Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Anlamama Yardım Edin

muhacir_b

New member
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
161
Tepkime puanı
138
Puanları
0
Yaş
35
kardeşlerim efendimiz s.a.s min en büyük sünneti güzel ahlaklıdır.sabredin.dua edin.
 

muhacir_b

New member
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
161
Tepkime puanı
138
Puanları
0
Yaş
35
allah sabredenlerle beraberdir.allah kendisine sığınanı ve kendsinden istiyene sever ve ikram eder.allah sabredenlerle beraberdir.
 

muhacir_b

New member
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
161
Tepkime puanı
138
Puanları
0
Yaş
35
MÜRSELAT SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla​
1- Birbiri ardınca gönderilenlere andolsun;
2- Derken kökünden koparıp savuranlara.
3- Yaydıkça yayanlara.
4- Böylece ayırdıkça ayıranlara,
5- Zikr (vahy, öğüt) bırakanlara;
6- Özür (suçu, eksikliği ortadan kaldırmak) veya uyarmak için.
7- Şüphesiz, size vaadedilen gerçekleşecektir.
8- Yıldızlar 'örtülüp (ışıkları) silindiği' zaman,
9- Gök yarıldığı zaman
10- Dağlar, kökünden sökülüp savurulduğu zaman,
11- Ve resuller de (şahitlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman
12- (Bu,) Hangi gün için ertelenmişti?
13- (Mü'mini müşrikten, haklıyı haksızdan) Ayırma günü için.
14- Bu ayırma gününü sana ne bildirdi?
15- O gün, yalanlayanların vay haline.
16- Biz, öncekileri helak etmedik mi?
17- Sonra arkadan gelenleri onların izinde yürüteceğiz.
18- İşte Biz, suçlu-günahkarlara böyle yapıyoruz.
19- O gün, yalanlayanların vay haline.
20- Sizi basbayağı bir sudan yaratmadık mı?
21- Sonra onu savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
22- Belli bir süreye kadar;
23- İşte (buna) güç yetirdik. Demek ki, Biz ne güzel güç yetirenleriz.
24- O gün, yalanlayanların vay haline.
25- Biz yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?
26- Dirilere ve ölülere.
27- Ve onda sabit yüksek dağlar var etmedik mi? Size tatlı bir su içirmedik mi?
28- O gün, yalanlayanların vay haline.
29- Kendisini yalanladığınız (azab)a gidin.
30- Üç dala ayrılmış bir gölgeye gidin.
31- Ne gölge altında barındırır, ne (yakıcı) alevden korur.
32- Gerçekten o, sanki her biri saray olan bir kıvılcım saçar.
33- Her biri, sanki sapsarı erkek deve sürüleri gibidir.
34- O gün, yalanlayanların vay haline.
35- Bu, onların konuşamayacakları bir gündür.
36- Ve onlara özür beyan etmeleri için izin verilmez.
37- O gün, yalanlayanların vay haline.
38- Bu, hüküm günüdür; sizi ve öncekileri 'birarada topladık.'
39- Şayet kurabileceğiniz hileli bir düzeniniz varsa, durmaksızın bana karşı kurun.
40- O gün, yalanlayanların vay haline.
41- Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar-başlarındadır;
42- Ve canlarının çekip-arzu ettiği meyveler (arasındadırlar).
43- Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için.
44- Elbette Biz, 'iyi ve güzel' davrananları işte böyle ödüllendiririz.
45- O gün, yalanlayanların vay haline.
46- (Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz yararlanın. Çünkü siz, suçlu-günahkar kimselersiniz.
47- O gün, yalanlayanların vay haline.
48- Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman, rüku etmezler.
49- O gün, yalanlayanların vay haline.
50- Artık onlar, bundan sonra hangi söze inanacaklar?
 

muhacir_b

New member
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
161
Tepkime puanı
138
Puanları
0
Yaş
35
furkan süresi:
1. Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren, Allah, yüceler yücesidir.
2. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur.O bir çocuk edinmemiştir,mülkünde ortağı yoktur .Her şeyi yaratmış, ona ölçü , biçim ve düzen vermiştir.
3. (Kafirler) O'nu (Allah'ı) bırakıp, hiçbir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine bile ne zarar ne de fayda verebilen, öldürmeye, hayat vermeye ve ölüleri yeniden diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.
4. İnkar edenler: Bu (Kur'an), olsa olsa onun (Muhammed'in) uydurduğu biryalandır. Başka bir zümre de bu hususta kendisine yardım etmiştir, dediler. Böylece onlar hiç şüphesiz haksızlığa ve iftiraya başvurmuşlardır.
5. Yine onlar dediler ki: (Bu ayetler), onun, başkasına yazdırıp da kendisine sabah-akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır.
*
6. (Resulüm!) De ki: Onu göklerde ve yerdeki gizlilikleri bilen Allah indirdi. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
7. Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!
8. Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmuş bir adama uymaktasınız! dediler.
9. (Resulüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar.
10. Dilerse sana bunlardan daha iyisini, altlarından ırmaklar akan cennetleri verecek ve sana saraylar ihsan edecek olan Allah'ın şanı yücedir.
*
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
(Yuhanna 8. bölüm)
1 İsa ise Zeytin dağına gitti.
2 Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk O'nun yanına geliyordu. O da oturup onlara ders vermeye başladı.
3-4 Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, «Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı» dediler.
5 «Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?»
6 Bunları İsa'yı sınamak amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı.
İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu.
7 Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, «Aranızda günahsız olan, ona ilk taşı atsın!» dedi.
8 Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya koyuldu.
9 Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu.
10 İsa doğrulup ona, «Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?» diye sordu.
11 Kadın, «Hiçbiri, efendim» dedi.
İsa, «Ben de seni yargılamıyorum» dedi. «Git, artık bundan sonra günah işleme!»
Sevgiler.

Şimdi zaman zaman senin gibi iyi niyetli olduğunu düşünmek istediğim hüsnü zan beslediğim arkadaşlar gelirler böyle yaklaşımla bazı sorular sorarlar. Bizde onnlara haklısınız islamı kulakdan duyma şeylerle öğrendiniz okuyup araştırma gibi bir gayrete girmediniz mukabelesinde bulunurduk. Nitekim şu bilinmelidir ki evet sizin islam adına cevap vermediğiniz sorular olabailir ama bu sadece sizin araştırma eksikliğinizdendir.
Nitekim hoşgörüden bahsetmişsiniz, İnancınızın kutsal kitabından örnek vermişsiniz.
Nitekim sizin bu kitabınız hadis kitabınız olduğu için bizimde hadis kitaplarından bu olayı sahih olabilri nazarı ile yaklaşıp benzer bir vakıayı efendimizin yaklaşımı ile sunmak istiyorum;

Ebû Hüreyre (ra) anlatıyor:

“Kadının biri yanıma geldi ve,
“ Benim de tövbe etmem mümkün mü? Ben zinâ ettim, zinâ mahsûlü çocuğumu da öldürdüm, dedi.
“Hayır, senin tövben kabul edilmez.” dedim.
Kadın kalktı, ah vah ederek “Vah başıma gelenlere! Bu güzellik ateşte yakılmak için mi yaratılmış?” diyerek gitti.

Ertesi gün Resûlullah ile birlikte sabah namazını kıldıktan sonra durumu kendisine anlattım.

Resûli Ekrem: Ne fenâ söylemişsin! Sen Allah’ın: ‘Onlar, Allah’la beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar. Allah’ın muhterem kıldığı bir canı haksız yere öldürmezler. Zina etmezler. Kim de bunları yaparsa günahının cezasını bulur. Kıyamette, o büyük duruşma gününde onun cezası katmerli olur ve azapta, zillet içinde ebedî kalır. Ancak şu var ki dönüş yapıp iman edenler güzel ve makbul işler işleyenler bundan müstesnadır. Allah onların kötülüklerini iyiliklere, günahlarını sevaplara çevirir. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur). (Furkan: 68-70) âyetlerini okumuyor musun?” dedi.

Ben hemen kadını çağırıp kendisine bu âyetleri okudum.
Kadın hemen secdeye kapandı ve:
“Benim için çıkış (kurtuluş) kapısı açan Allah’a hamd olsun, dedi.”

(İbn Ebî Hâtim)

Şimdi bakıldığı üzere farklı bir tutum , farklı bir yaklaşım göremezken, araştırmadan bu kısa ile gelirseniz karşımıza bizimde şüphesiz sizin inancınızın hadis kitapları gibi cevabımız olur. Neden hadis kitabı diyorum kutsal kitaplarınıza, çünkü hz isanın ölümünü ve sonrasını anlatan bir eser, o yokken insanlık arasında vahyedilemiceği içindir. Mukayesesi size kalmış, karşılaştırın fark görebilirseniz yaklaşımdan bu sizin niyetinizle ilgilidir...
 
Üst Alt