de hanif bir müslümandı. Zaten bütün müslümanlar haniftir ve hatta bütün peygamberler (a.s.ecmain) haniftir kardeşim. Haniflik bir mezhep yada meşrep farklılığı değil, bilakis öz olandır. Bunu farklı anlamda kullanmak isteyenler var elbette günümüzde, biz de bunun farklı bir yol olmadığını defalarca yazdık, biliyorsunuz.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Ve bir iddia ki, yaşantı ile sabittir; Risale okumuş, zamanında hizmeti geçmiş iyi bir okuyucu, bir tarikate intisap ettiğinde daha yolun başında bile olmadığını görür. Bunun nedeni intisap ettiği tarikin büyüklüğünden değil, bilakis canlı bir mürşidin başında bulunmasından dolayıdır. Tasarruf, yazılanlardan sonra ulaştığı takdirde, bunun ne demek olduğunu ancak ve ancak ve illa yaşayan bilir.

Buradaki amacımız, Risalei Nur külliyatını övmek yada yermek gibi basitlik olmamalı. Veya herhangi bir tariki ballandıra balandıra anlatıp da gereksiz ifratlara girmek de değil. Risale okuyanın başka da bir şeye ihtiyacı olmadığı iddiasına bir açıklama getirmektir. Mübareğin burada bahsettiğinin, sizin anladığınız anlama gelmediğini, bunu söylemek ile sizlere farklı bir bakış açısını görmeniz istemesi, ve rials külliyatının sonundaki işarete teslim olmanızı istemesidir, diye algıladığımızı belirtmek istemişizdir.
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Her ne kadar sinir krizlerinin önüne geçemiyorsak da, evet, malum oldu ki bu "terk" ifadesinden kasıt, bir tarikatı terk edip, bir başka cemaate intikal etmekmiş.

Peki, Risale-i Nur un "her şeye kafi olması" ne demektir?..

Altıncı Mes'ele: Üstâd Bedîüzzamân Said Nursî Hazretlerinin
virgul.gif
"Risâletü'n-Nûr hakâik-ı İslâmiyyeye dâir ihtiyâçlara kâfî geliyor
virgul.gif
başka eserlere ihtiyâç bırakmıyor" cümlesinde geçen "hakâik-ı İslâmiyye" ta'bîrinden murâd: altı erkân-ı îmâniyye ile beş esâsât-ı îslâmiyyenin hulâsası olan esâs-ı ubûdiyyettir.

Yâni
virgul.gif
Risâle-i Nur
virgul.gif


a) Altı erkân-ı îmâniyyeyi aklî delillerle isbât etmek
virgul.gif


b) Beş esâsât-ı îslâmiyyenin ma'nâ
virgul.gif
hikmet
virgul.gif
esrar ve ehemmiyyetini beyân etmek noktasında kâfidir.


Hulâsa: Altı erkân-ı îmâniyye ve beş esâsât-ı îslâmiyyeyi aklî delillerle isbât etmek hususunda Risâle-i Nur kâfidir
virgul.gif
başka eserlere ihtiyâç bırakmıyor
virgul.gif
demektir
.


Velhasıl söz, maksadını aşan ve diğer eserleri küçümseyen tarzda anlaşılmamalıdır.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
...Virdler müstehablardandır. yapılması çok sevaplı olup, terkinde günah olmayan ayet ve hadislerden müteşekkil dualardır.


Şimdi cımbızlık diyeceksin biraz da öyle oldu sanki. Ama belirtmeden de geçmemek için özellikle yaptım. Vird; zikir demektir. Ve zikr de müstehap değil; farz'dır.

"Hem de sabahleyin ve akşamları içinden tazarru ile gizlice ve cehrin madunu sesle Rabbını zikret de gafillerden olma" ( Araf : 205 )

Vird ile Evrad farklı şeylerdir. Vird sadece Allah (celle celaluhu) ile beraber olmaktır. Evrad, adı üstünde bütün iyaliğin de dahil, hemhal halidir.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Bak yine klavyem otomatik yazıyor:

Artık cerbeze yapma, yeter.

Virdi zikir demek ha. Vird düzünli yapılan bir zikirdir. Namaz da bir çeşit zikirdir. Namaz da zikir de farzdır.Ama Teravih namazı farz değildir.

Çok iyi biliyorsun ki virdi evradın tekili olarak kullandık. Çok iyi biliyorsun ki neyden bahsediyorum.
Tamam, çok iyi biliyorsun

Zaten sen otomatiğe bağlamışsın, aynen devam ediyorsun. Fikrine uymayan her şey cerbeze senin açından. Dedik ya daha önce, elinde çekiç olan her şeyi çivi gibi algılarmış.

Virdin ne olduğunu bana anlatma istersen. Nakşi tarikinde süluk eden biri olarak, virdin her gün yapılması gereken zikr olduğunu bana anlatma, kendin inan. Biz yaşıyoruz, sen anlatmaya çalışıyorsun. Ama boş konuşuyorsun, çünkü yaşamadığın bir konu. Yaşamış olsan zaten ne demek istediğimizi anlardın, vird ile namazı aynı kefeye koymazdın. Bildiğin bu kadarsa sus bari de madara olma.

Vird'den teravih namazına kadar gittin ya, ne diyeyim artık :p

Vird'i evradın tekili olarak da kullanamazsın, zira vird farklıdır, evrad okumak, risale okumak farklıdır. Sen risaleyi de okurken otomatiğe bağladığın için, okuduğunu düşünmeden mi geçiyorsun napıyorsun bilmem artık.

Ayrıca ben çok iyi bilmiyorum, sen yanlış anlatıyorsun. Bildiğim kadarını anlatmaya çalışıyorum, bilmediğimden de Allah'a (celle celaluhu) sığınıyorum.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Risale-i Nur herşeye kafi değildir.

Mesela, Mezheb meselelerine kafi olmaz. Tasavvuf'u orda bulamazsın. Felsefe de satılmaz.
Kanserin ilacı da yoktur.
Kuru fasulyenin neden geç piştiğini de bulamazsın.
İnatçı, tarafgirlik ile katılaşmış kalplere kendini zorla okutmaz.

Ancak, mesleği olan iman hakikatlerinin dellallığı noktasında her şeye kafidir. Başka bir kişi veya mesleğe ihtiyaç bırakmıyor.

Basitleştirmişsin konuyu.

Biz burada Risaleyi tartışmıyoruz. Bir konuyu; ne anlatmak istediği yönünde anlaşılamayan yerini soran bir müslümana açıklama yapmaya çalışıyoruz. Bak; İbrahim kardeşimiz ne güzel anlatmış, kısaca ve anlaşılır. Sen, geldiğinden beri aynı minval üzere devam ediyorsun. Yeterli değilsen, anlatmaya çalışma. Yeterli görüyorsan ilmini, o zaman anlat hep beraber bilgilenelim. Dua edelim sana.

Okumak isteyene, kanserin de ilacı orada, mezheplerin hikmeti de orada, tasavvufun merkezi de orada, ve hatta kuru fasülyenin neden geç piştiğinin hikmetleri de orada. Ama; okumak isteyene gösterir, mesleği cedel olanlara değil.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Ben her gün Duha suresini okurum. Sen her gün Yasin suresini okursun.

Duha suresini vird olmaktan çıkarıp Yasin Suresini vird yapsam harama girmiş mi olunur.

Yapmayın bu kadar ya.

Düşmanlığınızı bu kadar belli etmeyin artık.
Ben görmüştüm de kimse inanmamıştı. Zorla inandırıyorsunuz.

Cahilsin, avamsın, gerçeğe körsün. Anlamadığın gibi, başka açılardan anlatmaya çalışanlara da hakaretvari yazılar ile cevap veriyorsun, sonra hak hukuk guguk diyorsun.

Bir defa, Yasin'i şerifi her gün vird yapamazsın. Neden yapamayacağını dahi bilemiyecek kadar cahilsin. samimi olsan üşenmez ayetler ile de açıklardım, ama sana hitaben dahi olsa bunu yapmayacağım. Bilgisizliğinin ve kininin içinde kal.

Düşmanlık derken, sen önce kendi nefsine bir bak, düşmanlığın nerede yattığını bir gör. Gıybet haramdır, ama iftira ondan daha ağır bir haramdır. Her ikisini birden uygulayana da artık bir şey denmez, ama biz boşboğazlar yine sana uygun olmayan yakışmayan yerlerini göstererek uyarmaya çalışıyoruz, ama nafile...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Beyhude kalvyeni yıpratıp israfa girmişsin.

Sen çok iyi biliyorsun, Hanif derken kimleri kast ettiğimizi.

Ha Risale-i Nur okumak ilim istemez, irfan istemez, gramer istemez.

Herkez kabiliyeti nisbetinde istifad eder. Alim daha çok, ami daha az.
Ancak, en az bir sene okuyan hiç anlamasa dahi Şahs-i Manevinin bir nevi azası hükmünde olduğundan o deryadan nasibini alır. İmanının kurtarır inşaallah.

Risale okumak; ilim ister!...

İlmi olmayanlar, şekil - a da görüldüğü gibi çorba yapar.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ne güzel dedin usullerdenmiş.
Evrad-ı Şerif farz değildir. Terkinde sevabdan mahrum olunur. Günaha girilmez.

İfrata ile Tefrit arasında gidip geliyorsunuz.

Ben her gün Duha suresini okurum. Sen her gün Yasin suresini okursun.

Duha suresini vird olmaktan çıkarıp Yasin Suresini vird yapsam harama girmiş mi olunur.

Yapmayın bu kadar ya.

Düşmanlığınızı bu kadar belli etmeyin artık.
Ben görmüştüm de kimse inanmamıştı. Zorla inandırıyorsunuz.


Bunları düşmanlık olarak telakki etmeniz ne kadar haktır, bilmiyorum, neyse, Hakk'a havale edelim, gitsin.

Meselenin özü şudur. Saidi Nursi Hazretlerinin sözlerinin tarafgirlik içinde değil, hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi, O Zat'ın bilinmeyen değerlerini ortaya çıkarır. Eminim ki, " Risale-i Nur her şeye kafidir" sözü, yüz okuyanının yetmişi tarafından, sizin izahınz gibi algılanmaz. Ne güzel yapıyoruz, o bir çok insana muğlak gelen ifadeler, deşifre oluyor böylece, bir manada O Zat'ın hikmetli sözleri sanal alemde izah buluyor, neden rahatsızsınız bilmiyorum. Mesela; Üstad, kendini Mehdi olarak tanımlamadığı halde, O'nun şakirtliğine soyunan bir sürü insan, O'na Mehdi ünvanı ile hitap edebiliyor. İşte bunlar o muğlak gelen ifadelerin çözümlenmemesinden kaynaklanmakta ve diğer insanlar arasında fitneye sebep vermekte.
Uyanık olmak, uykudan hayırlıdır.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Rüya görüyorsun.

İki ama (görme özürlü) oturmuş köfte yiyorlarmış. Birden diğeri arkadaşına gülerek: "neden köfteleri ikişer ikişer yiyorsun" demiş. Diğeri, hem şaşırmış hem mahçup cevap vermiş: "Nasıl anladın?" cevap vermiş diğeri: "ben de öyle yapıyorum da..."

Risale-i Nur külliyatının deryasına -gerçekten dalan* -dalan Kutb-u Azam gelse dönüp bakmaz. Bakmamış. Numunesi bir veya ikidir.

Fındık kabuğuna sığar, han kapısına sığmaz!

* Gerçekten dalan dedik. Çünkü Risalelere saldıranların moda tabiridir; "Ben de bir vakit Risale-i nur okudum"

Devamlı okumasak da, çok şükr ara sıra açıp faydalandık. Devamlı okuyanların sohbetlerinden istifade ettik. Ama sizin gibi tavırlarını çok şükr görmedik. Çünkü o insanlar önce Üstad'a (k.s.) öğrenci olmayı murad etmişlerdi. Sonra öğretmen olmayı murad etmişler. O insanların dahi anlattıklarından bir nebze feyz alanların, feyz aldıkları kaynağa saldırmak ile itham edilmeleri; artık adını koyamadım o yüzden sen kendi vijdanında kendin isimlendir.

Tabi bir tanıdığım var. kütüphanesi kitab dolu. Daha birini okumamış. Kendini alim zannediyor.


Merkeb olduğunu neden söylemedin ?


Canlı mürşide gelirsek.

Gelemezsin. Bulunduğun yerde kırk fırın varsa, belki; ancak o zaman düşünebilirsin.

İtiraz ettiğinizi siz dile getirmiş olmuyor musunuz?
Ne yani canlı bir mürşid necat garantili mi?

Bırak canlı mürşidin necat garantisini; Allah'ın Resulu (s.a.v.) alemlere rahmet olarak gönderilen Muhammed Mustafa (s.a.v.) dahi kendi kızına "babanın peygamber olduğuna güvenme, yeri gelir ben bile seni kurtaramam" diyorsa, ama Kur'an ve hadis ilmi ile gidenlerin varacağı yerin de cenneti ala olduğunu bildiriyorsa; iki farklı anlamı iyi düşünmek lazım, çıkan sonuca teslim olmak gerekir. Boru gibi bir nefs ile bu pek mümkün değil, numunesi hiç yok.

Bırakın Allah aşkına.

Bırakamayız, sen de dahil, muhatap olduğumuz her insanı yanlışı dahi olsa bazı konularda kendi haline bırakamayız. Bunu senin de yapmanı bekleriz ve isteriz. İnsan hali, şaşar beşeriz, gün olur da bu defa sen bizi yol ortasında görürsen şefkatinin ağır basmasını ve bizi yol ortasından çekip kurtarmanı bekler ve dileriz. Bu bütün müslümanlar için kardeşliğin gereğidir.

Risale-i nur ortada.

İşte Haşir Risalesi.

Okuyun, Haşrin caddelerinde dolaşın.

Haşir risalesini okuyunca ağlamadığımı nereden biliyorsun? Bir mübareğin ilim pınarından dökülenleri kendi sadrım nispetinde almadığımı nerden çıkarıyorsun. Dedim ya, dinlemiyor ve okumuyorsun. Yazdıklarımıza göz gezdirip, bir an evvel cevap vereyim mantığı ile hareket ediyorsun.

Bundan daha canlı mürşid mi gelmiş?

Burada dur! Bu sözüne kalırsa; Kur'an'dan daha canlı bir mürşid de gelmedi bu aleme. Ama; O uyarıcıyı dahi açıklamaya bir Resul (s.a.v.) tayin edildi. Bunun için ümmi olması önemsizdi, sadrı genişletildi, ilim öğretildi, grameri zaten doğuştandı, irfan fıtratından gelen özelliğiydi, mürşitliğini de bizzat Rabbül Alemin yaptı.

Hakk bir şeyi savunurken, ifratın derekeleri yutmak için insan bekler.

Kanlı Canlı mürşidi olanları da görüyoruz.

Görmediğini belli ediyorsun. Görsen zaten bizi saldırmaz, önce ne anlatmak istediğimize bakardın.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
selamün aleyküm.Müslümanlara neyin farz olduğunu Allah kitap ve resulü ile bildirmiştir.İbadetlerde de bu böyledir.Şahsen bir tarikatın veya cemaatin namazdan sonra ki vird dua ve tesbihleri sadece üyelerini bağlamalı.Resulullah sav.'ın yapıp tavsiye buyurduğu 33 er kere yapılan tesbih dahi farz değildir.Belki bu tür sünneti tamamen terk günahtır,denebilir.Yapılmasın değil ama ,yapılsın,okunsun,severek,inşaallah..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
selamün aleyküm.Müslümanlara neyin farz olduğunu Allah kitap ve resulü ile bildirmiştir.İbadetlerde de bu böyledir.Şahsen bir tarikatın veya cemaatin namazdan sonra ki vird dua ve tesbihleri sadece üyelerini bağlamalı.Resulullah sav.'ın yapıp tavsiye buyurduğu 33 er kere yapılan tesbih dahi farz değildir.Belki bu tür sünneti tamamen terk günahtır,denebilir.Yapılmasın değil ama ,yapılsın,okunsun,severek,inşaallah..


Ehli Sünnet ulemasının İslam Şeriatından tertip ettiği 54 farzın birinci maddesi Allah'ı zikretmektir.


Oku http://www.islamforum.net/islamda-ilk-adimlar/18775-54-farz.html
 
Üst Alt