Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Zaman Israfi

tarik1987

New member
Katılım
21 Haz 2007
Mesajlar
120
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Konum
BURSA
zaman_muhendisligi_tr.jpg
Vakit Nerelerde Kaybediliyor?

Sonsuz şefkatli ve merhametli olan Yüce Allah, kullarına birbirinden farklı sayısız nimet vermiştir. İnsan bedenindeki mucizelerden canlı hayatının devamlılığını mümkün kılan evrendeki hassas dengelere, çevrenizde gördüğünüz tüm varlıklardan yaşanan teknolojik gelişmelere kadar herşey ayrı ayrı şükredilmesi gereken nimetlerdir. Yüce Rabbimiz’in “Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız…” (Nahl Suresi, 18) ayetiyle bildirdiği nimetlerinden biri ise, genellikle üzerinde düşünülmeyen ve iyi değerlendirilmeyen “zaman”dır.

Dünya Hayatında Verilen Sürenin Kıymetini Bilmek

Her anlarını Kuran ahlakına göre yaşamak için çaba gösteren müminler, dünya hayatında geçirdikleri her saniyenin hesabını Allah Katında vereceklerini bilirler. Bu nedenle yaşamları boyunca bu sorumluluğun verdiği bilinçle hareket ederler ve Allah’ın rızasını kazanabilmek için zamanlarını en iyi şekilde değerlendirirler. “Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.” (İnşirah Suresi, 7) ayetinin hükmü gereği, yaşadıkları her anı salih bir amelde bulunabilmek için kullanırlar.

Bazı kimselerin Kuran ahlakını yaşama konusunda en çok yanıldığı noktalardan biri, hayatlarını “ibadet zamanları” ve “diğer zamanlar” olarak iki bölüme ayırmalarıdır. Söz konusu kişiler, büyük bir yanlışlık olarak, bu dünyanın geçici olduğunu ve ahiret hayatının varlığını, yalnızca belirli ibadet zamanlarında hatırlarlar. Bu belirli zamanların dışında ise, dünya işlerinin sözde karmaşasına kapılarak sahip oldukları “zaman”ı ahiret açısından önemli olmayan faydasız işler ve düşüncelerle geçirebilmektedirler. Oysa, uykuda geçirilen saatler çıkarıldığında, Yüce Allah kullarına her gün yaklaşık olarak 16-17 saatlik büyük bir zaman dilimini, O’nun rızasını kazanabilmeleri için ihsan etmektedir.
 

lotus

New member
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
407
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Tarik kardeşim,

Allah razı olsun bu güzel paylaşım için.

Bende sana bir hadisi şerifi bildirmek istiyorum izninle

''Allahü Teala farzları yerine getirmemi emrettiği gibi insanlarla güzel geçinmemi de emretti''

Hayırlarla kal kardeşim...
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
bak kardeşim seni anlıyorum ama şu yazıyı okursan benide anlarsın..insanları sıkmamak bunaltmamak lazım....herkes zamanı biliyor ama dini islamı anlatmak istiyorsan insanları sıkmadan anlatıcan...sana tavsiyem aşagıdaki yazıyı cok iyi okumandır....guzel bir anıdır....selametle


Biri müslüman diğeri hiristiyan olan iki komşu zaman zaman islam hakkında sözleşirlerdi. Abid ve dindar bir adam olan müslüman, islamiyeti o kadar tavsif ve tarif ettiki hiristiyan komuşusu islama mütemeyil oldu ve islamı kabul itti.

Gece oldu, seher vaktiydi yeni müslüman olan hıristiyan, evinin kapısının çalındığını gördü. Hayret ve merakla sordu:

- Kimsin?

Kapının arkasında bir ses yükseldi, “ben filan kimseyim” diyerek kendini tanıttı. Onun sayesinde islama teşerrüf eden, müslüman komşusuydu.

- Gecenin bu vaktinde ne işin var?

- Çabuk abdest al ve elbiseni giy de namaz için camiye gidelim.

1.Yeni müslüman ömründe ilk defa abdest aldı ve müslüman arkadaşının peşinden mescide doğru yola koyuldu. Daha sabaha çok vardı. Gece nafile namazının vaktiydi. Tan ağarıncaya kadar namaz kıldılar. Nihayet sabah namazının vakti geldi, sabah namazını kıldılar. Hava tamamen ağarıncaya kadar duayla meşgul oldular. Yeni müslüman evine gitmek için hareket etmişti ki arkadaşı:

- Nereye gidiyorsun? dedi

- Evime döneceğim, sabah farizasını kıldık artık, işimiz yok.

- Azıcık sabret ve namaz duasını güneş doğuncaya kadar oku.

- Çok güzel

Yeni Müslüman oturdu ve güneş doğuncaya kadar Allah’ı zikretti. Gitmek için kalktığında müslüman arkadaşı ona bir Kur’an verdi ve: “Şimdilik güneş yukarıya gelinceye kadar Kur’an okumakla meşgul ol. Bugün oruca niyet etmeni tavsiye ederim. Biliyormusun oruç ne kadar sevap ve faziletlidir? “Yavaş yavaş öğle yaklaştı” “Sabret öğleye bir şey kalmadı öğle namazını mescidde kıl” dedi. Öğle namazı mescidde kılındı. Sonra ona, sabret, ikindi vaktinin (fazilet vaktinin) gelmesi uzun sürmez. Onu da fazilet vaktinde kılalım” dedi. Yeni müslüman akşam namazından sonra iftar etmek için, harekete geçecekti ki, müslüman arkadaşı “Bir namazdan başka, geriye bir şey kalmadı, o da yatsı namazıdır” dedi. Geceden bir saat geçinceye kadar sabrettiler. Yatsı namazı (fazilet vakti) geldi. Yatsı namazı da kılındı Yeni müslüman kalktı ve gitti.

İkinci seher vaktiydi ki tekrar vurulan kapının sesini işitti. Sordu: “Kimdir?”

- Ben filan kişiyim. Komşunum. Çabuk abdest al ve elbiseni giy de beraber mescide gidelim.

- Ben, Mescidden döndüğümüz, dün gece bu dinden ayrıldım. Be hey adam! Git, işi olmayan, vaktini mescidde geçirebilecek, benden daha işsiz bir adam bul. Ben fakir ve ailesi olan bir adamım. İş ve rızık peşinde gitmem lazım.

İmam Sadık (a.s), ashabı ve dostlarına bu hikayeyi naklettikten sonra böyle çok ibadet eden bir adamın, islama girmiş bir çaresizi islam dan çıkardığını buyurdu. “Bununla beraber siz şu gerçeğe dikkat edin ki halkı sıkmayınız. Halkın ölçüsünü güç ve takatini nazarı itibara alınız. Ancak o zaman halkı bu dine mütemayil edebilirsiniz ve kaçamazlar. Biliyor musunuz ki Emevilerin siyasi gidişi sertlik ve şiddet üzerindedir. Fakat bizim yolumuz ve gidişimiz, yumuşaklık, dostça geçinmek, iyi dostluk, gönülleri kazanmak üzerindedir.”[1]
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
zaman_muhendisligi_tr.jpg
Vakit Nerelerde Kaybediliyor?

Sonsuz şefkatli ve merhametli olan Yüce Allah, kullarına birbirinden farklı sayısız nimet vermiştir. İnsan bedenindeki mucizelerden canlı hayatının devamlılığını mümkün kılan evrendeki hassas dengelere, çevrenizde gördüğünüz tüm varlıklardan yaşanan teknolojik gelişmelere kadar herşey ayrı ayrı şükredilmesi gereken nimetlerdir. Yüce Rabbimiz’in “Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız…” (Nahl Suresi, 18) ayetiyle bildirdiği nimetlerinden biri ise, genellikle üzerinde düşünülmeyen ve iyi değerlendirilmeyen “zaman”dır.

Dünya Hayatında Verilen Sürenin Kıymetini Bilmek

Her anlarını Kuran ahlakına göre yaşamak için çaba gösteren müminler, dünya hayatında geçirdikleri her saniyenin hesabını Allah Katında vereceklerini bilirler. Bu nedenle yaşamları boyunca bu sorumluluğun verdiği bilinçle hareket ederler ve Allah’ın rızasını kazanabilmek için zamanlarını en iyi şekilde değerlendirirler. “Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.” (İnşirah Suresi, 7) ayetinin hükmü gereği, yaşadıkları her anı salih bir amelde bulunabilmek için kullanırlar.

Bazı kimselerin Kuran ahlakını yaşama konusunda en çok yanıldığı noktalardan biri, hayatlarını “ibadet zamanları” ve “diğer zamanlar” olarak iki bölüme ayırmalarıdır. Söz konusu kişiler, büyük bir yanlışlık olarak, bu dünyanın geçici olduğunu ve ahiret hayatının varlığını, yalnızca belirli ibadet zamanlarında hatırlarlar. Bu belirli zamanların dışında ise, dünya işlerinin sözde karmaşasına kapılarak sahip oldukları “zaman”ı ahiret açısından önemli olmayan faydasız işler ve düşüncelerle geçirebilmektedirler. Oysa, uykuda geçirilen saatler çıkarıldığında, Yüce Allah kullarına her gün yaklaşık olarak 16-17 saatlik büyük bir zaman dilimini, O’nun rızasını kazanabilmeleri için ihsan etmektedir.

Alıntı :Harun Yahya Net

Önemli olan zaman israfını irdelerken diğer manada yapılan israfları unutmamaktır.Zevkü sefa içerisinde milyonlarca dolarlık çiftliklerde yaşamakta bunlardan birdir sanırım.Önemli olan sen ne yapıyorsundan önce ben ne yapıyorum sorusunu nefslerimize yöneltmek sanırım.Dua ile
 

a l p e r

New member
Katılım
10 May 2007
Mesajlar
364
Tepkime puanı
27
Puanları
0
Ak sakallı bir koca ne bilsin kim hak nice
Emek vermesin hacca bir gönül yıkar ise.

Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namâz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.

Yunus Emre der hoca gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice bir gönüle girmektir.
 

Müþtak

New member
Katılım
2 Tem 2007
Mesajlar
102
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Bana göre ;tarık kardeş bir konu ekledi ve birilerini zorlamadı.Dileyen konuyu okur uygular dileyen okur geçer ya da hiç okumaz.bence bu konu bu kadar uzamamalıydı.birbirinizi kırmamalıydınız.neyse kalın sağlıcakla.Bu arada tarık kardeşi de tanımadığımı dipnot olarak yazayım...

güzel yazılar ilave eden herkese teşekkürler..
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
zaman_muhendisligi_tr.jpg
Vakit Nerelerde Kaybediliyor?

Sonsuz şefkatli ve merhametli olan Yüce Allah, kullarına birbirinden farklı sayısız nimet vermiştir. İnsan bedenindeki mucizelerden canlı hayatının devamlılığını mümkün kılan evrendeki hassas dengelere, çevrenizde gördüğünüz tüm varlıklardan yaşanan teknolojik gelişmelere kadar herşey ayrı ayrı şükredilmesi gereken nimetlerdir. Yüce Rabbimiz’in “Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız…” (Nahl Suresi, 18) ayetiyle bildirdiği nimetlerinden biri ise, genellikle üzerinde düşünülmeyen ve iyi değerlendirilmeyen “zaman”dır.

Dünya Hayatında Verilen Sürenin Kıymetini Bilmek

Her anlarını Kuran ahlakına göre yaşamak için çaba gösteren müminler, dünya hayatında geçirdikleri her saniyenin hesabını Allah Katında vereceklerini bilirler. Bu nedenle yaşamları boyunca bu sorumluluğun verdiği bilinçle hareket ederler ve Allah’ın rızasını kazanabilmek için zamanlarını en iyi şekilde değerlendirirler. “Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.” (İnşirah Suresi, 7) ayetinin hükmü gereği, yaşadıkları her anı salih bir amelde bulunabilmek için kullanırlar.

Bazı kimselerin Kuran ahlakını yaşama konusunda en çok yanıldığı noktalardan biri, hayatlarını “ibadet zamanları” ve “diğer zamanlar” olarak iki bölüme ayırmalarıdır. Söz konusu kişiler, büyük bir yanlışlık olarak, bu dünyanın geçici olduğunu ve ahiret hayatının varlığını, yalnızca belirli ibadet zamanlarında hatırlarlar. Bu belirli zamanların dışında ise, dünya işlerinin sözde karmaşasına kapılarak sahip oldukları “zaman”ı ahiret açısından önemli olmayan faydasız işler ve düşüncelerle geçirebilmektedirler. Oysa, uykuda geçirilen saatler çıkarıldığında, Yüce Allah kullarına her gün yaklaşık olarak 16-17 saatlik büyük bir zaman dilimini, O’nun rızasını kazanabilmeleri için ihsan etmektedir.

Dünyada kalıcak kadar dünyaya ,
Ahirette kalıcak kadar ahirete çalışmak lazım..

Müzemmil - 8
Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen) .
Rabbinin (Allah'ın) ismiyle zikret ve herşeyden kesilerek O'na (Allah'a) dön .


Nisa 103-

Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum
Namazı bitirdikten sonra; ayaktayken, otururken ve yan üzeriyken (yan üstü yatarken) Allah’ı hep zikredin!
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net

          Ortalanmis Mesaj         



Bir patişah düşünelim, raiyetinden iki hizmetkarına 24 altın veriyor. Ve onları iki ay uzaklıktaki çiftliğine gönderiyor. Ve onlara diyor ki vermiş olduğum 24 altın ile gideceğiniz çitliğe varmak için gerekli olan biletleri alınız ve o meskende size lazım olacak ihtiyaçlarınızı karşılayın diyor. Ve yine 1 günlük mesafede bir istasyon olduğunu ve istasyonda her türlü ulaşım araçlarının bulunduğunu bunlara ise sermayeye göre binildiğini söylüyor.

İki hizmetkâr, ders aldıktan sonra giderler.
Birisi, bahtiyar idi ki; istasyona kadar bir parça para masraf eder. Fakat, o masraf içinde efendisinin hoşuna gidecek öyle güzel bir ticaret elde eder ki: Sermayesi, birden bine çıkar. Öteki hizmetkâr bedbaht, serseri olduğundan; istasyona kadar yirmiüç altınını sarfeder. Kumara-mumara verip zâyi eder, birtek altını kalır.
Arkadaşı ona der: “Yahu, şu liranı bir bilete ver. Tâ, bu uzun yolda yayan ve aç kalmayasın. Hem bizim efendimiz kerîmdir; belki merhamet eder, ettiğin kusuru afveder. Seni de tayyareye bindirirler. Bir günde mahall-i ikametimize gideriz. Yoksa iki aylık bir çölde aç, yayan, yalnız gitmeye mecbur olursun.

Acaba şu adam inad edip, o tek lirasını bir define anahtarı hükmünde olan bir bilete vermeyip, muvakkat bir lezzet için sefahete sarfetse; gayet akılsız, zararlı, bedbaht olduğunu, en akılsız adam dahi anlamaz mı?

Patişahın raiyetinde yer alan iki hizmetkar patişahtan derslerini aldıktan sonra yola çıkarlar. Bu hizmetkarlardan birisi bahtiyar idi ki , yani patişahın sözünü dinleyen , patişahın emrine itaat eden , patişahın gösterdiği yol ve düzende hareket eden ki bir günlük mesafede yer alan istasyona kadar kendisine verilmiş olan 24 altından 1 adedini harcar. Ve o harcama ile kullanma ile patişahın - efendisinin hoşuna gidecek öyle bir ticaret yapar ki sermayesi birden bine çıkar.

Diğer hizmetkar ise bedbaht olduğundan, yani kendini beğenmiş olduğundan, serseri olduğundan , patişahın emrine uymayan, onu dinlemeyen ve ona itaat etmeyen olduğundan ve aklı başında da olmadığından ve vazifesini ve gönderiliş gayesini de unuttuğundan bir günlük istasyona kadar 24 altından 23 tanesini boş yere harcıyor. Kumara - murara veriyor, kendisinin ve efendisinin hoşuna gitmeyen boş iş ve yerlerde kullanıyor , Geride sadece 1 altını kalıyor. Halbuki iki ay uzaklıktaki bir yolculuğun daha birinci gününde elinde bulunan sermayenin nerede ise tamamını kullanıyor sadece 1 altını elinde muhafaza ediyor.

Bu esnada kendini ve arkadaşını düşünen ve itaatlkar olan bahtiyar arkadaş diğerine der’ Elinde 1 altının kaldı, altmış günlük yolculuğumuzda aç ve susuz kalırsın, yayan ve yolda kalırsın, bari o altını bilete ver hem bizim efendimiz merhametlidir. Senin yapmış olduğun yanlışlığı, hatayı da bel ki affeder ve seni de o uzun mesafeyi bir anda geçebileceğimiz uçağa bindirir. Ve varmamız gereken meskene – çiftliğe bir anda varırız der.

Acaba şu adam inad edip, o tek lirasını bir define anahtarı hükmünde olan bir bilete vermeyip, muvakkat –geçici bir lezzet için sefahate sarfetse, boş yere kullansa bilet almasa ; gayet akılsız, zararlı, bedbaht olduğunu, en akılsız adam dahi anlamaz mı?

Elbette anlamalı ve elinde kalan o son altınını bir define anahtarı hükmün de olan bilete vermelidir.
Üstad hz. leri belirtilen hikaye ile insanların aklına ve ufkuna bir noktayı gösterdi, Bir hakikate bir gerçeğe parmak bastı acaba belirtilen hikayede kastedilen ve dile getirilen meseleler nedir biz nasıl anlamalıyız. Ve biz hikayenin hangi rolünde yer alıyoruz ve hangi rolünde yer almalıyız bu eksende ;


işte ey namazsız adam! Ve ey namazdan hoşlanmayan nefsim!
Malumdur ki nefis daima kötülüğü ister ve biz insanları kötülüğe sevk eder. Namazsızlık ve namazı istememek nefsin bir düşüncesi ve isteği olduğundan biz nefsimize değil hakikate ve Allahın emrine bakmalıyız.


O hâkim ise; Rabbimiz, Hâlıkımızdır. O iki hizmetkâr yolcu ise; biri: Mütedeyyin, namazını şevk ile kılar. Diğeri: Gafil, namazsız insânlardır. O yirmidört altın ise, yirmidört saat her gündeki ömürdür. O has çiftlik ise, Cennet’tir. O istasyon ise, kabirdir. O seyahat ise; kabre, haşre, ebede gidecek beşer yolculuğudur. Amele göre, takvâ kuvvetine göre, o uzun yolu mütefâvit derecede kat’ederler. Bir kısım ehl-i takvâ, berk gibi bin senelik yolu, bir günde keser. Bir kısmı da, hayal gibi ellibin senelik bir mesâfeyi bir günde kat’eder. Kur’an-ı Azîmüşşan, şu hakikate iki âyetiyle işaret eder. O bilet ise, namazdır. Birtek saat, beş vakit namaza abdestle kâfi gelir. Acaba, yirmiüç saatini şu kısacık hayat-ı dünyeviyyeye sarfeden ve o uzun hayat-ı ebediyyeye birtek saatini sarfetmeyen; ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulmeder, ne kadar hilaf-ı akıl hareket eder.

Hikayede belirtilen patişah-hakim bizi yaratan yoktan var eden Allahımızdır. (c.c) Yolcudan-hizmetkardan bahtiyar olan ise dinine bağlı olan Allahın (c.c) emrine boğun eğen Allahın(c.c) yap dediklerini yapan ve uzaklaş dediklerinden uzaklaşan , namazını kılan insanlardır. Diğer hizmetkar bedbaht olan ise aklını başına alamayan, gerçekten bihaber gafil insanlardır. Ve namazını kılmayanlardır. Belirtilen 24 altın ise bizim yaşadığımız hayatımızda yer alan zaman mevhumu içerisinde belirtilen bir günümüz 24 saatimizdir. Her gündeki ömrümüzdür. Ulaşılması istenen ve gidilecek olan çiftlik ise cennet dir. Ebedi yurdumuzdur. Ebedi alemimizdir. Bir günlük mesafede yer alan istasyon ise kabrimizdir. Öldükte sonra gömüldüğümüz ayrı bir alemdir. Kabir hayatıdır. İki aylık yolculuk ise her insanın ana rahmine düşmesiyle devam eden, çocukluktan , gençliğe, gençlikten , ihtiyarlığa ; ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar uzanan beşer yolculuğudur. Bu yolculukta ise maddi anlamda seyahat vasıtalarına bindiğimiz paralar değil, mülkler değil, maddiyat değil sadece AMEL geçerlidir, TAKVA geçerlidir. Amel ve takva kuvvetine göre bazıları bu yolu bir günde, bazıları ise bir anda geçecek özelliklerdedir.

Bir define anahtarı hükmünde olan bilet ise NAMAZDIR. Bir günlük ömrümüzdeki 24 saatimizi ele alırsak bu 24 saatten 1 saat abdestimizi alarak namaz kılmaya yeterlidir. Her birimiz kendi nefsimize soralım acaba fani, kısa ve her anı kargaşa ve kederle dolu şu hayatımıza 24 saatimizden 23 saatimizi harcıyoruz da ve ya harcamayı akıl ediyoruz da acaba ebedi olan hayatımıza bir tek saatimizi neden harcamıyoruz ve ya neden harcamayı akıl etmiyoruz.
( muhakkak ki tam manası ile üzerine düşen vazifeleri yerine getirenler vardır. Biz bu sözlerimizle kendi nefsimize sesleniyoruz)

Eğer şu fani hayatı için 24 ten 23 saatini harcayan fakat ebedi hayatı için 1 saat harcamayan ne kadar akıl dışı hareket eder, ne kadar zarar eder, ne kadar kendine zulmeder anlaşılmaz mı. Dünya hayatımız için bu fani yurtta iyi bir mekan ve iyi araçlar için güzel gezmek ve iyi şeyler için çaba sarfediyoruz da bu dehşetli meşakkatler yükü altına giriyoruz da , kendimiz için en karlı ticareti arıyoruz da asıl önemli olan ve asıl yurt olan ve ebedi kalınacak olan darı baki yurt için ebedül abad için cennet için neden çalışmıyoruz, neden günümüzün 1 saatini olsun o yolda harca mıyoruz. Neden en karlı ticaretten kendimizi mahrum ediyoruz düşünmeliyiz.




 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
Çok doğru bir yazı bence..Sadece namaz vakitlerinde Allah'ı tesbih eden çok insan var..Önemli olan her zaman O'nu düşünmek..Bu illaki vakit namazlarından ayrı namaz kılmak anlamına gelmez..İşyerinde karşılaşılan olaylara sabretmekte bir ibadettir..Sinirlerine hakim olmakta bir ibadettir..Müşteriyi güleryüzle karşılamakta bir ibadettir.

Ayrıca bu yazıyı Harun YAHYA'nın yazmış olması bişeyi değiştirmez..Bir insanın milyon dolarlara sahip olması da o kişiyi ilgilendirir..Bu adamın Allah yolunda bişeyler yaptığını hepimiz biliyoruz..Kimse bunları gözardı edemez..Bu paraların haram yolla kazanıldığına dair belge getirin o zaman inanalım..Geçen gün Harun YAHYA'nın konuşmalarını yayınladım..Hem sözlü hem video olarak..Merak eden herkez o yazıyı okuyabilir..

Ben bu kişinin eserlerinden mümkün olduğunca faydalanıyorum..Ve sırf bu nedenden dolayı derin bir muhabbet duyuyorum..Burda hepimiz hayır ve şerrin Allah'tan geldiğini biliyoruz..Zenginlik ve fakirliğinde..Hiç kimse inanmadığı bir dava için yüzlerce kitap yazmaz..Ben Harun YAHYA'nın samimiyetine inanıyorum..Lütfen kanıtlar ve belgeler doğrultusunda konuşalım...
 
Üst Alt