Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dört halife tek bir hadis yazdirmadi,sen onlardan daha mi zekisin?

bky

New member
Katılım
2 Ocak 2013
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kaynak: kurandakidin


DÖRT HALİFE TEK BİR HADİS YAZDIRMADI
Kuran’ın dışında başka kaynakları da dinin kaynağı ilan edenlere, Kuran’ı tek başına yetersiz görenlere, Kuran’la beraber uydurmalarla dolu hadis kitaplarından da dini anlamaya çalışanların -çoğunluğu oluşturan Ehli Sünnet’in- kabulüne göre, İslam’ın en mutlu dönemi önce Peygamberimiz’in zamanı, sonra ise dört halife dönemidir. Fakat ne yazık ki bu halifelerin üstünlüğünü kabul edenlerin uygulamaları, dört halife ile çelişmiştir.Peygamberimiz’in hadisleri yazdırmadığını biliyoruz. Dört halife de, bırakın hadis yazdırmayı, kişilerin hadis nakletmelerini engellemeye çalışmışlar ve Kuran dışında başka kaynak oluşmamasının mücadelesini vermişlerdir. Üstelik bu mücadeleyi Peygamber’in vefatından sonraki ilk yıllarda vermişlerdir; yani uydurmaların çok daha az olduğu bir dönemde. Oysa isteselerdi, Peygamber’in en azından birkaç bin hadisini toplayıp bir kitap yapabilirlerdi. Hem de Peygamber’i gören ve ona çok yakın olan dört halife, eminiz ki çok az yanlışla böyle bir hadis kitabını oluşturabilirlerdi. Bu bölümde izah etmek istediğimiz; doğru hadislerden oluşsa bile, Kuran dışında başka dini kaynak oluşturmaya karşı olmanın en güzel örneğinin, Peygamberimiz’den sonra dört halife döneminde görüldüğüdür.






Ebu Bekir, Peygamberimiz’in vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir: “Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: İşte Allah’ın Kitabı aramızda, onun helalini helal kılın, haramını haram görün.”

Zehebi, TezkiratulHuffaz 1/3; Buhari l.cilt

Hz. Ömer’in bu konudaki tavrı aynı Hz. Ebu Bekir gibidir, hatta diyebiliriz ki Hz. Ömer bu konuda Hz. Ebu Bekir’den çok daha sert davranmıştır: Hz. Ömer diğer şehirlerdeki sahabelere de mektuplar yazarak ellerinde yazılı bulunan hadis mecmualarını yok etmelerini istedi.

İbni Abdül Berr, Camiul Beyanil İlm



Hadisler, Ömer döneminde çoğalmıştı. Ömer halktan beraberlerinde bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. Sonra bunların yakılmasını emrederek şunu söyledi: “Kitap Ehli’nin Mişnası gibi Müslümanların Mişnasıdır bunlar.”

İbni Sad, Tabakat, 5/140

Hz. Ömer şöyle der: “Ancak sizden önceki kavimleri hatırladım, onlar da kitaplar yazmışlar ve Allah’ın Kitabı’nı bırakarak onlara sarılmışlardı. Allah’ın Kitabı’na hiçbir şeyi karıştırmam.” Diğer bir rivayette; “Allah’ın Kitabı’nı asla başka bir şeyle değiştirmem.” Başka bir rivayette; “Ben yemin ederim ki Allah’ın Kitabı’nı hiçbir şeyle gölgelemem.”

El Hatip, Takyıdul İlm; İbni Sad, Tabakat

Bir gün Hz. Ali’ye gelirler ve “Halk hadislere dalmış” derler. Hz. Ali sorar: “Gerçekten öyle mi?” “Evet” derler. Peygamber’den işittim ki gelecekte vuku bulabilecek bir fitneden söz ediyordu. “O fitneden kurtuluş nedir, nasıldır?” diye sordum. Resullullah dedi ki: “Kurtuluş Kuran’dadır. Çünkü sizden öncekilerin haberleri de sizden sonrakilerin haberleri de aranızdakilerin hükmü de Ondadır. O gerçek ile yalanı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür, şaka ve boş söz değildir. Onu terkeden her zorbanın Allah boynunu kırar. Hidayeti, doğru yolu Ondan başkasında arayanı Allah sapkınlığa düşürür. O, Allah’ın en sağlam urganıdır. O, hikmetle dolu Kuran’dır. O en doğru yoldur. O, boş arzuların haktan saptıramayacağı, dillerin, karıştırıp belirsiz edemeyeceği, ilim adamlarının doyamayacağı, çok tekrarlanılmasından bıkılmayan, ilginç özellikleri bitip tükenmeyen bir kitaptır.”

Tırmizi; Darimi
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ehli Sünnet itikadının makbul İslami kaynaklarından ikincisi hadislerdir. Ehli sünnet itikadı dışında ki türlü türlü yolların mensupları kendilerine göre farklı kaynakları delil olarak görürler. Yukarıda alıntı yapılan kaynak da Ehli sünnet itikadı dışında kalmış, Kur'an dan başka kriter kabul etmeyen vahhabiyat benzeri bir kaynaktır.
Bu kaynak Kur'an ı kendi bildiğince hükümlendirir ve her meal okuyan ne anlıyorsa hüküm odur der. Bu kanaat ve karar tebii ki kendilerini bağlıyor. Kim neye ve nasıl inanırsa kendi bilir.
Yukarıda ki yazı da garip, manidar ve pek tezat olan ise şudur ki; hadis kitaplarından kaynak gösterip hadisleri inkar eder.
 

bky

New member
Katılım
2 Ocak 2013
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hadis inkar eden yok.Sahih hadislere karşı çıkan yok.Sadece hadislerde bulunan ve Kur'an'da bulunmayan davranışların farz kılınması şirkten farksızdır.Mübarek halifelerimizin de amacı budur.Sen halifelerden daha mı müminsin?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Hadis inkar eden yok.Sahih hadislere karşı çıkan yok.Sadece hadislerde bulunan ve Kur'an'da bulunmayan davranışların farz kılınması şirkten farksızdır.Mübarek halifelerimizin de amacı budur.Sen halifelerden daha mı müminsin?

Peygamberimiz (sav) ile yaşayan halifelerin, yani Cehariyar-i Güzin'in Peygamberin (sav) sözlerine itibar etmediklerini, O'nu (sav) dinlemedikleri, O'nun (sav) sözü ile hareket ve amel etmediklerini mi iddia ediyorsunuz?

Ve hangi farzın Kur'an a muhalif olduğunu iddia ediyorsunuz?..
 

bky

New member
Katılım
2 Ocak 2013
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
De ki: “Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da (algılanamayanı da) bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben bana vahyedilenden başkasına uymam.” 6-Enam Suresi 50


Peygamberimiz zaten Kur'an'ı uyguluyordu.Siz ise O öldükten 200-300 yıl sonra söylenen hikayeleri uyguluyorsunuz.

Mesela recm bu Kur'an'daki emri inkar etmektir.Bu şirktir.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
De ki: “Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da (algılanamayanı da) bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben bana vahyedilenden başkasına uymam.” 6-Enam Suresi 50


Peygamberimiz zaten Kur'an'ı uyguluyordu.Siz ise O öldükten 200-300 yıl sonra söylenen hikayeleri uyguluyorsunuz.

Mesela recm bu Kur'an'daki emri inkar etmektir.Bu şirktir.


Hikaye olan senin satılmış kafandır.
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
Sayın Bekir; burada kafamı kurcalayan bir kaç soru var. Bu konu çok ilgimi çekti ve tam olarak anlamak istiyorum. Biraz bilgiye ihtiyacım var. ''Ehli Sünnet İtikadı'' nın tam olarak ne demek olduğunu bilmiyorum. Bunun ne demek olduğunu birazcık açarsanız ben de öğrenmiş olurum.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ehl-i sünnet, dini literatürde Hz. Peygamber (sav) ve sahabeyi örnek kabul eden Müslüman toplumunun büyük bir kısmına (% 90) denir. Genelde kısaca "sünnilik" olarak bilinir. Bu grup sünnete bağlı olduğu ve cemaat ruhundan ayrılmadığı için "Ehl-i Sünnet ve'l-cemaat" adıyla da anılır.

Ehl-i Sünnet i’tikâdında olmanın âlametleri

1. Îmânın altı şartına, ya’nî Allah Teâlâ'nın varlığına ve birliğine, eşi ve benzeri olmadığına, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret hayatındaki hâllere, hayır ve şerrin, iyilik ve kötülüğün Allah Teâlâ tarafından yaratıldığına inanmalıdır. (Bunlar "Âmentü" de bildirilmiştir.)

2. Allah Teâlâ'nın son kitâbı olan Kur’ân-ı Kerîm'in, Allah Teâlâ'nın kelâmı olduğuna inanmalıdır.

3. Mü’min, kendi îmânından hiç şüphe etmemelidir.

4. Peygamberimize (sav) îmân edip, hayatta iken Onu görmekle şereflenen eshâb-ı kirâmın hepsini çok sevmelidir. Dört halîfesine, yakın akrabâları olan Ehl-i beytine ve muhterem hanımlarından hiçbirine dil uzatmamalıdır.

5. Allah Teâlâ'nın emir ve yasaklarına inanıp, tembellikle yapmayan mü’minleri kâfir bilmemelidir.

6. Ehl-i kıble olduklarını söyleyen, Allah Teâlâ'ya ve Peygamberi Muhammed aleyhissalatü vesselama inandım dediği halde, yanlış i’tikâtta olanları tekfir etmemeli, kâfir olduklarını söylememelidir.

7. Açıkca günâh işlediği bilinmeyen her imâmın arkasında namaz kılmalıdır. Bu hüküm, cuma ve bayram namazlarını kıldıran emirler, vâliler içindir.

8. Müslümânlar, başındaki âmirlerine, idarecilerine isyan etmemelidir. Hurûç, ya’ni isyan etmek, fitne çıkarmak olur ve çeşitli felâketlere yol açar. Onların hayırlı iş yapmalarına dua etmeli ve fısk, günâh işlerinden vazgeçmeleri için tatlı dil ile nasihat etmelidir.

9. Ayağa giyilen mestin üzerine mesh ederek abdest alınabilmesi dînimizin bir emridir. Çıplak ayak üzerine mesh edilmez.

10. Peygamberimizin (sav) Mi’râç'ının, hem rûh ve hem de beden ile olduğuna inanmalıdır.

- Cennetde mü’minler Allah Teâlâ'yı göreceklerdir.

- Kıyâmet gününde, peygamberler ve sâlih, iyi zâtlar şefâat edeceklerdir.
- Kabirde azâb, rûh ve bedene olacaktır. Kabirde rûhlar, diri kimselerin yaptıklarını ve söylediklerini işitirler.
- Evliyânın kerâmeti hakdır. Kerâmet, Allah'ın sevgili kullarında meydana gelen harikulâde haller olup, Allah Teâlâ'nın âdeti dışında, yani fizik, kimya ve biyoloji kanunları dışında ikrâm ve ihsan ettiği şeylerdir ve inkâr edilemiyecek kadar çoktur.
- Kur’ân-ı kerîm okumak, sadaka vermek ve hatta bütün ibâdetlerimizin sevâblarını, ölenlerin rûhlarına göndermek, onlara fayda vermekte, azâblarının hafifletilmesine veya kaldırılmasına sebep olmaktadır.

Daha detaylı bilgileri İslam Forum sayfalarında arayabilirsiniz.
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
Elinize sağlık Sayın Bekir; yukarıda yazdıklarınızın çoğunu bilmiyordum. İzninizle aklımdaki soruları tek tek sormak istiyorum. Bir dini görevin sünnet mi yoksa farz mı olduğunu nasıl anlarız?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bunlar sünni ilmihal kitaplarında yazmaktadır. Bu tür sahih ilmihal kaynakları en kolay bilgilenme yoludur.
Diğer yandan, yapılması farz ve haram olan fiiler Kur'an da belirtilmiştir. Bunların izaha ihtiyaç duyulmayana nass deniyor ancak bu nass'ların haricinde izaha ihtiyaç duyulanları da zaten Peygamberimiz (sav) 23 yıllık risaletinde insanlara bildirmiş ve bu yolla (sahih hadis sünnet yolu ile) ulemalar ilmihaller yazmış ve belirtmiştir.
Kısa bilgi olması bakımından İslamForum da "İman ve İslam ile uyanış" kısmına ve daha özetle altta ki linke başvurabilirsiniz.


http://www.islamforum.net/threads/18775-54-Farz
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Yoksa, kastınız bir fiilin farz mı sünnet mi olmak olduğunu kestirebilmek ise bu çok mümkün gibi görünmüyor.
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
54 Farz ve 32 Farz'ı okudum. İman ve İslam ile Uyanış adında herhangi bir başlık bulamadım. Bunları sahih ilmihal kaynaklarda bulabileceğimi söylediniz. Peki bir kaynağın sahih olup olmadığını nasıl anlarız?
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
Yoksa, kastınız bir fiilin farz mı sünnet mi olmak olduğunu kestirebilmek ise bu çok mümkün gibi görünmüyor.

Sayın Bekir; ikinci cevabınızı sonradan gördüm. Neden bir fiilin farz mı yoksa sünnet mi olduğunu anlamak mümkün gibi gözükmüyor?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Allah'ın emrettikleri farz, bunların yanına Rasulü'nün makbuliyet adına ilave ettikleri ise sünnet. Bu ayrımı yapabilmek için Kur'anı derin anlamları ile bilmek, Rasulü'nün (sav) hayatını derinen bilmek lâzım ki ayırt edebilelim. Bu nedenle farzı ve sünneti okuyup öğrenmeden akıl ve mantık yolu ile ayırt etmek mümkün görünmüyor.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
54 Farz ve 32 Farz'ı okudum. İman ve İslam ile Uyanış adında herhangi bir başlık bulamadım. Bunları sahih ilmihal kaynaklarda bulabileceğimi söylediniz. Peki bir kaynağın sahih olup olmadığını nasıl anlarız?

Bu mesaja muhatap mesajımın altında zaten link adresi vardı.

Sahih kaynaklara nasıl ulaşabiliriz? Çok güzel bir soru.

Sahih kaynaklar Ehli Sünnet kaynaklarıdır. Ehli Sünneti temsil eden alimlerin eserleri ile alakalı isimler verebiliriz. Misal deriz ki, tahrif olmamış, günümüze en yakın tefsir kaynağı Elmalılı Ahmet Hamdi Yazır tefsiridir, ilmihal olarak Ömer Nasuhi Bilmen'dir. Ola ki bu misalde adı geçen eserlerin sahihliğini nasıl anlayacağız diye sorarsınız. Ama bu soruların ardı arkası kesilmez. Şüphe insana gelen şeytani bir marazdır. Gönlünüzü mutmain etsin diye denebilir ki, bu eserler Türkiye'de Ehli Sünnet cemaatince kahiri ekseri olarak beğenilen ve kabul edilen eserlerdir.
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
Allah'ın emrettikleri farz, bunların yanına Rasulü'nün makbuliyet adına ilave ettikleri ise sünnet. Bu ayrımı yapabilmek için Kur'anı derin anlamları ile bilmek, Rasulü'nün (sav) hayatını derinen bilmek lâzım ki ayırt edebilelim. Bu nedenle farzı ve sünneti okuyup öğrenmeden akıl ve mantık yolu ile ayırt etmek mümkün görünmüyor.

Sayın Bekir; bildiğim kadarıyla farz'ı yerine getirmekle mükellefiz, yani zorunlu ve farz'ı yerine getirmez isek günaha girmiş oluruz; sünnet ise zorunlu değil, yani sünneti yapmaz isek günaha girmeyiz ama yapar isek sevap kazanmış oluruz. Yanlış biliyorsam lütfen düzeltin.

Dediğiniz gibi farzı ve sünneti iyi ayırt edebilmek için Kur'anı ve peygamberimizin hayatını derinlemesine bilmek gerekiyor. Peki ben Kur'anı ve peygamberin hayatını derinlemesine öğrenmeye çalışsam sizce ne kadar süre sonra farzı ve sünneti ayırt edebilecek seviyeye gelirim?
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul
Bu mesaja muhatap mesajımın altında zaten link adresi vardı.

Sayın Bekir; verdiğiniz linke tıkladım. Bu link ''54 Farz'' a ait. Onu da okudum zaten. ''İman ve İslam ile uyanış'' konusunu forumda arattım ama onu bulamadım. Buna ait bir link vermediniz ya da ben göremedim.


Sahih kaynaklara nasıl ulaşabiliriz? Çok güzel bir soru.

Sahih kaynaklar Ehli Sünnet kaynaklarıdır. Ehli Sünneti temsil eden alimlerin eserleri ile alakalı isimler verebiliriz. Misal deriz ki, tahrif olmamış, günümüze en yakın tefsir kaynağı Elmalılı Ahmet Hamdi Yazır tefsiridir, ilmihal olarak Ömer Nasuhi Bilmen'dir. Ola ki bu misalde adı geçen eserlerin sahihliğini nasıl anlayacağız diye sorarsınız. Ama bu soruların ardı arkası kesilmez. Şüphe insana gelen şeytani bir marazdır. Gönlünüzü mutmain etsin diye denebilir ki, bu eserler Türkiye'de Ehli Sünnet cemaatince kahiri ekseri olarak beğenilen ve kabul edilen eserlerdir.

Sayın Bekir; ben sahih kaynaklara nasıl ulaşabileceğimizi değil; bir kaynağın sahih olup olmadığını nasıl anlayacağımızı merak ediyorum.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

Sayın Bekir; bildiğim kadarıyla farz'ı yerine getirmekle mükellefiz, yani zorunlu ve farz'ı yerine getirmez isek günaha girmiş oluruz; sünnet ise zorunlu değil, yani sünneti yapmaz isek günaha girmeyiz ama yapar isek sevap kazanmış oluruz. Yanlış biliyorsam lütfen düzeltin.


Gayet doğru biliyorsunuz efendim.

Dediğiniz gibi farzı ve sünneti iyi ayırt edebilmek için Kur'anı ve peygamberimizin hayatını derinlemesine bilmek gerekiyor. Peki ben Kur'anı ve peygamberin hayatını derinlemesine öğrenmeye çalışsam sizce ne kadar süre sonra farzı ve sünneti ayırt edebilecek seviyeye gelirim?
[/QUOTE]

Siz Kur'an ve Siyer'i Nebi'yi tam anlayarak öğrenseniz zaten farz ve sünneti derhal ayırt edebilirsiniz.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

Sayın Bekir; verdiğiniz linke tıkladım. Bu link ''54 Farz'' a ait. Onu da okudum zaten. ''İman ve İslam ile uyanış'' konusunu forumda arattım ama onu bulamadım. Buna ait bir link vermediniz ya da ben göremedim.


Efendim, İman ve İslam ile Uyanış bölüm başlığı, o bölümde 54 Farz diye bir konu vardı, onu demek istedim.



Sayın Bekir; ben sahih kaynaklara nasıl ulaşabileceğimizi değil; bir kaynağın sahih olup olmadığını nasıl anlayacağımızı merak ediyorum.
[/QUOTE]

Kur'an kendine özgü hikmetleri ile zaten sehahetini koruyor.
Malumunuz Kur'an dönemine ait Arabça ile yazılmıştır. Bu gün ki Arabların kullandığı Arabçadan bir miktar farklılıklar arz eder ki bundan mütevellit her Arab da Kur'anı tam anlayamaz.
Bu nedenle eski Arabça denilen Arabçayı öğrenip, sahih hadisler ile destekleyerek Kur'an hikmetli kısımları hariç anlaşılır. Zaten mükellefiyetler açısından ana referans Kur'an dır ve eksiksizdir. Kur'anı tam anlayabilmek için sahih hadislere baş vurmak icap eder, hadislere yönelmede ki gaye, Kur'anın da zikrettiği üzere Peygamberimizin (sav) Kur'an ı almak ve öğretmek gibi bir vazifesinin olmasıdır. Yani Kur'an ı en iyi O (sav) anlamıştır ve yaşamış ve yaşatmaya çalışmıştır. Kur'an da bir ayet Peygamberimizi kasderek " O'na Kur'an ı ve hikmeti verdik" der. Bu ifadede geçen "hikmet" sözünü geçmişin büyük alimleri hadis ve sünnetler olarak açıklar.
Bu durum da sahih hadis ve sünnetleri nasıl anlarıza geldi sıra. Bu hais ve sünnetlerin büyük bir kısmı Kur'an ile çözülür ancak hikmetli kısımları anlamak mümkün olmaz ki zaten bu da Kur'an da zikredilmiştir. O zaman hadis ve sünnetlerin sahih olduğuna dair muhakkak bir belge aranır ki, bu da zaten hadis ilmi ile uğraşmış büyük alimlerin yaptığı iştir. Yani o eski büyük alimler dahi bir kısım hadisin sahih mi değilmi olduğunu ilimleri ile çözememiş ve mahrecinden doğru geldiğinin belde ve izlerini aramışlardır. Sonuç hadis ilminin inceliklerinde saklıdır.
Altta verdiğim link ve ayrıca forum da diğer kısımlarda aratılarak hadis yazımları, hadis senetleri, hadis ilmi ile geniş diğer bilgiler bulabilirsinz. İnşaallah yardımcı olabilmişimdir.


http://www.islamforum.net/threads/18012-Had%C3%AEs-Nedir
 

gizem

New member
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
istanbul

Siz Kur'an ve Siyer'i Nebi'yi tam anlayarak öğrenseniz zaten farz ve sünneti derhal ayırt edebilirsiniz.

Saygıdeğer Bekir kardeşim; sizce sıradan bir insanın eski Arabçayı, Kur'an ve Siyer'i Nebi'yi tam olarak anlayarak öğrenmesi ne kadar zamanını alır? Bu süre tahminen ne kadardır?

Kur'an kendine özgü hikmetleri ile zaten sehahetini koruyor.
Malumunuz Kur'an dönemine ait Arabça ile yazılmıştır. Bu gün ki Arabların kullandığı Arabçadan bir miktar farklılıklar arz eder ki bundan mütevellit her Arab da Kur'anı tam anlayamaz.
Bu nedenle eski Arabça denilen Arabçayı öğrenip, sahih hadisler ile destekleyerek Kur'an hikmetli kısımları hariç anlaşılır.

Peki Kur'anın hikmetli kısımlarını neden biz anlayamıyoruz. Bu hikmetli kısımları kimler anlayabilir?


Bu durum da sahih hadis ve sünnetleri nasıl anlarıza geldi sıra. Bu hais ve sünnetlerin büyük bir kısmı Kur'an ile çözülür ancak hikmetli kısımları anlamak mümkün olmaz ki zaten bu da Kur'an da zikredilmiştir. O zaman hadis ve sünnetlerin sahih olduğuna dair muhakkak bir belge aranır ki, bu da zaten hadis ilmi ile uğraşmış büyük alimlerin yaptığı iştir. Yani o eski büyük alimler dahi bir kısım hadisin sahih mi değilmi olduğunu ilimleri ile çözememiş ve mahrecinden doğru geldiğinin belde ve izlerini aramışlardır. Sonuç hadis ilminin inceliklerinde saklıdır.
Altta verdiğim link ve ayrıca forum da diğer kısımlarda aratılarak hadis yazımları, hadis senetleri, hadis ilmi ile geniş diğer bilgiler bulabilirsinz. İnşaallah yardımcı olabilmişimdir.


http://www.islamforum.net/threads/18012-Had%C3%AEs-Nedir

Verdiğiniz linke tıkladım. ''Hadislerin günümüze nasıl intikal ettiği'' kısmı dikkatimi çekti. Bu paragrafta peygamberimizin ilk önce hadislerin yazdırılmasını yasakladığı ve daha sonrasında da buna izin verdiği yazıyor. Başka bir kaynakta da peygamber efendimiz ve dört halife dahil hiç birinin hadis yazdırmadığı yazıyor.
Aslında asıl merak ettiğim şey buydu. Sadece hadis ve sünnetlerin sahihliğini merak etmiyorum. Söylenen her şeyin sahihliğini merak ediyorum. Tarihin sahihliğini merak ediyorum. Farklı iki şey arasında doğruya nasıl ulaşabileceğimizi merak ediyorum.
 
Üst Alt