Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dirilere uyarı

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Sayın Metin Mete Kardeş
Yasin suresinin 69.ve70.ayetlerinde değinildiği gibi Kuranın diriler üzerine indirildiğini yazmışsın.Herhalde dirilere indirilmiştir mübarek insan.Bir müjde ve Uyarı olan Hak Kitap Kabirdede insanı uyarır ve Müjdeler diye ahmakane bir iddiamız yok.Bu dini mesneti olmayan komik bir iddia olur.Bizim dediğimiz ama senin anlmamamakta direndiğin şey şu ki; Kuran dirilere bir uyarı ve müjde kaynağı olduğu kadar Ölenede Rahmet vesilesi olabilir.Tirmizi gibi mübarek bir zattın tavatürle nakledegeldiği bir hadisi uydurma olarak addediyorsun.Sen kaçtane hadis ulaştırdın milyonlarca müslümana merak ediyorum........

Allahın Kitabı Haktır.Ne bir eksiklik ne noksanlık olmaz olamaz.O Allahu Alem tarafından muhafaza edilmektedir.Kitapta seninde ifade buyurduğun gibi türlü türlü ifadelerle hakikatler sıralanmıştır.

Ama insanlık tarihi boyunca onbinlerce Rasul o kitabı tanıtmış , İlahi emir ve yasakları ifşa edip uyarmış, izah etmiş, açıklamıştır.Ama senin mantığına göre Rasullere,Onların ardından gelen ve Efendimizin benzetmesiyle her biri birer yıldız olan Ashabı güzine ,onların ardından gelen yüz binler Allah dostuna hiç gerek yoktur.Çünkü kitap vardır okuyan okuduğundan anladığı kadar amel eder.

Senin kavrayıp ısrarlada alakalı alakasız ayetleri bir bir sayman o kitaptaki hakikatleri idrak ettiğin anlamına gelmez....

Şimdi yerinde olsam bir tefsir açıp o yazageldiğin ayetlerin nezaman, ne şartlarda, ne vasfa sahip insanlar için indirildiğini, o ayetler hakkında Efendimizin ne buyurduğunu vs..vs.. araştırım. Sonrada karşımda sanki Kafir bir topluluk varmış gibi Onlara atfedilmiş, ithaf edilmiş ayetleri müslümanlara yazmaktan vazgeçerim...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Sayın Metin Mete Kardeş
Yasin suresinin 69.ve70.ayetlerinde değinildiği gibi Kuranın diriler üzerine indirildiğini yazmışsın.Herhalde dirilere indirilmiştir mübarek insan.Bir müjde ve Uyarı olan Hak Kitap Kabirdede insanı uyarır ve Müjdeler diye ahmakane bir iddiamız yok.Bu dini mesneti olmayan komik bir iddia olur.Bizim dediğimiz ama senin anlmamamakta direndiğin şey şu ki; Kuran dirilere bir uyarı ve müjde kaynağı olduğu kadar Ölenede Rahmet vesilesi olabilir.Tirmizi gibi mübarek bir zattın tavatürle nakledegeldiği bir hadisi uydurma olarak addediyorsun.Sen kaçtane hadis ulaştırdın milyonlarca müslümana merak ediyorum........

Allahın Kitabı Haktır.Ne bir eksiklik ne noksanlık olmaz olamaz.O Allahu Alem tarafından muhafaza edilmektedir.Kitapta seninde ifade buyurduğun gibi türlü türlü ifadelerle hakikatler sıralanmıştır.

Ama insanlık tarihi boyunca onbinlerce Rasul o kitabı tanıtmış , İlahi emir ve yasakları ifşa edip uyarmış, izah etmiş, açıklamıştır.Ama senin mantığına göre Rasullere,Onların ardından gelen ve Efendimizin benzetmesiyle her biri birer yıldız olan Ashabı güzine ,onların ardından gelen yüz binler Allah dostuna hiç gerek yoktur.Çünkü kitap vardır okuyan okuduğundan anladığı kadar amel eder.

Senin kavrayıp ısrarlada alakalı alakasız ayetleri bir bir sayman o kitaptaki hakikatleri idrak ettiğin anlamına gelmez....

Şimdi yerinde olsam bir tefsir açıp o yazageldiğin ayetlerin nezaman, ne şartlarda, ne vasfa sahip insanlar için indirildiğini, o ayetler hakkında Efendimizin ne buyurduğunu vs..vs.. araştırım. Sonrada karşımda sanki Kafir bir topluluk varmış gibi Onlara atfedilmiş, ithaf edilmiş ayetleri müslümanlara yazmaktan vazgeçerim...



Ölene Rahmet ediyorsa Eksiksiz olan Vahyde vardir herhalde eger bu iddianiz dogruysa bir beyyine kondursaydiniz?


Hasa ben kim uydurk yazmak kim?ASiz beni baskalariyla karistiriyorsunuz sanirim.Önce teesüf ederim sonrada özür dilemenizi beklemek hakkimdir en azindan benim yapmayacagim bir seyi bana yükletmeye calistiginiz icin..



Hangisi alakasiz diye soracagim ama hic umudum yokki su diyesiniz diyeceginiz simdiden belli;Su ayetler kafirler icin sunlar müsrikler icin bunlar Ateisler icin e artik size kalan hic bir sey kalmadi diyecegim oda yanlis Masallah bir yigin Külliyeleriniz var sende haklisin be Ibrahim kardes...
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Ölene Rahmet ediyorsa Eksiksiz olan Vahyde vardir herhalde eger bu iddianiz dogruysa bir beyyine kondursaydiniz?


Hasa ben kim uydurk yazmak kim?ASiz beni baskalariyla karistiriyorsunuz sanirim.Önce teesüf ederim sonrada özür dilemenizi beklemek hakkimdir en azindan benim yapmayacagim bir seyi bana yükletmeye calistiginiz icin..



Hangisi alakasiz diye soracagim ama hic umudum yokki su diyesiniz diyeceginiz simdiden belli;Su ayetler kafirler icin sunlar müsrikler icin bunlar Ateisler icin e artik size kalan hic bir sey kalmadi diyecegim oda yanlis Masallah bir yigin Külliyeleriniz var sende haklisin be Ibrahim kardes...


Bir özür borcu söz konusu ise fikrinize katılmadıkları için bu mübarek ayetlerle onlara itham ettiğiniz sıfatlardan ötürü bu borcun sahibi sizsiniz.
Buyrun İthamlarınızı birlikte okuyalım;

Onlara ayetlerimiz açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar Bize bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir.”dediler. De ki “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece vahyolunana uyuyorum.”
Yunus Suresi 15

De ki: "Şahidlik bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Sizi -ve kime ulaşırsa- kendisiyle uyarmam için bana şu Kuran vahyedildi. Gerçekten Allah'la beraber başka ilahların da bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?"De ki: "Ben şehadet etmem." De ki: O, ancak bir tek olan ilahtır ve gerçekten ben, sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım

17/41 Biz, and olsun ki öğüt almaları için bu Kuran'da bunları türlü türlü açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır.

17/89 And olsun ki, biz Kuran'da insanlara türlü türlü misal gösterip açıkladık. Öyleyken insanların çoğu nankör olmakta direndiler.

Sırasıyla; Kur’anın hükümlerini değiştirmekle,Şirkle;Nefret duymakla,Nankör olmakla falan itham ediyorsunuz insanları sonra dönüp ÖZÜR bekliyosunuz.Acaba Özür dilemesi gereken KİM????

Sonra gelelim asıl konumuza;

Sizin ayeti kerimedeki Ölü kavramı Kitapta mecazi ve kinayeli bir ifadeyle kullanılıyorken siz ısrarla bildiğimiz sıradan ölü cesedi tahayyül ediyorsunuz.Bana göre en büyük hatanızda burada başlıyor.Çünkü biz biliyoruzki;

Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Elbette düşünenler için bunda alınacak ibretler vardır.) [Zümer 42

(Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar, Rableri indinde diridir, rızıklanır.) [Al-i İmran 169]

(Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin! Onlar diridir; ama siz anlayamazsınız.) [Bekara 154]

Bu âyet-i kerime de ruhun bedenden ayrı bir varlık olduğunu bildirmektedir. İşiten ve gören ruhtur. Ruhsuz beden bir işe yaramaz. Ama bedensiz ruh, nimet veya azaba duçar olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:


(Müminlerin ruhları 7. kat göktedir. Orada Cennetteki makamlarını seyrederler.) [Deylemi]

Hızır aleyhisselam gibi bir çok kişinin ruhunun iş yaptığı görülmüştür. Bu bakımdan Allah yolunda ölmüş kimselere ölü bile demek caiz olmaz.
Allah yolunda öldürülenler şehittir. Şehitten daha üstün olan Peygamber efendimize nasıl ölü denir! O âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir, bütün âlemler Onun hürmetine yaratılmıştır. Şehitler gibi Peygamberlerin bedenleri de çürümez.

(Ölü kabre konurken, ayak seslerini işitir.) [Buhari]


(Ölüler yaptığınız iyi işlerinize sevinir, kötü işlerinize üzülürler.) [İbni Ebiddünya]

Ölülere işittiremezsin âyeti ise şu mealdedir:
(Elbette sen ölülere işittiremezsin. Arkalarını dönüp kaçan sağırlara da bu daveti işittiremezsin. Hem sen o körleri sapıklıklarını bıraktırıp, hidayet verici de değilsin. Sen ancak âyetlerimize iman edecek kimselerden başkasına işittiremezsin.) [Neml 80-81]

Buradaki sağırların da kulaklarının sağır olmadığı, körlerin de gözlerinin kör olmadığı, ölünün de gerçek ölü olmadığı açıktır. Bir de davet ve hidayet kelimeleri geçiyor. Demek ki maksat işittirmek veya göstermek değil, onları hidayete davet etmektir. Âyetin devamında, (Sen ancak iman edeceklere işittirebilirsin) deniyor. Ötekilerin ise iman etmeyecek kâfirler olduğu da pek açıktır.

Bütün bu zikredilenler bize gösteriyorki gerek [Neml 80-81] gerek [Yasin 69-70] ve diğer ayetlerde zikredilen ölüler salt cesetten ibaret ölü olmayan ruhlardır. Ve her ölü işitir,görür,ve hisseder.

İşte tam bu durumda sizin Kur’anın ölülere faydası yoktur iddianız çürüyor çünkü ölen cesettir ruh ise ölmez ya kabrinde Rabbinin lütfuyla cennet bahçesinde yada rabbinin cezası ile cehennem çukurundadır.Yoksa Ölü ceset nasıl olurda azaba yada mükafata muhatap olabilir.Akıl karımıdır???

Bakın ayet dediniz ayet ile bunun yanında Hadisi şerifler ile bu konuyu açıklamaya çalıştım maksadım Cesetleri ölü ama Ruhları baki olan ölülerimize Kıyamete kadar edilegelecek duaların,okunagelecek Kur’an hatimlerinin faydasız ve amaçsız olmadığını ispat etmektir. Milyon kere milyon kez haykırıyorum Kur'an Alemlere rahmettir.O da ,O'nun tebliğ ediciside (S.a.s.) Alemlere rahmettir.Tabiki Kur'anın hükümleri Dirilere gelmiştir.Ölüler tebliğin muhatabı değildirki Ölülere gelmiştir diye bir iddiamız olsun.

Bütün bunlara rağmen hala ısrarla kendisini okuyana ahirette şefaat edecek olan Kur’anın, kendisini okuyanı ölünce sahipsiz burakacağını iddia etmekte ısrar ediyorsanız ben artık Alemlerin rabbine sığınırım.
Ceza ve mükafat gününda aramızdaki ihtilafın hükmünü O (C.C.) verecektir.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Bir özür borcu söz konusu ise fikrinize katılmadıkları için bu mübarek ayetlerle onlara itham ettiğiniz sıfatlardan ötürü bu borcun sahibi sizsiniz.
Buyrun İthamlarınızı birlikte okuyalım;

Onlara ayetlerimiz açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar Bize bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir.”dediler. De ki “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece vahyolunana uyuyorum.”
Yunus Suresi 15

De ki: "Şahidlik bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Sizi -ve kime ulaşırsa- kendisiyle uyarmam için bana şu Kuran vahyedildi. Gerçekten Allah'la beraber başka ilahların da bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?"De ki: "Ben şehadet etmem." De ki: O, ancak bir tek olan ilahtır ve gerçekten ben, sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım

17/41 Biz, and olsun ki öğüt almaları için bu Kuran'da bunları türlü türlü açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır.

17/89 And olsun ki, biz Kuran'da insanlara türlü türlü misal gösterip açıkladık. Öyleyken insanların çoğu nankör olmakta direndiler.

Sırasıyla; Kur’anın hükümlerini değiştirmekle,Şirkle;Nefret duymakla,Nankör olmakla falan itham ediyorsunuz insanları sonra dönüp ÖZÜR bekliyosunuz.Acaba Özür dilemesi gereken KİM????

Sonra gelelim asıl konumuza;

Sizin ayeti kerimedeki Ölü kavramı Kitapta mecazi ve kinayeli bir ifadeyle kullanılıyorken siz ısrarla bildiğimiz sıradan ölü cesedi tahayyül ediyorsunuz.Bana göre en büyük hatanızda burada başlıyor.Çünkü biz biliyoruzki;

Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Elbette düşünenler için bunda alınacak ibretler vardır.) [Zümer 42

(Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar, Rableri indinde diridir, rızıklanır.) [Al-i İmran 169]

(Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin! Onlar diridir; ama siz anlayamazsınız.) [Bekara 154]

Bu âyet-i kerime de ruhun bedenden ayrı bir varlık olduğunu bildirmektedir. İşiten ve gören ruhtur. Ruhsuz beden bir işe yaramaz. Ama bedensiz ruh, nimet veya azaba duçar olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:


(Müminlerin ruhları 7. kat göktedir. Orada Cennetteki makamlarını seyrederler.) [Deylemi]

Hızır aleyhisselam gibi bir çok kişinin ruhunun iş yaptığı görülmüştür. Bu bakımdan Allah yolunda ölmüş kimselere ölü bile demek caiz olmaz.
Allah yolunda öldürülenler şehittir. Şehitten daha üstün olan Peygamber efendimize nasıl ölü denir! O âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir, bütün âlemler Onun hürmetine yaratılmıştır. Şehitler gibi Peygamberlerin bedenleri de çürümez.

(Ölü kabre konurken, ayak seslerini işitir.) [Buhari]


(Ölüler yaptığınız iyi işlerinize sevinir, kötü işlerinize üzülürler.) [İbni Ebiddünya]

Ölülere işittiremezsin âyeti ise şu mealdedir:
(Elbette sen ölülere işittiremezsin. Arkalarını dönüp kaçan sağırlara da bu daveti işittiremezsin. Hem sen o körleri sapıklıklarını bıraktırıp, hidayet verici de değilsin. Sen ancak âyetlerimize iman edecek kimselerden başkasına işittiremezsin.) [Neml 80-81]

Buradaki sağırların da kulaklarının sağır olmadığı, körlerin de gözlerinin kör olmadığı, ölünün de gerçek ölü olmadığı açıktır. Bir de davet ve hidayet kelimeleri geçiyor. Demek ki maksat işittirmek veya göstermek değil, onları hidayete davet etmektir. Âyetin devamında, (Sen ancak iman edeceklere işittirebilirsin) deniyor. Ötekilerin ise iman etmeyecek kâfirler olduğu da pek açıktır.

Bütün bu zikredilenler bize gösteriyorki gerek [Neml 80-81] gerek [Yasin 69-70] ve diğer ayetlerde zikredilen ölüler salt cesetten ibaret ölü olmayan ruhlardır. Ve her ölü işitir,görür,ve hisseder.

İşte tam bu durumda sizin Kur’anın ölülere faydası yoktur iddianız çürüyor çünkü ölen cesettir ruh ise ölmez ya kabrinde Rabbinin lütfuyla cennet bahçesinde yada rabbinin cezası ile cehennem çukurundadır.Yoksa Ölü ceset nasıl olurda azaba yada mükafata muhatap olabilir.Akıl karımıdır???

Bakın ayet dediniz ayet ile bunun yanında Hadisi şerifler ile bu konuyu açıklamaya çalıştım maksadım Cesetleri ölü ama Ruhları baki olan ölülerimize Kıyamete kadar edilegelecek duaların,okunagelecek Kur’an hatimlerinin faydasız ve amaçsız olmadığını ispat etmektir. Milyon kere milyon kez haykırıyorum Kur'an Alemlere rahmettir.O da ,O'nun tebliğ ediciside (S.a.s.) Alemlere rahmettir.Tabiki Kur'anın hükümleri Dirilere gelmiştir.Ölüler tebliğin muhatabı değildirki Ölülere gelmiştir diye bir iddiamız olsun.

Bütün bunlara rağmen hala ısrarla kendisini okuyana ahirette şefaat edecek olan Kur’anın, kendisini okuyanı ölünce sahipsiz burakacağını iddia etmekte ısrar ediyorsanız ben artık Alemlerin rabbine sığınırım.
Ceza ve mükafat gününda aramızdaki ihtilafın hükmünü O (C.C.) verecektir.



Anlamadigim senin bahsettigin ölüyle benimki arasindaki fark;Iste ayetten anlamak istemedikleriniz.Ali-imran 169,Bekara 154 teki ölüyle ,Zümer 42 deki aynimi?Bu birinci mesele.Sana birakiyorum düsünmeyi.

Neml 80-81 in konumuzla alkasi bile yok,bunu sen iyi biliyorsun.(36/70 Diri olanı uyarsın,ve inkarcılar üzerine söz hak olsun diye indirilmiştir.) ise benim anlatmak istedigim ceset olan ölü,Iste aramizdaki fark.Sen misal olan ölüden kendince bir seyler cikariyorsun biz sadece Vahyin bahsettigini söylüyoruz.Senin söyledigin diger sözleri kaale almiyorum tabiki.


İşte tam bu durumda sizin Kur’anın ölülere faydası yoktur iddianız çürüyor çünkü ölen cesettir ruh ise ölmez ya kabrinde Rabbinin lütfuyla cennet bahçesinde yada rabbinin cezası ile cehennem çukurundadır.Yoksa Ölü ceset nasıl olurda azaba yada mükafata muhatap olabilir.Akıl karımıdır???


Bakın ayet dediniz ayet ile bunun yanında Hadisi şerifler ile bu konuyu açıklamaya çalıştım maksadım Cesetleri ölü ama Ruhları baki olan ölülerimize Kıyamete kadar edilegelecek duaların,okunagelecek Kur’an hatimlerinin faydasız ve amaçsız olmadığını ispat etmektir
Bu yazinizdakileride bir isbat ediniz.Ama lütfen ayetle.baska söze gerek yoktur,Insallah...


Araf suresi 33. ayet; De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Sayın Metin Mete Kardeş
Yasin suresinin 69.ve70.ayetlerinde değinildiği gibi Kuranın diriler üzerine indirildiğini yazmışsın.Herhalde dirilere indirilmiştir mübarek insan.Bir müjde ve Uyarı olan Hak Kitap Kabirdede insanı uyarır ve Müjdeler diye ahmakane bir iddiamız yok.Bu dini mesneti olmayan komik bir iddia olur.Bizim dediğimiz ama senin anlmamamakta direndiğin şey şu ki; Kuran dirilere bir uyarı ve müjde kaynağı olduğu kadar Ölenede Rahmet vesilesi olabilir.Tirmizi gibi mübarek bir zattın tavatürle nakledegeldiği bir hadisi uydurma olarak addediyorsun.Sen kaçtane hadis ulaştırdın milyonlarca müslümana merak ediyorum........

Allahın Kitabı Haktır.Ne bir eksiklik ne noksanlık olmaz olamaz.O Allahu Alem tarafından muhafaza edilmektedir.Kitapta seninde ifade buyurduğun gibi türlü türlü ifadelerle hakikatler sıralanmıştır.

Ama insanlık tarihi boyunca onbinlerce Rasul o kitabı tanıtmış , İlahi emir ve yasakları ifşa edip uyarmış, izah etmiş, açıklamıştır.Ama senin mantığına göre Rasullere,Onların ardından gelen ve Efendimizin benzetmesiyle her biri birer yıldız olan Ashabı güzine ,onların ardından gelen yüz binler Allah dostuna hiç gerek yoktur.Çünkü kitap vardır okuyan okuduğundan anladığı kadar amel eder.

Senin kavrayıp ısrarlada alakalı alakasız ayetleri bir bir sayman o kitaptaki hakikatleri idrak ettiğin anlamına gelmez....

Şimdi yerinde olsam bir tefsir açıp o yazageldiğin ayetlerin nezaman, ne şartlarda, ne vasfa sahip insanlar için indirildiğini, o ayetler hakkında Efendimizin ne buyurduğunu vs..vs.. araştırım. Sonrada karşımda sanki Kafir bir topluluk varmış gibi Onlara atfedilmiş, ithaf edilmiş ayetleri müslümanlara yazmaktan vazgeçerim...


Benim sizden istedigim özür yukarida bahsi gecen konu hakkindaydi,Yani beni uydurukculuga veya uydurmuslugum varmis gibi bir davet vardi.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet

Hızır aleyhisselam gibi bir çok kişinin ruhunun iş yaptığı görülmüştür. Bu bakımdan Allah yolunda ölmüş kimselere ölü bile demek caiz olmaz.
Allah yolunda öldürülenler şehittir. Şehitten daha üstün olan Peygamber efendimize nasıl ölü denir! O âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir, bütün âlemler Onun hürmetine yaratılmıştır. Şehitler gibi Peygamberlerin bedenleri de çürümez.

(Ölü kabre konurken, ayak seslerini işitir.) [Buhari]


(Ölüler yaptığınız iyi işlerinize sevinir, kötü işlerinize üzülürler.) [İbni Ebiddünya]




İşte tam bu durumda sizin Kur’anın ölülere faydası yoktur iddianız çürüyor çünkü ölen cesettir ruh ise ölmez ya kabrinde Rabbinin lütfuyla cennet bahçesinde yada rabbinin cezası ile cehennem çukurundadır.Yoksa Ölü ceset nasıl olurda azaba yada mükafata muhatap olabilir.Akıl karımıdır???
Araf suresi 33. ayet;De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.

( Nahl sur. 21. ayet:Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.)

(Dühan sur. 56.ayet:Orada, ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar.)

(İsra sur.52.ayet:Sizi çağıracağı gün, onu hamt ederek çağrısına derhal uyacaksınız. Ve sadece az bir süre kaldığınızı düşüneceksiniz.)

Yasin sur.51.ayet: Nihayet Sur’a üfürülecek(Kalk borusu çaldığında). Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.
_Yasin sur.52.ayet: (İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahman’ın vaat ettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! Derler.

(İnfitar sur. 4.ayet: Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman.5.İnsanoğlu, ne yaptığını ve ne yapmadığını görür.)

( Adiyat sur.9.10: İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalplerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?)

Ali imran sur. 185. ayet: Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metaından başka bir şey değildir.)
Her yerde hatirlatana Sonsuz sükürler olsun..

(Hâlâ düşünmüyor musunuz?", Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz, Öğüt alan yok mudur, Yemin olsun ki, biz, Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var, Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz.)



 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Iste meselede bu ya Her seferinde dikte ederek ben Vahyle uyariyorum/Uyuyorum demesine ragmen bu gibi bir hadisi söyledigini iddia edebiliyorsunuz...

Ona olan saygi ve sevgimizin büyüklügü onu bu gibi olumsuz sözlerden TENZIH ediyoruz.

Ya kardesim ben Allahin celiskisiz Kelimullahi diyorum siz?

Vahiymi saglam Bunlarmi?

Benim Allahın rasulünün sözlerine ehemmiyet vermeyen, onun mübarek kelamını bizlere ulaştıranlara itibar etmeyen ve onlardan bize ulaşan ve milyonlarca müslümanın kalbine sinmiş olan hadisleri ÇELİŞKİLİ ve BU GİBİ HADİSLER diyerek ananların nasihatlerine ihtiyacım yok. Nasihat ihtiyacı duyarsam Rsaulullaha kulak veririm....

Allah'a ve Resûlü'ne inananlar ve onlardan hiç biri arasında ayrım yapmayanlar, işte onlara ecirleri verilecektir. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (NİSA SURESİ / 152)
Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, şüphesiz uzak bir sapıklıkla sapıtmıştır. (NİSA SURESİ / 136)

Kitap 3.sırada ve rasulden sonra zikrediliyor belki dikkatinden kaçmıştır haa???
Eğer siyerciler veya hadisçiler ile bir sorununuz varsa onların yanlışlarını ifşa edin Tirmizileri , Buharileri tekzip etmek sizin işiniz değil.....

Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki: "Gerçekten Rabbimizin elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır. (A'RAF SURESİ / 53)

Bir peygamberki şefaat yetkisi ile donatılmış iken nasıl oluyorda ilham kaynağı olan KİTAP edemiyor oda ayrı bir merak??

Andolsun, sizden önceki nesilleri, resulleri kendilerine apaçık deliller getirdiği halde, zulmettikleri ve iman etmeyecek oldukları için yıkıma uğrattık. İşte biz, suçlu-günahkar olan bir topluluğu böyle cezalandırırız. (YUNUS SURESİ / 13)

Andolsun, biz senden önce elçiler gönderdik; onlardan kimini sana aktarıp-anlattık ve kimini anlatmadık. Herhangi bir elçiye, Allah'ın izni olmaksızın bir ayeti getirmek olacak şey değildir. Allah'ın emri geldiği zaman hak ile hüküm verilir ve işte burada (hakkı) iptal etmekte (istekli) olanlar hüsrana uğramışlardır. (MÜ'MİN SURESİ / 78)

Bu konu benim açımdan kapanmıştır.Haklı olduğumuz bir konuda dahi ileri gitmemekle emrolunmuş birer ümmedin mensubuyuz.Ben bu konu boyunca kalbinizi kırmışsam Helalalliğinizi ister Allaha Emanet olmanızı dilerim
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Ebû Hüreyre Hazretlerinin, Kur´an okuyanların kazanacağı mânevî derecelerle ilgili olarak Peygamber Efendimiz`den rivayet ettiği şu hadîsi nakledebilirim.

Kur`an: Rabb`im! Ona şeref tacı giydir! diye niyâz edecek; o kimseye şeref tacı giydirilecek. Sonunda Kur`an-ı Kerîm: Yâ Rabbî! O kulundan razı ve hoşnut ol! Senin hoşnutluğundan üstün bir şey yoktur. diyerek Kur`an okuyan kimseyi mânevî mertebelerin en yükseğine ulaştıracak (Tirmizî, Fezâilül-Kuran 18; Dârimî, Fezâilül-Kuran 1).

Kur'anda da Şefaatle ilgili hükümler vardır.

(O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahman olan Allah’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109]

(Rahman olan Allah’ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87]

(Allah’ı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Ancak hak dine inanıp ona şahitlik eden kimseler şefaat eder.) [Zuhruf 86]

(Onlar, Onun rızasına kavuşmuş olandan başkasına şefaat etmezler.) [Enbiya 28]

(Sadece Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26]

(Allah’ın izni olmadan kim şefaat edebilir?) [Bakara 255]

(Allah’ın izni olmadan hiç kimse şefaatçi olamaz.) [Yunus 3]

(Bütün şefaatler Allah’ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44]

Bu âyet-i kerimelerde görüldüğü gibi, şefaat yetkisine sahip olanlar, ancak Allahü teâlânın izni ile şefaat edeceklerdir.

Yukarıdaki âyet-i kerimelerde, Allah’ın izni olmadan kimsenin şefaat edemiyeceği açıkça bildirilmektedir. Ancak Allah’ın izin verdiklerinin bundan müstesna oldukları, yani ancak Allah’ın izni ile şefaat edecekleri bildirilmiştir.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Kur'anda da Şefaatle ilgili hükümler vardır.

(O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahman olan Allah’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109]

O gün şefaat yarar sağlamaz. Ancak Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse müstesna..


(Rahman olan Allah’ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87]

Rahman katında söz almış olandan başkaları şefaat imkanı bulamazlar.


(Allah’ı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Ancak hak dine inanıp ona şahitlik eden kimseler şefaat eder.) [Zuhruf 86]

O'nun bersinden yakardıkları, şefaate sahip olamaz! Hakka tanık olanlar müstesna! Onlar, ilimden nasiplenmekteler...

(Onlar, Onun rızasına kavuşmuş olandan başkasına şefaat etmezler.) [Enbiya 28]

O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler.

(Sadece Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26]

Göklerde nice melekler var ki, şefaatları hiçbir işe yaramaz. Allah'ın, dilediği ve hoşnut olduğu kimse için izin vermesinden sonraki durum müstesna.


(Allah’ın izni olmadan kim şefaat edebilir?) [Bakara 255]

Allah'tan başka ilah yok.Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyum'dur O, kudretin kaynağıdır.Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku.Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nundur.O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir!O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!...İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiçbir şeyi kavrayıp kuşatamazlar.O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır.Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez.Aliyy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azim'dir O, büyüklüğü sınırsızdır.

(Allah’ın izni olmadan hiç kimse şefaatçi olamaz.) [Yunus 3]


Şu bir gerçek ki, sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arş üzerine egemenlik kurup iş ve oluşu çekip çeviren
Allah'tır.O'nun izni olmadıkça, hiçbir şefaatçı devreye giremez. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz. Artık O'na kulluk/ibadet edin.Düşünüp anlamıyor musunuz?

(Bütün şefaatler Allah’ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44]

39:43 ALLAH'ın dışında şefaatçiler mı edindiler? De ki, "Onlar hiçbir şeye sahip değilseler ve düşünemiyorlarsa da mı?"

44 De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz."

Bu âyet-i kerimelerde görüldüğü gibi, şefaat yetkisine sahip olanlar, ancak Allahü teâlânın izni ile şefaat edeceklerdir.

Yukarıdaki âyet-i kerimelerde, Allah’ın izni olmadan kimsenin şefaat edemiyeceği açıkça bildirilmektedir. Ancak Allah’ın izin verdiklerinin bundan müstesna oldukları, yani ancak Allah’ın izni ile şefaat edecekleri bildirilmiştir.


Yorumsuz.


6:70 Dinlerini oyun eğlenceye alanları ve dünya hayatına aldananları bırak. Sen bununla (Kuran'la) hatırlat ki, bir kişi kazandığının felaketli sonucunu çekmesin. Onun ALLAH'tan başka bir Sahibi ve Şefaatçisi yoktur. Her türlü fidyeyi verse bile kendisinden kabul edilmez. Bunlar, kazandıklarından dolayı felaketli sonuca uğrayanlardır; inkarları yüzünden kaynar sudan bir içkiyi ve acı verici bir azabı hakketmişlerdir.

 
Üst Alt