Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Doğu Türkistan Mücadelesi ve Kızıl Çin

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
esselamu aleykum kardeşlerim uzun süren bir çalışma sonunda Doğu Türkistan hakkında hazırladığım dökümanları sizlerle inşaallah bu başlık altında paylaşacağım....




DOĞU TÜRKİSTAN PARTİSİNİN

BÜTÜN İNSANLIĞA ÇAĞRISI


5 Nisan 1990 günü başlayıp haftalarca süren ve dünya basınında “Barın Katliamı” olarak yer almış olan Kızıl Çin katliamından, sağ olarak kurtulan bir grup Doğu türkistanlı mücahidin hür dünyaya çağrısını Uygurca el yazısından Türkiye Türkçe’sine çevrilmiş olarak siz vicdan sahibi ve kadirşinas Türk halkına sunuyoruz.

“Kan Kardeşlerimiz dünya Türklüğüne, din kardeşlerimiz dünya Müslümanlarına, dünyadaki, hürriyeti, hak ve hukuku koruyucu bütün teşkilâtlara, bağımsızlık ve demokrasiyi seven ve koruyan bütün hür ve demokratik devletlere, erksever dünya halkına, Birleşmiş Milletler Teşkilâtına, Uygur Türklerinin Anavatanı olan doğu türkistan’ın tarihî başkenti ve kültür merkezi olan Kaşgar şehrinin 45 km. batısındaki Aktuğ ilçesine bağlı Barın kasabasında Uygur çiftçi ve köylüleri ilkel av tüfekleri, molotof kokteylleri, balta keser ve ağaç sopalarla silâhlanarak, Doğu türkistan halkını vahşet derecesinde ezmeye devam eden ve yurdumuzu sömüren Çinli işgalcilere karşı 5 Nisan 1990 tarihînde harekât başlattı. Harekâta katılan her fert sınırsız fedakarlıklar ve benzersiz kahramanlıklar göstererek kendilerinden kat kat üstün olan işgalci düşman kuvvetlerine kanının son damlasına kadar karşı koydu.

İnsanlık duygusundan mahrum Çinli işgalciler halkın haklı isteklerine ve kanunî taleplerine ulaşmak için başlattığı bu hareketi zamanımızın en modern silâhlarını kullanarak kanlı bir şekilde bastırdı. İşgalciler bu küçük ve haklı hareketi bastırmak için yüz binlerle ifade edilebilecek miktarda askerî güç kullandı. Bu kanlı bastırma hareketi sonunda, binlerce vatanperver genç kahramanlık destanları yazarak şehit oldu.

Partimizce Barın kasabasında gerçekleştirilen bu kutsal hareket bütün doğu türkistan da ve dünyada geniş yankılar uyandırdı. Bağımsızlık için gerçekleştirilen bu hareketin başarısız olmasına rağmen bu hareket doğu türkistan halkının bağımsızlık mücadelesine olan azmini kuvvetlendirmiştir. Üstelik halkımızın neler yapabileceğini göstermiştir.

Barın şehitlerinin doğu Türkistan halkının ve hürriyetperver insanlık aleminin kalbinde ebedî yerini almıştır. Barın şehitlerinin pak ruhu erklik aleminde ebediyen yaşayacaktır. Bu kutsal harekete katılanları Yüce Allah (cc) bahtiyar, şehit olanların da mekanlarını cennet eder inşAllah. Ülkesi ve dinî için asil kanlarını akıtan kahraman şehitlerimizi derin bir özlem ve rahmetle anıyor,

Bizlere kulak vermenizi bekliyoruz!”

Barın katliamında Hakka yükselen şehitleri rahmetle anıyoruz.

Allah’a Emanet ...
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Çin zulmünün sebeplerini ve boyutlarını tam olarak kavrayabilmemiz için öncelikle doğu türkistanın tarihi , coğrafyası , halkının inancı ve kültürü , etnik kimliği , yer altı kaynakları , çinlilerin karakteristik özellikleri , tarihleri ve yaşanan önemli olaylar hakkında bilgi sahibi olmamız gerekmektedir.


1.Mançur Çin İstilâsına Kadar Doğu Türkistan

Tarihine Kısaca Bakış



Müslüman olduktan sonra Türklerin kurdukları ilk devlet olan Karahanlılar Batı Türkistan’ın Yedisu, Seyhun Fergana bölgeleriyle, Doğu Türkistan’ın Cungarya, Yarkent, Taklamakan çölü, Talas, Çu, Kaşgar bölgelerine hakim bulunuyordu. Daha sonra doğu ve batı diye ikiye ayrılan Karahanlılar devletinin batı kolu 1133’te, Doğu kolu da 1221’de Karahıtaylar tarafından ortadan kaldırıldı.

Uygurlar, Moğollar, Kartuklar ve Türkeşler birleşerek 1209’da Karahıtay’ların hakimiyetine son verdiler. Bu defa ismen Cengiz Han’a tabi, fakat hakikatte müstakil olmak üzere Doğu Türkistan’ın kuzey bölgesinde Uygurlar, güney bölgesinde Doğlatlar ismiyle, birer devlet kuruldu. 1514 senesinde Doğu Türkistan’da hakimiyet Doğlatlar’a mensup Saidiye’lere intikal etti. Merkezi Yarkent olan Saidiye devletini, 1679’dan itibaren merkezi Kaşgar olan Hocalar saltanatı takip etti.

Doğu Türkistan’da çıkan dahili kargaşalıklardan faydalanan Mançu sülalesi idaresindeki Çinliler 1757-1759 arasında Doğu Türkistan’ın kuzey bölgesini 1760’da da güney bölgesini fiilen zapt ve işgal ettiler.





.....hurgokbayrak....
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
2.Mançur Çin İstilâsı

1876-1911


Yakup Han İngiltere ile Rusya arasındaki nüfuz rekabetinden faydalanamadı. Bir taraftan Rusya diğer taraftan Çinliler bu devleti ortadan kaldırmak için anlaştılar, Çinli general Tse-Tsung-Tng’ın kumandasında gönderilen büyük bir Çin ordusu, Rusya’nın yardımları sayesinde Doğu Türkistan’a gelip Yakup Han’ın Millî orduları karşısında mevki aldı.

Bu ebedî Türk yurdunu istila için gelen düşman ordularının hücum için fırsat kolladığı bir sırada Yakup Han’ın zehirlenerek ansızın ölmesi, oğullan ile kumandanları arasında ihtilaf çıkmasına sebep oldu. Bu durumdan faydalanan (Aslında bu durumu hazırlayan) Çinliler Doğu Türkistan’ı adeta harpsiz kolayca zapt ve işgale muvaffak oldular. Böylelikle Doğu Türkistan tarihte ikinci defa Çinlilerin (Mançu) fiili işgaline uğradı.




es-Seyyid Yakup Han Ba-Devlet



....hurgokbayrak....
 

imran268

New member
Katılım
11 Mar 2006
Mesajlar
135
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
allah bu çin belasının belasını verecek. kendini bilmez kominizmin yüz karası bir ülke. sen meark etme. ben de takip ediyorum. sizlere sesleniyorum ilgileneniz varsa.

www.hurgokbayrak.com

bu adresten bilgi sahibi olabilişrsiniz.


allah elbette onlara da bakacak. milliyeti savunmak manustur. herşey bağımsız DT için...


kalın sağlıcakla ....268
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Umumî Çinli Valiler Dönemi

1911-1933




1911’de Çin’de Mançu İmparatorluğu yıkılarak yerine Çin Cumhuriyeti kuruldu. Çin’de kargaşalıklar baş gösterdi, dahili savaşlar başladı. Fakat bu durumdan doğu türkistan Türkleri faydalanamadılar. 1911’den itibaren başlayan Kuzey Çin ve Güney Çin mücadelesini Milliyetçi Çin-Komünist Çin mücadelesi takip etti.

Çin’de Cumhuriyet u İmparatorluk hükümetinin tayin etmiş olduğu doğu türkistan’daki umumi valiler yerlerinde kaldılar, ismen ve hukuken Çin hükümetine bağlı, fakat faaliyette tamamen bağımsız olan bu askeri valiler, doğu türkistan’ı 1933 senesine kadar diledikleri gibi vahşi, barbar bir şekilde idare ettiler.

1931’de doğu türkistan’ın Kumul şehrinde başlayan hürriyet, istiklâl mücadelesi 1933 senesine kadar bütün doğu türkistan sathına sirayet etti. Memleketin her tarafında Çinliler mağlûp ve perişan oldular, imha edildiler. Neticede merkezi Kaşgar’da olmak üzere 12 Kasım 1933 tarihinde bütün doğu türkistan’a şamil "MÜSTAKİL doğu TÜRKİSTAN CUMHURİYETİ DEVLETİ" resmen kurularak dünyaya ilân edildi. Bu devletin kurucuları ve hükümet azaları şu değerli kimselerden meydana gelmişti,

1- Reisicumhur.................. Hoca Niyaz Hacim Baki Niyaz

2- Başvekil......................... Sabit Damulla Abdülbaki

3- Harbiye Nazırı............... Uraz Bey

4- Erkan H. Reisi............... General Mahmut Muhiti

5- Dahiliye Nazırı.............. Zeyyid Zade Yunus Beğ

6- Hariciye Nazırı.............. Kasım Can Hacı

7- Maarif Nazırı................. Abdülkerim Han Mahdum

8- Evkaf Nazırı.................. Şemseddin Türdi

9- Adliye Nazırı................. Zarif Kari

10- Ziraat ve Ticaret Nazırı. Abdulhasan Musa Bey

11- Maliye Nazırı................ Ali Akhun

12- Sıhhiye Nazırı............... Abdullah Gani



Milliyetçi Çin hükümetinin iç savaşlarla meşguliyeti dolayısıyla doğu türkistan’a yeni bir ordu gönderemeyeceğini hesaplayan ve doğu türkistan’ın müstakil genç Türk devleti yaşadığı takdirde, Rus esareti altındaki Bati türkistan, Azerbaycan, Îdil-Ural, Kuzey Kafkasya ve Kırım gibi diğer Türk ülkelerine örnek olacağından korkan Sovyet-Rusya o sıralarda yalnız Urümçi’de tutunabilen mahsur Çin kuvvetleri kumandanı ile anlaşarak Ruslar’ın Çinli kıyafetine soktuğu kızıl ordunun en seçme birliklerini modern silâh ve uçaklarla takviye ederek, mahdut sayıdaki derme çatma silâhlarla fakat imanla savaşan millî kuvvetlerin üzerine iki koldan saldırttı. Komşu devletlerden altın karşılığı silâh ve cephane tedarik edemeyen Millî kuvvetler bu durum karşısında mukadder olan mağlûbiyetten kurtulamayınca genç doğu türkistan Cumhuriyeti Devleti de ortadan kaldırıldı. (doğu türkistan ne zaman istiklâli için ayaklanmışsa devamlı Rusları karşısında bul-muştur.

Avrupa’nın Asya siyasî haritalarına baktığımızda 1876-1949 yıllan arası doğu türkistan devamlı Rus nüfuzu altında olarak gösterilmektedir. 1935 senesinde Batı ve doğu türkistan’ı gezen ve görüp yaşadığı olayları "Solo Turkestan ve Verbotene Reise" adındaki pek ilgi çekici kitaplarında anlatan Ella Maillart Rus konsoloslarının doğu türkistan’da Çinli valilerden daha hükümran olduklarını, Çinli valilerin onların yanında ellerini birleştirip devamlı başlarını eğerek konuştuklarını anlatmaktadır. Çinli valiler ise her an bir ayaklanmanın başlayacağı korkusu içerisinde idiler.

doğu türkistan adını kendilerin değil yerli halkın kullanmak istemediğini, buradaki halkın Çin soyundan Uygurlar olduğunu söylüyorlardı. Ancak benim görüştüğüm doğu türkistanlı herkes kendilerinin Müslüman Türk olduklarını söylüyorlardı. Siz Uygur musunuz diye sorduğumuzda Uygur adına evet diyen çıkmadığı gibi bu adın ne ifade ettiğini de çok kimse bilmiyordu, demektedir.







hurgokbayrak
 

imran268

New member
Katılım
11 Mar 2006
Mesajlar
135
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
saol
eyvallah .......
kalın sağlıcakla 268
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Rus İstilâ Dönemi

1934-1944



Milliyetçi Çin dahil olmak üzere, doğu türkistan’ın bütün dış âlemle ilgisini kesen Sovyet-Rus kuvvetleri, doğu türkistan’ı fiilen işgal ve tahakkümü altına aldı. Süratle iktidara geçirdiği general Şin-Sı-Say vasıtasıyla doğu türkistan’da tedhiş rejimi kurarak, büyük bir temizlik ve sosyalizasyon hareketine girişti. Bu durum 1933-1934 senesinden 1943 senesine kadar fasılasız devam etti.

İkinci dünya harbinde Hitler’in ordularının süratle ilerleyerek Moskova’nın yakınlarına kadar sokulduğu bir sırada o zamana kadar Ruslar’ın emellerine sadakatle hizmet etmiş ve Rus müşavirlerinin verdiği her emri kayıtsız şartsız yerine getirmiş bulunan Şin-Sı-Say zuhur eden bu fırsattan faydalanarak gizlice Mareşal Çang-Kay-Şek hükümetiyle anlaştı. Ve 1943’te Çin kuvvetleri doğu türkistan’a girdi. Milliyetçi Çin hükümeti General Şin-Şi-Say’ı geri çekti, yerine merkezden general U-Cing-Şin’i umumî vali olarak Urümçi’ye gönderdi.

Hürriyet ve istiklal mücadelesinden yılmayan doğu türkistan Türkleri 1944’te İli bölgesinde Milliyetçi Çin kuvvetlerine karşı yeniden ayaklandılar. Bu sırada Rus-Alman harbi de yavaşlamış, hat-ta Rusların lehine gelişmeye başlamıştı. doğu türkistan işlerine müdahale fırsatı kollayan Ruslar başlangıçta İli bölgesi milliyetçilerine yardım ettiler.

Böylelikle îli bölgesi havzasında merkezi Kulca olmak üzere, Tarbagatay ve Altay vilayetlerinden müteşekkil müstakil "doğu TÜRKİSTAN CUMHURİYET DEVLETİ" kuruldu. Ve 1944 Ekiminde resmen ilân edildi. İkinci defa istiklâline kavuşan doğu türkistan Türklerinin kurduğu bu devletin kurucuları ve hükümet erkânı şu değerli kimselerden ibaret idi.



1- Reisicumhur.................. Ali Han Töre

2- Reisicumhur Muavini.... Hekim Han Hoca Beğ

3- Genel Sekreter.............. Abdürrauf

4- Maliye Nazırı................ Enver Musabay

5- Maarif Nazırı................. Seyfeddin Azizi

6- Adliye Nazırı.................. Mehmed Can Mahdum



Sadece üç vilâyete münhasır küçük bir devlet olmasına rağmen, doğu türkistan Cumhuriyeti’nin tek başına Milliyetçi Çin orduları ile savaşarak bu orduları mağlûp ve perişan etmesi, ayrıca Rus esaretindeki Türk ülkelerine ve hususiyle bitişik Batı türkistan’a karşı kötü emsal teşkil edebileceği kaygısı, Ruslarda korku ve endişe yarattığından Sovyet-Rusya türlü entrikalarla millî hükümeti, Çang-Kay-Şek hükümetiyle sulh yapmaya zorladılar.

Böylece 1946 senesinde iki hükûmet temsilcileri arasında varılan bir antlaşma neticesinde, müstakil doğu türkistan Cumhuriyeti feshedilerek, Milliyetçi Çin ile müştereken bir koalisyon hükümeti kurulması kararlaştırıldı. Sovyet Rusya böyle bir antlaşmayı imzalamayı reddeden Reisicumhur Ali Han Töre’yi bir gece tuzağa düşürerek Rusya’ya kaçırdılar ve yerine kendi piyonlarım (taraftarlarını) geçirdiler.





......hurgokbayrak.....
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Komünist Çin İstilâ Dönemi


doğu türkistan’ın ırk, dil, din, örf ve adetler ve sosyal yapısı bakımından Çin milleti ile hiçbir münasebet ve yakınlığı bulunmamaktadır. Çin’in tarihî ve millî sınırlan dışında kalan doğu türkistan her ne kadar tarihte birkaç defa Çinlilerin istilasına maruz kalmışsa da Çinliler pek çabuk tard edildiklerinden istilâları geçici olmuştur. Çinlilerin doğu türkistan’ı devamlı ve fiili işgalleri ancak 1759/60 senelerinden itibaren başlar. doğu türkistan Türkleri 1760 senesinden beri 58 defa silâha sarılarak ÇİN işgaline son vermeye teşebbüs etmişlerdir.

Böylece doğu türkistan’da son 200 sene zarfında bir istila devrini bir kurtuluş devri takip etmiş ve bu Türk ülkesi 5 defa Çinlilerin istilasına maruz kalmıştır.

Bunlar, 1759/1863 senesine kadar 103/104 sene devam eden birinci istilâ (imparatorluk) devri. 1876 senesinden 1911 senesine kadar 35 sene devam eden ikinci istilâ (imparatorluk) devri. 1911’den 1943 senesine kadar devam eden üçüncü istilâ (yan müstakil askerî umumi valiler) devri. 1943’den 1949 senesine kadar devam eden dördüncü istila (Milliyetçi Çin) devri.

1949 senesinden beri halen devam etmekte olan beşinci istila (Kızıl Çin) devridir. Bu son devir, doğu türkistan tarihinin en karanlık devridir. Zira kızıl Çin işgali pek kanlı imha ve terör havası içinde ve bütün şiddetiyle hâlâ devam etmektedir. Bu beş istila devri arasında doğu türkistan 3 defa hürriyet ve istiklâline kavuşmuş, kısa bir müddet içinde olsa tam müstakil devlet kurmaya muvaffak olmuştur.
"Gökbayrak’tan Albayrağa Selâm" göndermek suretiyle Türklüğün bütün manevî şeref ve gururunu sinesinde duymuş ve yaşatmıştır.







hurgokbayrak
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
1863 Doğu Türkistan Cumhuriyeti

(Yakuphan Ba-Devlet Devleti)


1862-1863 senelerinde Doğu Türkistan’da çıkan millî ihtilâllerde bütün Çinliler imha edilerek Kuçar, Yarkent Kaşgar ve İli’de birer şehir devleti kuruldu. 1863’te devletinin reisi (askerî kumandan) Yakup Han iktidarı ele geçirerek îli şehir devleti müstesna bütün bu devletçikleri birleştirdi. Kaşgar merkez olmak üzere "Ba-Devlet" adıyla kuvvetli bir merkezî idare kurmaya muvaffak oldu.

Ba-Devleti’ni İngiltere, Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu resmen tanıdı. Yakup Han bu devletlerle siyasî münasebetler kurdu. Ticarî antlaşmalar akdetti. Orta Asya’da büyük bir nüfuz rekabetine giren İngiltere ve Rusya Yakup Han’ı kendi taraflarına çekebilmek için büyük gayretler sarf ettiler, Buna rağmen Yakup Han hiçbir teşebbüste bulunmayan Osmanlı İmparatorluğuna tabi olmayı tercih etti. Bu maksatla yeğenini fevkalâde salahiyetlerle hususî mümessil olarak İstanbul’a gönderdi ve Sultan Abdülaziz’e resmen biat etti.

Sultan Abdülaziz bu biati kabul ederek Kolağası Kâzım ve İsmail efendilerin başkanlığındaki askeri bir talim heyetini büyük ve kıymetli hediyelerle Kaşgar’a gönderdi. Yakup Han, Sultan Abdülaziz Han namına Doğu Türkistan’ın bütün cami ve mescitlerinde hutbeler okuttu ve sikkeler bastırdı. Fakat Doğu Türkistan devleti ancak 1876 senesine kadar yani 13 sene devam edebildi.

1863 yılında kurulan "Doğu Türkistan Cumhuriyeti"nin kurucusu Bedevlet Yakuphan kurulan bu devletle, zamanın Osmanlı hükümdarı Sultan Abdulazizhan’a açıkça bağlılık bildirmiş, adına para bastırmış ve hutbe okutmuştur. O zamanlar Osmanlı devleti de "Doğu Türkistan Cumhuriyeti" devletini devlet olarak tanımış, para ve silah yardımında bulunmuş, Osmanlı subaylarından göndererek Doğu Türkistan ordusunun eğitilmesini sağlamıştır.

Daha sonraları Osmanlı devletinin de giderek zayıflaması sonucunda Doğu Türkistan Cumhuriyetine verilen destek giderek azalmış ve bu durumu fırsat bilen Çinliler İngiltere ve Rusya’nın da desteğini alarak Osmanlı devletinden intikam alırcasına bir işbirliği ile 14 yıl boyunca bağımsız bir devlet olarak ayakta kalmış olan "Doğu Türkistan Cumhuriyeti" devletini 1878 yılında yıkmışlardır…
Tarih sayfaları dünyada bir çok devletlerin kurulduğu ve yıkıldığı ile ilgili hadiselerle doludur. O zamanlar Özellikle de kuzeyinde Sovyetler Birliği, doğusunda da Çin gibi iki emperyalistin kıskacında olan ve dünyada bağımsız bir Türk devletinin varlığına hiçbir zaman tahammül edemeyen İngiltere’nin de dolaylı entrikalarına maruz kalan Doğu Türkistan Cumhuriyet’leri(1863-1878, 12.11.1933, 1944 ve 1947 Doğu Türkistan mahalli hükümeti) ne yazık ki şer güçlerin işbirliği ile yıkılmıştır…
Bu yıkılış Allah’ın izni ile ebedi bir yıkılış olmayacak ve yakın zamanda tam bağımsız bir Doğu Türkistan Devleti yeniden kurulacaktır. Buna bütün kalbimizle inanıyoruz…









.....hurgokbayrak....
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kızıl Çin in Doğu Türkistan topraklarına göz dikmesinin bir sebebi de Doğu Türkistan ın muazzam yeraltı zenginlikleridir.


Doğu Türkistan-- Petrol

Doğu Türkistan’ın zaman zaman içine düştüğü Çin istilâları döneminde gerek milliyetçi Çin dönemi olsun, gerekse Komünist Çin döneminde olsun Doğu Türkistan halkının karşı karşıya bulunduğu hayati tehlikeler dışında bir diğer zulüm şekli var ki; bu tamamen İnsan hakları ihlali ve Çin devlet terörünün açık bir ifadesidir. Dünyanın en nadide yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarına sahip Doğu Türkistan’ın bütün millî kaynakları Çin müstevlileri tarafından vahşice talan edilmeye devam edilmektedir.

Son 20 yıl zarfında Çin Hükûmeti Çin’in Lencu kentinden Doğu Türkistan’ın başkenti Urümçi’ye kadar çifte tren rayları döşeyip geceli gündüzlü hiç durmaksızın Doğu Türkistan’ın zenginliklerini Çin’e taşımaktadırlar. Zenginlik kaynaklarımızı Çin’e taşıdıkları vagonlarla da Doğu Türkistan’a her gün yüz binlerce Çinli taşımaktadırlar. Doğu Türkistan’daki en bakir en verimli topraklara Çinli göçmenleri yerleştirerek Uygurların ev, bark bağ ve bahçelerini gasp ederek getirdikleri Çinli göçmenlere verip Uygurları da şehir dışındaki çorak ve verimsiz bölgelere göçe zorlamaktadırlar.

Doğu Türkistan topraklarından elde edilen ve Çin’e taşınan zenginlik kaynaklarını Çinliler diğer dünya devletlerinin gözünden ve bilgisinden sır gibi saklamaya çalışmaktadırlar. Bu durumu fark eden bazı batı1ı dev1etler son yıllarda Doğu Türkistan konusuna biraz daha fazla ilgi göstermektedirler.
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
DOĞAL GAZ

Son yıllarda; bir ülkenin sahip olduğu yer altı ve yer üstü zenginliklerinin miktarı ve kişi başına düşen yıllık GSMH ölçüsünde devletlerin Milletler arası arenada saygınlık kazanmakta olduğu açıkça görülmektedir. Hatta dünyadaki bazı emperyalist ve aç gözlü devletler cezp edici miktarda zenginlik kaynaklarına sahip olduğunu öğrendikleri ve dişlerini geçirebileceklerini hissettikleri ülkelere karşı da, sayısız insanın ölümü pahasına savaş bile açabilmektedirler. Bu sebeple; istisnalar ayrı tutulsa da, 21. yüzyılda "İnsanlık", "Erdem", "Kanaatkarlık", "Başkalarının haklarına saygı gösterme" gibi kavramların dumura uğramakta olduğunu ifade etmek yanlış olmaz.
Doğu Türkistan'ın şu anda içinde bulunduğu durum da işte bunun en açık göstergesidir… Aç gözlü, sefalet içindeki Çinliler öteden beri sürekli ele geçirmek istedikleri Doğu Türkistan'ın verimli topraklarını 1949 yılında bütün dünyanın gözleri önünde vahşice istila etmişlerdir. Uzun yıllar boyunca Çinlilerin sürekli olarak Çine taşıyarak talan ettikleri yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının farkına varan bazı yabancı devletlerin Doğu Türkistan konusuna olan ilgileri de farklılaşmaya başladı.
İşte bu ülkelerden biri de; Çinlileri çok yakından tanıyan devletlerden biri olan Japonya'dır. Doğu Türkistan'ın sahip olduğu petrol ve doğal gaz rezervleri hakkında, Japonya' da çıkmakta olan Fuji Sankei Business Gazetesinin 07.09.2004 tarihli sayısında bir haber yayınlandı. Bu haberin içeriğine göre; Doğu Türkistan' topraklarında mevcut petrol rezervlerinin 20 milyar 900 milyon ton olduğu açıklandı… Doğu Türkistan'daki Petrol işleri idare merkezinden bir memurun açıklamalarına göre; Doğu Türkistan'daki Petrol rezervlerinin, Çin genelindeki (Deniz ve kara rezervleri de dahil) petrol rezervlerinin % 25 inden daha fazlasını, Doğal gaz rezervinin ise, % 28'inden daha fazla bir oranını teşkil ettiğini açıklamıştır.
Doğu Türkistan'ın Cungarya havzası ve tarım havzası gibi bölgelerinde doğal gaz ve petrol yatakları oldukça fazla olup, Çin hükümetinin teşebbüs ettiği "İç bölgelerdeki kırsal bölgeleri açış" projesinin ana temelini de yeni rezerv alanlarının tespiti ile ilgili araştırmalar oluşturmaktadır.

Doğu Türkistan'dan elde edilen doğal gazın Şanghay'a turbo doğal gaz pompalama sistemi ile taşınması çalışmalarına da hız verilmiştir.

Doğu Türkistan Petrol işleri idare merkezinin teknik elemanları "Doğu Türkistan'ın, Çinin petrol ve doğal gaz alanındaki en stratejik bölgesi haline gelmektedir" demektedirler. Petrol işleri idare merkezinin bildirdiğine göre; Çin hükümetinin 2010 yılına kadar Karamay ile Tarım havzasında yıllık istihsal olarak 20 milyon ton doğal gaz elde etmeyi hedeflediğini projesi gereğince buralarda yeni sondaj çalışmaları yapılmakta olduğunu söylemişlerdir.

Elbette şundan eminiz ki; Doğu Türkistan'ın doğal zenginliklerini yarım asırdır talan eden ve istediği gibi hırsızlık yapan işgalci Çin hükümeti bundan sonra çok rahat olamayacaktır. Çünkü; petrol uğruna ülkelerin işgal edildiği, savaşların dinmek bilmediği çağımızda, Doğu Türkistan'ın eşine az rastlanır petrol ve doğal gaz rezervlerinin yanı sıra diğer envai çeşit değerli madenleri diğer dünya devletlerinin de ilgisini çekmekte ve iştahını kabartmaktadır. dolayısıyla da konu ile ilgili bir çok çalışmalar yürütülmektedir.
Dememiz o ki; son yılların en popüler konularından biri mutlaka Çin işgali altındaki Doğu Türkistan olacaktır. Bu sebeple; Tam bağımsızlık yanlısı Doğu Türkistanlılar bu durumun farkında olarak kimi ülkelerin ellerinde ve önlerinde oyuncak olmamaya azami dikkat etmelidirler…

Doğu Türkistan'ın 30 bölgesinden doğal gaz çıkarılmaktadır. Çin'in petrol rezervlerinin yüzde 30'u, doğal gaz kaynaklarının ise yüzde 34'ü bu bölgede bulunmaktadır.

Bütün Bölgelerdeki Hızlı Gelişmeler: Çin Komünist Partisi'nin Onbirinci Merkez Komitesi'nin Üçüncü Olağan Oturumu'ndan sonra, Tarım Havzası'nın güneybatı kısımlarında ve Turfan ve Hami Havzalarında zengin petrol ve doğal gaz rezervleri bulundu. Bununla birlikte üretim her yıl hızla artmaya başladı. 1982'de üretim 4 milyon tondu; 1986'da 5 milyon tona; 1988'de 6 milyon tona; 1992'de 8.3166 milyon tona sıçradı. Bu sayısal artışlara paralel olarak petrokimya yatırımlarda ve ürünlerde gelişme de hızlandı. Tanrı Dağları ile Kuenlun Dağları arasında yer alan Tarım Havzası'nın ise, ilmi araştırmalar ve jeolojik veriler sonucu petrol ve doğal gaz yatakları bakımından geleceği parlak bir bölge olduğu anlaşılmıştır.

Bölgede araştırma yapan batılı petrol şirketlerinin ifadelerine göre ise, ülkenin güneyinde Tarım Havzası'nda tespit edilen petrol alanlarının sadece yüzde ellisinde 50 milyar ton petrol, 8 milyar metre küp doğal gaz rezervi mevcuttur.

Tarım Havzası'ndaki doğalgaz rezervi ise 30 milyar metreküp olarak hesaplanmıştır. Doğu Türkistan'daki toplam petrol rezervinin 20 milyar tonu, doğalgaz rezervinin de 10,3 trilyon metreküpü aştığı tahmin ediliyor.

Tüm bu rakamlar Doğu Türkistan'ın yakın gelecekte dünyanın başlıca doğal gaz merkezi olacağının işaretidir.
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
TARIM

Doğu Türkistan esasen tarım memleketidir. İhracat malının %80'ini tarım ve gıda maddeleri teşkil eder. 150 bin km2 tarım arazisine, bir o kadar ekilebilen toprağa ve 12 bin km2 genişliğinde ormanlık alana sahiptir.

Doğu Türkistan, Çin işgalcilerinin sosyalist sisteminin devamlı olarak sömürgesi halinde olsa da tarımsal üretim, komonno(Gonğşe) denen devlet üretim çiftlikleri meydanı (Tarım sahalarında kolektif olarak yapılmaktadır. Doğu Türkistan, bitki, hayvan, orman ve yabanî hayvan çeşitliliği bakımından çok zengin bir ülkedir.Fakat Çin işgalcileri bu ülkeyi dünyaya tanıtmayıp, demir perde içinde gizleyerek idare etmektedir.
Doğu Türkistan ekilebilir bakır topraklara sahip olmanın yanı sıra tarımın gelişmesi için gerekli iklim şartlarına da sahiptir Doğu Türkistan'da tarım için elverişli toplam toprak miktarı 150 Milyon Mo (Çin ölçü birimi)dan daha fazladır. Bu rakam resmi istatistikler sonucu elde edilmiştir. Çin Tarım Bakanlığı'nın 1982 yılında ilan ettiği bir materyale göre Doğu Türkistan'daki tarıma elverişli alanların 150 milyon Çin Mo'su olduğu, bunun bütün Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki ekilebilir arazinin % 8'ini teşkil ettiği bilinmektedir. Bu rakam Doğu Türkistanlı bilim adamları tarafından çok az bulunmuştur. Doğu Türkistan'da şimdi ekilen toprakların yüz ölçümü 48 milyon Mo'dan fazla olup ekilebilir bütün toprakların 1/3'ünü teşkil etmektedir. Doğu Türkistan Orta Asya'da güneşli günlerin en fazla olduğu ve ısı farklarının en çok olduğu bir bölge olarak bilinir. Güneşli günlerin toplamı yılda 2600-3000 saat arasındadır. Gece ile gündüz arasındaki ısı farkı 10-20°C arasında değişmektedir. Bu ortam buğday, mısır, pamuk, şekerpancarı, üzüm, kavun, karpuz, dut ve çeşitli meyveler ile diğer endüstriyel bitkilerin yetiştirilmesi için çok müsaittir. Doğu Türkistan'da dünyaca ünlü uzun lifli pamuk yetiştirilmektedir. 1985'de açıklanan üretim miktarı 260 bin ton temiz pamuktur. Bunun ihracatını Çin Komünist Hükûmeti'nin merkezi ticaret şirketleri idare etmektedir.
Buğday üretimi konusunda Doğu Türkistan, Çinin Ukrayna'sı diye ün salmıştır. Demek ki buğday üretiminde Doğu Türkistan, Çin 'de birinci sıradadır. Her sene artmakta olan miktarın sayısı gizli tutulmaktadır. Doğu Türkistan'da şeker pancarı da üretilmektedir. Fakat şeker fabrikalarında imal edilen şeker, Çin'in sömürgesine sunulmaktadır. Dünyaca ünlü üzüm, Doğu Türkistan'da yetiştirilmekte, her sene 15.000 ton kuru yeşil üzüm, ihracatı yapılmaktadır. Geçmişte bu üzümün Çin'in Ten Çing şehri namıyla ihracatı yapılmaktaydı. Oysa orada üzüm yetişmemektedir. Tenkitlerden sonra Şincang Uygur Özerk Bölge namıyla ihracatına başlandı.
Çin, Türkistan'ın dünyaca ünlü kavunlarına ve diğer meyvelerine de el koyup ihracat yapmakta, Türkistan halkı ise fakirlik ve zulüm altında yaşamaktadır.
Doğu Türkistan'ın sabırlı mümin Türk halkı gece gündüz demeden çalışarak ekonomik yönden bazı ilerlemeler kaydetmeye muvaffak oldular. Köklü değişiklikler yaptı, ama buna mukabil günbe gün fakirleşti, bu bir gerçektir.
Örneğin 1983yılındasanayi ve tarım girdilerinin toplamı 10.2 milyar yen idi. Bu, 1949yılından önceye göre 12 misli büyümeyi gösterir. Ortalama olarak bu artış yılda % 7,85'dir. Bunun içinde sanayinin payı 5.35 l milyar yen olup, artış 57 kat, yıllık ortalama artış % 12,73'tür. Sanayi gelirlerinin millî gelir içindeki payı 56,9'dur. Tarım genel olarak gelişmiştir, Ekilebilir tarım alanı 18 milyon hektardan 48 milyon hektara çıkmıştır. Tarım üretimi 4.2oranında artmıştır. Pamuk üretimi 29,9 kat, yağlı tohumlar l6 kat, büyük ve küçükbaş hayvan miktarı 1,9 kat artmıştır. Bunlar gösteriyor ki, iktisadi büyümeler hızla artmıştır. Ama millet açlıktan ölmüştür. Örneğin 1961-62 yılları Doğu Türkistan'ın Bay nahiyesinde onbin yerli Müslüman Türk açlıktan ölmüştür. 1963'de açlık tehlikesinden korkup Sovyetler Birliği'ne iltica edip kaçıp gidenler 250-300 bin civarında Tarbagtay ile Altaylardaki Müslüman Türklerdir.

Doğu Türkistan'ın kişi başına düşen millî gelir Çin Komünist Partisi'nin propaganda materyallerine baktığımızda 270 yen olmuştur. 1990 senesinde bu rakam, Çin'deki 1 milyar 200 milyon insanla beraber paylaşılmıştır. Demek ki; çok büyük bir adaletsizlik vardır. Doğu Türkistan, ekonomisini kendi halkına taksim ederken, kişi başına 10.000 dolardan fazla düşerdi.' Bütün bunlar, Doğu Türkistan'ı işgal eden işgalcilerin bütün kaynağı sömürdüklerinin göstergesidir.
Doğu Türkistan esasen tarım memleketidir. İhracat malının %80'ini tarım ve gıda maddeleri teşkil eder. Sanayi malları % 20'sini oluşturur. İthalat, ihracat işlerini Çin Merkezi Hükûmeti kontrol eder. Merkezi Planlama Teşkilatı Şingcang Özerk Bölgesi'nin ihracat, ithalat planını da denetler. Özerk Bölge Hükûmeti kendi şirketleri ile merkezden vermiş olduğu görevi yerine getirir. G.S.M.H. içinde sanayinin payının düzenli bir düşüş, hizmetlerin ise yükselme gösterdiği görülür. Tarım sektörünün gayri safi millî hâsıla içindeki ağırlığı ise istikrar kazanmış gözükmektedir. Bunun sebebi sosyalist çözümde sanayi işçileri çalışsın çalışmasın maaş alıyor, iş yapma ruhu yok. Ama tarım sektöründe, tarımcılar çalışmazsa ekmek yok, maaş yok, onun için çalışmaya mecburdur. Bu sebepten tarım sektörü de istikrar kazanmış gözükmektedir. Şimdilik piyasada tarım ürünleri ve gıda maddeleri yeterli görülür.


F. TARIM ÜRÜNLERİ DESTEKLEME ALIMLARI
Doğu Türkistan'ı Özerk Bölge Hükûmeti adıyla tarımsal ürünlerini çağdaşlaştırmak için desteklemektedir. Tarımsal mahsulleri fiyatlandırmak için özel idareler tahsis etmiştir. Tarım mahsullerinden buğday, pamuk, yağlı tohumlar, ayçiçeği, şeker pancarı belirlenir. Tütün, pirinç, üzüm gibi ürünlerin tamamı devlet tarafından satın alınır.

Fiyatı da devlet tarafından Doğu Türkistan'daki vilayet ve ilçelerde, diğer tarımsal ürünler ile destekleme alımlarında satın alınmayanlar, köy kooperatifleri kasaba cemiyeti veya merkezi idarelerin tespit ettiği fiyata göre serbest olarak pazarlanır. Bu yolla tarımsal ürünlerin iyileştirme ve çağdaşlaştırmadığı için ÇİFTÇİLER desteklenmektedir. Ayrıca hükûmet, canlı hayvanların da fiyatını belirleyerek, çiftçiden satın alır.


hurgokbayrak...
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
HAYVANCILIK

Doğu Türkistan, dünyada sayılı hayvancılık ülkelerinden biridir. Doğu Türkistan'da faydalanılabilir otlaklar 760 milyon Mo'dur. Bu otlaklarda 60 milyon baş hayvan beslenebilir. Doğu Türkistan'da şimdiki mevcut hayvan sayısı 30 milyon baştır. Çin Komünist Partisi propaganda birimleri ile Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca yayınlanan bazı dokümanlarda Doğu Türkistan'da ki büyük ve küçükbaş hayvan sayısının 20 Milyon olduğu iddia edilmektedir. Bu sayı tamamen kasıtlı bir rakamdır ve Doğu Türkistan'daki gerçek sayıyı gizlemeye matuf Komünist Partisi'nin aldatmacalarından biridir.
İşgalci Çinliler Doğu Türkistan'da çoğalan hayvanları gasp ve talan etmek suretiyle yemiş bitirmiş ve büyük bir bölümünü de Çin'e taşımıştır. Doğu Türkistan halkı 30 yıldan beri eti karne ile almaktadır. Her aileye aylık et istihkakı 1 kg.dır. Bu miktar bazı bölgelerde 112 gr.'a kadar düşer. Hatta bazı yerlerde bu bile yoktur. Doğu Türkistan halkı yıllarca et yüzü görmeden yaşamaya mecbur edilmiştir. Protein yoksunluğu, Türk halkının birçok hastalığa kitle halinde yakalanmasına (örn. şişmanlık) sebep olmuştur. Kitlesel ölümler vuku bulmuştur. Durum bu kadar ağır iken Doğu Türkistan'ın et ihtiyacı niçin karşılanmamaktadır? Milyonlarca hayvan nereye gidiyor? Hayvan sayısı neden çoğalmamış, aksine azalmıştır? Çin Komünist Partisi'nin Doğu Türkistan'daki işgal idaresi Doğu Türkistan'ın her zenginliğini çaldığı gibi hayvanlarını da Çin'e götürmüştür. Doğu Türkistan'dan Çin'e hayvan sevki yapılmaktadır.

Doğu Türkistan'da çok iyi, kaliteli hayvanlar yetiştirilir. Çok kaliteli ürünler elde edilir. Yünü ve eti için yetiştirilen cinsler yanında, ince yünlü cins koyunlar, tiftik için beslenen keçiler ile Barıköy ve Karaşehir'in atları Tarbagtay'ın sığırları, Altayların et için beslenen büyük kuyruklu koyunları, Kuçar'ın kürkü (karakol) için beslenen koyunları, bol sütlü sığırları ve yünleri ile ünlü cins develeri meşhurdur.
Bugün, Doğu Türkistan'daki küçükbaş ve büyük baş hayvanların] sayısı 50 milyondan fazladır. Bu sayı, 1985'de Türkiye'ye gelen Çin heyeti tarafından açıklanan rakamdır. Doğu Türkistan'da yabani hayvan varlığı mevcuttur. Doğu Türkistan'da iktisadi öneme haiz yabani hay-î yanlardan yabani deve, kulan, siyah ve sarı tilki, yılpız, boğa, ayı, büken gibi 107 tür yaşamaktadır. Ayrıca, her türlü kuş mevcut olup tür sayısı. 281'dir. Doğu Türkistan Asya ülkeleri içinde yabani hayvan ve kuşların en çok yoğun yaşadığı bir ülke olarak bilinir. Fakat 1949 yılının ekim ayında vuku bulan Çin komünist işgalinden sonra işgalcilerin ilmi olmayan plân ve programdan yoksun avlanmaları, Çinli askerlere topyekûn avlanma izin verilmesi, işgal yöneticilerinin şahsi arzularının tatmini için yapılan avlanmalar, bu tabii zenginliklerin tahribi denge ve çevrenin bozulmasına sebep olmuştur.

Çin, Ayrıca, bütün bu tabii çevreyi "Tabiatın Muhafaza Bölgesi" ilân edilerek, tanrı nimeti güzelliklerden bu ülkenin öz sahibi olan Türklerin istifadesini önlemiştir.
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ORMAN

Doğu Türkistan ormanlar bakımından zengin bir ülkedir. Doğu Türkistan'daki toplam ormanlık alan 2.430.000 hektar olarak tahmin edilmektedir. Bu ise Doğu Türkistan'ın toplam alanının %6'sını teşkil eder. Fakat Doğu Türkistan dağları, geniş ve orman yapmaya çok elverişli sahalara sahiptir. Buralarda modern usuller kullanılarak fidanlar dikildiği takdirde çok kısa zamanda yeni ormanlar yerleştirilebilir.

Doğu Türkistan'ın gelişmesi için potansiyeli büyüktür. Fakat Çin işgal yönetimi Doğu Türkistan'da yeni ormanlar yetiştirmek şöyle dursun, orman yapılacak bölgelere Çin'den asker, teknik personel, siyası mahkum gibi isimler altında kitleler halinde Çinli göçmenler getirerek yerleştirmektedir. Ayrıca Doğu Türkistan'daki işgal yönetimine mensup memurların Çin'deki yakınları Doğu Türkistan'a zengin olacakları hayali ile geldikleri için keyfi ve gayri kanuni şekilde ormanları kesip satmakta ve odun olarak yakmak suretiyle yok etmektedir.
Netice olarak Çin Komünist Partisi'nin kızıl maskeli faşist işgal askerleri her sahada olduğu gibi, zulüm ve zorbalıkla, Doğu Türkistan'ın ormanlarını da tahrip ve yok etmektedir. Doğu Türkistan'da yaptıkları imha ve tahrip yetmiyormuş gibi Doğu Türkistan'ın Altay ve İli bölgelerinden elde ettikleri keresteleri de trenle Çin'e taşımaktadırlar.
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Çin’in kuzeybatısındaki, petrol ve mineral bakımından zengin olan Doğu Türkistan bölgesinde 1949 yılından bu yana sistematik bir biçimde uygulanmakta olan soykırım ve asimilasyon politikası, ABD’de yaşanan 11 Eylül sürecinden sonra meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Uygur Türklerine sözde teröre karşı savaş adı altında baskı uygulanıyor. Tüm Uygurlara potansiyel birer tehlike şeklinde yaklaşılıyor
Kendi zenginliklerini kullanamayan Doğu Türkistan halkı, asgari yiyecek ve giyecek standartlarının altında trajik bir yoksulluk içinde yaşıyor ve hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Hepsi Çin kökenli olan şahıslara, D.Türkistan’ın en verimli arazilerinden pay ayrılarak, buralarda çiftçilik yapmalarına izin veriliyor. Bu şekilde Uygur Türklerinin elindeki araziler bölünüyor ve bu şahıslara tahsis ediliyor. Üzerinde rütbe bulunmayan üniformalar giyen ve tabanca taşıyan söz konusu şahıslar, kendilerine karşı gelen Uygur Türklerine karşı doğrudan silah kullanabiliyor. Çinin diğer bölgelerinden göç eden bu şahıslar, yaklaşık üç yıl süreyle kendilerine tahsis edilen arazileri işleyip, buralardan gelir elde ettikten sonra, D.Türkistan’da kendilerine ait ev ve iş edinerek yerleşiyor ve yeni gelenlere üniformalarını devrediyor.

Doğu Türkistanlılar tarafından üretilen ürünlerin neredeyse tamamı çok düşük fiyatlarla insanlardan zorla satın alınarak, Çin’e gönderiliyor

Doğu Türkistan meselesi sadece Uygurların bir sorunu olarak görülmemeli ve onların tüm sorumlulukları vicdan sahibi insanlar tarafından sahiplenilmeli ve uzak görüşlü politikalarla soruna çözüm getirilmelidir.
 

imran268

New member
Katılım
11 Mar 2006
Mesajlar
135
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
teşekkürler.... allah yardım cın olsun

kalı sağlıcakla 268
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Çin Zulmünün Tarihi


BİRİNCİ VE İKİNCİ MANÇU İSTİLÂ DÖNEMİ

(1759-1911)




1760 senesinden sonra Doğu Türkistan'da fiili duruma hâkim olan Çinliler büyük katliama girişerek, bir tedhiş ve sindirme politikası takip ettiler.

Bu kanlı zulümleri yine kendi itiraflarında bakın nasıl anlatıyorlar:

General Kao-Chi, 1763 senesinde Çin İmparatoruna gönderdiği resmi raporunda Doğu Türkistan’da 1.200.000 kişinin öldürüldüğünü, 300.000 kişinin Çin'in iç taraflarına sürgün edildiğini, 12.500 ailenin de yerlerinin değiştirildiğini bildirmiştir.

İmparatorluk idaresi öldürdüğü ve sürgün ettiği Türklerden boşalan yerlere Çin den getirdiği 150.000 Çinli'yi yerleştirdi.

Türklerin elinden verimli topraklar zorla alınarak Çinlilere verildi. Türklere ödeyemeyecekleri vergiler yüklediler. Ödeyemeyenlerin elinden ticaretleri alınarak Çinlilere verildi.

Doğu Türkistan da Türklerin şanlı tarihlerini ve yüksek medeniyetini hatırlatan ne kadar tarihî abide, Hükûmet binası, kervansaray, çeşme, cami ve hamam varsa hepsi yıkıldı.




hurgokbayrak
 

seyfullah_keskin

New member
Katılım
31 May 2006
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ÜÇÜNCÜ İSTİLA DÖNEMİ (1911–1944)


Doğu Türkistan'daki ilk politikası Türkleri her türlü düşünceden millî his ve ruhtan mahrum etme yoluna gitmiştir.



Bu maksatla başta müstakil Doğu Türkistan devletinin Cumhurbaşkanı Hoca Niyaz Hacı ve Başbakan Sabit Damolla Abdulbaki olmak üzere, millî Hükûmette vazife alan bütün kabine üyeleri, siyasi liderle, hükûmet memurları, vatanı uğruna savaşmış mücahitler, eşraftan ve tüccardan muteber kimseler kitleler halinde tevkif edilerek, İnsanı dehşete düşürecek zulüm ve işkencelerle öldürülmüşlerdir.



Bu zulümler sırasında Rus Gizli Polis Teşkilâtı (G.P.U) üst düzeyde katliamlarda görev almıştır.Doğu Türkistan tarihînde bir kabus, tazyik ve tedhiş devri olan bu müşterek Sovyet Rusya ve Çin devrinde yapılan tevkiflerde 500.000 masum Türk zindanlara atılmış, 200.000 Türk çeşitli işkencelerle öldürülmüş, 15.000 ailenin ocağı söndürülmüş, mal ve mülkleri müsadere edilmiştir.Bu istilâ devrinde Doğu Türkistan efradından bir veya birkaçını kurban vermemiş aile hemen hemen yok gibidir.
 
Üst Alt