Sevgili kardeşlerim,
Şu yaşıma kadar Kuran-ı Kerim'i okumadan müslümanım diye geçindim. Ordan burdan duyduğum bilgiler dışında İslam hakkında pek bir bilgim olmadı, cahil kaldım. Ancak birkaç ay önce izlediğim bir video İslam hakkındaki merakımı arttırdı ve bir yandan Kuran-ı Kerim'i okumaya, bir yandan da yardımcı kaynaklardan yararlanarak araştırma yapıp öğrenmeye başladım. Öğrenmeye başladıkça kafamdaki soru işaretleri birikmeye başladı. Sorularımı sorabileceğim, İslam bilgisine güvenebileceğim kimse olmadı çevremde. Ben de buraya geldim ve siz kardeşlerimden yardım istiyorum. Soracağım konularla ilgili düşünce ve duygularımın sizi incitip üzmeyeceğini umuyorum.
Kuran-ı Kerim'i okuyunca Allah'ın kullarına (bizlere) diğer kullarını cezalandırma konusunda bazı yetkiler verdiğini görüyorum. Şeriyat kanunu dediğimiz şey zaten bu temele dayanıyor. İran'a baktığımızda eşini aldatan bir kadının taşlanarak öldürülme cezasına çarptırıldığını görüyoruz. Ya da zina suçu işleyen kişilere halk önünde kırbaçlama cezaları verildiğini. Daha basit bir örnek vermek gerekirse İran'da kadın polisler diğer kadınların giysilerini kontrol edebiliyor. Başını örtmeyen bir kadını bazen sertçe uyardıklarını, bazen de güç kullanarak hırpaladıklarını görüyoruz (YouTube'da bu konuyla ilgili birçok video var.) Ben İran'ın fanatik İslam'cı, ve dinimizi çarpıtan bir ülke olduğunu sanırdım...Kuran-ı Kerim'i okuyana kadar. Şimdi görüyorum ki İslam'ı yanlış uygulayan onlar değil, bizmişiz.
Kardeşlerim, bu ve bunun gibi konular (Hz. Muhammed'in özel hayatı, ve kan dökmekten çekinmeyen savaşçı kişiliği) beni dinimden soğuttu. Hala güçlü bir tanrı inancım var ama İslam inancımı yitirdim. Şanslıyım ki dinden çıktığım için uygun görülen öldürülme cezasına çarptırılmadım. Siz kardeşlerimin beni soğukkanlılıkla ve sabırla okuyacağınızı umuyorum ve bir örnek vermek istiyorum.
(Yuhanna 8. bölüm)
1 İsa ise Zeytin dağına gitti.
2 Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk O'nun yanına geliyordu. O da oturup onlara ders vermeye başladı.
3-4 Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, «Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı» dediler.
5 «Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?»
6 Bunları İsa'yı sınamak amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı.
İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu.
7 Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, «Aranızda günahsız olan, ona ilk taşı atsın!» dedi.
8 Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya koyuldu.
9 Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu.
10 İsa doğrulup ona, «Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?» diye sordu.
11 Kadın, «Hiçbiri, efendim» dedi.
İsa, «Ben de seni yargılamıyorum» dedi. «Git, artık bundan sonra günah işleme!»
Sormak istediğim, daha doğrusu söylemek istediğim, Hz. İsa efendimizin bu yumuşak yaklaşımı Allah'ın affediciliğine daha uygun düşmüyor mu? Hangimiz günahsızız, hangimiz diğerimizden üstün ki birbirimizi yargılıyoruz? Yargılamak ve ceza vermek Allah'a mahsus olmamalı mıdır? Kardeşler, İncil içime tarif edilmez bir sevgi doldurdu. Yanlış yolda olduğumu hiç sanmıyorum ama insanım, hata yapıyorsam Allah beni affetsin.
Sevgiler.
Şu yaşıma kadar Kuran-ı Kerim'i okumadan müslümanım diye geçindim. Ordan burdan duyduğum bilgiler dışında İslam hakkında pek bir bilgim olmadı, cahil kaldım. Ancak birkaç ay önce izlediğim bir video İslam hakkındaki merakımı arttırdı ve bir yandan Kuran-ı Kerim'i okumaya, bir yandan da yardımcı kaynaklardan yararlanarak araştırma yapıp öğrenmeye başladım. Öğrenmeye başladıkça kafamdaki soru işaretleri birikmeye başladı. Sorularımı sorabileceğim, İslam bilgisine güvenebileceğim kimse olmadı çevremde. Ben de buraya geldim ve siz kardeşlerimden yardım istiyorum. Soracağım konularla ilgili düşünce ve duygularımın sizi incitip üzmeyeceğini umuyorum.
Kuran-ı Kerim'i okuyunca Allah'ın kullarına (bizlere) diğer kullarını cezalandırma konusunda bazı yetkiler verdiğini görüyorum. Şeriyat kanunu dediğimiz şey zaten bu temele dayanıyor. İran'a baktığımızda eşini aldatan bir kadının taşlanarak öldürülme cezasına çarptırıldığını görüyoruz. Ya da zina suçu işleyen kişilere halk önünde kırbaçlama cezaları verildiğini. Daha basit bir örnek vermek gerekirse İran'da kadın polisler diğer kadınların giysilerini kontrol edebiliyor. Başını örtmeyen bir kadını bazen sertçe uyardıklarını, bazen de güç kullanarak hırpaladıklarını görüyoruz (YouTube'da bu konuyla ilgili birçok video var.) Ben İran'ın fanatik İslam'cı, ve dinimizi çarpıtan bir ülke olduğunu sanırdım...Kuran-ı Kerim'i okuyana kadar. Şimdi görüyorum ki İslam'ı yanlış uygulayan onlar değil, bizmişiz.
Kardeşlerim, bu ve bunun gibi konular (Hz. Muhammed'in özel hayatı, ve kan dökmekten çekinmeyen savaşçı kişiliği) beni dinimden soğuttu. Hala güçlü bir tanrı inancım var ama İslam inancımı yitirdim. Şanslıyım ki dinden çıktığım için uygun görülen öldürülme cezasına çarptırılmadım. Siz kardeşlerimin beni soğukkanlılıkla ve sabırla okuyacağınızı umuyorum ve bir örnek vermek istiyorum.
(Yuhanna 8. bölüm)
1 İsa ise Zeytin dağına gitti.
2 Ertesi sabah erkenden yine tapınağa döndü. Bütün halk O'nun yanına geliyordu. O da oturup onlara ders vermeye başladı.
3-4 Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, «Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı» dediler.
5 «Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?»
6 Bunları İsa'yı sınamak amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı.
İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu.
7 Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, «Aranızda günahsız olan, ona ilk taşı atsın!» dedi.
8 Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya koyuldu.
9 Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu.
10 İsa doğrulup ona, «Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?» diye sordu.
11 Kadın, «Hiçbiri, efendim» dedi.
İsa, «Ben de seni yargılamıyorum» dedi. «Git, artık bundan sonra günah işleme!»
Sormak istediğim, daha doğrusu söylemek istediğim, Hz. İsa efendimizin bu yumuşak yaklaşımı Allah'ın affediciliğine daha uygun düşmüyor mu? Hangimiz günahsızız, hangimiz diğerimizden üstün ki birbirimizi yargılıyoruz? Yargılamak ve ceza vermek Allah'a mahsus olmamalı mıdır? Kardeşler, İncil içime tarif edilmez bir sevgi doldurdu. Yanlış yolda olduğumu hiç sanmıyorum ama insanım, hata yapıyorsam Allah beni affetsin.
Sevgiler.