ZEBANİLER KİMİN KULU?
Fatih devrinde İstanbul kadısı olan Molla Hüsrev, bir gün mahkemeye gidiyormuş. Onu gören bir Bektaşi, yanındaki arkadaşlarına onu gösterip:
-İşte!..demiş. Zebanilerin başı geliyor.
Molla Hüsrev, bu söze çok alınmış ve Bektaşi’yi yanına çağırıp:
-Mübarek adam ! demiş. Bana ‘zebanilerin başı’ demeye utanmaz mısın? Ben Allah’ın emirlerini uyguluyorum.
Bektaşi:
-Sultanım!..diye gülümsemiş. Zebaniler, şeytanın emrini mi uyguluyor ki?
AYAKTAKİ KULAKLAR
Kyrenea Okulunun yöneticisi olan Aristippus ( 435-366) idam cezasına çarptırılan bir dostunun affedilmesi için kralın huzuruna çıkmıştı. Fakat kral, suçluyu affetmek istemiyordu. Bu yüzden Aristippus, onun ayaklarına kapanarak tekrar yalvardı. Ve bu hareketini ayıplayanlara karşı:
- Kabahat bende değil kraldadır, cevabını verdi.. Çünkü onun kulakları, başında değil ayaklarındadır.
HAC SEVABI
Antep eşrafından iki ayrı aileden Hacı Merve ve Safa hanımlar, uzun bir zaman küskün kalmışlar. Bu durumu öğrenen Hasırcızade Muhammed Ağa, bu iki hanımı barıştırmak istemiş ve eşeğine binerek bir onun bir de diğerinin evine gidip gelmeye başlamış. Hanımlar nihayet barışmışlar ama, Hasırcızade Ağa o yollarda helak olmuş ve ne yaptığını soran bir arkadaşına şöyle demiş:
- Ne yapayım kardeşim!.. Safa ile Merve arasında say ediyorum.
ALIN TERİ
Padişah I. Mahmut, kafasını dinlemek için boş vakitlerinde kuyumculukla uğraşırmış. Yine böyle bir gün, veziri yanına gelerek:
-Sultanım!..demiş. Halkın bütün hazinesi sizin olmasına rağmen, niçin böyle uğraşıp kendinize zahmet veriyorsunuz?
Padişah:
-Bre Vezir!..diye çıkışmış. Çok kaba lâf edersin. Milletin hazinesi, yine millet içindir. Benim çalışmam, alın teri dökülerek kazanılan helal paranın tadını unutmamak içindir.
KİM KİMİ SEVER -
İlik düğmeyi, borçlu vadeyi, obur yemeyi sever .
Gelin güveyi, tosun düveyi, başkan üyeyi sever .
İnsanlar evini, ev pencereyi, aç tencereyi sever.
Fatih devrinde İstanbul kadısı olan Molla Hüsrev, bir gün mahkemeye gidiyormuş. Onu gören bir Bektaşi, yanındaki arkadaşlarına onu gösterip:
-İşte!..demiş. Zebanilerin başı geliyor.
Molla Hüsrev, bu söze çok alınmış ve Bektaşi’yi yanına çağırıp:
-Mübarek adam ! demiş. Bana ‘zebanilerin başı’ demeye utanmaz mısın? Ben Allah’ın emirlerini uyguluyorum.
Bektaşi:
-Sultanım!..diye gülümsemiş. Zebaniler, şeytanın emrini mi uyguluyor ki?
AYAKTAKİ KULAKLAR
Kyrenea Okulunun yöneticisi olan Aristippus ( 435-366) idam cezasına çarptırılan bir dostunun affedilmesi için kralın huzuruna çıkmıştı. Fakat kral, suçluyu affetmek istemiyordu. Bu yüzden Aristippus, onun ayaklarına kapanarak tekrar yalvardı. Ve bu hareketini ayıplayanlara karşı:
- Kabahat bende değil kraldadır, cevabını verdi.. Çünkü onun kulakları, başında değil ayaklarındadır.
HAC SEVABI
Antep eşrafından iki ayrı aileden Hacı Merve ve Safa hanımlar, uzun bir zaman küskün kalmışlar. Bu durumu öğrenen Hasırcızade Muhammed Ağa, bu iki hanımı barıştırmak istemiş ve eşeğine binerek bir onun bir de diğerinin evine gidip gelmeye başlamış. Hanımlar nihayet barışmışlar ama, Hasırcızade Ağa o yollarda helak olmuş ve ne yaptığını soran bir arkadaşına şöyle demiş:
- Ne yapayım kardeşim!.. Safa ile Merve arasında say ediyorum.
ALIN TERİ
Padişah I. Mahmut, kafasını dinlemek için boş vakitlerinde kuyumculukla uğraşırmış. Yine böyle bir gün, veziri yanına gelerek:
-Sultanım!..demiş. Halkın bütün hazinesi sizin olmasına rağmen, niçin böyle uğraşıp kendinize zahmet veriyorsunuz?
Padişah:
-Bre Vezir!..diye çıkışmış. Çok kaba lâf edersin. Milletin hazinesi, yine millet içindir. Benim çalışmam, alın teri dökülerek kazanılan helal paranın tadını unutmamak içindir.
KİM KİMİ SEVER -
İlik düğmeyi, borçlu vadeyi, obur yemeyi sever .
Gelin güveyi, tosun düveyi, başkan üyeyi sever .
İnsanlar evini, ev pencereyi, aç tencereyi sever.