Bir yazardan.. Neler yazmış, neler söylemiş, neler düşünmüş.. Yahut neleri gözden kaçırmış.
Aşk-ı Memnu takıntısı
09.02.2010 - 00:12
Önce 10 Ocak’ta Zaman Gazetesi, “Ya kadınlar Bihter olmak isterse” dedi.
Şimdi de RTÜK ihaneti onayladığı gerekçesiyle Aşk-ı Memnu dizisine uyarı cezası verdi.
RTÜK uyarı cezasında, “Bihter’in kocasını, Behlül’ün ise hem amcasını hem de sevdiği kadını aldatmakta, ancak bu rolleri üstlenen sanatçılar halk tarafından sevilmekte ve böylelikle de ihanet toplum tarafından onaylanır hale gelmektedir.” gerekçesine yer veriyor.
Yani, kendisini muhafazakar değer yargılarını savunur zanneden kesimlerde Aşk-ı Memnu dizisi hedef haline gelmiş durumda.
Şimdi.
Aşk-ı Memnu dizisi Halid Ziya Uşaklıgil’in romanından bir uyarlama.
Önce romanın kendisinden başlarsak…
20. yüzyılın ilk çeyreğinde yazılan bu roman zamanın ve daha önceki yakın yüzyılların batı edebiyatında da bolca işlenmiş bir konuyu anlatıyor.
Bu konunun adı Aşk-ı Memnu, yani yasak aşk.
Edebiyat bunu neden konu ediyor?
Çünkü yasak aşk var.
Yani, toplumun resmi yüzünde yasak ve kabul görmez olduğu halde; evliyken başkasına aşık olmak, evli birine aşık olmak, baldızına aşık olmak, eniştesine aşık olmak, en yakın arkadaşının eşine veya sevgilisine aşık olmak, amcasının karısına aşık olmak vs. vs. vs. vs. gibi durumların fiili olarak yaşanıyor ve birey için çözümsüz bir durum ve sorgulama yaratıyor olması.
Bu örneklerin her biri kendi içinde farklı kategorilerde değerlendirilecek konular olsa bile, yasak aşk toplumsal ve bireysel bir travmanın sebebi.
Edebiyat da işte, birey ve toplumda yaşanan herşeyi, resmen yasak olup olmadığına bakmadan ele alan ve işleyen bir alan.
Bunun olması da gerekir.
Çünkü yasak olduğu halde yaşananların yaşanmasının sebepleri var ve bu durumun tamamının birey zihninde ve ruhunda işlenmesi ve olgunlaştırılarak çözülmesi insanlar ve toplumlar açısından bir ihtiyaç.
Edebiyat zaten çağlar içinde resmi, yasak ve katı olana, bireyi yasakla boğana, bu yasaklar zincirinin kendisini bulmasında engel olmasına karşı gelişmiş bir toplum ilacı aynı zamanda.
Dizinin kendisine gelince.
Aşk-ı Memnu dizisi Halid Ziya Uşaklıgil’in eserinden bir uyarlama, bugüne bir uyarlama.
İçinde bugünün psikoloji bilimi çerçevesinde tartışılan ve bugünün jargonuna uygun çok sayıda yeni öge var.
Mesela.
Kadınların ve erkeklerin yasak durumlardaki davranış kodlarına dair esintiler.
Dizinin senaryosunu yazanlar kadın ve onların erkeğin cesaretine ve dürüstlüğüne bugünün sıcak tartışmalarından süzülen bakışları diziye çok hakim. (bunun detaylarına şimdi giremem, yoksa yazı bitmez)
Bunun dışında.
Aşk-ı Memnu dizisi çok güzel bir görselliğe sahip.
Renkler güzel ve sakinleştirici.
Atmosfer masalımsı.
Elbiseler güzel.
Kadınlar güzel.
Behlül çok sempatik bir çocuk.
Sürüklenen ve kendisini idare edemeyen.
Ama sevimli, ama sıcak.
Bihter çok enerjik genç bir kadın.
Ki, Bihter karakterinin çok sevilmesinin asıl sebebi de bence, onun kendisi ve arzuları için inatçı, mücadeleci olması, çok enerjik bir yapıya sahip olması.
Bu insanları cezbediyor.
Çünkü hemen hemen tüm insanlar kendileri için enerji istiyor, kendi arzuları için güç istiyor.
Aşk-ı Memnu çok seyredilen bir dizi.
Her kesimden, her eğitim düzeyinden insanlar Aşk-ı Memnu’yu izliyor.
Kaldı ki, oyuncuların ağırlıklı bir kısmı da daha önceden seyircinin tanıdığı ve toplumsal hafızada çok derinlikli yer etmiş dönemlerinden veya o dönemleri oynayan oyuncular.
Bihter karakterini oynayan Beren Saat, “Hatırla Sevgili”deki rolüyle Türkiye’nin mazi kalbinin tam ortasına dokunmuş ve…
Çok genç olduğu halde, duyguları eskiye boyamayı ve onları yakalamayı iyi becermiş bir oyuncu.
Ki, toplumlarda gençlerin maziye geçişkenlik becerisi her zaman sevilir ve cana yakın bulunur.
Nebahat Çehre.
Herkes için bir parça mazi ve bir anı.
Selçuk Yöntem tiyatrodan gelen kalite. vs. vs.
Yani.
Seyirci Aşk-I Memnu’yu ihanet ögesinden dolayı seyretmiyor sadece veya hatta asıl olarak.
Çok nedenli olarak seviyor ve seyrediyor.
Ayrıca.
İhanet denen nesne zaten var.
O dizi olmasa da var, olsa da var.
Bunun insanın içinden gelen sebepleri var.
Hem de.
Hem romanında hem de dizide yasak aşkın çözümsüzlüğü işleniyor.
Hiç kimse de Bihter ya da Behlül karakterine bakıp da, “Amcamın karısına asılayım” demez.
Bu diziyi bu şekilde eleştirenler ve ona ceza verenler ise, ya yasak aşka yakalanmaktan çok korkanlar;
ya da edebiyat yasakçılığının ve sansürcülüğünün siyasi formasyonuna çok fazla batmış olanlardır.[/QUOTE
]
Bu yorum kime ait acaba?