Eba Yezid el-Bestami Nakşibendi yazarlarına göre tarikat şeyhleri silsilesindendir. Yazarlar kendine has yazılar yazarlar ve kendisinden son derece övgüyle bahsederler.
Söz ve kerametlerinden bazıları:
"Kendimi tenzih ederim benim şanımdan yücesi var mı?"[1]
Bir gün sabah namazını kıldırdıktan sonra cemaate dönüp "Ben Allah'ım, benden başka ilah yoktur. Bana ibadet ediniz" deyince, cemaat "zavallı deli" deyip onu terkedip gitmiştir.[2]
Eba Yezid'in kapısını çalan bir adama, Eba Yezid
"Kimi istiyorsun?" diye sorar. Adam
"Eba Yezid'i istiyorum" deyince, Eba Yezid
"Burada Allah'tan başkası yoktur" diye cevap vermiştir.[3]
Eba Yezid şöyle diyor: "Allah'ın bana olan nimetlerinden biri de insanlara acıdığım için cehennemde onların yerine yanmaya razı olmamdır."[4] Bu sözler hıristiyanların Hz. İsa için "O insanları günahlarından kurtarmak için çarmıha gerilmeye razı olmuştur" sözüne ne kadar benziyor.
Hıristiyan Pulos şöyle diyor: "Çarmıha gerilen "Yesu" ölmüş ve bizim günahlarımızı temizlemek ve bizi kurtarmak için cehenneme girmiştir. Bu fedakârlığı da bizim için yapmaktadır."
Filibs şöyle diyor: "Azap çekeceğimiz için üzülen "Yesu" (Hz. İsa) bizi kurtarmak için cehenneme inmiştir." Namaz isimli kitabında Rahip Cevad bin Sebeta şöyle diyor: "Bizim için öldüğüne inandığımız Mesih gömülmüştür. Aynı şekilde cehenneme bizim için girdiğine de inanmalıyız." Bu sözlerle Bestami'nin sözleri arasında büyük benzerlikler vardır. Ve bu sözleriyle sanki ruhbanların "kurtarıcı" teorisini İslâm dinine taşımaya çalışıyor.
Eba Yezid zühdün zirvesine ulaşmış ve Allah katında zahidlerden sayılmıştır. Eba Yezid diyor ki: "Hak Teâlâ beni karşısına aldı ve bana mal, mülk ve krallık teklif etti. Ben istemiyorum deyince bana, o halde ne istiyorsun? dedi. Ben de "İstemeyi istemiyorum" dedim.[5]
Kibir ve gururundan dolayı şöyle diyor: "Abidlerin yoluna girdim baktım ki onların arasında olmak benim yüce makamıma yakışmıyor. Mücahidlerin yoluna girdim, baktım ki onların arasında olmak yüce makamıma uygun değil. Daha sonra oruç tutup, namaz kılanların arasına girdim ve gördüm ki onların arasında kalmak ta bana yakışmıyor. Bunları gördükten sonra Allah'a
"Sana nasıl gelinir?" diye sordum.
"Allah'a bana nefsini bırakta gel" dedi.[6] Bestami'nin dediklerine bakılırsa kendisini namaz, oruç, cihad ve diğer ibadetlerden tenzih etmesi gerekiyor. Çünkü o yüksek bir makam ve yüce bir değere sahiptir. Allah'a ibadeti, korku veya cennete girme isteğiyle yapmıyor. Zira o Allah'a aşıktır. O zaman onun hiç bir ibadete ihtiyacı yoktur veya ihtiyacı kalmamıştır. Ayrıca kıyamet gününde Allah'ın yanında hesabının görülmesini temenni ediyor ve diyor ki: "Herkes hesap vermekten kaçarken, ben hesap vermeyi temenni ediyorum. Allah'ın bana şöyle diyeceğini umuyorum: "Ey kulum." ben de "Lebbeyk" diyeceğim. "O zaman istediğini yapsın" diyecek."[7]
Bestami'ye göre ibadet ve ibadet etmek ikinci derecedeki kulların işidir. Diyorki: "Allah, evliyalarının kalblerindekini okuduktan sonra gördü ki bazıları marifeti taşımaya yeterli değil, o zaman onları ibadetle meşgul etti.[8] Bunun yanı sıra halkı kötülüğe teşvik ediyor, iyilik ve itaatlerin afet olduğunu ilân edip şöyle diyor: İtaatler (iyi ve güzel şeylerde) öyle afetler vardır ki sizleri kötülükleri işlemeye muhtaç eder.[9] Bu söz Nakşiler'in kitaplarında mevcuttur. Kitaplarında bulunmasının sebebi ona karşı çıkıp cevap vermek için değil, onu kabul ettiklerinden dolayıdır.
Bu söz sanki İmam Cerir bin Taberi'nin tefsirinde yazdığı şu söze muhalefet olsun diye söylenmiş. Taberi diyor ki: "Duasında Allah'tan bir korkusu ve tama-ı olmayan kişi ahirette yalancılardandır.[10] Çünkü işlediği suçlardan dolayı Allah'tan korkmuyorsa o zaman Allah'ı tanımıyor demektir."
Şüphe yok ki Ebu Yezid'in Nakşibendiler'in kitaplarından nakledilen bu sözleri İslâm'a tamamen muhaliftir. O zaman kitabın başında da gördüğümüz gibi bu tarikatın prensip ve esasları sünnetten kaynaklanmıyor. Zira kendi kitaplarından naklettiğimiz ibareler Kur'ân ve sünnete tamamen muhaliftir.
Allah bizi ve bu tarikat mensuplarını sünnet ve sünnetin usulüne tabi etsin ve bizi Ebu Yezid'in saçmalıklardan korusun.
[1] el-Mevehib el-Sermediyye (162),
[2] el-Mevehib el-Sermediyye (48), el-Envar el-Kudsiyye (97), Telbis İblis (344),
[3] el-Mevehib (57),
[4] el-Envar el-Kudsiyye (103), Telbis İblis (341),
[5] el-Mevehib el-Sermediyye (?)
[6] Tenvir el-Kulub (469), el-Envar el-Kudsiyye (98),
[7] el-Envar el-Kudsiyye (100),
[8] el-Mevehib (61), el-Envar el-Kudsiyye (104),
[9] el-Mevehil el-Sermediyye (50),
[10] Tefsir İb Cerir Taberi (147/7),
Sevgili arkadaşlar bu yazıyı asmamdaki amaç kesinlikle kimseyi yargılamak değildir.Karşılıklı polemik olsun istemiyorum.Yorum yazacak olan arkadaşlar konu hakkında ki fikirlerini edeb dairesinde paylaşsın ki doğruyu bulmada insanlara ışık olsun.Göstereceğiniz hassasiyete şimdiden teşekkür ederim.Bu arada kesinlikle hakaret içeren her mesaj silinecek ve tatsızlık çıkaran üslubuna dikkat etmeyen üye uyarılacaktır.Dua ile
Söz ve kerametlerinden bazıları:
"Kendimi tenzih ederim benim şanımdan yücesi var mı?"[1]
Bir gün sabah namazını kıldırdıktan sonra cemaate dönüp "Ben Allah'ım, benden başka ilah yoktur. Bana ibadet ediniz" deyince, cemaat "zavallı deli" deyip onu terkedip gitmiştir.[2]
Eba Yezid'in kapısını çalan bir adama, Eba Yezid
"Kimi istiyorsun?" diye sorar. Adam
"Eba Yezid'i istiyorum" deyince, Eba Yezid
"Burada Allah'tan başkası yoktur" diye cevap vermiştir.[3]
Eba Yezid şöyle diyor: "Allah'ın bana olan nimetlerinden biri de insanlara acıdığım için cehennemde onların yerine yanmaya razı olmamdır."[4] Bu sözler hıristiyanların Hz. İsa için "O insanları günahlarından kurtarmak için çarmıha gerilmeye razı olmuştur" sözüne ne kadar benziyor.
Hıristiyan Pulos şöyle diyor: "Çarmıha gerilen "Yesu" ölmüş ve bizim günahlarımızı temizlemek ve bizi kurtarmak için cehenneme girmiştir. Bu fedakârlığı da bizim için yapmaktadır."
Filibs şöyle diyor: "Azap çekeceğimiz için üzülen "Yesu" (Hz. İsa) bizi kurtarmak için cehenneme inmiştir." Namaz isimli kitabında Rahip Cevad bin Sebeta şöyle diyor: "Bizim için öldüğüne inandığımız Mesih gömülmüştür. Aynı şekilde cehenneme bizim için girdiğine de inanmalıyız." Bu sözlerle Bestami'nin sözleri arasında büyük benzerlikler vardır. Ve bu sözleriyle sanki ruhbanların "kurtarıcı" teorisini İslâm dinine taşımaya çalışıyor.
Eba Yezid zühdün zirvesine ulaşmış ve Allah katında zahidlerden sayılmıştır. Eba Yezid diyor ki: "Hak Teâlâ beni karşısına aldı ve bana mal, mülk ve krallık teklif etti. Ben istemiyorum deyince bana, o halde ne istiyorsun? dedi. Ben de "İstemeyi istemiyorum" dedim.[5]
Kibir ve gururundan dolayı şöyle diyor: "Abidlerin yoluna girdim baktım ki onların arasında olmak benim yüce makamıma yakışmıyor. Mücahidlerin yoluna girdim, baktım ki onların arasında olmak yüce makamıma uygun değil. Daha sonra oruç tutup, namaz kılanların arasına girdim ve gördüm ki onların arasında kalmak ta bana yakışmıyor. Bunları gördükten sonra Allah'a
"Sana nasıl gelinir?" diye sordum.
"Allah'a bana nefsini bırakta gel" dedi.[6] Bestami'nin dediklerine bakılırsa kendisini namaz, oruç, cihad ve diğer ibadetlerden tenzih etmesi gerekiyor. Çünkü o yüksek bir makam ve yüce bir değere sahiptir. Allah'a ibadeti, korku veya cennete girme isteğiyle yapmıyor. Zira o Allah'a aşıktır. O zaman onun hiç bir ibadete ihtiyacı yoktur veya ihtiyacı kalmamıştır. Ayrıca kıyamet gününde Allah'ın yanında hesabının görülmesini temenni ediyor ve diyor ki: "Herkes hesap vermekten kaçarken, ben hesap vermeyi temenni ediyorum. Allah'ın bana şöyle diyeceğini umuyorum: "Ey kulum." ben de "Lebbeyk" diyeceğim. "O zaman istediğini yapsın" diyecek."[7]
Bestami'ye göre ibadet ve ibadet etmek ikinci derecedeki kulların işidir. Diyorki: "Allah, evliyalarının kalblerindekini okuduktan sonra gördü ki bazıları marifeti taşımaya yeterli değil, o zaman onları ibadetle meşgul etti.[8] Bunun yanı sıra halkı kötülüğe teşvik ediyor, iyilik ve itaatlerin afet olduğunu ilân edip şöyle diyor: İtaatler (iyi ve güzel şeylerde) öyle afetler vardır ki sizleri kötülükleri işlemeye muhtaç eder.[9] Bu söz Nakşiler'in kitaplarında mevcuttur. Kitaplarında bulunmasının sebebi ona karşı çıkıp cevap vermek için değil, onu kabul ettiklerinden dolayıdır.
Bu söz sanki İmam Cerir bin Taberi'nin tefsirinde yazdığı şu söze muhalefet olsun diye söylenmiş. Taberi diyor ki: "Duasında Allah'tan bir korkusu ve tama-ı olmayan kişi ahirette yalancılardandır.[10] Çünkü işlediği suçlardan dolayı Allah'tan korkmuyorsa o zaman Allah'ı tanımıyor demektir."
Şüphe yok ki Ebu Yezid'in Nakşibendiler'in kitaplarından nakledilen bu sözleri İslâm'a tamamen muhaliftir. O zaman kitabın başında da gördüğümüz gibi bu tarikatın prensip ve esasları sünnetten kaynaklanmıyor. Zira kendi kitaplarından naklettiğimiz ibareler Kur'ân ve sünnete tamamen muhaliftir.
Allah bizi ve bu tarikat mensuplarını sünnet ve sünnetin usulüne tabi etsin ve bizi Ebu Yezid'in saçmalıklardan korusun.
[1] el-Mevehib el-Sermediyye (162),
[2] el-Mevehib el-Sermediyye (48), el-Envar el-Kudsiyye (97), Telbis İblis (344),
[3] el-Mevehib (57),
[4] el-Envar el-Kudsiyye (103), Telbis İblis (341),
[5] el-Mevehib el-Sermediyye (?)
[6] Tenvir el-Kulub (469), el-Envar el-Kudsiyye (98),
[7] el-Envar el-Kudsiyye (100),
[8] el-Mevehib (61), el-Envar el-Kudsiyye (104),
[9] el-Mevehil el-Sermediyye (50),
[10] Tefsir İb Cerir Taberi (147/7),
Sevgili arkadaşlar bu yazıyı asmamdaki amaç kesinlikle kimseyi yargılamak değildir.Karşılıklı polemik olsun istemiyorum.Yorum yazacak olan arkadaşlar konu hakkında ki fikirlerini edeb dairesinde paylaşsın ki doğruyu bulmada insanlara ışık olsun.Göstereceğiniz hassasiyete şimdiden teşekkür ederim.Bu arada kesinlikle hakaret içeren her mesaj silinecek ve tatsızlık çıkaran üslubuna dikkat etmeyen üye uyarılacaktır.Dua ile