Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Erkeğin hanımı üzerindeki hakları

hüsn

New member
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
2
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
42

ERKEĞİN HANIMI ÜZERİNDEKİ HAKLARI
- Hz. Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki: "Şayet ben bir insanın başka bir insana secde
etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim."

Tirmizi, Rada' 10, (1159).

- Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak vefat
ederse, cennete girer.''

Tirmizi, Radâ 10, (1161).

- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Nefsim kudret elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin
ederim, bir erkek hanımını yatağa davet ettiğinde kadın imtina edip
gelmezse, kocası ondan râzı oluncaya kadar semada olan (melekler) ona gadab
ederler.''

- Bir başka rivâyette şöyle denmiştir: "Erkek, kadınını yatağına çağırır,
kadın da gelmeye yanaşmaz, erkek öfkelenmiş olarak sabahlarsa, melekler
sabaha kadar -bir rivayette yatağa gelinceye kadar- kadına lânet okurlar.''

- Bir başka rivâyette: "Kadın küskünlükle kocasının yatağından ayrı olarak
sabahlarsa, melekler onu lânetler" denmiştir.

Buhari, Nikâh 85, Bed'ü'l-Halk 6; Müslim, Nikâh 120 - 122 (1436); Ebu Dâvud,
Nikâh 41, (2141).

- Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü. dendi,
hangi kadın daha hayırlıdır?'

"Kocası bakınca onu sürura garkeden, emredince itaat eden nefis ve malında,
kocasının hoşuna gitmeyen şeyle ona muhalefet etmeyen kadın!" diye cevap
verdi."

Nesâi, Nikâh 14 (6,68).

- Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz."

Ebu Davud, Nikah 43, (2147).

- Ebu Sa'id (radıyallahu anh) anlatıyor: "Safvân İbnu Muattâl (radıyallahu
anh)'ın hanımı, yanında Safvân da bulunduğu bir anda Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek:

"Ey Allah'ın Resülü, namaz kıldığım zaman kocam beni dövüyor, oruç tuttuğum
zaman da orucumu bozduruyor, güneş doğuncaya kadar da sabah namazı
kılmıyor!'' dedi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), hanımının bu
söyledikleri hakkında Safvân'a sordu. Safvân:

"Ey Allah'ın Resülü! "Namaz kıldığım zaman dövüyor '' sözüne gelince,

o zaman (bir rekatte uzun) iki süre okuyor. Halbuki ben bunu yasakladım''
dedi. Resulullah kadına:

"İnsanlara tek surenin okunması yeterlidir '' buyurdu. Safvân devam etti:

"Oruç tuttuğum zaman bozduruyor '' sözüne gelince, "Hanımım oruç tutup
duruyor. Ben gencim, hep sabredemiyorum." dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Bir kadın kocasının izni olmadan (nafile) oruç tutamaz!'' buyurdular.

Safvân devamla:

"Güneş doğuncaya kadar sabah namazı kılmadığım sözüne gelince, biz (gece
çalışan) bir âileyiz, bunu herkes biliyor. (Sabaha yakın yatınca) güneş
doğuncaya kadar uyanamıyoruz'' diye açıklama yaptı. Aleyhissalatu vesselam:

"Ey Safvân, uyanınca namazını kıl!" buyurdular."

Ebu Dâvud, Savm 74, (2459).

- Ebu'I - Verd İbnu Sümâme anlatıyor: "Hz. Ali (radıyallahu anh) İbnu
Ağyed'e dedi ki: "Sana kendimden ve Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın
kızı Fâtıma (radıyallahu anhâ)'dan -ki o, babasına, ailesinin en sevgili
olanı idi- bahsedeyim mi?''

"Evet, bahsedin!'' dedim. Bunun üzerine:

"Fâtıma radıyallahu anhâ değirmen çevirirdi; elinde yaralar meydana gelirdi.
Kırba ile su taşırdı. Bu da boynunda yaralar açtı. Evi süpürüyordu. Üstü
başı toz-toprak oldu. (Bu sıralarda) Rasûlüllah'a bir kısım köleler
getirilmişti.. Fâtıma 'ya:

"Babana kadar gidip bir köle istesen!" dedim. Gitti. Aleyhisselâtu
vesselâm'ın yanında bazılarının konuşmakta olduklarını gördü ve geri döndü.
Ertesi gün Resulullah Fâtıma'ya gelerek:

"Kızım ihtiyacın ne idi?" diye sordu. Fâtıma süküt edip cevap vermedi. Ben
araya girip:

"Ben anlatayım Ey Allah'ın Resülü!'' dedim ve açıkladım: "Fatıma'nın
değirmen kullanmaktan elleri yara oldu, kırba ile su taşımaktan da omuzları
incindi. Köleler gelince ben kendisine, size uğramasını, sizden bir hizmetçi
istemesini ve böylece biraz rahata kavuşmasını söyledim. Bu açıklamam
üzerine Resulullah:

"Ey Fatıma, Allah'tan kork, Allah'a olan farzlarını eda et, aileyin işlerini
yap. Yatağına girince otuzüç kere sübhanallah, otuzüç kere elhamdülillah,
otuzüç kere Allahuekber de. Böylece hepsi yüz yapar. Bu senin için
hizmetçiden daha hayırlıdır.." buyurdular. Fatıma (radıyallahu anha):

"Allah'dan ve Allah'ın Resulünden razıyım" dedi. Resulullah ona hizmetçi
vermedi."

Buhari, Fedailul Ashab 9, Humus 6, Nafakat 6, 7, Da'avat 11; Müslim, 80,
(2727); Tirmizi, Da'avat 24, (3405); Ebu Davud, Harac 20, (2988, 2989), Edeb
109, (5062, 5063).
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
birde kadının erkek üzerindeki haklarınıda deyinelim



1. Mehir hakkı,
2. Her türlü masraflarının karşılanması. Kadının zengin veya fakir olması bu hakkı açısından fark etmez.
3. Can güvenliğinin sağlanması ve bunun için gerekli, emniyetli bir evin açılması,
4. Gün içinde uygun saatlerde kendisiyle baş başa kalınarak rahatlatıcı sohbetler yapılması, sevgisine karşılık görmesi,
5. Çocuk terbiyesinin gönüllü paylaşımına yardımcı olunması, başardığı işler için takdir ve teşekkür görmesi,
6. Özel hayatında kendisine zaman ayırıp süslenmesine, giyinmesine maddî ve manevî destek verilmesi,
7. İzni olmadan ailenin sorumluluğunu ona bırakıp şehir dışına seyahate çıkmamak,
8. Kadının onayı olmadan cinsel korunma yapılmaması,
9. Dinlenme, gezinme, eğlenme ihtiyaçlarını aile birlikteliğiyle karşılamak
10. Kadının eğitimi yarım kalmışsa tamamlatmak, gerekli güncel bilgilerden uzak tutmamak
11. Becerilerinin geliştirilmesine imkân vermek, bu konuda eğitim almak istediğinde eğitim imkânı tanımak
12. Üzerine aldığı sorumluluklarda ona güvenmek, kararlarına saygılı olmak

Üstünlük takvadadır
İslam, kadını erkeğin altında veya üstünde tutmaz. Erkekle aynı sorumlulukları kadında taşır. Kadınla erkek birbirini tamamlayan unsurlar olarak görülür.

Kadın anne, erkek baba Erkek olmak Allah nezdinde insana avantaj sağlamaz. Kadın anne, erkekte babalık için yaratılmıştır. Erkeğin kadının, kadının da erkeğin üzerinde hakları vardır.
 

__BODOM

New member
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
241
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
44
Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak vefat

ederse, cennete girer.''

Tirmizi, Radâ 10, (1161).


kula noluyor ALLAH razı olsun yeter bu arada sünnet inkarcıları dediğiniz bizler bu hadislere inanmadık diyemi dinden çıkmış oluyoruz bu hadislerdekilere uyacak toplumun yarısı saf dışı kalır (kadınlar) çağın dışında kalır bu forumdaki bayanlara soruyorum siz bu kadar acizmisiniz
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak vefat
ederse, cennete girer.''

Tirmizi, Radâ 10, (1161).


kula noluyor ALLAH razı olsun yeter bu arada sünnet inkarcıları dediğiniz bizler bu hadislere inanmadık diyemi dinden çıkmış oluyoruz bu hadislerdekilere uyacak toplumun yarısı saf dışı kalır (kadınlar) çağın dışında kalır bu forumdaki bayanlara soruyorum siz bu kadar acizmisiniz

Yani ne alaka kardeşim.Şüphe uyandırdıysa açarsın İslam kaynaklarını (tabi varsa öyle bir kaynağın) delillerini idrak ederek incelersin.Makul gerekçelerinlede reddiyeni sunarsın(Oysa ki biz peygamber sözüne tekzip sunup reddetmekten Allaha sığınırız.).Aksi takdirde susarsın.

Senin tenkit ettiğin ve sıhatli bulmadığın şu hadisi şerifin sahibi (S.a.s.)senin gördüğün yahut göremediğin ,bildiğin yahut bilemediğin ve idrak edebildiğin yahut edemeyeceğin hakikatleri bizzat Rabbi Celilinden öğrendi ve tebliğ etti. Sen kimden öğrendinde reddediyorsun bi anlat bize.

Biz inanmıyormuyuz ki dünyada hukukumuzun olduğu her beşerle bir gün Hak katında hesaba duracağız.Hak sahiplerinin hakkını talep ettiği o dehşetli günde saçını okşamaktan imtina ettiğin evladın senden mahrum buraktığın şefkatin hesabını sormayacak mı? Selamı ve tebessümü çok görüp arkasından konuştuğun ,buğzettiğin komşun senden hesap sormayacak mı?Daha nice beşer ve tecavüz ettiğin haklarıyla karşına dikilmeyecekler mi?
Bunu da mı inkar edeceğiz.Hayır yok böyle birşey mi diyeceğiz.
Haşa Milyon kez Haşa..

O halde hemen hemen dünyada ençok onunla bir hak alışverişine girdiğimiz eşlerimizden razı olup olmamak ile ilgili bu tereddüdünüz nedir?

Hem Allah razı olsun kulu ne yapacaksın diyorsun.Kadını yaratıp Erkeğe eş kılan Allah, onuda bütün kainatı maksatsız yaratmadığı gibi bir maksat ile yarattı.Vazifelerinden imtina edip eşinin huzursuzluğuna sebep olsun diye değil.Şu halde Sence Allahın rızası Erkeğin Rızasına bakmaz mı?Hayır bakmaz demek Kadın bildiğini okusun önemli olan Feminizmdir:) demek olmaz mı?

Unutmadan ekleyelim ki Hak bizim için ne kadar mühim ise karşı taraf içinde o nispette kıymetlidir.Ne hak yiyelim nede Hakkımızı yedirtelim.

Hüsn Kardeşim Ailevi nizam ve intizama sevketmeye yönelik hassasiyetinden ötütü Allah senden Razı olsun.
Muhabbetle..
 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
İslam kadına erkekten çok daha fazla hak vermiştir. İslam'da kadın adeta efendi gibi baş köşeye oturtulmuş. Nazenin fıtratı korumaya alınmış ve erkek ona hizmetkar edilmiştir.

Ama malesef asırlardır adet diye diye kadını köle yapmışlar.

Kuran'ı çok iyi anlamak lazım. Bir zaman şöyle bir yazı yazmıştım paylaşmak istedim.
Kadın Evden dışarı çıkabilir mi?

Ben Kadının evden dışarı çıkma mevzusunun şöyle düşünüyorum.

Ayet apaçık diyor "Mümin kadınlara söyle dışarı çıktığı zaman örtünsün"

Demek kadının dışarı çıkmasında bir sorun yok. Demek dışarı çıkma ölçüsü ve sebepleri mühim. Bence tartışılması gereken bu ölçülerdir.

Bence bu ölçüler biraz da vicdanidir. Mesela, kadının eşinden habersiz veya haberli tek başına sinamaya gitmesi vicdanına sığışmaz. O zaman gitmemeli. Yada hizmet için eşinden haberli bir şekilde iki mahalle arkaya gitmek vicdanı zorlamaz. O zaman gitmeli.

Ben bu zamanda bu meseleye şu hadisin manası ile bakıyorum. "O zaman geldiğinde evlerinizden dışarı çıkmayınız" olan genel hadisten bahsediyorum.

Evet devir ahirzamandır. Değil dünya boğuşmalarından çabuk etkilenen nazik ve nazenin fıtratlı kadın; güçlü erkekler dahi mecbur kalmadıkça dışarı çıksa zihni idlal oluyor.
...
Şeriat zaruret ve ihtiyaç hallerinde kadına dışarı çıkmasına müsade ediyor.

Aynı şeriat, erkeğin de zaruret ve ihtiyaç halinde dışarı çıkmasına müsade ediyor. Ama, ailesinin maişetini sağlamak için ona dışarı çıkmasını emretmiş. Kadını bu yükten kurtarmış. Ama helal dairesinde dahi olsa eğlenmesinde erkeği de ailesi ile beraber olmasını murad eder. Şeriat erkeğin tek başına sinamaya gitmesine ne der? Düşündünüz mü? Elbette iyi bakmaz. Bence ihanettir.

Madem, erkeği dahi zaruret haricinde ailesi ile beraber dışarı çıkmasını murad ediyor. Elbette kadının zaruret harici dışarı çıkması nasıldır kıyas edilsin?

Zaruretlere gelince dedim ya, güvenlik, barınama, yemek içmek, sevgi ve saygı görmek, kendini gerçekleştirme.. Bunlardan başka ne var ki kadın zaruri dışarı çıksın.

Mesela, evladını güvenlik sebebi ile okula götürmek zarurettir. Mesela, ev ile ilgili alışveriş zarurettir. Yemek içmek alışverişi zarurettir. Akraba ve yakın dostlarla muhabbet ve onlarla görüşmek zarurettir. Elbette hizmet adına, meşru dairede ilim öğrenmek kendini gerçekleştirmek adına bir zarurettir.

Daha beş hiyeraşi dahilinde örnekleri siz düşününüz.

İşte; bir erkek dahi ,bu saydığım, zaruretlerden başka bir sebeble tek başına dışarı çıksa doğru mudur? Bence hayır.
Demek kadının tek başına dışarı çıkmasına ne engel oluyorsa, erkeğinde o engel olur. Sadece tek fark var: Erkek kadının maişetini sağlamakla mükellef olup, bunun için dışarı çıkmak zorundadır.

Yani, kadının dışarı çıkmasını mecbur eden bir husus yok. Ama bunu yanlış çevirip ifrat ile güya kadın hapsedilmeli anlıyorlar. Yada tefrit ile kadını bütün bütün fıtratına muhalif bir şekilde sokağa salıyorlar.

Demek mesele şudur. Erkek ve kadın zaruret dahilinde tek başına dışarı çıkabiliyor. Bu durum aynı. Sadece erkeğin zarureti biraz daha geniş.Hem de fıtraten güçlü olduğu için zaruret halinde gidebileceği yerler,alan, mesafe daha geniş. Hem erkeğin bazı hususlarda dışarı çıkması mecbur. Kadın ise hiç bir hususta dışarı çıkması mecbur değil.
Aslında nasıl İslam'dan önce 10-20 kadın alınıyordu. İslam çok evliliği getirmedi. Çok eşliliği dört ile sınırlandırdı. Hatta tek eşliliği tavsiye etti.

İşte durum aynı. İslam erkeği dışarı çıkmaya mecbur bıraktı. Kadına özgürlük verip serbest bıraktı. Evden dışarı çıkma mecburiyetin yok dedi. Onu kraliçe gibi baş köşeye oturttu
İsterseniz meseleyi bu noktadan irdeliyelim.
Muhabbetle

Yeni içtihatlarınız hayırlı olsun... Buna da şükür.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Soru:
Kadının zaruret haricinde tek başına evden çıkması durumunda kocasından izin alması gerekir, denmiş.

Peki, Erkeğin zaruret haricinde evden çıkması durumunda karısından izin alması gerekir mi?

Muhabbetle


Cevap hangi kritere göre verilsin...

İslam?

Ilımlı İslam?

Zamane İslamı?
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Soru:
Kadının zaruret haricinde tek başına evden çıkması durumunda kocasından izin alması gerekir, denmiş.

Peki, Erkeğin zaruret haricinde evden çıkması durumunda karısından izin alması gerekir mi?

Muhabbetle

Selamün Aleyküm...

Rasulullah'ın (S.A.S.) ,Eşinin izni ve rızasını aldıktan sonra istirahatine son verip ibadet ile meşgul olması bize ölçüyü gösteriyor aslında....Seni bize gönderen Rahman'a Hamdolsun ve Nihayetsiz Salat ve Selam olsun Aziz Ruhuna,Al ve Ashabına...

Eşinin kendisine Emanet olarak sunulduğu bilincini zihninde terütaze tutan bir erkeğin nezaketen ve şefkaten eşinin iznine başvurması güzel bir ahlaki erdeme sahip olunduğunu gösterir.

Aralarındaki her meseleye Kur'an-ı Azimüşşan'ı hakem kılan her eş diğerinin HAKKININ sınırlarını bilir.Ve haddi aşmamak gayreti içinde olur.İzin isteyen bu hassasiyet ile izin ister ,izni veren de eyleminden ötürü gönül rahatlığıyla müsterihtih.

Zaruret dışındaki hallere örneklerle temas edilseydi belki daha somut ifadelerle münazara etme imkanı bulurduk ancak Haram ölçüsünü bilen erkek önemsiz boş işler ve kendisini günaha sokacak şeyler için izin istemez eşi bilseki o izin eşini günaha götürecek buna asla müsade etmez.

Birbirlerine Hakkı tavsiye eden ve Hayırlarda yarışan eş olmak temennnisi ile Allaha Emanet olun...
 

Black

New member
Katılım
27 Ağu 2008
Mesajlar
35
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
40
Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak vefat

ederse, cennete girer.''

Tirmizi, Radâ 10, (1161).


kula noluyor ALLAH razı olsun yeter bu arada sünnet inkarcıları dediğiniz bizler bu hadislere inanmadık diyemi dinden çıkmış oluyoruz bu hadislerdekilere uyacak toplumun yarısı saf dışı kalır (kadınlar) çağın dışında kalır bu forumdaki bayanlara soruyorum siz bu kadar acizmisiniz

merhaba öncelikle çağın dışında kalır demekle ne demek istediğinizi anlamadım. ama islamda ne varsa insanlar için vardır. insan medeniyeti için vardır. çağ dışı derken avrupa toplumlarından bahsediyorsanız onların çağdaş olduklarına hangi kritere göre karar veriyoruz. gereğinden fazla özgürlük medeniyet değildir. amerika tam özgürlük sloganı ile yola çıktı ve şu anda her beş saniyede bir suç işlenen bir ülke oldu. avrupada boşanma sayıları dudak uçuklatıyo. japonlar ailelerin çocuk yapması için mecburi tatil günleri yapıyor. oysaki çağ dışı deiğimiz arabistanda insan kapılarını kilitlemiyorlar. sokakta yürüyen bayanlar lkendilerine laf atılmadan huzurlu yürüyorlar. herkezin kendine göre bir dünya anlayışı olabilir sizinkide elbette farklı olacaktır. ama milyarlarca insanın düzen içinde huzurlu yaşaması için belli kurallar olmalıdır. kadının ve erkeğin uyması gereken kurallar olmalıdır. yoksa kaos oluşur işte sizin çağdışı dediğiniz bu kurallar aslında medeniyetin ta kendisidir.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Helal dairesi içinde olup zaruret olmayan pek çok hal vardır.

Mesela, sinamaya gitmek, futbol maçına gitmek. Arkadaşları ile dünyevi sohbetlere gitmek.

Benim demek istediğim şudur; Kadın için diyorlar; "Zaruret haricinde kocasından izin almadan evden dışarı çıkmasın"

Erkek için de aynı husus geçerli değil mi? Bir kadının sinemaya eşinden izin alarak dahi olsa gitmesine tepki gösterilir. Niye, erkek karısına haber dahi vermeden sinemaya gitmesine tepki verilmez.

İşte bunu teati edelim istiyorum.

Tabi bazı kardeşler istihza etmez ise.

Muhabbetle

İstihza yok Sayın Duha, isticvâb var.

Şerân mı? Yoksa ahlaken mi?
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
1)Kadın'a evden dışarı çıkamazsın mı denmiş, yoksa evden çıkman luzumsuz mu denmiş?

2)Kadın zaruret halinde evden çıkabilir denmiş. Erkek dilediği zaman eşine "eyvallah" deyip dışarı çıkabilir mi?

3)Kur'an erkeğe evin maişetini temin vazifesi tevdi etmiş. Kadına mesul değilsin demiş. Kadına ev işleri düşmüş. Kadın ev işleri yapmaya zorlanabilir mi?
Hem şeritaten hem ahlaken.

Muhabbetle


Cevap 1 : Kadın efendisinden izinsiz bir yere gitmemeli, gitmek zarureti hasıl olduğunda efendisini haberdar ederek rızasını almalıdır. Aynı zamanda gittiği yerden geç kalmayarak evine erken dönmelidir.

Kadınların zaruri ihtiyaçlarını dışarıdan temin etmeleri ve gereken meşru yerlere gitmeleri için evinden çıkmaya yetki ve selâhiyyeti vardır. Fakat bu yetkilerin bazıları hariç diğerlerinden koca sının izin ve rızasının olması şarttır.

Cenabı Hak Kur'ân-ı Keriminde buyuruyor ki :

(Ey Peygamberin hanımları, dolayısıyla mü'minlerin hanımları)
«(Vakar ile) evlerinizde oturun. Evvelki câhiliyet (devri kadınlarının kırıla döküle, süslerini, göstere göstere) yürüyüşü gibi yürümeyin.» (1)

Bir Hadis-i Şerifte Peygamberimiz (.V.) : «(Ey kadınlar), ihtiyaçlarınızı karşılayan olmadığı zaman, Allahü Teâla size ihtiyacınızı temin etmeniz için (evlerinizden) çıkmanıza izin vermiştir.» buyurmuşlardır. (2)

Yukarıda ki Ayet ve Hadis-i Şerif gereğince Müslüman kadının maddi ve manevi ihtiyaçlarını temin edecek, karşılayacak mahremi olan bir kimse olmaması veya bunların alâkasızlığı halinde kadın elbetteki tesettür dahilinde meşru imkânlarla evinden çıkarak ihtiyaçlarını temin edebilir. Kocası bulunan kadın ise efendisinden izinsiz evinden çıkmaz ve bir tarafa gidemez.

Bir kadının efendisinden izinsiz bir yere gitmesi, izinlide olsa gittiği yerden geç gelmesi erkeğine ağırlık ve nefret verir. Bu işin birkaç defası koca tarafından muaf tutulursa da çok kere af edilmeyerek geçimsizliğe yol açar. Hele koca tarafından ihtar edildiği halde kadının dinlemeyerek gitmesi, efendisine karşı saygısız ve itaatsizliğinden dolayı da bütün bütüne huzursuzluğa sebep olur. Böyle olan kadınlar hakkında Peygamber Efendimiz (S.A.V.) : «Hangi kadın, kocasının izni olmaksızın evinden çıkarsa, evine-dönünceye, yahut kocası kendisinden razı oluncaya kadar Allah Te-âlâ'nın gazabı içinde kalmış olur.» buyurmuşlardır. (3)

îbni Ömer (R.A.)'den mervi bir Hadis-i Şerifte de : «Kocanın karısı üzerindeki hakkı : (Kocasından izinsiz evden çıkmamasıdır. Eğer çıkarsa, kocası zâlim ve âsi bir kimse olsa dahi, eve dönünceye yahut tevbe edinceye kadar Cenabı Allah ve gazap melekleri ona lanet ederler).» buyrulmuştur. (4)

Nimetül İslâm kitabında : (Bir kadın kocasından izinsiz yabancıları ziyarete, düğün ve derneklere gidemez, hatta ziyaret gününün haricinde ebeveyninin bile velimesine kocasından izinsiz gidemez.

Kadın ebe veya gâsile (ölü yıkayıcı) olsa dahi kocasından izinsiz gidemez. (Velev ki para almaması lâzım gelse bile) diye mezkurdur. (5)

İşte onun için her kadın idrak ve anlayış gösterip, bu hususlara çok dikkat ederek riayet etmelidir. Ancak şu hususlar müstesnadır.
1 - Bir kadın yanında mahremlerinden biri foğlu, oğlan kardeşi bulunmak şartiyle Hac farizasını eda için sefere azimet edebilir, velevki kocası razı olmasın. Çünkü koca hakkı, farz ı ayn üzerine tekaddüm edemez.
2 - Bir kadın babası müzmin veya maraz-ı mevt ile ağır hasta olupta bakacak kimsesi bulunmadığı takdirde kocasının izni olmasa bile gidip bakabilir. Velevki babası gayri müslim olsun. Şu kadar var ki, gaybubeti müddetinde nafakası kocası üzerine lâzım gel mez. (6)
3 - Bir kadın hacete mebni mes'eleleri öğrenmek için kocası tâlim edemediği takdirde ilim meclisine tesettür dahilinde gidebilir. (7)

Kaynaklar :

(1) Sû: Ahzap, Â. : 33
(2) Buhari, Müslim. Et-Taç: C. 2, S. 851
(3) Hatip, Muhtarul, S. : 50
(4) Tayalisî Müh. Ehadis, S. : 67
(5) NimetüJ İsî&m: 3, Ks. S. : 76
(6) Istılahatı Fıkhiyye: C. 2, S. : 174
(7) Nimetül islâm

Osman Karabulut, ÎSLÂMDA EVLiLiK ve MAHREMİYETLERİ, 8. Baskı, s:298 – 300

Cevap 2 : Erkeğin evden eyvallah deyip çıkması tabiî ki uygun olmaz.Gayrimeşrunun iznini zaten başta Rahman (C.C.)vermez ,buna mukabil meşru izinlere de kadının ve evlatların hakkı olan ilgileri verildikten sonra çıkılması uygun olur kanaatindeyim.Dışarı dini sohbetlere çıkan bey nasıl ilim edinme hakkını kendinde buluyorsa Eşinin ve Evlatlarının da aynı hususta haklarının ve ihtiyaçlarının olduğunu unutmamalıdır.Sinema hakkında bir şey eklemek istemiyorum çünkü zaten o tür ortamlarda şahsen yada Aile ile bulunmanın hoş olmadığını düşünüyorum.Velhasıl HAKKIN ve HAKKANİYETİN ön planda tutulduğu her konu muhakkak zaten sorun çıkarmaz-bilakis sorun çözer.

Cevap 3 : 1.sualin cevabıyla ilintili olduğundan tekrardan değinilmedi.

Selam ve Duayla Duha kardeşim

 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bekir kardeşim içtihad kapısını bu devirde açmanın pek çok mahzuru vardır. Hatta bazı hususta içtihad ihanet gibidir.

Haşa, ben bunu ders almışım. İçtihad ne haddime. Lakin, bazı kaidelerin izhar olması elzemdir. Sünneti ihya lazım. Unutulmuş bir sünneti , yanlış icra edilen bir kaideyi göstermek en büyük hizmetlerden biridir.

İşte bazısı İslam kadını kraliçe yaptığı halde ifrat ile köle yapmış. Bazısı bu ifratı İslam'ın malı görmüş, tefrite girerek kadını yuvalarından koparmış.

İşte bu vasatı yakalamk derdindeyim.

Evet ben de sual etmiyorum. Lakin, isticvab ettim. Belki isticvabım, sorgulamam sende aksü'l amel yaptı.

İşte sorgum ortada

1)Kadın'a evden dışarı çıkamazsın mı denmiş, yoksa evden çıkman luzumsuz mu denmiş?

2)Kadın zaruret halinde evden çıkabilir denmiş. Erkek dilediği zaman eşine "eyvallah" deyip dışarı çıkabilir mi?

3)Kur'an erkeğe evin maişetini temin vazifesi tevdi etmiş. Kadına mesul değilsin demiş. Kadına ev işleri düşmüş. Kadın ev işleri yapmaya zorlanabilir mi?

Hem şeritaten hem ahlaken.

Muhabbetle

Sizinde belirttiğiniz üzere, Kur'an ve sünnet, erkeğin kadına bakmasını ve bu benzer mesuliyetlerin bir gereği olarak da, (yine Kur'an da da belirtildiği üzere) erkeği kadına karşı hükümran kılmıştır.

Bu şartlar çerçevesinde şeran kadın, erkeğe tabidir, velev ki bu tabiyeti hayatını ve dinini kısıtlamasın. Erkeğin ise kadına karşı bir tabiyeti yoktur.

Ahlaken karı-koca arasında olması gereken şey, kadının yine şeri hükümleri gözetmek kaydı şartı ile kocasına karşı iyi halini de artırması, erkeğin ise bir tabiyeti olmamasına rağmen, güzek ahlak ve gelenek-görenek, adetler, prensipler ve kültürel şartlar çerçevesi ve sınırında eşi ile muvafık kalmasıdır.
 

Aisa

New member
Katılım
8 Kas 2007
Mesajlar
79
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Baku
as salam aleikum

Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah'a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor (Al-Ahzab, 33).

...Kadınların, yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır. Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir (Al-bakara, 228)

duha kardeş, Allah (c.c) Kuranda kadının nerde olması gerektigini buyuruyor, erkeklerin bizlerden istedigi aslında Allahın emridir. erkeklerin kadınlardan üstün olması aslında nefsimize ağır gelebilir. ama bir az düşünürsek ve bu dünyanın imtahan olduğunu idrak edersek bence gönlümüz huzur bulur. unutmayak ki, bu dünya kafirlerin cenneti, müminlerin cehennemidir. ahirette ise aksi olacak inşaAllah. bir şeyi anlamıyorum. niye bazı insanlar süni şekilde mümin kadınları köle gibi gösterip eşlerine karşı asiliye davet ediyorlar? halbuki asıl mümin olan kadın halinden memnundur.
 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Evet, teşekkürler Aisa, bu konuda sizin beyan ve hissiyatlarınız daha da samimi ve gerçek. Acaba diyorum, belki de Duha'nın feminizmi desteklemek gibi bir durumu vardır, oysa Bakara Suresi 228 ve bu ayetin tefsiri durumu çok açık bir şekilde izah etmekte.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Erkeği kadına karşı hükümran kıldığına kesinlikle katılmıyorum.

Bununla birlikte, erkekler için kadınlar üzerinde fazla bir derece vardır. Evlenme amacında erkekler kadınlara ortak olmakla birlikte üzerlerinde bulunurlar, onları ve ellerindekini gözetir, muhafaza ederler, onları yönetir ve harcamada bulunurlar. Ailenin yükünü erkekler çekerler. Erkeklerin bu gibi yönlerden yerine getirecekleri fazla yükümlülüğe karşılık üstünlük ve dereceleri de fazladır; fakat bunu kötüye kullanmamalıdırlar. Allah azizdir (çok güçlüdür), hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir). Hükümlerine karşı gelenlerden intikamını alır ve onun hükümleri hikmetlerle ve yararlı şeylerle doludur.

Evet, yukarıda da belirtildiği gibi, bu hükümranlık değil, ama belirtilen sebeplerle "fazlaca bir derece üstünlük vardır."



Elbette erkeğin kadın üzerinde hakları olduğu gibi kadının da erkeğin üzerinde hakları vardır.
Ancak, Adetullah'a binaen kadının nazik fıtrartı gereği korunması ve maişetini erkeğe bırakmıştır. Buna asla hükümranlık denemez.

Evet, Allah kadına bu nazik fıtratı vermiş, farklı hususiyetler vermiş, maişet ve müdafasını erkeğe yüklemiş ve bu sebeple de erkeğe yüklenen bu yükten dolayı erkeği kadına bir derece üstün kılmış. Bunu allah böyle dilemiş ve böyle emretmiş. Siz ne derseniz deyin ama zaten dünya da böyle dönmekte.

Erkekte kadın da iman ile mükelleftir. İmanın hassası ise hürriyettir. Kadının erkeğe hükümranlığı ise imanın hassası olan hürriyeti selb edeceğinden mükellefiyeti kalkar.
Demek mantıksal bir hata yapılıyor.

İlginç bir yaklaşım. Kadın-erkek meselesi ile ilgili değil ama ilmi bir arıza görünüyor.

İmanın hassası hürriyet değildir. Amelin hassası hürriyet olabilir. Yani insan hapse atılsa, imanını terk mi edecek veya kaybedecek mi? Veya bu gün yaşadığımız dünyanın bir çok yerinde İslamiyete muğayir kanunlar hükümrandır. Bu durumda imanın dünyadan silinmesi mi lazım veya dünyada yaşayanların imandan mükellef mi olmaması lazım?..


Malesef asırlardan gelen ifratlı taasub, erkeğe verilen kadını muhafaza vazifesini,su i tevil ile, hükümranlık addettirmiş ve kadın köleleştirilerek tefrite kapı açmış. Müfritler bu hal karşısında kadını bütün bütün yuvalarından çıkarmışlar.

Erkeğe kadını bir ömür boyu, yedirir, içirir, giyindirir, barındırır, korur. İnsan çalıştığı işinde ki işverene bile, aldığı ücretin karşılığını çalışarak ödediği halde, bir memnuniyet, vefa ve minnettarlık olarak saygı duyar, önüne çıktı mı kendine çeki düzen verir, bir isteği oldumu " hay,hay" der. Bu insani hasletlerden doğan bir haldir. Şimdi bir ömür kadınını yedirip, içirip, giyindirip, barındırıp, koruyan erkeğe biat etmesinin ifratlı taasub ile ne alakası var.

Köleliğe gelince, tarihte kadınlar kadar erkekler de köle olmuşlardır. Bu farklı bir meseledir.



Tekrar ediyorum; Kadın erkeğinin kraliçesidir. Kraliçe olana nasıl sultalı hükümranlık yapılır.

Kraliçeye hizmet edilir. Mesela, kraliçe çalışmaz, hizmetçileri maişetini temin eder. İndelhace lokması ağzına kadar getirilir.
Kraliçe korunmaya muhtaçtır. Elbette güçlü olan onu korur. Korurken kraliçenin lehine onu muhafaza için yapılan bazı kısıtlamalara bakıp onun koruyan hizmetkara hükümran vermek apaçık bir hatadır.

Elbette kraliçenin vazifesi vardır. Kraliçe o vazifeleri raiyetini ve kendini muhafaza için yapmak zorundadır. Ama zorlanamaz. Hiç kraliçe olana zorla iş yaptırılır mı?

vesselam

Evet, bu son pasajı bayanlar okursa, bir kısmının çok hoşuna gidecektir muhakkak, belki muradınız da budur ama şunu bilmekte fayda var her kraliçenin muhakkak bir kralı vardır :)
 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ayetteki erkeklerin bir derece üstünlügünü nasil acikliyorsunuz. Feminizme karsi bir söz mü:)

Yok sevgili Alp, aşağıda ki gibi... :)



Bununla birlikte, erkekler için kadınlar üzerinde fazla bir derece vardır. Evlenme amacında erkekler kadınlara ortak olmakla birlikte üzerlerinde bulunurlar, onları ve ellerindekini gözetir, muhafaza ederler, onları yönetir ve harcamada bulunurlar. Ailenin yükünü erkekler çekerler. Erkeklerin bu gibi yönlerden yerine getirecekleri fazla yükümlülüğe karşılık üstünlük ve dereceleri de fazladır; fakat bunu kötüye kullanmamalıdırlar. Allah azizdir (çok güçlüdür), hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir). Hükümlerine karşı gelenlerden intikamını alır ve onun hükümleri hikmetlerle ve yararlı şeylerle doludur.
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
O halde Efendimizin ibadete alkacagi vakit dahi esinden izin istemesi ve ibadet kadar önemli olan bir hususta bu nezaketi gösteriyorsa bir erkeginde herhangi bir hususta bu durumdan daha önemsiz olan her mevzuda hanimindan izin almasi gerekir manasi cikabilir mi?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
O halde Efendimizin ibadete alkacagi vakit dahi esinden izin istemesi ve ibadet kadar önemli olan bir hususta bu nezaketi gösteriyorsa bir erkeginde herhangi bir hususta bu durumdan daha önemsiz olan her mevzuda hanimindan izin almasi gerekir manasi cikabilir mi?

Sizce?

Bence çıkmaz. Aklen de çıkmaz. Zira nezaket, şefkat, edep, üstünlüğü nakseden bir unsur değildir.
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Zira nezaket, sefkat, edep üstünlügü nakseden bir unsur degilse bu konuda esit olmamalarini gerektiren gayeler ne olabilir.
 
Üst Alt