Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Edebiyat, edeb sınırları içinde insanın mahiyetini, insan eşya ilişkilerini ve insanların birbirleriyle olan münasebetlerini izah edebilmek için ihtiyacımız olan ilimdir. İsminden de bellidir ki, eğer bu izahatlar edeb sınırlarını geçerse o zaman edebiyat değil, nazariyat olur... Nazariyatlar ise dizi filim yapılıp çoluk cocuk aile demeden sofraya konmaz.
İnsan "ego" diye bilinen hususiyetlere sahiptir. Bu bir anlamda "ben, benlik" bir anlamda "nefs" gibidir. Yani insani olan ve özellikle yadırganabilir her türlü hal ve hareketi içinde barındıran bir kavramdır. Bencillik, aşırı cinsellik, sapıklık, kıskançlık, kin, azgınlık, ahlaksızlık ve saire haller egosal hareketler olarak bilinir. Bir de insanda olan üstün meziyetli haller vardır ki, saygı, fedakarlık, mertlik, ahlaklılık gibi, bunlara da süperego denir. İnsan yine fıtratı gereği egolarını herkesten gizler ve süperegolarını insanlara göstermek ister. Bu riyakarlık değil, edebdir, hayadır, ardır ve en önemlisi insanın yaradılış fıtratının gereğidir.
Mesela, eşiniz size çay ikram etse, çayı getirirken çayınıza tükürse ve size verse, sizde bu hareketi bilmeden bi güzel içseniz. Sonra size bu yaptığını söylese, büyük ihtimalle çok kızar ve hatta tiksinirsiniz bu hareketten. Oysa o sizin eşinizdir ve tükürüğü birlikteliğiniz gereği size hiç de yabancı değildir. Ama o tükürüğün size nasıl sunulduğu önemlidir.
Yine aynı hikayede, bu tükürük meselesini eşiniz arkadaşlarına anlatsa, ihtimal ki birileri ona "egolarını mı tatmin ettin" der.
Yine, bir arkadaş gurubu bu hikayeyi bir güzel, ballandıra ballandıra ve pek de edebi bir şekilde hikaye etse, dilden dile, sizin de arkadaş çevrenize ulaşsa ve herkese de, pek hoş mu olur?.. Dermisiniz "ay ne muziplik"
Ne çıkıyor ortaya burada? Siz eğer "ego"luk bir hali, normal karşılarsanız, yarın nazariyat(kuram), yani herhangi bir konuda ki her türlü versiyon sizin önünüze şerefliymişcesine çıkabilir ve bundan şikayet hakkınız kalamaz. Kısacası aşkı memnu, insan fıtratını zorlayan bir meseleyi, saklanan egoları, çok iyi bir tertiple su üzerine çıkarıp, legalleştirmeye ve ahlakı deformasyona zorlamaktadır.
Namussuzluk, iffetsizlik, hayasızlık ve benzeri onlarca kötü hal de insanlık ve hayat gerçeğidir. Çok uygun bir "jargon" la ve allı, pullu ve oldukça meşhur oyuncuların rolünde ve masalımsı atmosferler içinde dizi film olarak sunulsa masum bir sanat ve masum bir edebiyat mı olur? Bundan gocunanlar suçlu, ahmak, geri kalmış mı sayılır? Bu filmler çocuk ve genç psikolojilerini hiç mi zorlamaz? İnsanların bu filme cezbolması sizce yeter kritermidir? İnceleyin de bir bakın, porno kanallar kadar reytingi bol ve cezbedici ne var günümüzde, pornoyu legal kılabilir mi o cazibe ve reyting?
Yanılgıdasınız. Hangi dilden konuşursanız konuşun, aşkı memnu dizisinin ahlaki bir cinayet makinası olduğunu örtemezsiniz. En kötüsü ise, okumuş yazmış insanların, topluma bir takım fikirler enjekte eder konumdakilerin bu ahlaksızlık tufanını masum gösterme çabasıdır.
Bir de "yasak aşka yakalanmaktan korkanlar" demişsiniz ya... Hani hayatın ve insanın gerçeği olan bir "yellenme" hali vardır, günde üç-beş vuku bulur. Sizde de olur muhakkak. Bunu dizi yapsak, sizin bu diziden rahatsızlığınız, korkunuzdan mı olur yoksa?..