Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Zayif Ve Uydurma Hadisler

kemi

New member
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
149
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
ZAYIF VE UYDURMA HADİSLER


Unutmayalım ki bir hadisin kabul edilmesi veya reddedilmesi için,onun üzerinde ehli tarafından ciddi ve ilmi bir araştırma yapılması neticesinden sonra karar verilir. Bu inceleme ve araştırma ise hadisin isnad ve metni ile alakalıdır.

“ HADİSİN İSNAD YÖNÜNDEN ARAŞTIRILMASI : Onun ravilerine ve ittisal yönünden durumuna taalluk eder.Yani,hadisin ravileri adalet ve zapt yönünden tam ve güvenilir midir,sened muttasılmıdır (yani,hadisi birbirinden nakleden raviler gerçekten birbirine mulaki olup,o hadisi birbirinden işitmişler midir) arada her hangi bir inkita yani, bir kopukluk veya bir ravi düşmesi var mıdır. Veyahutta,senedin herhangi yönlü bir illeti söz konusu mudur.

HADİSİN METİN YÖNÜNDEN ARAŞTIRILMASI : Hadisin bu yönlü araştırılması ise;onun Peygamber s.a.v den rivayet edilen diğer hadislere ve Allah’ın kitabına umumi mana yönün-den uygun olup olmadığını ortaya çıkarmak gayesine yöne-liktir.Çünkü herhangi bir ayrılık ve tenakuz,hadisin şaz ve münker olduğu neticesini doğurur ki,böyle bir hadis kabul edilmez.

Dolayısıyle,hadisin hem isnad ve hem de metin yönünden böyle bir araştırmaya tabi tutulması neticesinde işin ehli olan insanlarda kesin bir kanaat hasıl olur ve bu kanaat,hadisin red veya kabulüne taalluk eder.

Eğer ravilerin adalet ve zapt yönünden zayıf oldukları,isnad da ittisalin bulunmadığı ve illetli olduğu,metnin Peygamber s.a.v den rivayet edilen diyer hadis metinlerine mana yönünden aykırı düştüyü - yani,şaz veya münker olduğu - anlaşılırsa,hadisin zayıf olduğuna hükmedilir ki,işte böyle bir hadis, kesinlikle ne itikat da ve nede amel de hüccet kabul edilmez.

İşte,bu kaide ve kurallar çerçevesinde ele alınıp incelenen hadisler :


1 – { …. Ali Bin Ebu Talib Radıyallahu anh’ın merfuan rivayet ettiğine göre; “ Ümmetimden kim din işleri ile ilgili kırk hadis ezberlerse Allah onu kıyamet gününde Fakih Alimlerle beraber haşreder “}

Hatib Şerefu Ashabil Hadis(29) Kenzul Ummal(28817) Acuri Erbain(s.1) Hatib Tarihu Bağdat(6/322) Tenzihuş Şeria(1/23) Buhari Tarihi Kebir(3/141) İbni Cevzi İlel(1/119) Suyuti Miftahul Cenne(177) Hilyetul Evliya(4/189) Şevkani Fevaidu Mecmua(290) Beyhaki Şuab(1726) İbni Hibban Duafa(2/133) Zehebi Muğni(1196) Bu konudaki rivayetlerin tamamı zayıf senedlerle zikredilmiştir.

حدثنا محمد بن العلاء ومحمد بن مكّي المروزي، المعنى قالا: ثنا ابن المبارك، عن سليمان التيمي، عن أبي عثمان وليس بالنهدي، عن أبيه، عن مِعْقِل بن يسار قال: قال النبيُّ صلى اللّه عليه وسلم: " اقرءوا {يس~} على موتاكم"

2 - { …… Ma’kıl bin Yesar r.a dan. Dedi ki : Resulullah s.a.v : “ Ölülerinize { Yasin } okuyunuz “ buyurmuştur. }
EBU DAVUD : 4.C.3121.N
İBNİ MACE : 4.C.1448.N
İBNİ HİBBAN : 5.C.2991. N
AHMED : 5 / 26 . 19790.N
HAKİM : 1 / 565

İBNİ HACER : Ravilerden Ebu Osman mübhem’dir. Yani meçhuldür.
TEHZİB : 12 / 370

İBNİ MUNZİR : Ravilerden “ Ebu Osman ve babası “ tanınmış kimseler değillerdir.

İBNİ MUNZİR : 5 / 310 / 922

EL – ALBANİ : Bu hadis zayıftır. Bu hususta herhangi sahih bir hadis yoktur.

DAİFU EBU DAVUD : 3121.N
KİTABU’L CENAİZ : 11. S
İRVAU ĞALİL : 688.N
MİŞKAT : 1622


" من دخل المقابر , فقرأ سورة ( يس ) خفف عنهم يومئذ , و كان له بعدد من فيها حسنات "


3 - { …. Resulullah s.a.v buyurdular ki :” Kim kabristana giripte orada Yasin suresini okursa, Allah onların yüklerini hafifletir ve o kabirde bulunanların sayısı kadar o kimselere hasenat yazar “ }
EBU NUAYM . Fİ AHBARUL ESBAHAN : 2.344.345
SUYUTİ . Fİ İLAL : 2 . C . 440
EL- ALBANİ . SİLSİLETÜ’D DAİFE : 3.C.1246.N

Hadis olarak zikredilen bu rivayet ; Salebi’nin tefsirinde zikredilmektedir. El-Albani – Allah kendisine rahmet eylesin – Silsiletü’d Daife’de zikrettiği gibi : “ Bu hadis Mevzudur “ yani uydurmadır.

İbni Main : Sened de bulunan Ebu Ubeyd Meçhul’dür,der.

İbni Main : Eyyub bin Müderrik için ; “ yalancıdır “ der.

Beyhaki : Sened te bulunan Ahmed er-Riyahi için “ meçhul “ der.

El-Albani : yine der ki : Sened de bulunan Eyyub bin Müderrik’in zayıflığı ve terki hususunda ittifak edilmiştir.
EL-ALBANİ . S. DAİFE : 3.C.1246.N

Bu husustaki uydurulan şeylerden bir tanesi de şudur :

4 - { Kim kabristanın yanından geçer ve ihlas suresini onbir defa okuyup da bunun ecrini ölülere bağışlarsa,o kimseye ölü sayısınca mukafat verilir. }

Asrımızın muhaddislerinden Nasiru’d-din El Albani bu rivayetle alakalı şunları söy-lemektedir :

Bu batıl ve uydurma bir hadis’tir. Bunu Ebu Muhammed el-Hallal,el-kıraati alel Kubur 201 / 2 de.

Deylemi “ Abdullah b. Ahmed b. Amir’in babasından.onun Ali er-Rıza’dan,onun babalarından rivayete dair bir nüsha’da zikretmiştir.

Bu ise batıl ve uydurma bir nüsha’dır. Bu,ya burada sözü geçen Abdullah’ın uy-durması ya da onun babasının uydurmasıdır.


Nitekim ez-Zehebi el-Mizan’da böyle demiş ve Hafız İbn Hacer’de el-Lisan adlı ese-rinde ona uymuştur.

Daha sonra Suyuti, Zeylu’l Ahadiysi’l Mevdua adlı eserinde aynı şeyleri tekrarlamış ve onun bu hadisini zikretmiştir.
İbn Arrak Tenzihu’ş Şeria el-Merfua fi’l-Ahadiysi’ş-Şeria ve’l-Mevdua adlı eserinde de aynı şeyleri söylemiştir.
EL-ALBANİ . K.CENAİZ : 142.S

5 – { …. Resulullah s.a.v Muaz İbn Cebel’i Yemen’e gönderirken ona :
-- Oraya vardığında neyle hükmedeceksin ?diye sodu. Muaz :
-- Allah’ın kitabına göre hükmedeceyim ,dedi. Allah Resulü s.a.v :
-- Allah’ın kitabında bulamazsınsa neyle hükmedeceksin ? dedi. Muaz :
-- Resulünün sünnetine göre hükmederim,dedi.Resulullah s.a.v :
-- Resulünün sünnetinde yoksa ne yapacaksın? Dedi. Muaz :
-- Kendi reyimle içtihad ederim,dedi.Allah Resulü s.a.v bu sözlerden sonra şöyle dedi :
-- Resulullahın elçisini muvaffak kılan Allah’a hamdolsun }
EBU DAVUD.4.C.3592.N
TİRMİZİ . 2.C.1343.N

Rey,Kıyas ve batıl İçtihad mudafilerinin davalarını üzerine bina ettikleri hadis,işte bu hadistir.Her hangi bir araştırma yapmadan bunu kabul edenlere belki hayal kırık-lığı olucak ama maalesef bu hadis sahih bir hadis değildir.Sahih olmayan bir hadis üzerine de ne itikadi ve ne de ameli hiçbir şey bina edilemez.


“ HADİSİN SENED YÖNÜYLE İLLETİ “


“….Hadisi kitabında tahric eden Tirmizi diyor ki; bu hadisi yalnız bu vecihten bil-mekteyiz.Ve senedi de muttasıl değildir…….
TİRMİZİ. 2.C. 1343.N

....Hacerül Askalani diyor ki ; bu hadisin senedinde Haris İbn Amr vardır ve bu adam meçhuldür……Ve yine diyor ki; İbnu Avane bu hadis hakkında derki, “bu adamın bu vecihden başka rivayetini bilmiyorum “
TAKRİBUT TEHZİB.1.C.143.S.52.N
TAKRİBUT TEHZİN .2.C.151.SAY.

…İbn Kayyım el-Cevzi r.h bu hadisi şerifi mevzu hadisler arasına almıştır…..”

MEVDUAT .

…İbn Hazım bu hadis için şöyle diyor :”Eğer rey’i,kıyası savunanlar Muaz hadisini delil göstermeye çalışırlarsa,onlara deriz ki; bu hadis batıldır.Şöyle ki;mezkur hadis,Ha-ris İbn Amr isminde meçhul bir kişi tarafından nakledil-miştir……”
AHKAMU USULU’D DİN. 66.Say.



“ HADİSİN METİN YÖNÜYLE İLLETİ “


Hadisin metin yönüyle alakalı en büyük illeti : “… Allah’ın kitabında ve resulünün sünnet’inde bulamazsınsa ne yaparsın…..” sözüdür.



İşte ilim ehlinin kabul etmediyi husus burasıdır. Demişlerdir ki ; Allah resulü s.a.v in bu kabilden bir söz sarfetmesi mümkün deyildir. Çünkü Allah’u Azze ve Celle kita-bında :
أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِيناً

“ Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip,beğendim.”
MAİDE : 3.AY.

buyurarak ,dinini tamamladığını bildirmektedir.Dolayısiyle,tamamlanmış bir dinle alakalı bu gibi ifadelerin kullanılması mümkün deyildir.Çünkü bu söz,şeriata terstir.

Hatta demişlerdir ki ; “ Bırakın Muaz’ın kendi reyiyle içtihad yapmasını,Allah resulü s.a.v dahi kendi reyi ile din’e bir şeyler sokmamıştır.Kendisine dinle alakalı sorular yöneltildiyi zaman,ne reyini kullanır ve nede bazı kıyaslamalarda bulunarak hüküm verirdi.O sadece Rabbi olan Allah’tan vahy beklerdi.Çünkü Allah c.c şöyle buyurmakta :


وَمَا يَنطِقُعَنِ الْهَوَى إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَى



( O,heva ve arzusundan konuşmaz.O nun konuşmaları,kendisine ilka edilen bir vahiy den başkası deyildir. )
NECM : 3.4.AY.


إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَى إِلَيَّ


( ……… Ben sadece bana vahyolunana tabi oluyorum ......... )
AHKAF.9.AY.

Hulasa,kim olursa olsun,din’de kendi kafasına göre hareket etme yetkisine sahip deyildir.

Rabbimize hamdolsun ki,dinimizde her hangi bir eksiklik bırakma-mış,açıklanması gereken her şeyi resulü vasıtasıyla açıklamış ve bizim için uyulması gereken EDİLLEYİ ŞERİYYE’NİN de KİTAP ve SÜNNET olduğunu vazetmiştir………………………………


6 - { ..... Rasulûllah s.a.v Yemen’de bulunan Amr b. Hazm’a yazdığı mektup’da şöy-
le buyurmuştur : Kur’ an’a temiz olandan başkası dokunamaz

Mürsel ........ .DARE KUTNİ : 1.C.428.N


Amr b. Hazm'ın hadisi , hadis alimlerinin üzerinde ihtilâf ettikleri bir hadistir. Yani bir çok hadis ehli, hadisi tenkid edip onun sahih olmadığını söylemişlerdir.





7 - { ….. Abdullah b. Seleme'den rivayet edilmiştir: "Biri bizden biri de zannediyorum Beni Esed'tendi, iki kişi ile birlikte Hz. Ali'nin yanına girdim. Onları bir göreve gönderdi ve "Siz kuvvetli kimselersiniz, dininiz uğrunda mücadele edin." dedi. Sonra helâya girdi. Çıktığı vakit su istedi. (Getirdiler). Bir avuç su alıp onunla (elini) temizledi. Sonra Kur'an okumaya başladı. Ali 'nin (r.a) abdestsiz Kur'an okumasını uygun görmediler.
Bunun üzerine Hz. Ali : " Rasulullah s.a.v helâdan çıkar, bize Kur'an okutur, bizimle et yerdi. O'nu cünüplükten başka hiçbir şey Kur'an okumaktan alıkoy-mazdı." dedi. }
HADİS ZAYIF….. EBU DAVUD : 1.C.229.N İBNİ MACE : 2.C.594.N

8 - { ….. Ali’den r.a rivayet edilmiştir. " Rasulullah s.a.v cünüplük dışında her durumda bize Kur'an okuturdu “ }
HADİS ZAYIF …… TİRMİZİ : 1.C.146.N
NESEİ : 1.C.268.N

9 - { ….. Abdullah b. Seleme'den rivayet edilmiştir : " Ben iki kişiyle birlikte Ali r.a nun yanına girdim. Bize şöyle dedi : “ Rasûlüllah s.a.v helâdan çıkar, Kur'an okur, bizimle et yerdi. O'nu cünüplükten başka bir şey Kur'an'dan alıkoymazdı. }

HADİS ZAYIF …….. NESEİ : 1.C.267.N

10 - { …. İbn Ömer'den (r.a) rivayet edilmiştir. Rasulüllah s.a.v buyurdu ki : " Hayızlı ve cünüp Kur'an'dan bir şey okumasın.” }
HADİS ZAYIF ……… TİRMİZİ : 1.C.131.N
İBMİ MACE : 2.C.595.N

11 - { …. İbn Ömer r.a Rasûlüllah s.a.v’in şöyle dediğini rivayet etmiştir : " Cünüp ve hayızlı Kur'an'dan bir şey okumaz." }
İBNİ MACE : 2.C.596.N
TİRMİZİ : 1.C.131.N

Bu hadisi Tirmizi, İbn Mace, Darekutni ve Beyhaki rivayet etmiştir. Zehebi "Mizan", İbn Hacer de "Tezhib" adlı eserlerinde hadisin "batıl" olduğunu zikretmişlerdir.

Tirmizi'nin hadis ile alakalı açıklaması şöyle :

İbn Ömer r.a nun hadisini yalnız İsmail b. Ayyaş'ın, Mus'ab b. Ukbe'den, Nafi'den, İbn Ömer'den, Rasulullah s.a.v den olan rivayeti ile bilmekteyiz. Muhammed b. İsmail el-Buharî'nin, İsmail b. Ayyaş hakkında şöyle dediğini işittim : İsmail b. Ayyaş Hicaz ve Irak ehlinden münker hadisler rivayet ediyor. İsmail b. Ayyaş'ın ancak Şamlılardan yapacağı rivayetler kabul edilebilir."
TİRMİZİ : 1.C.131.N

Ayrıyeten asrımız muhaddislerinden Şeyh el-Albani bu hadislerin sahih olmadığını ve bu konu da – yani Kur’an abdestsiz okunmaz – konusunda sahih bir hadisin olmadığını zikretmektedir.
HACCETÜ’N NEBİ : 68.69.SAY.

12 – { … Resulullah s.a.v namaz kıldıktan sonra sağ eliyle yüzünü siler ve şöyle dua ederdi : Kendisinden başka ilah olmayan Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Allah’ım keder ve üzüntüyü benden gider. }

Bu hadis gerçekten çok zayıftır.Bu hadisin rivayeti,Taberani evsat’ta say.401 ve Hatibu’l Bağdadi de 12 / 480 Kesir b. Süleym Ebu Seleme – Enes r.a senediyle vardır.



El- Albani der ki : Kesirden dolayı bu hadisin senedi çok zayıftır. Çünkü Buhari ve Ebu Hatim şöyle demiştir : “ Bu hadis münker bir hadistir “

İmam Nesai ve Ezdi şöyle demiştir : “ Metruk’tur – yani terkedilmiştir – Aynı şekilde diğer alimlerde bu hadisi zayıf saymışlardır.

Bu hadisi Suyuti Camiu’s sağir’de, Hatibul Bağdadi’den alarak hazletmiştir. Camiu’s sağiri şerheden kişi de,şerh ederken bu hadisi hiç açıklamamıştır.

Ben { Albani } bu hadisin başka bir senedini buldum. O da İbni Sünni hadis no : 110 ve Ebu Nuaym hilye : 2 / 301 deki Selame – Zeyd El - Ammi – Muaviye b.Karra – Enes r.a yoluyla gelen bir senettir.

Bu yolla gelen hadis ise Mevzu’dur. Yani uydurmadır. Selame uzun boylu ve yalancının tekidir.
SİLSİLETÜ’D DAİFE : 660.N

13 – { …. İbni Abbas r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdu : Üç şey bana farz size sünnettir ; Vitr,kurban ve kuşluk namazı. }

HADİS ZAYIF … DARE KUTNİ : 2.C. 1 / 1613.N - AHMED : 1 / 231 – HAKİM : 1 / 300



" من عمل بما يعلم , ورثه الله علم ما لم يعلم " .



قال الألباني في سلسلة الأحاديث الضعيفة ..... موضوع .



أخرجه أبو نعيم ( 10 / 14 - 15 ) من طريق أحمد بن حنبل عن يزيد بن هارون , عن


حميد الطويل , عن # أنس # مرفوعا , ثم قال :


ذكر أحمد بن حنبل هذا الكلام عن بعض التابعين , عن عيسى بن مريم عليه السلام ,


فوهم بعض الرواة أنه ذكره عن النبي صلى الله عليه وسلم فوضع هذا الإسناد عليه


لسهولته و قربه , و هذا الحديث لا يحتمل بهذا الإسناد عن أحمد بن حنبل .


قلت : و في الطريق إليه جماعة لم أعرفهم فلا أدري من وضعه منهم .



14 – { …. Kim bildiği ile amel ederse, Allah’u Teala o kimseye bilmediklerini varis kılar – yani öğretir - }
HADİS : MEVZU’DUR

ACLUNİ : KEŞFUL HAFA : 2542.N … İBNİ KESİR : 12.C.6322.S … İHYAU ULUMİDDİN : 1.C.177.S … EL-ALBANİ S.DAİFE : 422.N … EL-İMAN : 322.S … FİHRİST : 2.C.279.S


EBU NUAYM DİYOR Kİ : Ahmed bu sözü tabiinden bazılarından İsa ibn Meryem’in sözü olarak nakletmiştir. Ravilerden bazısı vehmederek onu s.a.v’e nisbet etmiş ve bu senedi uydurmuşlardır. Bu hadis ; Ahmed ibn Hanbel’den bu senedi taşıyamaz.


EBU NUAYM HİLYE : 10.C.15.S





( مَا رَآهُ الْمُسْلِمُونَ حَسَناً فَهُوَ عَنْدَ اللهِ حَسَنٌ )


15 – {Müslümanların güzel gördüğü şey Allah katında da güzeldir}şeklindeki rivayettir.
Ahmed, Müsned, c.1, s.379

Bu rivayetin Peygamber s.a.b’e ref’i sahih değildir. Aksine bu ifade İbn Mes’ûd’a ait mevkûf bir rivayettir.

İbn Kayyim şöyle der: “Bu ifade Peygamber s.a.v’in sözü değildir. Bunu, hadis konusunda bilgisi olmayan kişiler ona nisbet etmişlerdir. Bu söz, İbn Mesud’dan bizzat kendi sözüyle sabittir”.

İbn Kayyim, el-Furûsiyye, s.167

İbn Abdulhâdî şöyle demiştir:“ Bu haber Enes’den sâkıt (zayıf) bir senedle Peygamber (s.a.s.)’e nisbet edilmiştir. Doğru olan, bu sözün İbn Mes’ûd’a ait mevkûf bir rivayet olduğudur”
el-Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, c.2, s.245

ez-Zeylaî ise, bu konuda şöyle demektedir: “Bu haberin merfû olarak rivayeti gariptir; ben bu ifadenin sadece İbn Mes’ûd’a nisbet edildiğini gördüm”

Nasbu’r-Râye, c.4, s.133

el-Elbânî de bu konuda şunu söyler : “Rivayetin merfû olarak bir aslı yoktur, ancak İbn Mes’ûd’dan mevkûf olarak gelmiştir”
S.DAİFE : 2 / 17

16 - “ Birinizin hayvanı ıssız bir yerde bağı çözülüp kaybolduğunda, Ey Allah’ın kulları, tutun ! Ey Allah’ın kulları, tutun ! diye seslensin ! Çünkü Allah’ın yeryüzünde hazır bulunan kulları vardır. Hayvanınızı sizin için tutarlar.

Ebû Ya’lâ “el-Müsned” (No:5269); Taberânî “el-Mu’cemu’l-Kebîr” (10/No:10518); İbnu’s-Sünnî “‘Amelü’l-Yevm ve’l-Leyle” (No: 508) Abdullah b. Mes‘ûd radiyallâhu anh’den.

İsnadinda maruf b. hassan es-semerkandi adli ravi var…… ibn bureyde ile ibn mesud arasinda da kopukluk var

EL – ALBANİ : S.DAİFE : 655.N


17 - “ … Enes Radıyallahu anh’den rivayet edilen ve isnadı çok zayıf olan bir hadisteResulullah s.a.v : “ Beni rüyasında gören cehenneme girmez ” buyruluyor.

İbni Asakir(23/385) Nablusi Ta’tirul Enam(s.662) Zehebi Mizanul İtidal(3/233) İbni Hacer Lisanul Mizan(3/45) Kenzul Ummal(41487) İbni Adiy Kamil(3/387) İsnadında Said Bin Meyseretül Bekri vardır ki zayıftır !


18 - “ … Rasulullah s.a.v namaz kıldıktan sonra sağ eliyle yüzünü siler ve şöyle dua ederdi ; Kendisinden başka ilah olmayan Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Allah’ım keder ve üzüntüyü benden gider.

Bu hadis gerçekten çok zayıftır. Bu hadisin rivayeti, Tabarani Evsatta (sayfa 401) ve Hatib Bağdadi de (12/480) Kesir b. Suleym Ebu Seleme — Enes (R.a) senediyle vardır.
Ben Albani derimki : Kesirden dolayı bu hadisin senedi çok zayıftır. Çünkü Buhari ve Ebu Hatim şöyle demiştir.” Münker (kabul edilmez) bir hadistir.”

İmam Nesai ve Ezdi şöyle demiştir. “Metruktur (terk edilmiştir.) Aynı şekilde diğer alimlerde bu hadisi zayıf saymışlardır.

Bu hadisi Suyuti kitabı Camius Sağir’de, Hatib Bağdadiden alarak hazletmiştir. Camius Sağiri şerh eden kişide şerh ederken bu hadisi hiç açıklamamıştır.

Ben (Albani) bu hadisin başka ! bir senedini buldum. 0 da İbn Sunni (Hadis No: 110) ve Ebu Nuaym’in kitabı Hilyedeki (2/301) Selame — Zeyd El-Ammi — Muaviye b. Karra — Enes (Ra) yoluyla gelen bir senettir.

Bu hadis ise Mevzu (uydurma) dır. Selame uzun boyludur ve yalancımn tekidir.


ALBANİ S.DAİFE : 660


19 - { … Aişe r.anha dan şöyle nakleder : Esma binti Ebu Bekr – Aişe nin kız kardeşidir - üzerinde ince bir elbise olduğu halde Muhammed s.a.v’in yanına gelmişti. Muhammed s.a.v de yüzünü başka bir tarafa çevirerek şöyle dedi : “ Ya Esma ! Buluğ çağına ermiş bir kadının şu ve şundan - elini ve yüzünü işaret ederek - başkasını göstermesi uygun değildir.” }

Ebu Davud : 4.c.4104.N


Aişe r.anha’nın rivayet etiği bu hadise gelince... Bu hadis iki nedenden dolayı zayıf kabul edilmiştir :

Birinci husus : Hadisin senedinde Aişe ile Halid b. Dureyk arasında kopukluk vardır….. Hadisi tahriç eden Ebu Davud der ki : Bu hadis mürseldir. Çünkü Halid İbni Dureyk , Aişe’ye yetişmemiştir. – yani ondan bir şey duymamıştır –


Ebu Davud : 4.c.4104.N


Ebu Hatim Er Razi de bu hadisin zayıf olduğunu belirtmiştir.

İkinci husus : Hadis’in senedinde Şam’da oturan Said b. Beşir En Nasri vardır. İbn Mehdi bu adı hiç anmamış ; Ahmed b. Muin, İbn El Medeni ve Nesai bu şahsın zayıf olduğunu belirtmişlerdir.

Bundan dolayıdır ki bu hadis zayıf olduğu gibi, örtünmenin vacib olduğunu ifade eden sahih hadislere de karşı koyamaz….. Kaldı ki Muhammed s.a.v hicret ettiği vakit Esma binti Ebu bekir 27 yaşındaydı. Bu yaştaki birinin yüz ve elleri dışındaki vucut hatlarını ortaya koya-bilecek nitelikteki ince bir elbise giyip Muhammed s.a.v’in yanına gelmesi de düşünülemez.


M.Salih el-Useymin : Risaletu’l fi’l hicab 32.s




20 - “ Sen Olmasaydın (Sen Olmasaydın) Alemleri Yaratmazdım "

Hadis Ulemasından ;İmamı Acluni, Aliyyul kari, Sağani ve Şevkani bu sözün hadis olmadığını söylerler.

Bu sözün iki rivayeti vardır. Birinde levlake lafzı iki kere kullanılmıştır. İkisi de uydur-madır.

Şevkani Fevaid : 326.s.n : 18 – Acluni Keşfül hafa : 214.s.hd.no : 2124 – Aliyyul Kari Mevduat : 150.s.255.n – Sağani Risaletul Mevduat : 7.s

21 - “ İhtilafu ümmeti rahme “ “ Ümmetimin ihtilafı rahmettir “

SUYUTİ R.H : Bütün muhaddisler indinde ne sahih,ne zayıf ve ne de mevzu olarak senedi mevcut değildir.

CAMİU’S SAĞİR : 1.0.165


İBN HAZM R.H : Böyle bir hadis yoktur. Madem ihtilaf rahmettir, 0 zaman ittifak ta zulmet olması gerekir...

EL-İHKAM Fİ-USULİ AHKAM : 5 .64


ALLAME ES-SUBKİ R . H : Bu hadisin ne Mevkuf ne Merfu ve nede Zayıf ve uydurma olarak senedini bulamadım....

EL- ALBANİ R .H : Diyor ki : Bu söz “….. Ashabımın ihtilafı sizin için rahmettir….. “ …. Ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız doğru yolu bulursunuz...” sözleri ile de rivayet edilmiştir. Her ikisi de sahih değildir.Birinaisi son derece zayıf,ikincisi ise uydurmadır.


Silsiletül ehadisi daife : 58.61







VEL HAMDU LİLLAHİ RABBİL ALEMİN











TACUDDİN EL-BAYBURDİ
 

Yusufff123

New member
Katılım
17 Nis 2008
Mesajlar
77
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
34
Uydurma hadîs nasil anlasilir?

Peygamber efendimizin vârisleri, vekîlleri olan âlimlere olan i'timâdi sarsmak için, Ingilizler asirlardir, Islâm âlimlerinin kitaplarinda uydurma hadîs olabilecegini telkîn etmeye çalismislar, bunda da oldukça basari sagladiklari, bir çok genci zehirledikleri anlasilmaktadir.

Bir müctehid, baska bir müctehide hatâ ettin demez. (Ictihâd ictihâd'la nakzedilemez) [Mecelle m.16)

Dört mezhebde birbirinden farkli hükümler vardir. Fakat hiçbiri, digerini sapiklikla, hatâ etmekle ithâm etmemistir. Çünkü hadîs-i serîflerde buyuruluyor ki: (Âlimlerin farkli ictihâdlari, mezheblere ayrilmalari rahmettir.) [Beyhekî]

Hanefî ve Hanbelî'de gusülde agzin içini yikamak farz iken, Mâlikî ve Sâfiî'de farz degildir. Bunun için mezhebin birine dogru, ötekine yanlis denemez.

Her müctehidin bir hadîsten hüküm çikarmasi farklidir. Bir müctehidin sahîh dedigi bir hadîse, baska bir müctehid mevdû' diyebilir.

Muhaddis mevdu derse

Hadîs ilminde müctehid bir âlim, bir hadîse mevdû' derse, diger müctehidler buna sahîh diyebilir. Çünkü mevdû' diyen müctehid, bir hadîsin sahîh olmasi için lüzûm gördügü sartlari tasimiyan bir hadîs için, "Mezhebimin usûlünün kâidelerine göre mevdû'dur" der. Ya'nî bu sözün hadîs oldugu bence anlasilamamistir, der. Yoksa, "Bu söz, Peygamber efendimizin sözü degildir" demek istemez. Ayni hadîs için baska bir müctehid sahîhtir diyebilir. Sahîh oldugunu söyleyen müctehid ötekine, "Peygamber efendimizin bu sözüne nasil mevdû' dersin?" demedigi gibi, öteki de, "Bu uydurma söze sen nasil hadîs diyebilirsin?" demez. Diyelim ki, Süyûtî ve Zehebî gibi hadîs âlimleri, Imâm-i a'zâm ve Imâm-i Gazâlî hazretlerinin sahîh dedigi bir hadîse mevdû' dese, o hadîs, ancak bu iki zâta göre mevdû' sayilir. Hadisi bildiren imâmlara göre yine sahîhtir. Fakat Aclûnî, hadîs imâmlarinin bildirdigi hadîs-i serîflere mevdû derse, o hadîs mevdû olmaz.Peygamber efendimizin, mu'cize olarak gelecekten haber veren birçok hadîs-i serîfleri vardir. Bunlarin çogu çikti. (Uydurma hadîs çoktur, Kur'ân okuyalim) diyenlerin de çikacagini bildirerek buyurdu ki:

(Bir zaman gelir, beni tekzib edenler çikar. Söyle ki, kendisine benden bir hadîs söylenince, "Resûlullah böyle sey söylemez. Bunu birak, Kur'ândan söyle" der.) [Ebû Ya'lâ]

Eger herkes Kur'ân-i kerîmden hüküm çikarabilseydi, hadîs-i serîflere, Eshâb-i kirâma ve âlimlere ihtiyâç kalmazdi. Onun için Allahü teâlâ da, Peygamber efendimiz de âlimlere uymamizi emrediyor. Imâm-i Rabbânî hazretleri buyurdu ki:

(Hadîs-i serîflerle amel etmek, bize câiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne aykiri gibi görülen hadîs-i serîfler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve senet olamaz.) [Müj.Mek. 312]

Muhammed Hadimî hazretleri buyuruyor ki:

(Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdigi hükümdür.

Çünkü bizler, âyet ve hadîsten hüküm çikaramayiz. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadîse uymuyor gibi görünse de yanlis degildir. Bunun için tefsîr ve hadîs okumamiz uygun olmaz.) [Berîka s.94]

Uydurma hadis nakli

Imâm-i Gazâlî gibi büyük âlimlerin kitaplarinda uydurma hadîs oldugunu söyleyen Aclûnî' ve M.Semseddin Sehâvî Peygamber efendimizin ana-babasina kâfir diyen Aliyyül kâri ve benzerlerinin sözlerine aldanarak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarina dil uzatmak ve onlarin kitaplarinda uydurma hadîs var demekten sakinmalidir. Hiç bir Ehl-i sünnet âliminin kitabinda uydurma hadîs olmaz.

Islâm âlimleri, hadîs uydurmanin ve uydurulmus hadîsi nakletmenin vebâlinin büyüklügünü bildikleri için, Allahtan çok korktuklari için, tek kelime ile sâlih âlim olduklari için kitaplarina uydurma hadîs almazlar. Asagidaki hadîs-i serîfler hadîs âlimlerinin kitaplarindan alinmistir.

(Benden duydugunuz âyet ve hadisi teblig edin! Benî Isrâil'den bildirdiklerimi de söyleyin! Yalniz bana bilerek yalan isnat eden Cehennemdeki yerine hazirlansin!) [Buhârî]

(Iftirâcilarin en büyügü, söylemedigim bir sözü, bana isnat edip nakledendir.) [Beyhekî]

(Söylemedigim sözü, hadîs olarak bildiren veya Ku'âni kendi re'yi [görüsü] ile tefsîr eden, Cehennemde azâb görecektir.) [Tirmizî]

Bu hadîs-i serîfleri nakleden ve bilen bir âlim, nasil olur da kitabina uydurma hadîs alabilir? Yoksa uydurma hadîsi bilemiyecek kadar hâsâ câhil miydiler?

Kaynak: Ihlas Net
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
5 – { …. Resulullah s.a.v Muaz İbn Cebel’i Yemen’e gönderirken ona :
-- Oraya vardığında neyle hükmedeceksin ?diye sodu. Muaz :
-- Allah’ın kitabına göre hükmedeceyim ,dedi. Allah Resulü s.a.v :
-- Allah’ın kitabında bulamazsınsa neyle hükmedeceksin ? dedi. Muaz :
-- Resulünün sünnetine göre hükmederim,dedi.Resulullah s.a.v :
-- Resulünün sünnetinde yoksa ne yapacaksın? Dedi. Muaz :
-- Kendi reyimle içtihad ederim,dedi.Allah Resulü s.a.v bu sözlerden sonra şöyle dedi :
-- Resulullahın elçisini muvaffak kılan Allah’a hamdolsun }
EBU DAVUD.4.C.3592.N
TİRMİZİ . 2.C.1343.N

Rey,Kıyas ve batıl İçtihad mudafilerinin davalarını üzerine bina ettikleri hadis,işte bu hadistir.Her hangi bir araştırma yapmadan bunu kabul edenlere belki hayal kırık-lığı olucak ama maalesef bu hadis sahih bir hadis değildir.Sahih olmayan bir hadis üzerine de ne itikadi ve ne de ameli hiçbir şey bina edilemez.


“ HADİSİN SENED YÖNÜYLE İLLETİ “


“….Hadisi kitabında tahric eden Tirmizi diyor ki; bu hadisi yalnız bu vecihten bil-mekteyiz.Ve senedi de muttasıl değildir…….
TİRMİZİ. 2.C. 1343.N

....Hacerül Askalani diyor ki ; bu hadisin senedinde Haris İbn Amr vardır ve bu adam meçhuldür……Ve yine diyor ki; İbnu Avane bu hadis hakkında derki, “bu adamın bu vecihden başka rivayetini bilmiyorum “
TAKRİBUT TEHZİB.1.C.143.S.52.N
TAKRİBUT TEHZİN .2.C.151.SAY.

…İbn Kayyım el-Cevzi r.h bu hadisi şerifi mevzu hadisler arasına almıştır…..”

MEVDUAT .

…İbn Hazım bu hadis için şöyle diyor :”Eğer rey’i,kıyası savunanlar Muaz hadisini delil göstermeye çalışırlarsa,onlara deriz ki; bu hadis batıldır.Şöyle ki;mezkur hadis,Ha-ris İbn Amr isminde meçhul bir kişi tarafından nakledil-miştir……”
AHKAMU USULU’D DİN. 66.Say.



“ HADİSİN METİN YÖNÜYLE İLLETİ “


Hadisin metin yönüyle alakalı en büyük illeti : “… Allah’ın kitabında ve resulünün sünnet’inde bulamazsınsa ne yaparsın…..” sözüdür.



İşte ilim ehlinin kabul etmediyi husus burasıdır. Demişlerdir ki ; Allah resulü s.a.v in bu kabilden bir söz sarfetmesi mümkün deyildir. Çünkü Allah’u Azze ve Celle kita-bında :
أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِيناً

“ Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip,beğendim.”
MAİDE : 3.AY.

buyurarak ,dinini tamamladığını bildirmektedir.Dolayısiyle,tamamlanmış bir dinle alakalı bu gibi ifadelerin kullanılması mümkün deyildir.Çünkü bu söz,şeriata terstir.

Hatta demişlerdir ki ; “ Bırakın Muaz’ın kendi reyiyle içtihad yapmasını,Allah resulü s.a.v dahi kendi reyi ile din’e bir şeyler sokmamıştır.Kendisine dinle alakalı sorular yöneltildiyi zaman,ne reyini kullanır ve nede bazı kıyaslamalarda bulunarak hüküm verirdi.O sadece Rabbi olan Allah’tan vahy beklerdi.Çünkü Allah c.c şöyle buyurmakta :


وَمَا يَنطِقُعَنِ الْهَوَى إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَى



( O,heva ve arzusundan konuşmaz.O nun konuşmaları,kendisine ilka edilen bir vahiy den başkası deyildir. )
NECM : 3.4.AY.


إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَى إِلَيَّ


( ……… Ben sadece bana vahyolunana tabi oluyorum ......... )
AHKAF.9.AY.

Hulasa,kim olursa olsun,din’de kendi kafasına göre hareket etme yetkisine sahip deyildir.

Rabbimize hamdolsun ki,dinimizde her hangi bir eksiklik bırakma-mış,açıklanması gereken her şeyi resulü vasıtasıyla açıklamış ve bizim için uyulması gereken EDİLLEYİ ŞERİYYE’NİN de KİTAP ve SÜNNET olduğunu vazetmiştir………………………………



TACUDDİN EL-BAYBURDİ


(4896)- Haris İbnu Amr İbni Ahi'l-Muğîre İbni Şu'be, Muaz (radıyallahu anh)'dan naklen anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Muaz'ı Yemen'e gönderdiği zaman kendisine sorar: "Sana bir dava geldiği vakit nasıl hükmedeceksin?"
"Allah'ın kitabıyla hükmedeceğim" der Muaz.
"(Meseleyi Kitabullah'ta) bulamazsan?"
"Resulullah'ın sünnetiyle hükmedeceğim!"
"Ne Kitabullah'ta ve ne de Resulullah'ın sünnetinde bulamazsan?"
"Kendi re'yimle ictihad edeceğim, (hüküm vermekten) geri durmayacağım."
Hz. Muaz der ki: "Bu cevabım üzerine Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (memnun kaldı), göğsüme eliyle vurup:
"Allah'ın elçisinin elçisini, Allah'ın elçisini memnun edecek usulde muvaffak kılan Allah'a hamdolsun!" buyurdular." [Ebu Davud, Akdiye 11, (3592, 3593); Tirmizî, Ahkâm 3, (1327, 1328).

AÇIKLAMA

1- Bu hadis, senet yönüyle bazı arızalara maruz ise de, ifade ettiği hüküm yönüyle bütün fukahaca telakki-i bi'lkabule mazhar olmuş, mana yönünden sıhhatinde şüpheye düşülmemiştir. Mükerrer olarak belirttiğimiz gibi, bir kere daha belirtmede fayda var: Hadis uleması, bir hadisi zayıf diye damgalarken, zahirî şartlara göre bu hükmün verildiği, o rivayetin nefsü'l-emirde sahih olabileceğini söylemiştir. Bu sebeple, bilhassa Hanefî ulema, bir hadis münferid bile olsa, fukahanın ittifakla ameli sebebiyle ona "hükmen mütevatir" demekten çekinmemiştir. Sadedinde olduğumuz hadis buna bir misal olabilir: Senet yönüyle zayıf da olsa, İslam fukahası, hükmüyle amel etmede müttefiktir. Hadisi tenkidde ileri giden İbnu'l-Cevzî de bununla bütün fukahanın amel ettiğini, mânasının sahih olduğunu söyler. Şunu da belirtelim ki, sadedinde olduğumuz hadisin, Hz. Ömer, İbnu Mes'ud, Zeyd İbnu Sabit, İbnu Abbas gibi sahabenin büyüklerinden mevkuf şahidleri mevcuttur. Beyhakî, Sünen'inde bu hadisi tahric ettikten sonra, takviye maksadıyla bunları kaydetmiştir.

2- İctihad: "Kitab ve sünnete kıyas ederek hüküm aramada alimin bütün gayretini sarfetmesi" olarak tarif edilmiştir. Hattâbî, "içtihad"la verilecek hükmü, kıyas yoluyla, Kitab ve sünnetin mânasına göndermenin kastedildiğini, Kitab ve sünnetten bir asla dayanmadan, kalbe doğan veya hatıra gelen şahsî re'yin kastedilmediğini" belirtir. Hattâbî devamla, "Bu hadiste kıyasın sabit ve bu yolla hüküm vermenin vacib olduğunun görüldüğünü" söyler





Bu hadisin sahih olmadığını ve bu cihetle kıyası kabul etmeyen zihniyetin yolu, Ehli Sünnet'ten uzaktır. Bu nedenle muteber de olmaz.


 

MOLLA

New member
Katılım
24 Haz 2008
Mesajlar
111
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Yaş
46
Uydurma hadis nakli

Imâm-i Gazâlî gibi büyük âlimlerin kitaplarinda uydurma hadîs oldugunu söyleyen Aclûnî' ve M.Semseddin Sehâvî Peygamber efendimizin ana-babasina kâfir diyen Aliyyül kâri ve benzerlerinin sözlerine aldanarak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarina dil uzatmak ve onlarin kitaplarinda uydurma hadîs var demekten sakinmalidir. Hiç bir Ehl-i sünnet âliminin kitabinda uydurma hadîs olmaz.

Kaynak: Ihlas Net


bismillah.

bu nakil isabetli bir nakil değildir.birincisi islam alimlerinmin eserlerinden uydurma hadis olabilir.olurda nasıl olur sorusuna cevab bulmak lazım.onlar bilerek böyle hadisleri eserlerine almazlar ya da bilerek alırlar ki ümmed tarafından bilinsin.keza böyle hadislerin tahriclerini gerekdiği yerde verirler.

ya da tarikat büyükleri yazdıkları eserlerde hakikaten böyle hadisler olabilir ama onlar bunları nakledenlere karşı hüsni zan beslediklerinden alırlar yoksa bile bile almamışlardır.ya da ilgili hadisin [uydurma dahi olsa]manası konudaki anlatımı destekliyorsa manen yine alırlar.bilinmeliki her eser kendi dalında alanında değerlendirilmeli .böyle yapılırsa ortada sorun kalmaz.

imam gazali r.a ın eserlerinde bazı hadislerin kaynağı bulunmamışdır bu doğrudur.ama bu durum eserlerini gözden düşürmez.iraki gibi zatlar bunu belirtirken imama karşı asla bir edebsizlik içersinde olmayıp aslını bulamadım demişlerdir.

ikincisi sehavi acluni ve de molla aliyul kari gibi zatlar ehli sünnet alimleridir.

peygamber efendimizin ebeveynini durumu hali hazırda ehli sünnet içersinde ihtilaflı bir konu olduğundan bu hususda bir tarafın görüşüne meyletdi diyede molla aliyul kari kınanamaz.bu hususda kendisi ile devrinin bazı alimleri arasındaki munzaralar olmuşdur el hakdır.lakin bu sebebden ötürü gazali r.a kurtaracağım diye diğer büyükleirmize dil uzatmak ayıbdır.kendisi aynı zamanda tasavvufi eserler yazmış aynı zamanda nakşibendiyye yoluna suluk eylemişdir.

ALlah hepsinden razı olsun var ise hatalarını afeylesin şefaatlerinede bizleri nail eylesin amin.
 

MOLLA

New member
Katılım
24 Haz 2008
Mesajlar
111
Tepkime puanı
48
Puanları
0
Yaş
46
ayrıca teceddin el bayburdiyi bir araştırın hakkında daha net bilgi edinirsiniz.ALlah onada hideyet ihsan eylesin amin.
 
Üst Alt