Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dinler yoktur tek din vardır

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
46
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
Diyorlar ki: “İslâm; kâinatta Allah’ın indirdiği son dîndir, en mütekâmil dîndir.” Allahû Tealâ hiç öyle söylemiyor. Ama insanlar kendi başlarına ahkâm kesiyorlar. Hıristiyanlığı ayrı, Judaizmi (Yahudilerin dînini) ayrı, Hz. İbrâhîm’in hanif dînini, Hz. Nuh’un dînini, İslâm’ı ayrı bir dîn zannediyorlar. İnsanlar zannediyorlar ki; Allahû Tealâ, her peygambere bir kitap indirmiş ve onunla yeni bir dîn ortaya koymuş.Evet Allahu Teala her peygamberine bir kitap vermiştir ama her kitapta farklı bir din anlayışı göndermemiştir.

Hz. Musa’ya indirilen Tevrat, Hz. İsa’ya indirilen İncil, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’e indirilen Kur’ân-ı Kerim, üç ayrı kitap olarak mülahaza ediliyor. Birincisi Judaizmin (Yahudi dîninin) muhtevasını veriyor. İkincisi Hıristiyanlığın kitabı, üçüncüsü de İslâm’ın kitabı olarak lanse ediliyor. Üç ayrı dîn, üç ayrı peygamber olarak anlatılıyor. Allahû Tealâ, Şura Suresinin 13. âyet-i kerimesinde buyuruyor ki:

42/ŞURA-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).

Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiğimiz (farz kıldığımız) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldık. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ulaştırır).
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
46
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
Hz. Musa’ya indirilen şeriat, Hz. İsa’ya indirilen şeriat, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e indirilen şeriat; aynı şeriattır. Hz. İbrâhîm’e indirilen şeriat da, Hz. Nuh’a indirilen şeriat da aynı şeriattır. Eğer tarihî geliş içerisinde sıralıyorsak; önce Hz. Nuh’a bir şeriat gelmiş. Aynı şeriat, Hz. İbrâhîm’e de gelmiş. Hz. İbrâhîm’den sonra, Hz. Musa’ya da aynı şeriat gelmiş. Ondan sonra aynı şeriat, Hz. İsa’ya gelmiş. Aynı şeriat, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e gelmiş.

Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Müşriklere söylediğin şey (“Allah’a ulaşmayı dileyin!” sözü), müşriklere ağır geldi. Sonra da Allahû Tealâ: “Allah dilediğini Kendisine seçer ve onlardan kim Allah’a ulaşmayı dilerse, onları Kendisine ulaştırır.” diyor.

Âyet-i kerime, sadece İslâm’ı anlatıyor. Allah’ın, bütün peygamberlere indirdiği tek bir dîn vardır. O dîn, Allah’a teslim olma dînidir. Ezeli ve ebedi dîndir. Hz. İbrâhîm ki; Hz. Musa’dan evveldir, Hz. İsa’dan iki defa evveldir, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den üç defa evveldir. Kur’ân-ı Kerim’imiz, Hz. İbrâhîm’in dînine “Hanif dîni” diyor ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hanif olduğunu söylüyor. Allahû Tealâ, Kur’ân-ı Kerim’de: “Hz İbrâhîm’in hanif dîni” diyor ve Peygamber Efendimiz (S.A.V) için de Rum Suresinin 30. âyet-i kerimesinde şöyle söylüyor:

30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

Öyleyse vechini hanif olarak dîne (dînin kayyum olmasına) ikame et (kıyamda tut). Allah’ın o fıtratıyla ki, (Allah) bütün insanları (hanif) fıtratı ile yarattı. Allah’ın yaratmasında (ne dînde ne de hanif fıtratında) değişiklik olmaz. İşte bu kayyum olan (ezelden ebede kadar kıyamda kalacak, devam edecek) dîndir. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.

Dîn olarak, sadece hanif dîni var olmuştur ve var olacaktır. Başka bir dîn hiç gelmeyecektir. Allahû Tealâ: “Dîn değişmeyecektir ve Allah, insanları hanif fıtratından başka bir fıtratla yaratmayacaktır.” diyor. Öyleyse bütün insanlar, hanif fıtratıyla; sadece hanif dînini yaşayabilecek olan özelliklerle yaratılmıştır. Allahû Tealâ, hanif dîni için: “Bu dîn, ezeli ve ebedi dîndir.” diyor. Öyleyse Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hanif olduğu, bu âyetle kesinlik kazanıyor.

Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hanif olması, kendisinden evvel gelen iki peygamberin de, Hz İsa ve Hz. Musa’nın da hanif olmasını gerektirir. Çünkü Allahû Tealâ, aynı şeriatı Hz. İsa’ya da, Hz. Musa’ya da, Hz. İbrâhîm’e de vermiştir. Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’in hanif olduğu, Kur’ân-ı Kerim’de açık olarak ortaya konmuştur.
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
46
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
Hanif olmanın özelliklerine baktığımız zaman, İslâm dîni için “İslâm” kelimesinin kullanılmasını gerektiren teslimleri görüyoruz. İslâm, 7 safhadan oluşur ve ruhun, vechin, nefsin ve iradenin teslimini içerir. İslâm da, “teslim olmak” demektir. Öyleyse İslâm, Allah’a teslim olanların dînidir.

Kur’ân-ı Kerim’i incelediğimiz zaman, Kur’ân’da İslâm’ın 7 tane safhasını görürüz. 28 basamaklık bir İslâm merdiveninde, 7 tane safha açık bir şekilde ortaya konulur:

1. Safhada, Allah’a ulaşmayı dilemek vardır.

2. Safhada, mürşide ulaşmak ve tâbî olmak söz konusudur.

3. Safhada ruh, Allah’a ulaşır ve teslim olur.

4. Safhada fizik vücut, Allah’a teslim olur. Allah’a ulaşmaz. Ama Allah’ın bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettiği hiçbir fiili işlemeyen bir yaratık olarak insanoğlu, fizik vücudunu Allah’a teslim eder.

5. Safhada, nefsin teslim söz konusudur.

6. Safhada, irşada ulaşılır.

7. Safhada iradenin teslimi gerçekleşir.

Bu durumda, Allah ile olan ilişkilerimizde, Allah’a bu 4 teslimi yapmakla mükellefiz. Ve bu, 7 safhanın 7’sini de yaşayarak mümkündür. Hiç kimse, Allah’a ulaşmayı dilemeden İslâm’ı yaşayamaz. Yani Hz. İbrâhîm’in hanif dînini yaşayamaz.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
dinlerin tekamülüneinanmıyorsunuz erhan arkadaşım.Allah'ın indinde geçerli din İslamdır.Ayetini untumayınız.selametle....
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
46
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
Allah razı olsun canım kardeşim
islam HZ ibrahime verilen hanif dininin arapça adıdır zaten ki hz nuhunda
ŞURA-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiğimiz (farz kıldığımız) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldık. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).
Allahın ilk insandan beri ezelden ebede var olacak olan kayyum olan dini vardır değişmez
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Aziz kardeşim tevhidte elbette her nebi görevli ve değişmezdir.Lakin islam dininin mükemmelliği bariz açıktır.Din itikat ile şeriatın hemdem olduğu bütünlük içinde bir ilahi sistem.İslam son ve en mükemmel dindir.Ayetlere bir daha bak.Güzel kardeşim.selametle.
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
dinlerin tekamülüneinanmıyorsunuz erhan arkadaşım.Allah'ın indinde geçerli din İslamdır.Ayetini untumayınız.selametle....

:4_17_206:
Yalnız bunu söylemek yasak biliyorsunuz. Artık cami hutbelerinde bu söz geçmeyecekmiş biliyormusunuz. ;) selametle kardeşlerim.
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
46
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
Aziz kardeşim tevhidte elbette her nebi görevli ve değişmezdir.Lakin islam dininin mükemmelliği bariz açıktır.Din itikat ile şeriatın hemdem olduğu bütünlük içinde bir ilahi sistem.İslam son ve en mükemmel dindir.Ayetlere bir daha bak.Güzel kardeşim.selametle.

canım kardeşim aklet lütfen
ne yani hz ademin dini farklı ve eksiklmiydi
hz musa başka bir dinin mi sahibiydi
hz <isa da<aynı hedefleri emretmiyormudu,
canım kardeşlerim ahir zamandayız ve
ezelden ebede kayyum olan
arabca adı islam olan babamız ibrahimin hanif dinidir
tek din olan
isanın da musanın da nuhun da anlattığı tek dindir islam
Allah için zaman yoktur
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

KISAS

Bütün kutsal kitaplarda kısas vardır:
5/MAİDE-45: “Ve ketebnâ aleyhim fîhâ ennen nefse bin nefsi vel ayne bil ayni vel enfe bil enfi vel uzune bil uzuni ves sinne bis sinni vel curûha kısâs(un), fe men tesaddaka bihî fe huve keffâretun leh(u), ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humuz zâlimûn(e).”
Ben-i İsrail’e, nefse nefs, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara karşı karşılıklı kısas yazdık. Fakat kim bunu bağışlarsa o, günahına karşılık kefaret olur. Kimler Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, onlar zalimlerin ta kendisidir.
Tevrat’ta, Kur’ân-ı Kerim’deki gibi kısas hükmü vardır. Kur’ân’da ne varsa Tevrat’ta da, İncil’de de vardır.


HİDAYET

Kur’ân-ı Kerim’deki hidayetin Tevrat’ta da var olduğu kesinlik kazanmaktadır. HİDAYET; ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah’a teslimidir.
Ve NUR vardır. Allah’ın gönderdiği rahmet, fazl ve salâvât isimli üç tane nurla hidayetin oluşmasını esas alır bütün kitaplar.
5/MAİDE-46: “Ve kaffeynâ alâ âsârihim bi îsebni meryeme musaddıkan lima beyne yedeyhi minet tevrâti, ve âteynâhul incîle fîhi huden ve nûrun ve musaddıkan limâ beyne yedeyhi minet tevrâti ve huden ve mev'ızeten lil muttekîn(muttekîne).”
Onların izleri üzerine, Tevrat’tan ellerinde bulunanı tasdik edici olarak Hz. Meryem’in oğlu İsâ’yı gönderdik. Ve ona, içinde bir hidayet ve bir nur olan, Tevrat’tan ellerinde bulunanı tasdik eden ve müttekîler (takvâ sahipleri) için, hidayete erdiren ve bir öğüt olan İncil’i verdik.
Hz. İsa Tevrat’ın bir tasdikçisi olarak gelmiştir.
Peygamber Efendimiz (S.A.V), İncil’in ve ondan evvelki bütün kitapların tasdikçisi olarak gelmiştir.
Hz. İsa, Zebur’un, Tevrat’ın ve ondan evvelki bütün kitapların tasdikçisi olarak gelmiştir.
Tevrat’ı tasdik eden İncil, Hz. İsa’ya indirilmiştir. O da aynı şeyleri söylemektedir. Onda hidayet ve nur vardır.
Kur’ân-ı Kerim’de hidayet var, İncil’de de var, Tevrat’ta da var.
Kur’ân-ı Kerim’de nur var, İncil’de de var, Tevrat’ta da var.
Kur’ân-ı Kerim; İncil’i de, Zebur’u da, Tevrat’ı da, ondan evvel gelenleri de tasdik eder.
İncil kendisinden evvel indirilen Zebur’u, Tevrat’ı ve ondan evvel gelen bütün kitapları tasdik eder.
Zebur, Tevrat’ı tasdik eder, ondan evvelki bütün kitaplarla beraber.
Tevrat, kendisinden evvel gelen bütün kitapları tasdik eder.
Ayrıca, her kitapta sadece geriye değil, ileriye dönük olay da vardır. Tevrat’ta da, İncil’de de sahâbeden ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den bahsetmektedir Allahû Tealâ.
Allahû Tealâ kitaplar arasında sağlam bir illiyet rabıtası kurmuştur. Aynı şeyleri söylemiştir.
BÜTÜN MUKADDES KİTAPLAR BİRER HİDAYET REHBERİDİR.


TAKVA

Takva müessesesi Tevrat’ta da, İncil’de de, Kur’ân-ı Kerim’de de vardır. Tam 7 tane takva.


FISK

Fısk müessesesi Tevrat’ta da, İncil’de de, Kur’ân-ı Kerim’de de mevcuttur. Allahû Tealâ buyuruyor:
5/MAİDE-47 “Vel yahkum ehlul incîli bimâ enzelallâhu fîh(fîhi), ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ûlâike humul fâsikûn(fâsikûne).”
İncil sahipleri Allah’ın onda indirdiği (ahkâm) ile hükmetsinler. Ve kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar fasıklardır.
5/MAİDE-48 : “Ve enzelnâ ileykel kitâbe bil hakkı musaddıkan limâ beyne yedeyhi minel kitâbi ve muheyminen aleyhi fahkum beynehum bimâ enzelallâhu ve lâ tettebi’ ehvâehum ammâ câeke minel hakk(hakki), li kullin cealnâ minkum şir’aten ve minhâcâ(minhâcen), ve lev şâallâhu le cealekum ummeten vâhideten ve lâkin li yebluvekum fî mâ âtâkum festebikûl hayrât(hayrâti), ilallâhi merciukum cemîan fe yunebbiukum bimâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).”
Sana (Ey Muhammed!), ellerindeki kitapları tasdik edici (doğrulayıcı) ve onu koruyucu olarak bu Kitab’ı hakk ile indirdik. Artık onların aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana Hakk’tan gelenden ayrılıp da onların hevalarına uyma. Sizden hepiniz için bir şeriat ve açık bir yol belirlemiştik. Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Ancak bu sizi verdikleri ile denemek içindir. O halde hayırlarda yarışın! Sizin hepinizin dönüşü Allah’adır. Artık hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri size haber verecek.


TEK ŞERİAT

Allah dileseydi o hepinize verdiği tek şeriati hepinizin tatbik etmenizi mümkün kılardı.
Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e buyuruyor ki:
42/ŞURA-13: “Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmud dîne ve lâ teteferrekû fîh(i), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(i), allahu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(u).”
“Dîni ikame edin ve fırkalara ayrılmayın.” diye dîn olarak Nuh’a vasiyet ettiğimizi, sana vahyettiğimizi, İbrâhîm’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimizi, sizin için de (Allah) şeriat kıldı. Müşriklere, kendilerini davet ettiğin şey (Allah’a davet) ağır geldi. Allah kimi dilerse onu Kendisine seçer ve Kendisine yöneleni O’na (Kendisine) ulaştırır.
Onların şeriatinin Kur’ân-ı Kerim’de aynen mevcut olduğunu söylüyor Allahû Tealâ. Burada da hepsi için, bütün ümmetler için: “Biz bir tek şeriat kıldık.” diyor Allahû Tealâ.
Burada bir hüküm vardır:
Daha evvel ellerinde kitaplar bulunanların, o kitaplarını tasdik edici ve koruyucu olarak bu Kitab’ı hak ile indirdiğini söylüyor, Allahû Tealâ.
Maide-48’de koruma fiili vardır. Kur’ân-ı Kerim Tevrat’ta korunması lâzım gelenleri, İncil’de korunması lâzım gelenleri, daha evvelki peygamberlere indirilenlerin içindeki korunması lâzım gelenlerin hepsini koruyucu bir hüküm taşımaktadırlar. O hükümleri koruyucu olarak ve onları tasdik etmek için kitap indirmiştir. Ve bütün kitapları Kur’ân-ı Kerim’i, Tevrat’ı, İncil’i hak ile indirmiştir.
Kur’ân-ı Kerim’de takva vardır, Tevrat’ta da takva vardır, İncil’de de takva vardır.
Kur’ân-ı Kerim’de hidayet vardır, Tevrat’ta da hidayet vardır, İncil’de de hidayet vardır.
Kur’ân-ı Kerim’de nur vardır, Tevrat’ta da nur vardır, İncil’de de nur vardır.
İnsan ruhunun, fizik vücudunun, nefsinin, iradesinin Allah’a teslimi (hidayet) hepsinde vardır ve korunması lâzım gelen hükümler hepsinde vardır.
Öyleyse görülüyor ki; aradan asırlar geçmiş ve iblis herşeyi değiştirmeyi başarmıştır.
Böyle bir dizaynda Allahû Tealâ’nın kitapları arasındaki hükümlerin, özelliklerin ve hedeflerin bugün ellerde dolaşan Tevrat’ta, İncil’de, Kur’ân-ı Kerim’de aynı olduğu kesinlik kazanıyor.
 

mugealanya

New member
Katılım
18 Kas 2006
Mesajlar
65
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
dinlerin tekamülüneinanmıyorsunuz erhan arkadaşım.Allah'ın indinde geçerli din İslamdır.Ayetini untumayınız.selametle....

erhan arkadaşımızında yukarıda belirttiği gibi Allah peygamberimize ve peygamberimiz vasıtasıyla da bize İbrahimin hanif dinine uy diyor.
evet Allah katında geçerli din islamdır ama islam peygamberimizle gelmiş yeni bir din değildir.islam teslimiyettir,İsa ve Musa peygamberin ümmetinden biri de imani ve dini konularını üzerine düşeni yapıyorsa onunda dini islamdır.

Allah a emanet olun
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
olmaz en ekmel din son din olan islamdır.Eğer şu an hanif dini veya isevilik dahi tam manası ile olsaydı tüm bular dahi islama geçmek mecburiyetinde idi.
 

mugealanya

New member
Katılım
18 Kas 2006
Mesajlar
65
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Allah yeni bir din göndermedi, yeni bir peygamber ve yeni bir kitap gönderdi.
hem zaten bunu bilmemizin imanımıza katkısı nedir ki?biz amellerimizle meşgul olmaya çalışalım.Allah'a daha iyi nasıl kul olabiliriz bunun yolunu araştıralım.
 

KaCe

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
22 Kas 2006
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Evet, bütün kitaplar bir önceki kitap ve kitapları onaylamaktadırlar. Tüm kitaplar kendi meşruiyetlerini ortaya koymak için öncekileri kabul etmek zorundadırlar.
Ve yine tüm kitaplar kendilerinden sonra gelenleri kabul etmemektedirler.

Bahailik, kendisinden önce gelen tüm SEMAVİ - GÖKSEL(?) dinleri tastik eder, İslamiyet aynı şekilde ama sonraki Bahailiği tastiklemez. İncil Tevratı tasdik eder sonraki İslamiyeti ve Bahailiği etmez. Zebur diye bir kitap yok bilindiği üzere. Zebur, Tevrattaki Mezmurlar bölümüne verilmiş bir addır ve Tevrat'ın bir parçası bir bölümüdür.

Kitapların elbette ortak oldukları noktalar vardır. Bu sadece Semavi kitaplarda değil, bin yıllar önce yazılmış insan yapımı kanunlarda da mevcuttur. İyilik yapma, hırsızlık yapmama, adam öldürmeme, yalan şahitlik yapmama v.s. gibi hususlar semavi kitaplara ve semavi dinlere özgü, onların tekelinde olan kavramlar değildir. Çok eski kaynaklarda dahi bunları görmekteyiz. Bu tür kurallar insanların sosyal bir varlık olmaları sebebiyle, göksel bir bildiriye ihtiyaç duymadan zaten insan aklı ve usavurumuyla bulunacak ve nitekim bulunmuş ve kanunlaşmış kurallardır.

Kur'an'da Cehennem'le korkutmak fazlasıyla rastlanan ayetlerdendir. Kur'an'ı Kerim arama motoruna girip Cehennem yazdığımızda Cennet kelimesinden daha fazla Cehennem tasviri çıktığını görüyoruz. Din, korkutma üzerine kurulmuştur adeta. Müslümanlar da zaten birini İslama davet ederken niyeyse bu Cehennem korkusunu kullanmaktadırlar.
Oysa Tevrat'a baktığımızda CEHENNEM YOKTUR. Evet, son din İslam'ı gönderen Allah, ve defaaten Cehennemden bahseden Allah daha önceki bir kitabında Cehenneme yer vermemiştir.
Yahudilerin Cehennem anlayışı yok manasına gelmiyor bu yazdıklarım. Onlarda da Cehennem anlayışı var ancak Kur'an'daki gibi değil.
İsrail'in Che-hanna vadisi var. Eskiden kimsesizleri, fena kişileri hayvan leşlerini bu vadiye atarlarmış. Hanna vadi demek, Che ise ateş demekmiş. Yani ateş vadisi. Bir süre sonra bu vadiye atılan leşler kokmaya başladığında ise onları ateşe verirlermiş. Vadinin adı yani Cehennem buradan geliyor. Yani Cehennem öldükten sonra gidilen ve insanların yandığı bir yerdir lakin, bu dünyada bir mekandır, gerçek, taşları, toprağı olan bir vadinin adıdır. Bu vadinin seneler önceki ve şimdiki resimlerini görmüştüm bir yerde. Artık oraya kaya mezarlar yapılmış.

Cennet her üç kitapta da vardır lakin Tevrat ve İncil'deki Cennet ile Kur'an'daki cennet birbirine uymamaktadır.
Tevratta ve sumerlerde Cennet Aden bahçeleri, Aden Cenneti olarak tasvir edilir ki, Adem ve Havva bu cennette yaratılmışlardır. Ve yeri de Mezopotamyada Fırat ile Dicle nehirleri arasında kalan muazzam güzellikte ve yeşillikte bir doğa harikasıdır.
Yani Kur'an'dan önceki kitaplarda da Cennet öldükten sonra iyilerin ruhlarının veya bedenlenmiş ruhların gittikleri semavi bir yer değil, bizzat Dünyadaki yeşil bir mekan, yeşil bir bahçedir. Zaten anlamı da Bahçedir.

Tevratta çok eşlilik var. İncil'de tek eşlilik var. Kur'an'da çok eşlilik var.
Tevratta sünnet olmak var. İncilde yok, Kur'an'da yok.
Tevratta domuz eti yasağı var. İncil'de yok, Kur'an'da var.
Tevratta recm var, İncil'de yok, Kur'an'da yok ancak, şu an elimizde bulunan Kur'an'da yok. Daha önce Peygamberin müslümanlara da recm uyguladığını biliyoruz. Konuyla ilgili Ömer'den bir de hadis var.
Ömer b. Hattab (r.a.) şöyle anlatır:

Şüphesiz Allah, Muhammed´i hak peygamber olarak gönderdi ve ona Kitabı verdi. Ona indirilen bu kitabın içinde recm ayeti de vardı. Biz bu ayeti okuduk, ve onu anlayıp belledik. Hz. Peygamber (a.s.) da recmi uyguladı, ondan sonra biz de recmi uyguladık. Ancak uzun bir süre geçtikten sonra insanların biz Allah´ın Kitabında recmi bulamıyoruz demesi ve böylece Allah´ın indirmiş olduğu bir farizayı terk ederek yanlış yapmalarından korkarım. Hiç şüphesiz ki Allah´ın Kitabında, zina eden evlilik yapmış erkek ve kadının bu fiili şahitler, gebelik ya da ikrar ile ispatlanırsa bunun hükmü recimdir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarası: 3201

Üstteki hadisle de görüyoruz ki Kur'an'ın şimdiki halinde RECM ayeti yoksa da aslında İLK DÖNEMLERDE BÖYLE BİR AYET VARDI. Şu anda islam dünyasında recm uygulanıyorsa bunun dayanağı da Kur'an indiği dönemde RECM AYETİNİN MEVCUT OLMASI AMA HER NASILSA KUR'AN'A GİRMEMİŞ OLMASI.
Ki bendeki Kur'an mealinde (Diyanet İşlerinin) Zina suçunu işlemiş kişilere 100 sopa cezası verildiği ayette yazarken, altında parantez içinde evliler için recm cezası tatbik olunur demektedir. Herhalde bu açıklamayı bazı hadislere dayanarak yapmaktadırlar.

Aklıma geldikçe Tevrat, İncil ve Kur'an arasındaki farklılıkları yine yazarım. Hepsi İslam'dır Kur'an'ın bildirmesine göre ancak aralarında şeriat farkı vardır.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
(Aklıma geldikçe Tevrat, İncil ve Kur'an arasındaki farklılıkları yine yazarım. Hepsi İslam'dır Kur'an'ın bildirmesine göre ancak aralarında şeriat farkı vardır.)
Din hayattır,şeriati farklı ise arasında fark vardır,islam en ekmel olan son dindir.Diğerlerine ulaşamıyoruz,zira tahrif olunmuş.Hem en güzeli bırakıp niçin güzel olana geçelim.Sevgiyle kalın..!
 

E R H A N

New member
Katılım
14 Ocak 2005
Mesajlar
555
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
46
Konum
istanbul
Web sitesi
www.hidayetcagý.com
Allah yeni bir din göndermedi, yeni bir peygamber ve yeni bir kitap gönderdi.
hem zaten bunu bilmemizin imanımıza katkısı nedir ki?biz amellerimizle meşgul olmaya çalışalım.Allah'a daha iyi nasıl kul olabiliriz bunun yolunu araştıralım.

hay Allah razı olsun kardeşim
Evet biz Allah a ermeye vesileyi arayalım
kalbden yunuslar gibi mevlanalar gibi sahabe gibi olmayı isteyelim
EY YÜCE ALLAH IM BİZİM DE YUNUSLAR GİBİ MEVLANALAR GİBİ SAHABE GİBİ SENİN ERMİŞ KULLARINDAN OLMAMIZI NASİB ET,BİZİMDE RUHUMUZU HAYATTAYKEN SANA ULAŞTIRANLARDAN ÖLMEDEN EVVEL ÖLENLERDEN OLMAMIZI SAĞLA.


AMİİİİİİİİİİİİN
 

timess

New member
Katılım
23 Kas 2006
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
hak dın ıslam dınıdır

onlarıda ınkar etmıyoruz
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
...

...

“Sadece bir tek dîn vardır; Allah’a teslim olmak. Ruhunuzu, vechinizi, iradenizi Bana, Allah’a teslim etmekle mükellefsiniz. Bunun dışında hiç dîn olmadı.” diyor.
Takva sahibi olmak, mü’min olmak, Allah’a kul olmak, hikmet sahibi olmak. Hepsi sadece Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından ortaya konulmuş olan olaylar değildir. Bütün peygamberler, kendi kavimlerine, bütün dünyaya, kâinata aynı şeyleri söylemişlerdir.
Zamanımızsa, kâinatın aydınlatılması devridir. Bu devirde, bütün kâinata açıklamalar ulaşmaktadır. Ve bütün kâinatta sadece bir tek dînin var olduğunu söylüyor Allahû Tealâ.
İşte o dînin tek dîn olduğunu anlayabilmek için, her peygambere, açıklama ile görevli kıldığı her kişiye Allahû Tealâ’nın hep aynı şeyleri söylediğini, aynı emirleri verdiğini görmekteyiz. Aynı kavramlar söz konusu…
Allahû Tealâ şöyle buyuruyor:

46/AHKÂF-12 : “Ve min kablihî kitabu Mûsâ imâmen ve rahmeh(rahmeten) ve hâzâ kitabun musaddikun lisânen arabiyyen li yunzirellezîne zalemû ve buşrâ lil muhsinîn(muhsinîne).”
O'ndan (Kur’ân’dan) evvel Hz. Musa’nın kitabı (Tevrat) imam (hidayete erdirici) ve rahmet idi. İşte bu kitap (kendinden önceki kitapları) tasdik eden, Arap lisanıyla (indirilmiş) zalimleri uyaran ve muhsinler için müjde olan bir kitaptır.

Nasıl Kur’ân-ı Kerim, âlemlere rahmet olarak indirilmişse, Allahû Tealâ Tevrat için de aynı olduğunu söylüyor. Onun da hidayet rehberi, onun da imam olduğunu, hidayete erdirici olduğunu söylüyor.
İki ayrı cepheden Kur’ân-ı Kerim’le Tevrat arasındaki ilişkiyi görüyoruz. Her ikisi de rehber, hidayet rehberi ve rahmet. Allah’ın rahmetine insanları muhatap kılıyor.
Ve Kur’ân-ı Kerim de, Tevrat da kendinden önceki kitapları tasdik eden kitaplardır.
Tevrat, Allahû Tealâ tarafından kendinden öncekileri, Hz. Musa’dan evvelki bütün peygamberlere Allah’ın verdiği kitapların hepsini tasdik eden bir kitap olarak indirilmiştir.
Zebur, diğer kitapları ve Tevrat’ı da tasdik eden bir kitap olarak indirilmiştir.
İncil, diğer kitapları, Tevrat’ı ve Zebur’u tasdik eden bir kitap olarak indirilmiştir.
Kur’ân-ı Kerim de, diğer kitapları, Tevrat’ı, Zebur’u, İncil’i tasdik eden bir kitap olarak gönderilmiştir.
Bütün kitapların birbirini tasdik ettikleri görülür. Hepsi aynı şeyleri muhtevi. Birbirinden farklı bir yapıları yok. Hepsi (daha sonra gelen bütün kitaplar) daha evvelkileri tasdik ediyor. Daha evvelki peygamberlerin peygamberliğini tasdik ediyor. Resûllerin resûllüğünü tasdik ediyor. İndirilen şeylerin de hep aynı olduğunu görüyoruz.
Allahû Tealâ insanları hidayete çağırıyor.
Allah’a kul olmaya çağırıyor.
Dalâletten kurtarmayı istiyor insanları.
Takva sahibi olmalarını istiyor.
Ve sadece, insanların cennet ve dünya mutluluğuna ulaşmasını istiyor.
Al-i İmran 48’de Allahû Tealâ diyor ki:

3/AL-İ İMRAN-48: “Ve yuallimuhul kitâbe vel hıkmete vet tevrâte vel incîl(incîle).”
“(Allah) ona Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretecek.”


Allahû Tealâ'nın burada Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e söylediğine bakın: Kitab indirmiş. Bu Kitab’da hikmet var. Hikmeti de indirmiş oluyor. Sadece bu Kitab’ın muhtevasını ve hikmeti değil Tevrat’ı ve İncil’i de öğretiyor. Çünkü Tevrat’takiler de, İncil’dekiler de, Kur’ân-ı Kerim’dekiler de birbirinin aynı.
Hepsi, O tek Allah’ın, her peygamberine onun yaşadığı devirde verdiği aynı bilgiler. Kitabî bilgilerde hiçbir değişiklik yok. Ama iblis, zaman içerisinde insanları Allah’ın yolundan saptırmayı ve bütün mukaddes kitapları insanlara unutturmayı başarmıştır. Kitapların bütününü mü? Hayır. Kitapların, insanları cennet saadetine ve dünya saadetine ulaştıracak olan özelliklerini unutturmuştur. İşte bunun neticesinde de museviler de, hristiyanlar da, İslâm âlemi de büyük kütleler itibariyle, (insanların %90’dan fazlası) ne yazık ki asılları unutmuşlardır.
Öyleyse Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e, Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i de öğretiyor. Tıpkı Hz. İsa’ya Kitab’ı, hikmeti, Zebur’u ve Tevrat’ı da öğrettiği gibi. Tıpkı Hz. Davud’a gene ona verdiği Kitab’ı, hikmeti ve ondan evvel indirdiği Tevrat’ı ve ondan evvelki bütün kitapları öğrettiği gibi.
Bütün devirlerde hep aynı şeyler oluyor. Allahû Tealâ, daha evvelki kitapları mutlaka yeni kitabıyla tasdik ediyor.
Bunun manası şudur: Her peygamber; açıklamalarını yaptıktan sonra, insanları hidayete erdirdikten sonra devirler geçmeye başlıyor. Geçen devirler içerisinde o peygamberlere Hakk’ın indirdiği bütün hakikatleri, iblis adım adım insanlara öğrettiği ve onların başka insanlara öğrettiği yanlış öğretileriyle yok ediyor, şeklini değiştiriyor ve unutturuyor. Dikkat edin özellikle insanları cennet ve dünya saadetine ulaştıracak olan temel faktörleri yok ediyor iblis. İstediği şey, bütün insanları kendisiyle beraber cehenneme götürmek. Ve insanların dünya mutluluğunu yaşamalarına mani olmak.
İşte gelecek günlerde bütün insanlar öğrenecekler ki; Kur’ân-ı Kerim, İncil, Zebur, Tevrat, bütün peygamberlere indirilenler, hepsi birbirinin aynıdır. Aynı şeriati yüklenmişlerdir. İşte bu âyetler, aynı hususları tekrar tekrar sizlere açıklamak üzere Allahû Tealâ tarafından indirilmiştir.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Esselamün aleyke..Başlığınız şu idi dinler yoktur tek din vardır evet Allah tealada öyle diyor adınıda İslam koymuş,ne güzel bir din adıda güzel sulhtan geliyor ve bu isimden hoşnutuz,çünkü 'O'na döneceğiz demelisiniz'diyoruz.Biz diğer din mensublarınada saygılıyız,dünyada yaşıyoruz çünkü beni ademiz...selametle...
 

EHLÝ-SUNNET

New member
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
223
Tepkime puanı
45
Puanları
0
Yaş
46
Web sitesi
www.dinimislam.com
Esselamualeykum

Esselamualeykum

ARKADAŞLAR,BU BAŞLIK SAKINCALIDIR.(Dinler yoktur tek din vardır)?
DOĞRUSU DİNLER İKİYE AYRILIR HAK VE BATIL DİNLER.
HAK VE TEK SEMAVİ DİN:İSLAMDIR.
BATIL DİNLER:YAHUDİ HİRİSTİYAN PUTPERES V.B ZERLERİ KISACASI,İSLAM DİNİNDEN BAŞKA BÜTÜN İNANIŞLAR BİRER BATIL DİNLERDİR.
 
Üst Alt