Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Zamanelere laiklik dersleri-1

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
Sevgili zamaneler, En başından söylüyorum. Bilin ki lâikler ikiye ayrılır: Özde laikler ve sözde laikler. Özde lâikler değerden bağımsız ve kutsala ilgisizdirler. Bir şey(ler)i kutsayanların yanında yer almazlar.
Kutsanan şeyi kutsama ihtiyacı duymazlar. Bir şeylerin kutsanmasına ses çıkarmazlar; kutsayanları ayıplamazlar. Bilirler ki kutsananın kutsanmasına düşman olmak da bir tür karşıt-kutsama eylemidir. Kutsayanların varlığını ve çoğalmasını tehdit olarak görmek bir laikin kendi varlığına değer atfetmesi demeye gelir. Kutsama eylemine karşı olmakla, o kutsamayı ciddiye aldığını gösterir ki, bu hâl, laikin kutsala ilgisizliğini açıkça ihlaldir. Kutsayanların varlığından kaygılanıp ürkmek de yeni bir değer alanı içine sokar acemi ve saf bir laiki. Böylece, haşa huzurdan, lâikin de bir “dokunulmaz”ı olduğuna inandırıverir sizi. İşte bu sözde laikliktir. Hele de bazı safdil ve sığ lâiklerin, “Eyvah, lâiklik elden gidiyor” deyip deyip yolları arşınlamaları, kardeşçe kol kola verip, meydanları kutsal bir cihadın erleri gibi doldurup, nefesleri kesilircesine “Türkiye lâiktir, lâik kalacaktır!” diye inleye inleye bayraklar sallamaları, mukaddeslerini kaybetme telaşıyla koşuşturan dindarlarla aynı kareye koyar onları. O kareye uzaktan bir bakıp bir an zannedersiniz ki onlar lâik değiller, sanki kopkoyu dindarlar-Allah korusun! Yanlışlıkla, “Din elden gidiyor!” diye ağlaşanlarla aynı kefeye koyabilirsin “Lâiklik elden gidiyor!” diye bağıranları. Oysaki, değer-tanımazlık demektir lâiklik. Kutsayıcıların kutsadığına alternatif kutsallar ve kutsayıcılar üretmek akıllarının ucundan bile geçmez.

Ülkemizde, lâikliğin dindarlıkla karıştırıldığı acı bir gerçektir. Misal, içinizden bazı gafiller saçını göstermemeyi, hem de tek telini bile namahremin gözüne değdirmemeyi kutsamış olabilir. Özde laikler saçınızın görünmesiyle de görünmemesiyle de ilgilenmez. Sözde bazı lâiklerin birtakım “kamusal” alanlarda ille de başınızı açmaya sizi zorlamaları, hatta orijinal saçınızın sahte ve yabancı saçlı peruğunuzun altından tel tel dökülmesini ve rüzgârda dans etmesini bir tür dinî vecibe harâretiyle arzulamaları, saçınızı saklıyorsunuz diye size acınası ve canı acıtılası bir günahkâr gibi davranmaları sizi onların da bir “din”i, birtakım “farzlar”ı, “helal ve haram”ları olduğuna inandırabilir, sadece “inanan”ların girebildiği “kutsal” alanları olduğunu düşündürebilir. Zinhar, böyle fesat düşüncelerin aklınızda kökleşmesine izin vermeyin. Ayıptır. Günahtır.

Fesat düşüncelerin temizliğine girişmişken, dilinizin ucuna bile gelmemesini istediğim bir tanesi daha var. En sinsisi de budur. Durup dururken çörekleniverir içinize. Vesvese işte! Arı gibi sürekli vızıldar durur başının üstünde. İçimde yıllardır kaynar sular gibi fokurdar da bir türlü susturamam bu amansız vesveseyi. Hadi söyleyeyim: “Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” diye tanımlanan şeylerin dogmatik olduğuna inanasım, hatta söyleyesim gelir. İtiraf ediyorum, bu vesvesenin benliğimi tümüyle kuşattığı, aklımı başımdan aldığı, sağduyumu kaybettirdiği de olmuştur. Af buyurun; “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” sözünü “kutsal” bir söz diye bildiğim - “hadis-i şerif” deniyor- “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz” sözüyle karşılaştırıp da laikliği daha dindar ve kutsal sandığım talihsiz akıl sürçmelerim olmuştur. Böylesi zamanlarda şöyle düşünmekten kendimi alamamışımdır: Özde bir laikin ciddiye almayacağı Tanrı bile “nasılsanız öyle yönetilirsiniz” diyor. Yani “nasıl olursanız olun böyle yönetilirsiniz” demiyor. Yani yönetilenlerle yönetme kuralları arasına esneklik koyuyor. Tanrısal yönetme kurallarına bir kutsallık vermiyor; bir değişmezlik, değiştirilmesi bile teklif edilemezlik yapıştırmıyor. Kendimi kaybedip bu kutsal söze bakıp “laiklik dediğin işte böyle olur!” diyesim geliyor ya; tövbe, tövbe! Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez, değiştirilmesinin teklif edilemezliğini bile değiştirmeyi teklif etmeye kalkan dillerin hemen kesildiği bir ilke sizde de koyu türbe yeşili renginde bir kutsallık çağrıştırıyorsa, kendinizden utanın ve tövbe edin. [email protected]


SENAİ DEMİRCİ

 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Allah razı olsun kardeşim ve senai hocamdan
 

Serhan Eðeryýlmaz

New member
Katılım
1 May 2007
Mesajlar
385
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
37
Dünya'nın düzelmesi ve her hak sahibinin hakkı bulabilmesi için Kuran-ı Kerim'e ve Hadis-i Şeriflere göre yönetilen bir düzen lazım


''Zan konuşmadan önce ilim öğrenin.''

''Kolaylaştırın,güşleştirmeyin,sevdirin,nefret ettirmeyin.''

''İyiliği emretmeyen kötülükten yasak etmeyenler,bizden değildir.''
 

Serhan Eðeryýlmaz

New member
Katılım
1 May 2007
Mesajlar
385
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
37
Portal bölümünden adıma tıklayarak,bütün mesajlarımı yazdığım konu'ya zan konuşmamak için bu yazıyı yazdım,içim bu yüzden çok rahat.Güncel mevzular olsun,dini mevzular olsun kendimi çok yorum yaparken gördüm,Allah beni affetsin,benim ne haddime Kuran-ı Kerim ayeti ve Resulullah'ın hadis-i şerifini belirtmeden söz söylemem böyle bir iş yaparsam sapıtmış olurum,kardeşlerim ben zan konuşmadan önce ilim öğrenmek istiyorum,zira Resulullah Aleyhisselatu Vesselam buyurmuştur :''Zan konuşmadan önce ilim öğrenin.'' bir diğer hadis-i şerifinde Aleyhisselatu Vesselam buyurmuştur :''Zan sözün en yalan olanıdır.'' zancı olmak yalancı olmaktır,ben böyle olmaktan korkuyorum,bugüne kadar yazmış olduğum yazılarımda doğru kısımda vardır yanlış kısımda siz onları atın bir kenara . Allah Teala Hazretleri insanoğluna Ayetler ve Resuller göndermiştir.Allah insanların uymaları gereken bilgileri insanlara vermiştir.İnsan kendi nefsince konuşamaz,konuşursa baş kaldırmış olur.Yazılarımda sizlere herhangi bir yanlış harekette bulunduysam beni affedin.Bir konu ile ilgili konuşulması lazım geliyorsa bu konuda tek söz sahibi nefisler değil Allah'ın ayetleri ve Resulullunun uygulamaları (sünnetleri) olmalıdır,gerisi yalan.Yazı yazdığım her konunun arkasına bu yazımı da yazacağım nasip olursa.Demek istediğim şu,konuştum konuştum konuştum ama ne konuştum ? artık konulara katılımımda ben değil önce Allah Teala Hazretleri ve sonrasında Resulu söz sahibi olacak kendimden bir şey eklemeyeceğim.Allah'ım nasip ederse
 
Üst Alt