Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Devlete Uygun Fetvalar ve Düşündürdükleri

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
1400 lü yıllarda farkedilen, 1500 lü yıllarda dünyaya yayılan ve bu güne kadar geleni tütün, bu zamana kadar kendi halinde bir seyir izlerken, Amerika ve Avrupada "kötüler" listesine girince bizde de devletçe yasak, cemaatçe de haram edildi.

Devlet/din ilişkileri aslında sadece sigara meselesi ile kaim değil. Devlet her ne kadar laik de olsa, dini gerekli zamanlarda kullanmasını çok iyi biliyor.

Mesela şehitlik olgusunun askerlik için iyi bir malzeme yapılması, cuma hutbelerinde vergi ve benzeri konuların işlenmesi bunların birer örneğidir. Hatta bu konuda daha da ileri gidilerek son dönemlerde diyanetçe konut edindirme yardımının nemalarının helal sayılması devlet din çaprazının değişik işlerliğine bariz örnektir.

Sigara konusu ise bazı fıkıhçılar ve cemaat liderlerinin laik devlet paraleline nasıl girdiğini çok açık göstermektedir.

(De ki, «Baksanıza, Allah sizin için nice rızıklar indirdi, siz onlardan bir kısmını haram, bir kısmını helâl yaptınız». De ki, «Size Allah mı izin verdi, yoksa siz Allah'a iftira mı ediyorsunuz?») Yunus 59

Sigara hiç kimsenin hayırla yad ettiği bir içecek tabii ki değildir. Genel olarak bakıldığında fayda umulan yönlerinden kat kat fazla zarar umulan yönleri vardır. Tavsiye edilmemeli, telkin edilmemeli, tasvip edilmemelidir. İmkanlar çerçevesinde ikrahı için çaba göstermek doğru olur. Ancak bu durumu İslami bir fetvaya dönüştürmek, b fetvayı üretenlerin saygınlığına maalesef gölge düşürmektedir. Peygamber Efendimiz (sav) de kendisine ikram edilen "keler" (bir cins kertenkele) etinden tiksinmiş, yememiş ama yiyenlere haram kılmamıştı.

Dürr-ül-muhtar kitabının beşinci cildinde buyuruluyor ki:
Hanefi âlim İbni Nüceymi Mısri,
Eşbah kitabında diyor ki:
Âyet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde haram olduğu bildirilmeyen şeyler, aslı üzere helal olur. Veya helal ve haram diye hüküm verilemez. Hanefi ve Şafii âlimlerinin çoğu, böyle şeyler helal olur dedi. İbni Hümam,
Tahrir kitabında da böyle söylüyor. Bunun için, Besmele ile kesildiği bilinmeyen hayvana ve zararı görülmeyen ota helal denir. Tütün de böyledir. Âlimlerin çoğuna göre, helaldir. Birkaçına göre ise, hüküm verilemez. [Uyun-ül-besair’de, Hamevi Eşbahı şerh ederken, (Buradan tütün içmenin helal olduğu anlaşılıyor) buyuruyor.]

Hanefi âlimlerinden, Şam müftüsü, Abdürrahman İmadi,
Hediye adındaki kitabında, (Tütün; soğan, sarmısak gibi mekruhtur) buyurdu. İbni Abidin, bu satırları açıklarken buyuruyor ki:
Vehbaniyye şerhinde, (Tütün içmek ve satmak yasak edilmelidir) diyor. [Tütünü yasak eden dördüncü Murad han zamanında bulunan Şernblali de, (Halife mubahları yasak edince haram olur) diyerek, tütün yasak edilmeli demiş, fakat yine de haram veya mekruh dememiştir.]

Mısır’da, Maliki âlimlerinin büyüklerinden
Ali Echüri hazretleri tütünün helal olduğunu bildiren kitap yazıp, dört mezhep âlimlerinin, tütünün helal olduğunu bildiren fetvalarını nakletmiştir.

Abdülgani Nablüsi hazretleri de tütünün mubah olduğunu bildiren,
Essulhu beynelihvan kitabında diyor ki:
Tütün bazılarına zarar verirse, yalnız bunlara haram olur, başkalarına haram olmaz. Bal, safra hastasına zarar verir. Fakat, başkalarına haram değildir. Her şey aslında helaldir. Haram veya mekruh diyebilmek için, delil lazımdır. Şarap habislerin en kötüsü iken ve Resulullah İslamiyetin bildiricisi olduğu halde, şaraba haram demedi. Âyet-i kerime ile yasak edilmesini bekledi. O halde, tütün içmek mubahtır, helaldir. Kokusu ise tab’an mekruhtur. Şer’an mekruh değildir.

İbni Abidin hazretleri devam ederek buyuruyor ki:
Tütün içmek Şafii’de haram değil, tenzihen mekruhtur. Hatta, zevce tütünü bırakınca, zarar görmezse, meyve gibi olur. Kocasının tütün parası vermesi lazım olur. Tütünü bırakınca, kadın zarar görürse, ilaç gibi olur.

Tütünü haram sananların vesika olarak ileri sürdükleri,
Berika kitabının sahibi Muhammed Hadimi hazretleri diyor ki:
Bazıları, (Tütün ve kahve kullanmak da, âdette bid’attir. İkisi de haram değildir ve mekruh da değildir. Doğrusu da budur. Bunlara haram diyen, âdette bid’ati haram etmiş olur) dedi. Bize göre, kahve belki böyledir. Fakat, bunu da, kullanmamak daha iyidir. Çünkü, hakkında söz birliği yoktur. Tütüne gelince, haram olmadığı doğru ise de, mekruh olduğunda şüphe yoktur. Çünkü, helal olmasında söz birliği yoktur. Hadis-i şerifte,
(Soğan, sarmısak yiyen, mescidimize gelmesin) buyuruldu. Çünkü, melekler pis kokudan incinir. Cüzzam, baras hastaları, yarası kokanlar, üzeri balık kokanlar da böyledir. tütünü içmek de bunun için mekruh olur dedi. Salih olan kimse, bu hadis-i şeriften korkarak tütün içmez. (Berika)

Abdülgani Nablusi hazretleri diyor ki:
Tütün ve kahve için çeşitli şeyler söyleniyor ise de, sözün doğrusu, ikisine de haram ve mekruh dedirtecek bir sebep yoktur. Her ikisi de, (Âdette bid’at)dir. Herhangi bir sebep göstererek bunlara haram diyen kimse, âdette bid’at olan şeye haram demiş olur. Âdette bid’ate haram denilemeyeceğini, cumhuri ulema bildirmiştir. (
Hadika s.143)

İsmail Hakkı hazretleri, ilk zamanlarında tütünün haram olduğunu yazmıştı. Çünkü, sultan Murad, tütün içmeyi yasak etmişti. İçen öldürülüyordu. Bu âlim, tütünü değil, tütün içmeyi, idama sebep olduğu için haram demişti. Hükümet, tütün yasağını kaldırdıktan sonra, yazdığı kitabında, tütünün haram olmadığını bildirmiştir. [Bursa’da Orhan kütüphanesinde bu kitap vardır.]

Maliki âlimlerinden
Ali Echüri hazretleri buyuruyor ki:
Tütün, aklı gidermiyor. Necis de değildir. Böyle olunca, tütün içmek haram değildir. Başka türlü zararlara sebep olursa haram olur. Zarar vermeyen kimseye haram değildir. Afyonu, aklı gidermeyecek az miktarda yemek caiz olduğu gibi, tütünü de aklı gidermeyecek miktarda içmek caiz olur. Bu ise, insanlara göre ve içilen miktara göre değişir. Bir kimsenin aklını gideren miktar, başkasının aklını gidermez. Tütün haramdır, diye kesin söylenemez. Bunu ancak din cahili olan söyler. Aklı gidermeyince, helal olduğu anlaşılmaktadır. Tütün, israf olduğu için haramdır da denilemez. Çünkü, mubah olan şeyi almak için verilen mal israf olmaz. Zararlı olduğundan haramdır demek de ilmi bir söz değildir. Çünkü, zarar verene haram olur. Zarar vermeyene haram olmaz. Hanefi âlimlerinden şeyh
Muhammed Nihriri, uzman doktorun sözü ile veya tecrübe ile zarar verdiğini anlayan kimseye tütün içmek haram olur. Böyle kesin anlaşılmadıkça, helal olduğuna fetva vermiştir. Tütün hakkında bir hadis yoktur. Hanbeli âlimlerinden Meri bin Yusüf Mukaddisi, Tahkikul-burhan fi-şanid-duhan kitabında, başka zarar vermedikçe tütünün haram olmadığını, ateş dumanını ağza çekmek gibi olduğunu, bunun haram olacağını ise kimsenin bildirmemiş olduğunu yazmaktadır. Yeni meydana çıkan bir şey, mubaha benzerse mubah olur. Harama benzerse haram olur. Aklı olan bir din adamı, tütünü elbet mubahlara benzetir. Zarara sebep olmadıkça haram diyemez. Aklı gidermeyecek kadar tütün içmenin haram olmadığını dört mezhep âlimleri sözbirliği ile bildirmişlerdir. (Gayet-ül-beyan)

Tütün, aklı giderir veya zarar verirse yahut nafakası vacip olanın nafakasını terke veya namazın vaktini kaçırmaya sebep olursa, haram olur. Başkalarının içmesi haram olmaz. Uyuşturucu maddenin aklı gidermeyen kadar az miktarını satmak da caizdir.
(Celal-ül-hak fi keşfi ahvali şiraril-halk)

Tütün içmek, alkollü içkiler ve afyon, morfin, esrar ve benzerleri uyuşturucu maddeler gibi, haram edilmemiştir. İbni Abidin, (Zebaih) kısmında,
(Allahü teâlânın, helal ve haram diye açıklamadığı şey, Allahü teâlânın af ettiği şeylerdendir) hadis-i şerifini yazarak, haram olduğu bildirilmeyen ve haram edilmiş olanlara benzemeyen her şeyin mubah olduğunu göstermektedir.

Kötü alışkanlık, haram işlemeye alışmak demektir. Haram olmayan şeyi kullanmaya kötü alışkanlık denmez. Boğazına düşkün olanlar, yiyeceğe benzetilemez diyerek de tütünü kötülüyorlar. Tütün bitkisini yakıp, dumanını çekmek, ihtiyaç değil, caiz olmaz diyorlar. Günnük, ud ağacı, tütsü otunu yakıp koklamak mubahtır. Bunlar, yenmez, içilmez, caiz olmaz denemez. Ölülerde ve dirilerde kullanılması sünnet olan şeyi de, yakılıp dumanı savruluyor diye, kötülenemez. Bunlar ve pis kokulu otlar, Araf suresindeki,
(Yerden çıkardığı ziynet) kelimesine dahil olunmuştur. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
(Çok yiyince sarhoş eden katı madde ve otların aslı temizdir, mubahtır.) (
Redd-ül-muhtar 5/ 295)

Bir kimseye zarar veren mubah şey, ona haram olur. Zarar vermediği kimselere haram olmaz. Aşırı içen bazı kimselere zarar verirse, bunların çok içmesi haram olur. Fakat, bunların az içmelerine ve zarar görmeyenlere de haram olur denilemez. Çoğu zarar veren şeyin azı da haram olur demek pek yanlıştır. Her şeyin çoğu zarar verir. Ekmeğin, suyun da çoğu, zarar verir. Bunun içindir ki, doyduktan sonra yemek haramdır. Fakat, çoğu zarar veriyor diye, az yemek, içmek, haram olur mu?

Abdülgani Nablusi hazretleri buyuruyor ki:
Yemesi, içmesi zararlı olanlar üçe ayrılır:
1- Öldürücü olanlar. Her zehir, cam tozu ve benzerleri böyledir. Bunları yemek, içmek haramdır.
2- Öldürücü olmayanlar. Toprak, çamur, kil ve benzerleri böyledir. Bunları çok yemek, içmek mekruh olup, zararsız miktarları mubahtır.
3- Organlarında zafiyet olanlara zarar verenler. Sağlam olanlara zarar vermezler. Bazı kimselere balık eti, süt, yumurta, biber gibi şeyler zarar verir. Bunlar, yalnız zarar verenlere haram, mekruh olur. Zarar vermeyenlere ise mubahtır. (Hadika)

Tütüne zararlıdır diyenler üçüncü maddeye dahil ediyorlar. Her içeni öldürücü bir zehir olduğunu bildiren bir ilim adamı yoktur. Tütündeki nikotinden dolayı, günde bir iki sigara içen zehirlenir diyen de yoktur. Çünkü bu söz, havada, boğucu olan karbondioksit gazı bulunduğu için, nefes alan zehirlenir demeye benzer. Nikotinden çok daha zehirli olan siyanür asidi, acı bademde de vardır. Bu zehirden dolayı acı badem yemek haramdır, mekruhtur diyen yoktur. Her şeyi fazla yemek, içmek zararlı olur. Aşırı tütün içmek elbette zararlıdır. Bunun için sigara herkese zararlıdır, kansere sebep olur diyerek, günde 1-2 sigaranın da zararlı olacağını sanmak, bu yüzden haram veya mekruh demek ilme aykırıdır.
Hanefi âlimi seyyid Ahmed Tahtavi diyor ki: Şafii âlimlerinin çoğu, tütüne tenzihen mekruh dedi. Hanefi mezhebinde, soğan, sarmısak gibi tenzihen mekruhtur.
(Dürr-ül-muhtar haşiyesi)

İbni Abidin, abdestin sünnetlerini anlatırken diyor ki:
Pezdevi üsulünde denildiği gibi, haram olduğu açıkça bildirilmeyen her şey, sözbirliği ile mubahtır. Çünkü, Allahü teâlâ Bekara suresinde,
(Yerlerde olan her şeyi sizin için yarattım) mealindeki âyet-i kerimede, hepsinin mubah olduğunu bildirmektedir. Tahrir kitabında bildirildiği gibi, Hanefi ve Şafii âlimlerinin çoğunluğuna göre, her şey yaratılışında helaldir. Ekmel-üd-din, (Pezdevi) şerhinde de böyle bildiriyor ve bir şeyin haram olduğunu işitmeyen kimselerin, o şeyi yemesi mubahtır diyor.
İmam-ı Muhammed, (Leş ve şarap, yasak edildikten sonra haram oldu) diyerek, her şeyin aslında mubah olduğunu, yasak edilince haram olduklarını bildiriyor.

Milyonlarla salih Müslümanın ve halife-i müsliminin, şeyh-ül İslamların kullandığı şeye, kendi aklı ile kötü alışkanlık demek, bunu haramlara benzetmeye kalkışmak, ancak cahillerin yapacağı iştir.
İkinci Abdülhamid han tütün içerdi. Kendisine Şemdinan ve İskeçe şehrinden tütün gelirdi. İskeçe, Şemdinan ve Samsun tütünleri, kıyılmış halinde, latif kokmaktadır. Çubuğa koyup içerlerken, etrafa hoş kokusu yayılmaktadır. Bozuk, karışık tütün içerken iyi kokmazsa, halis ve hoş kokulusu kötülenemez. Acı biberi sevmeyen kimse, tatlı biberi, hatta acısını da kötüleyemez. Bunlara mekruh diyemez. Eğer derse, sözünün kıymeti olmaz. Herkes, sevmediği şeye haram, mekruh derse, din-i İslam, Hıristiyanlığa döner. Onun gibi karmakarışık olur.

Tütünü bırakmak nefs ile mücadele sevabı kazandırmaz. Bedene ihtiyacını vermemek, zulüm olur.
Günah olur. Nefs, ihtiyaca kavuşmakla doymaz. İhtiyaçtan fazlasını ve haramları ister. O halde, nefsle mücadele, haramlardan ve mubahların fazlasından sakınmaktır. Günde bir kere tütün içmemek, nefsle mücadele değildir. Tütünü, sıhhate ve keseye zararlı olacak miktarda fazla içmemek mücadeledir. Yalnız tütün ile değil, bütün mubahlarla da nefs mücadelesinin böyle olması gerekir.

Tütünü, afyona benzetmek de, onun herkese haram olacağını göstermez. Tersine olarak, zarar yapmayacak kadar az içenlere mekruh bile olmadığını, gösterir. Çünkü müctehidler, afyon gibi uyuşturucu maddeleri, haram olan içkilerden ayırmaktadır.

Dürr-ül-muhtar 3. cilt, 166.sayfada, (Benc veya Ban otu denilen uyuşturucu otu yemek mubahtır. Çünkü ottur. Bununla sarhoş olmak haramdır) diyor.
İbni Abidin hazretleri bunu açıklarken buyuruyor ki:
(İmam-ı Muhammede göre, çoğu sarhoş edenin azı da haram olması, sıvı olan içkiler içindir. Böyle olmasaydı, safran, anber gibi, fazlası sarhoş eden birçok katı maddelerin az miktarını yemek de haram olurdu. Bunlara haram diyen hiçbir âlim yoktur. Ban otu ve benzeri zehirli otların necis olduğunu hiçbir âlim bildirmedi. Ban otunun ilaç olarak kullanılması caizdir. Aklı giderip keyif verici olarak kullanılması caiz değildir. İmam-ı Muhammedin sözü sıvı haldeki içkiler içindir. Ban otu ve benzerleri, katı oldukları için, ancak sarhoş olmak için kullanılmaları haram olur. Bu da, çok miktarda kullanılmaları haram olur demektir. Az miktarda kullanılmaları haram olmaz. Mesela, Amber ve benzerlerini koku için ve Skamonya denilen zehirli mahmude otunu müshil olarak kullanmak ve diğer katı zehirli ilaçları az miktarda kullanmak haram olmaz. Caiz olur. Zarar veren çok miktarlarını kullanmak haramdır.)
[Redd-ül muhtar]

Tütün abes de değildir. Abes, faydasız iş yapmaya, boş yere vakit geçirmeye denir. Çalgı ile, oyun ile vakit geçirmek böyledir. Tütün, vakit öldüren bir iş değildir ki, abes denilsin. Tütün içmek, faydalı iş yapmaya mani olmuyor. Tütün içerken kitap okunur. Misafir ile sohbet edilir.

Büyüklerin yanında, camilerde, vaazlarda, muhterem yerlerde içilmemesi de, haram veya mekruh olacağını göstermez. Büyüklerin yanında yatılmaz. Bunlara ve Kâbe’ye karşı ayak uzatılmaz. Vaazda, derste ekmek bile yenmez. Böyle, birçok yerlerde ve sıkıntı duyanların yanında yapılmayan çok şey vardır ki, başka yerlerde ve yalnız iken hiçbiri haram veya mekruh değildir. Camide alış veriş etmek, yüksek sesle konuşmak, kan aldırmak mekruhtur. Fakat bunlar, cami dışında mekruh değildir.
İhtiyaç deyince yalnız yiyip içecekleri anlamak, pek basit bir görüştür. Bedenin, ruhun çeşitli ihtiyaçları olduğu, din kitaplarında yer almaktadır. Bütün duyu organlarımızın farklı ihtiyaçları olduğu gibi, sinir sisteminin, hatta her organın ayrı ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların, ekmek, su gibi önemli olduğu, herkesçe bilinmektedir. Fıkıh kitaplarında, akla gelmeyen, çeşitli ihtiyaçlar görüyoruz. Mesela,
Dürr-ül-muhtar’da, (Burnu ve teri silmek için mendil satın almak, ihtiyaç için olursa caizdir. Gösteriş için olursa, tahrimen mekruhtur) diyor.

Görülüyor ki, bir şeyi kullanmak bile, niyete göre ihtiyaç olmaktadır. Doyduktan sonra yemek haramdır. Fakat, oruç tutmak veya misafiri utandırmamak için olunca, helal, hatta sevap oluyor. Misafire ikram için, haram, helal oluyor da, haram olmayan tütünü ikram etmek neden suç olsun? Tütünü kötüleyenler, bu hücumlarını, keşke, İslamiyet’in haram ettiği şeylere karşı yapsalardı, çok sevap kazanırlardı. İslam’a büyük hizmet etmiş olurlardı. Fakat, şeytan herkesi bir taraftan yakalıyor. Hem İslamiyet’e saldırtıyor, hem de, ibadet yaptığını sanarak, kibre, ucba sürüklüyor. Bunları anlamadan konuşmak, dine de, söz sahibine de kusur getirir. Hissi, yani kendi görüşlerini, dinin emirleri ve yasakları durumunda göstermeye kalkışmak ve yapılan işlerin, helal mi, haram mı olacağını ayırırken taassuba kapılıp, nasslara dayanmamak felakettir.

Birkaç âlim ise, nafakadan kesilmesi, dumanı ile başkasını rahatsız etmesi, çok içerek bedene zarar vermesi... gibi şartlarda tütüne haram veya mekruh demişlerdir. Yoksa, mücerret [soyut olarak] tütünün içilmesini kötüleyen hiçbir âlim yoktur.
El-Ukud-üd-dürriyye’nin ve Hadika ikinci cildinin sonunda, tütünün haram olmadığı vesikalarla ispat edilmiş ve Tahtavi’nin Merakıl-felah haşiyesi, orucu bozanlarda da uzun yazılıdır.

Şam âlimlerinden Mustafa Rüştünün
Tuhfet-ülihvan ma kile fiddühan

Âlimlerin çoğu tütüne mubah demiştir. Mesela
kitabında, insanın sıhhatini bozan, zarar veren şeyleri ve israfı uzun anlattıktan sonra, tütünün böyle olmadığını bildiriyor. Tütüne haram demek, vera ve takva da olmaz. Vera sahipleri, Allahü teâlânın haram etmediği şeye, haram diyemez diyor. Hanefi âlimlerinden allame Abdüllah bin Muhammed Nihriri ve Şafii âlimlerinden Ali bin Yahya Nevreddin Ziyadi ve Abdürraufi Münavi ve şeyh Ali Şevberi ve şeyh İsmaili Sencidi ve Maliki âlimlerinden allame Külli ve Hanbeli âlimlerinden şeyh Meri, tütünün haram olmadığına fetva vermişlerdir diyor. Zararı ve lüzumu olmayan şey için mubah, zihin durgunluğunu giderip, hafızasını kuvvetlendirene mendub, terk edince zarar verene vacib, kullanınca zarar verene haram, içmek istemeyene, tütün içmesi mekruh olur, diyor. Şarap böyle değildir. Şaraba alışan, tevbe etse, şarabı terk ettiği için hasta olup, ölse, sevap olur.Şeyh-ul İslam Ebülbeka, Ahmed bin Ali Hariri, İsmail Meraşi, kadi Abdürrahim, Ganim bin Muhammed Bağdadi, Şeyhul İslam Behai, Muhammed Tarsusi, Muhammed Kehvaki, Mısır âlimlerinden Yusüf Decvi ve Muhammed bin Abdülbaki Zerkani, allame Abdülgani Nablusi, Abdürrahman bin Muhammed İmadi, allame Ali Echüri, Mahmud-i Samini, Osman Bedreddin, seyyid Abdülhakim efendi, büyük âlim, veliyyi kâmil mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri buyuruyorlar ki:
(Zarar ve alışkanlık yapmayacak kadar az içilen tütüne haram ve mekruh demekten sakınmalı, kesesine ve sıhhatine zarar vermeyecek kadar az içenleri fasık, günahkâr bilmemelidir.)

Tütün içmek israf mıdır?
İsraf, malı haram olan yere vermektir. Azı da, çoğu da israf olur. Büyük günah olur. İçki ve kumar için vermek böyledir. Sigara haram olsaydı, buna az veya çok verilen para israf olurdu.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(İnsanın bazı arzuları, tabiatından ileri gelmektedir. Hiç kimse bu isteklerden kurtulamaz. Mesela, sıcakta, insanın tabiatı serin bir şey içmek ister. Soğukta, sıcak bir şey ister. Böyle istekleri yapmak nefse uymak değildir. Çünkü, tabiatımızın zaruri istekleri mubahtır. Bu ihtiyaç maddelerini lazım olduğu kadar kullanmak sünnettir. Çünkü, bu tabii istekler nefsi emmarenin arzularının dışındadır. Nefs, mubahların lüzumundan fazlasını ve haramları ister.) [
Mektubat 3/27]

Malı, ihtiyaç olan mubahlara harcamak israf değildir. Günah olmaz. Sigaraya alışmış kimsenin tabiatı ekmek ister gibi, tütünü istiyor. Böyle kimsenin, ihtiyacı kadar kullanması israf olmaz.

Yukarıda ki ulema fetvalarından sonra, bu gün karşı karşıya kaldığımız cemaat fetvaları ile insanların aklı hayli karışmış olsada, izan, bu günkü fetvalarda hem konulan gerekçelerin en az kırk yıldan beri belli/aynı olması ve hemde zamanlama nedeniyle, devlet teşvikli olduğunu ama devlet teşviki ile fetva irad etmenin, edeni nereye götürdüğünü çok net gösteriyor.




 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Abi konuda bir çok yön var.

Öncelikle, eski fetvalar verilirken bu kadar zararı bilinmediğinden olabilir.
Eski fetvalar verilirken sadece tütün içindir belki ama günümüzde sigarada yok yok. Zift bile var. Bazıları alkolle yıkanıyor. Hadi alkolle yıkanmayanlar da var diyelim ama hepsinde zehir olduğu kesin.

Ben sigara içmiyorum. Bu yüzden bana kolay geliyor bazı şeyleri söylemek. İçenlerin durumunu bilen biri konuşmalı belkide. Bu yüzden söylediklerim havada kalabilir.

Ama şu aklıma geliyor: Sigaranın eleştirilen tüm yönlerine farklı bi açıklama getirip savunanlar, madem kötü değil, acaba çocuklarına içmeleri için tavsiye eder mi?

selametle..
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Ha bu arada bir noktayı atlamışım.

Tabiki, belli dönemlere göre fetva vermek savunulamaz. Devletin Laikliğine gelince, hikaye. Daha çok laikçi bi devlet yapımız var. Laikliği ateist mantıkla yürütmek isteyen bi yapı. Tabiki yönlendirmek istediği insanları tavlamak için inançlarını kullanacak. Camileri, hutbeleri kullanacak. Çünkü yapısı bu.

selametle..
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Gerçekten güzel bir yazı. Sağolasın Bekir kardeşim, hoşuma gitti. Çünkü benim bu foruma ilk geldiğim günlerde sigara içmediğimi bilenler bilir. Daha sonra beni çok üzen ve derinden etkileyen bir konudan sonra günde iki paket içen biri olarak, sigarayı kimseye önermem. kansere sebeb veren bir meret. Zaten şuan ki rahatsızlığıma (kanser değilim çok şükr kalp rahatsızlığı) da vesile olan da bu.

Bununla beraber tütüne kimse haramdır hükmünü veremez. Buna ne devlet nede herhangi falanca muhterem (!) hocaefendi de dahil olmak üzere kimsenin haddine bile düşmez. Zaten kesin haramdır diyen, hadis-i şerif de bulunan ifade ile ateşteki yerini şimdiden hazırlamış olur.

Devlet laik olacaksa bu onu yönetenlerin fikri. Devletin laik olup olmaması beni pek de enterese etmiyor. Hatta bazen keşke laik olsalar da şu devlet işleri ile Din işlerini artık bir ayırsalar, imamların maaşı memur gibi devlet tarafından ödenmese, benim ibadet edeceğim yerleri ve zamanı tayin etmeye kalkmasa, yıllık zekat ve fıtr bedellerini ölçüp biçip hesaplamaya kalkışmasa, yılbaşında içki içmenin aynı zamanda o gece oruca niyetlenecekler için herhangi bir mahsur taşıyıp taşımayacağı hakkında bir yorum ve fetvada bulunmasa!!! dediğim zamanlar bile oluyor. Öyle ya, içkiye bile müsamahalı bakan bir zihniyetin benim elimdeki sigaraya göz dikmesi beni sinirlendirip sigarayı yakmama sebep oluyor. Demekki bu devlet buna karışmamalı. Çünkü sigara dumanı ile beraber yüzüne gözüne bulaşacak. Herşeyi aynı şekilde yüzüne gözüne bulaştırdığı gibi...

Bu konu bana kalırsa sağlıkçıların ilgi alanına giriyor. "İşi ehline verin" hadisi zaten bize bunu işaret ediyor veya belki de emrediyor. Tıbben vucuda giren nikotin,zifir,katran gibi zehirler belki tek başlarına diğer mubah olan herşeyde vardır. Örneğin patlıcanda nikotin olduğunu biliyorum. Ama patlıcana aynı zamanda mesela zifir enjekte edilse ne olur ? Eminim patlıcanın muhteviyatı bozulur. Özelliği ve orjınalliği gider diye düşünüyorum. Bu fikri biraz daha ileri götürüp vücudum için düşündüğümde elbette hepsi aynı anda vücuduma girdiği zaman vücud dengemi bozacağı muhakkak. Fakat bu bireysel bir tercih. Toplumsal alana giren konularda devlet bunun ile ilgili sınırları çizer. Şuan olduğu gibi kapalı alanlarda sigara içmeyenlerin sağlığını koruma gibi bir hizmete soyunabilir. Sosyal sorumluk bunu gerektirir. Ve lakin, bunu uygularken kendine ait yani umumun istifadesine sunduğu, yada umuma hizmet vermek amacı ile kurduğu kendi kapalı alanlarına müdahildir. Benim işyerime karışamaz, çünü burası özel mülkiyettir. Kafam atarsa bütün müşterileri kovarım, tek başıma oturur çay ve nargile eşliğinde yağmuru seyrederim.

Ha, işin birde Bekir kardeşimin dediği gibi "Din'i" kriterlere uydurma telaşı, ordan burdan fetva alma yarışını da bırakmalı. Daha sosyal konular dururken bireysel hak ve özgürlükleri sınırlandırmak adına deli dumrul mantığı ile hareket etmemeli. Çünkü, ilk genel seçimde büyük süpriz yaşayacaklarını söylemek müneccimlik olmasa gerek! radikal yazmıştı demeden önce kendi beyinlerine bunu yazsalar iyi olur.

Konumuz tütündü, biz tekrar konuya dönelim. Tütün elbette sigara olarak kullanıldığında vücuda zarar veriyor zamanla. Bilim de Allah'în (celle celaluhu) bizlere sunduğu bir hizmetkarı olduğuna göre hizmetkar bize bunun zamanla zararlı olduğunu söylüyor. Ama sadece tıbben zararlı diyebiliyor. Dinen yasak yada haram olduğunu söyleyemiyor çünkü onun da haddine düşmüyor.

Peki tütün haram mı helal mi bunu bize kim söyleyecek ? Elbette Kur'an! Peki Kur'an da böyle bir hüküm var mı ? Yok. Tıbben vucuda zarar verdiği bilimsel olarak ispatlı mı ? Evet. Şimdi bu Kur'an ışığında ve aynı zamanda tıbbın bize verdiği bu bilgi ile ne yapacağız ? İşte o da bireysel tercihi oluşturuyor. Bu konuda karar almak beni yönlendirmeye kalkmak ne devletin üzerine vazifedir nede bilmem ne idük hoca efendi fetvaları ile üzerine vazifedir.

Benim mürşidim aynen şunu söylüyor ki daha önce yazmıştım yine yazmakta fayda var: "Tütün sağlık açısından zararlı bir madde. Uzun süre tüketildiği zaman vücuda zarar veriyor. Gücü yeten; çok içiyor ise, azaltsın. Az içiyor ise bıraksın."

En iyisi devlet kafasına göre fetva siparişinden vazgeçsin, sigaranın zararlı olduğunu artık çocuklar dahi biliyor. Bırakacak olan zaten bırakır.

Apo için af ne zaman gündeme gelecek ? af edilmeli mi, sırtı sıvazlanmalı mı ? eline sağlık denilmeli mi ? terör mücadelesinde iki ayağını kaybetmiş gazi vatandaşına "yürü git burdan!" dediği zaman kendisine "nasıl yürüyeyim" diyen gazi'ye gazi ünvanı yasaklanmalı mı ? bunlar ile ilgili konuları ele almalı ve fetva siparişi vermeli bence. Şurda az zaman kaldı çünkü, zor yetişeceğe benziyor bu iş.

hep de son dakikaya bırakıyor bu adamlar ya!
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Abi konuda bir çok yön var.

Öncelikle, eski fetvalar verilirken bu kadar zararı bilinmediğinden olabilir.
Eski fetvalar verilirken sadece tütün içindir belki ama günümüzde sigarada yok yok. Zift bile var. Bazıları alkolle yıkanıyor. Hadi alkolle yıkanmayanlar da var diyelim ama hepsinde zehir olduğu kesin.

Ben sigara içmiyorum. Bu yüzden bana kolay geliyor bazı şeyleri söylemek. İçenlerin durumunu bilen biri konuşmalı belkide. Bu yüzden söylediklerim havada kalabilir.

Ama şu aklıma geliyor: Sigaranın eleştirilen tüm yönlerine farklı bi açıklama getirip savunanlar, madem kötü değil, acaba çocuklarına içmeleri için tavsiye eder mi?

selametle..


Ha bu arada bir noktayı atlamışım.

Tabiki, belli dönemlere göre fetva vermek savunulamaz. Devletin Laikliğine gelince, hikaye. Daha çok laikçi bi devlet yapımız var. Laikliği ateist mantıkla yürütmek isteyen bi yapı. Tabiki yönlendirmek istediği insanları tavlamak için inançlarını kullanacak. Camileri, hutbeleri kullanacak. Çünkü yapısı bu.

selametle..

Eski fetvalar konusunda "belli dönemlere göre fetva vermek savunulamaz" diyerek durumu düzeltmişsin sevgili Mehmet. Yoksa bu konuda söylenecek çok söz var tabii ki.

Bizim müteala etmeye çalıştığımız tütünün kendisidir. İçine katılmış maddeler konusunda ne bir bilgimiz var, ne de bu maddelerin haramlığını tartışmıyoruz. Ayrıca içinde zehirin olduğu bir çok gıda maddesi de helal yiyeceklerdendir. Bu zehir ve benzeri maddelerin miktarı ve bulundukları hal önemlidir. Bazı zehirli maddeler insana şifa olabilmektedir.
Diğer yandan. çocuklarımıza tavsiye mevzuuna gelince, sigara içenlerin küllisi bunu değil çocuklarına, kimseye tavsiye etmiyor. Ama tüm bunlar sigaranın haramlığına delalet etmeyen faktörlerdir maalesef...


Devletin dini kullanarak yaptığı atraksiyonları bir ihtiyaç/fırsat psikolojisi gibi görebiliyoruz. Ancak burada gizli olan mesele şudur ki; kendini din adamı, hoca, şeyh, alim, müçtehit ve sair makamlarda gören hiç kimse, devlet istedi diye dine muğayir fetva vermemelidir, veremez. İmamı Azam Hazretleri bu yolda hapse düşmüş, can vermiştir. İşin can alıcı noktası da bu can verilen mantıktır. İnsanlar ise bu gün cemaatlerin başına geçmiş zatlardan can vermelerini, hapse girmelerini değil, kaypaklık yapmamalarını bekliyor.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Apo için af ne zaman gündeme gelecek ? af edilmeli mi, sırtı sıvazlanmalı mı ? eline sağlık denilmeli mi ? terör mücadelesinde iki ayağını kaybetmiş gazi vatandaşına "yürü git burdan!" dediği zaman kendisine "nasıl yürüyeyim" diyen gazi'ye gazi ünvanı yasaklanmalı mı ? bunlar ile ilgili konuları ele almalı ve fetva siparişi vermeli bence. Şurda az zaman kaldı çünkü, zor yetişeceğe benziyor bu iş.

hep de son dakikaya bırakıyor bu adamlar ya!

Ellerine sağlık sevgili kardeşim.
Manzaralar göstermekte ki, bu dediklerine de fetvalar yayımlanacaktır. Aslında belki bunların fetvaları da çıkmıştır da, vizyona girmemiştir ha?..
 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
45
Bizim müteala etmeye çalıştığımız tütünün kendisidir. İçine katılmış maddeler konusunda ne bir bilgimiz var, ne de bu maddelerin haramlığını tartışmıyoruz. Ayrıca içinde zehirin olduğu bir çok gıda maddesi de helal yiyeceklerdendir. Bu zehir ve benzeri maddelerin miktarı ve bulundukları hal önemlidir. Bazı zehirli maddeler insana şifa olabilmektedir.
Diğer yandan. çocuklarımıza tavsiye mevzuuna gelince, sigara içenlerin küllisi bunu değil çocuklarına, kimseye tavsiye etmiyor. Ama tüm bunlar sigaranın haramlığına delalet etmeyen faktörlerdir maalesef...

suyun akış yönünü biraz değiştirelim ..

İsraf nedir ?

Sigara satın almak israf mıdır ?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bir sigarayı bitirmeden atıp, ikincisini yakmak israftır.

Sigara satın almak israf değildir.
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Sözün özü; sigara içmek kötüdür, sağlığa faydası yoktur, kimseye tavsiye edilmez. O zaman çok savunulacak bişey değil.

Allah, içenlere bırakmayı nasip etsin. İçmeyenleri de korusun.
-Amin-
...
İş başındaki hümüketlere göre fetva verenlere ise bişey demiyorum abi.. Onları konuşmaya gerek yok sanırım.

Sigara satın almak israf değildir.

Abi, senin düşüncene göre sigara zarar vermediği insan tarafından, keyf amaçlı aldınığı için, etrafa zarar verilmediği müddetçe israf kapsamından çıkmıştır, şeklinde. Böyle anlıyorum.

Peki, günümüzde sigara saf tütün halde, değil içinde olmadık zehirler katılan bi halde. Füza yakıtı, Tiner, Fare zehiri, Zift, Aseton, Naftalin, Amonyak, Karbon vs ve nikotin. Peki bunlar artık bilindiğine göre, yani günümüzde içine bunların katıldığı bilindiğine göre eski fetvaların verildiği zamana yani saf tütün halindeki zamana göre bir değişme söz konusu değil mi? Hala aynı kategoride düşünmek doğru mudur?

Prof. Cevat Akşit, Sigara konusunda HARAM hükmünü verdiği için soruyorum bunları. Yoksa başka isimler muhim değil. Cevat hoca, bu forumda herkesçe itibar edilen biri ve basit siyaset peşinde koşacak biri de değil. Konunun üstünde bu yüzden durmak istiyorum abi.

selametle..
 
P

Peris

Guest
sorduğum sigaranın israfı değil sahip olunan maddi gücün israfıdır.

tekrar soralım ;

İsraf nedir ?
kesinlikle diye bilirim sigara verilen para İSRAFDIR.Niyemi:- sigara içene zarar, içilen ortamdakı insanlara da zarar, bir faydası henüz tıp aleminde keşif edilmemiş:), e....o zaman buna verilen para israf sayılmazmı????????
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Peki tütün haram mı helal mi bunu bize kim söyleyecek ? Elbette Kur'an! Peki Kur'an da böyle bir hüküm var mı ? Yok. Tıbben vucuda zarar verdiği bilimsel olarak ispatlı mı ? Evet. Şimdi bu Kur'an ışığında ve aynı zamanda tıbbın bize verdiği bu bilgi ile ne yapacağız ? İşte o da bireysel tercihi oluşturuyor.

:confused:

Abi sanki daha açman lazım bu kısmı? En azından benim için. Tam anlayamadım. Çünkü zararın bireysel tercihi nasıl olur? Zararlı ise, devlet bireysel tercihe bırakmadan engelleme hakkına hatta sorumluluğuna sahip değil mi? Hadi devleti geçelim, islam devleti değil.
Peki dinimize göre insan, zararlı birşeyi tercih etme hakkına sahip mi? Sahipse nasıl sahip? Bunun bir hesabı olmayacak mı?

selametle..
 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
45
İsraf insanın sahip olduğu nimetleri gereksiz ve aşırı tüketmesidir.

Sigaranın gerekli olduğunu iddia edebilir miyiz ?

Ya da sigara gibi bir materyalin aşırı tüketilmesi ölçüsü nedir ?

yani ne kadar dan sonra sigara alımı israf sınırlarına dayanır günde bir paket mi iki paket mi ?

yoksa nefsi tatmin ettikten sonra yapılan harcama mı ?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sözün özü; sigara içmek kötüdür, sağlığa faydası yoktur, kimseye tavsiye edilmez. O zaman çok savunulacak bişey değil.

Allah, içenlere bırakmayı nasip etsin. İçmeyenleri de korusun.
-Amin-
...

Aynen buyurduğun gibi, aynı hissiyatlarla bende amin diyorum...

İş başındaki hümüketlere göre fetva verenlere ise bişey demiyorum abi.. Onları konuşmaya gerek yok sanırım.

Eyvallah, senin bu konuda ki hissiyatını biliyor ve katılıyorum.


Abi, senin düşüncene göre sigara zarar vermediği insan tarafından, keyf amaçlı aldınığı için, etrafa zarar verilmediği müddetçe israf kapsamından çıkmıştır, şeklinde. Böyle anlıyorum.

Doğru, aynen böyle diyorum.



Peki, günümüzde sigara saf tütün halde, değil içinde olmadık zehirler katılan bi halde. Füza yakıtı, Tiner, Fare zehiri, Zift, Aseton, Naftalin, Amonyak, Karbon vs ve nikotin. Peki bunlar artık bilindiğine göre, yani günümüzde içine bunların katıldığı bilindiğine göre eski fetvaların verildiği zamana yani saf tütün halindeki zamana göre bir değişme söz konusu değil mi? Hala aynı kategoride düşünmek doğru mudur?

Mehmed'im, bu dediklerin iddiadır. Bilinen ve gerçek olan değildir. Bu gün sigaraya dahi ihtiyatla yaklaşan devletler, böyle bir üretim prosesine müsade edemez. Nitekim, Amerika da yeni kabul edilen bir kanuna göre (Dünya da ilk defa) sigara üreticileri üretim proseslerini açıklayacaklar, sigaranın üstüne de yazacaklar. Demek ki, bu prosesin ne olduğu tam bilinmiyor. Ama bilinen ana maddenin tütün olduğu. Ve ya, ben Bitlis tütünü alıp sarıp içiyorum. Demek ki ana mesele, sigaradan kasıt tütündür. Eğer içinde bilinen haram bir madde var ise, fetvayı veren bunu bildirmeli ve misal demeli ki, "şarapla yıkanmış tütün içmek haramdır" Kestirmeden tütün haram ibaresi kullanılamaz.

Prof. Cevat Akşit, Sigara konusunda HARAM hükmünü verdiği için soruyorum bunları. Yoksa başka isimler muhim değil. Cevat hoca, bu forumda herkesçe itibar edilen biri ve basit siyaset peşinde koşacak biri de değil. Konunun üstünde bu yüzden durmak istiyorum abi.

selametle..

Cevat Hoca'nın verdiği fetvayı tam olarak buraya asabilirseniz, müteala etme şansımız olur inşallah, tam ifadelerini görmek lazım...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sigaranın gerekli olduğunu iddia edebilir miyiz ?

Ya da sigara gibi bir materyalin aşırı tüketilmesi ölçüsü nedir ?

yani ne kadar dan sonra sigara alımı israf sınırlarına dayanır günde bir paket mi iki paket mi ?

yoksa nefsi tatmin ettikten sonra yapılan harcama mı ?

Bu soruların konuya nasıl yardımcı olacağını çok kestirememekle birlikte yine de hem cevap verip, hem de bizde soralım.


Sigara içmek ihtiyacı duyan kişi için gereklidir tabii ki. Sağlama yapmak için soralım bir de: Ayçekirdeği satın almanın gerekli olduğunu iddia edebilirmiyiz?

Sigara gibi bir materyalin aşırı tüketilme ölçüsü kişiden kişiye değişir ama ortalama 20 adet normaldir denebilir. Ama bu bazı insanlar için 5 adet, bazısı için 30 adet olabilir. Soralım, iç yağının hangi miktarı israf sınırındadır?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
"TEMİZ SUYA SİDİK KARIŞTIRMA"

Bakkal dükkânı işleten bir izleyicinin, dükkânında sigara ve kontör gibi para eden malı olduğunu ve bunlara zekât düşüp düşmediğini sorusunu yönelttiği İlahiyatçı Cevat Akşit, öncelikli olarak sigara konusuna dikkat çekti. Daha önce de verdiği sohbetlerde “sigaranın haram olduğunu” beyan ettiğini hatırlatan Prof. Akşit, izleyiciye sigaradan kazandığı paranın haram olduğu fetvasını verdi. İzleyiciye, “Kesinlikle sigara satma!” uyarısını yapan Akşit, “O aldığın para, tertemiz suya sidik karıştırmak anlamına gelir. Yazık ediyorsun Helal parana. Sakın sigara satma.” diye konuştu.

"SİGARA EROİN VE ESRAR GİBİ ZEHİRLİYOR"

Prof. Dr. Cevat Akşit sigara konusunda şunları söyledi: “Olur mu arkadaşım ben yıllarca Kanal’7 den sigaranın haram olduğunu dünyaya ilan ettim. Hala ısrarla söylüyorum sigara satarken aldığın para helal değildir. Sigara zehirdir. Devlet bile yazıyor paketin üstüne “sigara öldürür” diye. Ne öldürür? Zehir öldürür. Zehir satmak helal olur mu? Kesinlikle sigara satma! O aldığın para, tertemiz suya sidik karıştırmak anlamına gelir. Yazık ediyorsun Helal parana. Sakın sigara satma. Yani laboratuarla sabittir, dünya bütün ilim adamları bunu ortaya koydular. Dinle ilgili olmayan kimseler; sigara, esrar ve eroin gibi kesin zehirdir. İnsanlara zehir satmak helal değildir. Aldığın parada caiz değildir.”
...

Abi, bahsi geçen programdaki konuşma aynen böyle. Sigara satan bi bakkala, zekat ile ilgili bi soru sorunca cevap vermeden önce sigara konusunu işliyor ve haram olduğunu söylüyor. İfadeleri de aynen yukardaki gibi.

selametle..
 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
45
Bu soruların konuya nasıl yardımcı olacağını çok kestirememekle birlikte yine de hem cevap verip, hem de bizde soralım.


Sigara içmek ihtiyacı duyan kişi için gereklidir tabii ki. Sağlama yapmak için soralım bir de: Ayçekirdeği satın almanın gerekli olduğunu iddia edebilirmiyiz?

Sigara gibi bir materyalin aşırı tüketilme ölçüsü kişiden kişiye değişir ama ortalama 20 adet normaldir denebilir. Ama bu bazı insanlar için 5 adet, bazısı için 30 adet olabilir. Soralım, iç yağının hangi miktarı israf sınırındadır?


ben konuya tütünün haram helal olma konusundan değil sigaraya yapılan harcamanın israf olması boyutundan yaklaşıyorum.

İnsanın her ihtiyaç duyduğu gereksinimi temin etmesi bunun helal dairesi içinde olduğu anlamına gelmez.Sağlama yapmak için türdeş örnekler kullanırsak kon bütünlüğünden sapmayız.Ayçiçeği ve sigara aykırı iki örnek olsa gerek..

Aşırı tüketilme miktarı kişiden kişiye değişse de sigaranın tek bir adetinde bile sağlığa zararlı maddeler bulunduğu bir iddia değil kanıtlanmış bir gerçektir.Paketi alın elinize bakın her sigara adetinde yer alan zifir ve karbonmonoksit miktarı yazılıdır.

Sigaraların arasındaki tat farkı sadece kullanılan tütünün kalitesinden değil kullanılan katkı maddelerinin de etkisi sonucunda olmaktadır.Düzenli sigara içen bir insan saf tütünden yapılan bir sarma ile günlük hayatta kullandığımız sigara arasındaki tat farkını farkedebilir.
Yıllar boyu TEKEL in yanında oturunca bazı konulara vakıf olabiliyorsunuz.
 
Son düzenleme:
Üst Alt