Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Alemlerden süzülerek gelen Ruh.

Kalpteniman

New member
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
589
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Web sitesi
www.kalpteniman.com

Alemlerden süzüle süzüle gelen ve ulviyattan halkolunan Ruh
h.z. Allah c.c tarafından hissiz ve hareketsiz olan vücuda yerleştirildi
Vücutta bir de nefs var, Nefsle Ruh vücutta ayrı ayrı yer tutmuşlardır.
Nefs toprak su hava ve ateşten müteşekkil bir Buhar-i zulmanidir
karın boşluğunda bulunur.

Kumandası secde mahallidir.
Bütün vücüda buradan kumanda etmek ister.

Nefs sufliyattan Ruh ulviyattan halkolunmuştur.
Nefs ahlakı zemime Ruh ise ahlakı hamide ile mücehhezdir.

Ruh çok ali makamlardan gelmiştir.
Ruh bu karanlık cesetle birleşmeden önce terakki edemiyordu.
Cesette nefs ile bir araya gelince mücadele başladı.
Ve yükselebilme kuvvetini elde etti.
İnsanların bazı meleklerden efdal oluşu buradan doğuyor.
Onlarda nefs olmadığı ve nefse tabi olmadıkları için ne ki emredilirse
hemen yerine getirirler.

Ruh ulvi ve latif, nefs ise sufli olup birbirinin zıddıdırlar.
Allahu-Teala ikisini de bir arada barındırmak için Ruhu nefse aşık
etmiştir.
Zira ulvi ile suflinin başka türlü bagdaşması mümkün değildir.
Yaratılışları birbirinin zıddı olduğu halde ulvi ruh zamanla sufli olan nefsle
alakasını çoğalttı nefsi emmarenin akışına cazibesine tutuldu ve o nisbette
değerini ve faziletini kaybetmeye başladı.

Çünkü Ruh nefse aldanıp onun boyasına girerse asliyetini ulviyetini kaybeder, onun gibi kararır ve onun esiri olur.
En ulvi makamdan geldiği halde, kendisini unuttuğu için Yaratanını da
unutur.
Vucutta hakimiyeti nefs ele geçirir. Bütün icraatların rahat bir şekilde yapar.
Nefs emmarenin akışına cazibesine tutulan değerini ve faziletini
kaybeden Ruh, Allahü-Tealaya verdiği,( Elestübi Rabbiküm )
Ben sizin Rabbiniz değilmiyim.(Araf 172)
(Kalu bela Şahidina) Evet Rabbimizsin buna şahidiz (Araf 172)
Fakat nefsin boyasına girerek bu sözü unuttular.
Nefsin boyasına girmeyen Ruhlar ise tertemiz olarak Rablerine
döndüler.
h.z. Allah c.c. cümlemizi ruhunu galip nefsini mağlup edenlerden eylesin
Akıbetimizi hayırlı etsin İnşaallah.
--------------------------------------------------------
Tasavvufun aslı hakikat ve marifet incileri eserinden alıntıdır.
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Nefs emmarenin akışına cazibesine tutulan değerini ve faziletini
kaybeden Ruh, Allahü-Tealaya verdiği,( Elestübi Rabbiküm )
Ben sizin Rabbiniz değilmiyim.(Araf 172)
(Kalu bela Şahidina) Evet Rabbimizsin buna şahidiz (Araf 172)
Fakat nefsin boyasına girerek bu sözü unuttular.


Cenâb-ı Hakk VII. A'râf sûresinin 172 âyetinde: "Ve iz ehaze rabbüke min benî âdeme min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm alâ enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu belâ şehidnâ..." yâni: Ve Rabb'in Âdemoğulları'nın sulbundan soylarını çıkardığı zaman onların nefslerini şâhid tutarak: 'Ben sizin Rabb'iniz değil miyim?' demişti de onlar da 'Evet, şâhidiz' demişlerdi…" buyurmaktadır. Halk arasında bu hâdise "Elest Meclisi" ya da "Rûhlar Meclisi" diye yayılmıştır ki bizzât âyetin lafzı bunu yalanlamakta ve söz konusu mecliste rûhların değil nefslerin bulunduğunu beyân etmektedir."

Şahit tutulan nefistir. Çünkü yaptıklarından sorumlu olan, yaptıklarının cezasını çekecek olan nefistir. Ayeti kerimede Her nefsin kazandığının karşılığını göreceğini ifade buyurmuş. O halde söz veren, "bela" diyen ve verdikleri sözleri unutan nefislerimizdir.
 

Kalpteniman

New member
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
589
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Web sitesi
www.kalpteniman.com
Cenâb-ı Hakk VII. A'râf sûresinin 172 âyetinde: "Ve iz ehaze rabbüke min benî âdeme min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm alâ enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu belâ şehidnâ..." yâni: Ve Rabb'in Âdemoğulları'nın sulbundan soylarını çıkardığı zaman onların nefslerini şâhid tutarak: 'Ben sizin Rabb'iniz değil miyim?' demişti de onlar da 'Evet, şâhidiz' demişlerdi…" buyurmaktadır. Halk arasında bu hâdise "Elest Meclisi" ya da "Rûhlar Meclisi" diye yayılmıştır ki bizzât âyetin lafzı bunu yalanlamakta ve söz konusu mecliste rûhların değil nefslerin bulunduğunu beyân etmektedir."

Şahit tutulan nefistir. Çünkü yaptıklarından sorumlu olan, yaptıklarının cezasını çekecek olan nefistir. Ayeti kerimede Her nefsin kazandığının karşılığını göreceğini ifade buyurmuş. O halde söz veren, "bela" diyen ve verdikleri sözleri unutan nefislerimizdir.
Arz 7 kardesim Selami Aleykum;
Nefsin akisina kapilan günaha ortak olan ruh, azaba da ortak olmali degilmidir.?
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Arz 7 kardesim Selami Aleykum;
Nefsin akisina kapilan günaha ortak olan ruh, azaba da ortak olmali degilmidir.?

Aleykes Selam. Peki. Günah işleyen nefislerimizse, ve yarın ahirette Ya Rabbi bizi uyarmamıştın diye itiraz ederlerse ne cevap verirsiniz? İtiraz etmemeleri için kendilerine şahit tutulan Ruhumuz mudur Nefsimiz midir?
 

Kalpteniman

New member
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
589
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Web sitesi
www.kalpteniman.com
Aleykes Selam. Peki. Günah işleyen nefislerimizse, ve yarın ahirette Ya Rabbi bizi uyarmamıştın diye itiraz ederlerse ne cevap verirsiniz? İtiraz etmemeleri için kendilerine şahit tutulan Ruhumuz mudur Nefsimiz midir?


ARZ 7 Kardeşim tabii ki nefsimizdir. fakat ruhumuz nefs gibi günaha meyilli
yaratılmadı ruhun bir tarifi de akıldır. Ayrıca ruhun vazifesi nefsi günaha girmekten korumaktır. kuranı kerimde kim nefsini şehevattan korursa onun
varacağı yer cennettir hitabı nefse değil ruhadır.
Kanaatimce Ruhun vazifesi nefsi kötü yoldan alıkoymaktır.
Selam ve dua ile.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Ruh ve nefs, birbirinden ayrılmayan, kopamayan, biri güçlü iken diğerini de peşinden sürükleyen iki cevher!

Ruh güçlü olduğu zaman iyiliğe ve hayra gider, nefsini de peşinden sürükler. Her ne kadar nefs dirense de ruh güçlü olduğu takdirde, nefs; ruh'a ram olmaya mecbur kalır. Nefs ise, güçlü olduğu zaman ruh'u peşinden sürükler, mücadele eden nefs güçlü olduğu takdirde ruhu da peşinden sürükleyip gitmiş olur.

O neden ile, ruh imanı ve imandan tecelli eden güzellikleri tasvir ederken, nefs tam tersi çirkinliği ve hayasızlığı çağrıştırır. Günaha meyilli olan nefs'tir. Ruh, fıtrat itibari ile hayra ve güzelliklere meyillidir.

Ruh, sadece ve sadece zikr ile güç ve kuvvet bulur itminana kavuşur. Bu özelliği Yüce Rabbimiz ayeti kerime de şöyle buyuruyor : "Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur." ( Rad: 28 ) Mutmain olan kalpten kasıd nuru Muhammedi'dir, tasavvuf alemindeki ismi budur. Ruh, azaba düçar olmaz, azabı nefs yaşar. bu azabda ruh'a düşen bölümü ise, elemdir. Çünkü ruh nur'dur. Allah'ın nurunu ise nar'ı yakamaz.

Nefs ise, ahmaktır, unutkandır, zalimdir. Her şeyin altına düşünmeden girer, her pisliğin altından o çıkar, her seferinde kendini istiğfar ile temizlemeye çalışan ruh'a en büyük muhalefeti yapandır. Fıtratı itibari ile günahın karşılığını çekecek olandır.

"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, Rabbimin kendisini esirgediği dışında var gücüyle kötülüğü emredendir..." ( Yusuf : 53 )


Nefs yaptığının karşılığını çekecektir. Ayet ile sabittir.
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
ARZ 7 Kardeşim tabii ki nefsimizdir. fakat ruhumuz nefs gibi günaha meyilli
yaratılmadı ruhun bir tarifi de akıldır. Ayrıca ruhun vazifesi nefsi günaha girmekten korumaktır. kuranı kerimde kim nefsini şehevattan korursa onun
varacağı yer cennettir hitabı nefse değil ruhadır.
Kanaatimce Ruhun vazifesi nefsi kötü yoldan alıkoymaktır.
Selam ve dua ile.


ruhun bir tarifi de akıldır.

Bunun açıklamasını yapar mısınız? Sizin "Alemlerden süzülerek gelen ruh" veya "ruh nedir?" başlıkları altında yaptığınız açıklamalarda böyle bir tarif göremedim..


Ayrıca ruhun vazifesi nefsi günaha girmekten korumaktır.


Ruha bu vazifeyi kim yükledi acaba öğrenebilir miyiz?

kuranı kerimde kim nefsini şehevattan korursa onun
varacağı yer cennettir hitabı nefse değil ruhadır.

Bu hitab nerede geçiyor? Ruhun vazifesi nefsini şehevattan korumak ve bunun karşılığında cennete varmak öyle mi?
Kuranın hangi ayetinde olduğunu belirtirseniz sevinirim..
 

Kalpteniman

New member
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
589
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Web sitesi
www.kalpteniman.com
ruhun bir tarifi de akıldır.

Bunun açıklamasını yapar mısınız? Sizin "Alemlerden süzülerek gelen ruh" veya "ruh nedir?" başlıkları altında yaptığınız açıklamalarda böyle bir tarif göremedim..


Ayrıca ruhun vazifesi nefsi günaha girmekten korumaktır.


Ruha bu vazifeyi kim yükledi acaba öğrenebilir miyiz?

kuranı kerimde kim nefsini şehevattan korursa onun
varacağı yer cennettir hitabı nefse değil ruhadır.

Bu hitab nerede geçiyor? Ruhun vazifesi nefsini şehevattan korumak ve bunun karşılığında cennete varmak öyle mi?
Kuranın hangi ayetinde olduğunu belirtirseniz sevinirim..

Arz7 kardeşim. Asıl gayemiz nefs ve ruhun vücudumuzda nasıl hakimiyet kurdukları hakkında bilğimizi arttırmak için
açtığımız bir konuydu. kesinlikle birbirimizi imtihana çekmiyoruz.
Biz şahsen bilmediğimiz çok bilgiler olduğuna inanıyoruz her alimden
duyduğumuz bilgileri değerlendiriyoruz. ve onlara saygı duyuyoruz.

Resulullah s.a.v. Efendimiz Hadisi şerifinde; Kim Alimim derse bilin ki
O, cahildir buyurduğuna göre çok dikkatli konuşmamız gerekiyor.

H.Z. Allah c.c Ayeti kerimesinde; Nefsini tertemiz yapıp arındıran felah
bulup kurtulmuştur.
Onu kirletip örten kişi ise ziyana uğramıştır.(Şems ,9-10) Buyruluyor.

H.Z. Allahın bu fermanı yardıma muhtaç nefse mi?

yoksa kendi Ruhundan
üfürdüğü Ruha mı?

Akıla mı ?

Etten kandan kemikten yarattığı vücuda mı? Hitap ediyor.

Bir de çok sorulan bir soru var, Şeytan ateşten yaratıldı h.z. Allah c.c.
ise kullarını çılgın ateş olan cehennem ile korkutuyor. şeytan ise ateşten
yaratıldı o halde şeytanın azabı nasıl olacak.

Yazın okuyanlar ve biz istifade edelim İnşaallah.

Selametle kal kardeşim..
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
H.Z. Allah c.c Ayeti kerimesinde; Nefsini tertemiz yapıp arındıran felah
bulup kurtulmuştur.
Onu kirletip örten kişi ise ziyana uğramıştır.(Şems ,9-10) Buyruluyor.

H.Z. Allahın bu fermanı yardıma muhtaç nefse mi?

yoksa kendi Ruhundan
üfürdüğü Ruha mı?

Akıla mı ?

Etten kandan kemikten yarattığı vücuda mı? Hitap ediyor.

İmtihan değil, anlamadığım yerleri soruyorum sadece.

Şimdi ayete nefsini temizleyen kurtulmuştur dediğimiz zaman bu bir şeye emir gibi geliyor. Haklısınız. Ey Ruh nefsini temizlersen kurtuluşa erersin, gibi anlaşılıyor. Veya aklınızla nefsinizi tertemiz yapın.. Ve buna göre Ruhun bir tarifi de akıldın denebilir.

Fakat şöyle baktığımız zaman;

9. “Kendini arıtan kurtulup saadete ermiştir."

Kendini temizleyen. Kişi kendini ne ile temizleyecek. Bu temizlenmeyi Ruh mu yapacak. Emir veya hitap Ruha ise sorumlu olan da Ruhtur dememiz gerekmez mi?

H.Z. Allahın bu fermanı yardıma muhtaç nefse mi?

Bu ferman kişinin kendisinedir. Burada Ruha hitab ettiğini nereden anlayabiliriz? Nefis kimin yardımına muhtaç? Ruha mı?

Herkes kendi kendini temizlemekle sorumludur. Çünkü Allah yine şems süresinde;

7. “Nefse(insana) ve onu şekillendirene yemin olsun ki.”
8. “Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene andolsun ki:”

Allah nefsimize kötülük ve takva kabiliyeti vermiştir. Vucudumuzu şekillendirmiş, akıl ve göz gibi nimetlerle donatmıştır. İşte herşey sizde mevcuttur. Ben iyilik ve kötülüğü size ilham ettim, buyuruyor. Bundan sonra kötülüğe giderseniz kaybedersiniz. Emir nefsin kendisindir. Çünkü ayette "gad efleha men zekkehe/muhakkak kendini temizleyen kurtulmuştur. Nefsini temizleyen dediğimiz zaman, nefis dışında bir varlığa hitab varmış gibi algılıyoruz. Ve bu hitabın kime olduğunu düşünmeye başlıyoruz. Emir kişinin kendisinedir. Nefis, kendi manasındadır.

Allah nefsi donatmış her türlü kabiliyeti vermiş. Akıl nimetini bahşetmiş. Akıl nefsin bir parçasıdır. O yüzden, bu hitap nefse mi? Ruha mı? Akıla mı? gibi bir soru yanlış olacaktır. Akıl nefsin donanımlarından bir parçadır. İşte en büyük donanıma sahip nefis/insan kendisine verilen bu ilhamla temizlenme yollarını arayacaktır. Allah nefse iyilik ve kötülüğü ilham etse de yine de iyi ve kötüyü bize belirtmiştir. İşte nefis Temizleyenlerin ilki olan Allahı bulacaktır. Sonra Allahın, insanları temizlemesi için gönderdiği Rasulleri arayacak onlara tabi olacaktır. Temizlenmesi ancak bunlara bağlıdır. Kişi, kendisinden sorumludur. Emir hitab ferman hepsi kendisinedir.
 
Son düzenleme:

Kalpteniman

New member
Katılım
18 Ara 2008
Mesajlar
589
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Web sitesi
www.kalpteniman.com
Arz7 kardeşim. Asıl gayemiz nefs ve ruhun vücudumuzda nasıl hakimiyet kurdukları hakkında bilğimizi arttırmak için
açtığımız bir konuydu. kesinlikle birbirimizi imtihana çekmiyoruz.
Biz şahsen bilmediğimiz çok bilgiler olduğuna inanıyoruz her alimden
duyduğumuz bilgileri değerlendiriyoruz. ve onlara saygı duyuyoruz.

Resulullah s.a.v. Efendimiz Hadisi şerifinde; Kim Alimim derse bilin ki
O, cahildir buyurduğuna göre çok dikkatli konuşmamız gerekiyor.

H.Z. Allah c.c Ayeti kerimesinde; Nefsini tertemiz yapıp arındıran felah
bulup kurtulmuştur.
Onu kirletip örten kişi ise ziyana uğramıştır.(Şems ,9-10) Buyruluyor.

H.Z. Allahın bu fermanı yardıma muhtaç nefse mi?

yoksa kendi Ruhundan
üfürdüğü Ruha mı?

Akıla mı ?

Etten kandan kemikten yarattığı vücuda mı? Hitap ediyor.

Bir de çok sorulan bir soru var, Şeytan ateşten yaratıldı h.z. Allah c.c.
ise kullarını çılgın ateş olan cehennem ile korkutuyor. şeytan ise ateşten
yaratıldı o halde şeytanın azabı nasıl olacak.

Yazın okuyanlar ve biz istifade edelim İnşaallah.

Selametle kal kardeşim..

Arz 7 Kardeşim yukarıdaki soru cevapsız kaldı lütfen bu konuya da açıklık
getirirmisiniz selam ve dua ile
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Bir de çok sorulan bir soru var, Şeytan ateşten yaratıldı h.z. Allah c.c.
ise kullarını çılgın ateş olan cehennem ile korkutuyor. şeytan ise ateşten

yaratıldı o halde şeytanın azabı nasıl olacak.


Soru bu değil mi? Konuyla bi alaka kuramadığım için bir cevap veremedim.

Toprak olsa acı hissetmeyecek mi yani?

Sorunuzun bu cümle ile bi alakası olabilir mi?
 
P

Peris

Guest
Bir de çok sorulan bir soru var, Şeytan ateşten yaratıldı h.z. Allah c.c.
ise kullarını çılgın ateş olan cehennem ile korkutuyor. şeytan ise ateşten
yaratıldı o halde şeytanın azabı nasıl olacak.

Yazın okuyanlar ve biz istifade edelim İnşaallah.

Şu sorunun cevabı: şu soru SİZE ATILAN TOKAT CANINIZI ACITIRMI? Bence acıtır.....acaba niye acıtıyor....oysa ki elimiz de et ve kemikden yüzümüz de.Bununla ilgili çok ibretamiz hikaye de var.
 
Son düzenleme:

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
H.Z. Allah c.c Ayeti kerimesinde; Nefsini tertemiz yapıp arındıran felah
bulup kurtulmuştur.
Onu kirletip örten kişi ise ziyana uğramıştır.(Şems ,9-10) Buyruluyor.

H.Z. Allahın bu fermanı yardıma muhtaç nefse mi?

yoksa kendi Ruhundan
üfürdüğü Ruha mı?

Akıla mı ?

Etten kandan kemikten yarattığı vücuda mı? Hitap ediyor.

Bir de çok sorulan bir soru var, Şeytan ateşten yaratıldı h.z. Allah c.c.
ise kullarını çılgın ateş olan cehennem ile korkutuyor. şeytan ise ateşten
yaratıldı o halde şeytanın azabı nasıl olacak.

Bu ayet nefs'e hitap ediyor sevgili kardeşim.


Şeytanın azabı ise illa ateş ile olacak diye bir kaide yok. Allah nasıl ki ateş dağının ortasında gül bahçelerini dostu Hz.İbrahim (a.s.) için yaratmışsa, ateşler ortasında buz dağlarını da, yarattığı kullarının düşmanı olan şeytan için halk eder.
Şeytanı; ateşten yaratılması hasebi ile, belki de buzdağlarının içine hapsederek de azap edebilir. Keyfiyeti Zat-ı Şanına (celle celaluhu) mahsustur.
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Şeytanın azabı ise illa ateş ile olacak diye bir kaide yok..

63 - Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok ümmetlere peygamberler gönderdik. Ne var ki şeytan, onlara amellerini bezeyip süslü gösterdi. Bugün de o şeytan, kâfirlerin dostudur. Onlar için acı bir azab vardır.

Bu ayette Allah şeytanın karfilerin dostu olduğunu vurgulamış. "ve lehüm/onları için vardır" buyruğundaki "onlar" kelimesinin içine şeytanda dahil edilemez mi? Onların azabı ile eş olduğu yada şeytanın da azabının alevli bir ateş olduğu düşünülemez mi?

Şeytanın kafir olduğuna hükmedilirse;

14 - İşte gördünüz ya, şimdilik siz bunu tadın, şu da kesindir ki, ahirette kâfirlere cehennem azabı vardır.

35 - Kâfirlerin akıbeti de ateştir.

13 - Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse şüphesiz biz, kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır.

gibi ayetlerle şeytanında bu kafirlerle birlikte aynı ateşe gireceği söylenemez mi?

Yada böyle bir kaide oluşturamaz mıyız?
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Elbette bunu da söyleyebiliriz.

Haddi zatında alevin ne olduğunu bilmiyoruz. Yalın ateşin muhteviyatı konusunda yeterli bir bilgimiz de yok. Kızgın kor alevi ile belki şeytanı yakar veya buzdan alevler ile şeytana azap edebilir. Yani burada ateşin muhteviyatı nedir ? ona bakmak lazım. Ateş denilince anlıyoruz ki, yakıcı bir şey ? Ama ne ?

Yerine göre baktığınız zaman buz da yakar. Hatta çok soğuk yerlerde yaşayan insanların derileri ve yüzü kırmızıya yakın bir renktedir. Sibirya soğukları dediğimiz yerlerde, insan eli ile demire tutunsa, o demir hem elini yakar hem elini demire yapıştırır.

Yani burada yanmak ve ateşten ne kasd ediliyor tam olarak bilemiyoruz. Dünya hayatındaki ateş, belki ahiret alemine göre çok soğuk bir ateş dahi olabilir, mukayese açısından. Bir rivayete göre duyduğumu belirtmek istedim; dünya hayatındaki ateş, ahiretteki ateşin 70 defa yıkanmış ve soğutulmuş hali, olduğu yönündedir.

Dedim ya keyfiyet ve kemmiyet boyutu, Alemlerin Rabbi olan Hz. Allah'a (celle celaluhu) aittir.
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Yani burada ateşin muhteviyatı nedir ? ona bakmak lazım. Ateş denilince anlıyoruz ki, yakıcı bir şey ? Ama ne ?


Yani burada yanmak ve ateşten ne kasd ediliyor tam olarak bilemiyoruz. .

Allah bizi bilmediğimiz bir azab ile mi korkutuyor? Allahın ne kasdettiğini bilinmeseydi, soru olarak yöneltilmez miydi? Nar bildiğimiz ateş değil midir? Allahın adem as bütün isimleri öğretmesi, ahirette ki azablara (nimetlere) verilen isimleri anlamamız, kavramamız, mahiyetini idrak edebilmemiz ve sakınmamız için olamaz mı? Bir yönü sadece..

Dünya hayatındaki ateş, belki ahiret alemine göre çok soğuk bir ateş dahi olabilir, mukayese açısından.

Elbette öyle.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Sevgili kardeşim; Allah (celle celaluhu) bildiğimiz ve bilemeyeceğiz azab ile korkutuyor. Bu azabların bazıları tasvir edilmiş açıklanmış, bazıları muhteviyatı gereği çok fazla açıklanmamıştır.

Elbette Allah (celle celaluhu) Adem'e (a.s.) eşyanın ismini öğretmiştir. Elbette nar; ateşi ifade eder. Ama ateşin hangi halini ifade eder ? Allah (celle celauhu) bize ateşi yarattığını bildirmiş, ondan faydalar sağladığını da bildirmiş hatta şeytanın ondan yaratıldığını da bildirmiştir. Ateşin çeşit çeşit kademeleri vardır.

Bizim daha önce okuyup öğrendiğimiz bir hadisi şerif'te : "Cehennem yaratıldığı vakit bir müddet (Bin yıl) harlandırılmış içindeki ateşi kıpkırmızı nar gibi oldu. Bir müddet daha yakıldığıktan sonra bembeyaz olmuştur. Bir müddet daha harlandırılması ile simsiyah kesilmiştir. Şuan siyah bir haldedir" buyuruyor Resulu Ekrem (s.a.v.) efendimiz. Bir başka hadis de de; "Cehennem ateşinin bir katındaki ateş, diğer katındaki ateşten 69 kez daha şiddetlidir" buyuruyor.

Fizikte asılolan bir kaide vardır. Her şeyin merkezine indikçe aksi ile mukabele edilir. Bu çerçevede şunu düşünebiliriz, demek ki ateşin merkezine de inildikçe soğuk ile karşılaşabiliriz. Şimdi bu minvalin hak olduğuna iman edersek diyebiliriz ki, şeytan cehennemin dibine indikçe ateşin aksi ile mukabele görecek. Cehennem ateş dolu ama merkeze indikçe buz (soğuk) çıkacak. Buz nedir ? Ateşin ve dolayısı ile sıcağın aksi halidir. Fıtratı ateş olan kişiye de bu durum azab halidir, denilebilir.

Bunu anlatmaya çalıştım.
 

karzihasen

New member
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
66
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
49
Nefs ve Ruhun devamlı surette çatışma halinde olduğunu belirtmişsiniz, bir nevi iyi-kötü çatışması...Yaratılışdan itibaren süregelen bir çatışma ve bahsedilenlere bakılırsa hangisi birbirine üstün gelirse savaşı o kazanacak...Buraya kadar herşey normal, şimdi bazı takıldığım noktalar var:


1.)Madem fıtratımızda iyi-kötü çatışması yaratıldığımız andan itibaren var o zaman en büyük düşmanımız nefsimizmi, şeytan mı ?

2.) Bir hadisde nefsinizinde üzerinizde hakkı var ,ona zulmetmeyin deniyor. Bu durumda nefsi temzilemek nefse nasıl zulüm olabilir ?

3.) Nefis ve Ruh çatışmasında ,yani nefsimizi temizleme aşamasında İMAN olmadan nefis temizlenebilir mi? Yani Allaha inanmadan insanlar nefsilerini temizleyebilir mi ?

Son olarak; Azab mevzusunda fiziksel azabın dışında şeytanın cehennemde ebediyen kalacak olması zaten azapların en büyüğü olmaz mı?

Yada şöyle izah edeyim, hani insanın çok sevdiği birisini birdaha göremeyeceğini bilmesi fiziksel anlamda bir acı hissettirmesede manevi olarak acı çekmesine neden olur...
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Bizim daha önce okuyup öğrendiğimiz bir hadisi şerif'te : "Cehennem yaratıldığı vakit bir müddet (Bin yıl) harlandırılmış içindeki ateşi kıpkırmızı nar gibi oldu. Bir müddet daha yakıldığıktan sonra bembeyaz olmuştur. Bir müddet daha harlandırılması ile simsiyah kesilmiştir. Şuan siyah bir haldedir" buyuruyor Resulu Ekrem (s.a.v.) efendimiz. Bir başka hadis de de; "Cehennem ateşinin bir katındaki ateş, diğer katındaki ateşten 69 kez daha şiddetlidir" buyuruyor.

Fizikte asılolan bir kaide vardır. Her şeyin merkezine indikçe aksi ile mukabele edilir. Bu çerçevede şunu düşünebiliriz, demek ki ateşin merkezine de inildikçe soğuk ile karşılaşabiliriz. Şimdi bu minvalin hak olduğuna iman edersek diyebiliriz ki, şeytan cehennemin dibine indikçe ateşin aksi ile mukabele görecek. Cehennem ateş dolu ama merkeze indikçe buz (soğuk) çıkacak. Buz nedir ? Ateşin ve dolayısı ile sıcağın aksi halidir. Fıtratı ateş olan kişiye de bu durum azab halidir, denilebilir.

Yukarıda ki hadisi şerife az önce rastladım, mukaşefetül kulubta.. Amenna.

Bu çerçevede şunu düşünebiliriz, demek ki ateşin merkezine de inildikçe soğuk ile karşılaşabiliriz

Düşündürücü.. Şeytandan başka kimse cehennemin merkezine inmeyecek mi? Yada şeytanın arkadaşı olmuş kafirlerden de, cehennemin merkezine indikçe soğukluk ile azab görecekler diyebilir miyiz?
 

ARZ_7

New member
Katılım
7 Şub 2009
Mesajlar
685
Tepkime puanı
395
Puanları
0
Fizikte asılolan bir kaide vardır. Her şeyin merkezine indikçe aksi ile mukabele edilir. Bu çerçevede şunu düşünebiliriz, demek ki ateşin merkezine de inildikçe soğuk ile karşılaşabiliriz. Şimdi bu minvalin hak olduğuna iman edersek diyebiliriz ki, şeytan cehennemin dibine indikçe ateşin aksi ile mukabele görecek.

Allahın bize vaadetmediği şekilde azab görebilir miyiz? Yani soğuk ile azab edilecektir diye bir ikaz olmadan, Allahın bizi o azaba çarptırması mümkün mü?

Eğer böyle bir soğuk azab varsa, kula itiraz hakkı doğmaz mı? Ya rabbi sen beni bununla korkutmadın. Bu azabı haber alsaydım belki kendimi düzeltirdim.
 
Üst Alt