Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Zulmedenlerle Hakka Riayet Edenler Hiç Bir Olur mu?

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Ölümün yok oluş olması herkesin bu dünyada gördükleriyle kalması demektir. Oysa bu dünyada bazen bir kimse oldukça büyük zulümler işlemesine hem insanlara hem de diğer canlılara haksızlık etmesine rağmen, güç ve imkan sahibi olması sebebiyle çok rahat ve zevkler içinde yaşayabiliyor. Sahip olduğu imkanlardan yararlanarak dünyanın tadını çıkarıyor. Yaptıklarından dolayı da bir ceza çekmiyor. Buna karşılık bazıları oldukça zor şartlarda yaşamalarına rağmen haksızlık etmiyor, kimsenin hakkına tecavüz etmiyor, aksine adaletin hakim kılınması, zulmün ortadan kalkması için büyük zorluklara katlanıyor. Ölümün yok oluş olması bu ikisinin bir tutulması hatta zulmedenin, adaleti hakim kılmak için fedakarlık gösterene nispetle haksızlığa uğratılması demektir. Oysa eğer dünyanın bir yaratıcısı olduğuna inanıyorsak, aklımız bu ikisinin bir tutulmaması gerektiğini söyler bize. Bir önceki sayımızda bunun akli boyutuna temas ettikten sonra bu hususun Kur'an-ı Kerim'de de vurgulandığına dikkat çekmiştik. Bu sayımızda Kur'an-ı Kerim'den konuyla ilgili bazı ayetleri aktarmak ve bu ayetler etrafında birtakım açıklamalarda bulunmak istiyoruz.

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: "Yoksa kötülükleri işleyenler kendilerini, hayatları da ölümleri de bir olacak şekilde, iman edip salih ameller işleyenlerle bir tutacağımızı mı sandılar? Ne kadar kötü hüküm veriyorlar!" (Casiye suresi, ayet: 21) Bu ayet insanlara şu mesajı vermektedir: Eğer hayat sadece dünya hayatı ölüm de bir yok oluş olsaydı, o zaman kötülükleri işleyenlerle iman edip salih ameller işleyenler yani iyilikler yapanlar arasında bir fark olmazdı. İman edip salih ameller işleyenler imanlarından ve salih amellerinden dolayı bir mükafat elde edemeyecek, kötülükleri işleyenlerin de yaptıkları yanlarına kalacaktı. Hatta belki kötülükleri işleyenler dünyada kendilerini sınırlamadıklarından dünya nimetlerinden, bu hayatın cazibelerinden biraz daha fazla faydalanmış olurlardı. Yaptığı onca kötülük, çirkin iş de yanlarına kalırdı. Yüce Allah böyle düşünenlerin çok kötü bir hüküm verdiklerini hatırlatıyor. Çünkü Allah'ın adaleti böyle bir şeye razı olmaz.

Bir başka ayeti kerimede de şöyle buyurulur: "Yoksa biz iman edip salih ameller işleyenleri yeryüzünde bozgunculuk edenler gibi mi tutacağız? Yoksa takva sahiplerini yoldan çıkanlar gibi mi tutacağız?" (Sad suresi, ayet: 28) Burada ölümün bir yok oluş olacağını zannedenlerin yanıldıklarına işaret edilmektedir. Çünkü ölümün yok oluş olması durumunda salih ameller işleyenlerle bozgunculuk yapanların, takva sahipleriyle yoldan çıkanların aynı sona ulaşmaları, aralarında herhangi bir fark olmaması gerekir. Yüce Allah böyle olmayacağını, böyle olacağını zannedenlerin yanıldıklarını bildiriyor.

Yine Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "İnsana bir darlık dokunduğunda gönülden boyun eğerek Rabbine dua eder. Sonra ona kendi katından bir nimet verdiğinde daha önce O'na dua ettiğini unutur ve O'nun yolundan saptırmak için Allah'a eşler koşar. De ki: "Sen küfrünle azıcık oyalan. Muhakkak sen cehennem halkındansın." Yoksa o, gece saatlerinde secde ederek ve ayakta durarak ibadet eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini uman gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri öğüt alırlar." (Zümer suresi, ayet: 8-9) Bu iki ayeti kerime de iyilik edenlerle kötülük edenlerin bir tutulmasının asla söz konusu olamayacağını özellikle vurgulamaktadır. Bu da ölümün bir yok oluş olmadığını, ölümden sonra mutlaka bir ceza ve mükafat aleminin görüleceğini ortaya koymaktadır.
 
Üst Alt