Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dinler yoktur tek din vardır

EHLÝ-SUNNET

New member
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
223
Tepkime puanı
45
Puanları
0
Yaş
46
Web sitesi
www.dinimislam.com
İslam'dan Başka Hak Din Yoktur

İslam'dan Başka Hak Din Yoktur

İslam'dan Başka Hak Din Yoktur
Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun. Salat ve selam efendimiz Muhammed aleyhisselamın üzerine olsun.
Bugünkü dersimizin-konusu:İslam' dan başka hak Din yoktur "Hak Din" kelimesi çok iyi anlaşılması lazımdırHak demek, doğru demektir Yani inanılması gereken Din demektir Günümüzde, Müslümanlar arasındaki başlıca konularından biride budur. Müsıümanlar arasında çok cereyan eden bir konu olduğu için, bu konuyu çok iyi öğrenmemiz lazım. Hak denildiği zaman, yani doğru, inanılması gereken, amel edilmesi gereken Din, demektir. İşte Allah-u Teala hak Din olarak insanlara İslam Dinini emretti. Bu emri Ali İmran Suresini 85.Ayeti ile bize bildirdi.
Meali: "Kim İslam 'dan başka Din ararsa ,bilsin ki kendisinden böyle bir Din asla kabul edilmeyecek. "
İslam dan başka herhangi bir Dinin kabul edilmediğini, ahiret'te müşahede edeceğiz."Kim İslam' dan başka bir Din ararsa" cümlesindeki 'ararsa' ne demek? Yani o insan Dünya hayatında iken, (ahiret Dünya'nın hesabını vereceğimiz bir mekan, bir hayat) bu ararsa kelimesini çok iyi anlayacak ki, hataya düşmesin. Bir insan derse ki:"Başka inançlarda olabilir, bunlarda kabullenilebilir, bunlara da saygı duyulabilir veya bu inançları da ben kabul ederim", bunları da doğru kabul ederse ve bu 'arama' kelimesi ile başka bir inancında doğru olduğunu kastederse, o insanın inancı ahirette kabul değildir O insan zaten kafirdir Çünkü Allah İslam Dini ile müşerref olan, İslam Dinine inanana, "Müslüman" diyor Dünyada iki çeşit insan vardır: Müslüman veya kafir.İnsan ya Müslüman dır veya kafirdir.İkisinin arası bir şey yoktur Ancak kafirIer birçok isimle adlandırılabilir: Hristiyan, yahudi, putperest, ateşperest, mecusi vS. Yani ismini ne koyarsanız koyun, Kur'an-i Kerimde geçen bu 'ararsa' kelimesinin içine girer Dernek ki bunlara çoğul diyebiliriz.
Biz bunların tamamına ne diyoruz? Batıl Dinler diyoruz. Bakın burada 'Dinler' kelimesi yerinde kullanılmıştır Çünkü çok çeşitli, Din denilen inançlar vardır. Bunların hepsi batıldır Allah insanları hak Din İslam ile mükellef tutmuştur.

Konuyla ilgili ikinci Ayette, Ali İmran Suresinin 19.Ayetinde :
Meali: "Allah 'ın nezdinde (Allah 'ın razı olduğu) Din İslam dır. "
Allah bu Ayetle de, kesin bir hükmü ortaya koymuştur. Bu iki Ayet birbirini tamamlıyor, Burada kesin olarak anlaşılan şudur ki: İslam' dan başka Allah'ın razı olduğu, Allah'ın göndermiş olduğu bir Din yoktur. Öyle ise bizlere bu iki Ayet-i Kerimeyi öğrenmek farzdır. Çünkü bu Ayete zıt düşebilecek bir inancı reddetmemiz gerekmektedir. Allah bütün Peygamberlere İslam Dinini emretmiştir. Yani Adem aleyhisselamdan, Muhammed aleyhisselatu vesselama kadar ne kadar Peygamber gelmiş ise, bunların hepsine İslam Dinini emretmiştir ve bunların hepsi Müslüman'dır. Bu iki Ayetten açık olarak anlaşılan budur.
Çünkü bunun zıttı düşünülür ise; yani "Allah bazı Peygamberlere İslam Dininden başka bir inanç getirmiş" denilir ise, hristiyanlık inancı, yahudilik inancı gibi Dinler getirdi diye düşünür ise, o zaman Allah'a bozgunculuğu yakıştırmış olur. Yani Allah'ın İslam'dan başka bir Din göndermiş olduğuna hükmetmiş olur.
Bugün İslam alemindeki en büyük hatalardan bir tanesi de "Semavi Dinler" ibaresini kullanmaktır.(bkz. S.32) "Semavi Dinler" ibaresinde, Din için çoğul kullanılmakla, İslam'dan başka bir Dinin geldiği haber verilmektedir. Ve maalesef burada, İslam Dinine iki Din daha ilave ediliyor. Ne deniliyor? "Hristiyanlık da yahudilik de semavi Dindir" deniliyor. Bazı cahiller ise bu sözü doğrulamak için, diyorlar ki: "Hristiyanlık ve yahudilik bugünkü şekliyle tahrif edilmiş birer Dindirler. Yani aslında semavi Din olarak Hristiyanlık ve Yahudilik var ama bugünkü şekli tahrif olunmuş halidir. "
Hangi şekilde anlatılırsa anlatılsın, bir Müslüman derse ki:"Hristiyanlık ve yahudiliğinde aslı vardır, bunlar da semavidir",o da kafırdir. Çünkü İslam'dan başka bir Dinin gönderildiğine hükmetmiştir.Aynı zamanda, bu iki Ayeti yalanlamıştır. Eğer Allah-u Teala bir hristiyanlık, bir yahudilik Dinini gönderse idi, o zaman o göndermiş olduğu Dinin mümessiline de, o lakapla hitap etmemiz gerekirdi.Bu da demek olurdu ki: " İsa aleyhisselam çok iyi bir hristiyan 'dır.
Musa aleyhisselam çok iyi bir yahudi'dir. "Bir Müslüman bunu böyle söylerse kafırdir. İsa aleyhisselama hristiyan, Musa aleyhisselama yahudi diyen kafirdir. Çünkü, ne İsa aleyhisselam hristiyan'dır, ne de Musa aleyhisselam yahudi'dir. İkisi de Müsıümandır. Bütün Peygamberler Müslüman'dır ve hepsi İslam ile emrolunmuştur.
Musa aleyhisselamın getirmiş olduğu inancı tahrif edene ( değiştirene) Allah Kur'an-i Kerim de, lakap olarak "El Yahud"(yahudi) demiştir. Yani Musa'nın
İslam inancını tahrif edene yahudi denir.İsa'nın İslam inancını, Allah'a olan imanını tahrife dene "Nasara" denmiştir.Yani latincesi: "hristiyan". Yani yahudiliğin aslı, hristiyanlığın aslı (gerçeği) vardır sözü tamamen yanlıştır. Doğrusu nedir?Musa Müslüman'dır, İsa da Müslüman'dır. Onların İslam İnancının tahrif edilmiş olan şekline yahudilik veya hristiyanlık denir. Yoksa bunlar, o Peygamberlerin getirmiş olduğu birer Din kabul edilirse, İslam tahrif edilmiş olur ve böyle inanan kimse de artık Müslüman değildir.
Çünkü "Kim İslam 'dan başka bir Din "arsa ... "ve "Allah nezdinde,
Allah 'ın razı olduğu tek Din İsldm 'dır" Ayetlerini yalanlamış olur. Bu Ayetlere hakkıyla iman etmemiştir, anlamamıştır. Eğer ki Din çoğul söylenseydi, biz bu haberi Kur'an ve Hadis-i Şerifler den alırdık. Ve alimlerde bu konuyu, bugüne kadar, böyle işlerlerdi. Halbuki zamanımıza kadar tam tersi işlenmiştir.
İlmi ehlinden öğrenemediğimiz zaman, toplumda alışkanlık haline getirilen ve topluma yavaş, yavaş şırınga edilen bu batıl fikirlerden korunamayız maalesef. Ve maalesef bu, minberlerde de bu yanlış şekli ile anlatılıyor. Yani "semavi Dinler" sözü söylenebiliyor. Böyle sözü söyleyen insanı ancak bir teville kurtarabiliriz. O insan hakkında yapabileceğimiz açıklama nedir? Arapça'daki 'Din' kelimesi kullanıldığı yere göre farklı manalara gelebilir. Bu manaların birincisi inançtır. Bugün halk Din denildiği zaman, inanılması gereken bir inancı ortaya koyuyor. Onu anlıyor. İlk anlaşılan budur. Neticede Din inançtır. Ve amel edilmesi gereken ahkamlardır. Bu ahkamlara da önce iman edilmesi gerekiyor. İman etmeden yerine getirilen ahkamların bir faydası olmaz. Mesela namaz kılmanın farz olduğuna iman etmeyen kimse, namaz kılsa ona bir faydası olur mu? İman etmediğinden dolayı bir faydası yoktur. İşte inanç bütünü dediğimiz şey Dindir.
Din inanç manasına gelir ve bu manada kim çoğul kullanır ise, yani "Semavi Dinler" der ise, o kafir dir.
Bize düşen görev, bu, yanlış yerde Din kelimesini kullanan kimseyi hem kurtarmak, hem de o kelimeyi ona tekrar ettirmemek. Bu kelimeyi bir daha bu şekilde kullanmamasını öğretmek. Başkaları bunu böyle anlamayabilir. Dinleyenler bunu böyle anlamayabilir. Tevili şudur ki,"Semavi Din" derken şeriat kastetmiş olmasıdır. Veya kitapları kastetmiş olmasıdır. "Semavi Şeriatır" diye söylenilebilir. Allah semavi şeriatlar göndermiştir. Allah semavi kitaplarda göndermiştir. Bu şekilde söylenirse doğrudur. Şimdi gelelim bu sözü anlamaya: Bir Müslüman da Allah için 'semavi kitaplar' yerine "tek semavi kitap göndermiştir" derse, o da kafirdir. Yani 'semavi kitaplar' için de tekil kullanmak yine küfürdür. Çünkü kitaplara iman, imanın şartlarındandır. Bu kitapların ortaya koydukları hükümlere, ahkamlara da şeriat denir. Türkçe de hükümler, kanunlar diyoruz. Bu şeriatlar içinde yine tekil kullanılmaz.
"Şeriat tektir" denmez. Çünkü iman ettiğimiz kitapların hükümleri farklı, farklıdır Allah öyle dilemiştir Muhammed aleyhisselamın özelliği de Kur'an şeriatı ile gönderilmiş olmasıdır
Kur'an günümüzdeki, bütün insanların mükellef (sorumlu) tutulduğu şeriatı içeren, bir kitaptır Muhammed aleyhissehimı diğer Peygamberlerden ayıran husus budur Önceki Peygamberler belli kavimlere,belli bölgelere geldiği için, onların ümmetIeri o şeriat ile mükellef idiler Ama bugünkü insanların tamamı Kur'an şeriatı ile mükelleftirler Çünkü Muhammed son Peygamberdir Adem aleyhisselamdan, Muhammed aleyhisselama kadar her ne kadar şeriat geldi ise de,onların inancı İslam dır. O Peygamberlere tabi olanlar MüslümandıL
Bir Peygamberin hayatından sonra, bir sonraki Peygamber gönderilene kadar, o doğru inancı muhafaza eden bütün o ümmetIerin tamamı Müsıüman'dır. Tabi ki muhafaza edemeyen kafirdir (o Peygamberin devrinde yaşamış olsa dahi).Öyle ise biz o ümmetleri ve Peygamberleri isimlendirecek isek, ancak şu ifadelerle isimlendirebiliriz: Musa aleyhisselama inanan bütün insanlar, onun inancını muhafaza eden bütün Müslümanlar Musevi Müslüman dır Çünkü o topluluk Musa ya inanmakla mükellefdir. Biz onları 'Beni İsrail' kavmi diye biliyoruz. Onlar Musa aleyhisselama, Peygamber olarak inanmakla, getirmiş olduğu İslam Dinini kabul etmekle mükellef idiler. Ve bunları kabul edipte, ölene kadar muhafaza eden, gerek Musa aleyhisselam hayatta iken, gerekse İsa aleyhisselam'ın şeriatı gelene kadar korursa, o Müslüman'dır Musevi Müslüman'dır Yahudi demiyoruz, Müs1üman diyoruz. Kim ki gerek Musa aleyhisselam hayattayken onu yalanlamış veya Musa aleyhisselam vefat ettikten sonra onun Dini'ni tahrif etmiş ise, işte ona yahudi diyoruz. Kur'an ifadesi ile onlar (yahudiler) Musa 'ya getirilen Dini tahrif ettiler, bozdular. İsa aleyhisselama inananların hepsi Müslüman dır Onun inancını, o göklere çekildikten sonra, muhafaza eden bütün insanlarda Müsıüman'dır. Çünkü oda İslam Dini ile gelmiştir ve Musa ile inanç açısından, hiçbir farkı yoktur.
Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam kendinden önceki bütün kitapları ve bütün Peygamberleri tasdik edicidir Allah-u Teala'nın bize bildirmesi ile iman esaslarımızın temelinde olan 've kutubihi, ve rusulihi' , yani bütün kitaplara ve Peygamberlere iman ediyoruz anlamındadır. Bu Kitapların hepsinin insanlara İslam inancını öğretmeleri için gönderilmiş olduğuna inanıyoruz. Ve bu Peygamberlere inanmış olarak ölen insanların da Müslüman olduğunu kabul ediyoruz. Muhammed aleyhisselam geldikten sonra, ona inanan insanların tamamı da Müslüman olduklarına göre, onlara 'Muhammedi Müslüman' deriz. Bunlar, Kur' anın hükümlerine hakkıyla iman edip yerine getirmeye çalışırlar.
Bugünkü yahudilere Musevi dahi denmez. Çünkü Musevi, Müslüman dır hristiyanlara da İsevi denmez. Çünkü İsevi olanlar da Müslüman dır.
Zaten bütün Peygamberlerin Dini İslam dır denildikten sonra, kalkıp da başka bir Dinden bahsetmek caiz olmaz. 'Gerçek hristiyanlık', 'gerçek yahudilik' aldatmacadan başka bir şey değildir Böyle bir şey yoktur. Gerçek tektir O da bütün Peygamberlerin Müslüman olmasıdır. Hepsinin Dininin İslam olmasıdır Gerisi sadece aldatmacadan ibarettir Maalesef günümüzde, bir çok Müslüman da bu aldatmacalara kanmaktadır.
İslam Dinine inanç olarak muhalefet, İdris aleyhisselam' dan sonra başladı.
 

EHLÝ-SUNNET

New member
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
223
Tepkime puanı
45
Puanları
0
Yaş
46
Web sitesi
www.dinimislam.com
Allah-u Teala yeryüzünde, İdris aleyhisselamın yaşadığı döneme kadar küfrü yaratmadı. Yani Adem aleyhisselamın, oğlu Şit aleyhisselam'ın ve onunda oğlu olan İdris aleyhisselam zamanında (yaklaşık 3000 sene) küfür yeryüzünde yoktu. İdris aleyhisselamın vefatından sonra yeryüzünde İslam inancından başka inançlar türemeye başladı. Yani küfür yayıIdı. Demek ki Allah iradesiyle (takdiriyIe), bütün insanlar için 3000 yıl yeryüzünde küfür dilememiş.
Bu demek değil ki o insanlar arasında büyük veya küçük günah işlenmemiştir Amellerin, hataların boyutu ayrı fakat inanç olarak küfrü, Allah o zamana kadar dilememiştir. Bunu Kur'an-i Kerim de Allah ' ilk cahilliye dönemi' olarak bildirdi. Müfessirlerde, İdris aleyhisselamın vefatıyla, Nuh aleyhisselamın gönderilmiş olduğu vakte 'cahiliye dönemi' dediler Allah Nuh aleyhisselamı hususi bir görev ile göndermiştir; insanları küfürden kurtarmak için. Yani batıl inançlardan vazgeçirmek için. Düşmüş oldukları hatalardan dönmeleri
için, uyarıcı bir Peygamber olarak göndermiştir Küfürden döndürmek niyeti ile, ilk uyarıcı olarak gönderilen Peygamber Nuh aleyhisselam'dır Ve Allah Nuh aleyhisselamdan Muhammed aleyhisselama kadar göndermiş olduğu bütün, Peygamberleri insanları küfürden dönmeleri için, uyarıcı olarak göndermiştir Onun için Muhammed aleyhisselama da 'son uyarıcı Peygamber' denir. İlk uyarıcı Peygamber Nuh aleyhisselam, son uyarıcı Peygamber ise Muhammed aleyhisselamdır.
Bir hatayı daha düzeltmeye çalışalım: "İslam Dini son Din 'dir" denmez.
Bazıları vaazlarında Peygamberimizden önceki dönemden bahsederken, "İslam 'dan önce" ibarelerini kullanıyorlar Sanki İslam Dini sadece Muhammed aleyhisselama gönderilmiş gibi "son Din" diyorlar Bu söz de batıldır, yanlıştır.Başka ilahi Din yok ki, ilki ve sonu olsun.Allah, Adem aleyhisselam'dan Muhammed aleyhisselam'a kadar bütün Peygamberlere İslam ile emretti. Ve Allah-u Teala bunu Kur' anda bizlere bildirdi.
El Bakara Suresinin 285.A.yetinde buyurdu ki

Meali: "Peygamberlere öyle iman ediyoruz ki, aralarını ayırt etmeden iman ediyoruz. "
Ayırt etmeden iman etmek ne demektir? Başka, başka inançlara (Dinlere) mensup olduklarını düşünmek değildir. Ayırt etmemenin birinci şartı, aynı inanca sahip olduklarına iman etmektir.
Peygamberlerin sıfatlarının hepsi birdir. Peygamberimizde hangi sıfatların (doğruluk, güvenirlik vs.) bulunduğuna iman ediyorsak, aynı bu sıfatlar diğer Peygamberler için de geçerlidir. Ayırt etmiyor yani fark gözetmiyoruz. Allah bunu bize böyle emrettiğine göre, bir insan nasıl "Diğer Peygamberler farklı Dinlerle emr olunmuştur" der. Bu cümle, bu Ayete de terstir .Son Din denirse, ilki gelir akla. Ve bu ikisi arasındakiler gelir akla.
Bakın bugün okullarda çocuklara şöyle bir şema gösteriliyor:
DİNİN ADI PEYGAMBERİ KİTABI İBADET YERİ
İslam Muhammed Kur'an Cami-Mescit
Hristiyanlık İsa İncil Kilise
Yahudilik Musa Tevrat Havra
------------ Davut Zebur -------------
Muhammed aleyhisselamla ilgili olan bölüm doğrudur. Fakat İsa aleyhisselam'ın Dini İslam dır. İbadet yeri de Mescit yani Camidir.Veya Kur'an da bildirilen Sevmaa, Bia, Saluta, Mescid-i Aksa'dır.Musa aleyhisselam'ın Dini yahudilik değil, İslam dır. İbadet yeri de, diğer Peygamberlerde olduğu gibi Mescittir. Bunların aksini iddia etmek küfurdür. Gelelim enteresan olan bir bölüme. Davut aleyhisselama bir Din dahi bulamamışlar. Halbuki onun da Dini İslam dır. Kitabının Zebur olduğu doğrudur, fakat ibadet yeri olmayan bir Peygamber değildir. Onun da ibadet yeri yine Mescittir .Okullarda maalesef bunlar öğretiliyor. Düşünün ki; Davut aleyhisselama bir Din yakıştıramıyorlar. Ya diğer Peygamberler için ne diyecekler o zaman? Adem aleyhisselama hangi Dini yakıştıracaklar? Onun da Din hanesini boş mu bırakacaklar? Bunlar, bunları düşünemiyorlar mı? Ama dört kitap var ya, bunu kimse inkar edemiyor ve anmakla mükellef kalıyorlar. Fakat cahilliğin boyutunu görüyor musunuz? Bir Peygambere Din yakıştıramamış, bulamamışlar.
Hatta bazı çocuk dergilerinde bile bu yanlışlar maalesef mevcut. (bkz.S.32-34)
"Bugün üç büyük Din" deniyor. Burada hristiyanlık ve yahudilik için kullanılan 'büyük' kelimesi tazim ifade ediyorsa, bu küfurdür. Yok eğer o inanca mensup olan kişilerin çokluğu kastediliyorsa , buna da 'kalabalık inanç topluluğu' denir. Allah İslam dan başka bir Din göndermemiştir.Eğer bir inanca, peşinden gidenlerinin kalabalık oluşlarından dolayı, 'büyük Din' deniliyorsa, o zaman "en büyük Din" Putperestlik için denirdi.Çin'de, Hindistan'da ve Japonya'da yaşayan milyarlarca insanı düşünün.Bunlar ne hristiyandır, ne yahudidir.Bunlar 'Buda' ya, İneğe tapan insanlardır.Ama onların 'büyük Din' den kastı, bu inançları semavi Din olarak kabul ettirmek.

Yani Allah'ın göndermiş olduğu bir Dinmiş gibi kabul ettiriyorlar. Bu da küfürdür. Bugün 'semavi Din' ,'büyük Din' ifadesiyle bula, bula üç Din bulmuşlar. Diğer Peygamberlere Din bile bulamıyorlar. Kim ki bu iki inancı, İslam Dini ile eş değerde tutarsa, onların tamamı kafırdir. ÇÜııkü hristiyanlık ve yahudilik için 'büyük Din' değil,'Büyük şirk içeren inanç_' denir. Bu inançların sahipleri çok büyük şirk işlemiştirler. Allah'a oğul isnat etmek kadar büyük küfür olur mu?
Kur'an-i Kerim de yahudilerin Uzeyr Peygamber için, "Allah'ın oğludur" dedikleri bildiriliyor. Kur' an-i Kerim hristiyan topluluğu hakkında,"İsa¬ Allah'ın oğludur" dediği bildiriliyor.Allah'a oğul isnat etmek kadar büyük bir şirk olabilir mi?Bunlar çok büyük şirk işlemiş olan topluluklardır. Buradaki büyük kelimesinin manasını da açıklamış olduk. Ne büyük gaflet ve cehalet.Ne büyük bir inkarcılık.
Maalesef bu inkarcılar davaları uğruna, Müslümanlardan çok daha fazla çaba sarf ediyorlar. Müslümanları hristiyan yapmak için gölge gibi takip ediyorlar. Bu gaye uğruna servet harcıyorlar. Fakat onların bu çalışmaları, cahil Müslümanlara mal oluyor. Bu cahil insanlar sözde Müslüman olarak hayatlarını sürdürüyorlar.
Bu konuya en büyük delillerden bir tanesi de, Peygamberimizin müşrikleri ve ehli Kitaptan küfre düşmüş olanları şirkten döndürmek için yapmış olduğu Kur'an tebliğidir. Ve bunu duyan bazı insanlar Müslümanlar olmuştur. Kimler gibi? Yahudilerin kendi alimlerinden olan Abdullah bin Selam, yahudilik inancından vazgeçmiş ve Müslüman olmuştur. O dönemde Habeşistan kralı en Necaşi'de Müslüman olmuştur. Bu da bir hristiyan papazdı. Papazlarla beraber yaşayan bir insandı. Müsıüman olmasıyla Müslümanlara da merhem oldu. Yani onlara yardım etti, korudu ve muhafaza etti. Bu iki örnekten de neyi anlıyoruz? Demek ki hristiyanlık ve yahudilik inancında olanların tek kurtuluş yolu Müslüman olmaktır. Bugünde bir yahudi veya hristiyan Müslüman olur ise, biz onu severiz. O artık bizim kardeşimizdir.
Öyle ise 'sözde Müslümanlardan' olmamak için mutlaka Kelime-i tevhide ters düşecek olan inançlardan, fikirlerden uzak durmamız lazım. çünkü bu Kelime-i tevhidi kim yalanlar ise, kim ona ters düşer ise, o sadece sözde Müslüman olmuş olur. Bazı insanlar da, bu sözlere ters düşmüşlerdir. Mesela Hazret-i Ali 'yi ilah edinenler olmuştur. 'Hızır' denilen Hıdır aleyhisselamı, ilah edinenlerde olmuştur. Bunlara tapanlar günümüzde bile hala mevcuttur. Hatta şahısları bile ilah edinenler olmuştur. Geçmişte Firavunun ilah edinildiği gibi, Peygamber efendimizin vefatından sonra Hakim bin Emrullah'ı ilah edinenler olmuştur. Bunlara Müslüman denmez.
Müslümanların arasında da küfre düşmüş, İslam nimetini yitirmiş insanlar maalesef mevcuttur. Bunlar az da değildirler.Bu insanlar, sözde Müslüman

olmalarıyla, o inançlarından dönmeden ölürler ise, gidecekleri yer ebedi Cehennemdir. Bunlara Müslüman denmez.
çünkü bunlar Allah'ın kulları üzerinde ki en büyük hakkı olan, kendisine şirk koşulmamasını, Allah'ı her şeyden tenzih etmeyi, yerine getirmemişlerdir. Ve bu hal üzere ölmeleriyle, ebedi Cehennem azabını hak etmişlerdir. Bunun tersi nedir? Bir Müslüman da ölene kadar imanını muhafaza etmiş ise, sadece bunu yapmış ise, o ahirette ebedi Cehennem azabından kurtulmuştur, ebedi Cennet hayatını hak etmiştir.
çünkü bir insan "Lailahe illailah Muhammedur Rasulullah" sÖzünü-söyleyip de, bu söze sadık kalır ise, yani kalbinde batıl bir inanca yer açmaz ise, o insan Allah'ın kulları üzerindeki en büyük hakkını yerine getirmiş olur. Ve bu hal üzere ölür ise, Cennet ehlinden olur.Allah'ın kulları üzerinde kendisine şirk koşulmamasından sonra gelen hakları da vardır; Zekat gibi, oruç gibi,namaz gibi.Bunlar da Allah'ın emirleridir. Sakın ha bizim bunları bir kenara koyduğumuz zannedilmesin. Ama önce iman, sonra amel!
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
46
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
ARKADAŞLAR,BU BAŞLIK SAKINCALIDIR.(Dinler yoktur tek din vardır)?
DOĞRUSU DİNLER İKİYE AYRILIR HAK VE BATIL DİNLER.
HAK VE TEK SEMAVİ DİN:İSLAMDIR.
BATIL DİNLER:YAHUDİ HİRİSTİYAN PUTPERES V.B ZERLERİ KISACASI,İSLAM DİNİNDEN BAŞKA BÜTÜN İNANIŞLAR BİRER BATIL DİNLERDİR.

sevgili kardeşim ayet olan bir söz nasıl sakıncalıdır açıklarmısın
RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
Hanif olarak kendini dîn için ikame et, Allah’ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları hanif fıtratıyla yaratmıştır. Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyum olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaşayacak) dîn budur. Fakat insanların çoğu bilmez.
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
41
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
insanlarımız aslında diger dinlerin aslı islamdır ama bazılarımız bunu bilmiyor ama daha sonra yahudilik ve hrıstıyanlık hükmünü kaybetmiştir bunu hem kuran söylüyor hemde tevrat söylüyor
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Ayetlere hepimiz hergün yeniden bakmalıyız

Ayetlere hepimiz hergün yeniden bakmalıyız

Erhan haklı demek, sanırım en başta söylemek istediğim cümle.Çünkü; Allah (cc) hiç bir zaman bizlere din'lerden değil, tam aksine tek bir din'den bahsetmiştir. İnsanlık tarihinden günümüze kadar da tek bir din olgusu ile bizlere ve yaşantımıza bir nizam vermeye çalışmıştır. Aksi halde Allah (cc) şunuda diyebilirdi: "Gönderdiğim din'ler arasında geçerli din islam'dır." Evet bunuda diyebilirdi ve bununla diğer din diye bahsedilen hırıstiyanlık, yahudilik gibi olguları kendi katında da "din" olarak kabul edildiğini de böylelikle bizlere deklare etmiş olurdu.Oysa Yüce Allah (cc) baştacımız mukaddes kitabında bizlere "Innet din-i İndallahi İslam" diyor.Bu nedenle de günümüzün popüler söylevlerinden biri olan "Dinlerarası Dialog" saçmalıklarınında ne kadar ucube düşünce tarzı olduğunu görmek ve bilmekle mükellefiz.Çünkü müslüman akıllı,akıl ile doğruyu bulma ve bulduğu ile amel etmekle mükelleftir.

Ayrıca Müge kardeşim bir cümle ile senin söylediklerine cevap vermek isterim ki; Hutbelerde bu ayeti okumak ne zaman yasak oldu ben hercuma hutbesinde duyuyorum.Allah'ın ayetlerini kimse yasaklayamaz kardeşim. Al-i imran suresinin 183 ayetine baktığın zaman bunu anlarsın.Yasakladığını zanneden ise sadece kendi basiretini bağlamış olur ki; bu da zaten Yüce Allah'ın ayeti ile birebir örtüşmektedir.

Dualarım sizin gibi insanların başarısı için.Kolay gelsin.
 
Üst Alt